panda

Durum: 715 - 5 - 0 - 0 - 10.04.2024 01:13

Puan: 10086 - Sözlük Kaşarı

14 yıl önce kayıt oldu. 1.Nesil Yazılımcı.

deneme
  • /
  • 36

anneler günü

herşeyden önce annenin yerini hiç kimse alamaz.bir baba bile onun yerini dolduramaz.annem vefat edeli yaklaşık 14 yıl oluyor.bu geçen sürede her an yokluğunu fazlasıyla hissettim.hayat bu ! kimseyi yargılamamalı , annelerin kıymeti bilinmeli.herkesin anneler günü kutlu olsun..

interaktif sözlükler kasım 2012 sıralaması

tebrikler herkese , bu aile bir bütün olarak ne kadar güçlü olabileceğini göstermiş durumdadır.emeği geçen herkese teşekkürler , daha da iyi seviyelere gelmemiz an meselesi.hedefimiz birinci sözlük olma yolunda ve tüm değerli yazarlarımızın katkılarıyla bunu zirveye taşıyacağız.

maya takvimi

21 aralık 2012 bu maya takviminin son günü olarak belirtiliyor.buna istinaden dünyanın sonu olabileceği öne sürülüyor.ancak şu çok iyi bilinmelidir ki dünyanın sonunu getirecek felaketler nedir bunun üzerinde durmak gerekir bence.çünkü mayalar kendi görüşleriyle ; kendi araştırmaları ve fikirleriyle bir takvim çizmişler.insan oğlu yüz yıllar öncesinden bir çok takvim çıkarmış.bunlardan biri güneş sistemini esas alan takvim ve şu an kullanmakta olduğumuz takvimdir, yani miladi takvim.bir de ay hareketlerini esas alan ay takvimi vardır ki o da hicri takvimdir.hepsinin başlangıcı özelliğine bağlı olarak değişir.miladi takvimde hz isa nın doğumu esas alınırken , hicri takvimde mekkeden medineye olan hicret adıyla bilinen tarih alınmakta.bundan dolayı mayalar kendi yaşam biçimleri ve kendine özgü hayat görüşlerini sergilemişlerdir.dünyanın sonunun gelip gelmeyeceğinin garantisi yok tabi , ancak günümüzde cereyan eden olayları göz önünde bulunduracak olursak eğer pek de fazla zaman kalmamış sanırım .daha farklı bir konu ise güneş patlamaları , belki de hiç kimsenin önemsemediği ve hiç kimsenin aklına gelmediği olaylar.bunların etkileri çok daha yıkıcı olabilir , bu yıl solar aktivite başladı bu şu an yavaşlamış olsa dahi ileride tekrar ilerlemeyeceği kesin değil öyle ki 2002 yılında öyle bir solar aktivite gerçekleşmişti ki dünyanın dörtte biri kadar büyük bir ateş parçası kopmuştu güneşten.sözün özeti dünya üzerindeki tehlikeler belli aslında , en önemlisi güneş patlamaları (solar aktivite ) , yaşanan savaşlar ve kullanılacak olan kimyasal silahlar.ben sadece maya takvimiyle ilgili ve bu güne yansıyan olayları açıklamaya çalıştım.

dinime küfreden müslüman olsa

ata sözleri bu olayı güzel açıklamış ; ayrıca söylenen bir söz de var * . bu kadar basit bir kavramı anlatmaya çalıştım.sen ne diyorsan odur.sen eğer onun sesini duyuyorsan , o zaman dersin ki kulağıma fısıldıyor.işte o zaman ona anlam veremezsin.ancak o vardır her zaman , seninle olsun , sensiz olsun, bunu kabullenmek zordur ; ancak bir gün hepimiz kabulleneceğiz.

ayı sözlük birinci uluslararası izmir kısa film festivali zirvesi

devamını dilediğim film festivalidir.bence önemli olan insanın yüreğinde olmasıdır...

ayı sözlük

benim için şu an çok daha fazlasıyla sarılmak istediğim bir kavram.televizyon mediyasında da duyulmaya başlandık hayırlı olsun...

duyarlılık

duyarlılık nedir diye sorarsanız , bu eski bir hikayeye dayanır.bu hepimizin hikayesidir.bazen öyle anlar olur ki , bizi bizden alır götürür bir yerlere.sonra bakmışız ki , ne var ne yok gitmiş , elimizdekileri de kaybetmişiz.şunu çok iyi anlamak gerekir ki bir gün sizi anlayacak biri karşınıza çıkabilir.bunları anlatmamdaki sebep konuya ihtivanen ya çok mu geç oluyor derken, şarkılarda olduğu gibi , bir gün beni duyabileceği düşüncesiyle yaşamak bile güzeldir.sonra duyarlılığı test etmeye gelince ; maalesef hiç kimse konuşamıyor.hiç kimse söyleyemez ki , beni benden çok sevdiğini , karışık olsan da .sana olmaz sözlerim.duyarlılık böyle bir şeydir.

