loranahmes2

Durum: 949 - 0 - 0 - 0 - 24.06.2013 01:18

Puan: 9678 - Sözlük Kezbanı

14 yıl önce kayıt oldu. 3.Nesil Yazar.

ve düşünürüm: belki hiç yaşamadım, ne öğrendin, ne sevdin, ne de inandın... belki de kuyruklu yalanlar mutlu etti bazı bazı... kahrolsun bağzı şeyler!!
  • /
  • 48

3 nisan 2013 real madrid galatasaray maçı

bugün galatasaraylıların giydikleri formalarıyla kendilerini ifşa etmelerinin sebebi maç. izlemeyi bıraktığımda galatasaray üç golün acısıyla koşmaya devam ediyordu. ne çektin be türk fütbölü.

ayı sözlük itiraf

sigarayı bırakışımın yirmi ikinci gününde iki dal sigara içtiğim için çok pişmanım.

dame de sion lisesi'nden pınar selek için video

adaletsizliğin gözle görülür bir canlıyla tecelli ettiği ender olaylardandır pınar selek. nasıl da koca bir düzen onu ezmekte bu kadar aciz kaldı şaşıp kalıyordum/kalıyorum da bazen. video mu, tarifsiz üşümemi def edip bir an olsun omuzlarımdan sarıp aşağıya sarkmış bir battaniye gibi. gurur duymaya hakkım varsa şayet yine tarifi mümkün olmayan bir gurur duyuyorum.

bearcity

eşcinsel temalı filmlere karşı daima "her ne olursa olsun iyidir (mutlaka)" diye düşünürüm ve bu şekilde filmi izlemeye koyuldum. tanrım! böyle kötü bir film izlediğimi hatırlamıyorum yakın zamanda. dipteyim sondayım depresyondayım. konu dandik. ha zayıflamak isteyen bir abimizin hazin sayılabilecek bir derdi yok değil de o da geniş bir sürede işleniyor değil. yani ne için tavsiye edilebilir diye düşündüğüm de... * obez olmaya gerek yok! partneriniz için de zayıflamaktan vazgeçmeyin. ha zayıflayacağım diye ameliyata gerek yok. bu da tavsiye değildi. aman öyle bir film. o 102* kilo fazlası olan abinin sevgilisiyle olan 42 saniyelik barışma sahnesi için izleyebilirsiniz. evet.

kitap okumayıp okuyormuş ayağına yatan insan

mecburiyetten bu duruma girmiş insan*. kitapları seven bir insansınız. öyle zamanlar gelir ki on ayrı türden okuduğunuz kitap olur aynı hafta içinde ve muhabbetini çevirirken bir berna moran havasına girip kendinizle gurur duyacak performans gösterebilirsiniz. kitap okumak su içmek kadar önemlidir sizin için. ama bazen insan o gün su dahil hiç bir sıvı tüketmemiştir. belki sulu yemekler. gazete, dergi ama daha fazlası değil. moraliniz yoktur, sorunlarınız vardır, iyi hissetmiyordur, zamanı değildir. ama karşıdaki onun kitap okumuyor olmasını öyle büyütür ve onu suçlamaya kalkışan imalarda bulunur ki insanı çileden çıkartır. onun bir aptal olduğunu kanıtlamak için onun üzerine konuştuğu ve okumadığı kitabı tavaya kırar ve biraz tuz ve pul biberi ile kızartırsınız. ve o salak farkına varmaz. hayranlık duyar ve o salak bu numarayı yapamayacak kadar salaktır. çünkü insan ruhundan haberi yoktur. ha her zaman yumurtayı tavaya tutturamayabilirsiniz, işte o zaman okuyormuş ayağına yatan insan görüntüsü çizebilirsiniz. orası ayrı ve çok da gerek yoktur buna ya şartlar insanı mecbur bırakıyordur. neyse neticede bu tipler otuz bir olsa çekilmez diyorum ve bu mevzuyu kapatıyorum.

