sarosbalik

Durum: 1067 - 0 - 0 - 0 - 06.04.2016 02:23

Puan: 23394 - Sözlük Kaşarı

15 yıl önce kayıt oldu. 1.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 54

orospuluk

manifestosu da var...

"...erkek insanoğlu olarak tanımlanıyor, kadınsa feminen bir varlık. ne zaman insansı davranışlar, tepkiler verse erkekliğe özenmekle itham ediliyor..."
simone de beauvoir

bitch (orospu) henüz varolmayan bir organizasyondur. isim bir akronim (birkaç kelimeden oluşan bir ismin başharflerinin kullanıldığı kısaltma) değildir. kulağa nasıl geliyorsa öyle kullanılmaktadır.

bitch (orospu) orospulardan oluşmaktadır. orospu için bir çok tanımlama vardır. en övgü dolu tanımlama dişi köpektir. aynı zamanda homo sapiens (düşünen insan) olan orospulara karşı yapılan tanımlamalar nadiren objektiftir. tanımlamalar kişiden kişiye değişmekte ve tanımı yapan kişinin kendisini ne denli orospu gördüğüyle doğru orantılı olarak güçlenmektedir. herhalukarda orospunun hep bir kadın, bir köpek yada öteki olduğu konusunda herkes hemfikirdir.

aynı şekilde bir orospunun genelde agresif olduğu, bu nedenle de feminen olmadığı konusunda da hemfikirizdir(öhö). seksi olabilir; ki seksiyse orospu bir tanrıçaya dönüşür, ancak bu durum şu anda bizi ilgilendirmemektedir. çünkü asla “gerçek kadın” olmaz.

orospular aşağıda belirtilen karakteristik özelliklerin bazılarına yada hepsine sahiptirler.

1) kişilik: orospular agresif, iddialı, hükmetmeyi seven, küstah, iradeli, inatçı, düşmanca tavırlara sahip olan, dolaysız, duygusuz, dürüst, uygunsuz, kalan derili, taş kafalı, ahlaksız, kesin fikirli, yetkin, hırslı, itilmiş, ağzı kalabalık, özgürlükçü, düşkün, dediğim dedik, titiz, çıkarcı, egoist, kullanılmış, başarılı, ezici, korkutucu, ihtiraslı, zorlu, cırtlak, erkek gibi, gürültücü, fırtınalıdırlar. daha bir çok şey olabilir. bir orospu pisikolojik olarak içinde bir çok boşluk barındırır. bilirsinki herzaman ortalıklardadır. kimseden bir bok almaz. onu sevmeyebilirsin ama yok sayamazsın.

2) fiziksel: orospular büyük, uzun, güçlü, geniş, yüksek sesli, saygısız, kaba, beceriksiz, hödük, yayılmaya müsait, rahatsız edici ve çirkindirler. orospular, bir kadın olmasından dolayı sınırlandırılmış, baskı görmüş ve kibar davranışlar sergilemek zorunda kalmış hemcinslerinin aksine vücutlarını özgürce hareket ettirirler. merdivenleri üçer beşer çıkar, yürüdüklerinde uzun adımlar atar ve oturduklarında bacaklarını nereye koydukları konusunda endişe etmezler. sesleri yüksek çıkar ve genelde kullanırlar. orospular tatlı değildir.

3) yönelim: orospular karakterlerini katı bir şekilde ve direkt olarak kendilerinden ve yaptıklarından oluştururlar.bir kişiyle yada organizasyonla ilişkiye girebilir ama asla biriyle yada birşeyle evlenmez; bir erkekle, bir yuvayla yada bir organizasyonla. böylece orospular günü gününe, oradan buraya yada o kişiden bu kişiye göre yaşamaktansa kendi hayatlarını planlamayı tercih ederler. bağımsız yaratıklardır ve lanetolası çok istedikleri herşeyi yapabilme yeteneğine sahip olduklarına inanırlar. eğer yollarına birşey çıkarsa; tabi bu orospu olma nedenleri. eğer profesyönel olarak bir sapma şansı olursa bir kariyer yapabilmek için çok çabalarlar ve hiç kimseyle yarışmaktan, mücadele etmekten çekinmezler. profesyonel olarak bir sapma yapamadıklarındaysa kişisel ifade ve kişisel gerçeklik için çabalarlar. ne yaparlarsa yapsınlar aktif bir rol almak isterler ve bu dominant tavırları dışarıdan sezilir. bir çok kez, varolması büyük ve yaratıcı bir güce bağımlı dominant rolleri kendi durumları buna müsait değilken başka insanları etkileme amacıyla kullanırlar. sıklıkla bir erkek tarafından yapılması doğal karşılanan şeyi yaptıklarında yönlendirici olmakla itham edilirler.