heteroseksüel olmamak

farklı deneyimleri yaşama çabasıdır.hayatta en değer verdiğiniz insan size değer vermediği zaman anlaşılması zor olan bir durumdur.yönelim çabasıdır , o an hayatınızı kurmak istersiniz ama karşınızda olan kişiden cevap gelmiyorsa bu da sizi düşünmeye sevk eder.öylesine ki yaşamak istersiniz , herşeyiyle hayatın size cevap vermesi önemlidir...

mustafa kemal atatürk

hep yüreğimizde var olacaksın , her zaman senin düşüncelerin senin fikirlerin önümüzü açmaya devam edecek , her zaman yaşatacağız seni atam.kalbimizde sen atıyorsun seni sevmemizden başkası yalan,.çok acı çekiyorum atam senden bir ricam olsa kalksan türkiyei'yi yeniden inşaa etsen ne güzel olurdu çünkü senin özlediğin türkiyen yok şu an :( çok karmaşık dönemlerden geçmekteyiz beni anla lütfen amacım seninle dertleşmek sadece .bu gün var olsaydın da bunları yaşamasaydık atam çok özlüyoruz seni...

aşk ve sevgi adına

böyle işte yazması zor olan bir şeydir..

aşk ve sevgi adına

bazen her şey boğazınızda düğümlenir , öyle anlar vardır ki açıklanamaz işte öyle zamanları yaşıyoruz şimdi ama ne var ne yok anlatayım ; sevgi yok aşk yok hiç bir şey yok o zaman neden yaşayalım ha?ne dedin anlamadım oradan bir ses duydum o nasıl bir şeydi!anladın işte masumiyeti oynama lütfen , yüz yüze gelmemizden bile kötü dayanmak imkansızı çağrıyor oradan kim orada ha? ben burdayım ama sen nerdesin kaç senedir hiç cevap alamadım nerdesin sen sen yoktun , benim sana cevap verme gibi bir cürrettim olamaz ancak seni çok sevdiğimi sana her zaman haykırmak istedim, farkındayım artık çok geç ama hayat şartları bana izin vermedi hayat izin vermedi güzelim be anla ne olur.ben bunları anlatsam bile boşa biliyorum artık sen başkasınınsın , kolay değil anlıyorum iki sene kayıp oldum bir de sana ne hadle hesap sorayım bilemiyorum , sadece çok üzgünüm bunu bilmeni isterim , kalbim kırık her şeye rağmen hala seni seviyorum diyebilirim her şeye rağmen sana aşığım diyebilirim ama yıllar bizi alıp götürdü bir yerlere biz nerdeyiz onu sorgulamak gerekir sanırım şimdi.şimdi çok sağlam şekilde aşk ve sevgi kavramlarını bir daha gözden geçirmek gerekir.aşığım ve seviyorum ama bunu söylemem ne fayda hiç kimseye fayda olmayabileceği gibi herkese faydası da olabilir!önemli tabi ki bu gün senin günündür. mutlu olmak senin elinde sadece mutlu olmanı isterim...

reddedilmek

red kelimesi hayatımızda olsun veya olmasın , kabullenmesi en zor anlamdır.belki bir iş ,belki de bir aşk için söz konusu olabilir.ancak hangisi olursa olsun insan psikolojisinin zorlu dönemidir.bazen red edildiğinizi bilmek , bilmemekten daha iyidir.ama bunu net olarak duymadıkça içiniz rahat etmez.farklı yollarla belli edilir belki ve bu sizi rahatsız eder.yine içinizde kopan fırtınalara söz dinletemezsiniz.çelişki durumunda kalıp kahrolmak var ya en kötü duygudur.cesaretimizi toplayıp sözüm ona sorulduğu an , gerçeği anlayıp anlamamak kendi elimizdedir.

ilk gece

en özel gecelerden biridir.o geceyi yaşamak bir tarafa , dünyalar sizin olsa bir tarafa , hiç bir şeyin bu kadar zor ve güzel olabileceğini söyleseler dahi , onun büyüsü farklıdır.bir daha aynı tutkuları , coşkuları , heyecanları yakalaması imkansız bir gecedir...

bilinmez gerçekler

bazı gerçekler vardır ki insanın hayatında , kendisi bile kabul edemez.öyle gerçekler vardır ki insan kaçar , yüzleşmek istemez.öyle anlar vardır ki hiç yaşanmamış gibi sayarız.biz onlardan kaçarız , onlar da bizim peşimizde koşar.ancak yüzleşmek gerekir , eninde sonunda bizi bulur.gerçek nedir bunu açmak gerekir.

