pillimiyango43

Durum: 718 - 0 - 0 - 0 - 27.11.2020 02:52

Puan: 10348 - Sözlük Kaşarı

6 yıl önce kayıt oldu. 8.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 36

netflix

evet geçen hafta itibariyle 1 aylık deneme süresini kaldırdılar.
bu promosyonla yeteri kadar reklam yaptılar ve müşteri kazandılar tamam, ama arkadaş her ay yeni bir eposta adresi alıp, yeni sanal kart oluşturarak 1.5 yıldır bedava kullananların olduğunu duyunca adamlara da hak verdim.

a quiet place

en nihayet, 20 mart 2020 de ikincisi geliyor. ilk filmi bıraktığımız son sahneden devam edecek yeni bir gerilim bizleri bekliyor. fragmandan anlaşıldığı kadarıyla, arada kısa geri dönüş sahneleriyle hikayenin başını da anlatacak.

alttaki yazara soracaklarım var

ben de onlardan biriyim orko :) şöyle anlatayım; kışı soğuk diye sevmeyip yazı daha çok seven insanlardan farklı bir çaba gerekmiyor. mesela yazı daha çok seven adamlar benim umurumda değil, kimsenin de umurunda değildir, sanmıyorum, 25-27 derece iç mekan sıcaklığı her iki tarafı da memnun eder.

kabullenmek mi yoksa olacağına dair hiçbir umudun olmasa da çabalamak mı?

edit : arkadaş bu ne hız :) orko'nun sorusuna cevap vermeye çalışıyordum.

xiaomi redmi note 8 pro

donanım bazında, fiyat performans ürünleri bir hayli popüler olsa da, birçok çinli telefon markası gibi; pil ekranında süre kasmak için agresif çalışan bir arka plan yönetimi, saçma sapan bildirim sorunları, donanıma eşdeğer olmayan yazılım gibi sorunlarla boğuşuyor.

orgazm sigarası

beni de sevenler grubuna yazabilirsiniz, tek sigarayı paylaşmayı da, olmadı karşılıklı içmeyi de seviyorum. çok nadir ama partner kullanmıyorsa, o zaman özel izinle balkonda, camda. en kötü ihtimalle kapı önünde.

hoşlanılan erkeğin kadınsı çıkması

sanırım burada bahsedilen, kendin gibi cinsel eğilimlere sahip birini ufak tefek davranışlarıyla anlayabilmek değil. gerçi ben onu da anlayamıyorum ama :)
belirli bir döneme kadar farklı profil çizerek, daha sonra alttaki profile dönüşmesi.

hornet'te feminen istemiyoruz kampanyası

kampanyanın başarılı olması durumunda hornette profil bırakmayacak uygulama
meme gösterenleri ve sokacak delik arayanları çıkardın mı, beş, on kişi anca kalır.
ayrıca başlıkta feminenlik, içerikte travesti olunca, feminenliğin tanımı konusunda bile hemfikir platform zor..

gay ilişkilerdeki en büyük sorun

güven, bitmez tükenmez ego, sınırsız aç gözlülük, kolay erişim, hayvan duygusallığına! eşdeğer duygusallık, benmerkezcilik ve bolca şerefsizlik.

hoşlanılan erkeğin kadınsı çıkması

aslında "çıkana" kadar beklenilmemesi gereken durum. hoşlanılmıyorsa sorulmalı, cevabı da dürüstçe verilmelidir. farkında olmadan kadınsı davranışa sahip kişileri tenzih etmek isterdim ama sorulduğunda verilen cevapların samimiyetine bakınca geriye kalan arkadaşlar yüzde bir bile etmiyor, onlara da haksızlık yapmayalım.

demirören avm

istiklal üzerindeki çirkin görünüşü bir yana, mağazalarından yemek katına, sinemasından tuvaletlerine kadar kötü olan yapı.

sevgiliyle yaş farkı

belirli yaş aralığı içerisinde, yaş farkının sevgiye engel olmadığını düşünen salağın tekiyim. aralığın altında olup çok şaşırtan da, üstünde olup aman aman dedirten de oldu. ama bunlar, içinde bulunduğumuz materyal ortamda genellenemeyecek kadar az, istisnalar kaideyi bozmaz örnekleri.

ayı sözlük yazarlarının ilişki durumları

alttaki yazara soracaklarım var

sevmek istiyoruz derken aslında sevilmeyi istiyoruz. sevmeye başlayıp, sevildiğimizi de fark ettiğimizde, güzelliğini yaşamak yerine sevilmeyeceğimiz zamana odaklanıyoruz. içten içe o zamanın depresyonunu bekliyoruz. bir de bunu tekilden genele çoğullarsan, sevmemek en güzeli.

azı karar çoğu zarar diyenler, niye çok alırlar hep az verirler?

