mac, trump towers, sportium gibi geylerin çok yoğun olduğu yerlere gidiyorsanız kesinlikle yapılabilecek bir eylemdir.

dün yaşadığım bir konu sonrasında bir kez daha hakkımı helal ettiğim, verdiğim tüm kuruşları hakkettiğini düşündüğüm gsm operatörüdür.

efendim, internet sitelerinde cihaz kampanyalarını incelerken gördüm ki tüm cihazlarda 1 yaşını doldurmuş abonelik gibi bir şartları varken, turkcell maxi plus 5 için böyle bir ibare koymamışlar, ben de aradım müşteri temsilcilerini dedim böyle böyle bir şey gördüm doğru mu diye, evet doğrudur dedi, 1 yılı doldurmamış da olsanız faturanıza ek ücretle alabilirsiniz, tamam dedim kapattım telefonu. sonra ben bir kıllandım gibi ama bir gideyim şu turkcell iletişim merkezine dedim, gittim, teknoloji uzmanı kızımız yok dedi, oniki ayını doldurmamış abonelerimiz için sadece kredi kartı kurgusuyla verebiliyoruz vs. ben de dedim bu ne biçim durum müşteri temsilciniz böyle diyor siz böyle diyorsunuz ben bunu şikayet ederim dedim.

sonra tekrar aradım müşteri hizmetlerini, çıkan başka bir temsilci kızımıza aynı soruyu sordum, böyle bir durum var doğru mu, bir yılımı doldurmadan tarifeme ek fiyatla alabilir miyim dedim, sonra dedi kız sizi çok kısa bir süre bekleteceğim, kriterlerinizi kontrol edeceğim (o arada web sitelerini açıp şöyle bir baktı sanırım, böyle bir şart yok), evet dedi alabilirsiniz, ya dedim siz böyle diyorsunuz ama ben turkcell iletişim merkezine gittim, yok böyle birşey dediler. sonra kız yok olmaması lazım falan dedi, sonra ben sizi kısa bir süre daha hatta bekletebilir miyim dedi, sonra geri geldi, fatih bey size yanlış bir bilgi aktardım kusura bakmayın, oniki ayını doldurmayan abonelerimiz ne yazık ki yararlanamıyorlar dedi. ben tabi hemen çemkirdim, ben sizin yüzünüzden rezil oldum da, bilmem ne diye, web sitenizde böyle yazmıyor ayrıca, siz müşteri temsilcisi olarak görüştüğüm ikinci kişisiniz ve ben böyle bir durum yaşadığımı söylemesem yine beni gönderecektiniz dedim iletişim merkezine. ben çemkirince kız isterseniz şikayet kaydınızı alalım, size geri dönüş yapsınlar dedi. tamam dedim, ertesi gün sabah mesaj geldi telefonuma tr chaser bey şikayetinizle ilgili incelememiz devam etmektedir diye.

akşamüstüne doğru çok karizmatik sesli bir oğlan aradı, turkcell çözüm merkezinden arıyorum diye, buyurun dedim, ben dedi ses kayıtlarınızı dinledim, ayrıca web sitesini de inceledim, siz haklısınız dedi, oh dedim içimden, öncelikle dedi, durumdan dolayı özür dilerim, bizim gözden kaçırdığımız bir hatamız dedi, ben şimdi sizin için özel bir teklif formu oluşturup turkcell maxi plus 5 telefonu tarifenize ek tutarla almanız için işlemleri başlattım, yalnız işlemler 24 saat içerisinde tamamlanıyor, yarın bu saatlerde gidip telefonunuzu alabilirsiniz dedi. ben de çok teşekkür ettiğimi söyledim. kendisi de oylama yapılacağını, çözüm merkezinin gelişimi için iyi puan vermemin önemli olduğunu, kendisinin yarın beni tekrar arayacağını söyledi.

ertesi gün hiç sorunsuz bir şekilde 70 günlük bir turkcell abonesi olarak gittim aldım telefonumu, bana alamazsınız diyen bayiden. mosmor oldu hepsi. benim de artık görmek istediğim şey onların mosmor olmasıydı, telefonu falan geçmiştim, neyse arkadaş da aradı, kendisine tekrar teşekkür ederim, oylamada da hepsine yıldızlı beş verdim.

bu sayede turkcell bana bu ay 273 lira fatura da göndermiş olsa, seviyorum kendisini, müşteri bağlılığı nasıl kazanılır, nasıl gerekince standart prosedürün dışında işlem yapılır, ex-gratia nedir diye bir ders vermiş oldu. çok mutluyum turkcell'de olduğum için

turkcell'den hayat paylaşınca güzel

gündüzleri straight akşamları gey kafe olan değişik bir yer, gündüzleri daha çok etraftaki ofis çalışanlarını vs. hedef alarak öğlen yemeğinde onları içeri çekmeye çalışan, akşamlarıysa yağlı kapı olan biz eşcinselleri çekmek için elinden geleni yapan. gidecek başka bir yer yoksa gitmekten keyif aldığım, önceki işletmecisi ulaş'a göre daha akıllı kişiler tarafından işletilen, starbucks vs. nin gey versiyonu hale gelmeye çalışan, ancak bunu yaparken eşcinselleri donuna kadar soymaya çalışan bir çayın 5 lira olduğu, gey vergisinin ne olduğunu barlardan sonra bize öğreten ilginç bir kafe.

