1980 istanbul doğumlu, nükhet duru, özcan deniz, haluk levent, reyhan karaca gibi isimlere vokalistlik yapmış hanım kızımız. ilk albümü olan paranoyakı 2006 yılında çıkarmıştır. daha iyi yerlere gelecekken saçma bir sabah programında yaptığı bakire değilim gafı sonucunda* sessizliğe bürünmüştür. umarım en kısa zamanda o güzel sesini bizlerle buluşturur.
ebru elverin 2006 yılında çıkardığı ilk* çıkardığı albümün ve albüme adını veren, paranoyak aşıkları çok güzel bir şekilde anlattığı eğlenceli şarkısının adı.
sözleri şu şekildedir ;
düşünmek korkutur
olamazsam her an yanında
ben yokken orada
o kötu kızlar* aklını çelerse
elbet bir mesaj
ya da bir isim görüp telefonda
uyuyamam aklım kalır
sen gelmeden beni aramadan
bak saat kaç oldu 5 dakika doldu
bi daha mı arasam?
paranoyak halim
yok benim tedavim
alo aşkım nerdesin?
neredesin kimlesin
anlamak ne mumkun
ne olur böyle hergün
düşünmeden duramam
başka türlü olamam.
çalmayı çok istediğim enstrümanlardan, bir dönem kafayı fena takmıştım ama enstrüman konusunda maymun iştahlı biri olduğumu bildiğim için* 1200 tl civarında satılan 2. ellerinden almayı düşünüp sonra vazgeçtiğim enstrümandır aynı zamanda.
22/06/1935 - türkiye'de azınlık cemaatlerinden sekiz ruhani lidere geçici olarak ayin ve mabetler dışında dini giysilerle dolaşma izni verildi.
22/06/1951 - inönü stadı'nın adı mithatpaşa stadı olarak değiştirildi, şimdi yine ismet inönü stadyumu.
22/06/1982 - banker kastelli adıyla bilinen cevher özden'in yurt dışına kaçtığı açıklandı.
22/06/1988 - futbolcu tanju çolak 39 golle "avrupa gol kralı" oldu.
bir arif susam şarkısıdır aynı zamanda. zamanında bülent ersoy tarafından da icra edilmiştir. son olarak ışın karaca arabesque 2 albümünde seslendirmiştir, o albümdeki en güzel yorumladığı arabesk parçasıdır.
bu gece bir baska coktun icime
seni andim durdum sabaha kadar
okudum bendeki tum mektuplari
okudum agladim sabaha kadar
anilarla doldu tasti bos odam
andikca kanadi icimde yaram
bir hayalin vardi birde sigaram
seni ictim durdum sabaha kadar
bir an kulagimda cinladi sesin
ruhumu dolasti ilik nefesin
uykuyu gozumden sildi hasretim
gozumu yummadim sabaha kadar
anilarla doldu tasti bos odam
andikca kanadi icimde yaram
bir hayalin vardi birde sigaram
seni ictim durdum sabaha kadar
kuzey yarım kürede en uzun gündüzün yaşandığı gün. bu tarihten sonra günler kısalmaya başlar bir nevi kışın gelişinin habercisidir. kuzey kutbunda 24 saat gündüz, güney kutbunda 24 saat gece yaşanır bu gün.
hükümetin yaklaşık 1 aydır gündemi meşgul ettiği konu.* amaca ulaşıldıktan sonra beklenen açıklama bugün yapılmıştır konu ile ilgili. kürtaj ile ilgili herhangi bir düzenleme yapılmayacaktır. *
21/06/1921 - küçükleri muzır neşriyattan koruma kanunu kabul edildi.
21/06/1934 - soyadı kanunu kabul edildi.
21/06/1940 - devlet operası ilk temsilini verdi: mozart'tan "bastien ile bastienne".