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

hoşlanılan kişiden soğuma nedenleri

başlayan her sohbetin, o ve onunla ilgili bir yerlere gelmeden bitememesi.
ilgi çekmek için çok yüksek sesle konuşması.
konu ne olursa olsun, önceden pazarlık yapması.
söyledikleriyle, yaptıklarının bambaşka şeyler olması.

göğüs kılı

birds of prey

suicide squad'ı da sevmemiş biri olarak neden gittim bilmiyorum ama hiç mi hiç olmamış. sanırım süper kahraman filmleri içinde wonder woman'dan sonra seyrettiğim en kötü filmdi.

ayı sözlük itiraf

bugün itibariyle kendi kendimi tescilledim, kesinlikle dengesiz tip paratoneriyim.
arkadaş hiç mi sorunsuz, aklı başında biri çıkmayacak benim karşıma, derdiniz ne olm sizin?

ap

eminim hepsini kapsamıyordur ama yatakta beraber olmak istenebilecek, en rahat arkadaşlar. onu yaptın, bunu yapmadın derdi yok, tümüyle zevk odaklı bir süreç.
aktifsen de pasifsen de sorun yok. ne yapardık biz sizsiz?

sikimde olan her şeye dair bir şey

sözlük sayesinde keşfettiğim, bazılarını hazmetmesi zor olsa da çok keyifli yazılar barındıran blog. yazarının kalemine sağlık.
  • /
  • 36

her güzel şeyin bir sonu vardır

her çirkin şeyinde sonu olduğunun net ispatıdır. kendini güzel sanana ceza niteliğindedir. karbonfiber misin pzvnk.

sevgili tarafından tecavüze uğramak

ilişkilerin çoğunda yaşanan yaygın bir şey aslında bu ama çoğu zaman dile gelmez veya inkar edilir. ama bunun çizgisinin nerede çekileceği konusunda emin değilim.
mesela ben dün sevgilimle buluştum. seks yaparken ona çok acıyor çıkar dedim. o "dur geliyorum zaten" diyerek 3-5 saniye daha ilişkiye devam etti. bu durumda bana tecavüz etmiş olduğunu söyledim ona ama kabul etmedi kesinlikle.
tecavüz illa ilişkinin başından itibaren olacak bir şey değil bence. dur dendiği zaman durulmalı diye düşünüyorum.

aşık olduğundan emin olamamak

filmler, kitaplar ve efsaneler biz insanlara hep karnında hissedilen kelebeklerden, beyin aktivitesinin düzgün çalışmamasından, beyaz ata binmiş kısmetlerden bahsededursun gerçek aslında biraz farklıdır.

aşk ve sevgi öğrenilebilir kavramlardır. değer veriliyor, görülüyor, birlikte geçirilen zamanda vücut mutluluk hormonlarını bolca salgılıyorsa yani mutlu hissediyorsanız ve birlikte uyuyor ve dinlenmiş hafif uyanıyorsanız emin olabilirsiniz.

ölmesi gereken ünlüler

yarım aklımla ve yanlış algılarımla isim veremeyeceğim başlıktır. yine de kimsenin ölmesini istemem gibi ahlaki doğruculuk da yapamıyorum. aklıma deadpool 2'deki deadpool'ün hitler'i öldürmek için geçmişe gittiği sahne geliyor. bebek hitler'e bir şey yapamıyor ama adamın ileride yapacaklarını biliyordu. o aşamaya gelince muhtemelen ölmesini istediğim kişiye karşı vicdani bir tutum geliştireceğim. ama ölmesini istediğimiz ünlünün ölümüne biz sebep olmayacaksak bu kararı daha rahat verebiliyoruz değil mi! ben toplumda bölücü, insanlara zararı dokunan, kötü örneklerin (ama en uç olanlarının) ölmesini isteyebilirim ama işin derinine inince orada karar mekanizması düzgün bir ritmle çalışmıyor. böyle düşününce de ölüm denen şeyin insan eline bırakılmaması gerektiğini düşünüyorum. karmakarışık...

deeper and deeper

içinde yer alan pek çok gizli hit gibi harcanan bir erotica parçası. şarkı 90ların başında dünyaya yayılan dans müziğinin tanımı gibidir.



hoşlanılan erkekle duş almak

komik diyaloglarında geçtiği duş.