türkiye'de hiç örneği var mı diye düşünürken aklıma bir tane örnek geldi, sadece bana mı öyle geldi bilmiyorum ama dimes'in bir reklamı var kesinlikle öyle bence:

dimes party time



yurtdışından elbet pek çok örnek var, çoğu da bildiğimiz örnekler, o yüzden onları arkadaşlara bırakıyorum.

pek çok örnek olabilir bu konuyla ilgili, günümüzde daha az olsa da özellikle 90'larda çok başarılı örnekleri vardır.

emel müftüoğlu - korkuyorum


ünlü - rüya


tuğba ekinci - boynuz


kargo - arabic fahişe


orhan atasoy - gemiler

(bkz: heteroseksizm)

insanların önce yaratıp sonra esiri oldukları, her cinsiyetin nasıl görüneceğini belirten kuralları ve takındıkları cinsiyet rollerini dürtüklemek amacıyla karşı cinsin varsayılan görünüm normlarını benimseyen insan. bir nevî sosyal protestodur.

ingilizcede cinsiyet bükücü anlamına gelir. edebiyattaki en ünlüsü orlando, pop müzikteki en ünlüsü ise herhalde 70'lerdeki david bowie olsa da, bu kavramın altını en iyi dolduran kişilerden biri herhalde, görünce aklınızdaki bütün cinsiyet kavramlarını tekrar gözden geçirdiğiniz, bulgar şarkıcı azistir.

yalnızca karşıcinsel ilişkinin doğru olduğunu öneren görüştür. heteroseksizme göre, eşcinsellik yoktur, yok sayılır, eğer kafasını kaldırırsa susturulur, eğer eşcinselse de yine tarafını seçmek zorundadır, kadın olan taraf mıdır erkek olan taraf mıdır? gey, lezbiyen ya da biseksüel olmak yoktur. düzen-düzülen üzerinden ilişkiyi örgütler, düzülen tarafsan kadın gibi olmalısın, sana yenge demeliler, düzen tarafsan sana enişte demeliler, düzülen taraf kadın gibi davranmalı, kadın gibi görünmeli, düzen taraf erkek gibi davranıp, erkek gibi görünmelidir.

heteroseksizm eşcinselleri yok sayar, kimsenin eşcinsel olduğunu aklından bile geçirmezsiniz, herkes ya kadın ya da erkektir ve herkes karşı cinsinden hoşlanır.

erkek cinsiyetinin aslında kadın cinsiyetinden ne kadar üstün olduğunun daha çocukken anlatılması. daha küçücük yaştan itibaren, erkek çocuğun çıplak fotoğrafları çekilir, amcalara çük göstertilir. erkek çocuk olunca sevinçten uçulur.

ama hiçbir kız bebeğin çıplak fotoğrafı yoktur, göster bakalım teyzelere kukunu denmez, kadın çocuk olunca annesi suçlanır.

işte bu şartlarda kadın-erkek eşitliğinden bahsetmek bu kadar zor oluyor, daha doğduğunuz andan itibaren kadınsanız 1-0 geriden başlarsınız.

amerika'nın en önemli cilt bakım markası, 1851 yılından beri cilt bakımıyla ilgili ne ararsanız yapan ve yaklaşık 1 yıldır da istanbul'da bağdat caddesinde mağazası olan inanılmaz bir marka. clinique, l'oreal vs. halt etmiştir yanında. ürünlerinin geliştirilmesi sırasında asla hayvanlar üzerinde test yapmayan, öyle albenili paketleri olmayan ama gerçekten çok kaliteli ürünleri bulunan bir marka. ekonomik krizler, buhranlar atlatmış, iki dünya savaşını geride bırakmış, günümüzdeki her markanın eline verebilecek kadar sağlam altyapısı olan inanılmaz bir şirket.

dükkana girdiğinizde beyaz gömlekli elemanların ikna kabiliyeti inanılmazdır yalnız, isterlerse donunuza kadar alabilirler, ancak insaflılar ki bir yerden sonra duruyorlar. ben daha çok duş jeli, el sabunu, şampuan vs. gibi ürünlerden alıyorum gittiğimde bir sürü de tester veriyorlar.

renk renk banyoda çok güzel durur, lush ve body shop'tan alınanların yanında en sevdiğim koku ve tarz hep kiehl's'dedir.

