hoşlanılan erkeğin ter kokusu
aşıksam sorun olmaz, sadece hoşlanıyorsam rahatsız edici olabilir. aslında ter kokusu bazen çok sexi olabiliyor, ama buram buram kokmadığı sürece. eğer cidden buram buram kokuyorsa söylerim çünkü ben rahatsız olmasam başkaları olacak. yalnız bir ayak kokusu değildir ter kokusu.
bugün eve yalnız dönmek istiyorum
""eğer ben plüton olsaydım ve biri gelip bana "hey, sen artık bir gezegen değilsin" deseydi gerçekten fena sinir olurdum, cidden."
engelli bir eşcinsel olarak başucu filmim. moralim bozuldukça izliyorum. filmin gerçek olamayacak kadar güzel yönleri var, ama kötü olaylar aynen yansıtılmış. benim de ailemle ilişkilerim leo'nunki ile aynıydı lisedeyken. sanırım ilk 12. sınıfta izledim ve düşündüğüm ilk şey "bizim lisede niye böyle şeyler olamıyor?" idi. o sıralarda brezilyalı erkek hayranlığım da vardı zaten bayağı. evet filmin dram sahneleri var ama bana fazla dramatik gelmediler, sanırım daha dramatiklerini yaşadığım için.
benim fabio kadar kötü olmayan fabio larım, gio kadar yakın olmayan giovanna larım vardı ama gabriel bir türlü gelmedi. sonra da okul bitti zaten. sanırım izlediğim ilk ve tek eşcinsel filmi bu. oyüzden hep özel kalacak benim için. kimliğimi tanımlayan tek film.
başka varsa bir mesaj uzağınızdayım. ayrıca artık daha sık belle and sebastian dinliyorum.
son olarak; bul beni gabriel, halen çok geç değil. <3
selam, chat için bir başlık çok hoş
koli
yalnızlıktan öldüğüm bir dönemde bir arkadaşım bana "ayhhh bu ara koli yoğunluğum var" demişti. o sayede öğrenmiştim kolinin ne olduğunu. sonra bu duruma sinir oldum ve birkaç tane koli (kutu) bulup aralarına oturdum ve fotoğraf çekindim. arkadaşıma yolladım ve altına "ayhhh bu aralar benim de koli yoğunluğum var" yazdım. garip bir emoji yollamıştı cevap olarak şu an hatırlamıyorum. pişman değilim tabiki. çok eğlenmiştim ehehehe :d
gay ve lezbiyen evliliği
çok mantıklı aslında, lise zamanlarımda hep ileride böyle bir şey yapmayı hayal etmiştim. bu fikri benimseyen çok tatlı lezbien arkadaşlarım da vardı. ama sonra yapabildiğim kadar bekar gezmeye karar verdim. çünkü evlilik eşitliği olan bir yerde sevdiğim erkekle evlenme fikri daha cazip geliyor.
en yakın arkadaşın sevgilini elinden alırsa
bir süre kendime gelemezdim herhalde çünkü böyle durumları çok takarım kafama. kendimi suçlayabilirdim bir süre suçum olmamasına rağmen. eğer bir sevgilim varsa onu elimde tutmak gibi bir derdim olmamalı çünkü. bunun için özel bir şeyler yapamam. neyse, şu anda gay bir yakın arkadaşa sahip olmadığım, ayrıca sevgili olabileceğim birinin de yakınlar da olmaması sonucu düşünmemin gereksiz olduğu durum.
yer var mı sorunsundan önce evli misin diye soran gay
benim bu. çakallık olsun diye yapmıyorum, evli biriyle beraber olmak istemediğim için özellikle 30 yaş üstü insanlara sorduğğum ilk soru bu oluyor. yer sorunu bir şekilde hallolur otel pansiyon filan. sırf yeri yok diye biriyle görüşmekten vazgeçecek değilim.
growlr
gerçekten bu uygulamada bayağı bir anım birikmiş, biraz anlatayım.
uygulamayı bir arkadaşım sayesinde keşfettim. "bear lar filan varmış tam sana göre" dedi, bear olmadığımı ve uygulamada beğenilmeyeceğimi söyledim ama uygulama bear severlere de açıkmış. aslında ilk günlerde hiç mesaj gelmiyordu, ama tatil günlerinde insanların çok daha aktif olduğunu farkettim bu uygulamada.
bear olmamama rağmen birini bulmam sadece birkaç gün sürdü. romeo ve hornete göre daha seviyeli olduğunu düşünüyorum bu uygulamanın. ama yine de evli erkek yüzsüzlüğüyle burada da karşılaştım.
ben: "üzgünüm evli insanlarla ilgilenmiyorum, size iyi şanslar"
evli bey: "bak ben sana evli olduğumu söylemeyebilirdim de, enazından dürüstüm, buyüzden bence bu şansı kaçırma."
