doğu anadolu bölgesinde yer alan ilimiz. ığdır ilimize de komşudur. ben yalnızca doğu bayazıt ilçesini beğendim. merkezi ve diğer ilçeleri çok soğuk ve çekiciliği yok. ağrı dağının yüzde 30'unu da burası kaplamaktadır.
dün gece arkadaşla rakı içelim dedik, nereden çıktı bu fikir bilmiyorum. baya bir içtik, zaten yılda belki en çok bir kere alkol tüketen biriyim. hemen kafam dönmeye başladı, kahkaha falan atıyordum. sarhoşken de hiç çekilmiyorum. kafamı anlayamadan saat 21.00 civarı uyuyakalmışım. sarhoşken bile erkenden uyuyorum. ben nasıl insanım. swhswh. bok vardı sanki. üstüne üstlük bugün yemek de yapmadım, arkadaşla dışarıda yiyelim dedik. yemek yapmaya üşeniyorum da hazırlanıp dışarıda yemeye üşenmiyorum. alın beni buradan. gülen smiley
sözlükte 8.yılımı doldurmak üzereyken hala süregelmiş problemdir. bir tane mi kız arkadaşım olmaz ya? ben de isterim. "canım şurada indirim varmış. suratımdaki krem çok mu parlıyor sence?" diye birbirimize akıl danışırdık. fena mı olurdu be. olmazdı bence. hadi kızlar, artık sözlüğümüze yazar olun.
bazı kadınların fazla abarttığı mevzudur. hatta şiddetli ağrılarını ballandıra ballandıra anlatırlar sanki. bunu ulu orta paylaşmaları bana hep garip gelmiştir.
hayatta ciddi anlamda mutlu olmanın anahtarıdır beklenti. fakat beklentinin olmaması sizi mutlu eder. yani beklenti olduğu an mutsuzluk başlar, umudunuz vardır. hayalleriniz vardır ki o düşüncelere dalar gidersiniz ve bu da insanı sonsuz bir hayal kırıklığına sürükler. işte sırf bu yüzden son birkaç yıldır sıfır beklentisiz yaşamaya alışmışım. mesela hayatımdan giden son kişi de bekliyormuş ki ben özür dileyeyim ama maalesef o eski ben yok. bildiğimi okumayı seviyorum. hayatta özür de dilemem. swh. biri benim hayatımda olacaksa bu hallerimi de çekmek zorunda mantığındayım. belki bencillik lakin ancak bu şekilde mutlu olduğumun farkındayım. o denli sizlere de naçizane tavsiyemdir. sıfır beklenti, sonsuz mutluluk.
tamamen cehalet halidir. airpods kullanıyorum mesela ben de. saçlarımdan belki karşı taraf ayırt edemiyor olabilir ama ondan önce kablolu kulaklık kullandığımda da bu bir şey sorma olayı başıma gelirdi. sinir olma sebebi.
bundan 5-6 yıl önce kahvaltı alışkanlığım pek yoktu. sanırım öğrenciliğin verdiği bir tür rahatlıktı, bilemiyorum. şimdi neredeyse uyandığım gibi 1 portakal sıkıp muhakkak detaylı kahvaltı hazırlıyorum kendime. ve kahvaltıda çay içenlerden değilim.
bu ben oluyorum. geldiğim şehrin kültürü çok farklı. "merhaba" dediğimde garip baktıklarını fark ediyorum. bir de onlar da bizim türkçemizi pek anlayamıyor. bazen komik de olmuyor değil ama güzel.
yakından çok ihtişamlı bir dağ. üzerindeki kar da hiç erimiyormuş. hatta şu an ağrı dağı manzarasını izlerken bunları yazıyorum. bir yandan da kahvaltı ediyorum. ağrı dağı'yla ilgili sevmediğim tek şey, çevre illere acayip soğuk hava vermesi. bi sakin kal di mi? swh
çok soğuk. üşüyorum. hatta evde ellerime eldiven geçirdim, kahve yapmaya gücüm de yok. bu satırları yazıyorum. sanırım birazdan da uyurum. solgun bir ruh halim var bu gece. bilemedim.
bu hafta şunu anladım: hayatından gitmek istedim, izin vermedi. hayatımda olması için çabaladım, o da olmakla olmamak arasında cebelleştirdi beni. görüşmek istedik, zamanı tutturamadık. sebebini bilmiyorum.
hayatından gitmek istediğimi söylediğimde elimi tutmak istediğini söyledi. bazen tek cümlesi beni tekrar ona bağlıyor, haberi yok.
her şeyi siktir edip bir köye yerleşmek adlı başlığın bana hatırlattığı yaşam tarzıdır. konteyner ev * mümkün olan en minimal şekilde yaşamayı hedefleyen bir konsept.
şehir hayatından, koşuşturmacadan , stresten sıkılan ve tası tarağı toplayıp şehirden uzakta yaşamak isteyen insanların kullandığı bir nevi kaçış yöntemi. konteyner ev basit bir tanımla; içerisinde bir evin en temel parçalarını barındıran küçücük, bizim kutu gibi diye tabir ettiğimiz evlerdir. içerisinde duş,mutfak, yatak odası gibi bir evin olmazsa olmazı bölümler mevcuttur.
