pillimiyango43

Durum: 718 - 0 - 0 - 0 - 27.11.2020 02:52

Puan: 10348 - Sözlük Kaşarı

7 yıl önce kayıt oldu. 8.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 36

bedelli askerlik

ak parti, bedelli askerliğin 1 ocak 1994 doğumluları da kapsaması için önerge verecekmiş.

ağlatan filmler

sonrasında defalarca gözüm dolmuştur ama hiç unutamam, free willy'nin son sahnesinde bütün salon alkışlarken, ben bildiğin 2 gözüm iki çeşme ağlıyordum...

saldırmak için başlık açmak

amaç yazara saldırmaksa, sitenin bir de özel mesaj sistemi olduğuna göre gereksiz hareket.
yok aslında derdim yazara saldırdığım deklare olsun, diğer ayıcanlar da görsün derseniz, saldırdığınız kişinin dışında kim umursar ki?

ayrılma sinyalleri veren sevgili

sinyalleri okumak gibi bir göreviniz olduğunu düşünen ama her fırsatta -bana açık olmanı istiyorum, diyen tür.

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

örümcek

neredeyse ölesiye korktuğum, yüzünden kaza yapma tehlikesi geçirdiğim, bulunduğum odada varlığını farketmemle ölüsü bulunana kadar aynı yerde kalamadığım hayvan.
bir de tam bir mallık örneği olarak arachnophobia'yı https://www.imdb.com/title/tt0099052/ seyredip aylarca uykusuz kalmıştım...

bacak kılı

bacak için hiçbir koşul altında (kaslı, kassız, zayıf, kalın vb) ağdayı sevmiyor ve yakıştırmıyorum, ancak bir diğer taraftan da kişinin rahat ettiği şekilde olması her zaman tercihim.
kılsız adamla değil de böyle bebek poposu gibi kılsız kalmaya çalışan adamla anlaşamıyorum eğer bir de sebep - ayy öyle seviyorlar canım yaa, falan gibi saçma sapan bir sebepse, sevenine yakın, bana uzak olsun.

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

25 cmlik çift penise sahip adam

haberde görsel yok ama merak etmeyin ben buldum sizin için.

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

fermuarın arasından çıkan penis

fermuara sıkışıp, hastanede sonlanabilecek kabus.

boxer koklamak

duştan yeni çıkmış mis kokan bir adamın, kirlisi makinada temizi üzerindeyse...

seks sonrası kolinin evinden ne zaman ayrılsam sorunsalı

açık bir şekilde sorarak ne kendimi ikilemde ne de karşımdakini zorda bırakmadığım durum;
müsaitsem, daha fazla vakit geçirmek, kalmak istiyorsam bunu açık bir şekilde belli ederim hatta söylerim. bu açıklığı aynı şekilde karşımdan da görmeyi beklediğimi de eklerim. benim veya karşımdakinin zaman beklentisi aynı olmayabilir ancak bilindiği ve saygı gösterildiği sürece hiç sorun yok.

sigara içen erkekle öpüşmek

sigara içen biri olarak bile eğer yeterli temizlik yapılmamışsa rahatsız olduğum, diş fıçalayıp, ağız çalkalamak bu kadar mı zor, dedirten durum.

raylı ulaşım sistemleri

belirli bir saatten sonra, sefer aralıklarının açılıp, sabaha kadar devam etmesini istediğim ulaşım sistemi.

her pazardan sonra pazartesinin gelmesi sorunsalı

boyalı dolap

öncelikle kolay gelsin, sitenin tasarım renkleri çok güzel duruyor, izininle tek eleştirim çiçek kısmında; hem site bütünlüğü içerisinde hem de ana bannerda daha grafiksel bir tasarım veya obje sitenin ağırlığı ve ciddiyeti anlamında bir artı sağlayabilir.

bu seferlik boyle olsun

hem yazım tarzı hem de üslubundan dolayı girdilerini keyifle okuduğum yazar.
varsa sorunları, bir an önce hallolsun umarım, hakkında hayırlısı.

