sarosbalik

Durum: 1067 - 0 - 0 - 0 - 06.04.2016 02:23

Puan: 23394 - Sözlük Kaşarı

15 yıl önce kayıt oldu. 1.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 54

baykuş

yunan mitolojisine göre bilgelik ve savaş* tanrıçası olan athena'nın simgesi olan hayvandır. metaforik olarak biçok yerde karşımıza çıkabilir bu simge... onu metafor haline getiren de hegel'in ünlü eserlerinden biri olan hukuk felsefesinin prensiplerinde hakkında yazdığıdır. hegel eşyanın var olmasından sonra düşüncesinin var olduğunu savuınur ve bu yüzden "herkes kendi zamanının çocuğudur" der... bunu da metaforik olarak eşyayı-olayları anlamak için önce bunların var olması gerektiğini söyler ve kitabında " minerva'nın baykuşu ancak gün batarken uçmaya başlar" der...*


ziraat bankasi karsida teyze

tc kimlik numarasıyla sıra numarası alamadığı için saatlerce orda duran teyzedir. allahın zekadan kısıp edelesine verdiği malak güvenlik görevlisi sikik sikik duracağına yardım etse ya kendisine... tabi ki yok öyle bi "hizmet"... her o emekli bankasına gittiğimde resmen 3-4 sıra almak zorunda hissediyorum kendimi bu teyzelere veririm düşüncesiyle...

2012 yılının tek cümlelik özeti

alttaki yazara soracaklarım var

bırakmam yüklem.
ben gizli özne.
beni benden alırsan seni sana - dolaylı tümleç
şartlı cümleci seni :))

lan alttaki fiddy ablanın durumunu hasetten çatlayarak okudun di mi? itiraf et!!

fiddy

i keep my fingers crossed!! (bkz:#102113) ***

mutlu varsa mutsuz da varsa o zaman mut ne

oi va voi

ibne ile gay arasındaki farklar

dalai lama

tibet bölgesinde yaygın olan dinin kurucusudur. reenkarnasyonla günümüze kadar yaşamıştır ve şu anda bilinen 14. ömrünü‎ yaşamaktadır. çin'in tibet işgaline karşu verdiği barışçıl mücadeleyle 1989 nobel barış ödülü kendisine verilmiştir. çok güzel sözlerinin olmasının yanında şu rastladığım en güzelidir: "bu gezegenin, daha başarılı insanlara ihtiyacı yok. bu gezegenin acilen daha barışçıllara, şifacılara, onarıcılara, hikaye anlatıcılarına ve her türden aşıklara ihtiyacı var."

türkiye'deki polis şiddeti

diyarbakır da polis saldırısına uğrayan aile

gemi azıya aldılar iyice; diyarbakır'da bir aileye saldırmışlar. sırf iktidar biziz mesajı vermek için. o ailenin verdiği vergilerle karınlarını doyuran bu aç köpek sürüsünün devletle alakası kalmadığı; resmen şehir eşkıyalığına soyundukları açık... http://www.ozgur-gundem.com/?haberID=600...

(bkz: türkiye'deki polis şiddeti)

üniversitelerden odtü'ye kınama

frenkçe rektör tabir olunan sermüderrislerin padişahımız efendimiz hazretlerine

ma’ruz-ı çaker-i kemineleridir ki,

siz ki, akdeniz'in ve karadeniz'in ve trakya’nın ve rum’un, ankara’nın ve istanbul’un, izmir’in (inşallah) ve diyarbekir’in (inşallah) sultanısınız. siz ki, şam, halep, azerbaycan ve mısır’ın, bosna ve hersek’in, sancak ve kosova’nın, hicaz’ın ve haremeyn-i şerefeyn’in, bağdad ve yemen’in ve dahi kudüs-i şerif’in sultan-ı manevisisiniz.

siz ki beni israil’e “van minüt” deyu karşı durmuş, türk’ün ve islam’ın düşmanlarına asla ve kat’a aman vermemiş bir cihangirsiniz.

siz ki, şeyhülislam ebussuud efendi’nin fetvası mucebince, kızılbaş mülhidlere devlet-i aliyye’de meydan bırakmamışsız; merhum hızır paşa misali sivas’ı bunlara dar etmişsiz. inşallahu teala bilad-ı şam hükümdarı, nusayri nam sırat-ı müstakim muarızı zındık mezhebe mensup esed nam keferenin de hakkından geleceksiz. bu yolda mevla ve patriyot denir frenk mamulü toplar ve topları idare etmek için memleketimize intikal eyleyen asakir-i nemçe yar ve yardımcınız olsun.

