eksik başlık. insanların güvendikleri kişilere özel sırlarını anlatması normaldir. başlıktan sonraki ilk entry sanki açıklanan her özel sır herkes tarafından kötüye kullanılacağı iması yaratmaktadır. herkesin amacı sizlerin özel sırlarınızı öğrenip size şantaj yapmak değildir. arada amacı gerçekten sizi tanımak olan ve size değer veren kişiler de olabilir. nadir de olsa vardır böyle kişiler.
sanılanın aksine katy'nin aslında ciddi değişikliğe gidip tamamen politik öğeler ve eleştiriler içeren bir şarkısıdır. zira klipteki "sizi havalara uçuran amerikan rüyası mortgage tarzı evler" ve "sevgi treninde birbiri ile yarışan insanlar" ile bunu görebileceğiniz gibi en bariz şekilde "bir eğlence parkında hamster tekerinde koşan insanlar" ile kör göze parmak bizlere aslında hepimizin yaşadığı gerçeği anlatmaya çalışmıştır.
şarkının sözlerinin klipten aşağı kalır yönü zaten. tek tek sözlerin analizini burada yapmayıp sadece şarkının adının boşuna "chained to the rhythm" olmadığını ve dikkatin her seferinde buraya çekilmek istendiğini hatırlatmak isterim.
kıyıda köşede kalmış, çok başarılı şarkıları olan gruplardan biridir efenim. son zamanlarda keşfetmeyi başarabildiğim mükemmel gruplardan. vokalin sesi çok güzel. bana cem adrian'ı hatırlatıyor, belki de bu yüzden çabuk sevebildim. çok sevdiğim 2 şarkısını bırakıyorum, dinleyin ve hissedin efenim.
"boşluğun dibinde yalnızım biraz kararsızım kendinden utanır mısın? sonum belki en başımdır yollar karışmıştır ben olmadan kaçamaz mısın?"
link ile değil nude atarak gruba katıldığınız grup. nude'larınızı bana özel mesaj yoluyla atıyorsunuz. ben grupta paylaşıyorum ve grup üyeleri kabul görürlerse sizi gruba alıyoruz ***
ö.m. yoluyla bana, @urkek 'e yada @darkbear 'a ulaşabilirsiniz.
ana baba öğüdünden daha etkili olan bir film. keşke televizyonlarda gösterilse. hem de ass to ass sahnesi sansürlenmeden. yemin ederim kamu spotuna gerek kalmaz.
spoiler!
ass to ass=kibar bir tabirle benliğini kaybedecek kadar hiçbir şeye bağımlı olma. yoksa doğduğuna bile pişman olabilirsin. sonuç aynı olduğu müddetçe bağımlı olduğun şeyin ne olduğu pek de mühim değil. bu bir uyuşturucu da olabilir, bir insan da.
"insanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar. .... hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu hala kabul edemiyor musunuz? bütün yakınlaşmalar, bütün birleşmeler yalancıdır. insanlar ancak muayyen bir hadde kadar birbirlerine sokulabilirler, üst tarafını uydururlar; ve günün birinde hatalarını anlayınca, yeislerinden herşeyi bırakıp kaçarlar. ... muhakkak ki bütün insanların birer ruhu vardı, ancak birçoğu bunun farkında değildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gidecekti. bir ruh ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu... biz ancak o zaman sahiden yaşamaya -ruhumuzla yaşamaya- başlıyorduk. o zaman bütün tereddütler, hicaplar bir tarafa bırakılıyor, ruhlar birbiriyle kucaklaşmak için, herşeyi çiğneyerek, birbirine koşuyordu"
etkinlik için çok teşekkürler. katılanları tanıdığım için gerçekten çok mutlu oldum. başta çekingen tavırlarım için kusura bakmayın ancak nickimin hakkını vermezsen de olmazdı di mi? benim ilk zirvemdi ve tekrarlarını oramdan buramdan yeni gözler çıkarmış bekliyorum. dark bear, futurelavirs ve nstrgt'ye ayrıca benimle uzak yoldan geldiğim için ilgilendikleri için teşekkür ediyorum.
bu arada hediyenin akademik analizini araştırma tamamlanınca paylaşırım. ve evet cidden 17cm.
yani bir konu hakkında 10000 saatlik bilgi/tecrübeye sahip olmak ile olmamanın farkı nedir bugün? önünde sonunda yine bir firmanın sana biçtiği değer kadar biliyorsun, fazla bildiğin kendine kalıyor.
yani ne kadar uzman olursan ol, bildiğinin çoğu kendine verebileceğin değeri artırıyor, başkalarının sana verdiği değeri değil. siz hangisine değer veriyorsunuz? "ben bildiğime bakarım, bu bildiğimi paraya çevirmeye çalışırım" a mı yoksa "para eden şeyi bilmem gerek, kalanı gereksiz" e mi?
edit: geçen redditte gezerken görmüştüm. biri "people used to have professions, now we only have jobs" yazmıştı.
napıyormuş bu ak lgbti'ler çok merak ettim. haklarımıza yararı dokunan, sesimizi duyurmamıza yardımcı oldukları durumlar var da biz mi bilmiyoruz? yoksa onlar da bizim gibi devletin gözetimi altında ifşa edilmekten korkup sessizce varlığını sürdürmeye çalışan bir grup olmasın?
akp'nin lgbti'ler toplumuna tek yararı herhalde eşcinselliği "yasaklamamaları". düşünün artık buna da şükür hale gelmiş durumdayız. diğer politik tutumları hakkında burada yorum bile yapmaya gerek yok sanırım. ben akp'den nefret etmiyorum, ama onlar benden ediyor.
etkinlik için çok teşekkürler. katılanları tanıdığım için gerçekten çok mutlu oldum. başta çekingen tavırlarım için kusura bakmayın ancak nickimin hakkını vermezsen de olmazdı di mi? benim ilk zirvemdi ve tekrarlarını oramdan buramdan yeni gözler çıkarmış bekliyorum. dark bear, futurelavirs ve nstrgt'ye ayrıca benimle uzak yoldan geldiğim için ilgilendikleri için teşekkür ediyorum.
bu arada hediyenin akademik analizini araştırma tamamlanınca paylaşırım. ve evet cidden 17cm.