loranahmes2

Durum: 949 - 0 - 0 - 0 - 24.06.2013 01:18

Puan: 9678 - Sözlük Kezbanı

13 yıl önce kayıt oldu. 3.Nesil Yazar.

ve düşünürüm: belki hiç yaşamadım, ne öğrendin, ne sevdin, ne de inandın... belki de kuyruklu yalanlar mutlu etti bazı bazı... kahrolsun bağzı şeyler!!
  • /
  • 48

mutluluktan siken birine asla sahip olamayacağınızı bilmek

hocalı katliamı

meksikanın resmen soykırım kabul ettiği katliam.

kimilerince osmanlıdaki 1915 ermeni katliamından daha kötü olduğu iddia edilip bir nevi sidik yarıştırılır. aslında maksatları kendilerini temize çıkartıp ermenilerin katliamı hak ettiğini anlatmaktır. ancak insanlıktan nasibini almayanlar cinayetin her açıdan çirkin olduğu ve katlanılabilir bir durum olmadığını anlamadıkları için öldürülenlerin üzerinden prim yapmaya devam ederler. bu da onları zavallı yapar.

ermeni soykırımının 98. yıldönümü

ermeniler

osmanlının millet-i sadıka dediği toplum. aklım almıyor nasıl bir ego: kendini ondan üstün görecek ve kendine sadık ilan edeceksin.

ekonomik alanda, müslüman osmanlının savaşmaktan başka bir şey bilmediği; bu yüzden hristiyanları askere almamak için müslümanlığa girse bile onu gayrimüslim grubundan saymaya devam ettiği herkesçe bilinir. bunun sebebi ticaretin işlemesini sağlamak; yok öyle aman osmanlı hoşgörülüydü, bak adamlar hep zengin saçmalıkları. adama devlet dairesinde iş mi verdin, askere mi aldın da adam illa ticaret diye kabul etmedi. adamlar kendilerine 'müsaade edilen' belki de yegane alan olan ticarette haliyle iyi yerlere geldiler. ermeni, rum zengindi. müslüman türk fakirdi. vah canlarım. bir de <<ıslahat fermanı ile müslümanlar ve gayr-i müslimler hukuk önünde eşit statüye getirilince ayrıcalıklarını kaybeden ermenilerin isyan etmeye>>* yer aradığını savunan görüş var ki onlar hepten arıza. bu görüş de türk en üst noktada diğerleri onun altında görüşünden beslenmekte. neresinden tutarsanız tutun mide bulandırıcı yani. (asırlarca alt sınıf muamelesi edildiği kabul ediliyor. bu eşitsizliğin kaynağı olunmasına rağmen konuşmaya devam edecek yüzü bulabiliyorlar.)

asala örgütünün cinayetleri var bir de... yine "masum halk" iddiasını çürütmek için kullanılır. halbuki her olay neden-sonuç ilişkisiyle ortaya çıkar. etki-tepki meselesi. onlar cinayeti işledi evet; ancak senin onları katlettiğin gerçeğinden doğan intikamla cinayeti işlediler. burada bok aynı bok yani. hiç kendinizi temize çıkartacak bir malzeme yok.

1915 olaylarının üstüne örtmek için kullanılagelen hocalı katliamı ise ayrı bir acınası durum. akıllarınca "masum bir halk hocalı katliamını yapar mıydı?hayır. o zaman 1915 olaylarını hak etmişlerdi" mantığıyla hareket ediyorlar. gerçi bu hareketin istikameti hakkında bir fikre sahipler mi bilmiyorum, zira bu düz mantık soykırımı kabul etmekte görünüyor. akıllarınca boka nispetle tezek amberdir diyorlar ya, aslında şeyhin kerameti kendinden menkuldür.

alın bu da 3. çokluk şahıs ekine layık kimselerin de bulunduğu bir başlık:
(bkz: ermeni soykırımının 98. yıldönümü)

lgbti temalı filmler

isao takahata

hayao miyazaki'nin ruh ikizi, uzun soluklu mesai arkadaşı; başarılı bir animasyon yaratıcısı. ateşböceklerinin mezarı harikulade bir sanat eseridir.