sultanım! siz ki zillullah-ı fi'l-arzeynsiniz. biz ki sizin sadık kullarınız, devletin hizmetkârları olan naçiz ve aciz sermüderrisleriz. her ne kadar işgal ettiğimiz makamlara reis-i cumhur hazretleri tarafından tayin ve nasb edilmiş isek de, bu muazzam şerefe nail olmamızın esasen sizin ihsanınız neticesi olduğuna bihakkın müdrikiz.

fezaya cihaz fırlatma merasimi sebebiyle teşrif ettiğiniz şarkü’l-evsat medresesi’nde vuku bulan elim hadiseler hepimizi ziyadesiyle müteessir kılmıştır. ehl-i fitnenin tüm tahrikine rağmen, reis-i cumhur hazretlerinin (dame ömrühu!) merasime sehven davet edilmediği de malumumuzdur.

devletimizin ve milletimizin bu muazzam muvaffakiyetinden mağrur olacakları yerde, talebe kisvesi altındaki bir avuç kendini bilmez nevzuhur çapulcu, din ü devlet düşmanı müfsid, edeb ve ahlaktan mahrum zibidi, zat-ı alilerine karşı nümayiş tertib etme cüretini göstermişlerdir. talebe kisvesi altındaki bu ehl-i fesad, sizi muhafaza gayretiyle oraya gelen pek az sayıda zaptiye neferine taş ve sopalarla hücum etmiş; hatta bu edepsizler molotof kokteyl nam, belli ki moskof icadı, zamanında ecdadımıza nice müşkülat çıkarmış grek ateşine benzer bir aca’ib zımbırtıyı zaptiyelere fırlatma mertebesine cesaret etmişlerdir. kutta-i tarik nev’inden bu eşkıya zavallı zaptiye neferlerine öyle muazzam bir kudretle hücum etmiş ki, nice zaptiye neferi perakende ve perişan ve mecruh olub, üç adedi maatteessüf hakkın rahmetine kavuşmuş. allah rahmet eylesin, Âmin!

vukuatı takiben zaptiye tarafından derdest edilen çapulcuların kadı mahkemesi tarafından koyuverilmesi hepimizi endişeye gark etmiştir. eğer ki şer’iyye mahkemesi dahi din ü devlet düşmanlarının hakkından gelemez ise, bu memleketin hali nice olur! bu ahir zaman bedreddinlerine karşı istimal edilmeyecekse, tedhişle mücadele kanunname-i hümayunu neden sadır olmuştur!

hele hele, bazı kendini bilmez nev’inden müderrisin ve şarkü’l-evsat medresesi sermüderrisi ahmed bey efendi’nin talebe kılığındaki bu ehl-i fesada sahip çıkması, mazlum ve gariban ve mağdur zaptiye neferatını telin etmesi asla ve kat’a caiz değildir. sermüderrisin ve müderrislerin suhtenin hukukunu müdafaa ettiği nerede görülmüş! tövbe estağfirullah! ta devr-i celali’den beri bu talebe taifesi isyan üzere olup, yalnız sopayla yola gelirler.

velhasıl-ı kelam, sizin bu millet, devlet ve dahi ümmet-i müslimin için eylediğiniz hizmetleri, vesile olduğunuz hayırlı işleri, sebep olduğunuz hasenatı idrak etmemekte ısrar eden bilumum zevatı, müderrisini, talebe kılıklı eşkıyayı şediden tel’in ederiz. elbet sizin devlet ve onun teba’ası için ettiğiniz hayır ve hasenatı, bilhassa medreselere eylediğiniz muazzam ianeyi takdir eyleyecek, bizcileyin sadık kullarınız vardır.

reisimiz olan, müverrihin-ı kiramdan, pek atıfetlu ve devletlu gökhan paşa hazretlerinin de malumudur ki, biz fakirler her ne vechle eylersek eyleyelim, ol babda emr ü ferman hazret-i men lehü’l-emrindir.

fi 16 safer sene 34

http://haber.sol.org.tr/yazarlar/e-attila-aytekin/frenkce-rektor-tabir-olunan-sermuderrislerin-padisahimiz-efendimiz

yakında arap alfabesine de geçersek tam olur... ecdadınızı...