(bkz: gerçek)

türkiye'nin interaktif sözlükler sıralaması

zaten birinci sıradayız , bunun farkında olsun herkes....

nasıl geçti habersiz

tabi anlam olarak farklı olsa da size göre yeni neslin zor yakalyabileceği bir şey olmalı , böyle anlarda ne yapmalı aşklarımıza ve sevgilerimize sıkıca bağlanın, hepsi aynı diyebilirim , aşklar sevgiler aynı be yaw.. işte öyle dense de öyle değil aslında hepimiz sevdik , hepimiz hala seviyoruz , sevmek farklı aşk çok bambaşka, aşkı yaşadınız mı bilemem ancak aşkın herkesde bir direnme yeteneği vardır.

türkiye'nin interaktif sözlükler sıralaması

ileride birinci sırada olacağımızın korkusunu yaşayanlar olduğunu duydum.

türkiye'nin interaktif sözlükler sıralaması

biz sekizinci sıradayız da kimsenin haberi yok....

nasıl geçti habersiz

muazzez ersoy'dan dinlediğim parça, benim için hayat bağlarımı örtüştüren güzel sesin kulağımda fısıldayan eseri , ne güzel bir şey aşkımızı yayınlayabilmemiz, önceden radyo bile yasaktı.

yok olmuyor böyle

şimdi yeni bir kavramla tanışıyor olabilirsiniz, ama bu kavram bizim yaşam biçimimiz, unutmayalım lütfen herşey zamanında gerçekleştiği anda kendini ortaya koyar.ancak artık hiç kimsenin gücü yetmediği zamanlardan bahsedecek olursak, işte o zamanların başlangıcı gelmiştir ve ne yazık ki ülkemiz savaş ortasındadır.bunu yalanlamak isteyenler olabilir.ancak maalesef tam resmi budur, hiç kimse önleyemez.çok zor artık yeni bir sürece girdik..
  • /
  • 36

her şey çok güzel olacak

"ne zaman" sorusunu akla getiren başlık. her şey ne zaman çok güzel olacak? artık bazı şeyler olsun..

her şey çok güzel olacak

her sex çok güzel olacak gibi bir yanılgı

her şey çok güzel olacak

1998 türkiye yapımı komedi filmi. yönetmeni ömer vargı'dır, cem yılmaz ve mazhar alanson filmin başrollerini oynamıştır. istanbul büyükşehir belediye başkanlığı seçiminin iptali sonrasında ekrem imamoğlu'na bir çocuğun "ekrem abi her şey çok güzel olacak" şeklinde seslenişiyle son dönemde slogan haline gelmiş, sosyal medyada #herşeyçokgüzelolacak etiketiyle milyonlarca kişinin kullanmasına sebep olmuştur.

murat kurum

günümüz akp hükümetinin klasik emir erlerinden biri. inanılmaz itici geliyor bana. seçim çalışmalarında bol bol gaf yapıyor, hiçbir konuya hakim olmayışı ve bilgi yoksunluğu tüm konuşmalarında hissediliyor.

8 mart dünya emekçi kadınlar günü

reis avrupa ve amerika'ya seslenmişti, 8 martı kutlamak için önce şiddeti bitirin demişti. kendi polisi meydanlarda bakın kadınlara neler yapıyor. avrupayı iki yüzlülükle suçlayanlar acaba sizin kaç tane yüzünüz var?!

hortum süleyman

gençliğini 90larda istanbul'da geçirmiş caddeye çıkan lgbti seks işçileri ile sohbet ettiğimde, ölmesini istedikleri kişi.

2000 yılında lgbti bireylerine uyguladığı şiddet nedeniyle yargılanmış, çıkan bir af nedeniyle ceza almaktan kurtulmuştur.

akp ve mhp gibi partilerden siyaset yapmak için aday adayı olmuştur.

hortum süleyman

polis in vurarak sakat bıraktığı yasin kırbaş ın açıklamaları.

hortum süleyman

2000 li yılların başlarında eski beyoğlu emniyet amiri. gerçek adı süleyman ulusoy olsa da herkes onu hormunuyla bilir. suçlu olduğu tahmin edilen ve özellikle travestilere çok sağlam hortum dayağı atarmış bu amca. çeşit çeşit hortumları varmış ve "hangisiyle döveyim" diye seçenek sunarmış. sonrasında saçlarını kazıtır ve namaz kıldırırmış travestilere. yıllarca çok çektirmiş bulunduğu ve görev yaptığı yerlerde. sonrasında erzurum'a gitmiştir rivayetlere göre farklı dedikodular var hakkında ama bunları burada yazıya dökmeyeceğim. erzurumda belediye başkalığına adaylığını koymuştur. akp ile arası iyidir son dönemde, bayrampaşa'da yaşamaktadır. 2002 yılında ona çok benzeyen kardeşi polis vedat ulusoy bir silahlı saldırıda görevi başındayken öldürülmüştür. yaptığı işkenceleri kardeşini kaybederek ödemiş olsa da o işkencelerine durmaksızın devam etmiştir. hakkında internet üzerinde bir çok bilgi ve röportajı bulunur. hortum amcayla gülden aydın'ın yaptığı röportaj okunmaya değerdir;