(bkz: grave of the fireflies)

hayao miyazaki

kendi yazıp yönettiği filmlerden başlayıp isao takahata'ya zıpladığım muhteşem yaratık-yönetmen. allah çizsin diye yaratmış. japon kültürünün daha ağır bastığı filmlerini, mesela komşum totoro, çok sever ve kendimden çok şey bulurum. tüm filmlerini bir kaç kere izlemişliğim vardır son bir ayda. allah uzun ömürler versin. çizsin ve yazsın da yazsın ve çizsin. ayrıca dünyaya damga vuran bir isim olduğunun altını çizerim. yalnız japonyada değil.

grave of the fireflies

isao takahatanın 1988'de yazıp yönettiği ve en güçlü savaş karşıtı filmlerden sayılan animasyonu.

https://www.imdb.com/title/tt0095327/

* açlıktan ölen setsuko'nun seita(abisi) deyişi hafızama kazınacak nadir repliklerdendir ki içinde koca bir savaşı, ikinci dünya savaşını barındırır bu replik.

düşün ki o bunu okuyor

kalbini kırmak istemiyorum ama seni bir arkadaş olarak görüyorum.

* (bkz: ayı sözlük itiraf)

deniz kokusu

ayı sözlük itiraf

üç yıl oturduğum evin adresini bilmiyorum. hatırlamaya çalıştım. sokak ismiyle blok ismi aklıma gelmedi.

ermeni soykırımının 98. yıldönümü

devamlı ermenilerin çıkardığı isyanlardan, haksızlarmışcasına söz edilir ve bir güzel kronolojisi verilir. ve bu isyanlar silsilesi bittikten sonra türkler de karşılık vermiştir deniyor. peki türklerin verdiği karşılıkların bir kronolojisi yok mu? neler yapmışlar. bak ne güzel yazmışsın sasun zeytun falan... *

başka ilginç nokta:

"ermeniler, büyük ermenistan devletini kurmak için osmanlı devletine isyan ettiler ve katliama giriştiler" sözlerini bir türkün söylemesi kadar ironik bir şey yok. sen hazır emperyalistlere karşı çıkıyoruz deyip bir de osmanlı devletini yıktın bre! milliyetçi kemalist bir değişik türk cumhuriyetini kurdun. herkese türk dedin. bir de bir misak-ı milli diye tutturdun ki bildiğin büyük türkiye'yi yakıştırılası... sonra milliyetçi devletinde mübadele, sürgün dönemleri...

her açıdan tutarsız, kendine müslüman...

(bkz: şerrine lanet)

ermeni soykırımının 98. yıldönümü

osmanlı devleti döneminde gerek bazı anadolu şehirlerinde gerekse bazı kürdistan şehirlerinde belki nüfusun çoğunluğu müslümandıysa da önemli bir ermeni azınlık vardı. o şehirler aynı zamanda onlarındı ve bugün, bugün bir tek hatay'ın bilmem neresinde bir ermeni köyü var. koskoca coğrafya suya düştü de bir ermeniler mi bu topraklardan kayboldu? nerede o ermeni azınlık? tehcir bile başlı başına bir soykırım habercisi potansiyeli taşırken nedir bu böyle aman asıl onlar bizi öldürdü çocukluğu!

hadi kabul ediyorum. soykırım yok. ee ermenilere ne oldu?


kızım lezbiyen olsa intihar ederim

bir şeylerden şüphelenmiş olsa gerek ki görülen geçmiş zaman kipi yerine geniş zaman kipini tercih etmiş, cümlede. her ne kim şahıs.*
ısrarla başlık dışında haberi okumuyorum. her ne kim bunu söylüyorsa gerçekliklerden korkmaması gerektiğini bilmeli. ya da kısaca acı ama gerçek diyecek biri için bir kişilik kontenjan açmalı hayatında; dostlar kabaresi balkonunda.

sevgilinin doğum gününde ayıcık alması

çok romantik bir davranış. hayır ben yaptım diye söylemiyorum ama gerçekten de ucuz. yani güzel. *

başbakanın anıtkabir'deki törene katılmaması

şeriatın yok edilmesi

mümkün görünmeyen bir istek/durum.