(bkz: üniversitelerden odtü ye kınama)

isa encü nün vicdani ret deklerasyonu

kardeşini öldürenlerle beraber başka kardeşlerini - kuzenlerini öldürmek istememesini çok güzel açıklayarak bu hakkını kullanmıştır.

sivas cumhuriyet üniversitesi odtü'yü aydınlatıyor

yaşasın insanlar öldürülüyör, ülke satılıyor, biz embesiliz ve umrumuzda değil ne olduğu - kalkar oynarız şeklindeki eylemin görüntüleri " alkışlarla yaşıyorum"da insanların beğenisine sunuldu. görüntülerden ziyade, vidyonun altındaki şu yorum çok durum açıklayıcı: "adamlar sivasta yakmaya alışmış bir kere. şimdi dilek balonu yakanlar yıllar önce güzel dileklerin bizzat kendisini yaktılar. hiç samimi değilsiniz be!"

http://alkislarlayasiyorum.com/icerik/98...

kapalıyız

sezen mucizelerinden... ablanın kafası iyi atmış - iyi atarlanmış ve yazmış bu şarkıyı. yalnız orijinal sözleri çok dahasert ve meydan okuyucuyken albümdekiler biraz yumuşatılmıştır...

hani allah biliyor ha çizdim ha çizicem
eninde sonunda kafayı
huniyi başıma geçirip
çıkıcam ortaya deliyim diycem
kurtarıcam paçayı
denen o ki kız gelerekten dünyaya
başından yemişim zokayı sıkıysa baş kaldır
gösterirler abanın altından sopayı
oooooooooo
aldatılmış acılar içindeyim
ama dişi kuşum ben bunu da anlıycam
hadi diyorum bozmayalım kurulu düzeni
ama çat diye çatlıycam
ne yapsın adam takdir tabiattan
çok farklıymış seks aşktan yani çektiğimle kalıcam
üstüne bi de kuru kuru nasihat alıcam
oooooooooo
perişanım paramparçayım özgüvenim yerle yeksan
artık beğenmiyorum kendimi kendi gözümde değerim noksan
neler yapmak geçiyor aklımdan neler utanmasam
şeytan diyor ağzının ortasına şak şak iki tane çaksam
oooooooooo
ben taklidini istemem aşkın duydun mu be hey şaşkın
doldum doldum da taştım kapalıyız evde yokuz
oooooooooo
şablon şablon klişe klişe uyduruk uyduruk diklenmeler
baş kaldırıyor görünüp sürüye yandan eklenmeler
ya asap bozucu beylik laflar ya da laftan ibaret haklar
acı patlıcanı aşk paklar son nefesime kadar deniycem

gsü ayakta ve hesap soruyor

odtü'deki arkadaşlarının başbakan, hükümet, medya ve elinde yök'ten gelen cuma hutbesini okumaktan başka bi işe yaramadıkları anlaşılan rektörcükler tarafından sosyal linçe uğratılmasına karşı ilk sesini duyuran üniversitelerden biri olan gsü'nün kendi rektörüne hesap sormasıdır. boykotlarının içeriği ve şekli ise şöyle:

3 ocak perşembe günü, rektöre verdiğimiz sözü tutuyoruz.
taleplerimizin arkasindayiz. rektör imza attiği öğrencileri hedef gösteren metinden imzasini çekecek, ya da istifa edecek.
3 ocak'ta gsü öğrencileri derse girmek için değil, hesap sormak için üniversiteye geliyor.
3 ocak perşembe günü gsü panellerle, etkinliklerle, müzik dinletileriyle dolacak.
enstrümani olan enstrümanini getirecek, forumda herkes sözünü söyleyecek. gsü ayakta, ayakta kalmaya devam edecek!


odtü öğrencilerine barıştan, bilimden ve özgürlükten yana taleplerini dile getirdikleri, protesto haklarını kullandıkları için yöneltilmedik suçlama bırakmayan başbakanı, ana akım medyayı ve rektörleri kınıyoruz.
odtü'lü arkadaşlarımızın yanındayız!
üniversitemizin öğrencilerine yabancı, iktidarın memuru rektörünü ya öğrencileri hedef gösteren utanç metninden imzasını geri çekmeye ya da istifa etmeye çağırıyoruz.
bizler de odtü'deki arkadaşlarımız gibi savaş karşıtıyız, bilimden yanayız, baskılara karşı özgürlüğü savunuyoruz.

