deltaphi

Durum: 89 - 0 - 0 - 0 - 22.11.2020 01:21

Puan: 1746 - Sözlük Kezbanı

5 yıl önce kayıt oldu. 9.Nesil Yazar.

Güzel şeyler çabuk biter.
  • /
  • 5

ayı sözlük günlük

merhaba günlük. biraz ayrı kaldık.
dün bir videoya denk geldim, daha doğrusu şarkı klibine. benjamin koll' dan 2 men kiss için çok tatlı ve birbirine aşık olduğu belli 2 insanın öpüşürken çekmişler. çok tatlı ve gerçekten sıcacık bir an olmuş aralarında ki ancak nedense ben gülümseyerek izlerken bir anda ağlamaya başladım. çok kıskandım günlük onların mutluluklarını. hiç başıma geleceğini zannetmiyorum. ben çok güçlü bir insandım günlük, yalnızlığımla başbaşa değil beraber idim. çok güçlü hissediyordum kendimi, böyle şeyler hissetmiyordum. bir insan geldi beni açtı ama dağıtarak gitti günlük. bana zarar mı verdi iyilik mi yaptı anlayamadım. anlayamıyorum. sadece ağlayabiliyorum...

----------------------------
...
böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar
bütün kara parçalarında
afrika dahil...

----------------------------

aşık olmak

bu sabah çift kişilik yatağımda tek başıma uyandığımda sağ tarafıma bakıp ben ne zaman aşık olacağım diye sordum. umutsuzluklarla güne başladım açıkçası.
aşık olmayı, bir insanı düşünüp onun benide düşündüğünü ve beni sevdiğini hissetmeyi istiyorum. göğsüne başımı koyup kalbini dinlerken yüzüne bakmayı, aklından neler geçtiğini düşünebilmeyi istiyorum. beraber uyanabileceğim bir insanın olmasını istiyorum. aşkı tatmayı istiyorum, çok mu?
------------------------------------
...
oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
iki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
sonrası iyilik güzellik.
------------------------------------

tanışmak

farklı birisi/leriyle tanışmaya, onlarla konuşup beraber ağlamaya o kadar çok ihtiyacım var ki. zorlanıyorum



'take me back to the start'

kalben

kalp hanım nasılsınız?
ah ne çok kırıksınız.
kim dedi her şey yoluna girecek diye?

sesine, fikirlerine, karakterine, yüzüne her şeyine aşık olduğum kadın. çok güçlü bir sesi ve duruşu var.
bu 3lü kolajı sürekli dinliyorum bir kaç gündür. hem klib hem de sözler beni benden alıyor. çok seviyorum kalben'i.

adam adamı sever belki, kadın kadını sever.
kadın adamı, adam kadını.
adamken kadın olup adamı, kadınken adam olup hiç kimseyi.
kadın ya da adam olmadan herkesi.
öyleyken böyle severiz belki.
5 kuruşum yokken, rimelim akmışken, en deli küfürleri savuruyorken, artık sesim çıkmıyorken, kislerimle yara izlerimle, bütün kusurlarımla, kalbim kırıkken beni sever belki, beni...

sözlük yazarlarının şu an düşündükleri

başkalarıyla sevişmek unutturur mu acaba

ayı sözlük itiraf

hala atlamadım yahu. lanet olsun ki çok ürkek bir kalbim var. kiminle konuşsam zaman ve başkalarından bahsediyorlar, beynim ne kadar unutmak, başka sevdalara yelken açmak istese de yapamıyorum, olmuyor. ne bir heyecanım kaldı ne de isteğim. nasıl atlatacağım bilmiyorum, eve kapadım kendimi tek başıma 20 milyonluk şehrin tam ortasında. delirmekten korkuyorum.
en kötüsü de bunları sadece benim yaşadığımı bilmem. küçücük kalbimi çok kolay çaldın ve çok kolay üzdün.
-------------------------------------------
ben size benzemek istemiyorum bayım.
ben içimde ki canavara dönüşmek istemiyorum bayım.
--------------------------------------------