1973 doğumlu istanbul üniversitesi devlet konservatuarı tiyatro bölümü mezunu oyuncu. kendisi ilk olarak profilonun reklam kampanyasında alman emre karakteri olarak karşımıza çıktı. daha sonrasında yarım elma, omuz omuza, ah bir zengin olsam, aynalı tahir gibi yapımlarda rol aldı. dün itibariyle keremcemin klibinde gördüm yıllar sonra önceden de severdim kendisini, o sakallar o göbek aman allahım ne yakışıklı olmuş öyle**
20/06/1932 - mustafa kemal binası yanan fenerbahçe kulübü'ne 500 lira bağışladı.
20/06/1961 - türkiye işgücü ihracına başladı. almanya'ya gitmek isteyenler iş ve işçi bulma kurumu önünde.
20/06/1993 - ingiliz rock sanatçısı elton john istanbul'da 30 bin kişiye konser verdi.
sılanın konuşmadığımız şeyler var albümünde yer alan pek gün yüzüne çıkmamış muhteşem şarkısının adı. joker albümünde yeni düzenlemesiyle daha bir güzel olmuş sanki. henüz dinlememiş olanlar için
sözleri de şu şekildedir;
bazen olmaz biliyoruz
akıl kitlenir sır gibi
sözcükler susuverir
fitili kısa mum gibi
yok bir şey laf mı ki
var birden çok biliyoruz
hepimizin hayatı
hani kesik süt gibi
işe alınma sürecinde özgeçmiş incelemeden sonra gerçekleşen olay. şimdiye kadar birçok kez gerçekleştirdiğim,* işveren olduğunuzda rahat ve sıkıntısız gerçekleşen, iş arayan olduğunuzda ekstra bir özgüven sahibi değilseniz çoğu zaman sıklabileceğiniz eylem. bazı sektörler için** iş tecrübeleriniz ve ne ölçüde işe uygun olduğunuzdan çok dış görünüm, cinsiyet gibi kiterler önemlidir bu görüşmelerde. gerçek anlamda bir insan kaynakları uzmanı tarafından gerçekleştirilmediği sürece, kabul edilip edilmeyeceğiniz işi ne derece yapabileceğinizden çok görüşmeyi gerçekleştiren kişinin insiyatifine kalır.
sabaha karşı 05:00 sularında hakkarinin dağlıca ilçesindeki ırak sınırında yaşanmış hain terör saldırısıdır. 8 askerimiz şehit olmuş 14 askerimiz yaralanmıştır bu adi saldırıda. *
ankara'da yaşayan yazarlara selam olsun 13 nisan 2019 tarihinde saat 15:00 - 16:00 civarında kızılayda birkaç eski yazar arkadaşlarla toplanıp sohbet edeceğiz ve eski günleri yad edeceğiz katılmak isteyen ve mekan önerisi olan yazarlar desteğinizi bekliyorum...
bu klişeyi yapmak istiyorum, belki bir gram farkındalık oluşur. eskiden çok güzel yazan insanlar vardı burda yazdıklarını okurken keyif aldığım okudukça öğrendiğim epey değerli insanlar.. eskiden dediğim 2-3 yıl öncesine kadar belki, daha sonra genç yazar arkadaşlar geldi kendi heyecanlarını acemiliklerini buraya yansıttılar(insan özenmiyor değil)
fakat yine de hiçbir şekilde eskilerin yerini tutmadı. birileri sinirlenecek belki beğenmiyorsan siktir git de diyebilirler yine de eski bir alışkanlık var. ara sıra bakmaktan hep keyif alıyorum buraya..
yaşadığım şehir.
son beş yılda çok yara aldı bu gri şehir.
peş peşe patlayan bombalardan yaka silkti. yüksel caddesinde, güvenpark'ta polisin saldırganlığından illallah etti. gezi parkı zamanında gaz bombaları ile darbe yedi, sisin pusun altına gömüldü.
yine de bozmadı düzenini.
trafik yine aynı saatlerde kilitlenmeye devam etti,
insanlar yine tandoğan'dan kızılay'a yürümeyi tercih etti.
ve ben, ne olursa olursun cuma akşamları kızılay'da bir kafede oturup kahve içmeyi ve ankara'nın kalbini izlemekten vazgeçmedim.