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

batwoman

ilk çıkışı amacı, 1950'li yıllarda batmanin gay olduğu söylemlerine son vermek olan ve yaklaşık 50 yıl unutulduktan sonra 2000'lerde yahudi kökenli bir eşcinsel olarak geri dönen süper kahraman.
  • /
  • 36

her güzel şeyin bir sonu vardır

her çirkin şeyinde sonu olduğunun net ispatıdır. kendini güzel sanana ceza niteliğindedir. karbonfiber misin pzvnk.

sevgili tarafından tecavüze uğramak

ilişkilerin çoğunda yaşanan yaygın bir şey aslında bu ama çoğu zaman dile gelmez veya inkar edilir. ama bunun çizgisinin nerede çekileceği konusunda emin değilim.
mesela ben dün sevgilimle buluştum. seks yaparken ona çok acıyor çıkar dedim. o "dur geliyorum zaten" diyerek 3-5 saniye daha ilişkiye devam etti. bu durumda bana tecavüz etmiş olduğunu söyledim ona ama kabul etmedi kesinlikle.
tecavüz illa ilişkinin başından itibaren olacak bir şey değil bence. dur dendiği zaman durulmalı diye düşünüyorum.

aşık olduğundan emin olamamak

filmler, kitaplar ve efsaneler biz insanlara hep karnında hissedilen kelebeklerden, beyin aktivitesinin düzgün çalışmamasından, beyaz ata binmiş kısmetlerden bahsededursun gerçek aslında biraz farklıdır.

aşk ve sevgi öğrenilebilir kavramlardır. değer veriliyor, görülüyor, birlikte geçirilen zamanda vücut mutluluk hormonlarını bolca salgılıyorsa yani mutlu hissediyorsanız ve birlikte uyuyor ve dinlenmiş hafif uyanıyorsanız emin olabilirsiniz.

ölmesi gereken ünlüler

yarım aklımla ve yanlış algılarımla isim veremeyeceğim başlıktır. yine de kimsenin ölmesini istemem gibi ahlaki doğruculuk da yapamıyorum. aklıma deadpool 2'deki deadpool'ün hitler'i öldürmek için geçmişe gittiği sahne geliyor. bebek hitler'e bir şey yapamıyor ama adamın ileride yapacaklarını biliyordu. o aşamaya gelince muhtemelen ölmesini istediğim kişiye karşı vicdani bir tutum geliştireceğim. ama ölmesini istediğimiz ünlünün ölümüne biz sebep olmayacaksak bu kararı daha rahat verebiliyoruz değil mi! ben toplumda bölücü, insanlara zararı dokunan, kötü örneklerin (ama en uç olanlarının) ölmesini isteyebilirim ama işin derinine inince orada karar mekanizması düzgün bir ritmle çalışmıyor. böyle düşününce de ölüm denen şeyin insan eline bırakılmaması gerektiğini düşünüyorum. karmakarışık...

deeper and deeper

içinde yer alan pek çok gizli hit gibi harcanan bir erotica parçası. şarkı 90ların başında dünyaya yayılan dans müziğinin tanımı gibidir.



hoşlanılan erkekle duş almak

komik diyaloglarında geçtiği duş.

--hey nereye?
-ee işim bitti hayatım.
-- . gusül abdestialmadın ama.
-off yaaa.
(abdest alınmaya başlanır)
--öyle değil öyle olmaz!!
-ama benim mezhebime göre böyle alınıyo.
--hayır benim dediğim gibi alacaksın.
-öff ya öliym ben öliym iyi ki duş alalım dedik hacca yolluyacaksın adamı.
--züküşürken böyle konuşmuyordun ama !!
-assdfsdfg

ayı sözlük itiraf

insanlar ne kadar mantıklı, sağduyulu, tutarlı düşünse de bazı konularda olaylar düşüncelerini desteklediğinde çok salakça fikirlere kapılabiliyor. lise dönemi ergenliğiyle platonik bağlandığım okulumuzun müdür yardımcısı vardı. neredeyse aradan on sene geçmiştir. platoniklerin arasindan en tutkuyla bağlandığım adamdı. hayatta bana bir fırsat sunulsaydi, her türlü onunla değerlendirmeyi seçerdim. o kadar olağanüstü bir şey gibi geliyordu ki tenimin tenine değmesi; aşkı sevgiyi geçtim, sırf nasıl bir histir bu merağından belki de en çok istediğim şeydi. bilen bilir platonikler durup dururken birine bağlanma olayı değildir. dogru ya da yanlış karşı tarafın da tavırları seni buna sürükler. etkisini yitirdiğinde karşılık konusunda en iyimser düşündüğüm adamdı kendisi. yeni yaslarimin getirdiği tecrübe ve olaya birkac sene uzaktan bakınca en ufak bir alaka görmüyordum bile. hatta yakın zamanda onu gördüğümde karşılaşmamak için elimden geleni yaptım. ama dün telefona dalmışken iş yerinin oradan birinin geçtiğini farkederken kafamı kaldırır kaldirmaz birinin gözleriyle içeriye göz gezdirdigini gördüm. aynı zamanda yürüdüğü için tam gözler bana kayınca işyerini de geçmiş oldu. bir anlık noluyor lan dedim kendi kendime. anlam vermeye çalışıyorum. oldukça düşündüklerimden uzak ihtimallerden yana kullanıyorum mantığımı ama hafiften de aklım başka yana kaymiyor da değil. hani bir şey olacağından değil. biliyorum kırk yıl böyle sürse hiçbir şey olmaz ama içinin bi yerlerinde bir şeyler cız ediyor yine. gecem onu düşünerek geçti. hala karşıma çıkınca ayaklarım titriyor.