190 boyunda zeki yakışıklı başarılı türk erkeği

sadece boyu kapsayabilmem beni çok üzüyor...

hornet'te feminen istemiyoruz kampanyası

alttaki yazara soracaklarım var

zannetmiyorum yandere olduğunu.

sevgili yazar, hayatımda ilk defa hissettiğim duyguları yaşamaktayım. bir süredir bir şeyler yaşadığım ve beni çok mutlu etmeyi başarabilen beyefendi, bugün itibariyle benden binlerce kilometre uzaklara gitmek zorunda kaldı. kendisi ile son 2-3 haftadır zaten anlaşıp aramızda bir şey "olmaması gerektiğini" , sadece friends with benefits tarzında kalmaya karar vermiştik ancak şu an o gittikten sonra kendimi çok kötü hissediyorum. aşık değilim diyorum sürekli ama kalbim çok acıyor ve ben bu hissi yaşamak istemiyorum. hep ya burada kalabilseydi neler olacaktı diye düşünüyorum. evet zaman ve başkalarıyla tanışmaya ihtiyacım var ama kimseyle ne buluşmak istiyorum ne de bir şey yapmak. .çok tatlı bir beyefendi ile tanışmama rağmen bir türlü buluşmaya, yüzyüze görüşmeye gidemiyorum. sadece kalbim ağrıyor ve hazmedemiyorum. benim hissettiklerimin karşılığını ondan alamayacağıma emin olabildiğim halde neden böyleyim? neden realistik düşünemiyorum? ben bu durumdan nasıl kurtulacağım...

edebiyatta ölüm ve intihar

türk edebiyatta kesinlikle ölüm denilince akla gelen ilk isim ümit yaşar oğuzcan olmalıdır. ölümün ve aşkın şairi. zümrüdüanka kuşu misali bir yaşam olarak tanımlar kendi hayatını koca şair. bir çok kez başarısız olan intihar denemeleri vardır, hislerini yoğun bir şekilde şiirlerine aktarır ve bu onu korkusuz yapar. hayatını hep uçlarda yaşamış, aşkı ve hatta ölümü bile sevmiştir. oğlu vedat' ın doğumundan önce de sonrasında da bir çok kez intihar etmeyi dener, her zaman depresif bir ruh haline sahiptir. ironi bu ya , genetik miras olarak oğluda bu özelliği alır. reşat nuri'nin aksel'i, halit ziya'nın sadun'u kaybettiği gibi , ümit yaşar'da vedat'ın intihar etmesiyle evlat acısı yaşar. vedat galata kulesınden kendini bırakarak intihar eder , elinde bir notla: " baba intihar öyle edilmez, böyle edilir." ümit'i derinden sarsar bu olay ve galata kulesi şiirini yazar, içini döker, uyan oğlum uyan vedat diye.
"tanrı biliyor ya kaç kere öldüğümü
inandım ölüme, aşka inandığım kadar
satır satır yaşadım yazdıklarımı
ne saadetin ne güzel günün şairiyim
kimse acımasın bana, istemem
ben aşkın ve ölümün şairiyim."
her zaman hatırlanması gereken önemli şairlerindendir ümit yaşar oğuzcan...

cheers-darlin

şarkıyı söyleme tarzından mı yoksa sözlerinden mi yoksa melodisin den mi bilmiyorum ama bu şarkının etkisinden uzun bir süre çıkamıyorum. beni varoluşsal krizlere sokup, yalnızlığımı yüzüme soğuk bir su gibi sert bir şekilde çarpıyor resmen. tek başıma, kahvemle beraber yalnızlığıma daha fazla gömülüyorum.

neden hatırlattın ki bu şarkıyı sözlük...

