eğer ortada genç gösteren biri varsa küçük çapta krizlere neden olmaktadır yaşından büyük gösterme mevzusu.şöyle ki;
abla kişisi küçük kardeşin kendi hayatındaki değerinden bahsederken arkadaşı devreye girer"
"aaağğ ne kadar da güzel, genelde yaşlar yakın olunca kardeşler çatışır hep,siz ne güzel yoldaşlık etmişsiniz."
kendini ifade edememe sorunudur hakaret. karşı tarafın argümanını çürütemediğinde bir tatmin aracı olarak girer devreye. çürütememenin verdiği hırsla psikolojik şiddet uygulayarak karşı tarafı ele geçirme isteğidir aynı zamanda.
cumhurun başından vatandaşına kadar bu böyledir. dolayısıyla böylesine bir ortamda çok "şey" yapmamak gerek.
kendi hallerine bırakıp kaale almayınız.(zira daha da çok sinirleniyorlar.) doğru düzgün sağlıklı bir iletişim kuramayan, kurmayı beceremeyen bir insana anlatacağınız "meram"ın bir önemi yoktur. değmezdir.
tırt değil, insanlıktan yoksun çıkmaları...
nefret ediyorum hepsinden, öyle böyle değil.
bir islamcıya özgürlük verirseniz tercihini sizi öldürmekten yana kullanacaktır.
sohbet ederken keyif aldığım ince düşünceli ve pusulası vicdanı olan yazarlardan biri. hangi ortam( ortamdan kasıt sanal-reel) olursa olsun böyle insanlara (ki siyaset,şiir, müzik ve edebiyat konuşabileceğiniz insan sayısının azlığını düşünecek olursak) denk geldikçe çok seviniyorum gerçekten.
bir yerlerde iyi insanların var olduğu düşüncesi mutlu ediyor.
yitirdiklerini anımsadığı andır. elden birşey de gelmez, heh işte bu gerçekliği bildiğin an, o mutsuzluk,katsayı olarak 100 ile çarpılıyor + burukluk da cabası.
çünkü nihayet bir başına kalmışsındır.
zihnin derinliklerine itelediklerin gelip bulur bu sefer seni; günlük hayatına yansımaz bu, hatta ve hatta pratikte gayet "unutmuşsundur".
sonra o unuttuğun, zihninin en arkasına itelediğin, gece vakti gelir; karşında canlanır ve senden bunun -yani unutulmanın-hesabını sorar.
heh! işte bu sebeple hep gece vakti gelip bulur seni hüzün, keder, mutsuzluk. adına ne dersen de.
zihnindeki yakana yapışmak için ancak geceyi fırsat bulmuştur çünkü..
alevilerin milli gıdası ( hatta ve hatta: http://twitter.com/allahlesskadin/status... )
hakikaten çeşit konusunda sınır tanımıyorlar. şimdilik aklıma gelenler; sade, etli, şehriyeli, domatesli,kabaklı, yeşil mercimekli.
yağmurlu havadan mıdır bilinmez bugün fena sardığım şarkıdır.
birsen tezer'in vay ki ömrüme vay deyişi bile boyut değiştirmek için yeterli.(sahiden ne güzel vay diyor, tramvaydaki vay da öyle!)
"yıkıldı gitti içimizdeki saray"
böyle içli söz mü yazılır allasen hüsnü abey?
ağzımıza sıçtın.
"beni cam kırıklarıyla anımsasın insanlar, savrulan bir yaprak hüznü ve dağınıklığı ile... yükümü yanlış bedestanlara çözdüm.
ezilmiş bir gül hüznü var yüreğimde."
sohbetinden keyif aldığım, kanımın kaynadığı eğlenceli yazar
buluşmadan önce sohbet sarar mı, tıkanıp kalır mı tereddütü vardı. samimiyetini görünce boş yere endişelendiğimi anladım
normalde tanışma evresi karşılıklı birbirini tanımaya çalışmakla geçerken, bizim bu evremiz "merhaba-merhaba" dan 40 yıllık dostmuşçasına sıkı bir muhabbete evrildi hemen.
günlük hayattan siyasete kadar,girilmedik konu kalmadı sanırım.
gözlemlediğim tek olumsuz yanı, fenerbahçeli oluşu asdfghjkl
bir de hafıza tabii ki!
tıpı neresiyle okuduğunu merak ettiğim insanımsı yazar beyanatı..
mhpliymiş bi de. bir yandan da düşünmüyor değil aslında insan, en zekileri buysa demekki.hoş yanlış büyükelçilik taşlayanları, önüne gelen her çekik gözlüye çinli muamelesi yapanı düşündükçe benimkisi de laf asdfghjkl
yeni bi evladım olursa adını provokasyon koyacağım
(tabiiki de kediden bahsediyorum)
zira pek bi moda bu aralar. ona provokasyon buna provokasyon, yaşasın provokasyon!
kesinlikle dalgasına söylemiyorum; laiklik... o chpli laik teyzeler felan. dışarda daha çok gibilerdi sanki. şimdi her yerde cihatçıvari giyinimli insanlar, (nefret söylemiyse de söylemi çünkü cidden nefret ediyorum.)nerden ve nasıl türediniz lan bi anda böyle?!
diri diri yakıldığı gerçeğinin altında yüreğimin ezildiği kadın. cehennemi , dünyadayken yaşattılar bu gencecik kadına.
transfobisi olan her kişinin, üzerinde katil yazan, boynuna asılmış bir yaftadır her trans cinayeti. ve dahası, politiktir. birikmiş koca bir ahtır.
bir kadın isterse kendini doğurabilir. bir kadın isterse dağ başında bile kalsa dimdik durabilir. mücadele verebilir, sıfırdan başlayabilir. burada karanlık çöktüğünde yalnız hissetmiyorum kendimi. siz iyi insanlar iyi ki varsınız. kadın arkadaşlarım, hiçbir zaman kirpiğiniz yere düşmesin. alnınız hep dik; dimdik onurlu kalsın. bir kardeş olarak ellerimi avucunuzda hissediyorum.
sohbet ederken keyif aldığım ince düşünceli ve pusulası vicdanı olan yazarlardan biri. hangi ortam( ortamdan kasıt sanal-reel) olursa olsun böyle insanlara (ki siyaset,şiir, müzik ve edebiyat konuşabileceğiniz insan sayısının azlığını düşünecek olursak) denk geldikçe çok seviniyorum gerçekten.
bir yerlerde iyi insanların var olduğu düşüncesi mutlu ediyor.
son söylediği sözlerle ilgili
her yerde chplilerin "ama" şeklinde savuşturmalarına denk geliyorum, en son babamla tartıştım. "yok öyle demek istemedi aslında..."
eski kafalılıktan olsa gerek, bu tarz uygulamalara hoş bakmıyorum. insanı metalaştırdığını düşünüyorum. pazardan karpuz seçer gibi ne o öyle tövbe estağfurullah.