gerçek bir orospu “kendi” olma konusunda azimlidir ancak orospu terimi genelde fazla ayırım yapılmadan kullanılır. bu terim kadının özgüvenini azaltmak için, erkek tarafından yaratılıp kadın tarafından benimsenmiştir. örnek olarak “ibne” teriminin (çevirmen notu: burada geçen “rigger” kelimesinin karşılığını bulamadığım için “ibne”yi kullanmayı doğru buldum) kullanılması gibi orospu da, toplumsal olarak kabul gören davranışların konforunu bilmeyen bir kitlenin izolasyonu ve itibarının sarsılmasını sağlamaktadır.

bitch (orospu) bu terimi negatif olarak kullanmaz. bir kadın orospu olduğunu söylemekten gurur duymalıdır çünkü orospu güzeldir. bu bir tür kendini doğrulama yoludur, başkalarının gözünde inkar edilme değildir. herkes orospu olarak sınıflandırılamaz. sözü geçen üç niteliğe sahip olma zorunluluğu olmadan ama diğer ikisinde son derece azimli ve biraz çatlak bir kişi için de orospu olduğu düşünülebilir. eğer bir kadın bu niteliklerin üçünden de tam not alıyorsa, yada en azından büyük kısmında başarılıysa o zaman o kadın bitch’in orospularındandır. sadece süperorospular bu üç kategorinin tümünü barındırırlar ve çok az sayıdadırlar. çoğu toplumda uzun süre varlık gösteremez.

bütün orospuların en belirgin karakteristik özelliği cinsel rollerinin gerektirdiği düşünülen davranışlar konseptini kaba bir şekilde bozmalarıdır. farklı şekillerde bozarlar ama hepsi bir şekilde ırzına geçer. orospuların ötekine yönelttiği davranışlar, hedef konumlandırmaları, kişisel stilleri, giyim tarzları ve vücutlarını elealışları onları sarsar ve kolay olmadıkları hissini uyandırır. çevrede bir orospu bulunduğunda insanlar bilinçli yada bilinçsiz olarak rahatsız hissederler. sapkın olduklarını düşünürler. tarzlarını rahatsız edici bulurlar. böylece orospu olduğu için acıdıkları bu insanlara ucuz bir yafta yapıştırıp, onları ezilmiş kadınlar olarak tanımlarlar. hakları yenmiş olabilir ama bunun neden olduğu sonuç sosyal yaşamı etkiler, seksüel hayatı değil.

orospularda rahatsız edici olan hem erkek hem dişi olmalarıdır (erdişi). geleneksel olarak erkeksi kabul edilecek davranışları kendi içinde bir araya getirir. bir orospu kördür, dolaysızdır, gururludur. zaman zaman da egoisttir. o dürüst olmayan, şirin ve gizemli olan “evrensel kadınlığa” sevgi beslemez. o, kadın için doğal kabul edilen vekaleten yaşama fikrine tepeden bakar çünkü kendi hayatını kendi gibi yaşamak ister.

toplumumuz insanlığı erkeklik, kadınlığı erkeklikten geriye kalan şeyler olarak görüyor. bu şekilde bir kadın yanlızca bir erkeğe vekaleten varolup hayatını yaşayabiliyor. yaşayabilmesi için bir kadın bir erkeğe hizmet etmeli, onurlandırmalı ve itaat etmeli, bunun karşılığı olarak alabileceği ise gölgeden ibaret bir hayat.

orospular birine hizmet etmeyi, onurlandırmayı ve itaat etmeyi reddederler. onlar tümüyle işler durumda bir insan olmayı isterler, sadece bir gölge olmayı değil. hem kadın, hem insan olmak isterler, bu onları sosyal olarak çelişkili insanlar yapar. sadece varlıkları bile bir kadının hayatının bir erkekle olan ilişkisine bağlı bulunması ve bir çocuk gibi devamlı olarak birinin himayesine ihtiyaç duyması fikrinin aksini ispatlamaya yeter.