şans diyor ya, ona göre onunla tanışmam benim için çok büyük bir şansmış. :d
ailemin yaşadığı şehre geldikten sonra uygulamayı tekrar açtım yaz aşkı bulmak amacıyla. bir tane daddy ile tanıştım yabancı bir daddy. aslında her şey iyi gibiydi ama bana sonra "sen çok yakışıklısın bence kendini pasif olarak harcama kalçalarını kullanmalarına izin verme" gibisinden saçma sapan bir şey yazdı ve sonra benimle bareback yapmak istediğini söyledi. adam bana aşırı yakın oturuyordu ve bu beni derin bir dehşet içerisinde bıraktı. uygulamayı sildim. kurmak istiyorum tekrar çünkü yeni insanlarla tanışmak "woof" mesajları almak hoşuma gidiyor, ama o adam halen burda ve üniversite şehrime gitmeyi beklemek zorundayım.
kısacası enazından hornetle kıyaslandığında hoş bir uygulama, ama yine de yaşadığımız ülke gerçeklerini unutmamak gerekiyor.
ilk eşcinsel deneyim
lise 3 teyken heterosexuel bir çocuğa aşık olmuştum. aynı sınıftaydık ve o bir kızdan hoşlanıyordu. yakın arkadaşı statüsündeydim, klasik işte. sonra lise bitti, farklı üniversite ve şehirlerdeydik, birbirimizle hiç görüşmüyorduk. aradan 4 sene geçmesine rağmen onu unutamamıştım ve adeta kalbim yanıyordu. chat uygulamalarından haberdardım ama tehlikeli olduğunu düşünüyordum ve çok çekiniyordum. sonra lezbien bir arkadaşımla telefonda konuşurken bana chat uygulamasından bulduğu ve seviştiği birini, bunun ne kadar hoş bir şey olduğunu filan anlattı, dikkatli olmak ve her önüme gelenle buluşmamak kaydıyla uygulamaları kullanmamın o kadar da tehlikeli olmayacağını söyledi. benim de aklıma yattı açıkçası, farklı tenlerin bana platoniğimi unutturacağını düşünüyordum, daha doğrusu öyle olmasını istiyordum. sonuçta intihar ve zararlı alışkanlıklar dışında her şeyi deneyebilirdim.
bir chat uygulaması indirdim. 2 ay filan durdu öyle, bir türlü bulamadım uygun kişiyi. biriyle buluştum ama ısınamadım, hatta öpüştük ama en ufak bir şey hissedemedim. sonra buldum, güvenebileceğim birini buldum. kısa süreli arıyordu ve bu benim için iyi bir şeydi. henüz cinsel deneyimim olmamıştı, belki de bunu sevmeyecektim. oyüzden ilk deneyimimi kısa süreli isteyen biriyle yaşamam daha iyiydi. zaten amaç çocuğu unutmak değil miydi aslında? her neyse. buluştuk ve kahve içtik ilk olarak. biraz agresif tavırları beni tedirgin etti, sakin biri olması iyi olurdu. ama bana hep iyi davrandı. birini öpmek, onun vücuduna dokunmak, çıplak olarak birine temas etmek gerçekten çok hoştu. işin ön sevişme sonrası kısmından ilk olduğu için pek bir şey anlamadım, hatta bitse de gitsek modunda takıldım bir süre. bir yandan da "oha şu an resmen sevişiyorum" filan diye düşünüyordum. sex yaptıktan sonra biraz sohbet edip ayrıldık, çabuk bittiğini düşündüm ayrılırken.
peki çocuk? onu unutamadım. farklı tenler unutturmuyormuş. ama sonra kendiliğinden bitti. sex yapmak ne çok mükemmel ne çok kötü, yine de öyle "yapmazsam çıldırırım" gibi bir şey yok her ne kadar bir ihtiyaç olsa da. tabi sevdiğin aşık olduğun insanla başka oluyordur, bilmiyorum henüz.
