penny dreaful hayranlarını tatmin eder mi henüz bilinmez ama ilk iki bölüm fena değildi, orjinal seri de vanessa dan beklediğim bazı şeyler vardı, sadece verbis diablo ile çözülmeyecek şeyler, bu seride onlar daha belirgin, eva green' ı ve güzel gözlerini ve de dizinin soundtracklerini özlüyorum ama natalie dormer da olur
yeni izlediğim türk komedi filmi, güldüm sonuna kadar , binnur kaya' yı zaten izlemek istiyordum, kadının ayrı bir sempatikliği var, gülmek istiyorsanız izleyin
her canlının ve cinsel kimliğin orospusu olabilir, buna kendine "erkek" diyen güruh da dahildir, dünya orospu olmuş, korona da pezevengi, boş verin, erkeğin orospusu olsa nolur,
çoğumuzun başına gelmiştir, bu sinekler küçüktür ama varlıklarını belli ederler, siz başınız dik yürürken görüş alanınızın yan tarafında ortaya çıkarlar, gözün merkezini hedef alırlar, ve parabolik bir yörüngeyi izleyerek gözünüzle buluşurlar, tüm bunlar yaklaşık 1.5 saniye içinde olur, bir ayağınız havada diğerinin önüne geçip size destek vermeye hazırlanırken, o yüzden duramazsınız da , reflekslerimiz o kadar gelişmemiş, hayatın gerçeklerinden biridir, kaçınılmazdır
ya katastrofik ya da çok mutlu edici sonuçlar doğurur, arasının olduğunu düşünmüyorum, hayatını değiştirebilecek eylem, iyi veya kötü yönde , çok iyi düşünülmesi lazım, bu hayat sizin ,ailenizin değil, aileye söyleyerek mutlu ve rahat olacağınızı düşünseniz bile bir daha düşünün, koskoca hayatta başka türlü mutlu olmanın da yolları vardır
her hastalık korkutucudur, su an tüm dünyanın gündeminde koronavirüs olduğu için genel bir korku dalgası var, haklı olarak,çünkü öldürüyor, hayatında bu kadar ölüm haberini almayan insan da buna tepki veriyor, hiv den daha az korkması ise günümüzde hiv in kontrol altına alınabilir hale gelmesidir diye düşünüyorum, evet hiv e bağlı ölümler azaldı, insanların hayatı artık daha kolay, neyse ki öyle, bunun için tıbba teşekkür etmeliyiz, ama nereden geldiğimizi de unutmamalıyız, virüse bağlı ölümlerin yaşandığı dönemde insanlar şimdiki gibi korku yaşıyorlardı, birbirlerine dokunmadan sadece bakarak masturbasyon yapıyorlardı,nereden geldiğini bilmiyorlardı, nasıl bulaştığını hakkında bilgileri yoktu ve her gün bir tanıdığının ölüm haberi ile sarsılıyorlardı, hastalığa yakalanmak ölüm belgesi demekti, siz bunları yaşamadınız, neyse ki yaşamıyorsunuz, hiv+ birey normal hayat süresi yaşıyor, sağlıklı bir hayat sürüyorlar, ama bu korunmamak veya korunmayı reddetmek anlamına gelmemeli, hiv de bitmiş değil , sağlığınız öncelikle sizin sorumluluğunuz, bunun farkına varın
sigarayı bırakmak bir başarıdır, özellikle bu stresli ortamda, ama o oluşan boşluğu da sağlıklı bir eylemle kapatmak gerekiyor, spor yapın, ya da siktir edin yemek yiyin, zaten dışarı da çıkamıyoruz , yiyip yiyip şişelim ,ama sigaraya başlamayalım
jessica chastain vs bryce dallas howard, filmlerde izliyorum, kızıl da severim, ama bir şeyler farklı ama aynı da , ayrımı yapamadım, baktım , meğer american people da karıştırıyormuş , hatta buna ait segmentleri bile var programlarda
yine gündeme gelmiştir, istismar edenle evlendirilmesi uygunmuş, belli kriterler de getirilmiş ama, iyi düşünülmüş yani, üstünde kafa yorulmuş, o yorulan kafalar bir daha çalışmaz umarım, bu nasıl bir tekliftir, nasıl bir yasadır, ne demek çocuğu evlendirmek, ne demek , kim hangi pedofili bunu aklına getiriyor, kim bunu teklif olarak sunuyor, cezalandırılsın, bunu sunan da kabul eden de cezalandırılsın, isteyen de cezalandırılsın, yeter lan , nasıl bir ülke olduk
devlet tarafından koronavirüsten korunmak ve yayılımını azaltmak için dağıtılan tıbbi malzeme, çok güzel, dağıtılsın, insanlar kullansın, kimse hasta olmasın, hersey yakın zamanda normalde dönsün, ama anlamadığım bir nokta var, belki benim aptallığımdandır , bu maskelere neden "ücretsiz" deniyor, bunlar vergilerle alınmıyor mu, sonuçta zaten bana bakmakla yükümlü bir kurum neden buna ücretsiz diyip bir lütuf bahsediyormus gibi davranıyor, tabi bunlar kişisel fikirler, belki bu günlerde evde kalmanın sıkıntısını yasıyor olabilirim, düşüncelerim saçma olabilir
başrolünde the office'ten hatırlanabilecek ellie kemper'ın oynadığı 2015 yapımı komedi dizisi.
