ailelerine birinde kalma konusunda yalan atmıyorlar yani. mervede kalıyorsa mervede kalıyor hatun. hetero kızlar gibi bi arkadaşımda kalıcam diyip erkek arkadaşında kalmıyor. *
ntvspordaki spor saati programının tatlı mı tatlı yorumcusu. fuat akdağ ile birlikte çok güzel bi ikili oldular. espriler şakalar falan gırla. izlemekten büyük keyif alırım bu ikiliyi. ama adam cidden güzel hele bu aralar hafiften de bi bronzlaşmış bronz adam sevmem ama mehmetçiğime yakıştırdım. azıcık da kilo almış temelli bi çekici olmuş *
yıllar önce; o zamanlar insanlarla konuşmaya utanıyorum nette ama bir yandan da muhabbet etmek istiyordum. sahte bi facebook hesabı açtım ve sahte de bir msn aldım. isim kevin takılıyorum sinsi sinsi avlarımı bekliyorum felan. maili mi de almışım kevinbear diye. insanlar da ne mal inanıyorlardı bana kamera falan açıyorlar bende yalan gırla tabi aaaa açılmıyor mu nası açılmıyor ya falanlar filanlar. küfür etmeyin len toyduk o zamanlar işte. ayıp heralde farkındayım yaptığımının.
neyse işte sonra o da yetmedi görüşmek istedim insanlarla o kevinbearlı mail adresimi verdim. sonra türk arkadaşlara da o maili verdim. öyle kev diye çağırmaya başladı insanlar beni. şimdi bilenler bilir zaten hiç öyle yalanla dolanla işim olmaz. ama bi geçiş süreciydi işte.
tam de beklediğim bir adam çıktı. hafiften utangaç, son derece duygusal, extra sempatik yazar arkadaşımız. hayatında bu aralar çok güzel şeyler oluyor hem iş hem aşk.
ama hala o 3 telefon taşımasına bir anlam veremedim *.soracaktım da unuttum. yol yorgunu diye rahat bırakayım dedim biraz onları. **
son 5 6 aydir beni en cok etkileyen parfumdur.tekyonun resmi kokusudur adeta. ilk duydugumda aha lan adama bak tekyön tekyön kokuyor dedirtmistir.kokuyu siddetli duydugumda erekte bile olmuşluğum vardir.ama parfum hizla yayilmaya başladi. herkesin kullanip 7-24 erekte gezmekten korkuyorum *
kliplerinden tut sözlerine kadar harikalar harikası indie pop grubu. imba bir sese sahiptir florence welch. her şarkısında kendimden başka bir parça bulurum. keyiften öte birşeydir florence'ı dinlemek. yatarken, koşarken, sıçarken, sevişirken, dövüşürken her zaman dinlenesidir.
(royal albert hall live) * (you got the love)
(dog days are over)
(no light,no light)
(cosmic love)
-aa sen kilo mu aldın. memelerin çıkmış biraz sanki. dikkat et tosunum çok yeme emi diyen insan türü.
-yok abi daha geçenlerde tartıldım aynı yani.
-hmm bana öyle geldi o zaman sanki biraz toplamışsın.
onlara burdan toptan *. sanane lan yarraaaaaaaağaaaaam demek istiyorum. hassas kantar amk sanki lavuk.
gereksiz bir özgüven sözkonusudur. silahtan bahsetmeye bayılırlar. nedense hepsinin de bi yerden aşiretimsi bişeyleri vardır. bi mevzu olsa memleketten 3 kamyon adam getirebiliteleri vardır. *
geçenlerde limonagacinin gel de izleyelim lan dediği, izlerken uff yaaa komedi filmimi izleyeaaaa oooo hmmm ne hoş çocukmuş aç aç bakıyım diye nidalandığım jonah bill ve brand russellı oynadığı nicolas stoller filmi. aslında klasik bir absürd komedi.
filmin konusu aldus snow diye bi sorunlu ve uyusturucu bağımlısı ingiliz rockstarı 10. yıl konseri için los angelestaki greek theatera getirmek. hangover tarzı gibi desem yanlış olmaz. soundtrackleri de cabası.