(bkz:kurşuni renkler) babam gelir aklıma hep. (bkz:fikrimin ince gülü) babam hastayken bu şarkıyı televizyonda gördüğünde ağlamıştı. bi hastalığın bi insanı nasıl çaresiz hale getirdiğini gördüm. içim parçalandı. belki de yaşadığı yılları, geçmişte yaptıklarını, yapmak isteyip yapamadıklarını düşündü. bu iki şarkıyı duyunca içim gidiyo. gözlerim yaşarıyor. kendimi bi garip hissediyorum.
(bkz:we found love) üsteki kadar beni etkilemesi imkansız olsa da bunu duyunca da italyanın teki geliyor hala aklıma. bi adam 1 haftada nasıl bu kadar derine kazınır anlamam.
2 bölümünü de izlediğim dizi. televizyondan olsa hayatta izlemem. türk dizisini televizyonda izleyen arkadaşlara da helal olsun diyorum. 3 saat boyunca imkanı yok oturamam bi dizi için. youtubeda açıyorum, saçma sapan yerlerini geçerek 1 saatte bitiriyorum. yabancı dizi tadında izlemek bu olsa gerek.
neyse gelelim dizinin konusu ve oyuncularına.
gayet kaliteli bi ekip var görünürde. tek tek anlatacak olursak ( of be ne yazasım varmış ha)
(bkz:gökçe bahadır) : (oya) benim taaaa hayat bilgisi zamanından sevdiğim oyuncudur kendisi. insanlar o dizide barbie denen kızı severken ben hep törpü törpü derdim. oyunculuk olarak gerçekten çok beğeniyorum ama o da benim yaşlarda olduğunu belli etmiş. ne kadar makyaj olsa da kırışıklıklar belli oluyor. sorun yok gayet güzel bir kadın, iyi bir oyuncudur.
(bkz:bade işçil): karşımıza pelin olarak çıkan sarışın güzelimiz. ezelde şebnem olarak izlemiştim. ben nedense bu hatuna kısa saçı daha çok yakıştıranlardanım. gayet güzel oynamaktadır.
(bkz:aslıhan gürbüz): merve karakterine hayat veren bu hanımefendi dizinin yılanı, pelinin en yakın arkadaşıdır. uzak durulması gereken psikopat hatun profili. serhanı nasıl kafeslemiş benim için bi muamma. gerçek hayatta serhan gibi bi karakterin böyle bir kadınla evlenmesinin imkanı yok.
(bkz:tülin özen) şirin arzu karakteri. ben bu kadına meryemce zamanı hastaydım. mehmet günsüre mustafam deyişleri kulaklarımda çınlardı. nasıl naif, güzel ve tatlı bi kadınsa artık, heteroseksüel bi ilişkiye resmen gıpta etmiştim. yeniden bi dizide görmek fazlasıyla mutlu etti beni.
şimdi bu kadınlar çok iyi arkadaşlar lisede. pelin ve merve aşırı kıskanç tipler ve oyayı kıskanıyolar. 96 yazında pis bi iftirayla hem oyanın hem edip öğretmenin başını yakıyolar. 20 yıl sonra filan oya büyüdüğü mahalleye geri dönüyor ve olaylar olaylar.
biraz geriden gelsem de zirvenin anahtardan sonra 2. ağır topu olarak benim de zirve ile ilgili yorumlarımı yazmadan geçeceğimi düşünmediniz herhalde...