--hey nereye?
-ee işim bitti hayatım.
-- . gusül abdestialmadın ama.
-off yaaa.
(abdest alınmaya başlanır)
--öyle değil öyle olmaz!!
-ama benim mezhebime göre böyle alınıyo.
--hayır benim dediğim gibi alacaksın.
-öff ya öliym ben öliym iyi ki duş alalım dedik hacca yolluyacaksın adamı.
--züküşürken böyle konuşmuyordun ama !!
-assdfsdfg

ayı sözlük itiraf

insanlar ne kadar mantıklı, sağduyulu, tutarlı düşünse de bazı konularda olaylar düşüncelerini desteklediğinde çok salakça fikirlere kapılabiliyor. lise dönemi ergenliğiyle platonik bağlandığım okulumuzun müdür yardımcısı vardı. neredeyse aradan on sene geçmiştir. platoniklerin arasindan en tutkuyla bağlandığım adamdı. hayatta bana bir fırsat sunulsaydi, her türlü onunla değerlendirmeyi seçerdim. o kadar olağanüstü bir şey gibi geliyordu ki tenimin tenine değmesi; aşkı sevgiyi geçtim, sırf nasıl bir histir bu merağından belki de en çok istediğim şeydi. bilen bilir platonikler durup dururken birine bağlanma olayı değildir. dogru ya da yanlış karşı tarafın da tavırları seni buna sürükler. etkisini yitirdiğinde karşılık konusunda en iyimser düşündüğüm adamdı kendisi. yeni yaslarimin getirdiği tecrübe ve olaya birkac sene uzaktan bakınca en ufak bir alaka görmüyordum bile. hatta yakın zamanda onu gördüğümde karşılaşmamak için elimden geleni yaptım. ama dün telefona dalmışken iş yerinin oradan birinin geçtiğini farkederken kafamı kaldırır kaldirmaz birinin gözleriyle içeriye göz gezdirdigini gördüm. aynı zamanda yürüdüğü için tam gözler bana kayınca işyerini de geçmiş oldu. bir anlık noluyor lan dedim kendi kendime. anlam vermeye çalışıyorum. oldukça düşündüklerimden uzak ihtimallerden yana kullanıyorum mantığımı ama hafiften de aklım başka yana kaymiyor da değil. hani bir şey olacağından değil. biliyorum kırk yıl böyle sürse hiçbir şey olmaz ama içinin bi yerlerinde bir şeyler cız ediyor yine. gecem onu düşünerek geçti. hala karşıma çıkınca ayaklarım titriyor.

nefesin ile dertleşmek

o bile beni anlamıyor artık, vazgeçti dinlemekten

ayı sözlük günlük

yalnızlıktan geberiyorum artık günlük.
virüs yüzünden tüm sosyal aktivitelerim iptal oldu -iyice de başarıyordum sosyalleşmeyi- bir haftadır evdeyim.

evdeyken yalnızlığım daha çok canımı acıtmaya başladı. okul , iş yoğunluğundan dolayı çok hissettirmiyormuş meğersem.

yeni anladım

mesajını beklediğim kişi bana dönmedi (yine)
ah korona ah onu bu pazartesi buluşmak için ikna edicektim oysaki. bu muhabbet geçsin diye 3-4 gün bekledim fakat o bana , sana sonra yazıcağım dediği şeyi bile yazmadı yedi günde.
üzdü..
daha yazmayacam ona.

kısmet açma büyüsü bilen var mı ? büyü filan yaptırmayı düşünüyorum artık. kafayı yemeye başladım. kendimi yine instagramda çiftlere bakarken yakaladım. ulan biz bir tanesini bulamıyoruz millet polyamory ilişki yaşıyor. hemde kütahyada.

birazdan ağlayarak uyumaya çalışacağım (yine). iyi uykular günlük.

ayı sözlük günlük

merhaba günlük iki gündür bekliyorum. bekliyorum fakat yazmayacağını da biliyorum.
hep mesajları ben attım ama sıkıldım ya birazda ben ilgi göreyim. sürekli kovalayan taraf ben olmak istemiyorum hep seven hep seven ben , sevilen onlar. sıkıldım.

ne de zor sevecek sevilecek biriyle tanışmak.

neden kimseyi bulamıyorum ki günlük. sanki bedenimi saran anti-gay enerjisi var.

çok kıskanıyorum sahilde oturup birbirlerinin gözlerinin içine bakan insanları. dudağım ne zaman bir dudağa değecek ?
içimdeki boşluk ne zaman kapanacak ?
ne zaman teninin kokusunu içime çekeceğim onun ?
ne zaman keşke zamanı durdurabilseydim diyeceğim ?

her an ölecekmişim gibi.
sevilmeden , sevişmeden , sevmeden ölmek istemiyorum.