gsü öğrencileri

http://www.facebook.com/events/139721656... *

(bkz: cihan kırmızıgül)*

odtü ayakta akpye direniyor

azadbear

bacım benim arkadaşım olmak göt ister, zeka ister falan... götüne kurban olsunlar.*

serdar arseven

tükettiği oksijene yazık diyebildiğim beyninde düşünmeyle ilgili hücre olmadığına emin olduğum* akp'nın kıçını diliyle yalayarak temizlemek için yeni akit tarafından beslenen zavallıdır. kendisi halkın yüzde 50'sinin bir sorunu "elhamdülillah" olmadığından - olsa da aldığı emirlerden ötürü yok saydığından sürekli popülerlik üzerinden pirim yapmaya çalışmaktadır. defne joy foster'ı yerin dibine sokan ırkçı olmanın yanı sıra hüseyin üzmez sapığını evliya yapan bu elemanın son sıçışı ise odtü'lü protestoculara attığı çürkeftir. 29 aralık 2012 tarihli "odtü'deki bunalım" başlıklı köşe yazısında şunları söylemiştir:

ankara ticaret odası başkanı salih bezci, memleketin hatırı sayılır zenginlerinden.hayat hikâyesini dinledik…çiftçi babası, ailesini topladığı gibi kızılcahamam'dan ayrılıyor ve ankara'ya yerleşiyor…

varoşun varoşu bir yerdeki tek odalı eve sığınıyor…
amelelik yapa yapa bir gecekondu dikmeyi başarıyor…
diktiği gecekonduyu satıp bir yenisini yapıyor…
yap sat, yap sat…

işi toparlıyor.
salih bezci ise hem babasının işlerinde çalışıyor, hem de okuluna devam ediyor.
mimarlık ve mühendislik fakültesi'nden mezun olduğunda, alaylı ustabaşı gibi bir evi baştan sona yapabilecek pratik bilgiye sahip oluyor…
alırken kâr etmeyi alanda öğreniyor.
teori de üniversiteden…
işlem tamam!..

odtü ve galatasaray üniversitesi'ndeki "taharetsiz oğlanların" ipe sapa gelmez eylemlerini izledikçe daha da anlamlı hale geliyor, salih bezci gibilerin hikayeleri.
lastik yakıp molotof kokteyli atan amerikan kotlu sözde solcu oğlanlar, işin ne teorisinde ne pratiğinde.
hiçbir işyerinde hiçbir işe yaramazlar…
hiçbir idealleri yoktur, geceleri leş kokulu barlarda pinekler, içki, sigara -kimisinde eroin, esrar- rezil hayatlar yaşarlar!..
hemcinse ilgi duyma eğilimi yüksektir.
anne babalarla ara bozuktur; anne, baba, dede, nineden biri elden ayaktan düşse asla bakmazlar.
çoğunun evlerinde büyük huzursuzluklar vardır, anne ve babalarının yatakları ayrı, paraları ayrı, dünyaları ayrıdır.
bunların dedeleri nineleri yoktur, köylerinden tarhana gelmez, evlerinde turşu kurulmaz, salça, reçel yapılmaz.
bunlar kimseyi sevmezler, kimse de bunları sevmez…
bunlar, gelmişlerinin geçmişlerinin hıncını çaresiz çamlardan, molotof kokteylleriyle kavurdukları ot, çiçek, böceklerden alırlar…
bunların giderlerini "para göndermekle görevlerini yaptıklarını zanneden" babaları ve "bağlı oldukları örgütleri" karşılar!..
masrafları da çoktur; her akşam bar, her akşam pislik…
kirli ve çok masraflı hayatları vardır…
bunlar, hem okuyup hem çalışmak gibi "öğrenciliğe değer katan" arayışlar içinde olmazlar…
sadece harcamayı bilirler, parayı ve daha da önemlisi zamanı hoyratça harcarlar!..

