loranahmes2

Durum: 949 - 0 - 0 - 0 - 24.06.2013 01:18

Puan: 9678 - Sözlük Kezbanı

14 yıl önce kayıt oldu. 3.Nesil Yazar.

ve düşünürüm: belki hiç yaşamadım, ne öğrendin, ne sevdin, ne de inandın... belki de kuyruklu yalanlar mutlu etti bazı bazı... kahrolsun bağzı şeyler!!
  • /
  • 48

justin bieber

atarlı genç.

http://ayisozluk.com/lnk/atarli

hayır öküz gibi korumaları bıraksa o gazeteciye ne yapabilecek. mercimek çocuk.
videoda asıl ilgimi çeken son saniyelerde herşeyden habersiz olarak karşıdan karşıya geçen genç. bir de kendisine izin veren araca eyvallah der gibi el kaldırmıyor mu. sevdim onu. atarlı genç çoktan uçuyor.

seni arkadaş olarak görüyoruma alternatif cevaplar

- peki neden bu kadarına müsaade ettin?
- bilmiyorum ancak ben seni arkadaş olarak görüyorum!
- bu haksızlık!
- ama...
- ne sandın, gerçekten seni arkadaşım olarak göreceğimi mi?
- kemküm, ıvır zıvır!
- yıkıl hayatımdan!

*
tabi şöyle bir şey de var:
- ya unutalım söylediklerimi... ben seni arkadaşım olarak görüyorum!
- bence de. la bi an korktum!
- hiç sorma başıma vurmuşsa demek ki nasıl...
- arada kaynicaktım nerdeyse...
- huuuhhh!

21

matrax

kendini ulaşılmaz sanan biri tarafından yapılan radyo programı. 2008 yılında hemen hemen denk geldiğim bütün programlarında insanları türlü sebeplerden ötürü küçük düşürdüğü için dinlemeye değer bulmadım. ama bir teyze vardı yamulmuyorsam adanalı bir teyzeydi, güzel muhabbet ederdi. yalnızca bu.

(bkz: yurtta mecbur olunan şeyler)

çok pis duygusala bağladım sözlüğğğ

nihat doğan

chavez'in cenazesi için venezuelaya gitmiş. yareppim. ne diyeceğimi bilmiyorum.

tırnak kesmek

sınıfta yaptığım eylem ve sonrasında hoca dahil herkes bu tık tık sesleri nereden geliyor diye etrafını kolaçan etmişti. hiç tınlamayıp devam etmem üzerine bir kaç kişiye yakalanmadım değil. her buluşmamızda anlatıp duruyorlar. tavsiye etmem.

ederlezi

çingeneler zamanıyla tanıştığım goran bregoviç imzalı çingenece bir şarkı. insanı alır uzak diyarlara götürür.

çingeneler zamanı

dorian gray in portresi

oscar wildeın sansasyon yaratan mükemmel romanı. bu roman yüzünden iki sene hapse mahkum olmuş ve hayatı kaymıştır.
--- spoiler---
kitapta dorian adlı bir delikanlının güzelliği karşısında büyülenen ressam onun bir portresini yapar. portre o kadar güzel olur ki dorian adeta kendine aşık olur ancak bir yandanda lord henry nin söylediklerinin düşünerek bunalım kokan düşüncelere dalar: bu gençliğidir ve git gide yok olacaktır. o sırada öyle bir dua eder ki- ya da şeytana ruhunu satar- gençliğinin görünen kısmına hiç bir şey olmaz. o kötü bir şey yaptıkça kendini kendine aşık eden portrede ki dorian yaşlanır. lord henry nin bilgece ve mükemmel söyleşileri sayesinde/yüzünden bir hazcı olur çıkar.artık zevk almak onun için hayatın anlamı olur hayatının yegane amacı haline gelir.

bu doğrultuda ona zevk verecek her kitabı okur her şeyle ilgilenir tam bir entelektüel olur. ancak ruhu çökmeye başlar. çünkü etrafındakilere kötülükler dağıtır. çevresinde yatmadığı kadın ve erkek kalmaz. tanrıya karşı gelir afyon-uyuşturucu kullanır.insanları utanca boğar. kendi isteklerinin kölesi yapar. bundan kurtulmak isteyenler ya kendini öldürür ya da daha çok batağa saplanır. en sonunda portresini yapan sadık dostu ve ona o portreyi çizdiği günden beri aşık olan ressam halward ı öldürür.