Toplam entry sayısı: 718

feminenlere ilgi duymayan gay

biri de benim. ama o çok bilmiş yargıların aksine sebep ne dışarıdan fark edilme kaygısı ne de cinsiyetçilik safsatası. sadece cinsel anlamda ilgimi uyandırmıyor, bu kadar basit.
bir de bunun üzerinden maruz kalınan ayrımcılık suçlamaları var ki o daha da vahim.
yani anlamıyorum, sen kıllı/kılsız, kaslı/kassız, uzun/kısa, büyük/küçük, genç/yaşlı olsun diye bir bir sıralarken ayrımcılık yapmıyorsun da ben feminen olmasın diyince mi ayrımcılık yapıyorum?

albertcamus

bak bu da ilginç oldu; açtığı başlıkların yüzde doksan dokuzunda keskin ifadeler, genellemeler ve sıfatlandırmalar bulunan birinin, ön yargıdan şikayet ediyor oluşu biraz garip değil mi?
sanmıyorum ki burada bulunan herhangi biri, yazdıklarını okuyarak seni tanıdığına kanaat getirsin, ama bir yandan da kabul etmek gerekir ki, yazdıklarımızı okuyan kişilerin hakkımızda fikir sahibi olmaları için ellerindeki tek veri ne yazık ki yine bizzat yazdıklarımız.
gelelim esas en üzücü olan, kurgu bir karakter olduğun ve üzerine alınmadığın kısma; yani yazdıklarının asında senin düşüncelerin olmadığını, yarattığın kurgu karakterle rahatça itham ederken, kurgu karakterini itham edenleri tuhaf olarak görüyorsun, o zaman şimdiye kadar yazdıklarını okuyan bir yazarın şunu sormaya hakkı yok mu, sen bizle kafa mı buluyorsun?

yalnızlığın anlaşıldığı anlar

içerken yanında, -nabersin, keyifler iyi mi, diye sorabileceğin birinin olmadığını,
sinemada, yanındaki koltuğa kaykılmak yerine koltuğu ortaladığını,
kahve, sohbet isterken, kahve içip telefona gömülmüş olduğunu,
eve dönüşte, arayıp -bir şey lazım mı, diye sorabileceğin birinin olmadığını,
libidon tavanken, kendini bilgisayar, telefon vb başında porno izlerken bulduğunu fark ettiğin tüm o anlar.

covid-19

kronoloji müthiş;
sabah saatlerinde, dünya bankası corona virüsüyle mücadele eden ülkelere 12 milyar dolar ayırdığını açıklıyor,
sonrasında imf aynı amaçla 50 milyar dolar bütçe ayırdığını açıklıyor,
öğle saatlerinde sağlık bakanlığı'ndan "bu virüsün şu anda türkiye'de olma ihtimali çok yüksek" açıklaması geliyor,
geceyarısı da ilk vaka duyuruluyor.

saldırmak için başlık açmak

amaç yazara saldırmaksa, sitenin bir de özel mesaj sistemi olduğuna göre gereksiz hareket.
yok aslında derdim yazara saldırdığım deklare olsun, diğer ayıcanlar da görsün derseniz, saldırdığınız kişinin dışında kim umursar ki?

albertcamus

bak bu da ilginç oldu; açtığı başlıkların yüzde doksan dokuzunda keskin ifadeler, genellemeler ve sıfatlandırmalar bulunan birinin, ön yargıdan şikayet ediyor oluşu biraz garip değil mi?
sanmıyorum ki burada bulunan herhangi biri, yazdıklarını okuyarak seni tanıdığına kanaat getirsin, ama bir yandan da kabul etmek gerekir ki, yazdıklarımızı okuyan kişilerin hakkımızda fikir sahibi olmaları için ellerindeki tek veri ne yazık ki yine bizzat yazdıklarımız.
gelelim esas en üzücü olan, kurgu bir karakter olduğun ve üzerine alınmadığın kısma; yani yazdıklarının asında senin düşüncelerin olmadığını, yarattığın kurgu karakterle rahatça itham ederken, kurgu karakterini itham edenleri tuhaf olarak görüyorsun, o zaman şimdiye kadar yazdıklarını okuyan bir yazarın şunu sormaya hakkı yok mu, sen bizle kafa mı buluyorsun?