mahmut sütlaç

19. asırda yaşamış ruh, şahsiyet ve mekân arayışları ömrünün son dakikalarına kadar sürmüş entelektüel bir insan. denilebilir ki devr-i kadimin memalik-i osmaniye sahasındaki bir nietzsche’si. biraz tahkikat yapınca süleymaniye kütüphanesindeki lala ismail paşa kısmında mukayyet baha-nâme adlı eserde –ki aharlı kâğıda divanî kırması ile yazılmış yeşil karton kaplamalı cilt, muharriri malum değil- şöyle takdim edilmiştir:

“vatan-ı aslîsinde ihtilaf vardır. amma burûsevî olduğu malumdur. akâbir-i şuarâ-yı acem’e illet ü ibret olmasıçün halk edilmiş denmiştür. erbâb-ı akl ve ashab-ı nakl külliyetine teslim itmesünle mi ki bunca ulûm u fünûnun ve şürûh u mütûnun müşkilât u mu’dilâtın fikr-i müşikâf-ı müşkil-güşayile ıslah u izâh idüp ger meşhur ve ger gayr-ı meşhûr her fende bir risâle ve her nev ilmde bir makâle yazmışdur. “

merhum nihilist, fikrî temayülünü “sütlaç-name yahud nâ-mevcûd bir sevdaya dair risale” isimli eserinde açıkça ibraz etmiştir. eserini neticelendirdiği aşağıdaki paragraf hayli düşündürücüdür.

“mamafih başkalarının kanunlarıyla mukayyet olan bir fert hürriyeti hakikatte hürriyetsizliktir. ah mine’l-aşk! birkaç sene evvel, selim bey, behemahal bir vatana sahip olmaktansa hayır ve şer-i beşeri yakıp zat-ı alinizi kollarıma almayı daha bir arzulardım. lakin ya şimdi? şimdi sütlaç yapmak en mantıkîsi. “

daha sonra bir kapitalist olma yoluna girmiştir. hiç anlaşılmamıştır. “kumum” başlıklı kendisine izafe edilen mektup ise onun gençlik devrine ait bir mektup olup enderunlu fazıl’ın dalgalarına maruz kalmıştır. bir rivayete göre ise mektubu bir kadına yazar gibi yazmışsa da o siyasî bir faaliyetin manifestosunu içinde barındırmaktadır. latin alfabesine geçildikten sonra mektubu anlayan olmadığı için aşk mektubu sanılmıştır.

eşek

bir kitap okudum hayatım değişti

hayatının ne kadarlık bir kısmını değiştirdiği önemli bir soru bence. bir kitap oku ve hayatın değişsin! şaşırmaktayım ve fakar cevaplanmasını istediğim sorularıma rağmen "yine de" diye bir cümle kurup anketimize cevabımı ekliyorum : olsa olsa tutunamayanlar.

erkek olsam kesin gay olurdum diyen lezbiyen

dünyaya kadın olarak gelseydim kesin lezbiyen olurdum tarzı bir söylemi hatta bir şiiri olan cemal süreyanın paralel evrendeki komşusu.

baş parmağa takılan yüzük

üniversitenin ilk senelerinde yaptığım şey: baş parmağa yüzük takmak. ve annem dehşetengiz bir ikaz ile hristiyanlar takıyor oraya derdi. bir gün sıkıldım ve tamam dedim, çıkartıp işaret parmağıma taktım. bu defa yahudiler dedi. bir kaç yıl sonra o yüzüğü ona hediye ettim. hala cebinde taşır. ah şu inançlar... *

bursa cocugu

*beni kırmayıp gelmiş sevgili dostum, kısa bir süreliğine çömez ve geleceğin parlak yazarı. parlak derken mesleki anlamda. * tanrıcılık oyunumuzda rol arkadaşım. o katil ruhlu bir deli. tezini asperger sendromu üzerine yapmalı. hatta lütfen ve kendini de çalışmanda örnek olarak kullan.yetmezse senin için rol yapmaya hazırım. ayrıca neden bursa çocuğu gibi bir isim aldın anlamış değilim. sen bir bursa beyefendisisin. bu böyle biline.