ilginçtir; bunlar devlet düşmanıdır.
lakin, mezun olunca da, yıllar yılı camını çerçevesini indirdikleri devletin kurumlarına kapak atmak için uğraşırlar!..
okulları şöyle veya böyle bitmiş, diploma şöyle veya böyle gelmiştir…
yollar ayrılmıştır ve herkes kendi derdine düşmüştür!..
çıkış yolu olarak da "kpss" görülmüştür…
"mülâkat"lı işlerde de torpil arayışı!..

yazıya ato başkanı salih bezci'nin hayat hikayesiyle başladık…
sayın bezci'nin ailesi sağlam, teorisi sağlam ve pratiği sağlam…
bir yandan okumuş bir yandan çalışmış…
mimarlık diplomasını aldığında piyasaya da hakimmiş…
salih bezci, okul yıllarında çalışmak yerine gündüzleri sağa sola molotof kokteyli atmak, lastik yakmak geceleri de barlarda pineklemek gibi işlerle uğraşsaydı bugün çok farklı bir noktada olabilirdi…

böyle yapsaydı, en fazla, odtü'deki taharetsiz oğlanların pis eylemlerine destek veren pis bir akademisyen olabilirdi!...

http://www.habervaktim.com/yazar/56741/yazi.html
  • /
  • 54
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 1067

bankacibear

uzun zamandır mesajlarını görmezden geliyordum tatlım. ama buna*** cevap vereceğim. anlamayacağını düşünerek buraya yazıyorum. okuyup anlayan birinden sana yardımcı olmasını isteyebilirsin. keşke bırakmasaydın boşlamayı. düşüncelerinde daha samimi ve irade gösteren biri olduğunu düşünür ve belki biraz saygı gösterirdim.* sen ne kadar bu kelimeleri marjinalleştirip kötülemeye çalışsanda bu kelimelerin ifade ettiği sorunlar türkiye'nin en yakıcı sorunlarıdır. çözülmediği - çözülmeye çalışılmadığı sürecede öyle kalacaklar. çözümüne kadar da bu sorunları o ya da bu şekilde "görünür kılmak" benim vicdani görevim. ve inan bana boş oylarından çok daha fazlasını yapman gerek; zira geçmişimde ödediğim bedeller yanında senin boş oyların ve sağ menüde kendinden ve ilişkisel skandal haberlerinle ilgili entryler yazmaya ara verip yazdığın "din-devlet-namus elden gidiyor ahali" yaygaralı entrylerin solda sıfır kalır.*

öte yandan umrumda olmasa da ilk kez beni atatürk düşmanı ilan etmeye çalıştığından şunu söyleme gereksinimi hissettim. chp'yi sevmemek ve desteklememek atatürk'ü sevmemek anlamına gelmez. itinayla atatürk'ün tarihi kişiliği ile ilgili bişiler yazmıyorum. gördüğüm sorunlarda ve eleştirdiğim konularda atatürkle ilgili bişi göremiyorum. dar kafası 80 yıldır gelişmeyen chp zihniyeti benim karşı olduğum şey ki görünüşe göre türkiye'nin %75'i de benim gibi düşünüyor...*

ayı sözlük'ün geldiği son nokta

yazarların dertlendikleri her ne ise o konuda yazabildikleri; bunu yaparken de neredeyse istedikleri her formatta başlık açıp üzerinden muhabbet döndürebildikleri bir sözlük olmuştur. insanların çok ve çeşitli oldukları düşünülünce insan sayısı kadar entry yazım şekli ve içeriğinin olması düzeylilik-düzeysizlik tartışmasından çok daha öte bi yerde "zenginliktir". zaten burada söz konusu olan yaşanan cinsel deneyimleri ballandırarak anlatmaktan ziyade hayatın, bizim durduğumuz yerden nasıl göründüğünü kelimelere aktarmaktır.

arada bikaç ayının sik boyunu; göt deliği çapını öğrenmenin ve bunların toplamda kaç farklı kişininkiyle ilişkilenmiş olduğunu bilmenin zararı yoktur. kaldı ki her birimizin bir cinsel birleşme sonucu burada olduğumuzu düşününce, bizi var eden "sikişmek" eyleminin sokakta neredeyse hiç kullanılmayan kullanılsa da kötü bir anlamı varmış gibi kullanılan bir ifade olmasının önüne geçip bu eylemi yemek yemek, uyumak...vs diğer insani eylemler şeklinde insanlara düşündürtmek bu sözlüğün asli görevlerindendir. sikişmek eylemi insanların kafasında normalleşmezse eşcinsel ilişkiler sapıklık olarak değerlendirilecek; kadının bedensel özgürlüğü hiç bir zaman var olamayacaktır.

