başrollerinde jake gyllenhaal ve toni collette 'in oynadığı yeni netflix special'ı korku/komedi karışımı film. ben sevdim bayağı lakin herkes sevmez diye düşünüyorum.
bir de fragmanı bayağı spoiler'lı olmuş, merak edenler falan varsa fragmanı izlemeden direkt girmeleri daha hayırlı olacak sanırım.
kaçırdığım comeback'lere dönüyorum da soljinin gruba tekrar geri gelmesi duygulandırdı beni. exıd'in dağılma aşamasında olması da ayrı üzüyor. farklılardı, eğlencelilerdi, salakça görünmekten çekinmiyorlardı. ve beni kendine çeken ilk kpop grubuydu.
şarkı muhteşem yine. o birden giren house verse'i her dinleyişte deli ediyor beni. tekrar tekrar dinliyorum.
bioware'in make it or break it'i olacak oyundur. özellikle mass effect andromeda fiyaskosundan sonra bu oyun onların geleceği için bayağı önemli. bir de klasik bioware rpg'si olmayacak. yani derin npc'ler, romance seçenekleri, yan görevler vs yerine artık iyice çığrından çıkan çok oyunculu modlar ön planda. bu da biraz endişelendiriyor açıkçası.
oh, the harder ı swim, the faster ı sink the harder ı swim, the faster ı sink the harder ı swim, the faster ı sink the harder ı swim, the faster ı sink the harder ı swim, the faster ı sink the harder ı swim, the faster ı sink the harder ı swim, the faster ı sink the harder ı swim, the faster ı sink
anadolunun ne derece köhne ve korkutucu olduğunu az çok tahmin ediyordum da bu ailenin hikayesinin en korkunç tarafı polisin/yargının basiretsizliği kanımca. vücudunda cinsel istismara ait deliller bulunan bir çocuğu bir şey olmamış gibi defalarca aynı insanlara vermek, adam akıllı soruşturma yönetememek falan, tesadüfen yaşıyoruz.
sanırım en sevdiğim popstar ve durun, eksilemeden önce niye bir anlatayım.
evet müzik olarak gaga, madonna vs ondan çok daha iyiler. evet şarkı yazabiliyor katy ama böyle 50 yaşındaki bir baba tarzında mizah anlayışı var. saçını da beğenmeyebilirsiniz ama ben pixie cut'ı kendisine çok yakıştırıyorum.
neyse niye seviyorsun dersen, son albümü witness'in promosyonu için witness live diye bir youtube special'ı vardı hatırlayan çıkar elbette. katy burada bir hafta sonunu (yani 72 saati) aralıksız youtube live'dan paylaştı. katy'i uyurken, kahvaltıda, birbirinden ünlü arkadaşlarıyla yemek yerken, rupaulla konuşurken izledik. benim için fantastik bir deneyimdi, hani black mirror episode'ları olur ya ondaymışım gibi hissettim kendimi.
işte hiç unutmuyorum ikinci günün (yani cumartesi) sabahında terapistiyle olan haftalık görüşmesi de paylaşıldı tabii. burada kilisede şarkı söylediği ve ilk başta kate hudson mahlası ile bir hristiyan pop albümü çıkardığı, daha sonra katy perry'nin patladığını, bu yüzden ailesiyle arasının muazzam açıldığını, daha sonra bir süperstar olduğunda barıştıklarını ama hala daha yeni ve olmak istediği sol görüşlü aktivist ile ailesini kızı imajları arasında nasıl arada kaldığını falan söyledi ve ağlamaya başladı. orada fanı oldum ben. arada kalan ve mükemmel olmayıp ona ulaşmaya çalışan defolu insanlar her zaman kendisine çeker beni o yüzden belki de
memleket olduğu için her yaz istemeye istemeye de olsa gittiğim şehir. güzel aslında, ama ben travmatik anılarla ilişkilendirdiğim için biraz kırgınım kendisine.
ama yazın gidilmez kesinlikle. ya nisan - mayıs ya da ekim - kasım'da gidilip gezilmeli.