nefesin ile dertleşmek

o bile beni anlamıyor artık, vazgeçti dinlemekten

ayı sözlük günlük

yalnızlıktan geberiyorum artık günlük.
virüs yüzünden tüm sosyal aktivitelerim iptal oldu -iyice de başarıyordum sosyalleşmeyi- bir haftadır evdeyim.

evdeyken yalnızlığım daha çok canımı acıtmaya başladı. okul , iş yoğunluğundan dolayı çok hissettirmiyormuş meğersem.

yeni anladım

mesajını beklediğim kişi bana dönmedi (yine)
ah korona ah onu bu pazartesi buluşmak için ikna edicektim oysaki. bu muhabbet geçsin diye 3-4 gün bekledim fakat o bana , sana sonra yazıcağım dediği şeyi bile yazmadı yedi günde.
üzdü..
daha yazmayacam ona.

kısmet açma büyüsü bilen var mı ? büyü filan yaptırmayı düşünüyorum artık. kafayı yemeye başladım. kendimi yine instagramda çiftlere bakarken yakaladım. ulan biz bir tanesini bulamıyoruz millet polyamory ilişki yaşıyor. hemde kütahyada.

birazdan ağlayarak uyumaya çalışacağım (yine). iyi uykular günlük.

ayı sözlük günlük

merhaba günlük iki gündür bekliyorum. bekliyorum fakat yazmayacağını da biliyorum.
hep mesajları ben attım ama sıkıldım ya birazda ben ilgi göreyim. sürekli kovalayan taraf ben olmak istemiyorum hep seven hep seven ben , sevilen onlar. sıkıldım.

ne de zor sevecek sevilecek biriyle tanışmak.

neden kimseyi bulamıyorum ki günlük. sanki bedenimi saran anti-gay enerjisi var.

çok kıskanıyorum sahilde oturup birbirlerinin gözlerinin içine bakan insanları. dudağım ne zaman bir dudağa değecek ?
içimdeki boşluk ne zaman kapanacak ?
ne zaman teninin kokusunu içime çekeceğim onun ?
ne zaman keşke zamanı durdurabilseydim diyeceğim ?

her an ölecekmişim gibi.
sevilmeden , sevişmeden , sevmeden ölmek istemiyorum.

Toplam entry sayısı: 718

feminenlere ilgi duymayan gay

biri de benim. ama o çok bilmiş yargıların aksine sebep ne dışarıdan fark edilme kaygısı ne de cinsiyetçilik safsatası. sadece cinsel anlamda ilgimi uyandırmıyor, bu kadar basit.
bir de bunun üzerinden maruz kalınan ayrımcılık suçlamaları var ki o daha da vahim.
yani anlamıyorum, sen kıllı/kılsız, kaslı/kassız, uzun/kısa, büyük/küçük, genç/yaşlı olsun diye bir bir sıralarken ayrımcılık yapmıyorsun da ben feminen olmasın diyince mi ayrımcılık yapıyorum?

albertcamus

bak bu da ilginç oldu; açtığı başlıkların yüzde doksan dokuzunda keskin ifadeler, genellemeler ve sıfatlandırmalar bulunan birinin, ön yargıdan şikayet ediyor oluşu biraz garip değil mi?
sanmıyorum ki burada bulunan herhangi biri, yazdıklarını okuyarak seni tanıdığına kanaat getirsin, ama bir yandan da kabul etmek gerekir ki, yazdıklarımızı okuyan kişilerin hakkımızda fikir sahibi olmaları için ellerindeki tek veri ne yazık ki yine bizzat yazdıklarımız.
gelelim esas en üzücü olan, kurgu bir karakter olduğun ve üzerine alınmadığın kısma; yani yazdıklarının asında senin düşüncelerin olmadığını, yarattığın kurgu karakterle rahatça itham ederken, kurgu karakterini itham edenleri tuhaf olarak görüyorsun, o zaman şimdiye kadar yazdıklarını okuyan bir yazarın şunu sormaya hakkı yok mu, sen bizle kafa mı buluyorsun?