girit paradoksu

efendim bu paradoks öncelikle iki varsayımdan dolayı kaynaklanıyor.
1- insanlar ya yalancıdır ya da değildir.
2- yalancılar hep yalan, yalancı olmayanlar hep doğruyu söylerler.
bu varsayımların kendileri yanlış çünkü epimenides ne yalancı olabilir ne de olmayabilir. paradoksu burada ortadan kaldırabiliriz.
şayet ki konuya felsefe den yaklaşıyorsak evet felsefi sorunlar oluşturmakta ama konuyu matematik açısından ele alıyorsak tamamen saçmalıktan oluşuyor. alfred tarski böyle bir mantıksal çıkarımın matematik te yazılıp çıkarılmayacağını kanıtlamıştır efendim. ancak bu matematiğin çelişkisiz olduğunuda ortaya atamıyor çünkü kurt gödel ise matematiğin çelişkisiz olamayacağını kanıtlamıştır.
bertrand russel'ın frege nin aritmetiğine yönelik ortaya attığı bu paradoks ise gerçekten o zaman ki matematiğin çelişkisiz olmadığını düşündürüp temellerini ciddi bir şekilde sarsmıştır. kesinlikle bir bilim insanının başına gelebilecek en kötü şeye, bir eseri biter bitmez temellerinin yıkılmasını, fregel uğramıştır. yine de aralarında ki mektuplaşmalar tamamen saygı ve bilimsel etik çerçevesindedir.
güzel ve ilginç bir başlık için teşekkürler efendim. bilimle kalınız!

alttaki yazara soracaklarım var

zor bir soru, türlere göre ayırarak cevaplamak lazım ama "a beatiful mind" diyebilirim.

yeni insanlarla tanışmaya çalışır iken sürekli onları eski beyefendi ile karşılaştırıyorum ve sonuç hep hüzün oluyor, dışarı çıkıp adım atamıyorum asla. bir şeylerin olamayacağını kabullenmem lazım ancak yapamıyorum ne kadar istesemde. bir tavsiyen var mıdır efendim ?

sıkıldım yahu, hava çok güzel ama dışarı çıkacak kimsem yok

geceye bir şiir bırak

üvercinka
böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
en uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu kesmemeye
laleli\'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
bütün kara parçalarında
afrika dahil

aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma
yatakta yatmayı bildiğin kadar
sayın tanrıya kalsa seninle yatmak günah daha neler
boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
bütün kara parçaları için
afrika dahil

senin bir havan var beni asıl saran o
onunla daha bir değere biniyor soluk almak
sabahları acıktığı için haklı
gününü kazanıp kurtardı diye güzel
bir çok çiçek adları gibi güzel
en tanınmış kırmızılarla açan
bütün kara parçalarında
afrika dahil

birlikte mısralar düşürüyoruz ama iyi ama kötü
boynun diyorum boynunu benim kadar kimse değerlendiremez
bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
iki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar
bütün kara parçalarında
afrika dahil

burda senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası
kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki
padişah gibi cesaretti o alımlı değme kadında yok
aklıma kadeh tutuşların geliyor
çiçek pasajı\'nda akşam üstleri
asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor
bütün kara parçalarında
afrika hariç değil
cemal süreya

hiç sevgilisi olmamış bear

sapyoseksüel olmanın kötü bir getirisidir efendim. hem biri ile karşılaşabilmek zor, karşılaştığınızda ise bağlanmanız uzun sürüyor, zamana ihtiyacınız oluyor. beyefendilerde genellikle beklemeden sizin çıplak vücudunuza atlamaya çalışıyorlar. saçma bir döngü.

alttaki yazara soracaklarım var

biraz araştırma ile bazı durumlar direk ortaya çıkabiliyor. onun dışında farklılık hissediyorsam ve gerçekten kafamı kurcalıyorsa bu durum içgüdülerime güvenerek onunla iletişime geçiyorum. net olmak önemli açıkçası, seni zor bir bekleme sürecine de sokmuyor.

yeni arkadaşlar hatta dostlar ve belkide bir sevgili bulabilmeyi istiyorum ama yeni insanlarla nasıl tanışıp etkileşime geçebileceğim konusunda takılmış durumdayım. beni aydınlatabilir misin?