yunanistan
100 yıla yakın bir süre önce bazı büyük dede ve ninelerimin terk ederek türkiye'ye yerleştiği ülke. orada bazı bölgeler dışında hiç türk kalmadığını zannediyordum ama geçen hafta yunanistan'da yaşayan akrabalarım olduğunu öğrendim. yani 100 yıl sonra halen akraba olduğumuzdan emin değilim açıkçası. bu konu benim aklımı karıştırdı çünkü bahsedilen akrabalar türklerin tamamen göç ettiği bir yerde yaşıyor. buyüzden yunan olduklarını düşünüyorum yalnız bizim aile geçmişine bakıldığında yunan ismine sahip tek biri bile yok. bu durumda ya onlar asimile olup yunanlaştılar ya da biz asimile olup türkleştik. bu gerçekleri her şey yolunda gider ve iletişim kurma planları başarılı olursa öğreneceğim.
bir de müziklerini çok sevdiğim ülke. türk müziklerine çok benziyor ama dilleri bizimkinden daha melodik. yunanca öğrenmeyi çok istiyorum ama dünya çapında sadece 20 milyon kadar olmaları beni tereddüte düşürüyor.
facebookta çok fazla yunan milliyetçisiyle karşılaşıyorum bu ara. türklerden nefret ediyorlar ve türk milliyetçileriyle kavgaya tutuşuyorlar. tabi çoğu türk milliyetçisi ingilizce bilmediği için derin konulara girilemiyor. neyse, her iki milliyetçi tarafın ve kavganın da benden uzak olmasını diliyorum, yeni çatışmalar yaratmaya gerek yok artık. zaten yeterince sorunla uğraşıyoruz.
eşcinsellere sorulan sorular
hayatımda eşcinsel olarak açıldığım insanların biri hariç hepsi kadındı. sanırım lise 3 teyken bir erkek arkadaşıma söylemiştim çünkü çocuk gayet açık fikirli birine benziyordu. önce hormonlarımdan dolayı böyle olabileceğimi söyledi sonra da aktif mi yoksa pasif mi olduğumu sordu. o çocuğun hetero olduğuna emindim ve hetero birinden bu soruyu duymak o anda biraz abes kaçmıştı. ben ona içimi döküp duygularımdan bahsederken ve hafiften ağlarken o bana "aktif misin pasif mi diye sordu ve bence duygusal bir an yaşayan bir insana sorulabilecek en saçma sorulardan biri. neyseki sonra psikolog sayesinde cinsel yönelimimi kabullendim, gay insanlarla tanıştım ve çok yakın olmadığı sürece heterolara anlatma gereği duymuyorum.
ayı sözlük itiraf
hayatımda sanırım sadece birkaç kez sex yaptım ve bunlardan biri kondomsuzdu. onu neden yaptığımı bilmiyorum, sarhoş filan değildim. sonra pozitif yaşam derneğini arayıp ilişkiden ne kadar sonra test yaptırmam gerektiğini öğrendim, yaptırdım ve herhangi bir cinsel hastalık veya sorun çıkmadı. sanırım hayatımdaki en en en büyük hata bu idi ve itiraf değeri taşıdığına inanıyorum.
tam eski hetero platoniğimi unuttum derken internetten tanıştığım 50 li yaşlarında alman bir adama karşı duygusal ilgi duymaya başladım. ama bu da imkansız görünüyor çünkü ben henüz 20 lerimin başındayım. daha önce yaşlı birileriyle tek gecelik ilişki yaşadım ama duygular girince durum çok farklılaşıyor. ben yaşlı biriyle duygusal ilişki kurma taraftarı değilim çünkü bu iki tarafı da üzer, ama şu an basbayağı hoşlanıyorum. benim seçimim değil biliyorum ama ne olacak onu bilmiyorum. ilkinde hiç çekici gelmemişti ve onu sadece almancamı geliştirmek için bir araç olarak görüyordum ama şu an bilemiyorum sözlük. mesajlarıma cevap vermediğinde deliriyorum, tipik kıskançlık triplerine giriyorum ama hiç belli etmiyorum. çünkü her gün konuşmamıza rağmen aramızda hiçbir şey yok. bir kere bile sexten konuşmadık, o benden hoşlanıyor ama bundan hiç bahsetmedik. ayrıca ekonomik kriz var onu görebilecek miyim bilmiyorum. bir kere olsun elini tutabilmek istiyorum. eğer görüşemezsek duygularımı asla tanımlayamam ve bu şekilde acı çekmeye devam ederim. belki de görüştüğümüzde hayal kırıklığına uğrayacak ve hislerimin sahte olduğunu anlayacağım. kafam çok karışık bu konuda.
genç eşcinsellere tavsiyeler
ben genç bir eşcinsel olarak akranlarıma tek bir tavsiye vereceğim çünkü en çok dikkatimi çeken konu bu. lütfen aynı fabrikadan çıkmış gibi davranmayın. konuşma tarzlarınız bile birbirine çok benziyor, vurgular, kelime kullanımları... ve bunu yaparken içten yapmadığınız çok belli. orjinal olmak kimseye bir şey kaybettirmez.
