sarosbalik

Durum: 1067 - 0 - 0 - 0 - 06.04.2016 02:23

Puan: 23378 - Sözlük Kaşarı

15 yıl önce kayıt oldu. 1.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 54

lgbtlerin 23 nisan videosu

daha ana rahmindeki bebekleri ultrasonla "kadın ya da erkek" olarak niteleyen; onun dinine, milletine karar veren zihniyetin yorumlarıyla şenlendirdiği vidyodur. içeriği gayet başarılıdır.

(bkz: cinsel eğitim tedavi ve araştırma derneği)
(iletişim numarası: 0 212 219 5954)

edit: demokrasinin bu ülkede hala "%10 barajına takılması" söz konusu olduğu gerçeğinden mütevellit yukarda bahsettiğim boktan zihniyetin yorumları vidyonun altından silinmiş ya da kapatılmış. çok da iyi olmuş!

23 nisanda tatil yaptırmayan kemalist patron

plaza zannettiği 3 katlı iş yerine 10 numara büyük gelen bayrak astırıp binayı karanlığa boğan; buna rağmen de içeride de ışık açılmamasını tasarruf tedbirinden sayan patrondur. kendisi her ne kadar tv de gördüğü davaları - olayları iş yerine taşıyıp kendince politik kulis yapmaya çalışıp "özgürlük savaşçıları" için lobi yaptığını düşünse de çalışanlarının tatil hakkını gasbederek aslında o bahsettiği özgürlük savaşçıları kadar sistemin parçası olduğunu ve çalışanlarının da kendisinin kölesi olduğunu onlara zerrelerine kadar hissettirir.

ha söz konusu 23 nisan tatil olmaktan çıkarılacak olursa da ilk tepkiyi bu aklı evvel verir; o da ayrı bi tiraji komiklik...

*

ermeni soykırımının 98. yıldönümü

çeşitli bakanlıklar ve başbakanlığın kendisi tarafından finanse edilen* konudur. kıyıda köşede konuya dair türkiye tezini güçlendirecek bikaç satır bişiyiniz varsa hiç ayı sözlük köşelerinde hacı etmeyin derim. doğruca gidin türk tarih kurumu'na; ahanda ben bunları yazdım diyin. anında başına sonuna elli tane devlet adamının sunuşunu kopyalayıp yapıştırıp aralara da 10-15 tane de fotoğraf serpiştiriip pek seçkin olmayan kitapçılara ve ülkenin bütün kütüphanelerine dağıtılacak kitabınız hazırlarlar. size de dünyanın parası verilir.* ha, böyle rant tabi ki başı boş değil. evvela ülkü ocaklarından bi izin alıp bu rantı elinde tutanların ellerinden öpmenizde yarar var.

(bkz: konuyu tarihçilere bırakmak)*

ayı sözlük yazarlarının yaşları

sana kaç lazımdı kocacım?

bir gayin itirafları

kırk yıllık çarka çıkma olmuş gay cruising... röportajın eleştirilecek bir çok yönü olmasına rağmen* istanbul'da banyosu boğaza bakan minimalist, yurt dışında okumuş, "son derece erkeksi ve seksi" olup "gay olduğunu öğrenince şaşırdım. asla eşcinsel demezsin" diyeceğimiz bu bacımızın gözünden eşcinsellik hallerini yansıtmış...

diğer yandan ayşe arman'ın elemanla muhabbetini kendi kafasında süzüp kendi cümleleriyle yorumladığı kısımlar eşcinselliği fazlasıyla anlamaktan uzak bir kafada olduğunu gösteriyor...

aktif aktife takılmak isteyen insan

allah kelimesi yerine mustafa kemal'i koyun

durumu son derece iyi özetlemiş kendi mikroskopta görünmeyecek beyniyle. kendisini ve kitlesini bu lafla çok güzel tatmin ettiği açıktır. dahası bu güzel düşüncesiyle "inandığı dinin"* ne kadar aciz, ne kadar yasal korumaya muhtaç, ne kadar insanlar tarafından zarar verilebilir saçma sapan bişi olduğunu bir güzel göz önüne sermiş. bu yüzden bu saçma mahkumiyete evvela gerçekten müslüman olanların karşı çıkması gerekir.

ayrıca fazıl say'ın mahkumiyetine gerekçe olarak gösterilen "milli değerler" tam olarak nedir allah aşkına!! bu nasıl muğlak bi ifadedir? fazıl say'ın mahkumiyetinden rahatsız olanlar milli olmayan ya da değersiz olan insanlar mıdır?