ayı sözlük itiraf

ilk defa kasım ayında biriyle birlikte oldum. kendisiyle bu ilişki öncesinde 1.5 ay kadar sohbet edip dışarıda buluşabilmiştim. evet beklediğim ve istediğim bir cinsel birliktelik yaşandı. tamamen güven ve mutluluk içerisindeydi. daha sonra yine muhabbetimiz devam etti bir birliktelik daha yaşandı. anlayamadığım duygular yaşıyorum sözlük. ona bağlanıyorum yavaş yavaş sanırsam ama bir anda her şey değişebiliyor. sadece cinsel olarak mı istiyorum yoksa gerçekten mi bir şeyler hissediyorum, veyahut ilk defa birisiyle böyle ilişkiler içerisinde olduğum için mi hislerim bu şekilde anlayamıyorum. bir mesajıyla bana düşündüğümden daha çok değer verdiğini hissettirirken bir davranışıyla her şeyi tam tersine çevirebiliyor. hala tam olarak tanıyabilmiş değilim. normal hayatımda ne kadar ipleri elinde tutabilen , realist biri isem, onun yanında tamamen pasif bir durumda kalıyorum. ne kadar düşünmek istemesem de onun "benim gibi biriyle" baraber olmayacağını hissediyorum ama davranışlarına bakınca da beni kullanmadığına eminim. kafam ve kalbim çok karışık, bir anda onunla beraber olup muhabbet etmek isterken , bir anda uzaklaşmam gerektiğini sadece kendime zarar vereceğimi düşünüyorum. başka bir insanla nasıl tanışabileceğimi , sürekli onunla karşılaştırmayı nasıl engelleyeceğimi bilmiyorum. yaşadığım durumları anlatabileceğim arkadaşlarım pek yok açıkçası , özellikle eşcinsel olupta konuşabileceğim bir insancık yok bile. anlattıklarım da pek anlamıyor sözlük. resmen koskoca istanbul'un göbeğinde yalnız kaldım. garip...

yakışıklı ama göbekli erkek

bir de sakalı var ve eğlenceli biri ise tadından geçilmez efendim. özellikle gülerlerken göbeklerinin sallanışı çok hoşuma gidiyor bu beyefendilerde

bearımsı film ve dizi karakterleri

kimsenin yazmamasına şaşırdım ama son zamanlarda tekrar popülerleşen canımmm oktay kaynarca beyefendi ki kendileri ilk ünlü crushlarımdandaır.
alec baldwin ve russel crowe larda listemde ilk sıralardadır.
en son izlediğim "the invention of lying" ve "after life" teki başrolüyle ricky gervais
lie to me da ki canımm cal yani tim roth
ve tabi ki ülkemizin gururlarından haluk bilginer benim tetikleyicilerimdendir.
  • /
  • 5

velvele.net

okuyucuların velvele olarak da andıkları, https://velvele.net adresinden ikamet eden, lgbti+ kültür sitesi. çok değerli yazılar, çeviriler yayımlamalarının yanı sıra yeryüzü ağacı ve eflatun koza adlı köşelerinde daha önce adlarını duymadığımız ya da başka edebiyat platformlarında kendilerine yer bulamamış şair ve öykücüleri lgbti+ topluluğuna ve edebiyata kazandırıyorlar.

türkiyeli lgbti+ topluluğu için devasa bir arşiv oluşturmaya da başladılar. bu nedenle takip edip, desteklemek gerekiyor ki daha fazlasını yapabilsinler.

https://twitter.com/velvelemelvele
https://www.instagram.com/velvelenet/

sevgili tarafından tecavüze uğramak

tekrar aynı şeyi yaptı ve ayrıldım. ilişkide şiddetin boyutu siz müsaade ettikçe artıyor. aslında şiddete uğrayan insanlar çoğu zaman zamanında önlem almadıkları için sonu ağır oluyor. tavsiyem sevgiliniz tarafından uğradığınız şiddete bahane bulmadan, örtbas etmeden zamanında yüzleşin.