----------------------

beyoğlu emniyet müdürlüğü ekipler amiri hortum süleyman ulusoy’u kim tanımazki! o bir 'travesti avcısı’, o bir 'fenomen’; devlete ve polisliğe 'iman’ etmiş, toplumun ahlakını bozacak her türlü 'sapık eğilimle’ yılmadan, yorulmadan savaşmış...

eşcinsellere, travestilere karşı acımasız politikanın akla gelen ilk ismi olmuş. bir o kadar da nefret kazanmış. 1990’ların beyoğlu’su, pürtelaş ve ülker sokak dendiği zaman anlatmıyor, sanki o günleri yeniden yaşıyor. akp’den horasan belediye başkan adayı olmak için emekliye ayrıldı. seçimi başka akp adayı kazandı. şimdi 'başbakan erdoğan’ın attan düştüğü yer’ olarak ünlenen bayrampaşa belediyesi’ne ait parkada’nın yöneticisi. bugüne kadar kendisi hakkında çıkan bütün haberleri altı klasörde toplamış. şikayet ve tehdit mektupları da ayrı bir klasörde. önce biraz sohbet ediyoruz. erzurum’un horasan ilçesi’nin azap köyü’nden. erzurum’da dört yıl yatılı okumuştum. o canım kete il sınırlarının dışına ne zaman çıkacak, diye soruyorum. hançer barını, kargapazarı dağları’ndan inip erzurum’u sesleriyle de istila eden on binlerce kargayı soruyorum. süleyman bey, eşine telefon ediyor, derhal kete yollamasını istiyor. evden keteler geliyor, ben de ortak ağız tadımız keteye sığınıp, her şeyi soruyorum.

1991’de ekipler amiri olduğunuzda sizin gözünüzde beyoğlu nasıl bir yerdi?

- şanlıurfa’dan istanbul’a tayinim çıkınca pürtelaş’tan akyol caddesi’ne gittim. sutyen takmış, 45 numara topuklu ayakkabı giymiş, vücudunun beşte biri bile kapalı olmayan makyajlı erkekler vardı. ilk defa bir travesti gördüm, hayretler içinde kaldım. kültürümüze, örf ve adetlerimize aykırı, acayip bir görüntü vardı. rabbim beni buraya ekipler amiri yaparsa ben de burayı temizleyeceğim, dedim.

ne yaptınız?

- sabah evinden işe giden aile babalarını 'hişt hişt’ diye çağıranlara, 10-15 dakikada bir, müşteri erkeklerle apartmana girip çıkanlara, buradan çıkacaksınız, dedik. etrafını rahatsız etmeyen travestilere karışmadım. barda mı çalışacaksınız; çalışın, dedim. ben disiplini seven insanım. görev yaptığım yerde herkes benim kurallarıma uymak zorunda.

zaman zaman dövmüş olabiliriz

istiklal caddesi’ndeki eşcinselleri hortumla dövdünüz, nezarethanede işkence yaptınız.

- bakın, biz işkence yapmadık. bunu bağıra bağıra, rahat rahat söylüyorum. bunu herkes böyle bilsin. işkence, bir insanı götürüp işlediği ya da işlemediği suçu itiraf ettirmek için fiziki şiddet uygulayarak sorgulamaktır. benim görevim, sokaktaki asayişi sağlamak. baba oğlunu döver, anne de kızını. dövmedi diyenlere inanmıyorum. bizde de zaman zaman olmuş olabilir. olmadı demiyorum. yedi yıl fatih asayiş büro amirliği yaptım. hırsızı, uğursuzu, katili, eroinciyi sorguladım. hiçbirinden de işkence sabıkam yok allah’a şükür.

kafalarını kazıttınız, kısasa kısas bir savaşa giriştiniz travestilerle.

- şahsen hiç kimsenin kafasını kazımadım, saçını kesmedim.

emir de mi vermediniz?

- yok, hayır. ama inkar etmiyorum. kadın satanların saçlarını berberde üç numara kestirdim. çok bakımsızdılar zaten. polisler uzaktan onları tanısın diye. bir de iso adında deli bir adam vardı, sokakta yaşıyordu. herkes kaçardı kokusundan. onu tuttuğum gibi berbere, hamama götürdüm. tırnaklarını, koltukaltı kıllarını bile kestim.

o ilişkiye giren erkek ondan 20 misli aşağilik

travesti nedir, nasıl bir insandır sizin gözünüzde?

- nihayet insan. onlarla asla bir sorunum yok. ama sokaktaki insana nasıl kapkaç, uyuşturucu rahatsızlık veriyorsa travestiler de aynı şekilde rahatsızlık veriyor. ben travestilerden nefret ediyorum demiyorum ama tiksiniyorum. iki metre boyunda bir insanın bayan elbisesi giyip bıyıklı bir adamla cinsel ilişki kurması ne kadar tiksindirici, ürpertici bir olay.

travestilerle birlikte olanlara ne diyorsunuz?