gece okunan şiirler

"em rojên nexweş ên dawî dijin belkî
belkî em rojên pêşî yên xweş jî bijin
tiştekî tehlok heye di vî hewayî de
di navbera dahatû û rabirdûyê de
di navbera êş û dilşahiyê de
di navbera hêrs û bexşînê de
dm şikestin hê jî em ê bên şikestin
ji rojhilat ber bi rojava di hemû cîhanê de"

kürtçe bilmeyenler için:

"son kötü günleri yaşıyoruz belki
ilk güzel günleri de yaşarız belki
kekre bir şey var bu havada
geçmişle gelecek arasında
acıyla sevinç arasında
öfkeyle bağış arasında
biz kırıldık daha da kırılırız
doğudan batıya bütün dünyada"

(bkz: cemal süreya)

edit: pisinge zaten paylaşmış... ne güzel bir başkasının da gecenin köründe cemal süreya'nın bu şiiriyle umut biledeğini öğrenmek.

heteroseksüellere sorulabilecek sorular

**

- küçükken bir kadının tecavüzüne uğradığın için mi heteroseksüel oldun?

- heteroseksüel olduğun için doktora gittin mi? doktorlar ne diyor?

ortak gay algısı

yaşananların paralelliğinden olsa gerek, dış dünyadan gelen uyarıcılardan bazılarının eşcinseller tarafından birbirlerinden habersiz şekilde daha fazla dikkate alınmasıdır. bu dıştan gelen uyarıcılar bazen şiir sözleri, bazen müzik, bazen toplum tarafından çok dikkat çekmeyen bir olay olabilir. bu ortak algının bir diğer veçhesi ise uyarıcılara verilen eşcinsel tepkinin de paralellik göstermesidir.

bu terim gay life ya da eşcinsel yaşam tarzı diye addedilen hayatla çok karıştırılmaktadır. birbirlerini etkileseler de hatta bazı durumlarda nedensellik bağları bulunsa da çok farklılardır. nihayetinde eşcinsel yaşam tarzı denilen şey eşcinseller için yaşadıkları yerde dış dünyanın ya da ataerkil sistemin izin verdiği kadarını modifiye ederek yaşamaktır ve içinde gay bar, internet siteleri, grindr ya da msn. gaylar nihayetinde cinsel kimliklerini gizleme dürtüsüne dış baskılardan ötürü sahiplerdir mesela. ancak ortak gay algısı bu dürtüyle saklanmış bir gayı kolaylıkla deşifre edebilir. örneğin müzik kanalında yeni bir sima görüp de hiç teklifsiz "kim bu gay" denilebilinir ki çoğu zaman bu tespit yanlış çıkmaz...

sevgilisinden yeni ayrılanlara tavsiyeler

dul kadınsın, bir ihtiyacın olursa çekinme.*

pınar selek

1971'de doğup iyi bir lisans öncesi eğitim aldıktan sonra akademik başarılarını mimar sinan üniversitesi* sosyoloji bölümünde devam ettiren ve şu sıralar yurt dışında olan sosyolog, feminist ve yazardır. 1998’de yedi kişinin hayatını kaybettiği mısır çarşısı patlaması davasından o günden beri yargılanan ve hakkında bir türlü nihayi karara varılamayan insandır. iki kez bu davadan beraat etmesine rağmen yargıtayda sürekli kararların bozulması süreci bugün itibariyle türkiye cumhuriyeti hukuk tarihine geçicek saçmasapan bir kararla tekrar bozulmuştur. kendi kararını bozan yargıtaya karşı kararında direnme kararı veren yerel mahkeme "ay biz vazgeçtik" demek suretiyle yargılama sürecini sil baştan ele almaya karar vermiştir. işin ilginç tarafı bu duruma eski kararda direnme fikrindeki savcı bile şaşırmış ve mütaalasını "iyi madem, suçlu, hadi yargılayak bari" şeklinde vermiştir...