geçen hafta aramıştım bayağı, karşılık gelmedi hiç. bugün birden damdan düşen gibi bulunca da ben reddettim. önemli olan zamanında bulmak / kendini buldurmak.
biraz düzensiz olsa da sevdiğim ve gereksiz derecede kötü eleştiri topladığını düşündüğüm lg albümü. fashion, donatella gibi orta karar şarkılar var ama aynı zamanda kariyerinin en iyisi denilebilecek şarkılar da var.
stand alone olması sanırım franchise'ın hayrına olmuş. bölüm etkileyici teknoloji açısından ama çoğu seçeneğin aslında seçenek olmaması ve tekrar hikayeyi istenildiği gibi ilerletecek olan plota zorlanmak hoş değildi.
birden farklı son olayı da biraz basitti ikisi haricinde sanki. yani asıl sona (trenli son diyeyim) doğru tekrar zorluyor yine sizi dizi. onu elde etmeden jenerik başlamıyor ya da alışıldığı üzere ana sayfaya atmıyor netflix sizi. bu da bence izleyiciye; bölümün ana karakteri gibi kontrolün ellerinde olmadığını göstermek olabilir ama neyse ne, hayal kırıklığı yaratıyor.
diğer farklı son ise tamamen "wtf" olan netflix sonuydu. bayağı eğlendim açıkçası onu deneyimlerken. sezon 5'i beklemeye devam yine de.
ya bu uygulamada takipçi kasanlar sadece bana mı itici geliyor? bu ihtiyaç nereden doğuyor yani anlamıyorum cidden? çok beğensem bile yazasım veya cevap veresim gelmiyor ama bir yandan da sayıları giderek artıyor bu arkadaşların. yakında herkes bir takipçi bağımlısına dönüşecek diye korkmuyor da değilim.
en son profilime takipçi kasanlar yazmasın yazdım ama zaten onlar anladığım kadarıyla kendilerine yazılmasını bekliyor çoğunlukla jdfskl
bide uzun zamandır girmediğim için web horneti özlediğimi farkettim. telefondan yazmak zor oluyor.
kilonun tamamen kisinin oz iradesinde oldugunu anladigindan beri bu konuda merhametli olamayan insanlara not düşmek istiyorum :)
şubat'tan beri kilo vermeye çalışıyorum fakat metabolizmamdaki dengesizlikler ve kan değerlerimdeki sorunlar yüzünden veremiyorum. merak etmeyi midemi de kandırmayı denedim.deneyimlemediğiniz bir durum için en azından bunu yaşayanlar karşısında ahkam kesmeyin :)
dün benim için bittin dediğimde umursamayıp asıl sen benim için bittin çok da fifi diyen adam bugün her mecradan özür dilerim çocukluk ettim diye mesaj atıyor. önce whatsapp dan sonra telegramdan ve sırasıyla instagramdan ve facebookdan aynı mesajları alıp engellendikten sonra dün yeni açtığım hornet profilinden aynı zırvaları yazmaya devam etti. normalde hiç cool olmayı beceremeyip mutlaka cevap verirdim şimdi hiçbir yazdığına cevap vermedim.
zaten aldatıldığımdan çok adamın pişkin tavırlarına bozulmuştum. en azından şimdi egom biraz tatmin oldu. tişikkirler :p
şimdi biraz demet akalın dinleme zamanı jdfskl
kilonun tamamen kisinin oz iradesinde oldugunu anladigindan beri bu konuda merhametli olamayan dangalaklara bir soru sormak lazım
senin merhametine ihtiyacı olan kim?
minnacık beyninle oluşturduğun önermeden bilim adamlarının haberi var mı?
bakın bunun eşcinsellik tercihtir diyenlerden hiçbir farkı yok. tercih se de sana ne gerizekalı dediğimiz adamlara söz konusu kilo olunca da sessiz kalmamalıyız yoksa bu dangalaklar haddini aşmaya çok meyilli ve ben haddini aşmanın kişinin tamamen öz iradesinde olduğunu anladığımdan beri merhamet gösteremiyorum bu iq mahrumlarına. uzun bir cümle oldu ya iq nuzun yettiği parçalara bölüp parça parça sindirebilirsiniz.
