tsk'nın eşcinsel iliişkiyi nitelemek için kullandığı ibaredir. doğal olmayan cinsel birleşme anlamındadır ve tsk tarafından eşcinsel ilişkiyi nitelemek için kullanılır. türkçesi bu kadar zayıf olan; türkçe yerine "arapça" kullanmayı marifet sayan türk silahlı kuvvetleri'nin kendini insan bilimleri konusunda da uzman olarak görüp hangi ilişkinin doğal - hangisinin doğal olmadığı hakkında ahkam kesmesi de dikkate değerdir.
adam muhtemelen sapkın. ona diyecek laf yok ama. adamın sapkın amellerine mekan seçtiği yerin "emir-komuta zincirinin" çok önemli biyerde olmuş olması; adamın yetkilerini hangi noktalara kadar kötüye kullanabildiğini göstermek açısından gayet ibretlik. bereket versin ki sevgili tsk adamın eylemlerini gayrı tabi mukarenet olarak değerlendirip afişe etmiş* ama tsk'nin temel işlevi olarak öğretilen "öldürmek" noktasında yedikleri haltlardan haberimiz yok... acaba tsk için "gayet tabii" olan öldürme eyleminde emir-komuta zincirlerinde neler olup bitmiştir... meclis insan hakları kommisyonunca 84 sayfayla geçiştirilen ve akp marifetiyle de sümenaltı edilen uludere katliamı bu emir-komuta zincirinden nasıl nasibini almıştır ne yazık ki hala meçhul...
sevgilisinin yakalandığı bir hastalıktan ya da geçirdiği bir kazadan sonra kendi kendini besleyemez halde oluşundan ötürü ona refakatçilik yapan insan olabilir. ee aşk, hastalıkta... sağlıkta...
meclis insan hakları komisyonunca hazırlanan 84 sayfalık deli saçması bir raporla faili olmadığı söylenen katliamdır. bombardımanı yapan pilot bile dinlenmemiş... kimin emir verdiği sorgulanmamış da sadece ateş edildiğinde birazdan öldürülecek insanların "dağılmadığına" dikkat çekilmiş. bu yüzden terörist sanılmışlar. yav gerilla eğitimi almış ve 30 yıldır koca bi orduyla savaşanların güpegündüz sayıları kadar katırla ateş edildiğinde "üzerlerine alınmayıp" - muhtemelen yine çatışma var bi yerlerde diye düşünmemiş olacakları hiç mi komisyondakilerin aklına gelmedi...
velhasıl 34 can için adaletin isminde "adalet" kelimesi olan bir partiden gelmeyeceği zaten biliniyorken bu raporun geçmesi şaşırtıcı olmamıştır. ancak bir gün o alınan canların hesapları illa ki sorulacaktır.
ahmet arif'ten fazlasıyla etkilendiği açık olmakla beraber kendine has bir okuyuşu var. toplumcu şairler sıralamasına kesin girmesi gerektiğini ve antolojilerde isminin anılmasını beklediğim sair ve şiirdir. helal olsun.
sevgili "eski eniştesiyle kaçan çüklü baldız" imajlım; bacak kıllarını lazer epislasyonla aldırcam diye eski sevgilisine yoldurtanım. karabatak gibi bi görünüp bi yok olanım, aldım mesajını - vardım tehlikenin farkına. başın beladaymış hiç gam etme. ben ve eski sevgililerimden oluşan pasifize birliklerden ordumla arkandayız...**zeki müren aşkına göster o deyyusu da delik açıvereyim en sivri topuklu ayakkabımla kafasına! neyse anacım sloganı biliyosun, "başına bi hal gelirse dağlara gel dağlara" , çokça da öpüyorum yanacıklarından...
