çok sevdiğim bir yazar arkadaşımın* beni arayıp "bv bak gördün mü yine* bizi çağırmadan yapmışlar. alacakları olsun onların" yorumu üzerine yarım saat güldüğüm haber başlığıdır aynı zamanda.
istanbul beyoğlu ve şişlide bulunan 2 adet seks sinemasına yapılan baskın sonucu yapılan haberin başlığıdır efendim. haberden anladığım kadarıyla sivil polisleri müşteri olarak sinemalara gönderip bu şekilde gerçekleştirmişler baskın olayını. toplamda 70 kişi gözaltına alınmış, aralarında alman ve meksikalı bir turistin de bulunduğu 25 kişi ifadesinde "eşcinseliz. zevk için yapıyoruz" demişler. *
ilk tohumları ayı sözlük birinci yazarlar zirvesinde atılmış, şimdilerde ise gerçekleşmesine sadece 5 gün kalmış, katılmak ve yazar arkadaşlarımı görmek için sabırsızlandığım muhteşem geçeceğine inandığım zirve.
gerçekleşmesinden sonra hakkında bu kadar az entry girilmesiyle hala orada neler yaşandığını deli gibi merak ettiğim zirve. bu kadar güzel bir organizasyona katılan yazarcanlar umarım sadece pazar günü rehavetinden dolayı entrylerine ara vermişlerdir. *
başlığı ilk okuduğumda ancak bir zaytung haberidir diye düşündüğüm fakat sonrasında gerçekten yaşandığını öğrendiğimde ben neden orada değildim diye hayıflandığım olay. amcalarım madem guinness rekor denemesi yapacaksınız beni neden çağırmadınız. *
* arkadaşımın eski sevgilisiyle sevgili olabilirim sanırım. aşk diye bir olay varsa eğer tamamen istem dışı gelişir çünkü. en yakın arkadaşım eski sevgilimle sevgili olmadı ama, geçtiğimiz dönemlerde eski sevgilimin sevgilisiyle çok samimi arkadaş oldum... sevgilimin eski sevgilisiyle de çok samimi arkadaş olmuşluğum vardır. garip hikayeler fazla sorgulamamak lazım diye düşünüyorum... genel olarak insanları seviyorum bununla açıklayabilirim sanırım durumu...
* genel olarak memnunum hayatımdan, güzel dostluklarım var ve en ufak sıkıntımda bile sürekli yanımdalar. kilometrelerce uzakta olsa bile böyle insanların varlığı bile hayattan memnun olmamı sağlıyor.
ve gelelim asıl soruya. her seferinde muhteşem olacak diye hayaller kurarak başladığın ilişkilerin kısa sürede sen mükemmelsin, ben seni haketmiyorum tarzında klişe yalanlar söylenip bitiriliyorsa bundan sonra aşka ya da ilişkilere bakış açın ne olur ? tamam duygusuz olarak yaşayacağım mı dersin ? yoksa aşkı aramaya devam edersin ?
son gelen güncellemeden sonra gözünü para hırsı bürümüş uygulama. daha önce nearby seçeneğinde en az 100 ayı gösterirken şimdi sadece 22 ayı gösteriyor. önceden yüzün üzerinde ayı görmek için pro derdi, şimdi 100 ayı görmek için pro istiyor.
eğer bu vesileyle yaklaşan sıcak yaz günlerinde sokaktaki hayvanlar için iyi bir şey yapacağımızı düşünürsek son derece mantıklı bir eylem. bu eylemi gerçekleştirmem neticesinde türkiyenin çeşitli illerindeki hayvanlar için büyük bir hayır işlemiş olurum sanırım. *
hayatımda ilk kez hamama gittim sözlük. evet yıkanmak için değil hamamlarda dönen olaylardı merak ettiğimden.* çok eğlenceliydi herkese tavsiye ediyorum...
gökhan tepenin son albümünde yer alan alaturka tarzdaki muhteşem şarkısı. akustik versiyonu bir harikadır.
şarkının sözleri ;
nerede telli duvaklı evvel zaman aşkları
nerede o allı güllü sevdanın şarkıları
nerede o ömür boyu huzur veren dostluklar
güneşin vedasıyla düşen yapraklar
yanaklara mendil olan omuzlara ne oldu
samanlıkta seyran olan gönüllere ne oldu
herkes kalbini yormuş sevmeleri unutup
aşklar sahile vurmuş şişe içinde mektup
şimdi siyah beyaz filmler gibi
güzelim sevdalar da bitti
özlemler hayaller veda makamı
şarkıların canı cennete gitti
şimdi siyah beyaz filmler gibi
güzelim sevdalar da bitti
özlemler hayaller veda makamı
şarkıların canı cennete gitti
şefkat-der bu konuyu gündeme getirmek için muhteşem bir eylem girişimine girmiştir. kadınlara 1 mayıs tarihi itibariyle 41 gün süreyle ilişkiye girmeyin, temizlik ütü yapmayın çağrısında bulunmuştur. eylem ne kadar etkili olur bilemiyorum ama eğer ses getirecekse denemeye değer diye düşünüyorum.