- onların çoğu homoseksüel. aksaray’da bir işletmede normal kıyafetli, babayiğit, bıyıklı ve çoluk çocuklu homoseksüel erkekler var. travestiyle ilişkiye giren erkek onun yirmi misli aşağılıktır. ondan sonra gidip bir de karısının koynuna giriyor.

siz çok savaştınız ama engel olamadınız.

- albenisi var. bu işin alıcısı oldukça o ürün artacaktır.

ama kariyeri olan, fuhuş yapmayanlar da var.

- profesör olan da var. ruhunda gizli dürtüler olanlar için aile eğitimi önemli. çocuğumuzu özgür yetiştirirsek her şey bekleyebiliriz. homoseksüelliğe karşı insanlarımızın topyekun seferber olması lazım.

yakaladıklarınızı tuttuğu takımın rengindeki hortumla dövdüğünüzü, galatasaraylı olduğunuz için kırmızı hortumu kullandığınızı duydum. nedir bu unvanınız haline gelen hortumla ilişkiniz?

- işimiz gücümüz mü yok. nereden alıyorduk bu hortumları? bu arada hortum fabrikalarının da büyük reklamını yaptık. yüzde bir yapmışsak, yüzde 99’u da şişirme.

copum yanimda değildir hortum denk gelmiştir

o dönem çalıştığım dergide hortumlu fotoğraflarınız yayımlandı. daha sonra kamerayla tespit edildi hortum kullandığınız.

- o televizyon görüntüsü montaj. bir olay olmuştur, copum yanımda değildir. mesela bir otoparktaki hortum denk gelmiştir. renk renk hortum olur mu? ama beyoğlu’ndaki travestilerin elinde falçata var, bıçak var. bu insana gel, yüzümü gözümü darmadağın et mi diyeceğim? bunlar hap alıyorlar, acı kuvvetleri var. devletin polisi homoseksüelden dayak yiyor mu dedirteceğim? devleti zaafa mı uğratalım?

sabaha karşı istiklal caddesi’nin tarlabaşı’na açılan sokaklarında travesti gruplarıyla karşılaşıyorsunuz. emrinizdeki polislerle birlikte hortum elde hücuma geçiyorsunuz.

- gazetecilerin hayal gücü çok geniş olduğundan olayları istedikleri gibi şekillendirirler. bakın, gemi batarsa hep birlikte batacağız. zenginlerin kaçacağı ülkeler var. biz bu ülkede kalıp yaşayacağımıza göre bayrağımıza, ezanımıza, ahlakımıza, kültürümüze sahip çıkacağız.

türkiye’deki gay ve lezbiyen girişimi lambda, 1996’da sizi yılın en kötü adamı seçmişti.

- n’apayım yani? sanki dünyayı homoseksüeller yönetiyor! insanların kültür ve inançları farklı olabilir ama doğru bir tanedir.

evde hiddetinizden ortalığı titretir misiniz?

- dayak atmam. kızarım, bağırırım. salata da yaparım. hanım olmadığı zaman bulaşığı da yıkıyorum. çocukların kahvaltısını hazırlıyorum. emniyette de yemekleri ben yapardım.

cihangirli kadınlar "hortum kulunu beyoğlu’na tekrar getir yarabbi", diye dua ediyormuş!

sokaklar güvensizleşti. türkiye genelinde şiddet yüzde 34 arttı. neden?

- uyum yasaları’nın yürürlüğe gireceği 1 nisan’dan itibaren suçlar aşırı derecede artacak. piyasa suçlularla avukatlarına kalacak. yeni yasalar yüzünden polisin eli kolu bağlandı. artık gözaltına alacağım her insanı savcıya hakime soracağım. yasalarımızda cezanın karşılığı az. mağdurun değil, sanığın haklarını koruyan yasalar çıkardık hep. avrupa’da cezalar daha ağır. cavit çağlar’ın, alaattin çakıcı’nın yurtdışından geldikleri sıradaki hallerine bakın, bir de buradaki cezaevlerinden çıktıklarındaki hallerine. oralardan perişan, buradan gürbüz çıkıyorlar. bir insan otuz kere polise düşmüşse, iflah olmamışsa niye salıveriyorsunuz? avrupalı’dan daha mı avrupalıyız?

beyoğlu’nda yeniden işbaşı yapsam şu kadar sürede güvenliği sağlarım, der misiniz?