şeriatin temel dayanağı kuran-ı kerimdir ve müslümanlar bu kitabın bilgilendiriciliği ile dini yaşar, allaha iman eder. *kuran-ı kerim mevcuttur. 1.3 - 1.5 milyarlık bir müslüman nüfusundan bahsedildiği bir devirde şeriatın yok edilmesi gibi bir durum söz konusu olmaz/olamaz. iran, suudi arabistan, afganistan, sudan gibi memleketlerde bir şeriatı yok etme timi kurulabilir ancak bizim gibi çoğunluğu müslüman ancak şeriat ile yönetilmeyen ülkelerde ise en fazla şeriat isteğini yok etme timi kurulabilir ki bir çoklarının demokratlık ile geçindiği bir ülkede bunu istemek ne kadar demokratlıktır tartışılır. neticede düşünce özgürlüğü bağlamında ele almak icap ediyor. demokrasi dedikleri şey... diğer yandan kemalist cumhuriyetin bunu yapmaya çalıştığı ancak başarılı olamadığı da herkesçe malum.

mezkur ülkelerin her biri islam medeniyeti dairesinde olup kendi yerelliklerini koruyarak kuranı yorumlamışlardır. türkiyelilerin bakış açısına göre hiç bir müslüman topluluk gerçek dini yaşamadığı gibi gerçek şeriat ile de yönetilmemektedir. peki şeriatın aslı nedir ve gerçekten kötü müdür? yoksa uygulayıcılarının elinde yanlış mı yorumlanmıştır? bence asıl sorular bu. eşcinsellik açısından ele alalım:

kuran-ı kerimde lut kıssasının kesin bir şekilde eşcinsel karşıtı olduğu söylenir. ancak çerçeve değil, genellikle parça üzerinden yorumlamalara gidildiği bariz bir gerçek, kimi zaman heteroseksüel zinasıyla da ilişkilendilir vs; bir çok yorumcunun gerek kendi gerekse mensup olduğu toplulukların homofobik bakış açısı yorumlamaların oluşmasında tesirli olmuştur. öyle ki allah kelamı olduğu için ayetler ve bütün olarak kuran-ı kerim nass olmasına yani tevil, içtihad kısaca farklı yorumlamalara açık olmalarına rağmen yorumcuların kişisel görüş ve inançlarından dolayı lutîlik neredeyse tek bir şekilde açıklanmış; genellikle yorumlar tekrar edilmiştir. bir yorumun makbul olması için aklı ikna edecek bir izahı olmalı. şahsen ben aklıma yatmayanları direk eliyorum. belki bir otorite değilim ancak bu hakkımın olduğunu düşünüyorum. sosyalist devlet tecrübelerine de göz atmakta yarar var. sovyetlerde eşcinselliğin bir anda kapitalizmin artığı sayılıp bir ceza haline dönüştürülmesi; kübada eşcinsellerin kamplara doldurulması… bu görüntüye bakıp sosyalizmin yok edilmesi gerektiği fikrine sarılmak mı icap eder? bence bu toptancı yaklaşım fikirlerin gelişimi önünde en büyük engeldir. *

ayı sözlük yazarlarının kan grupları

çek cumhuriyeti

abd'de son dönemde meydana gelen boston saldırılarının sorumlusu çeçenleri kınamak isteyen amerikalıların çeçenya ile karıştırıp kınadığı ülke. amerikalıların coğrafya bilgisi kötüdür diye duymuştum da gazete ve televizyonlarda bas bas bağrıldığını tahmin etmenin zor olmayacağı bugünlerde böyle bir yanlışlık amerika eğitim sistemi için epey endişe yaratmalı. diğer yandan medya/internetin bilgi kirliliğini nasıl artırdığına da önemli bir kanıt teşkil ediyor. adamlar twitter'de çek cumhuriyetini kınayıp tt olmuş. hay allah!

http://www.radikal.com.tr/radikal.aspx?a...

amiyane

umuma ait (kullanım/kelime/tabir). osmanlıca/türkçenin en güzel kelimelerindendir bence amiyane. tabi yerinde.
bir diğeri ise müptela. sevda. aşk. razı...
(bkz: amiyane tabir)
  • /
  • 48
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 949

bir ülkeden bir iç ülkeye

yılmaz erdoğan'ın sevebilme ihtimali adlı(?) şiirnde geçer. bir ülke: türkiye, iç ülke: kürdistan kodlamasını sıradan biri de anlayabilir.