iş yerimin karşısındaki horoz ve tavukları görünce aklıma gelen, zamanında mehmet ali erbilin flash tv de sunduğu yarışma programının adı. bir kümeste bulunan tavukları stüdyoya salmak suretiyle başlayan yarışma belirli bir süre içerisinde ne kadar çok tavuk yakalayıp kümese tekrar koyularak gerçekleşiyordu. sanırım toplanan tavuk sayısı kadar altın hediye ediliyordu yarışmacılara. *
reklam olayını abartmışlar kesin ve net ! ilk zamanlarında deli gibi hayranı olduğum sözlük. yeni versiyonu sonrasında reklam olaylarını da abartmalarıyla beraber okumak neredeyse imkansız hale gelmiştir. bugün yine bir başlığa bakmak için girmeye çalıştığımda her zamanki görünümü tıkladığımda bile saçma reklamlardan başlıkları göstermeyen sözlük. sonuç olarak seni seviyorum ayı sözlük. kendi başlığımı girer kendim okurum. oh be *
güne ve haftaya benim için çok değerli birisinin bir yakınını kaybettiği haberiyle başladım. taziye için insanlara telefon etmek sanki o anı tekrar tekrar yaşatacağım duygusu hissettirdiği için bu mecburiyetten yapılan telefon konuşmalarında ne söyleyeceğimi hiç bilemiyorum ve genelde saçmalıyorum. ağzımdan yanlış bir kelime kaçacak diye çok çekiniyorum.
mercan adlı erol köse faciasının albümünde yer alan şarkı. albümün promosyonunu yaparken katıldığı okan bayülgenin programında şarkının bir hikayesinin olduğunu söylemişti bu kızcağız. artık kızı nasıl kandırdılarsa yok efendim kız almanyada başka bir kız arkdaşıyla yanlışlıkla(!)* bir gay bara gitmiş oradaki tüm yakışıklılar gay(!)miş. ondan sonra eve yalnız dönmüş ve bu şarkıyı yazmış. tabiki bana inandırcı gelmeyen bu hikayeyi araştırdım ve gerçeği öğrendim. şarkının orijinali italyan şarkıcı giorgia'nın 2004 yılında çıkardığı albümde yer alan la gatta şarkısıymış meğerse. homofobik söylemleri olan saçma bir şarkı. televizyonlarda gay kelimesinin söylenmesi sorun olabilir diye albümde şarkının içerisinde hepsi gay kısımlarını hepsi şey olarak söylediği bir versiyonu da vardır.
ankara'da yaşayan yazarlara selam olsun 13 nisan 2019 tarihinde saat 15:00 - 16:00 civarında kızılayda birkaç eski yazar arkadaşlarla toplanıp sohbet edeceğiz ve eski günleri yad edeceğiz katılmak isteyen ve mekan önerisi olan yazarlar desteğinizi bekliyorum...
bu klişeyi yapmak istiyorum, belki bir gram farkındalık oluşur. eskiden çok güzel yazan insanlar vardı burda yazdıklarını okurken keyif aldığım okudukça öğrendiğim epey değerli insanlar.. eskiden dediğim 2-3 yıl öncesine kadar belki, daha sonra genç yazar arkadaşlar geldi kendi heyecanlarını acemiliklerini buraya yansıttılar(insan özenmiyor değil)
fakat yine de hiçbir şekilde eskilerin yerini tutmadı. birileri sinirlenecek belki beğenmiyorsan siktir git de diyebilirler yine de eski bir alışkanlık var. ara sıra bakmaktan hep keyif alıyorum buraya..
yaşadığım şehir.
son beş yılda çok yara aldı bu gri şehir.
peş peşe patlayan bombalardan yaka silkti. yüksel caddesinde, güvenpark'ta polisin saldırganlığından illallah etti. gezi parkı zamanında gaz bombaları ile darbe yedi, sisin pusun altına gömüldü.
yine de bozmadı düzenini.
trafik yine aynı saatlerde kilitlenmeye devam etti,
insanlar yine tandoğan'dan kızılay'a yürümeyi tercih etti.
ve ben, ne olursa olursun cuma akşamları kızılay'da bir kafede oturup kahve içmeyi ve ankara'nın kalbini izlemekten vazgeçmedim.