yasalar; bireysel karar sonucu olan tüm fuhuş türleri suç olmaktan çıkarılmalıdır /
fuhuş suç olmaktan çıkarılıp meslek standartlarına göre düzenlenmelidir /
var olan pek çok meslek kollarının, seks işçilerini sömürdüğü unutulmamalı ve bu önlenmelidir /
dolandırıcılık, baskı, şiddet, sübyancılık, çocuk işçi çalıştırma, tecavüz ve ırkçılığa karşı fuhuşla ilgili olsun olmasın, her yerde ve milli sınırlar ötesinde ceza yasaları düzenlenmelidir /
seks işçilerinin örgütlenme, ülke içinde ve uluslararası seyahat özgürlüğünü engelleyen ve/ya engelleyecek şekilde yorumlanabilecek yasalar kaldırılmalıdır /
seks işçilerinin özel hayatları olduğu ve ihlal edilemeyeceği ile ilgili düzenlemeler getirilmelidir. /
insan hakları; seks işçileri için konuşma, seyahat, göç, çalışma, evlenme ve annelik özgürlüğü ile işsizlik sigortası, sağlık sigortası ve barınma dahil tüm insan hakları ve sivil özgürlükleri garanti altında olmalıdır /
fuhuş ve eşcinselliğin bir suç durumu oluşturması temelinde insan hakları ihlal edilen herkese iltica hakkı verilmelidir. /
çalışma koşulları; fuhşu sistematik olarak bir bölgeye sınırlandıran yasalar engellenmelidir /
seks işçilerine yaşayacakları ve çalışacakları yeri seçme özgürlüğü tanınmalıdır /
seks işçilerinin hizmetlerini, başkalarının değil kendilerinin sağladığı koşullarda sürdürmeleri sağlanmalıdır /
seks işçilerinin haklarını korumayı garanti eden ve seks işçilerinin şikayetlerini yöneltebilecekleri bir komite oluşturulmalıdır /
bu komite seks işçilerinden ve avukatlar ile destekleyici diğer meslek temsilcilerinden oluşmalıdır /
seks işçilerinin örgütlenmelerini ve bireysel güvenlikleri için birlikte çalışmalarını sınırlayacak yasalar engellenmelidir. /
sağlık; bütün kadınlar ve erkekler cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve aids için düzenli sağlık taramaları için bilinçlendirilmelidir /
sağlık kontrolleri tarih boyunca seks işçilerini denetlemek ve damgalamak için kullanıldığından ve yetişkin seks işçileri, cinsel sağlık konusunda başkalarına göre daha bilinçli olduklarından, seks işçileri için zorunlu kontroller cinsel olarak aktif olan herkes için zorunlu olmadığı sürece kabul edilemez. /
hizmetler; çocuk fuhşunu engellemek için evinden kaçmış çocuklara iş, danışmanlık, yasal ve barınma hizmetleri sağlanarak çocuklara fırsatlar sağlanmalı ve durumları iyileştirilmelidir /
seks işçilerinin de tüm vatandaşların sahip olduğu sosyal hak ve hizmetlerden yararlanmaları sağlanmalıdır /
artık çalışamayan seks işçilerine sığınma evleri açılarak hizmetler sağlanmalı, mesleği bırakmak isteyen seks işçilerine eğitim programları düzenlenmelidir. /
vergiler; seks işçileri ve fuhuş sektörüne hiçbir özel vergi uygulanmamalıdır /
seks işçileri diğer serbest meslek sahipleri ve işverenlerle aynı tabanda düzenli vergi ödemeli ve aynı haklara sahip olmalıdır. /
kamuoyu; her ırk, cins ve milletten seks işçileri ve/ya eski seks işçilerini damgalayıp, ayırım gözeten sosyal tavırları değiştirmek için eğitim programları desteklenmelidir /