tek gecelik ilişki
sadece birkaç kez deneyimlediğim ilişki türü. neredeyse çoğu eşcinsel bireyin yaşam tarzı. hatta tek gecelik ilişkiye karşı çıkan insanlar ayıplanıyor anladığım kadarıyla.
aslında bu benim için de hoş bir durumdu. çünkü farklı insanlar yeni deneyimler... güzel şeyler bunlar.
ama bir süre sonra kendimi değersiz hissetmeye başladım. çünkü karşıdaki insan için sex hariç hiçbir anlam ifade etmiyorum, sohbet etsek bile buluşma amacımız belli ve karşıdaki bunu her türlü belli ediyor. şimdilik bunu yapmayı bıraktım, ileriki aylarda yine çok fazla olmamakla beraber bu ilişki türünü deneyimlemeyi planlasam da sanırım hiçbir zaman her gece başka biriyle sevişebilen bir gay olmayacağım.
parol
gerçekten de hafif ağrılarda etkisiz kalan bir ilaç, bir de benim ayı sözlük'teki kullanıcı ismim. ama bu adı seçmemin hiçbir sebebi veya özel bir hikayesi yok, sadece dün kullandığım bir ilaç olduğu için birden bire yazdım ismini. ama kendisiyle aram iyidir.
hoşbulduk dark bear ve
askk
engelli eşcinsel
içinde bulunduğum kategori, ya da her ne ise. aslında engelli bir eşcinsel olmak kötü bir durum değil. yani durumun kendisi sorunlu değil. ama türkiyede doğmak + engelli bir eşcinsel olmak gerçekten büyük bir sorun. lgbt camiası tarafından engelli olduğunuz için, engelli camiası tarafından da açıkça bilmeseler bile kendilerinden farklı olduğunuzun anlaşılması üzerine ötekileştiriliyorsunuz ve gerisi sonsuzmuş gibi gelen bir yalnızlık hissi. ama lgbt camiası tarafından daha çok ötekileştiriliyorum. buyüzden türkiyedeki hiçbir lgbt hareketinin samimiyetine inanmıyorum-inanmayacağım. ayrıca yabancıların yani batılıların oluşturduğu çok güzel dayanışma grupları var engelli eşcinseller olarak. biz daha türkiye'de birbirimizden haberdar olamıyoruz insanlar buluşma günleri filan düzenlerken.
ilkokul arkadaşına hornette rastlamak
sanırım bir akraba veya komşuya rastlamaktan daha kötü olmayan durum. ama yine de şaşırtma değeri bayağı yüksek.
sugar daddy
bu terimle ilk growler da karşılaştım. aslında ilk olarak tonton oldukları için sugar denildiğini düşündüm ama anlamını öğrendiğimde gerçekten şaşırdım. daddy sevmeme rağmen biriyle sırf sugar olduğu için birlikte olmak veya parasını harcamak hoş gelmiyor. yine de bunu yapan insanları garip karşılamıyorum çünkü sugar daddy denilen kişiler durumdan rahatsızmış gibi gözükmüyor ve bu zorla yapılan bir şey değil.
hornet
sanırım son zamanlarda evli adamlarla dolmuş olan uygulama. bulunduğum şehirde başka dating uygulaması çalışmadığı için bunu kullanayım dedim. sanırım 1 veya 2 tane bekar yazdı ve bana göre olmadıkları için görüşmedim. görüştüğüm biri oldu ama hayatımdaki zaten çok fazla olmayan sex tecrübelerimden en kötüsünü yaşadım. sonra da uygulamayı sildim. ordan güvenilir fuckbuddy bulmak gibi bir hayalin ne kadar da fantastik ollduğunu anladım. bir de eğer bir sevgilim olursa sevgili olduğumuz süre içinde adını bile anmasına izin vermeyeceğim uygulama. bilinçsiz insanlarla dolu olduğu için cinsel yolla bulaşan hastalık kapmak için birebir.
heteroseksüel erkeklerin gaylerden çok daha yakışıklı ve cezbedici olması
gerçekten bana da çoğu zaman böyle geliyor. ama ben yinede bunun bir yanılgı olduğunu düşünüyorum. heterolar hep bizim etrafımızdalar, öyle olmasa bile muhafazakar bir toplumda yaşadığımız için kimin ne olduğunu tam olarak bilemiyoruz. yani gördüğünüz yakışıklı bir heterosexuel aslında hetero mu anlamak zor.