not: yazar olunca kallavi bir yazı daha yazacağıma söz veriyorum zeus!

sözlüğü forumlaştırmak

ayı sözlük ü her açtığında onyüzbinmilyon baloncuk seks içerikli başlık ile karşılaşmak bir ara çok yadırganmış. * geçenlerde de siyasi sözlüğe dönüşüyordu. bir kutuplaşmadır gidiyordu ki insanın ruhu üşüyordu. merakla yarın ne olacak diye bekliyorum. ben bu sözlüğün queer halini seviyorum.*

ancak...

her sözlüğü hafiften pis bir koku sarar. bugün en iyi görülen ekşi, itü, uludağ vs de aynı dertten muzdarip. onlar o yoğunluğa rağmen(entry, yazar sayısı vs) sözlüğü çevirebiliyorlarsa ayı sözlük hayli hayli yapar. neticede sözlüğümüzü seviyoruz ve ona sarılırken hayal kurabiliyoruz. mukaddes bir listemiz de var: ayı sözlük formatı. tanrı kurallara uymamız için bizleri helak da edebilirmiş gibi duruyor. uff!

ben bilmem

yalın şarkısı.
"ben bilmem unutmayı ben bilmem" bu da benim lanetim der gibi.

erkek fatma

sansürsüz atasözleri

fasık-ı mahrum

niyeti olsa da sapıklık yapacak hiç bir şartı yerine getiremediği için ' örnek insan' sayılan kişi. belki de genel ahlak sınırları dışına çıkamadığı için namuslu sayılan insan türü. tabi sapık'ın terim anlamı var: genele uymayan davranış. anlam olarak da ne olumlu ne de olumsuzdur. az evvel okuduğun tanımda geçen sapık'ı da artık keyfince anlamlandır.

günlerdir bir kaç saatlik uykuylayım. dün gece rüyamda baha tevfik'i gördüm. selim bey ile oturup muhabbet ediyordu. kadıköy pek soğuk idi. bir de osmanlıcaları pek ağdalıydı. hiç böylesi olmamıştı. kafayı mı yiyecem nedir töbe allah.

canını yerim senin

en çok kullandığım sevgi/sevme cümlesi. *

alışkanlık

eşcinsel olmanın kötü yanları

gey olduğumu öğrenen hatun tayfasından arkadaşlarımla yalnız kalamamak. "beni hayata hazırla" deyip tacize başlıyorlar. kaç santim diye hemen atılıyorlar. efendime söyleyeyim ağda teklifinde bulunuyorlar. doğrusu "gey mey, erkek sonuçta. arkadaş olmicaksın o çocukla" dediğinde içten içe hak vermiştim mahmuta. hayır, geyfendinin günahı yok, o kızların azgınlığı. şu toplumda cinsel özgürlüğü bir görsem mis gibi olacak... erkeği de kadını da bir rahatlasa daha barış dolu bir türkiye... *
  • /
  • 48
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 949

bir ülkeden bir iç ülkeye

yılmaz erdoğan'ın sevebilme ihtimali adlı(?) şiirnde geçer. bir ülke: türkiye, iç ülke: kürdistan kodlamasını sıradan biri de anlayabilir.