kanıtsız, tanıksız şekilde yargılanıp hakkında müebbet hapis istenen selek'in davasından bir gün önce bir ülkeyi 30 yıl geriye götüren darbeyi yapan bir çok insanın ölümünden, kaybolmasından, sakatlanmasından sorumlu olan insanların ellerinde kahveyle talk show'a çıkarılmışçasına ifadesini alan mahkemeyle selek'in durumunu bu şekilde yargılamayı uygun bulan mahkemenin aynı anayasa ve yasalarla işlediğine inanmak güçleşmiştir.

son karar haricindeki yargılama süreci için bakınız: http://www.pinarselek.com/

pınar selek'in hepimizce okunması gereken kitabı için (bkz: sürüne sürüne erkek olmak)

(bkz: adaletin batsın türkiye)

chp teyzesi

yakın gelecekte biyoloji ve fiziksel antroploji bölümlerinde; uzak gelecekte ise paleantropoloji bölümlerinde homo kemalismus vajinismus ismiyle anılacak olan primat türüdür.

ayı sözlük'ün geldiği son nokta

yazarların dertlendikleri her ne ise o konuda yazabildikleri; bunu yaparken de neredeyse istedikleri her formatta başlık açıp üzerinden muhabbet döndürebildikleri bir sözlük olmuştur. insanların çok ve çeşitli oldukları düşünülünce insan sayısı kadar entry yazım şekli ve içeriğinin olması düzeylilik-düzeysizlik tartışmasından çok daha öte bi yerde "zenginliktir". zaten burada söz konusu olan yaşanan cinsel deneyimleri ballandırarak anlatmaktan ziyade hayatın, bizim durduğumuz yerden nasıl göründüğünü kelimelere aktarmaktır.

arada bikaç ayının sik boyunu; göt deliği çapını öğrenmenin ve bunların toplamda kaç farklı kişininkiyle ilişkilenmiş olduğunu bilmenin zararı yoktur. kaldı ki her birimizin bir cinsel birleşme sonucu burada olduğumuzu düşününce, bizi var eden "sikişmek" eyleminin sokakta neredeyse hiç kullanılmayan kullanılsa da kötü bir anlamı varmış gibi kullanılan bir ifade olmasının önüne geçip bu eylemi yemek yemek, uyumak...vs diğer insani eylemler şeklinde insanlara düşündürtmek bu sözlüğün asli görevlerindendir. sikişmek eylemi insanların kafasında normalleşmezse eşcinsel ilişkiler sapıklık olarak değerlendirilecek; kadının bedensel özgürlüğü hiç bir zaman var olamayacaktır.

eşcinsel evlilikleri protesto gösterisi

coqueteria nickli has hanım ablanın "emekli cami hocaları yardımlaşma derneği" olarak nitelendirdiği bir grup insanın türkiye'de olan bitene kafa yormaya başlaması; dahası kafalarını yoran meseleler için sokaklara dökülmesidir.** öncelikle söz konusu gürühun eşcinsel evliliği ile ilgili yasanın geçmesi için bdp ve chp'nin kıçlarını yırtmalarının bile işe yaramayacağını düşününce dertlendikleri şeyin müslüman kürt camia'nın bdp ile ilgili bağlatılarını zayıflatmak olduğu düşünülebilir. dahası bu video bir kez daha göstermiştir ki eşcinselliğin ismi türkiye'de hala "ibnelik"tir.** vidyonun devamında başka konulara da değilinilmiş olunmasına karşılık değinilmeyen konular kendilerine "insan hakları savunucusu" diyen bu taşakları topuklarına değen elemanların aslında ne kadar samimiyetsiz olduğunu göstermektedir. samimiyetsizliğin ölçüsü için elemanların "insan" kategorisine neyi alıp neyi almadıklarını bir kez daha düşünmek gerekir.

son olarak da bu vidyonun ve bu tür amcaların ellerinde bu pankartlarla sokaklarda bulunmalarının, türkiye'deki eşcinsel hareketin artık ne kadar kuvvetli olduğunu gösteren bir geribesleme olduğunu düşünüyorum. normal şartlarda "yok saydıkları bir kesimin" varlığını kabul etmiş olmaları üzerinde de bu kesim için canlarının bu denli sıkılması eşcinsel görünürlük için - eşcinselliğin bir mücadele alanı yarattığını göstermesi açısından gayet kıymetlidir.