o ise gençliğinin güzelliğinim bir gıdımını bile kaybetmez. ancak ruhunun erezyonu ona işkence etmeye başladığı an o bunu da bir zevk aracı haline getirecektir.
--- spoiler ---

kitap okunmaya değer bir edebi tür.
oscar wildeın en büyük temsilcisi olduğu estetizmin başeseridir.
insan okurken ne oluyor lan demekten kendinhi alıkoyamasada bir yandan dorian a özenir bir yandanda bu kadar hazcılık zarar der.

yarım saatlik ses kaydını yazıya geçirme işlemim tam tamına 11 saat 41 dakika sürdü. arkadaşımdan da kendimden de ödev yapmaktan da iğrendim. bir de ses kaydı sırasınca densizce bir şeyler atıştırmışım da ağzım şap şap diye ses çıkarmış, garip garip sesler çıkarmışım umarım masturbasyon yaptığımı falan düşünmezler o denli rahat nefes alışverişler. dinlerken ben utandım. oofff sözlük ebem ağladı yeminlen.

adidas

küçükken mahallemizde küfür olarak kullanılan marka ismi. küfür şöyleydi: a-nanı d-ereye i-ndirdiler d-erede a-nanı s-... çocuklar gerçekten acımasız olabiliyorlar birbirlerine karşı. kimin fikriydiyse artık adidas ürünü birşeyler alabilen bir kaç kişinin de boğazına düğümlenirdi o kıyafet ya da ayakkabı. markalı orospu çocuğu meselesinin bunla bir ilgisi var mıydı bilemiyorum ama bu tamlamada kullanılan en yaygın küfürlerdendi. ama yine de hiç kullanmadım. zaten hiç bir zaman küfür etmeyi beceremeyen biri olarak anılırdım. netekim hakikat buydu. ihtiyaç da duymazdım. bana küfür eden biri oldu mu da az laf çok iş hesabı dalardım. hey gidi günler hey.

amin maalouf

ölümcül kimlikler adlı denemesinde kendisine hayran olmamın yerinde bir davranış olduğunu anladım. semerkant oldukça okunası ilginç sonuyla keyif verir. ancak yüzüncü ad adlı eserinden çok da haz almış değildim. yine de eski dünyada bir kitabın nelere kadir olabileceğini gözler önüne sermesi hasebiyle okunasıdır.

damat bohçası

gelinin nişanlılık döneminde damadın evine ziyarete giderken tüm *aile bireyleri için hazırladığı bohçaların en göz alıcısı. kırk yıl düşünsem damat bohçası hazırlayacağım aklıma gelmezdi. ne meşakatli işmiş. ablamın hatrı olmazsa haziranda kirliler sepetinin müdavimi olacak don fanila için bu işe hiç girişmezdim. *

john keating

yanakları sıkılası sevda kelebeği. ayrıca bildiğin tatlı. babasının şekerci olduğundan şüpheleniyorum. *

trakya sözlük

hayalet şehri andıran sözlük. korkuttu beni. icra ile boşaltılmış gibi.

heteroseksüellerin cinsel tercihlerine saygı duyuyorum

aamir khan

katıldığı bir tv programında bir tane bile hintçe roman okumadığını söyleyince sevgimde sanki bir sarsıntı yaşadığım st hind. çektiği onca sosyal içerikli filmlerinden sonra yakıştıramadım. öyle üzüldüm ki. okumalıydı. bence okumalıydı. talaashtaki bıyık yakışmış olabilir ama hintçe kitap okumaya başladım diyene kadar tapmayı rafa kaldırıyorum.

*okuduğumda kendisi adına utandığım ancak kendisi söylerken birazcık endişelendiğini fark etsem de bunu söylemekten çekinmediği video için tıklayabilirsiniz:



(bkz: kendimi aldatılmış hissediyorum)
(bkz: çok muhabbet tez ayrılık getirirmiş)

ekşi sözlük

halk arasında sekiz mart kadın açılımı adı verilen bir olaya imza atarak 8284 çaylak kadın, yazar edilince dünden beri cümbüş yaşayan sözlük. ortalığı parfüm götürüyor.