çocukluğumdan beri hastası olduğum dizisinden filmine kalemkutusundan sticklerlarına kadar hastalık derecesinde fanı olduğum, hatta şu an bu entryi yazarken üstümde tshirtünün olduğu tv serisi.
gereksiz yere zart zurt dil kullanmayı öpüşme zanneden adam da olabilir. şahsen benim için öpüşme hissetmedir. e tamam hardcore yerleri de olacaktır da ağzım burnum sakalından maymun götüne dönecekse sikerler öyle öpüşmeyi.
30 temmuzda trentemoller ile beraber urban festival kapsamında türkiyeye geleceklerdir. sevenlere ilgilenenlere duyurulur. biletler de ucuz öğrenci 50 papel *
sexte kondisyon düşüklüğü, nefes darlığı, yokuş çıkma sıkıntıları, bi de o süngeri sıkınca çıkan zift yok mu ama o sünger de sigarayı bıraktıramadıysa bana, sıkıntı var
ilk 31 olaylarına başladığımda o zamanlar bilgisayarım yok mahallede abilerin verdiği porno dergilerden takılıyoruz.bi akşam bu dergilerden birini aldım.neyse tuvalete girdim işimi gördüm sonra da çamaşır makinesinin altına sakladım dergiyi.sabah annemler uyurken giricem banyoya dergiyi çıkarıp saklıyacam.bir de ne göreyim annem benden önce kalkıp banyoyu yıkamış.benim dergilerin sayfaları da suyun etkisiyle bir bir çıkmışlar dışarı yüzüyorlar.tabi bende bir telaş.sonra annemle olan diyaloğumuz
-oglum bunlar ne?
-mmm şey anne
-utanmıyor musun sen bunlara bakmaya daha yaşın kaç?
-tamam anne pardon
-yürü git gözüm görmesin seni
sonraki 2 3 ay boyunca annemle hep birbirimizden gözlerimizi kaçırdık.
3. sınıftan 4. sınıfa geçiyordum. artık büyümüştüm de karta bile kaçıyordum sünnet olmam lazımdı. yaşıtlarım gibi değildim cesurdum lan ben. babam " oğlum sünnet olacaksın bu yaz dedi" ortalığı ayağa kaldırmamı bekliyorlarmış ben de sadece "tamam" dedim şaşırdı bunlar. neyse düğün tarihi falan alındı ben de ondan önce zaten sınıf arkadaşlarımın düğünlerine falan gitmiştim e güzel bişey sünnet olmak. ortamın gözbebeğisin her yerde senin adın geçiyor. ilgi odağısın hediyeler falan da cabası. zaten yazlıktan bi arkadaşa düğünde babası akülü araba almış. dedim oğlum kev sen de aldır babana çılgın atarsın mahallede havandan geçilmez.
neyse kına gecesi falan oldu gülüyoruz eğleniyoruz kına kokusundan da nefret ederim bu arada feryat figan ben yaktırmıcam dedim. annem orda bi çimcirdi beni dedim kaçarım falan zar zor sakinleştirdiler beni. silah şeklinde yakıcaz dediler. hmm iyimiş o zaman silah falan ama koksun istemiyorum dedim. yaktılar kınayı bi de maymun gibi oynattılar insan içinde. mahalleden de arkadaşlar gelmiş. düğün salonunun terasında bana sigara ikram ediyorlar. hiç unutmam markası da kısa maltepeydi. ee adam olduk ya sigara falan içiyorum ben orda. kız kuzenlerimden biri de görmüş babama şikayet etmiş kev terasta sigara içiyor diye babam bastı tabi bizi. "napıyonuz lan orda!!" diye bir çıkıştı. anında sattım arkadaşlarımı "baba ya zorla sigara içittiriyorlar bana yoksa mahalle maçlarına almazlarmış bi daha" diye satıverdim garibanları. sonra mahallede 1 ay defans oynattı lavuklar beni.