fuhuş sektörü içinde müşterinin çok önemli ama hep göz ardı edilen rolünün toplum tarafından anlaşılmasına yardımcı olacak eğitim programları geliştirilmelidir, bununla beraber müşteriler de seks işçileri gibi suçlanmamalı ve damgalanmamalıdır. /
seks işçileri ve eski seks işçilerinin hakları ve örgütlenmeleri için bu bildiri desteklenmelidir. /
seks işçileri evrensel bildirisi, uluslararası seks işçileri hakları çalışma komitesi, amsterdam 1985
aradığımda büyük ve çirkin kıçını anca annesinin zorlamasıyla kaldırıp telefona gelen körfezin koynunun incisidir kendisi; incidir zira "kız kalk gel; kahve içecez" dememi ikiletmeden "nereye ablaaaa" diye cevap vermiş ve söz verdiğinin saniyesinde yanımıza gelmiştir. öyle can - öyle sıcaktır ki bu "turuncu balık" dilinden düşmeyen dikenli laflarını bile "ayyy kıyamam ya; çok sevdim ben sizi - ay tutayım kendimi - laf sokmayayım size" diyerek önümüzde tek vücutta iki kişilik tiyatral bir oyun denemesi sergilemiştir.**** kendisi bize doyamadığını söylemiş olmasına karşın; kendisinin ismi başka başka illerde dilimize hep dostlukla - hasretle gelmiş ve izmir denilince akla gelecek ilk insanlardan biri oluvermiştir.*** beyimlen tüttürmekten ziyade yediğimiz sigaralarımızı yakmak için kullandığımız çakmağın benzinin bitmesine içerleyerek kendi kıymetli "turuncu" çakmağını hedaye etmesi de gönlümüzdeki yerini sağlamlaştırmıştır!***
edit: kendisini eve diye bilerek organize sanayiye bıraktığımız da doğrudur. ay gözü gönlü açılsın istedik tamirci çıraklarına - esnaf güzellerine bakarak. ayol napcan ikinci yeni şiiri okuyup dinlediği müziklerden telefonu her açmayışında "kesin bu sefer intihar etti bu herif" diyeceğin kocaları... * kız, ne kadar az diploma o kadar çok seksapel, unutma *
zakası, iyi yüreği, güzel sesi, gülüşü ve çirkin büyük poposuyla bitanedir o...* iyi ki tanımışım seni çocuk. bu daha ilk görüşmeydi, bilesin!
dönüşü muhteşem olmuş olan canım hemşirem; atarlanmışsın gereksizce! kız dipcik gibin - bomba gibin dolanıyom yine ben ama "başka" mecralarda...* bahar gelmiş mi bi bakayım dedim memleketimin dağlarına diye aldım uçak biletlerini, gittim eniştenin yanına. taktım onu koluma gittim istanbul'a. taksim'in rantsal dönüşümünü yerinde ve nevizade saroşluğunda inceledikten sonra gittim eceabat'a - kilitbahir'e; biraz tarihle içiçeydim. balık yedim bol bol. balığın üzerine höşmerimi ayvalık'ta tadıp ardından bikaç dost sohbetine körfezin koynuna sığındım. "atarlı" porter bacımızı ziyaret edip ondan kahve telvesine gizlenmiş geleceğim hakkında malumat aldım süper sıcak dost sarılışıyla uğurladı bizi kıyamet-kopmaz şirince'ye saolsun. şirince pek şirince olmayan biyer olmuş ama... 8 liralık ev yapımı şaraplar hepten maliye bandrolüne; fabrika şişelerinde 20 liraya satılır olmuş. orda aziz nesin'in çocuklarının haline biraz üzüldüm. bu kadar mı değiştirir ya hu üç kuruş para insanı dedim...