sevişmek için en iyi saatler

evrene gönderilen partner mesajının cevaplandığı, hornette atılan binlerce mesajın hiç olmazsa birine yanıt verildiği, çirkin şansına sahip olup halihazırda partnerin/sevgilinin var olduğu ilk saniyeler. işin özü elde var sıfırken sözde sabaha kadar, olunca bulunduğu yerde ve zamanda.

durma yağmur durma

"boğaziçi"nin anımsattığı diğer bir efsane parça: kargo'dan:


"...ayır bizi boğaziçi,
anlat bizi ayırmadan,
ayır bizi boğaziçi
kurtar beni boğulmadan…"

ayı sözlük itiraf

!!!bu entry aşırı derecede narsistlik içerir!!!

bıyık bıraktım ve bıyıklı olan insanları görünce dibim düşerdi.
ayna görünce 2 dk kitlenip bakıyorum kendime. kendime dibim düşüyor :)))

güzel oldum be..


!!!bu entry aşırı derecede narsistlik içerir!!!

27 haziran 2020 tırcı ile sevişmem

pudralı eldivene kadar okuyabildim.
bu hikaye olmamış. next..

eski sevgiliyi hatırlatan şeyler

ofis bilgisayarında bir dosya ararken, arama sonuçları içerisinde bir adet onunla fotoğrafım çıktı bugün. meğerse, onunla olan fotoğraflarımın hepsini, flash bellek içine koyup, iş için belgeler var diye kaydetmişim. tesadüfen gördüm. bir dünya fotoğraf var. birkaç video.

hatıra için yollamak isterdim ama artık evli...

cebimdeki yabancı

yukarıda filmle ilgili çok güzel bilgiler verilmiş. ben en çok filmde beni etkileyen kısımdan bahsetmek istiyorum ki zaten eminim burada hepimiz aynı noktada benzer şekilde etkilenmişizdir.

 spoiler!
çağlar çorumlu'nun oynadığı suavi karakteri ülkemizdeki gizli eşcinsel rolünü güzel yansıttığını düşünüyorum. oyunculuk olarak heteroseksüel bir karakterden aslında gizli gay rolü yapmasını istemek çok zor değil. ancak bunun bizler için ne kadar zor, gerçeği bilmeyen arkadaş çevremizle beraber iken benzer karı kız muhabbetleri olduğunda ne kadar tedirgin ve yaratıcı olunabildiği gerçeğini biz çok iyi biliyoruz. üstelik suavi'nin yapmak istediği "artık yakalanayım bitsin" düşüncesi de çoğu kez kafamdan geçtiği için ciddi anlamda karakter ile kendimi özdeşleştirdiğimi söyleyebilirim.

bir güzel nokta'da suavi'ye sorulan "neden daha önce söylemedin?" sorusu üzerine kerem'in "2 saat top oldum, neler çektiğimi ben biliyorum" cevabı sebebi oldukça güzel özetliyor. böyle bir soru ile karşılaşıldığında verilebilecek güzel bir cevap. kendime not.

diğer aldatma kısımları, artık o kadar çok gördük ki yerli/yabancı filmlerden, güzel birer plot twist olmaktan öteye geçmedi benim için. şaşırdım mı evet? beni suavi'nin durumu kadar etkiledi mi? hayır. muhtemelen bu konu hakkında yeteri kadar empati yapamadığım için

bilim insanı

aşık olduğum grup. bu dünya üstünde bilim insanları kadar hayran olduğum başka bir kitle yok. gerçekten dünya sizin sayenizde iyi ve kötüyü deneyimliyor.

tabi gerçek bilim insanlarını diyorum 3 ay sonra ülkesine gelen virüsle baş edemeyecek kadar düşük iqlu tipleri değil.

hiv

2 yılı geçti tanı alalı.

alıştım diyorum ama aslında alışmadım. her gün bunla uyanıyorum, her gün ilaç alıyorum, her 3 ayda bir hastaneye gidiyorum. hastanelerde ayrımcılık yaşıyorum, işyerimde çok mobbing gördüm. kısacası alışmak kolay değil. bakınca tek ilaç alıyorsunuz ama o öyle olmuyor.

hele bir de tek savaşmak o kadar da kolay değil.