bu nedenle bir orospu, eğer ciddiye alınırsa kadını köleleştiren sosyal yapı ve onların konumlandırıldıkları yerden ayrılmamalarını sağlayan sosyal değerler açısından tehlike teşkil eder. şuna şahitlik ederler ki kadınların boyunduruk altında olmaları gerekli değildir ve tüm sosyal sistemin doğruluğu konusunda şüpheler uyanmaktadır. bir tehlike olarak görülmelerinden ötürü ciddi bir sosyal konumda görülmezler. bunun yerine sapkın olarak toplumdan defedilirler. erkek, onlar için kısmen insan olarak görüldükleri ama gerçek kadın olamadıkları bir sınıf oluşturur.onu insansı bir varlık olarak kavramlaştırmalarına karşı seksüel bir varlık olarak ilişkilendiremez ve kabul edemezler. kadınlar kdın olduklarını unutamadıkları için bu konuda daha çok korkutulurlar. kadınlar orospularla yakınen ilişkilendirilmekten acayip korkarlar. onların, gıpta ettikleri zincirlerinin sağladığı güven duygusuna meydan okuyan özgürlükleri ve bağımsızlıkları vardır. orospu gerçeğiyle ne bir kadın ne de erkek yüzleşebilir. çünkü bu yüzleşme onların kendi ahlaksızlıklarıyla yüzleşmeleridir. bu yüzden o tehlikelidir. bu nedenle onu bir ucube olarak görüp çevrelerinden uzaklaştırırlar.

bu durum bir kadın olarak şahsi prangasının köklerini işaret eder. orospular sadece birer kadın oldukları için değil, kadın gibi olmadıkları için de baskı görürler. kadınsı olmak yerine öncelikle insansı olmayı tercih ettiği için, sosyal baskıları kabullenmeyip önce kendine dürüst olduğu için orospu aykırı bir kişilik geliştirir ve olgunlaşır. tıpkı genç kızlar gibi kabul edilmiş seks rollerinin limitlerini ihlal ederler. diğer kadınlarla bir tutulmazlar ve çok azı ona rol model olabilecek yetişkin bir orospuya sahip olacak kadar şanslıdır. kendi yollarını oluşturmak ve haritada yeralmayan seferin bahşettiği gizli tehlikelerle belirsizliğe ve özgürlüğe ulaşmalıdır.

orospular toplumun kadına verdiği sert cezalar karşısında güçlü olup ayakta kalmanın timsalidir. genç kızların akılları yardımcı-anne rolü dışında kadınların erkeklerden daha az değerli olmasını mantıklı bulmaz. onlar evliliğin kadına getirdiği köleliği asla özümseyemediklerini söylerler. bunun yanında bazı orospular da genelleşmiş sosyal baskılara ilgisiz kalır, bazılarıysa inatçı bir direnç geliştirirler. bazı davranışlar zaman içinde hoşgörülürse bir kısmı yüzeysel bir kadınsılık takınır, erkek gibi kız olurlar (çevirmen notu: burada “kız oğlan kız” yada “erkek fatma” gibi terimleri “tomboy”un karşılığı olarak kullanabilirdim, ama içim el vermedi... karar sizin...) orospular tüm ruhları ve akıllarıyla yababileceklerinin ve olabileceklerinin limiti olması konforunu tümüyle reddederler. onlar arzuları ve yönelimlerine hiç bir mecburiyet, sınırlama getirmezler.

bu direnç onları tekrar tekrar mahkum eder. onlar boşverilir, küçümsenir, alay edilir, haklarında dedikodu yapılır, yüzlerine gülünür ve toplumdan sürülürler. tomlum kadınları köleliğe iter sonrada köle gibi davranıyor diye eleştirir. bu son derece ustaca uygulanmaktadır. çok az kişi seksüel rollerini istendiği gibi oynamadıkları için onlardan hoşlanmıyor olmasını direkt söyleyebilir.

aslında çok azı orospulardan hoşlanmama nedeninden emindir. gerçeğin yapısallığına tecavüz ederek yapının kendini bozduklarını anlayamadılar. çocukluk döneminde bazı kızlar bir şekilde uyumsuzdu ve onlar eğlenmek için iyi birer objeydiler. çok azı bu hoşlanmama olgusunun kökenleri konusunda bilinçlidir. sonuçlarıyla da hiç yüzleşilmedi zaten. eğer tümüyle konuşulmuş ve çözümlenmiş olsaydı sadece bir genç kızın arkasından söylenmiş kötü niyetli bir söz olarak kalacaktı. orospular onlarda bir sorun olduğu düşünülsün, hissedilsin diye varedildi, kişisel bir sorun...