yalnızlığın anlaşıldığı anlar

içerken yanında, -nabersin, keyifler iyi mi, diye sorabileceğin birinin olmadığını,
sinemada, yanındaki koltuğa kaykılmak yerine koltuğu ortaladığını,
kahve, sohbet isterken, kahve içip telefona gömülmüş olduğunu,
eve dönüşte, arayıp -bir şey lazım mı, diye sorabileceğin birinin olmadığını,
libidon tavanken, kendini bilgisayar, telefon vb başında porno izlerken bulduğunu fark ettiğin tüm o anlar.

covid-19

kronoloji müthiş;
sabah saatlerinde, dünya bankası corona virüsüyle mücadele eden ülkelere 12 milyar dolar ayırdığını açıklıyor,
sonrasında imf aynı amaçla 50 milyar dolar bütçe ayırdığını açıklıyor,
öğle saatlerinde sağlık bakanlığı'ndan "bu virüsün şu anda türkiye'de olma ihtimali çok yüksek" açıklaması geliyor,
geceyarısı da ilk vaka duyuruluyor.

miso çorbası

belki de japon mutfağının en güzel yemeklerinden biri.
bildiğim kadarıyla ana malzemesi olan miso, soya fasulyesi ve farklı tahılların birlikte harmanlanıp, yaşlandırılmasıyla elde edilen bir tür kıvamlı macun.
yine soyadan yapılan bir tür peynir ve çeşitli sebzelerle beraber taneli pişiriliyor.

albertcamus

bak bu da ilginç oldu; açtığı başlıkların yüzde doksan dokuzunda keskin ifadeler, genellemeler ve sıfatlandırmalar bulunan birinin, ön yargıdan şikayet ediyor oluşu biraz garip değil mi?
sanmıyorum ki burada bulunan herhangi biri, yazdıklarını okuyarak seni tanıdığına kanaat getirsin, ama bir yandan da kabul etmek gerekir ki, yazdıklarımızı okuyan kişilerin hakkımızda fikir sahibi olmaları için ellerindeki tek veri ne yazık ki yine bizzat yazdıklarımız.
gelelim esas en üzücü olan, kurgu bir karakter olduğun ve üzerine alınmadığın kısma; yani yazdıklarının asında senin düşüncelerin olmadığını, yarattığın kurgu karakterle rahatça itham ederken, kurgu karakterini itham edenleri tuhaf olarak görüyorsun, o zaman şimdiye kadar yazdıklarını okuyan bir yazarın şunu sormaya hakkı yok mu, sen bizle kafa mı buluyorsun?

aktif olduğunu her fırsatta dile getiren yazar

napsın adamlar? elbette her fırsatta dile getirecek yoksa adamları eşcinsel zannediyorsunuz.

ayı sözlük itiraf

bugün akşam üzeri, asla yapmayacağım bir şey yaptım, hayatımda ilk defa sadece fotosunu gördüğüm ve toplamda dört cümle yazıştığım biriyle tanıştım. -selamlar, -avm'nin üst katında x yerde yemek yiyorum, -yalnız? -evet, gelsene... bu kadar. ne olacak ki, diyip bindim asansöre, çıktım yemek katına.
plansız bir durum ve önceden verilmiş başka bir sözüm olmasından dolayı kısa bir sohbet oldu ama nasıl güzel, nasıl tatlı adamın teki namussuz. şu kadarını söyleyeyim, elimden tutup -hadi deseydi, gitmiştim adamla. o an bu hissettiğimi ne belli ettim, ne de söyledim. eğer iletişim sürerse bir gün zaten anlatırım ona da, benim pek içimde kalmaz. ama o güne kadar ne siz okudunuz ne de ben anlattım ona göre...
şimdi düşündüm de, ister misin adam sözlük yazarlarından biri olsun, rezilliğe gel

instagram kullanmayan erkeğin zeki ve kültürlü olduğu gerçeği

son zamanda duyduğum en saçma genellemelerden birisi, genelleyenin düşüncesine saygı duymak! (nasıl olacaksa?) bir yana, instagram kullanan tüm erkekleri geri zeka/aptal ya da kültürsüz olarak nitelemek bir anlamda genelleyenin de zeka skalasında nereye denk geldiğini düşündürdü.

bir koli mekanı olarak ayı sözlük

burada bulunmanın yegane amacı başlıktaki düşünce değilse, hiçbir sorun göremiyorum.
bir insanın kendisini anlayan, söylediğini anlayabildiği, paralel hayat görüşüne sahip, düşüncelerine önem verebileceği birisiyle tanışması kadar güzel bir şey var mı?
sözlükte, kafede, metroda, mahallede olması neyi değiştirir...