- işgüzarlığa lüzum yok. kraldan çok kralcı olanların kellesini keserler. biz hukuk devletiyiz. kantarın topuzunu kaçırmadan, ülkenin imajını bozmadan görev yapmak zorundayız. sadece polisiye tedbirlerle suçun önü alınmaz. yasal ve siyasal ayağı da var. çok beddua alsam da öyle çok dua da alıyorum. duyuyorum, cihangirli kadınlar dua ederken 'hortum kulunu beyoğlu’na tekrar getir yarabbi’ diyorlarmış. travestiler bile suç işleseler, mağdur da olsalar adaletimin tek olduğunu bilirler. fatih’in 69 mahallesinin muhtarı asayiş toplantısında bugün bile adımı zikrediyorsa, diyeceğim bir şey yok.

maaş yetmeyince korsan taksi çaliştirdim

biz devlet memuru olduğumuz için kendimize özel iş kuramıyoruz. ama maaşım da beni 15 gün idare ediyor. zaten polis maaşıyla kim geçinecekse, getirsinler bunun ilmini biz de öğrenelim. neyse geçinemiyorum ama yasaların bize öğrettiği bazı sahtekárlıklar var. istanbul’a geldiğimde baktım, papuç pahalı. polisin bizzat uğraştığı yasak olan korsan taksiciliği öğrendim. arabamı verdim, korsan taksi çalıştırdım. ne yapayım, açım. sonra bir ara gittim sultanhamam’dan kumaş aldım, evimizi mağazaya dönüştürdük. eşim, komşulara satıyordu. böyle böyle idare ettik. çoluğumu çocuğumu okutmak zorundaydım. yoksa kapkaççı, hırsız olurlardı.

hortumcu süleyman değil hortum süleyman’im

benim hortumumdan pis değil temiz sular aktı. adımın böyle anılmasından rahatsız değilim. ama hortumcu süleyman değilim onu söyleyeyim, hortum süleyman’ım. ben sıcak, sevecen insanım. uzaktan böyle olduğumu bilmezler. beyoğlu’nda yürüyordum. uki mağazasının müdürü dışarı fırlayıp boynuma sarıldı. meğer ilk defa güldüğümü görmüş. aşırı duygusalım. bir türküyle ağlarım. alkol, sigara kullanmadım. bar, diskotekle işim olmadı. ot gibi yaşıyor, diyenlere aldırmadım. görev aşığıyım.

belçika'da ingilizce konuşulmuyor

antwerpen bölgesinde fransızca ve hollanda dili dışında başka dil duymadım. brüksel'de çok az ingilizce duydum onu da konuşan zaten turist tayfa. boğucu, resmi, sıkıcı bir ülke. ingiltere ve hollanda'yı tek geçerim.

türkiye cumhuriyeti'nde yetişen son sanatçı

eskilere gidersek uçsuz bucaksız bir konu. o kadar çok var ki sanatçı, lakin günümüzde sanat ve sanatçı anlayışı o kadar yanlış benimsenmiş ki porno starlarına bile sanatçı gözü ile bakanlar var. sanat ve sanatçı son 10 yılda tamamen kayboldu, zanaatçileri sanatçı olarak görmeye devam ettikçe, bu toplumda varsa bile var olacaksa bile sanatçılar biz göremeden silinip gidiyorlar.

Toplam entry sayısı: 715

frederic chopin

polonyalı piyanist, döneme damgasını vurmuş, şu an çok bilinmese de, hiç dinlenmese de, şu andan itibaren dinlenmeye başlanılacaktır, iki saatlik bir eser, aslında dinleyebildiğin kadardır, zaman sınırlaması olamaz, işte o güzel piyano, tabi ki piyano severseniz, işte o usta dokunuşlar...

hindistan'ın gay prensinin lgbt'liler için saray yaptırması

insanlık adına önemli bir davranıştır, insanlığın gerçek anlamda insan olma, sadece fiziken değil zihin olarak da insan olma gereğinin hakkıdır. insanlara o hakkın verilmesidir.

polisin üzerinizi araması

başımdan geçen bir olay, polis benden kimlik istedi ilk önce, bende ilk başta hiç bir şekilde tepki vermedim öylece polise baktım, sonra polis kimliğini gösterdi en sonunda, ben de polisin bu nezaketinden dolayı kimliğimi çıkardım ve biraz sonra üzerimi aramaya başladılar, normal bir arama değildi! sonra aramaya devam ettiler, normalde rutin bir kontrolde bu kadar da taciz edilmez ki bir vatandaş, resmen taciz ettiler, bir penisime dokunmadığı kaldı polisin! belki de eşcinseldi, bilemeyiz.. ne olursa olsun bu olay benim beynime kazındı ve bunun gibi bir çok olay gerçekleşmekte, herkesin özeline dokunulmakta ve tecavüz edilmekte, bunu kim yapıyor? sormak isterim kim yapıyor, bu bize niye yapılıyor öğrenmek isterim? devlet vatandaşlarına neden bu şekilde davranıyor? ben o zaman neden vergi ödüyorum, beni iki polis arasın ve beni taciz etsin diye mi vergi ödüyorum? yıl 2019 olduğunda bu olaylar daha da derinleşecek, her şey şekillenecek, hiç kimsenin önemsemediği demokrasi ve özgürlükler yavaş yavaş sona erecek, iyice sokulacaklar tecavüz edecekler, bitecek eninde sonunda tabi ki bitecek!