(bkz: akıl akıl gel kıçıma takıl)

kaos gl

lgbt toplumunu barış sürecine dahil olmak için buluşma’ya çağıran kaos gl, kürtler “kürt” olmak bakımından özgür ve eşit hissetmedikçe, hiç kimsenin gerçekten özgür olamayacağını savunuyor.

http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=13981

(bkz: bravo)

odtü tiyatro şenliği 2013

(tamamı e-posta adresime gelen mektuptan alınmıştır)

amatör tiyatro toplulukları olarak; popüler kültür egemenliğindeki değerlerin, insanları emek veren, üreten, kendi geleceklerini belirleme sürecinde etkin rol alan bireyler yerine, edilgen tüketicilere dönüştürdüğü bir dönemde, toplumsal sorumluluklarımızın ayırdına varmalıyız.

binlerce insanın ortadoğu’da, dünyanın kayıtsız bakışları altında katledildiği, ülkelerin içine düştükleri zaaflardan yararlanılarak kolaylıkla satın alınabildiği, çokuluslu sermayenin maksimum kazanç ideolojisi gölgesinde halkların giderek yoksullaştığı, özgür ve onurlu yaşamanın imkansızlaştığı bugünlerde, sanatın işlevinin yeniden düşünülmesi gerektiğine inanıyoruz.

seyirci toplama kaygısının biçimlendirdiği özel tiyatrolar ve misyonları giderek belirsizleşen ödenekli tiyatrolar’ın ağırlığını koyduğu günümüz tiyatro ortamından kaygı duyan herkes için, odtü tiyatro şenliği’nin bir platform oluşturmasını istiyoruz. bu şenliğin, geniş kitleleri oyalamak, yalnızca eğlendirmek, vakit geçirmek, haz pazarlamaya katkıda bulunmak yerine, tüm tiyatro dostlarını özgürce düşünmek, tartışmak, araştırmak ve üretmek için biraraya getirmesini diliyoruz.

hepinize iyi seyirler…


şenlik 2013 programi

26 nisan cuma
20:30 odtü oyuncuları

27 nisan cumartesi
12:00 boğaziçi üniversitesi oyuncuları “çingenenin şarkısı” federico garcia lorca(kolaj)
16:00 galatasaray üniversitesi tiyatro topluluğu “ormanlardan hemen önceki gece” bernard marie koltes
20:30 itü timis oyuncuları “mahmud ile yezida” murathan mungan

28 nisan pazar
12:00 istanbul üniversitesi fen fakültesi tiyatro kulübü “at” gyula hay
16:00 itü taşkışla sahnesi ”scapin’in dolapları” moliere
21:30 ege üniversitesi tiyatro topluluğu “getto” joshua sobol

29 nisan pazartesi
14:00 tov sano iyatro “şizo” m.ihsan gümüşişten
17:00 tov sano atölye-farkındalık çalışması
20:00 tiyatro 1112 garaj “bir evladın terbiye hadisesi” şamil yılmaz

30 nisan salı
20:30 odtü oyuncuları

1 mayıs çarşamba
16:00 mimar sinan üniversitesi devlet konservatuarı tiyatro bölümü “balkon” jean genet
21:00 kadir has üniversitesi sanat ve tasarım fakültesi tiyatro bölümü “rüya” william shakespeare-uyarlama

2 mayıs perşembe
12:30 domus sanat çiftliği “kadınlar aşklar şarkılar” şamil yılmaz
16:00 karşı atölye “üç kadın” slyvia plath
20:30 siyasal bilgiler fakültesi tiyatro topluluğu “cesur yeni dünya” aldous huxley

3 mayıs cuma
12:30 bursa baro tiyatrosu “v.frank” friedrich dürrenmatt
18:30 ökm sahnesi “johan padan amerika’yı keşfediyor” dario fo
21:00 boş sahne “akademi için bir rapor” franz kafka