(bkz:kurşuni renkler) babam gelir aklıma hep. (bkz:fikrimin ince gülü) babam hastayken bu şarkıyı televizyonda gördüğünde ağlamıştı. bi hastalığın bi insanı nasıl çaresiz hale getirdiğini gördüm. içim parçalandı. belki de yaşadığı yılları, geçmişte yaptıklarını, yapmak isteyip yapamadıklarını düşündü. bu iki şarkıyı duyunca içim gidiyo. gözlerim yaşarıyor. kendimi bi garip hissediyorum.
(bkz:we found love) üsteki kadar beni etkilemesi imkansız olsa da bunu duyunca da italyanın teki geliyor hala aklıma. bi adam 1 haftada nasıl bu kadar derine kazınır anlamam.
2 bölümünü de izlediğim dizi. televizyondan olsa hayatta izlemem. türk dizisini televizyonda izleyen arkadaşlara da helal olsun diyorum. 3 saat boyunca imkanı yok oturamam bi dizi için. youtubeda açıyorum, saçma sapan yerlerini geçerek 1 saatte bitiriyorum. yabancı dizi tadında izlemek bu olsa gerek.
neyse gelelim dizinin konusu ve oyuncularına.
gayet kaliteli bi ekip var görünürde. tek tek anlatacak olursak ( of be ne yazasım varmış ha)
(bkz:gökçe bahadır) : (oya) benim taaaa hayat bilgisi zamanından sevdiğim oyuncudur kendisi. insanlar o dizide barbie denen kızı severken ben hep törpü törpü derdim. oyunculuk olarak gerçekten çok beğeniyorum ama o da benim yaşlarda olduğunu belli etmiş. ne kadar makyaj olsa da kırışıklıklar belli oluyor. sorun yok gayet güzel bir kadın, iyi bir oyuncudur.
(bkz:bade işçil): karşımıza pelin olarak çıkan sarışın güzelimiz. ezelde şebnem olarak izlemiştim. ben nedense bu hatuna kısa saçı daha çok yakıştıranlardanım. gayet güzel oynamaktadır.
(bkz:aslıhan gürbüz): merve karakterine hayat veren bu hanımefendi dizinin yılanı, pelinin en yakın arkadaşıdır. uzak durulması gereken psikopat hatun profili. serhanı nasıl kafeslemiş benim için bi muamma. gerçek hayatta serhan gibi bi karakterin böyle bir kadınla evlenmesinin imkanı yok.
(bkz:tülin özen) şirin arzu karakteri. ben bu kadına meryemce zamanı hastaydım. mehmet günsüre mustafam deyişleri kulaklarımda çınlardı. nasıl naif, güzel ve tatlı bi kadınsa artık, heteroseksüel bi ilişkiye resmen gıpta etmiştim. yeniden bi dizide görmek fazlasıyla mutlu etti beni.
şimdi bu kadınlar çok iyi arkadaşlar lisede. pelin ve merve aşırı kıskanç tipler ve oyayı kıskanıyolar. 96 yazında pis bi iftirayla hem oyanın hem edip öğretmenin başını yakıyolar. 20 yıl sonra filan oya büyüdüğü mahalleye geri dönüyor ve olaylar olaylar.
biraz geriden gelsem de zirvenin anahtardan sonra 2. ağır topu olarak benim de zirve ile ilgili yorumlarımı yazmadan geçeceğimi düşünmediniz herhalde...
öncelikle zirvenin organizasyonunu sağlayan sevgili hazineciye çok teşekkür ederim uzun zamandır böyle keyifli bir zirveye katılmamıştım çok iyi geldi.
mekana kadim dostum anahtarla birlikte buluşup geldik, mekanın üst katına çıktığımızda bir portatif yazı tahtasında birşeyler anlatan birisi ve dinleyen bir grup gördük ilk olarak doğal olarak biraz şaşırdık zirveler artık sunum tarzı mı yapılıyor diye birbirimize anlamsız bir bakış attıktan sonra en köşedeki masada oturan eski bir tanıdığı*aknarazı gördüm selamlaşmak için yanına gittiğimde kendisinin de sözlükte yazdığını ve zirve için geldiğini öğrendiğimde kısa süreli bir şaşkınlık* yaşadıktan sonra masaya oturup sohbete başladık. kısa bir süre sonra çekingen bir tavırla masaya * yaklaştı ve daha önceki zirveye ilk katılımdaki çekingenliği bildiğimden "evet düşündüğün kişiler biziz dedik ve sohbete devam ettik. daha sonra senseisplinter ve pena da aramıza katıldı* ve çok keyifli, vaktin nasıl geçtiğini anlamadığımız bir zirve daha geçti. katılan herkese çok teşekkür ederim, keyifli ve mutlaka en kısa sürede tekrarlamamız gereken bir akşam oldu...