sonra babamın kankaları bana çay bardağında rakı da içirdiler "iç koçum iç aslan sütü bu diye" ulan alt tarafı sünnet oluyoruz gören de yarın askere falan gidicem sanar. bok kadar çocuk rakı mı içermiş efendim bu arada. bi de fondip yaptım diye omuza falan aldılar beni ben tabi gaza geldim verin lan bi tane daha diyip onu da çaktım. sonra annem babamlara lolo yapıp çekti aldı beni o alkol batağından. gittim padişah tahtı gibi sünnet koltuğuma oturdum. emir yağdırıyorum onu getirin bunu getirin diye.
ertesi sabah oldu o gün sünnet olacaktım şimdiki çocuklar gibi 3 ay önce hastanede olmuyorduk biz evde canlı canlı kesip biçiyorlardı. sonra babam sünnet arabası süsleme işini amcama vermiş gitmiş bu da sünnet arabasını süsletmeye adam demiş oğlanın adı ne amcam da boşlukta bulunmuş kendi oğlunun ismini söylemiş süslemeci dayı da kuzenin ismini yazmış arabanın arkasına. saftirik amcam da çakmamış mevzuyu araba bi geldi annem çıldıraylarda babamı haşlıyor bi süsleme işini halledemediniz diye. rötar olmuştu ama sonunda kendi ismim yazılmıştı. neyse sünnet konvoyu falan oldu şerbetleri içip bardakları kırdım adettendir bizim oralarda. gidip çamlıkta falan oynanır hadi onlar oynuyor bana ne amk 2 saat sonra pipimi kesicekler. onun için çılgınlar gibi göbek atıyorum ben orada. ha bu arada ben küçükken de toramandım severdim yani yemek yemeyi. sonra konvoy bitti eve geldik sünnet falan olucam başka bir adetimiz de sünnet çocuğu arabadan inmez birşey istemeden. ben de iner miyim hiç akülü arabayı almadan. dedim baba akülü araba istiyorum ben valla billa inmem arabadan. kilitlemişim de zaten arabayı hayatta da çıkmam arabam gelmeden. neyse babamlar dayımlar falan toplandı tamam oğlum alıcaz söz falan. dedim yemezler baba arabayı görelim önce. o geliyor bu geliyor ikna etmeye yok inmiyorum. mahalledeki atariciyi bile getirmişler ikna etmeye yine yok inmem anacım.
sonra düğün pilavı falan pişmiş ben orda lagaluga yapıncaya kadar işin tadı kaçıyor yani. dayım da elinde pilavla geldi. dedi kev arala oğlum camı pilav veriyim. ben de boş bulundum araladım camı. bu arada dünyada en sevdiğim şeydir mevlüt pilavı. hooop dayım elini içeri sokup kilidi açıverdi yaka paça indirdiler beni sünnet arabasından. sanane be dayı senin cebinden çıkacak sanki akülü araba parası. sonra ben mutsuz mutsuz gittim kurbanlık koyun gibi sünnet olmaya. neyse kestiler biçtiler gıkım çıkmadı. sonra altınlar paralar falan dedim annemlere altınlar sizin paralar benim. he tabi tabi dediler kandırdılar beni yine. ben paralarla uyumuşum gece vermiyecem ya paraları onlara. babam sağolsun koynumdan almış paraları. sabah sabah ağla ağla canım çıktı.
kıssadan hisse : yarın öbürgün benimle bi işiniz olur bana sadece bi tabak üstü karabiberli, kaymaksız yoğurtlu mevlüt pilavıyla gelmeniz yeterli.
totalde 4 küpe takan biri olaraktan hani bazen kötü bir koku olur ya kulağın içinden çıkan beyaz pis bişey leş gibi * o çıkacak diye tedirgin olurum. ama lanet olsun ki bayılırım kulağımın yalanmasına *
ps : yanlış anlaşılmasın kişisel bakımına son derece dikkat eden biriyim *
koltukaltı ve kadın kukularındaki kılları uzatmanın moda olduğu ülke.bizden medeniyet almadan sokaklara sıçıyordunuz len hırbolar adam mı oldunuz ha?.adabınızı takının efendi olun.üzerim.