4 mayıs c.tesi
12:30 tesahne “bir bilim adamının oyunu:mustafa inan” oğuz atay
15:30 istanbul iktisat sahnesi “önder” eugene ionesco
17:00 palyaço modern “ elveda istanbul”
19:00 seyyar sahne “malone ölüyor” samuel beckett
21:30 seyyar sahne “yer altından notlar” dostoyevski

5 mayıs pazar
13:00 istanbul tıp fakültesi tiyatro topluluğu “fizikçiler” friederich dürrenmatt
17:00 çağrışım tiyatrosu “ada-antigone’nin yargılanması” athol fugard
21:00 çapa oyuncuları “kuşatma” ilan hatsor

6 mayıs pazartesi
15:00 tiyatro ötekist “12 kızgın adam” murat karahüzeyinoğlu
17:00 tiyatro bereze “olsa olmalı olabilir” david ives, elif temuçin(kolaj)
20:30 omd oyuncuları “çavuş musgrave’in dansı” john arden

*tüm oyunlar ücretsiz biletlidir.
**biletleri oyunlardan iki gün önce mimarlık amfisi önünden ve kızılay imge kitabevi’nden temin edebilirsiniz

iyice kanat ki acısından büyümesin aşk

film repliği... tesiri meğer ne uzunmuş bu sözün... illa kendi özhikayemle ilgili olmasına gerek yok. her duyulan - şahit olunan hikayede bir kez daha acıtıyor... kanama ömürlük zaar...

(bkz: yeditepe istanbul)

asclepius

ah be güzel damadım... ne diyebilirim ki...

söz: sezen
duygu: hande...

add7

(bkz: iyice kanat ki acısından büyümesin aşk)

ebussuud efendi

kanuni sultan süleyman efendinin şeyhülislamıdır kendisi ve icraatlarından biri günümüze kadar etkisini göstermiştir. fen bilimlerini ve felsefeyi medreselerinde yasaklamak... işte o gün bugündür bu islam taifesinin kafası bilimsel şeylere basmaz olmuştur. anca toplama - çıkarma; bazen de çarpma yapabilir hale gelmişlerdir.

(bkz: üniversite giriş sınavlarının ismi ve şekli değişse de yapılan matematik netinin hep 3 olması)

maun süresi

gördün mü o, dîne (ceza gününe ve âhirete) inanmayanı? işte hak dîne ve ceza gününe inanmayan, o kimsedir ki: öksüzü itip kakar, çâresizin ve yoksulun yiyeceğine dair teşvikte bulunmaz; ne kendisi doyurur, ne de başkalarının doyurması için kayırır. vay o namaz kılanların haline ki, onlar namazlarını gereği gibi ciddî bir vazife olarak yapmazlar. onlar ki gösteriş için yaparlar ve yardımlığı sakınırlar...

kanser hastası genç kızın eline para sıkıştırmak eyleminin faili bakanın varlığını borçlu olduğu vatandaşını aşağıladıktan sonra kıldığı namazda okuduğu süredir.

***

kanser hastası genç kızın eline para sıkıştırmak

arsızca "yardım edelim dedik ama alındı" diyebilen "tc" devleti temsilcisi bakanın **** bu davranışından sonra kıldığı öğle namazında " maun süresini" okumuş olabileceği ihtimali ayrıca ülkedeki din inancının durumunu da ortaya seriyor...

*

porter

az agresifmiş gibi bi de sigarayı bırakmaya çalışıyormuş. eminim yanına yaklaşılmaz durumdadır kesin şu aralar... neyse derdim o dil; 3 gündür beni kapısında maymun eden insandır. ayol günde 50 kere candy chrush saga'dan can istiyorum, adam oralı bile dil! bencil!! o can benim hakkım yollayacan işte!!! durduk yere rezalet çıkarttırma bana şimdi!! *

sevgiliden ayrılma sebepleri

zevkine... sırf zevkine...