bu günah keçisi oyununda özellikle ergenlik dönemindeki genç kızlar kötü durumdadır. kızlar için toplumun uygun gördüğü ödülü kazanmak adına (yani erkeğini) tamamlamak zorunda olduğu en zorlu sınav dönemidir. kadınlıklarını ispat etmeli yada toplum tarafından reddedildiğini kabullenmelidir. kendilerine olan güvenleri yok denecek kadar azdır ve bu sürecin oluşturduğu belirsizliği göğüslemek zorundadır. onlar bu yarışmada en sert olanlardır hatta bu sınavı tamamlamakta zorluk çekenlere, gerileyenlere son derece acımasız ve serttirler. onların kaygılarını taşımayan, erkekleri etkileme sanatının etkinliğine dahil olmayan yaşıtları en sosyal olan gruptan dışlanır. eğer daha önce farketmediyse, bir orospu bu süreçte farklı olduğunu keşfeder.

yaşlandıkça neden farklı olduğunu daha iyi anlar. bir orospu iş almaya başladığında yada bir organizasyonda yer aldığında nadiren söz dinleyip yerinde oturma konusunda hoşnut olurlar. bir orospu kendi aklına sahiptir ve onu kullanmak ister. yükselmek, yaratıcılığını kullanabilmek ve sorumluluk almak ister. yetenekli olduğunu bilir ve bu yeteneği kullanmak ister. erkeğe boyun eğmeyerek çalışma durumunu kişisel başarısı sayar.

seksüelite’nin sert tuğla duvarıyla tanıştığında itaatkar yaklaşmaz. o duvara, onun için tanımlanan yardımcı rolü kabul etmediğinden kafa atacaktır. bazen kendi yolu üzerinde de bu duvarla çarpışabilir. yada bir gedik bulup kendine bir kaçış deliği oluşturmak için marifetini gösterebilir, olmadı kendi gücüyle bir çıkış yolu yaratır. yada onunla yarışanlardan on kat daha iyidir. aynı zamanda beklentisinin altında olanı da kabul eder. basit seks algısı doğrultusun daha aşağı bir seviyede konumlanmaktan henüz kaçamadığı için tıpkı öteki kadınlar gibi hevesi kursağında kalır. “tahtın sahibi olmak” tanımlamasıyla gelen sınıflandırmayı gerçekte hiç istememesine karşın, genellikle tahtın ardındaki güç olma durumunu benimser; ki içinde asıl gücün kendinde olduğu bilgisi saklıdır. bir orospu, hayatı boyunca hem kadın olma hem de gerçek bir kadın olmama durumunu yaşamak zorunda bırakıldığından, hayatında başardıklarını sıradan bir kadının elde edemeyeceğini düşünür. çoğu zaman fazlasıyla olgunlaşmış bir orospu üstün taraflarını kabul etmeyerek kendini küçümser. kendini düşük seviyede yada orta karar görür; ona göre kendi yapabiliyorsa herkes yapabilirdir.

ebeveynler gibi orospularda, içinde rahat hissettikleri sokaklarda feminen rollerini öğrenmiş olabilirler. bu bilhassa fiziksel olarak orospu olan kadınlar için doğrudur. akılları gibi bedenlerinide özgür bırakmak, fiziksel hareketleri kısıtlama yada insanlar rahatsız olmasın diye soyundukları roller için harcanan efora hayıflanırlar. çünkü onlardan fiziksel olarak beklenen seks rollerini çiğneyebilir ancak pisikolojik ve entellektüel açıdan bu denli özgür olamazlar. normlardan biraz sapma belki tolere edilebilir ancak fazlası tehlikelidir. bir kadın gibi düşünmemek, kulağa kadınsı gelen düşünceler üretmemek yada kadın davranışları sergilememek bile yeterince kötüdür. ayrıca kadın gibi görünmemek, “o” gibi hareket etmemek yada kadın gibi rol yapmamak renksizliğin de ötesinde algılanmaktadır. bizim toplumumuz insan çeşitliliği sıkalasında katı, hoşgörüsüz sınırları içinde yer alır. bazı kadınlar fiziksel özellikleriyle tanımlanır. bu sınırları aşmamış olanlar, aşmış olanlara nazaran daha özgür olurlar. sınırları kabullenen orospuların gıpta ettiği bu diğerleri, davranışları yaygınlaşmasın diye şiddet ve baskı görürler. bu tip orospular tekrar tekrar şiddet görürler çünkü toplumdan sapmış oldukları çok aşikardır. ama bu durumun telafisi büyük orospu olarak, küçük orospulara nazaran daha az zorlanıp daha çok kazanmaları ve ciddiye alınmalarıdır. bir kadın olarak ızdıraplarının kaynağı aynı zamanda güçlerinin kaynağıdır.