(bkz: ben de başkasından duydum)

onur haftasında bir o kadar sayıda geyi alsalar ya diye düşününce bir hoş oldum. *

yemek yersem dakikasına uyuyacağımı biliyorum ve yemezsem uyuyamayacağım için saatlerce ortalıkta gezineceğim de tecrübeyle sabit.

halet-i menfureye gark oldum leyl-i zulmette
sipariş eyle dürümü der gönül ah u feryat ile

kebabî lor paşa

*
  • /
  • 48
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 949

bir ülkeden bir iç ülkeye

yılmaz erdoğan'ın sevebilme ihtimali adlı(?) şiirnde geçer. bir ülke: türkiye, iç ülke: kürdistan kodlamasını sıradan biri de anlayabilir.

liseli eşcinsellere tavsiyeler

bir günlük tutun. kimse okuyamasın diye başka bir alfabeyle yazmak isterseniz kendi alfabenizi oluşturup yazın. önce arap harfleriyle yazdım, sonra kril. kardeşim cin çıktı, tıkır tıkır öğrendi. sonra bir alfabe yaptım, mübarek hint alfabesi. ben okumayı unuttum. sadece ve anlaşılır bir şey olsun. sekiz yıldır kullanıyorum, misler misi bakıp bakıp ne bu diyorlar. dünyayı kurtarma planları diyorum. yutar gibi yapıyorlar, başka çareleri yok. ama o alfabeyi de bir ansiklopedi, efendime söyleyeyim yastığının iç yüzüne falan yaz ki hem uzun aralardan sonra hatırlayasın hem de kimse göremesin. niye mi bu? kardeşim, açılmaya ihtiyacın olacak ve her zaman etrafında birileri olmayacak, olsa bile anlatacak kelimeleri bulamayacaksın, bulduğunda sabaha karşı dört olacak. bu yüzden ulaşılabilir bir kuyu olacak yanında. istediğinde su çekersin. ya da kuyuyu gözyaşınla doldurursun. haa orta birde aşık olduğum çocuğun sivilcelerini uzun uzadıya yazmış olmak bu senelerde kendimden utanmama sebep vermiyor değil. ama sen boş ver, bunu gelecekteki sen düşünsün.*

bakir erkek

yozlaşmaya giden en kestirme yolun cinsellikten geçtiğini kavramış olması muhtemel erkektir.

aşk, sevgi, kıymet ve hürmet gibi insanın ruhuyla alakalı bir takım erdemlerin cinsel perhizle arttığı hakikatini de biliyor olabilir. meyvesi geçici bir haz olan cinselliğin ancak sevilen biriyle kalıcı olduğu fikrinden hareketle bu mahremini oburluk, zenginlik, alışveriş manyaklığı gibi kapitalist devrin bir neticesi olan 'başıboş' * cinsellik anlayışından uzak tutmayı müstakbel 'iyi insan' profilinin vazgeçilmezi kabul etmiştir.

peki, bu devirde ne zaman doğru kişi bulunacak da kalıcı olacağı tahmin edilen cinsellik yaşanacak? öyle zor bir soru ki insanın yanılması işten bile değil.

yanılmaktan korkup devamlı çekinmek ise faydasız bir hareket olur. "seni seviyorum" demenin bile aşkı yıprattığı ön yargısıyla sarhoş olan yeni insanın *tahriki rahat bırakmayacağından, korkunun ecele de fayda etmediğini fark edecektir. en önemli devre ise bundan sonradır. iş bittiğinde, maddi hazzın insanı soyarak çıplak ve bencil bir insana çevirdiğini; asıl bakirliğin, bedenî olanda değil de ruhî olanda saklandığını keşfetmesi en büyük bilgisi ve erdemi olacaktır. ve en büyük üzüntüsü... bazen dayanılmaz, kalıcı bir eziyet, endişe ve dehşetengiz bir ürkme hali. fakat her halükarda uçkuruna düşkün, beyniyle testisleri yer değiştirmiş insandan daha onurlu. peki onur?

neyzen tevfik

günümüde daha ziyade taşlamalarıyla tanınan oldukça yaratıcı bir şair. ayı sözlükte yazılan bu şiir doğru olmayabilir. sitedeki bu şiirin içeriği küçükler için uygun olmayabilir.

yürü be ehli deve endamını göreyim
sensiz geçen gecelerin ecdadını sikeyim
mecnun gibi topmuyum bir am için öleyim
mecnunuda sikeyim leylayıda sikeyim
bana yar olmayan karının izzetini itibarını sikeyim
yansın karıların alayı su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim
düşmüşüz bir orospunun belasına
koymadık diye ta amının ortasına
kader böyle yazmış hatırasına
ben böyle hatıranın hikayesini sikeyim
kerem dağları deler bir amcık uğruna
aslı gitsinde ona buna vurdura
bir karı için değermi hiç bütün bunlara
her taraf amcık dolu mala iyi vurana
fuzuli am peşine düştün gurbete
am serindir, am derindir, şifa verir millete
ye kebabı, iç şarabı, vur karpuz göte
bu gidişle yarrağımı gidersin cennete

hayal kırıklığı

eşcinsellerin sevgi kulvarında alışkanlık haline getirdiği olumsuz bir "davranış".