güzel ve lezzetli bir yemektir, üniversitede okurkenki zamanlarımda cemaat evinde kalan bir arkadaşımın yemeğe davet etmesi sonucunda yemiştim. çok ilginç bir deneyimdi benim için cemaat evi bu arada onu da anlatayım, ben açık bir eşcinseldim yine, beni evine davet eden arkadaşım da biliyor, herhalde evdeki arkadaşlarına bahsetti, onlar da çağırmışlar eve ben de erotik bir muhabbet diye düşündüm, yani 7 erkek evde, televizyon yok, napıcaz muhabbet edicez, laf lafı açınca konu sekse gelecek, ve ben grup seks yapacağız zannettim. ama tabii hiç sandığım gibi olmadı çok ılımlıydılar ancak konuyla ilgili yani günah vs. diyorlardı ama mesela bir ara para toplamışlardı aralarında beni tedavi ettirmek için kıyamam. hem üzülüyorum hem de yaptıkları şeyi çok önemsiyorlar, kıramıyorum da. ya ben tedavi olmayı düşünmüyorum böyle mutluyum demiştim.

istanbul'un değil, türkiye'nin tek underground kulübü, içeri girdiğinizden itibaren tüm sınırların silindiği, herkesin bir arada eğlendiği, hetero, gey, lezbiyen, transın kalmadığı, müziklerin olay, dj lerin inanılmaz yakışıklı (bkz: garen) olduğu balo sokakta karanlık bir yer. bir kere gidince, tekrar tekrar gitmek istersiniz, birini bulamazsını belki ama sevgilinizle giderseniz inanılmaz eğlenirsiniz.

eski türkücü, yeni chp milletvekili

gözlerinin içi sürekli parlayan, gülümseyen bir kadın, londra jazz festivali'ne türkiye'den şimdiye kadar çağrılan tek kişi, türkülerimizi jazz enstrümanlarıyla yorumlamıştır ki başka bir lezzetlidir.

canlı performansı da bir başkadır, bir seni seven sevmesini bilememiş türküsünü söyleyişi vardır, öyle acıklı bir uzun havayı söylerken bile içiniz huzur dolar. gülümsemesi hiçbirşeye değişilmez. bir önceki seçim döneminde dyp'nin propoganda reklamarının cem tv'de dönmesi sebebiyle kliplerinin cem tv de yayınlanmaması için basın açıklaması yapmış politik duruş açısından da sağlam bir kadın.

neden sugar cafe gibi pembe ekonominin çarkları haline gelmiş bir yerde yapıldığını anlayamadığım etkinliktir. yani sugar cafe diye bahsettiğimiz yerin karşılık düştüğü yer, cafe nero, starbucks gibi yerler. eşcinsellerin üzerinden para kazanabilmek için bir çayı 5 liraya satan, normal fiyatların üzerine bir de gey vergisi koyan bir mekan. rocinante gibi daha normal bir yer tercih edilebilirdi, ya da chaplin gibi. birileri eşcinselleri kazıklarken ceplerini dolduruyor biz de buna karşı bir duruş gösteremiyoruz. bu arada sugar cafe'ye transların alınmadığını da biliyorsunuz umarım son bir not olarak.

silivri'de bir işadamının villasında kapama olduğuna dair dedikodular dolaşan ve arkadaşlarıma bunu anlattığımda bir projede, posta kutuma nereden buldularsa küçük onur kartpostalı bulup atmalarına sebep olan şarkıcı.

aynı zamanda bir diğer dedikodu da bir zamanlar kavgalı olan mahsun kırmızıgül, özcan deniz, alişan üçlüsünün bu oğlanı paylaşamadıkları yüzünden kavgalı olduğu iddiasıdır.

ege üniversitesi, psikoloji bölümünde profesör, kaos gl'nin en büyük destekçilerinden, ilk homofobi karşıtı buluşmadan bu yana gelir, homofobiyi anlatır. çok neşeli cıvıl cıvıl bir kadındır, allah eline, diline, beline zeval vermesin.

dünyanın en büyük gey&lezbiyen festivallerinden, her yıl barcelona'da yapılır, sponsorları arasında her ne kadar artık popülerliğini yitirse de gaydar bulunmaktadır. matinee group tarafından organize edilmektedir. water park etkinliği çok güzeldir. arka arkaya falcon studios oyuncuları ve öncesinde de françois sagat'ı festivalin yüzü olarak seçen organizasyon. detaylı bilgi içinse http://www.circuitfestival.net derim, başka birşey demem.

keşke türkçe dil desteği olmasaydı dediğim, eski halini özlediğim site, bir de anne mesajında demez mi, türkçe desteğimizden sonra pek çok türk üyemiz oldu, bize gelen mesajlardan anladığımız nerde çokluk orda şenlik yazmazlar mı? bence anneye yanlış aktarmışlar, o atasözünün doğrusu nerde çokluk orda bokluk.