edit: aman hasbamın teki beğenmemiş. tatlım, kocan seni boynuzlarken aldığı şeye diyorum zevk diye. ee adamın aldığı zevke sen "aldatmak" diyosun ve ilişkini bitiriyosun. yani sen aldatılmaktan ötürü ayrılırken eleman sırf zevkine ayrılmış oluyor... *

akil insanlar heyeti

yoksulluk ve insan hakları sorunlarıyla iç içe geçmiş ve çözülmesiyle bu önemli iki sorunun da çözümlenmesinde büyük mesafe katedilmesi anlamına gelecek olan " kürtlerin yok sayılması sorunu"nun çözüm süreci kapsamında akp tarafından oluşturulan 63 kişilik ekibin ismidir. durulan herhangi bir siyasi noktada kendimize uzak veya yakın bulabileceğimiz bir çok ismin bulunduğu bu ekibin kimlerden oluştuğundan ziyade üzerinde durulması gereken türkiye cumhuriyeti devleti ve hükümetinin on yıllardır süren sorunu ve savaşı çözümlemek noktasında attığı somut adımlarıdır. soruna şimdiye kadar sadece askeri (%80)* ya da ekonomik (%20)* çözümler üretebilen devletin tarihinde ilk kez ismini yaşadığımız çağa veren "iletişim"e prim vermesi "barış umudu" açısından son derece önemlidir. akil adamların nabzını tutacakları halkın, fikirlerini - duygularını raporlamak suretiyle belgeleyecek olmaları da türkiye'nin sosyal tarihi açısından başka bir önem arzetmektedir. şimdiye değin iki ayda bir toplanıp sadece birkaç saat süren sivil ve askeri bürokrasinin halka açıklanmayan kararlar verdiği mgk toplantıları nezdinde çözülmeye çalışılan ve on binlerce vatandaşımızın hayatları kaybedip çok daha fazlasının yaralanmasına neden olan eski çözümden çok daha ehven olduğu açık olan "akil adamlar ve diyalog" yöntemiyle ülkenin en büyük sorununu halk kitleleriyle çözme davranışı son derece yerindedir. dünyada da benzeri sorunların çözümünde kullanılan bu yöntem yeterince samimi şekilde uygulanırsa "barış'ın ütopya olmaktan çıkması" işten bile değildir.

abysmal

"vefa"nın eşanlamlısı gibisin... iyi geldi sesini duymak; "ayol benimkiler de dert mi - milletin ne dertleri varmış" polyannasıyla sevişmiş gibi hissettim. çok öperim agresif abeyim benim! *

tuvalet ihtiyacını giderirken fayansları saymak

daha beteri de vardır. oturduğunuz yerin tam karşısındaki çatlak fayansın şeklini bi zürafaya benzetirsiniz ve ardından içinde sizin de bulunduğunuz hikayeler uydurursunuz o zürafa ile ilgili...*

(bkz: saroş in wonderland)****

facebook'ta isminin başına tc koymak

  • /
  • 54
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 1067

gülse birsel

neyse ki oyunculuğu o kadar da iyi değil de bu kadının başaramayacağı birşey yok mu lan diye kıskançlıktan kudurmuyorum...** yalan dünya dizisinde artık ustalığının zirvesinde dolanmakta olan bacımız selahattin karakterinin ayrımcılıklar konusunda kesinlikle duyarlı bir duruşu temsil etmesi ve toplumsal ahlak kurallarını alt-üst edişi resmen orgazmiktir. bariz fırsatçı-bencil pavyon pezevengi/köylü kurnazı bu karakterin adıyamanlı olduğu belirttikten sonra bu şehirli olanların tepki göstermeleri olasılığına karşın dizinin en aklı başında karakterini ahmet'i selahattin'in ikizi ilan etmesi oldukça zekicedir. ayrıca evli ve çocuklu selahattin'in bütün bencilliğine ve çıkarcılığına karşın aşık olduğu başka bir kadın için kendini derbeder edişi ve elinden gelenin fazlasını aşkından esirgememesi gülse'nin aşkı anlamlandırması açısından önemlidir. helal olsundur...

mashrou' leila

herşey youtube'ta free surfing yaparken
şarkısına rastlamamla başladı...* ardından başka ne söylemişlerki derken altında aşağıdaki açıklamanın olduğu ımm el jacket isimli şarkılarını dinledim... onun da linki şu:


"it's about an female that defies the gender norm and wears her hair short and wears a jacket and pants all the time, hamed (the writer/singer) here is supposed to be a traditional arab person/the arab society in general which is very hetero-normative, he sees her standing on her balcony and he/they assume she is in fact male, because she also goes out all the time even at night when arab girls aren't expected to be outside their house. the whole song is an apology to her."