liseli eşcinsellere tavsiyeler

bir günlük tutun. kimse okuyamasın diye başka bir alfabeyle yazmak isterseniz kendi alfabenizi oluşturup yazın. önce arap harfleriyle yazdım, sonra kril. kardeşim cin çıktı, tıkır tıkır öğrendi. sonra bir alfabe yaptım, mübarek hint alfabesi. ben okumayı unuttum. sadece ve anlaşılır bir şey olsun. sekiz yıldır kullanıyorum, misler misi bakıp bakıp ne bu diyorlar. dünyayı kurtarma planları diyorum. yutar gibi yapıyorlar, başka çareleri yok. ama o alfabeyi de bir ansiklopedi, efendime söyleyeyim yastığının iç yüzüne falan yaz ki hem uzun aralardan sonra hatırlayasın hem de kimse göremesin. niye mi bu? kardeşim, açılmaya ihtiyacın olacak ve her zaman etrafında birileri olmayacak, olsa bile anlatacak kelimeleri bulamayacaksın, bulduğunda sabaha karşı dört olacak. bu yüzden ulaşılabilir bir kuyu olacak yanında. istediğinde su çekersin. ya da kuyuyu gözyaşınla doldurursun. haa orta birde aşık olduğum çocuğun sivilcelerini uzun uzadıya yazmış olmak bu senelerde kendimden utanmama sebep vermiyor değil. ama sen boş ver, bunu gelecekteki sen düşünsün.*

bakir erkek

yozlaşmaya giden en kestirme yolun cinsellikten geçtiğini kavramış olması muhtemel erkektir.

aşk, sevgi, kıymet ve hürmet gibi insanın ruhuyla alakalı bir takım erdemlerin cinsel perhizle arttığı hakikatini de biliyor olabilir. meyvesi geçici bir haz olan cinselliğin ancak sevilen biriyle kalıcı olduğu fikrinden hareketle bu mahremini oburluk, zenginlik, alışveriş manyaklığı gibi kapitalist devrin bir neticesi olan 'başıboş' * cinsellik anlayışından uzak tutmayı müstakbel 'iyi insan' profilinin vazgeçilmezi kabul etmiştir.

peki, bu devirde ne zaman doğru kişi bulunacak da kalıcı olacağı tahmin edilen cinsellik yaşanacak? öyle zor bir soru ki insanın yanılması işten bile değil.

yanılmaktan korkup devamlı çekinmek ise faydasız bir hareket olur. "seni seviyorum" demenin bile aşkı yıprattığı ön yargısıyla sarhoş olan yeni insanın *tahriki rahat bırakmayacağından, korkunun ecele de fayda etmediğini fark edecektir. en önemli devre ise bundan sonradır. iş bittiğinde, maddi hazzın insanı soyarak çıplak ve bencil bir insana çevirdiğini; asıl bakirliğin, bedenî olanda değil de ruhî olanda saklandığını keşfetmesi en büyük bilgisi ve erdemi olacaktır. ve en büyük üzüntüsü... bazen dayanılmaz, kalıcı bir eziyet, endişe ve dehşetengiz bir ürkme hali. fakat her halükarda uçkuruna düşkün, beyniyle testisleri yer değiştirmiş insandan daha onurlu. peki onur?

neyzen tevfik

günümüde daha ziyade taşlamalarıyla tanınan oldukça yaratıcı bir şair. ayı sözlükte yazılan bu şiir doğru olmayabilir. sitedeki bu şiirin içeriği küçükler için uygun olmayabilir.

yürü be ehli deve endamını göreyim
sensiz geçen gecelerin ecdadını sikeyim
mecnun gibi topmuyum bir am için öleyim
mecnunuda sikeyim leylayıda sikeyim
bana yar olmayan karının izzetini itibarını sikeyim
yansın karıların alayı su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim
düşmüşüz bir orospunun belasına
koymadık diye ta amının ortasına
kader böyle yazmış hatırasına
ben böyle hatıranın hikayesini sikeyim
kerem dağları deler bir amcık uğruna
aslı gitsinde ona buna vurdura
bir karı için değermi hiç bütün bunlara
her taraf amcık dolu mala iyi vurana
fuzuli am peşine düştün gurbete
am serindir, am derindir, şifa verir millete
ye kebabı, iç şarabı, vur karpuz göte
bu gidişle yarrağımı gidersin cennete

hayal kırıklığı

eşcinsellerin sevgi kulvarında alışkanlık haline getirdiği olumsuz bir "davranış".