liseli eşcinsellere tavsiyeler

bir günlük tutun. kimse okuyamasın diye başka bir alfabeyle yazmak isterseniz kendi alfabenizi oluşturup yazın. önce arap harfleriyle yazdım, sonra kril. kardeşim cin çıktı, tıkır tıkır öğrendi. sonra bir alfabe yaptım, mübarek hint alfabesi. ben okumayı unuttum. sadece ve anlaşılır bir şey olsun. sekiz yıldır kullanıyorum, misler misi bakıp bakıp ne bu diyorlar. dünyayı kurtarma planları diyorum. yutar gibi yapıyorlar, başka çareleri yok. ama o alfabeyi de bir ansiklopedi, efendime söyleyeyim yastığının iç yüzüne falan yaz ki hem uzun aralardan sonra hatırlayasın hem de kimse göremesin. niye mi bu? kardeşim, açılmaya ihtiyacın olacak ve her zaman etrafında birileri olmayacak, olsa bile anlatacak kelimeleri bulamayacaksın, bulduğunda sabaha karşı dört olacak. bu yüzden ulaşılabilir bir kuyu olacak yanında. istediğinde su çekersin. ya da kuyuyu gözyaşınla doldurursun. haa orta birde aşık olduğum çocuğun sivilcelerini uzun uzadıya yazmış olmak bu senelerde kendimden utanmama sebep vermiyor değil. ama sen boş ver, bunu gelecekteki sen düşünsün.*

bakir erkek

yozlaşmaya giden en kestirme yolun cinsellikten geçtiğini kavramış olması muhtemel erkektir.

aşk, sevgi, kıymet ve hürmet gibi insanın ruhuyla alakalı bir takım erdemlerin cinsel perhizle arttığı hakikatini de biliyor olabilir. meyvesi geçici bir haz olan cinselliğin ancak sevilen biriyle kalıcı olduğu fikrinden hareketle bu mahremini oburluk, zenginlik, alışveriş manyaklığı gibi kapitalist devrin bir neticesi olan 'başıboş' * cinsellik anlayışından uzak tutmayı müstakbel 'iyi insan' profilinin vazgeçilmezi kabul etmiştir.

peki, bu devirde ne zaman doğru kişi bulunacak da kalıcı olacağı tahmin edilen cinsellik yaşanacak? öyle zor bir soru ki insanın yanılması işten bile değil.

yanılmaktan korkup devamlı çekinmek ise faydasız bir hareket olur. "seni seviyorum" demenin bile aşkı yıprattığı ön yargısıyla sarhoş olan yeni insanın *tahriki rahat bırakmayacağından, korkunun ecele de fayda etmediğini fark edecektir. en önemli devre ise bundan sonradır. iş bittiğinde, maddi hazzın insanı soyarak çıplak ve bencil bir insana çevirdiğini; asıl bakirliğin, bedenî olanda değil de ruhî olanda saklandığını keşfetmesi en büyük bilgisi ve erdemi olacaktır. ve en büyük üzüntüsü... bazen dayanılmaz, kalıcı bir eziyet, endişe ve dehşetengiz bir ürkme hali. fakat her halükarda uçkuruna düşkün, beyniyle testisleri yer değiştirmiş insandan daha onurlu. peki onur?

neyzen tevfik

günümüde daha ziyade taşlamalarıyla tanınan oldukça yaratıcı bir şair. ayı sözlükte yazılan bu şiir doğru olmayabilir. sitedeki bu şiirin içeriği küçükler için uygun olmayabilir.

yürü be ehli deve endamını göreyim
sensiz geçen gecelerin ecdadını sikeyim
mecnun gibi topmuyum bir am için öleyim
mecnunuda sikeyim leylayıda sikeyim
bana yar olmayan karının izzetini itibarını sikeyim
yansın karıların alayı su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim
düşmüşüz bir orospunun belasına
koymadık diye ta amının ortasına
kader böyle yazmış hatırasına
ben böyle hatıranın hikayesini sikeyim
kerem dağları deler bir amcık uğruna
aslı gitsinde ona buna vurdura
bir karı için değermi hiç bütün bunlara
her taraf amcık dolu mala iyi vurana
fuzuli am peşine düştün gurbete
am serindir, am derindir, şifa verir millete
ye kebabı, iç şarabı, vur karpuz göte
bu gidişle yarrağımı gidersin cennete

hayal kırıklığı

eşcinsellerin sevgi kulvarında alışkanlık haline getirdiği olumsuz bir "davranış".