merakım daha da arttı kendileri için ve siz ayılar için* araştırmalarıma devam ettim. kendileri hakkında başına hasır antropolog şapkası geçirmiş avrupalı röportaj teyzesinin iyi bi müzik kanalında çıkan röportajlarını ve geri kalan müziklerini seyrettim. ermeni ve araplardan oluşan grup hem müzik hem de kliplerinde oynayan oyunculardan ötürü son derece geniş ve heterojen yapısı kesinlikle "ebru" imajında. grup elemanlarının seksilliklerinden ölüyor olmalarının dışında her biri en az iki yabancı dil bilen, yurt dışında da okullara gitmiş ve kendi toplumsal gerçekliklerinin farkında olan insanlar olması hasebiyle kendilerine hayran oldum. ve artık ölmeden yapılması gereken şeyler listemde kendilerini beyrut konserlerinden birinde dinlemek var.***

(bkz: you held my hand and you promised me a revolution)

why do turkish people add me on facebook

google'a "why do turk" yazınca gelen 3. ve 4. öneri için:

(bkz: why do turks hate kurds)***
(bkz: why do turkish people hate kurds)

gece okunan şiirler

"em rojên nexweş ên dawî dijin belkî
belkî em rojên pêşî yên xweş jî bijin
tiştekî tehlok heye di vî hewayî de
di navbera dahatû û rabirdûyê de
di navbera êş û dilşahiyê de
di navbera hêrs û bexşînê de
dm şikestin hê jî em ê bên şikestin
ji rojhilat ber bi rojava di hemû cîhanê de"

kürtçe bilmeyenler için:

"son kötü günleri yaşıyoruz belki
ilk güzel günleri de yaşarız belki
kekre bir şey var bu havada
geçmişle gelecek arasında
acıyla sevinç arasında
öfkeyle bağış arasında
biz kırıldık daha da kırılırız
doğudan batıya bütün dünyada"

(bkz: cemal süreya)

edit: pisinge zaten paylaşmış... ne güzel bir başkasının da gecenin köründe cemal süreya'nın bu şiiriyle umut biledeğini öğrenmek.

charlie hebdo

kendisine saldırının yıl dönümünde çıkan sayısının kapağında, yılbaşı akşamı almanya'da kalabalıktaki kadınları taciz eden orta doğuluları eleştirmek için, suriye'den avrupa'ya geçmek isteyen mülteci bir ailenin çocuğu olan " aylan bebek"i büyümüş ve tacizci olmuş olarak resmeden dergidir. gerek çizgilerinin vasatlığı gerekse de kendisini tanıttığı politik eleştirelselliğinin süper sığlığı bu kapakta tavan yapmıştır.

bu konuda umut stakehouse'un radikal blogtaki ayranım ekşi'de yazdıkları cidden kafa açıcı olarak düşünülebilir: (yazı, charlie hebdo'ya hiciv nasıl yapılır nasıl bi zeka gerekirin dersini vermiş bu arada bu yazısında eleman!)

aylan vs. alain bebek: http://blog.radikal.com.tr/dunya/aylan-b...

sevgilisinden yeni ayrılanlara tavsiyeler

dul kadınsın, bir ihtiyacın olursa çekinme.*

pınar selek

1971'de doğup iyi bir lisans öncesi eğitim aldıktan sonra akademik başarılarını mimar sinan üniversitesi* sosyoloji bölümünde devam ettiren ve şu sıralar yurt dışında olan sosyolog, feminist ve yazardır. 1998’de yedi kişinin hayatını kaybettiği mısır çarşısı patlaması davasından o günden beri yargılanan ve hakkında bir türlü nihayi karara varılamayan insandır. iki kez bu davadan beraat etmesine rağmen yargıtayda sürekli kararların bozulması süreci bugün itibariyle türkiye cumhuriyeti hukuk tarihine geçicek saçmasapan bir kararla tekrar bozulmuştur. kendi kararını bozan yargıtaya karşı kararında direnme kararı veren yerel mahkeme "ay biz vazgeçtik" demek suretiyle yargılama sürecini sil baştan ele almaya karar vermiştir. işin ilginç tarafı bu duruma eski kararda direnme fikrindeki savcı bile şaşırmış ve mütaalasını "iyi madem, suçlu, hadi yargılayak bari" şeklinde vermiştir...