ayı sözlük itiraf

bugün akşam üzeri, asla yapmayacağım bir şey yaptım, hayatımda ilk defa sadece fotosunu gördüğüm ve toplamda dört cümle yazıştığım biriyle tanıştım. -selamlar, -avm'nin üst katında x yerde yemek yiyorum, -yalnız? -evet, gelsene... bu kadar. ne olacak ki, diyip bindim asansöre, çıktım yemek katına.
plansız bir durum ve önceden verilmiş başka bir sözüm olmasından dolayı kısa bir sohbet oldu ama nasıl güzel, nasıl tatlı adamın teki namussuz. şu kadarını söyleyeyim, elimden tutup -hadi deseydi, gitmiştim adamla. o an bu hissettiğimi ne belli ettim, ne de söyledim. eğer iletişim sürerse bir gün zaten anlatırım ona da, benim pek içimde kalmaz. ama o güne kadar ne siz okudunuz ne de ben anlattım ona göre...
şimdi düşündüm de, ister misin adam sözlük yazarlarından biri olsun, rezilliğe gel

aktif olduğunu her fırsatta dile getiren yazar

napsın adamlar? elbette her fırsatta dile getirecek yoksa adamları eşcinsel zannediyorsunuz.

bir koli mekanı olarak ayı sözlük

burada bulunmanın yegane amacı başlıktaki düşünce değilse, hiçbir sorun göremiyorum.
bir insanın kendisini anlayan, söylediğini anlayabildiği, paralel hayat görüşüne sahip, düşüncelerine önem verebileceği birisiyle tanışması kadar güzel bir şey var mı?
sözlükte, kafede, metroda, mahallede olması neyi değiştirir...

instagram kullanmayan erkeğin zeki ve kültürlü olduğu gerçeği

son zamanda duyduğum en saçma genellemelerden birisi, genelleyenin düşüncesine saygı duymak! (nasıl olacaksa?) bir yana, instagram kullanan tüm erkekleri geri zeka/aptal ya da kültürsüz olarak nitelemek bir anlamda genelleyenin de zeka skalasında nereye denk geldiğini düşündürdü.

ölümden sonra hayat varsa neden müminler hemen ölmüyorlar

başlığın sahibi için, öncelikle ahirete inanmaman kendi açından iyi olmuş çünkü bir adım öne yürüyüp, kendini bir yerlerden atmakla allah'a ulaşma fikrin tümüyle yanlış. boşu boşuna kendine yazık edermişsin.
her ne kadar senelerimi işin ilmine vermemiş olsam da basit bir şekilde; dine göre ahiret, hak etmeden önce uğruna çaba gerektirir. yani daha basitçe; bir ödüldür. ödülün iyi veya kötü olacağını senin dünyevi yaşamındaki kararların belirler. sana verilen ödev o yaşamı layıkıyla, gösterilen doğrularla yaşamandır. içinde doğmuş olduğun, yaşadığın toplum seni yargılarken bile değiştirmen için bir seçim hakkın var, en basiti müslümanların aldığı kararların yaşam haklarını, sosyal haklarını tehlikeye sokmadığı bir toplumda yaşamayı değerlendirebilirsin? bu hakkı kullanmak yine senin hür iradenle sınırlı.
ikincisi, biraz daha kafa yorup düşünürsen, hayat tarzını, gay olmanı eleştiren kişilerin dininin ne olduğu (burada müslümanlıkla eşleştirmişsin) çok önemsiz bir nokta, zannediyor musun ki o kişi başka bir dine inansaydı senin gay olmanı ya da yaşam tarzını hazımsayacaktı? hiçbir din eşcinsel ilişkiyi onaylamaz dolayısıyla konu dini inanış ya da inançsızlık değil kişinin kendisinden mütevellittir.
çıkış noktan doğru olsaydı bütün dinsizler, inançsızlar ya da müslüman olmayanlar gay olmanı normal karşılardı ama ne yazık ki yok öyle bir dünya.
ayrıca kur'an-ı kerim'de iman edilmesi için zulmetmek diye bir şey yoktur, yine eleştirdiğin din değil kişiler olmalı.

adamı göt gibi ortada bırakan sorular

yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan?

eşcinsellik hastalıktır diyen doktorun görevinden alınması.

darısı türkiye'de görev yapan, aynı görüşteki türk doktorların başına.

feminenlere ilgi duymayan gay

feminenlere ilgi duymayanları homofobik olarak damgalayan feminenlerin kaç tane feminen adamla birlikte olduğunu sorsak?
tanıdığım hiçbir feminen arkadaşımın şimdiye kadar feminen birine ilgi gösterdiğini görmedim.
atmaya gelince mangalda kül bırakmıyorsunuz da, var mı aranızda bir cengaver, ben feminenim ve feminenlerden hoşlanıyorum diyebilecek?

köftehor

kesinlikle katılıyorum monattan. olumsuzluğu anlatmak için kullanılsa bile garip bir şekilde sıcaklığı, sevecenliği var kelimenin.
Henüz takip ettiği biri yok.