*** şirince sonrası aydın'ın aydın insanları arasında bi kahve molası verdim kuzum. pek güzeldi kahveleri. muğla yolu üzerinde "kahve bahane"leri var adamların, pek keyifli biyer... wc'leri falan da temiz hani. geçerken tadmamazlık etme emi oralardan... nereye yaklaştığımı iyi bildin evet. sonrası muğla... akyaka'da anarşist- vegan dostların ve kedilerinin evlerinde konakladım. camı açınca masmavi bi ege görüntüsü ve şu sıralar azcık ısıran deniz meltemi doldu ciğerime. saolsun kocam bi güzel sardı sarmaladı da üşümedim pek. onun bu hareketini karşılıksız bırakmadım tabi. günlerini dağda bayırda ot-meyve toplamakla geçiren teyzelerin yaptıkları reçellerden- gözlemelerden kahvaltılarla şişmanlattım yavuklumu... sonra da babamın mezarına götürdüm şahan bakışlımı. tersinden kalkmış olsa gerek o gün babam. pek hiddetliydi mezarının çevresinin iklimi ama bilirim beni korumak istediğinden bütün hiddeti- celallenmesi... işte kısaca böyle güzel bacım. şimdilerde kocamı evimize para getirebilsin diye işinin başında bırakıp cefakar anadolu ibnesi olarak böğrüme taş basıp geldim anamın dizi dibine... en yakın zamanda tekrar yazışalım, ben de senin ahvalini pek merak ediyorum. selametle derken de sana şu sıralar dinlemekten nice zevk aldığım hafif batı istanbul yöresi türkülerinden birini yolluyorum. öperim gözlerinden:
11 mart bölümünün sonunu netten annemle birlikte izlediğimiz dizidir. diziyi ilk izlediği zamanlarda ön yargılarıyla karakterlere acaip bozuk atan annemin ilk defa bu hafta aysel'in koca dayağından kaçan nurdan hanım'a*** söyledikleri; elini tutuşu muhafazakarlığından, müslümanlığından, ahlakından asla ödün vermeyecek olan annemi bir " hayat kadınını" takdire zorlamıştır ve ön yargılarından oluşan gardını düşürmesine neden olmuştur.
kürtçe'den türkiye türkçesi'ne "anne, [o] gün geliyor" şeklinde çevrilebilir ifadedir ve aynı zamanda nizamettin arınç'ın en güzel söylediği türkülerden biridir. dinlemek isteyenler için:
türkünün türkiye türkçesi'yle sözleri şöyle çevrilebilir:
anne, güzelim benim
hele söyle nasılsın
babamın ellerinden öperim
kız kardeşime ve erkek kardeşime selam ederim
anne gurbet zordur
memleketin davasını unutmam
gönlüm isterki döneyim
ne yapayım, dönemem
oğlum yeter, dön artık
gözlerim yolda kaldı
ben yaşlandım, baban ihtiyar
bize de her şey ekşi, acı
oğlum dön yeter
bekliyorum seni
canım annem, kurbanın olayım anne, bir gün gelecek
gamsız, savaşsız, vatan özgür, bir gün gelecek
aydınlık bir gün, mutlu bir gün gelecek
gamsız, savaşsız, vatan özgür, bir gün gelecek.
yok arkadaş... herife baktıkça içimde minik minik danalar hoplayıp kalbimi sıkıştırmaya başlıyor... twitter'da sinir harbi yaşadığım şu son bi ayda durup durup gündemden öyle kopuk saçma sapan şeyler yazıp - çiziyor ve normalde buna "şapşal, memleket ne durumda senin kafa ne nerde" şeklinde çemkiresim gelse de unutuyorum derdi tasayı... sonrasında öyle malak malak resimlerine bakınıyorum google imagesten...*
yani velhasıl kelam abdest bozan - uğruna koca boşatmayı göze aldıran cinsten herif...