yazmak

yazmak yıkanmaktır. yazmak özgürlük ve yazmak kimi zaman kusmak. yazmak kaçış, ardına bile bakmadan bazen. yazmak gün geliyor sessizliği bozmak belki de aksine sessizliğe boyun eğmek. yazmak mukaddes bir eylem ve yazmak masumiyet, naiflik ve bütün mevzuya inat nezaket. yazmak...

mutluluktan siken birine asla sahip olamayacağınızı bilmek

ermeniler

osmanlının millet-i sadıka dediği toplum. aklım almıyor nasıl bir ego: kendini ondan üstün görecek ve kendine sadık ilan edeceksin.

ekonomik alanda, müslüman osmanlının savaşmaktan başka bir şey bilmediği; bu yüzden hristiyanları askere almamak için müslümanlığa girse bile onu gayrimüslim grubundan saymaya devam ettiği herkesçe bilinir. bunun sebebi ticaretin işlemesini sağlamak; yok öyle aman osmanlı hoşgörülüydü, bak adamlar hep zengin saçmalıkları. adama devlet dairesinde iş mi verdin, askere mi aldın da adam illa ticaret diye kabul etmedi. adamlar kendilerine 'müsaade edilen' belki de yegane alan olan ticarette haliyle iyi yerlere geldiler. ermeni, rum zengindi. müslüman türk fakirdi. vah canlarım. bir de <<ıslahat fermanı ile müslümanlar ve gayr-i müslimler hukuk önünde eşit statüye getirilince ayrıcalıklarını kaybeden ermenilerin isyan etmeye>>* yer aradığını savunan görüş var ki onlar hepten arıza. bu görüş de türk en üst noktada diğerleri onun altında görüşünden beslenmekte. neresinden tutarsanız tutun mide bulandırıcı yani. (asırlarca alt sınıf muamelesi edildiği kabul ediliyor. bu eşitsizliğin kaynağı olunmasına rağmen konuşmaya devam edecek yüzü bulabiliyorlar.)

asala örgütünün cinayetleri var bir de... yine "masum halk" iddiasını çürütmek için kullanılır. halbuki her olay neden-sonuç ilişkisiyle ortaya çıkar. etki-tepki meselesi. onlar cinayeti işledi evet; ancak senin onları katlettiğin gerçeğinden doğan intikamla cinayeti işlediler. burada bok aynı bok yani. hiç kendinizi temize çıkartacak bir malzeme yok.

1915 olaylarının üstüne örtmek için kullanılagelen hocalı katliamı ise ayrı bir acınası durum. akıllarınca "masum bir halk hocalı katliamını yapar mıydı?hayır. o zaman 1915 olaylarını hak etmişlerdi" mantığıyla hareket ediyorlar. gerçi bu hareketin istikameti hakkında bir fikre sahipler mi bilmiyorum, zira bu düz mantık soykırımı kabul etmekte görünüyor. akıllarınca boka nispetle tezek amberdir diyorlar ya, aslında şeyhin kerameti kendinden menkuldür.

alın bu da 3. çokluk şahıs ekine layık kimselerin de bulunduğu bir başlık:
(bkz: ermeni soykırımının 98. yıldönümü)

bdp milletvekili sırrı süreyya önder'in çevre duyarlılığı

gezi parkı eyleminin siyasal platforma taşınmasını sağlayan kişidir, sırrı süreyya. ne kadar bdp'yi sevmeseniz de kepçelerin önüne kendini atıp gezi parkı yıkımını durdurması aşkına saygıyı hak ediyor. taksim platformunun önceki gün ona konuşma fırsatı tanımaması tam anlamıyla nankörlüktür.

tanım: değinildiği üzere, çevreyi, onu korumak için kepçeyle burun buruna gelecek kadar sevmektedir. bu da çevre duyarlılığının gelişmiş olduğunu göstermektedir.

nevruz

göğüs kaslarını oynatan erkek iticiliği

bir de bunların gel bi ellesene diyen türü vardır ki düşman başına. ego tavan. gel elle bir daha göremezsin. bir yerlerini yırtsan sen yapamazsın tadında sözler ve bakışlar. kasları dökülesice. **