üstüne biriyle tanışmak çok zor. gerçekten biriyle tanışıp gelecek planları kurmak bile çok zor. nasıl söylerim, anlar mı, umursar mı, yanımda kalır mı, sever mi aklınızda bir çok soru.

ve en büyük üzüntülerimden biri. yurtdışına gidebilme konusu. gezide sanırım çok sorun yok ancak oturum izni sorun. parası olana her zaman her kapı açık ama yoksa o para işte o zaman zor.

o yüzden dikkat edin. karşınızdakinden beklemeyin, siz kendinizi korumakla yükümlüsünüz. çünkü sonrasında tüm üzüntüleri siz yaşayacaksınız.

ama şunu da unutmayın:

belirlenemeyen = bulaştırmayan

Toplam entry sayısı: 89

xalo

kendisiyle konuşmaktan, dertleşmekten, goy goy yapmaktan çok keyif aldığım, sözlüğün bana kazandırdığı büyük insanlardan. tanıdığım ve belkide tanıyacağım en iyi insanlardan olabilir kendileri.
bir kere tanıştık artık yakasınıda bırakmam, benden kurtulamazsın efenim. iyi ki varsın xalocum

ayı sözlük itiraf

artık birisiyle sevişebilmeyi istiyorum. çok gerginim ve eskiye takılmış durumdayım, sürekli "ya gitmeseydi" diyerek hayaller kuruyorum. hayatımı yaşamama engel oluyor. gencim, üniversitedeyim ama tamamen ev kuşu haline geldim. insanların beni sevdiğini düşünmüyorum, beğenildiğimi hiç zannetmiyorum. ne mesaj atan var ne de iletişime geçen. beni sevebilecek tek kişiyi bulup kaybettiğimi düşünüyorum. tutarsızca sevişmek istiyorum. başka vücutlarda teselli aramak istiyorum ama cesaretim yok. başka biri ile tanışmak istiyorum ama nasıl yapacağımı bilmiyorum. hayatımın güzel bir evresinde olmam gerekirken ben bir noktaya saplanmış bulunmaktayım. bazı şeyleri kabullenmekten çekiniyorum, korkuyorum.

ayı sözlük günlük

bugün erken uyandım, günün en başından itibaren yapacak bir işim vardı, kendimi meşgul etmeyi başardım. evdekiler yatmaya teker teker başlayınca kahvemi aldım, kitabımı okumaya başlayacaktım ki kokunu hissettim. beynimle beraber burnumun bir oyunumu yoksa istemediğim özlemimin getirdiği bir sonuç mu bilmiyorum ama kokunu hissettim. aramızda kilometrelerce mesafe varken ben senin kokunu almayı başarabildim.

gözlerimi kapattım. tüm gün uğraşıp kendimi kandırabildiğimi düşündüm. rahatlayabileceğimi düşündüm. mutlu bir gün geçirebileceğimi sandım.
engellemeye çalıştıkça, sistemimden seni uzaklaştırmaya çalıştıkça bir yerden çıkıp bana kendini hatırlatmayı başarabiliyorsun.
ne zaman kurtulacağım senden. neden sadece ben acı hissediyorum.
beni merak etmemen, iletişim kurmamana üzülüyorum. nasıl bu kadar farklı duygular hissedebildik birbirimize karşı.


çok basit bir insan olmaya başladım. değerlerimi kaybediyorum. saplanmış durumdayım.

perdenin ardındakiler

kıyıda köşede kalmış, çok başarılı şarkıları olan gruplardan biridir efenim.
son zamanlarda keşfetmeyi başarabildiğim mükemmel gruplardan. vokalin sesi çok güzel. bana cem adrian'ı hatırlatıyor, belki de bu yüzden çabuk sevebildim. çok sevdiğim 2 şarkısını bırakıyorum, dinleyin ve hissedin efenim.