konusu ise: kimmy, 15 yaşındayken evinin önünden, kıyamet günü geldiği ve artık kimsenin hayatta kalmadığını iddia eden papaz tarafından kaçırılır ve kendisi gibi 3-4 kadınla bir yer altı sığındağında yaşamaya başlar. tabi bu hapsedilen kadınlar, 1800lü yıllardaki gibi bir hayat sürmeye mahkum kalıp dışarıdaki hayattan mahrum kalırlar. 15 sene sonra fbi tarafından kurtulan bu "köstebek kadınlar"dan olan kimmy, kendisini büyük bir pozitiflikle new york'a atar ve olaylar gelişir.
gerek kimmy ve ne kadar kötü olursa olsun durum her şeye pozitif yaklaşımı, gerek kimmy'nin ev arkadaşı titus'ın mükemmelliği ile epey komik, eğlenceli bir yapım. öyle ki, 13 bölümlük netflix yapımı olmasına rağmen hemen 2.sezon onayını almış bulunmakta. bu kadar iyi bir senaryoda herhalde tina fey'in de olmasının etkisi büyük. ayrıca inanılmaz komik, anında insanın beynine kazınan bir açılış müziği bulunmakta, izlenilesi!
benim için en önemli olan müzisyen. ayrıklığıyla, background'ıyla, söyledikleriyle, ilk çıktığında ve daha sonraları kendisini hazmetmekte zorlanan bu endüstri de herşeye rağmen taviz vermeden ayakta duruşuyla, yazdıklarıyla, aktivisit kişiliğyle, yaptığı kötü albümlerle idol alınacak bir insan.
şu an under the pink isimlii ikinci albümünü dinledim tekrar, yes anastasia'yı dinlerken, 15 yıl önce ilk dinlediğin anki gibi tüylerimi diken diken edebiliyor. spark hala daha rahatlatıyor, ın the springtime of his voodoo hala daha dinlediğim en çarpıcı ve deneysel işlerden biri.
iyi ki çıkmış karşıma müzikleri. crucify'daki kendini cezalandırmak için dini seçmesi beni korkutsa da ilk başta, öyle bağlamıştı kendisine.
ve sözlerimi de yes, anastasia'nın son kuplesiyle bitirelim.
"we'll see how brave you are
we'll see how fast you'll be running"
horde ve allience'ın ittifaka varıp orgrimmarı kuşatmasında yaptığı talihsiz açıklamalar sonucunda horde'un kendisine biat etmiş kısmını da aleyhine döndürdü hatun.zaten teldrassil'i ateşe veren bir dengesizden ne beklenirdi ki.
ama esasen ne kadar tehlikeli olduğunu frozen throne'da lich kingi döverek gösterdi. ben şahsen helm of domination'ı kendisi için almasını ve lich queen olmasını bekliyordum ama tuttu miğferi ortadan ikiye yardı ırıspı.
bakalım şimdi ne olacak, sylvannas'ın ortaklık kurduğu shadowlands efendisi kim? ne üzerine ortaklık kurdu? bwonsamdi'nin patronunun slvannas ile ne alıp veremediği var?
ve hepsinden de önemlisi nzoth'u neden bu kadar kolay harcadın ey blizzard, bok gibi şirketsin vallaha.
star wars evrenine bir türlü ısınamamış kişilere bile kendini sevdirebilecek 8 bölümlük disney+ dizisi.başrolde de game of thrones ve narcos dizileriyle tanınan pedro pascal var.
