hedwig and the angry inch
soundtrackleri kendisiyle kapışacak derecede iyi film. karşılaştığım glam ruhuyla çekilmiş tek gay ınterest filmdir.
bent
tipik ağlak yahudi hikayelerinin sıkıştırılmadığı belki de tek 2. dünya savaşı filmi.
nazi subayının eğilimlerine bakılınca çifte standart denen şey demek ki sadece bizde yokmuş dedirten film.
poofter
anglosaksonlarda ibne demenin 1001 yolundan sadece biri. poof kısaltmasıyla da kullanılır.
fag hag
gaylarla yakın arkadaş olan straight hatuna denir. en bilindik örnek will and grace ikilisinin grace karakteridir.
two bear or not two bear
aslı belli olan shakespeare önermesi; anglosaksonlarda bunun bir de "two beer or not two beer- don't shake my beer" versiyonu varken bizde olmayanını da bu entry ile ben adapte etmiş olayım .
leyla ile mecnun
kaynağı arap edebiyatı olan ordan irana ordan da bize geçmiş olan acılı aşk hikayesi.
trt saygımı tazeleyen kopuk dizi.
neşet ertaş
çok büyük adam, çok büyük müzisyen. ismini vermek istemediğim bazı çalışmaları muvazenemi bozar.
hasretinle yandı gönlüm
bunun bir cezaevi şarkısı olduğunun çok iyi bilindiği bir gayet kalabalık bir ortamda müzisyen arkadaşa "nahhhh çıkarsııııııınnnnn !!! " diye bağırarak malum başparmağı işaret ve orta parmak arasına alan hareketi yapan insanı tanıdım ben.
ha gülmekten geberdim mi
gebermek ne demek ayı dediğin böyle yıkılmaz o derece.
erkek sporu
ayı
iki tiptir bunlar ; birincisi profil sitelerinde akıllara zarar romantik şiirler üzerine dal-yaprak fotoğraflarını çekip yapıştıran model ikincisi de birincisi gibi olmayan.
şahsen "howl" üzerine kasesinin fotosunu yapıştıranını gördüm.
tayt giyen ayılar
öğrenciye ev vermeyen ev sahibi
açık ilişki
anlamlandırmak ya da tam tersi , kabullenmek ya da değil. şu toplumdaki en büyük nevrozlardan biri. anlamıyorsundur ve sallamıyorsundur ya da anlamıyor ve anlamadığını karşındakine anlatmak için çırpınıyorsundur. ha bi de tam tersi var ; sen anlıyorsundur kabulleniyorsundur ve karşındakine de bunu anlaması için bişeyler göstermeye çalışıyorsundur.
öyle ya da böyle anlamayan anlayanın anlattıklarından sonra anlamaya başlamaz ; anlamayanda anlayanla olan didaktik sohbetten sonra "oye oyeeee yaşasın açık ilişki hadi gönlümüze göre kucaktan kucağaa" demez.
eee ??? nedir o zaman bu anlama çabası ? bazısının mayasında yok bazısının var işte. gerisi magazin artıkın.
bir erkeğin en güzel yeri
sakalın bittiği boynun başladığı yer . resmen derinlik sarhoşluğudur orası. kulağa doğru bir çizgi çizilirse şeytan üçgeni.
icimdeki ayi
tanımam , etmem ama yaptığı işi alkışlamak lazım. eğer buraya katıldıysa iyi olur, güzel olur. hoşgelmiş sefalar getirmiş.
oynaşmak
foreplay olarak da bilinirken ; anadolu kırsalında
saffet-emine
saffet-emine
saffet-emine
saffet-emine şeklinde karşımıza çıkar.
kaos gl
gay means happy why i m so sad
türkçeye adaptesi : "ağlayarak 31 çekeceğine gülerek koli kes." olurdu heralde.
gay means happy why i m so sad
tavla
bir mirkelam çalışması , altyapısı çok hararetli olan armonisi müzisyene küfür ettirecek işlerdendir. heralde şarkıyı o kadar güzel yapan bisürü şeyden biri bu özelliğidir.
aynı durum queen ekibinin neredeyse tüm çalışmalarında da geçerli bana göre.