kanıtsız, tanıksız şekilde yargılanıp hakkında müebbet hapis istenen selek'in davasından bir gün önce bir ülkeyi 30 yıl geriye götüren darbeyi yapan bir çok insanın ölümünden, kaybolmasından, sakatlanmasından sorumlu olan insanların ellerinde kahveyle talk show'a çıkarılmışçasına ifadesini alan mahkemeyle selek'in durumunu bu şekilde yargılamayı uygun bulan mahkemenin aynı anayasa ve yasalarla işlediğine inanmak güçleşmiştir.

son karar haricindeki yargılama süreci için bakınız: http://www.pinarselek.com/

pınar selek'in hepimizce okunması gereken kitabı için (bkz: sürüne sürüne erkek olmak)

(bkz: adaletin batsın türkiye)

chp teyzesi

yakın gelecekte biyoloji ve fiziksel antroploji bölümlerinde; uzak gelecekte ise paleantropoloji bölümlerinde homo kemalismus vajinismus ismiyle anılacak olan primat türüdür.

şafak pavey

konuşmalarıyla, yaptıklarıyla, duruşuyla ve güzelliğiyle mecliste bulunmasından ötürü çok memnun olduğum insandır. şu sıralar kişisel web sitesinin kapağında cihan kırmızıgül'e destek için onunla, boynunda puşi ile çekilmiş bir fotografı bulunmaktadır. http://www.safakpavey.com/

(bkz: hayranı olunacak kadınlar)

eşcinsel evlilikleri protesto gösterisi

coqueteria nickli has hanım ablanın "emekli cami hocaları yardımlaşma derneği" olarak nitelendirdiği bir grup insanın türkiye'de olan bitene kafa yormaya başlaması; dahası kafalarını yoran meseleler için sokaklara dökülmesidir.** öncelikle söz konusu gürühun eşcinsel evliliği ile ilgili yasanın geçmesi için bdp ve chp'nin kıçlarını yırtmalarının bile işe yaramayacağını düşününce dertlendikleri şeyin müslüman kürt camia'nın bdp ile ilgili bağlatılarını zayıflatmak olduğu düşünülebilir. dahası bu video bir kez daha göstermiştir ki eşcinselliğin ismi türkiye'de hala "ibnelik"tir.** vidyonun devamında başka konulara da değilinilmiş olunmasına karşılık değinilmeyen konular kendilerine "insan hakları savunucusu" diyen bu taşakları topuklarına değen elemanların aslında ne kadar samimiyetsiz olduğunu göstermektedir. samimiyetsizliğin ölçüsü için elemanların "insan" kategorisine neyi alıp neyi almadıklarını bir kez daha düşünmek gerekir.

son olarak da bu vidyonun ve bu tür amcaların ellerinde bu pankartlarla sokaklarda bulunmalarının, türkiye'deki eşcinsel hareketin artık ne kadar kuvvetli olduğunu gösteren bir geribesleme olduğunu düşünüyorum. normal şartlarda "yok saydıkları bir kesimin" varlığını kabul etmiş olmaları üzerinde de bu kesim için canlarının bu denli sıkılması eşcinsel görünürlük için - eşcinselliğin bir mücadele alanı yarattığını göstermesi açısından gayet kıymetlidir.

(bkz: ibnenin fendi hacıyı yendi )

http://www.sansursuzhaber.com/izmitte-es...

vatandaş ingilizce konuş daha çok konuş

evrensel iletişim ve bilim dili olan ingilizce'nin hakkının teslim edilmesidir. toplasan 70 milyon tarafından konuşulan bir dilin yerine 4 milyar insanın bildiği ve konuştuğu dille iletişim kurulması gerekliliği kuşku götürmez bir gerçektir. orta okuldayken tarih kitabında gördüm. bir dağın içine sıkışmış bir grup insanın köpekgillerden bir hayvanın lütfuyla o dağdan kurtulmaları*** sonra da üreyerek koskocaman orta asya'ya sığmayıp dünyanın dört bir yanına barbar olarak gitmesi, gittikleri yerlerde taş üstünde taş bırakmayan ve varolan kültürleri yok eden torunlarının biraz medenileşmesi için şarttır. devletin kurucu milletler arasında ingilizce konuşanların olmaması önemli değildir. ne de olsa devlet ne derse o olur. ingilizce konuşmayanlar hastanede tedavi edilmezlerse; askerde, okulda, karakolda...vs. aşağılanırsa seve seve ingilizce öğrenip medenileşirler zamanla ne de olsa...