heteroseksistliğinden geberen ataerkilliğin ibne dünyasına yansımasıdır... hani şu " gelin ata binmiş ya nasip demiş" kafasıdır resmen... ama madem retrosun** al sana eskiden kalma başka bi adet daha: gelin hamamı; gönder kocanı biz ayı sözlük ailesi olarak soyup edip bi halta yarar mı diye test edelim sonra sen istediğini ol adamla...*
"em rojên nexweş ên dawî dijin belkî
belkî em rojên pêşî yên xweş jî bijin
tiştekî tehlok heye di vî hewayî de
di navbera dahatû û rabirdûyê de
di navbera êş û dilşahiyê de
di navbera hêrs û bexşînê de
dm şikestin hê jî em ê bên şikestin
ji rojhilat ber bi rojava di hemû cîhanê de"
"son kötü günleri yaşıyoruz belki
ilk güzel günleri de yaşarız belki
kekre bir şey var bu havada
geçmişle gelecek arasında
acıyla sevinç arasında
öfkeyle bağış arasında
biz kırıldık daha da kırılırız
doğudan batıya bütün dünyada"
1971'de doğup iyi bir lisans öncesi eğitim aldıktan sonra akademik başarılarını mimar sinan üniversitesi* sosyoloji bölümünde devam ettiren ve şu sıralar yurt dışında olan sosyolog, feminist ve yazardır. 1998de yedi kişinin hayatını kaybettiği mısır çarşısı patlaması davasından o günden beri yargılanan ve hakkında bir türlü nihayi karara varılamayan insandır. iki kez bu davadan beraat etmesine rağmen yargıtayda sürekli kararların bozulması süreci bugün itibariyle türkiye cumhuriyeti hukuk tarihine geçicek saçmasapan bir kararla tekrar bozulmuştur. kendi kararını bozan yargıtaya karşı kararında direnme kararı veren yerel mahkeme "ay biz vazgeçtik" demek suretiyle yargılama sürecini sil baştan ele almaya karar vermiştir. işin ilginç tarafı bu duruma eski kararda direnme fikrindeki savcı bile şaşırmış ve mütaalasını "iyi madem, suçlu, hadi yargılayak bari" şeklinde vermiştir...
kanıtsız, tanıksız şekilde yargılanıp hakkında müebbet hapis istenen selek'in davasından bir gün önce bir ülkeyi 30 yıl geriye götüren darbeyi yapan bir çok insanın ölümünden, kaybolmasından, sakatlanmasından sorumlu olan insanların ellerinde kahveyle talk show'a çıkarılmışçasına ifadesini alan mahkemeyle selek'in durumunu bu şekilde yargılamayı uygun bulan mahkemenin aynı anayasa ve yasalarla işlediğine inanmak güçleşmiştir.
son karar haricindeki yargılama süreci için bakınız: http://www.pinarselek.com/
yakın gelecekte biyoloji ve fiziksel antroploji bölümlerinde; uzak gelecekte ise paleantropoloji bölümlerinde homo kemalismus vajinismus ismiyle anılacak olan primat türüdür.
coqueteria nickli has hanım ablanın "emekli cami hocaları yardımlaşma derneği" olarak nitelendirdiği bir grup insanın türkiye'de olan bitene kafa yormaya başlaması; dahası kafalarını yoran meseleler için sokaklara dökülmesidir.** öncelikle söz konusu gürühun eşcinsel evliliği ile ilgili yasanın geçmesi için bdp ve chp'nin kıçlarını yırtmalarının bile işe yaramayacağını düşününce dertlendikleri şeyin müslüman kürt camia'nın bdp ile ilgili bağlatılarını zayıflatmak olduğu düşünülebilir. dahası bu video bir kez daha göstermiştir ki eşcinselliğin ismi türkiye'de hala "ibnelik"tir.** vidyonun devamında başka konulara da değilinilmiş olunmasına karşılık değinilmeyen konular kendilerine "insan hakları savunucusu" diyen bu taşakları topuklarına değen elemanların aslında ne kadar samimiyetsiz olduğunu göstermektedir. samimiyetsizliğin ölçüsü için elemanların "insan" kategorisine neyi alıp neyi almadıklarını bir kez daha düşünmek gerekir.
son olarak da bu vidyonun ve bu tür amcaların ellerinde bu pankartlarla sokaklarda bulunmalarının, türkiye'deki eşcinsel hareketin artık ne kadar kuvvetli olduğunu gösteren bir geribesleme olduğunu düşünüyorum. normal şartlarda "yok saydıkları bir kesimin" varlığını kabul etmiş olmaları üzerinde de bu kesim için canlarının bu denli sıkılması eşcinsel görünürlük için - eşcinselliğin bir mücadele alanı yarattığını göstermesi açısından gayet kıymetlidir.