feminen olduğu için mi eşcinsel etiketi vurulmuş hemen. feminenlik = eşcinsellik mi? ilk bölümde eşcinsel olduğuna dair bir diyalog görmedim ben. karakter modacı ve stilist sanırım. her ne olursa olsun feminen olması eşcinsel olduğunu göstermez. bu kafaya göre her sert tavırlı kadın da lezbiyen zaten.
iş görüşmem olumlu sonuçlanmıştı. virüs sebebiyle kaynadı gitti. ayrıca son üç aydır evdeydim. askerden yeni gelmiştim. 80 kişilik koğuşlarda yattıktan ve o 80 kişinin problemleriyle komutanım diğer komutanlarla çay içip, muhabbet edebilsin diye ben bizzat kendim ilgilendiğim için* pek insanlarla görüşmek istemedim. erkek görmek hiç istemedim. sadece iş arıyor, iş görüşmelerine gidiyordum. zaten karantinada gibiydim. insanların daha 1 haftada benim yaşam stilime karantina demesi bana koymuyor değil*. eminim benden daha kötü durumda olan insanlar vardır. o yüzden bunları kafamda büyütüp de şımarıkça davranmak istemiyorum. sağlık çalışanlarının hala bizim için kendilerini tehlike atıyor olmaları bile bunu yapmamak için yeterli bir sebep. herkes için zor bir süreç bunu anlıyorum ama yine de bir şekilde kendimizi motive etmek zorundayız.
ablamla asansörün kalacağından çok korkardık onun için daha az ağırlık binsin diye tek ayak üstünde dururduk hep ta ki bir komşu görüp salaklığımızı düzeltene kadar.
devlet tarafından koronavirüsten korunmak ve yayılımını azaltmak için dağıtılan tıbbi malzeme, çok güzel, dağıtılsın, insanlar kullansın, kimse hasta olmasın, hersey yakın zamanda normalde dönsün, ama anlamadığım bir nokta var, belki benim aptallığımdandır , bu maskelere neden "ücretsiz" deniyor, bunlar vergilerle alınmıyor mu, sonuçta zaten bana bakmakla yükümlü bir kurum neden buna ücretsiz diyip bir lütuf bahsediyormus gibi davranıyor, tabi bunlar kişisel fikirler, belki bu günlerde evde kalmanın sıkıntısını yasıyor olabilirim, düşüncelerim saçma olabilir
hoşlanmak, sevmek ve diğerleri elde değildir, napacaksın, hoşlanabilirsin, sevebilirsin, severken belki nefret de edebilirsin ama sende kalsın bunlar, eyleme geçmeden önce düşün ( ya da düşünme, who am i to judge, bitch!!!)
değerlerin, inançların, kişiliklerin, hayatların, yapılanların, söylenenlerin, düşünülenlerin, yazılanların her birinin kendi içinde çelişmesi; afrikadaki açlığa üzüldükten yarım saat sonra mcdonalsda veya burgerkingte yemek ya da şehitlerin arkasından iki gün üzülüp üçüncü gün normal hayatına devam etmek, kadınların amına koyup anneler günü kutlamak, elinde kimsede var olmayan bir ton şey olması ve daha fazlasını istemen, su sıkıntısı çeken yerler olmasına rağmen suyu eğlence için kullanmak, insanların kutsallığına inanıp sonra belli şeyler için öldürmek, dürüstlüğe doğruluğa önem verip bir eşcinsel-kadın-transeksüel-öldürüldüğünde duymamazlıktan gelme, ilgilenmeme, kürtçenin gerçek olmadığına inanmak *, eşitlikten bahsedip iki saniye sonra eşitliğin amına koyma ............ ikiyüzlülük sarmış her tarafımızı, ya da malız,ya da kapitalizm.
sıkıcı değil mi ya? neden seni gercekten anlayabilecek biriyle birlikte olmuyorsun? gerçekten böyle mi hissediyorsun? değişebileceğine inanmıyor musun? yani hayata sırf üremek için mi geldik, hayatın anlamı bu mu?
bilip bilmeden doktora bok atmaya gerek yok, o hastaye sadece doktor bakmamıştır, başka sağlık görevlileri, sekreter, hasta bakıcı da ordadır, herhangi biri olabilir, doktor da olabilir olmayabilir, direk doktoru suçlamak doğru olmaz