öncelikle zirvenin organizasyonunu sağlayan sevgili hazineciye çok teşekkür ederim uzun zamandır böyle keyifli bir zirveye katılmamıştım çok iyi geldi.
mekana kadim dostum anahtarla birlikte buluşup geldik, mekanın üst katına çıktığımızda bir portatif yazı tahtasında birşeyler anlatan birisi ve dinleyen bir grup gördük ilk olarak doğal olarak biraz şaşırdık zirveler artık sunum tarzı mı yapılıyor diye birbirimize anlamsız bir bakış attıktan sonra en köşedeki masada oturan eski bir tanıdığı*aknarazı gördüm selamlaşmak için yanına gittiğimde kendisinin de sözlükte yazdığını ve zirve için geldiğini öğrendiğimde kısa süreli bir şaşkınlık* yaşadıktan sonra masaya oturup sohbete başladık. kısa bir süre sonra çekingen bir tavırla masaya * yaklaştı ve daha önceki zirveye ilk katılımdaki çekingenliği bildiğimden "evet düşündüğün kişiler biziz dedik ve sohbete devam ettik. daha sonra senseisplinter ve pena da aramıza katıldı* ve çok keyifli, vaktin nasıl geçtiğini anlamadığımız bir zirve daha geçti. katılan herkese çok teşekkür ederim, keyifli ve mutlaka en kısa sürede tekrarlamamız gereken bir akşam oldu...
geçen hafta çocukluk arkadaşlarımın olduğu bir gruba açıldım ve 3 senelik bir birlikteliğim olduğunu söyledim. başta çok gerilmiştim ama sonra neden şimdiye kadar tuttun kendini dediler ve hepsi ilk etapta çok anlayışlı karşıladılar. üzerimden bir yükü daha attım bakalım önümüzdeki günlerde neler değişecek...
en sevdiğim eurovision parçalarındandır, nilüfer de albümünde yorumlamıştır bu şarkıyı,
sözleri ;
kaç gündür hasretinle alevlenirken düşünceler
ben çılgın ben yine gözlerinin hapsindeyim
kaç gündür hasretinle alevlenirken düşünceler
ben çılgın ben yine gözlerinin hapsindeyim
ellerim yüzümde, susmuş dudaklarım
isyanlarda gönlüm, zaman gardiyandir
ah... ben yine gözlerinin hapsindeyim
aman vermez hasretin, ay ay ay...
ay la la la la... la la la la... içimde martılar
ay la la la la... la la la... sen gözyaşlarımdasın
kaç gündür hasretinle alevlenirken düşünceler
ben çılgın ben yine gözlerinin hapsindeyim
ellerim yüzümde, susmuş dudaklarım
isyanlarda gönlüm, zaman gardiyandır
ah... ben yine gözlerinin hapsindeyim
aman vermez hasretin, ay ay ay...
ay la la la la... la la la la... içimde martılar
ay la la la la... la la la... sen gözyaşlarımdasın
ay la la la la... la la la la... akşam firarları
ay la la la la... la la la... sen gözyaşlarımdasın
19. bölümde tülayın selahattin çakaler'e söylemesi için yaptığı şu benzetmelerle beni benden alan yalan dünya karakteri.
- sen insanı silikon askısı kopan sutyen gibi yarı yolda bırakan bir tipsin de...
- sen adeta yaz başı beyaz bıngıl vücuda bikini denediğimde yaşadığım hayel kırıklığı, ümitsizliksin de...
- basen genişleyince small beden külotun yanlarda bıraktığı iz gibi sadece bende geçici bir iz bıraktın de...
- selülit gibisin, senden kurtulmak istiyorum de...
zaman zaman başıma gelen hadise. sanırım çevresel koşullardan ziyade kendi iç meselelerimle ilgili oluyor bazen bana da. ama "her zaman söylüyorum sözlükte kimseyi zorla tutmuyoruz, kimseye "nooolur kal" demiyoruz. birileri daha iyisini yapana kadar şuan en iyisi budur yavrular. susun ve yalamaya devam edin. daha iyi bir sözlük kurucusu ortaya çıkana kadar da benimkiyle idare edeceksiniz, yada çekip gideceksiniz. net." olayın tam olarak ne olduğunu bilmemekle birlikte tarzında bir yaklaşımın bir sözlük admini tarafından düşülmüş ve dile getirilmiş olması beni çok üzdü. iyi günlerim de kötü günlerim de oldu burada paylaştığım... bu kadar...