(bkz: ibnenin fendi hacıyı yendi )

http://www.sansursuzhaber.com/izmitte-es...

vatandaş ingilizce konuş daha çok konuş

evrensel iletişim ve bilim dili olan ingilizce'nin hakkının teslim edilmesidir. toplasan 70 milyon tarafından konuşulan bir dilin yerine 4 milyar insanın bildiği ve konuştuğu dille iletişim kurulması gerekliliği kuşku götürmez bir gerçektir. orta okuldayken tarih kitabında gördüm. bir dağın içine sıkışmış bir grup insanın köpekgillerden bir hayvanın lütfuyla o dağdan kurtulmaları*** sonra da üreyerek koskocaman orta asya'ya sığmayıp dünyanın dört bir yanına barbar olarak gitmesi, gittikleri yerlerde taş üstünde taş bırakmayan ve varolan kültürleri yok eden torunlarının biraz medenileşmesi için şarttır. devletin kurucu milletler arasında ingilizce konuşanların olmaması önemli değildir. ne de olsa devlet ne derse o olur. ingilizce konuşmayanlar hastanede tedavi edilmezlerse; askerde, okulda, karakolda...vs. aşağılanırsa seve seve ingilizce öğrenip medenileşirler zamanla ne de olsa...

(bkz: milliyetçilik karşıtı olayım derken millet karşıtlığı yapmak)

dark bear

ana dil başlığına yazmış olduğum "the language that a person can have; but not a state" girdisini 5 kere silen ve 4. kez bu işlemi yaparken bana nedenini "aynı entryi tekrar tekrar yollamana gerek yok aslında. türkçe meailini ilave etmen gerekecek, herkesin anlayabilmesi için" şeklinde bir açıklamayı nihayetinde lütfeden ayı sözlük yöneticisidir. kendisine "böyle bir kural olmadığını" belirtmiş olmama rağmen "böyle bir kurala gerek yok, herkesin ruhen ve beyinen bilmesi gereken birşey." diyerek beni dumura sürüklemiştir.

kurallarda herhangi bir ifadenin olmadığı sözlükte alıp başını giden seri eksileme olayına ruhunun ve beyninin ne dediğini çok merak etmekteyim.

(bkz: zeki müren ruhuna ve beynine göre versin)

anlamsız entryleri alt alta okumak

türkiye gençlik birliği

türkiye usulu neo-nazilerdir. nasyonel sosyalizmi savunan ne isa'ya ne musa'ya yaranamayan doğu perinçek taifesinin marifetir. chp ye kabul edilmeyen doğu perinçek'in partisinin isminden de vazgeçmeyerek kurdurduğu bu oluşum özellikle türk bayrağı ve atatürk posterlerini kullanması samimi chp'lileri etkilemiştir. kemalizm'in altı okundan "devrimcilik" okunun ve atatürk'ün söyleyip söylemediği tarihçilerce tartışmalı olan " bursa nutku"nun gazıyla toplumsal olaylar çıkarmaya pek meyillidirler. ha sözü açılmışken chp devrimcilik okunu ülkenin eğitim, bilim, teknoloji, ekonomik refahgibi etmenlerin ışığında muasır medeniyetler seviyesine çıkarılıp arkaik anadolu toplumunu dönüştürmek olarak tasavvur ediyorken işçi partisi ve tgb için bu ülkedeki azınlıkları ve kürtleri yok etmek anlamına gelmektedir.

(bkz: tgb'nin 24 nisanda odtü öğrencilerine saldırısı)

bankacibear

sözlük formatından habersiz yazardır. sözlüklerin belirtilen kuralları içerisinde istenilenin istenildiği şekilde yazıldığı yer olduğu fikrini daracık ufkuyla değerlendiren ayı insanıdır. sözlükler de insanların kendilerini ifade etmeleri için çok sayıda satır bulunan yerlerken sözlüğü ağlamak; şikayet etmek; kendini paralamak için kullanandığı gözlemlemektedir. kendisine adresini göndermesi durumunda "democracy for dummies" isimli kitabı hediye etmek istemekteyim.

ayrıca kendisi bana attığı mesajla beni seri eksici ilan etmiştir.* bu konuda kendisine: sorry mario princess is in another castle demek istiyorum. *
Henüz takip ettiği biri yok.