"boşluğun dibinde yalnızım
biraz kararsızım
kendinden utanır mısın?
sonum belki en başımdır
yollar karışmıştır
ben olmadan kaçamaz mısın?"


"beni sev, beni gör, beni duy ve sarıl
kokunu benle sanıp bağrıma basarım
kendime darılır kendime kızarım
odamdan solmaya başladın"

lorentz dönüşümleri

galileo dönüşümlerine farklı olarak zamanın da eklenmesi ile ortaya çıkmaktadır. galileo dönüşümlerinin aksine maxwell denklemleriyle de uyumludur lorentz dönüşümleri.

girit paradoksu

efendim bu paradoks öncelikle iki varsayımdan dolayı kaynaklanıyor.
1- insanlar ya yalancıdır ya da değildir.
2- yalancılar hep yalan, yalancı olmayanlar hep doğruyu söylerler.
bu varsayımların kendileri yanlış çünkü epimenides ne yalancı olabilir ne de olmayabilir. paradoksu burada ortadan kaldırabiliriz.
şayet ki konuya felsefe den yaklaşıyorsak evet felsefi sorunlar oluşturmakta ama konuyu matematik açısından ele alıyorsak tamamen saçmalıktan oluşuyor. alfred tarski böyle bir mantıksal çıkarımın matematik te yazılıp çıkarılmayacağını kanıtlamıştır efendim. ancak bu matematiğin çelişkisiz olduğunuda ortaya atamıyor çünkü kurt gödel ise matematiğin çelişkisiz olamayacağını kanıtlamıştır.
bertrand russel'ın frege nin aritmetiğine yönelik ortaya attığı bu paradoks ise gerçekten o zaman ki matematiğin çelişkisiz olmadığını düşündürüp temellerini ciddi bir şekilde sarsmıştır. kesinlikle bir bilim insanının başına gelebilecek en kötü şeye, bir eseri biter bitmez temellerinin yıkılmasını, fregel uğramıştır. yine de aralarında ki mektuplaşmalar tamamen saygı ve bilimsel etik çerçevesindedir.
güzel ve ilginç bir başlık için teşekkürler efendim. bilimle kalınız!

xalo

kendisiyle konuşmaktan, dertleşmekten, goy goy yapmaktan çok keyif aldığım, sözlüğün bana kazandırdığı büyük insanlardan. tanıdığım ve belkide tanıyacağım en iyi insanlardan olabilir kendileri.
bir kere tanıştık artık yakasınıda bırakmam, benden kurtulamazsın efenim. iyi ki varsın xalocum

ayı sözlük itiraf

artık birisiyle sevişebilmeyi istiyorum. çok gerginim ve eskiye takılmış durumdayım, sürekli "ya gitmeseydi" diyerek hayaller kuruyorum. hayatımı yaşamama engel oluyor. gencim, üniversitedeyim ama tamamen ev kuşu haline geldim. insanların beni sevdiğini düşünmüyorum, beğenildiğimi hiç zannetmiyorum. ne mesaj atan var ne de iletişime geçen. beni sevebilecek tek kişiyi bulup kaybettiğimi düşünüyorum. tutarsızca sevişmek istiyorum. başka vücutlarda teselli aramak istiyorum ama cesaretim yok. başka biri ile tanışmak istiyorum ama nasıl yapacağımı bilmiyorum. hayatımın güzel bir evresinde olmam gerekirken ben bir noktaya saplanmış bulunmaktayım. bazı şeyleri kabullenmekten çekiniyorum, korkuyorum.