yazmak

yazmak yıkanmaktır. yazmak özgürlük ve yazmak kimi zaman kusmak. yazmak kaçış, ardına bile bakmadan bazen. yazmak gün geliyor sessizliği bozmak belki de aksine sessizliğe boyun eğmek. yazmak mukaddes bir eylem ve yazmak masumiyet, naiflik ve bütün mevzuya inat nezaket. yazmak...

brokeback mountain

esasında roman falan değildir. annie proulx'un yazdığı kısa bir öykü. aralarında teorik bir ayırım olmasa da hikaye bile diyemiyorum bu öyküye.
everest'in film çıktığında popüler kaygılarla brokeback dağı diye türkçeye iğrencü'l-vahşet bir tercümeyle kazandırdığı öykü. bu kötü çeviriden olsa gerek -diye umuyorum- öykü hayli sıkıcı. onu okuduktan sonra kitabın başka hiç bir öyküsünü okumadım.

bu filmi sinemada izledim ben arkadaş. daha bir tane bile gay arkadaşım yokken. bir tane bile gay pornosu izlememişken. (aynı zamanda genel porno da izlememiştim.) bakırköy'de +18 mi ne yazıyordu o zaman. kimliğimi isteyecekler diye altıma sıçmıştım korkudan. ama bir kere beni kesmedi. sonraki hafta ikinci kez gittim. benim için ne kadar anlamlı olduğunu anlatamam. o zamana kadar yalnızca e2'de yayınlanan hollyoaks dizisinde gördüğüm eşcinsel sevgili muhabbetleri bir anda koca bir öykü olarak beyaz perde aracılığıyla gözümün önüne serilmişti. arkadaş o zaman ben de sonu böyle olmayan ama sevdiğimle güzel bir ilişki yaşayabilirim deyüpde sinemadan çıkararaktan eve koşmuştum. gözlerim de yaşlıydı efendim. ağlamamış değildim. son sahnede.

diğer yandan. sözlük, bu film sinemada izlediğim ilk filmdir. benim için önemini anlatabiliyor muyum? ve 2006 yılı benim için ne kadar mukaddestir. lise daha bitmemişken nihayet sinemaya gittim demek için sinemaya gitmeye çalışan ben'in -param olmazdı da gitmezdim, net zaten yoktu- gittiği ilk filmin brokeback olması hayli hoş bir tesadüf.

mutluluktan siken birine asla sahip olamayacağınızı bilmek

bdp milletvekili sırrı süreyya önder'in çevre duyarlılığı

gezi parkı eyleminin siyasal platforma taşınmasını sağlayan kişidir, sırrı süreyya. ne kadar bdp'yi sevmeseniz de kepçelerin önüne kendini atıp gezi parkı yıkımını durdurması aşkına saygıyı hak ediyor. taksim platformunun önceki gün ona konuşma fırsatı tanımaması tam anlamıyla nankörlüktür.

tanım: değinildiği üzere, çevreyi, onu korumak için kepçeyle burun buruna gelecek kadar sevmektedir. bu da çevre duyarlılığının gelişmiş olduğunu göstermektedir.

nevruz

türkiyede kürtler tarafından her yıl alanlara çıkılarak harlanmış ateşlerin etrafında müzik eşliğinde halay çekilerek kutlanan ve genellikle günün ortasından itibaren gaz bombası, cop ve orantılı polis şiddetiyle devam edilip akabinde türk medyasının orta yerine oturan mühim bir bayram.

bilindiği üzere en görkemli newroz kutlamaları diyarbakır'da yapılmaktadır ve onu istanbul izlemektedir. bugün kutlanacak olan 2013 newrozu yine zeytinburnu kazlıçeşme meydanında yapılacaktır. program saat onda başlamış olmalı.

(bkz: demirci kawa destanı)
(bkz: bir newroz ateşi maddesi olarak tekerlek)

not: türkçe karşılığı nevruz olup yeni gün anlamına gelmesinden ötürü bazı çevrelerce yeni gün diye de nitelendirilen bu bayramın devlet tarafından engelenememesi ile bir türkiye türkü versiyonu ortaya çıkartılıp türk bayramı ilan edilmesi ironiktir. şimdilerde resmi bayram statüsünde olması ise...

(bkz: nevruz)

göğüs kaslarını oynatan erkek iticiliği

bir de bunların gel bi ellesene diyen türü vardır ki düşman başına. ego tavan. gel elle bir daha göremezsin. bir yerlerini yırtsan sen yapamazsın tadında sözler ve bakışlar. kasları dökülesice. **