ölümden sonra hayat varsa neden müminler hemen ölmüyorlar

başlığın sahibi için, öncelikle ahirete inanmaman kendi açından iyi olmuş çünkü bir adım öne yürüyüp, kendini bir yerlerden atmakla allah'a ulaşma fikrin tümüyle yanlış. boşu boşuna kendine yazık edermişsin.
her ne kadar senelerimi işin ilmine vermemiş olsam da basit bir şekilde; dine göre ahiret, hak etmeden önce uğruna çaba gerektirir. yani daha basitçe; bir ödüldür. ödülün iyi veya kötü olacağını senin dünyevi yaşamındaki kararların belirler. sana verilen ödev o yaşamı layıkıyla, gösterilen doğrularla yaşamandır. içinde doğmuş olduğun, yaşadığın toplum seni yargılarken bile değiştirmen için bir seçim hakkın var, en basiti müslümanların aldığı kararların yaşam haklarını, sosyal haklarını tehlikeye sokmadığı bir toplumda yaşamayı değerlendirebilirsin? bu hakkı kullanmak yine senin hür iradenle sınırlı.
ikincisi, biraz daha kafa yorup düşünürsen, hayat tarzını, gay olmanı eleştiren kişilerin dininin ne olduğu (burada müslümanlıkla eşleştirmişsin) çok önemsiz bir nokta, zannediyor musun ki o kişi başka bir dine inansaydı senin gay olmanı ya da yaşam tarzını hazımsayacaktı? hiçbir din eşcinsel ilişkiyi onaylamaz dolayısıyla konu dini inanış ya da inançsızlık değil kişinin kendisinden mütevellittir.
çıkış noktan doğru olsaydı bütün dinsizler, inançsızlar ya da müslüman olmayanlar gay olmanı normal karşılardı ama ne yazık ki yok öyle bir dünya.
ayrıca kur'an-ı kerim'de iman edilmesi için zulmetmek diye bir şey yoktur, yine eleştirdiğin din değil kişiler olmalı.

adamı göt gibi ortada bırakan sorular

yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan?

eşcinsel olmaktan korkmak

sözlüğün kadrolu psikologlarının linç mekanizması devreye girmiş
eşcinsel olmaktan korkuyorum derken acaba eşcinsel duygularım var mı, sorusuna cevap verememekten bahsediyor olabilir mi?
korkuyla bahsettiği, veremediği cevabın biz de dahil kendinden başka herkesin onu bir şekilde damgalayabileceğinin yarattığı baskı olabilir mi?
ne de olsa biz anamızdan bu duyguyla ama daha da önemlisi bu duyguyu kabullenerek doğduk, hiçbirimiz hayatımızın hiçbir döneminde bu korkuyu yaşamadık, sorgulamadık ve kıvranmadık, demek ki homofobi bu. sonuçta en ufak eşcinsel sorguyu, anlamlandırma çabasını homofobik olarak damgalamaktan daha kolay bir şey var mı?
o zaman, "yine yanlış anlaşılmasın her türlü sevgiye ve sevişmeye sıcak bakarım. ancak hem cinsim ile sevişme düşüncesi bende bir bunaltı oluşturuyor." diyen birine, -ben homoseksüelim ama karşı cinsimle sevişme düşüncesi beni darlamıyor, bunaltmıyor- diyenleri sağ tarafa, geri kalanları heterofobik homoseksüeller olarak sol taraftan danışmaya alalım lütfen.

feminenlere ilgi duymayan gay

feminenlere ilgi duymayanları homofobik olarak damgalayan feminenlerin kaç tane feminen adamla birlikte olduğunu sorsak?
tanıdığım hiçbir feminen arkadaşımın şimdiye kadar feminen birine ilgi gösterdiğini görmedim.
atmaya gelince mangalda kül bırakmıyorsunuz da, var mı aranızda bir cengaver, ben feminenim ve feminenlerden hoşlanıyorum diyebilecek?

instagram kullanmayan erkeğin zeki ve kültürlü olduğu gerçeği

son zamanda duyduğum en saçma genellemelerden birisi, genelleyenin düşüncesine saygı duymak! (nasıl olacaksa?) bir yana, instagram kullanan tüm erkekleri geri zeka/aptal ya da kültürsüz olarak nitelemek bir anlamda genelleyenin de zeka skalasında nereye denk geldiğini düşündürdü.
Henüz takip ettiği biri yok.