(bkz: milliyetçilik karşıtı olayım derken millet karşıtlığı yapmak)

dark bear

ana dil başlığına yazmış olduğum "the language that a person can have; but not a state" girdisini 5 kere silen ve 4. kez bu işlemi yaparken bana nedenini "aynı entryi tekrar tekrar yollamana gerek yok aslında. türkçe meailini ilave etmen gerekecek, herkesin anlayabilmesi için" şeklinde bir açıklamayı nihayetinde lütfeden ayı sözlük yöneticisidir. kendisine "böyle bir kural olmadığını" belirtmiş olmama rağmen "böyle bir kurala gerek yok, herkesin ruhen ve beyinen bilmesi gereken birşey." diyerek beni dumura sürüklemiştir.

kurallarda herhangi bir ifadenin olmadığı sözlükte alıp başını giden seri eksileme olayına ruhunun ve beyninin ne dediğini çok merak etmekteyim.

(bkz: zeki müren ruhuna ve beynine göre versin)

türkiye gençlik birliği

türkiye usulu neo-nazilerdir. nasyonel sosyalizmi savunan ne isa'ya ne musa'ya yaranamayan doğu perinçek taifesinin marifetir. chp ye kabul edilmeyen doğu perinçek'in partisinin isminden de vazgeçmeyerek kurdurduğu bu oluşum özellikle türk bayrağı ve atatürk posterlerini kullanması samimi chp'lileri etkilemiştir. kemalizm'in altı okundan "devrimcilik" okunun ve atatürk'ün söyleyip söylemediği tarihçilerce tartışmalı olan " bursa nutku"nun gazıyla toplumsal olaylar çıkarmaya pek meyillidirler. ha sözü açılmışken chp devrimcilik okunu ülkenin eğitim, bilim, teknoloji, ekonomik refahgibi etmenlerin ışığında muasır medeniyetler seviyesine çıkarılıp arkaik anadolu toplumunu dönüştürmek olarak tasavvur ediyorken işçi partisi ve tgb için bu ülkedeki azınlıkları ve kürtleri yok etmek anlamına gelmektedir.

(bkz: tgb'nin 24 nisanda odtü öğrencilerine saldırısı)

bankacibear

sözlük formatından habersiz yazardır. sözlüklerin belirtilen kuralları içerisinde istenilenin istenildiği şekilde yazıldığı yer olduğu fikrini daracık ufkuyla değerlendiren ayı insanıdır. sözlükler de insanların kendilerini ifade etmeleri için çok sayıda satır bulunan yerlerken sözlüğü ağlamak; şikayet etmek; kendini paralamak için kullanandığı gözlemlemektedir. kendisine adresini göndermesi durumunda "democracy for dummies" isimli kitabı hediye etmek istemekteyim.

ayrıca kendisi bana attığı mesajla beni seri eksici ilan etmiştir.* bu konuda kendisine: sorry mario princess is in another castle demek istiyorum. *

chp izmir kadın kolları

1 mayıs 2011 tarihinde gündoğdu meydanında toplu halde rastladığım teyzeler gürühudur. sayıca hayli kalabalık olmalarına rağmen birbirlerine tıpatıp benzemeriyle akılda kalmışlardır.* neyse chp deki değişim dalgalarının sonucu olarak 1 mayıs meydanlarına doluşturulan bu hanım teyzelerin ortamı pek garipsemiş olmaları gözden kaçmamıştır. bu teyzelerden birinin polis arama noktasında "evladım bizi neden arıyorsunuz, biz chp'li kadınlarız" cümlesi ve polisin bu cümleyi sikine takmadan işine devam etmesi üzerine ahretliğine destekte bulunmak isteyen sarı-kısa-fönlü saçları ve kırmızı şapkası olan bir başka teyzenin "akp'nin polisleri bunlar zaten" cümlesi bu gürühu anlamak için yetmiştir.
Henüz takip ettiği biri yok.