2018 ekonomik krizi

hiç inanmayacağım bir olay olmasını isterdim, hatta öyleydi belki, fakat artık inanmak istemesem de herkes gibi çok acı bir gerçek olduğunu söylemek isterim.bunu anlamak için ekonomist olmaya gerek yok tabi, ben de ekonomist değilim yine de bazı veriler üzerinde yorum yaparak belki durumun ciddiyetini anlatabilirim diye bu sayfada bir yer işgal ediyorum, dolardan başlanır hep dolar yukarı dolar aşağı nedir yani bizi nasıl etkiler, çok etkiler hatırlayalım 2000 öncesini nasıldı hatta 2001 krizini hatırlayalım nasıl oldu? siyasi malzemeler bahane onlar sadece araç, yani krizin başlangıcı doların verdiği sinyaller ama etkisi siyasi, ben de az çok takip eden biri olarak ekonomistler kadar olmasa da bilgi sahibiyim, dolarla tl karşılaştırması yapılmak istendiğinde şu şekilde karşılaştırma yapılır genelde, dolar indexi ile tl ve dolar artışı karşılaştırması yapılır! burada vurgulanması gereken şey dolar indexi nedir? ama bu kadar da detaya girmek mümkün olmadığından yani daha geniş bir konu olması sebebiyle , dolar indexinin artışından daha fazla ülke para birimi devüle oluyorsa negatif ayrışma olur. işte yaşadığımız durum şu an itibariyle aynen budur. negatif ayrışma ve pozitif ayrışma nedir ? bunlar teknik terimler olduğu için hiç kimseyi bunaltmak istemem, ama basitçe negatif ayrışma dolar indexiyle dolar tl kuru arasındaki ters orantıdır. sanırım bu konu daha ileri seviye olabilir ama bu kadarını anlatabildim.

kriz denince sadece dolardaki artışın olduğunu sanan vatandaşımız, yanılıyor, keşke yanılmasaydı, uyarmak istediğim nokta 2018 de gerçekten ciddi işçi çıkarımları, ve çok ciddi sosyal patlamalar! maalesef diyerek anlatmak istedim..

türkiye maalesef 10 yıl karanlığa bürünecek, kusura bakmayın açık konuştuğum için, gerçekten durum vahim arkadaşlar, ister inanın ister inanmayın maalesef işte durum bu!

3 ay sonra panda haklıymış diyeceksiniz ama bana yararı yok , benden demesi...

ayı sözlük yazarlarının hobileri

matematik, yazılım, yabancı dil, eğlenmek, müzik, kediler..

2018 ekonomik krizi

hiç inanmayacağım bir olay olmasını isterdim, hatta öyleydi belki, fakat artık inanmak istemesem de herkes gibi çok acı bir gerçek olduğunu söylemek isterim.bunu anlamak için ekonomist olmaya gerek yok tabi, ben de ekonomist değilim yine de bazı veriler üzerinde yorum yaparak belki durumun ciddiyetini anlatabilirim diye bu sayfada bir yer işgal ediyorum, dolardan başlanır hep dolar yukarı dolar aşağı nedir yani bizi nasıl etkiler, çok etkiler hatırlayalım 2000 öncesini nasıldı hatta 2001 krizini hatırlayalım nasıl oldu? siyasi malzemeler bahane onlar sadece araç, yani krizin başlangıcı doların verdiği sinyaller ama etkisi siyasi, ben de az çok takip eden biri olarak ekonomistler kadar olmasa da bilgi sahibiyim, dolarla tl karşılaştırması yapılmak istendiğinde şu şekilde karşılaştırma yapılır genelde, dolar indexi ile tl ve dolar artışı karşılaştırması yapılır! burada vurgulanması gereken şey dolar indexi nedir? ama bu kadar da detaya girmek mümkün olmadığından yani daha geniş bir konu olması sebebiyle , dolar indexinin artışından daha fazla ülke para birimi devüle oluyorsa negatif ayrışma olur. işte yaşadığımız durum şu an itibariyle aynen budur. negatif ayrışma ve pozitif ayrışma nedir ? bunlar teknik terimler olduğu için hiç kimseyi bunaltmak istemem, ama basitçe negatif ayrışma dolar indexiyle dolar tl kuru arasındaki ters orantıdır. sanırım bu konu daha ileri seviye olabilir ama bu kadarını anlatabildim.

kriz denince sadece dolardaki artışın olduğunu sanan vatandaşımız, yanılıyor, keşke yanılmasaydı, uyarmak istediğim nokta 2018 de gerçekten ciddi işçi çıkarımları, ve çok ciddi sosyal patlamalar! maalesef diyerek anlatmak istedim..

türkiye maalesef 10 yıl karanlığa bürünecek, kusura bakmayın açık konuştuğum için, gerçekten durum vahim arkadaşlar, ister inanın ister inanmayın maalesef işte durum bu!