sen o kadar uğraş et kursa kaydet paşam haftada bir gün yedi saatlik kursa çok uzun, sıkılırım, girmek istemiyorum diyor. bir vasıf kazanması için ne yaparız ne ederiz diye düşünüyorum ama bu çabamdan ötürü de beni kötü bilsin istemiyorum.
en sevmediğim "onun iyiliği için ona karşı" ebeveyn hatasının içine girmek rahatsız etti beni.
sonra tabi pişman oldum. aldım karşıma
'ben seni düşünüyorum' adı altında sana istemediğin bir şey yaptırmaya hakkım yok ama madem istemiyorsun neden uğraştırıyorsun beni?
hem hiçbir şey kolay olmuyor armut piş ağzıma düş yok öyle bir dünya. daha hiç gidip görmeden sıkılırım diye bırakır mı insan?
gitmeyeceğim diyorsan gitme tabi. kendine bir şeyler katmayı ancak sen istersen mümkün olur, bunu istediğin zaman ben sana destek olurum sadece, bundan ötesi zorbalık yapamam
herkes dilediğini yazmakta özgür ortada bir hakaret olmadıkça. parti bazında da bir entry yok en azından kendi adıma bunu belirtebilirim. üzerine alınıp neresinden tutmak istersen tut. yeri gelmişken bende senin seks hikayelerini görmekten haz etmiyorum. okumadan geçiyorum sende öyle yap.
lgbt'nin b'si. gay kültürünün içindeler yani. biz nasıl seksbağımlısıdelikçierkekler isek heteroseksüel düzenin gözünde; onlar da delikfarketmezdiyenabazalar. bir de kendi içimizde saçma salak ön yargılarla daha fazla marjinalleştirmek yerine farklılığı kucaklasak. o tiksindiğimiz nefret söylemlerini, genellemeleri biz kullanmasak. savaş falan da olmasa ve pizza yiyince kilo versem. dünya daha güzel bir yer olur.
zedd'le yaptığı yeni single'i 365 bugün itibariyle çıkmıştır. klibi bayağıı bayağı black mirror tadında, bol a.ı.'lı, alttan alta melankolili güzel bir video olmuş, bu yalnız şubat gecesinde beni hüzünlendirip sonra da buruk gülümsetmiştir.
lgbt'nin b'si. gay kültürünün içindeler yani. biz nasıl seksbağımlısıdelikçierkekler isek heteroseksüel düzenin gözünde; onlar da delikfarketmezdiyenabazalar. bir de kendi içimizde saçma salak ön yargılarla daha fazla marjinalleştirmek yerine farklılığı kucaklasak. o tiksindiğimiz nefret söylemlerini, genellemeleri biz kullanmasak. savaş falan da olmasa ve pizza yiyince kilo versem. dünya daha güzel bir yer olur.
biseksüelleri her fırsatta aşağılayıp genellemeler yapmaktan çekinmeyen ama kendisi hakkında yapılan aynı davranışlara nevrotik bir şekilde cevap veren kullanıcı. hayat güzel gemiler falan.
yani hakkını vereyim şimdi yurt dışına çıkmışlar onu anlattı da bir saat telefonda bundan bahsedilmez. o arada dergi okudum, çay içtim, çamaşır topladım ama hala biz teksas'ta şuna gittik, vizemi böyle aldım, teyzesiyle yemeğe gittik diyordu ki başım dönmüş, yığılmışım kanepeye.
bu kadar öküz olmayın lan. asıldığım belli, hani kovalasın diye yapıyorsan ben üşengeç adamım anasını satayım. uyurum daha iyi.
şu birşeye reaksiyon verme videoları akımı sinir bozuyor artık. umurumda değil lan, salağın tekinin ağzının açık kalmasına bir şarkının, ya da fragmanlara tepki vermek falan.
zedd'le yaptığı yeni single'i 365 bugün itibariyle çıkmıştır. klibi bayağıı bayağı black mirror tadında, bol a.ı.'lı, alttan alta melankolili güzel bir video olmuş, bu yalnız şubat gecesinde beni hüzünlendirip sonra da buruk gülümsetmiştir.