en sevdiğim eurovision parçalarındandır, nilüfer de albümünde yorumlamıştır bu şarkıyı,
sözleri ;
kaç gündür hasretinle alevlenirken düşünceler
ben çılgın ben yine gözlerinin hapsindeyim
kaç gündür hasretinle alevlenirken düşünceler
ben çılgın ben yine gözlerinin hapsindeyim
ellerim yüzümde, susmuş dudaklarım
isyanlarda gönlüm, zaman gardiyandir
ah... ben yine gözlerinin hapsindeyim
aman vermez hasretin, ay ay ay...
ay la la la la... la la la la... içimde martılar
ay la la la la... la la la... sen gözyaşlarımdasın
kaç gündür hasretinle alevlenirken düşünceler
ben çılgın ben yine gözlerinin hapsindeyim
ellerim yüzümde, susmuş dudaklarım
isyanlarda gönlüm, zaman gardiyandır
ah... ben yine gözlerinin hapsindeyim
aman vermez hasretin, ay ay ay...
ay la la la la... la la la la... içimde martılar
ay la la la la... la la la... sen gözyaşlarımdasın
ay la la la la... la la la la... akşam firarları
ay la la la la... la la la... sen gözyaşlarımdasın
sinema yazarları derneği (siyad), 2017 yılı türkiye sineması ödüllerinde “en iyi yardımcı kadın oyuncu” ödülüne layık görülmüştür biblom benim. ödülün anons edildiğindeki sevinci görülmeye değer. lgbt görünürlüğü adına verdiği mücadelede kazandığı bu ödül çok önemli bence. tebrikler biblom...
19. bölümde tülayın selahattin çakaler'e söylemesi için yaptığı şu benzetmelerle beni benden alan yalan dünya karakteri.
- sen insanı silikon askısı kopan sutyen gibi yarı yolda bırakan bir tipsin de...
- sen adeta yaz başı beyaz bıngıl vücuda bikini denediğimde yaşadığım hayel kırıklığı, ümitsizliksin de...
- basen genişleyince small beden külotun yanlarda bıraktığı iz gibi sadece bende geçici bir iz bıraktın de...
- selülit gibisin, senden kurtulmak istiyorum de...
zaman zaman başıma gelen hadise. sanırım çevresel koşullardan ziyade kendi iç meselelerimle ilgili oluyor bazen bana da. ama "her zaman söylüyorum sözlükte kimseyi zorla tutmuyoruz, kimseye "nooolur kal" demiyoruz. birileri daha iyisini yapana kadar şuan en iyisi budur yavrular. susun ve yalamaya devam edin. daha iyi bir sözlük kurucusu ortaya çıkana kadar da benimkiyle idare edeceksiniz, yada çekip gideceksiniz. net." olayın tam olarak ne olduğunu bilmemekle birlikte tarzında bir yaklaşımın bir sözlük admini tarafından düşülmüş ve dile getirilmiş olması beni çok üzdü. iyi günlerim de kötü günlerim de oldu burada paylaştığım... bu kadar...
zirveye giderken kafamda bir ton soru işareti olmasını sağlayan ve içten içe korkutan yazar. acaba gerçek hayatta da mesajlarda olduğu gibi anlaması zor cümleler kurup beynimi yakmaya çalışacak mı diye derin düşüncelere dalmış olsam da garson çağırır gibi işaretler yapıp beni masasına davet eden ve sonra da zirve sonunda ayrılana kadar yalnız bırakmayan yazarcan. bayağı uzun ve derin mevzularda uzun uzun sohbet ettiğimiz* aynı okulun aynı mekanlarında çok özel anılarımızı paylaştığımız ve zirve haricinde de sık sık görüşeceğimizin sinyallerini verdiğimiz keyifli, zeki, hazırcevap ve espirili adam. böyle bir zirve organize edip yüksek katılım sağlamak için çabaladığın ve bu kadar güzel ev sahipliği yaptığın için ayrıca teşekkürler... tanıştığıma çok memnun oldum...
doğuşun 1998 yılında çıkardığı albümünde yer alan arabesk tarzdaki parçası. geçen gün tesadüf eseri parçanın radyoda çalmaya başmasıyla hönkürerek ağlamama sebep olmuştur bu parça aynı zamanda. *
sözleri ;
sessiz bir köşede yine tek başıma
uykusuz sabahım güneşsiz yarınım
ağlıyorum, yanıyorum
herkes kendi keyfinde
soldum artık belalım
bir umut ver dön bana
kime gitsem ah ne etsem
senin yerini alır mı sence
vurdum duymazlık etme
bir dön bak ardınsıra
kıyamet günü senin gidişin
hiçbirşey umrumda değil
yine yandı yine ağladı çaresiz kaldı gönlüm