3 ay sonra panda haklıymış diyeceksiniz ama bana yararı yok , benden demesi...

10 kasım 1938

büyük önder ulu atatürkün vefatı, zekasının üstünlüğü tartışalamaz, öyle şeyler yapmış ki hiç kimse bu gün o zamanın imkanlarıyla yapılabilecekleri çözemez.keşke ömrü biraz daha yetseydi de şimdi çok daha farklı olabilirdi.saygıyla anıyoruz atam..

kıyamet

kıyamet kavramı arapça kökenli olup, kıyam ve et sözcüklerinin birleşiminden oluşur.bunun anlamı kıyam+et=ayağa kalk anlamına gelmektedir.aslında bir nevi diriliş demek.yeniden dirilmek, varolmak anlamına gelmektedir.kıyamet koptuğu an tüm insanoğlunun dirilmesi bu kavramı çağrıştırır.kıyamet ,diriliş ve yeniden var olma anlamını ihtiva ettiğinden dolayı bir yok oluş değildir.bilindiği üzere kıyamet dünyanın sonudur ,ancak yineleme felsefesinin var olduğu bu kavram dünyadaki pek çok değişimin bir yenilemeyi getirdiğini unutulmamalı.felaketler , olağanüstü olaylar, ve benzeri bunları çağrıştırır.bu olayların doğanın kendini yenilemesiyle ilgili olduğunu ve kıyametin gizemliliğinin devam ettiğini bilmekte fayda var.ne olursa olsun sonu bekleyen bir yapıda olduğumuzu kabullenmekteyiz.kıyamet denince yok oluş gibi gelir kulağa.gerçek anlamıyla düşünmeyi tercih etmeden ,kabulettiğimiz değerlerimizle anlarız herşeyi.kıyamet nedir diye dediklerinde gerçek anlamı ayağa kalk , mecazi anlamda diriliş, genelde anladığımız yok oluştur..

linux

linux , unix’e teknik anlamda atıfta bulunarak geliştirilmiş; açık kaynak kodlu, özgür ve ücretsiz bir işletim sistemi çekirdeğidir.

(bkz: unix)

karanlık

bazen bildiğimiz rengi, bazen de bilmediğimiz anları hatırlatır.bilip de hatırladığımız anlar vardır ya bir de bilmeden yaşadığımız anlar, işte o anlar korkunç acı verir.çağımızın gerçeği deyimin gereği demek yerinde olur.her gizemli, örtülü kapaklı olayların altında karanlıklar vardır.zordur karanlık olayları atlatmak, işte mühim olan budur.bu gün karanlık bir ortamdayız.bunun üstesinden gelmek karanlığı anlamaktan geçer , formülleri görmeden problemleri çözmenin mümkün olmadığı gibi.ilk önce yaşadığımız toplumda neyin iyi neyin kötü gittiği sorgulanması gerekir ki karanlığı görmeden müdahale edelim.bir gün varız bir gün yokuz, ancak biz bir çok amaç için varız.o zaman amaçlarımızı bir bir sıralayalım ki anlayalım neden var olduğumuzu.bilelim ki o zaman biz varız.anlaşılması zor olan konu karanlık var ya işte o dönem gelmek üzere.yapılabilecekler yapılamayacaklar dan fazla olmasına rağmen bir şey yapılamaması insan oğlunun acizliğidir.

mustafa kemal atatürk

en iyi oyun müzikleri

milliyetçi eşcinsel

bir gelişme var diyebildiğim başlık, nihayet özgürce konuşabiliyoruz, yoksa milliyetçiler patlarlardı, ama bir de yanlış anlaşılan bir konu var milliyetçi denince sanki düşman belleniyor ,ondan korkarım yoksa demokrasi olsun var olsun..

sen kaç yaşındasın abi 35 40 sene evvel seni kim tanıyordu

çiçero

yakın tarihimizin önemli yılları, bir tarihi anlatma çabası , zor olsa da tarih kaybetmez kaybettirir sözünün bir gerçeğidir, yaşadıklarımızın hayallerimizin önüne çıkamadığının bir hikayesi , sesinizi duyurmak istediğiniz zamanlarda birilerinin bir şeyler yap deme edası, ama şu an bu filmi eleştirmek değil sadece tarihi araştırmak gerektiğine inanmamı sağlayan yapıttır, tarihe ilk defa bu kadar ön yargısız yaklaştığım andır, nedeni ise bize ilk okuldan beri yanlış öğretilen şeyler, o kadar derine inmeden tarihi araştırmanın ne kadar gerekli olduğunun kanıtıdır. nedeni ise bize zaten yakın tarih hiç bir zaman öğretilmedi..