yazarların dertlendikleri her ne ise o konuda yazabildikleri; bunu yaparken de neredeyse istedikleri her formatta başlık açıp üzerinden muhabbet döndürebildikleri bir sözlük olmuştur. insanların çok ve çeşitli oldukları düşünülünce insan sayısı kadar entry yazım şekli ve içeriğinin olması düzeylilik-düzeysizlik tartışmasından çok daha öte bi yerde "zenginliktir". zaten burada söz konusu olan yaşanan cinsel deneyimleri ballandırarak anlatmaktan ziyade hayatın, bizim durduğumuz yerden nasıl göründüğünü kelimelere aktarmaktır.
arada bikaç ayının sik boyunu; göt deliği çapını öğrenmenin ve bunların toplamda kaç farklı kişininkiyle ilişkilenmiş olduğunu bilmenin zararı yoktur. kaldı ki her birimizin bir cinsel birleşme sonucu burada olduğumuzu düşününce, bizi var eden "sikişmek" eyleminin sokakta neredeyse hiç kullanılmayan kullanılsa da kötü bir anlamı varmış gibi kullanılan bir ifade olmasının önüne geçip bu eylemi yemek yemek, uyumak...vs diğer insani eylemler şeklinde insanlara düşündürtmek bu sözlüğün asli görevlerindendir. sikişmek eylemi insanların kafasında normalleşmezse eşcinsel ilişkiler sapıklık olarak değerlendirilecek; kadının bedensel özgürlüğü hiç bir zaman var olamayacaktır.
evrensel iletişim ve bilim dili olan ingilizce'nin hakkının teslim edilmesidir. toplasan 70 milyon tarafından konuşulan bir dilin yerine 4 milyar insanın bildiği ve konuştuğu dille iletişim kurulması gerekliliği kuşku götürmez bir gerçektir. orta okuldayken tarih kitabında gördüm. bir dağın içine sıkışmış bir grup insanın köpekgillerden bir hayvanın lütfuyla o dağdan kurtulmaları*** sonra da üreyerek koskocaman orta asya'ya sığmayıp dünyanın dört bir yanına barbar olarak gitmesi, gittikleri yerlerde taş üstünde taş bırakmayan ve varolan kültürleri yok eden torunlarının biraz medenileşmesi için şarttır. devletin kurucu milletler arasında ingilizce konuşanların olmaması önemli değildir. ne de olsa devlet ne derse o olur. ingilizce konuşmayanlar hastanede tedavi edilmezlerse; askerde, okulda, karakolda...vs. aşağılanırsa seve seve ingilizce öğrenip medenileşirler zamanla ne de olsa...
ana dil başlığına yazmış olduğum "the language that a person can have; but not a state" girdisini 5 kere silen ve 4. kez bu işlemi yaparken bana nedenini "aynı entryi tekrar tekrar yollamana gerek yok aslında. türkçe meailini ilave etmen gerekecek, herkesin anlayabilmesi için" şeklinde bir açıklamayı nihayetinde lütfeden ayı sözlük yöneticisidir. kendisine "böyle bir kural olmadığını" belirtmiş olmama rağmen "böyle bir kurala gerek yok, herkesin ruhen ve beyinen bilmesi gereken birşey." diyerek beni dumura sürüklemiştir.
kurallarda herhangi bir ifadenin olmadığı sözlükte alıp başını giden seri eksileme olayına ruhunun ve beyninin ne dediğini çok merak etmekteyim.
yakın gelecekte biyoloji ve fiziksel antroploji bölümlerinde; uzak gelecekte ise paleantropoloji bölümlerinde homo kemalismus vajinismus ismiyle anılacak olan primat türüdür.
sözlük formatından habersiz yazardır. sözlüklerin belirtilen kuralları içerisinde istenilenin istenildiği şekilde yazıldığı yer olduğu fikrini daracık ufkuyla değerlendiren ayı insanıdır. sözlükler de insanların kendilerini ifade etmeleri için çok sayıda satır bulunan yerlerken sözlüğü ağlamak; şikayet etmek; kendini paralamak için kullanandığı gözlemlemektedir. kendisine adresini göndermesi durumunda "democracy for dummies" isimli kitabı hediye etmek istemekteyim.