ayı sözlük günlük

o kadar sinirliyim ki. hayata, kendime, insanlara. çok şey hissediyorum, bağırmak, haykırmak istiyorum. yapamıyorum. geriye yaslanıp nefes alabiliyorum sadece, beni boğan ellerin arasında. kaçmak istiyorum ama ayaklarımı hissetmiyorum. dokunmak istiyorum ama kollarım yetişmiyor. yardım istiyorum ama ağzım kapalı, açamıyorum. düşünmemek istiyorum, hissetmemek istiyorum ama başaramıyorum. kendimi kapatmak istiyorum.
çok istedim, çabaladım. elde ettiğimi düşündüm. ama hayır, ne yetinmesini bildim ne de devam edebilmeyi. sadece izleyebildim, kendimi gösterdim ama aktaramadım, hissettiremedim. keşke dedim sürekli, keşke demekte pişman olmakta uzmanlaştım. kendimi toparlamaya çalıştım, yapamadıklarımı, yaptığımı sandıklarımı anladım. konuştum ve keşfettim. dağılan kemiklerimi, eksik parçalarımı tek tek toparladım. son bir parça kaldı ve günlerce aradım. yardım istedim. bulduğumu zannettiğim anda ellerimin arasından kaçtı, tutamadım. biraz daha dağıldım, en başa geri döndüm.
bitsin istiyorum, gitmek istiyorum, uçmak istiyorum.

ayı sözlük itiraf

seninle "o" anları tekrar yaşamak istiyorum. tekrardan karşında heyecanlanmak, gözlerine heyecanla bakabilmeyi istiyorum. kapıyı açtığımda karşımdaki güler yüzünü, elinde o çok sevdiğimi bildiğin şarabı görünce zıplamayı, heyecanlanmamın hoşuna gittiğini belirten hareketlerini tekrardan görmek istiyorum. çok iyi bildiğin bir konudan sana soru sorduğumda cevaplamadan önce doğrulup üstünü düzeltmeni, sessizlik olduğunda bana attığın o şehvetle karışık arzulu bakışlarını , bir anda elini saçlarıma atıp yavaşça okşamanı özledim.
tekrardan yanında mutlu olabilmeyi ,sana karşı merak dolu bakışlarımı istiyorum. seni hissedebilmeyi, sana sarılmayı, beni kucaklamanı istiyorum. göğüsüne yatıp gözlerine bakmak, kokunu doyasıya içime çekmek istiyorum.


seni unutabilmeyi, kendimi özgür kılmayı istiyorum.

türkan saylan'ın gerçek amacı

yazmayacaktım ama eski entryleri okudukça tutamadım kendimi.

türkan saylan, sağlık ordusunun yenilmez bir neferidir. sadece türkiye'nin değil, insanlığın yetiştirdiği en büyük hümanistlerden biridir. çok iyi bir kadın hakları, çocuk hakları savunucusudur. özellikle kız çocuklarının eğitimine, kendilerini kurtarmalarına çok önem veren ve bunu hiçbir beklenti içinde bulunmadan yapan bir insandır. adını karalamaya, ona laf atmaya çalışan insanlar, şu anda onun yetiştirdiği, özgürleştirdiği, kurtardığı öğrenclierinden medet umuyorlar.

türkan saylan iyi ki var oldu, milyonların annesi, ablası oldu, düşüncesi oldu, umudu oldu, şifası oldu. hakkı asla ödenemeyecektir. asla unutmayacağım kendisini ve hayatının son dönemlerinde ona yapılanları.
huzur içinde uyu türkan hocam.
"eğer bir yerlerde bilime, demokrasiye, barışa, aydınlığa aç bir çocuk senin ışığını bekliyorsa, sönmeye hakkın yoktur. ışıyacaksın! ölüme saniyeler kalmış olsa bile."

melek mosso

sokaktayı görmeyi çok istediğim insan. sesine bayılıyorum ve son zamanlarda sürekli şarkılarını tekrar tekrar dinlemekteyim. daha fazla görmemiz lazım dediğim sanatçılardandır kendileri.

------------------------
kapıyı çarptın, rakıyı döktün, ağzını bozdun, kediyi üzdün
iyi mi ettin, kötü mü ettin bilemiyorsun, beni çok üzüyorsun
------------------------
Henüz takip ettiği biri yok.