ülke trafiğinin konteyner ebatları için belirlediği sınırları geçmediği sürece mobil olarak da tasarlanabilir. bu da tabi bir yere bağlı olma zorunluluğunu ortadan kaldıracaktır. konteyner evlere yönelen insanların diğer bir amacı da dünyada bıraktıkları karbon ayak izini en aza indirmektir. o yüzden bu evlerin bir çoğunluğu solar enerji kullanır ve yağmur suyunu içme suyuna dönüştüren sistemlere sahiptir.
zaman zaman her şeyi bırakıp gitme isteği baş gösterdiğinde bu konteyner ev seçeneğini ciddi ciddi düşünmüşümdür. ancak öyle bir yaşam tarzına ben ayak uydurabilir miyim? orasını henüz bilmiyorum.
bu da benim en çok beğendiğim konteyner ev dizaynlarından biri.
aa evet şaka maka sözlük 10 yaşına geldi. pandemi sakinleşirse bir 10. yaş günü yapmamız lazım sözlük için. zaten zirvelerden eser kalmadı sağ olsun covid-19 planlarımızı alt üst etti. ödüle gelince sadece sözlük kuirellalarına verebiliyorum beybisi, bu da can yani.
'ne var amk?' diye cevap verilmesi uygun olan insan tipi. ben kulaklığımı takmışım. kendi dünyamdaki duygusal denizlerimde yüzerken ya da en havalı podyumlarda catwalkumu yaparken sen kim köpek? beni ne hakla bölüyorsun?
inanılmaz iğrenç bir gün. şahsen bir daha bugünü yaşamak istemezdim. sigaramı düşürmüşüm ve sinirle anahtarımı almadan çıkmışım. sonuç olarak masmavi pijamamla ablamı bekliyorum. ablam da telefonunu mekanda unutmuş. geri dönüp alasıya kadar da tiyatroyu kaçırmış. üzerimizde bugün bir salaklık var gerçekten.
merhaba arkadaşlar size bir anımı anlatacağım. olay 2000'lerin başında geçiyor. bir gün evde otururken içim birden waffle çekti çünkü sittin sene yememiştim. hemen aranmaya başladım. böyle keser sapı gibi bir çilekli waffle arıyordum. aramalarım cevap vermişti ama bulduğum waffle, nasıl desem toplu iğne gibiydi. beni bir türlü doyuramadı. oradan çıkıp sokakta çaresizce yürüyordum. birden köşedeki siyahi saatçiyi gördüm, hemen yanına yaklaştım. konuştuk, anlaştık. adamın waffleları dehşetti :o. abartmıyorum bana bir saat nutellalı waffle çaktı. kendimi çok geniş hissettim ama şimdi iyiyim. herkes waffle tüketmeli.
edit: üstteki entrye hitaben yarı copy-paste ironi vardır. swh
enteresan cümlelere sebebiyet verecek bir yılın başlangıcıdır.
yıl 2018, benim cinsiyetimi bilmeyenler varmış sözlükte. ben de diyorum neden bana yürüyen yok. glassjdhj allah sizi ne etmesin ya. böyle de edepsizlik yapıyorum arada.
olm ne kadar renklisiniz bak cidden söylüyorum. ben vapura binsem yanıma oturan tiplere bakmaya utanıyorum swh. siz ne ara bunları kesip de cikcikliyorsunuz? vay anasını.
sözlüğümüzde hatun olmadığı için rahat rahat yazabilirim. açıkçası düşündüm de hiç fetişim yok. zekaya çok önem veriyorum. benim ortalama bir zekam varken karşı taraf çok zeki olmalı. hahaha
zekasız insanlara tahammülüm yok. öyle el, ayak takıntım hiç olmadı.
merhaba arkadaşlar size bir anımı anlatacağım. olay 2000'lerin başında geçiyor. bir gün evde otururken içim birden waffle çekti çünkü sittin sene yememiştim. hemen aranmaya başladım. böyle keser sapı gibi bir çilekli waffle arıyordum. aramalarım cevap vermişti ama bulduğum waffle, nasıl desem toplu iğne gibiydi. beni bir türlü doyuramadı. oradan çıkıp sokakta çaresizce yürüyordum. birden köşedeki siyahi saatçiyi gördüm, hemen yanına yaklaştım. konuştuk, anlaştık. adamın waffleları dehşetti :o. abartmıyorum bana bir saat nutellalı waffle çaktı. kendimi çok geniş hissettim ama şimdi iyiyim. herkes waffle tüketmeli.
edit: üstteki entrye hitaben yarı copy-paste ironi vardır. swh
hiç bu tarz sapıklıklarım olmamıştır. açıkçası tek gecelik ilişki yaşayıp, onu bunu fotoğraflayanı da duyduktan sonra bir yuh tepkisi oluşmadı değil. toplumumuzdaki akıl sağlığı yerinde görünmüyor.
sevip saygi duydugum ulke lakin bunlarin turkiye'de yasayan bazi vatandaslari bu ara sosyal paylasim platformlarinda bizim erzurum, kars taraflarini almis sekilde resimler paylasiyorlar. ustunde de koca bir armenia yaziyor. bu hareketlerini anlamlandiramadigimiz memleket. belki de resimleri kuzenleri paylasmistir.
beni aydınlatırsanız çok sevinirim beyler. şimdi erkeklere ilgi duyan bir erkek için askerlik neden zor olur ki? mis gibi işte bir sürü bey var, beraber yiyip içip takılacaksınız. nöbet tutacaksınız. neden zor ki acaba? valla bilmiyorum aydınlatın beni.
edit: olm vallahi kötü niyetle sormadım. neden eksilediniz la :(