yazmak

yazmak yıkanmaktır. yazmak özgürlük ve yazmak kimi zaman kusmak. yazmak kaçış, ardına bile bakmadan bazen. yazmak gün geliyor sessizliği bozmak belki de aksine sessizliğe boyun eğmek. yazmak mukaddes bir eylem ve yazmak masumiyet, naiflik ve bütün mevzuya inat nezaket. yazmak...

mutluluktan siken birine asla sahip olamayacağınızı bilmek

ermeniler

osmanlının millet-i sadıka dediği toplum. aklım almıyor nasıl bir ego: kendini ondan üstün görecek ve kendine sadık ilan edeceksin.

ekonomik alanda, müslüman osmanlının savaşmaktan başka bir şey bilmediği; bu yüzden hristiyanları askere almamak için müslümanlığa girse bile onu gayrimüslim grubundan saymaya devam ettiği herkesçe bilinir. bunun sebebi ticaretin işlemesini sağlamak; yok öyle aman osmanlı hoşgörülüydü, bak adamlar hep zengin saçmalıkları. adama devlet dairesinde iş mi verdin, askere mi aldın da adam illa ticaret diye kabul etmedi. adamlar kendilerine 'müsaade edilen' belki de yegane alan olan ticarette haliyle iyi yerlere geldiler. ermeni, rum zengindi. müslüman türk fakirdi. vah canlarım. bir de <<ıslahat fermanı ile müslümanlar ve gayr-i müslimler hukuk önünde eşit statüye getirilince ayrıcalıklarını kaybeden ermenilerin isyan etmeye>>* yer aradığını savunan görüş var ki onlar hepten arıza. bu görüş de türk en üst noktada diğerleri onun altında görüşünden beslenmekte. neresinden tutarsanız tutun mide bulandırıcı yani. (asırlarca alt sınıf muamelesi edildiği kabul ediliyor. bu eşitsizliğin kaynağı olunmasına rağmen konuşmaya devam edecek yüzü bulabiliyorlar.)

asala örgütünün cinayetleri var bir de... yine "masum halk" iddiasını çürütmek için kullanılır. halbuki her olay neden-sonuç ilişkisiyle ortaya çıkar. etki-tepki meselesi. onlar cinayeti işledi evet; ancak senin onları katlettiğin gerçeğinden doğan intikamla cinayeti işlediler. burada bok aynı bok yani. hiç kendinizi temize çıkartacak bir malzeme yok.

1915 olaylarının üstüne örtmek için kullanılagelen hocalı katliamı ise ayrı bir acınası durum. akıllarınca "masum bir halk hocalı katliamını yapar mıydı?hayır. o zaman 1915 olaylarını hak etmişlerdi" mantığıyla hareket ediyorlar. gerçi bu hareketin istikameti hakkında bir fikre sahipler mi bilmiyorum, zira bu düz mantık soykırımı kabul etmekte görünüyor. akıllarınca boka nispetle tezek amberdir diyorlar ya, aslında şeyhin kerameti kendinden menkuldür.

alın bu da 3. çokluk şahıs ekine layık kimselerin de bulunduğu bir başlık:
(bkz: ermeni soykırımının 98. yıldönümü)

bdp milletvekili sırrı süreyya önder'in çevre duyarlılığı

gezi parkı eyleminin siyasal platforma taşınmasını sağlayan kişidir, sırrı süreyya. ne kadar bdp'yi sevmeseniz de kepçelerin önüne kendini atıp gezi parkı yıkımını durdurması aşkına saygıyı hak ediyor. taksim platformunun önceki gün ona konuşma fırsatı tanımaması tam anlamıyla nankörlüktür.

tanım: değinildiği üzere, çevreyi, onu korumak için kepçeyle burun buruna gelecek kadar sevmektedir. bu da çevre duyarlılığının gelişmiş olduğunu göstermektedir.

nevruz

göğüs kaslarını oynatan erkek iticiliği

bir de bunların gel bi ellesene diyen türü vardır ki düşman başına. ego tavan. gel elle bir daha göremezsin. bir yerlerini yırtsan sen yapamazsın tadında sözler ve bakışlar. kasları dökülesice. **