olgunlaşma sürecinde bütün orospuların giydiği bu ateşten gömlek ya onları vareder yada parçalar, kırar. onlar doğalarının gerektirdiği gibi olmak yada sosyal olarak kabul görmekten oluşan iki uç arasına gerilmiş bir bağ gibidirler. onlar duygulu ve hassas insanlardır ama bu hassasiyetten dünyanın geri kalanı haberdar değildir. çoğunlukla dış ortamlarda onları koruyan kalın bir nasır tabakası geliştirdikleri için sert ve acımasız görünürler. bu özellikle, zorla izole edilmiş hayatlar yaşayan orospularda, değiştirilmemek ve yok edilmemek için vardır. benzer kişiliklerle büyüyen, anlayışlı aile bireylerine sahip, bir veya iki rol model gözlemleyebilmiş şanslı orospularsa, orospu olmanın bazı kötü yanlarından sakınabilirler. oldukları kişi için cezalandırılmaya tahammül edebilir ve farklılıklarını özgüvenin getirdiği huzurla kabullenebilirler.

kendi yolunu tek başına çizen bu insanlar belirsiz bir patika yolda ilerlemektedir. bazıları sonunda anlar ki sorunları rahat olmayışları değildir, kendileri o rahatlık ve konforu istememektedirler. bunu anladıklarında aynı zamanda kendileriyle ilgili bir sorun olmadığını, sadece içinde yaşadıkları toplum yapısının onlara uymadığını anlarlar. bir çoğu sonunda kendini bu katı sosyal çevreden izole eder. hernasılsa bu durumun getirdiği bir ödül vardır. tedbirli ve bilinçli davranana kadar, kızkardeşlerinin de yardımı olmadan, sırf sergiledikleri bu davranışlar nedeniyle kibirle ödüllendirilirler. orospular o kadar sertleşir ve o kadar hissizleşir ki insan olmalarına dair son izlerde çok derin bir yerlere gömülür yada tümüyle yok edilir.
bütün orospular yapmaz bunu. nasırlarından dolayı hassaslaşanlarda olur. güven duymak yerine reddetmek için sağlıksız bir aşırı duyarlılık geliştirirler. görünüşte dışarıya karşı sert dururlar, içlerindeyse bir hayat boyu ayakta durma zorunluluğunda kamçılanan et ve kemikten oluşurlar. bunlar gitgide kötüleşen orospulardır. onlar omuzlarında hep bir yükle ortalıkta gezinir ve gücünü hiçde yapıcı olmayan kin ve nefret adına kullanırlar. bu tür orospular çok çirkin ve kötü olabilirler çünkü kimseye güvenemezler. güçlerini yapıcı olmak için kullanmayı bir türlü öğrenemezler.

insan olarak sakat bırakılmış orospular öfkelerini başka insanlar üzerine, genellikle de kadınlar üzerine yöneltirler. bu durum kadınların kendilerini ve diğer kadınları toplumun çizdiği sınırların içinde tutmasına iyi bir örnektir. orospular kendine ve bir grup kadına karşı nefret duyan, orospu olmayan kadınlardan daha az suçlu değildir. her ikisi de en kötü ızdıraba maruz kalır ve bunun devamlılığını sağlar. bütün orospular günah keçisidir ve bir psikolojik zırh oluşturup kendini koruyamayanlar tepeden bakanların hedefi olur. bir kitle olarak orospular, tıpkı kadınların bütün bir toplum tarafından korkutulduğu gibi o kadınlar tarafından korkutulur. onların alanlarından faydalanır onlarla dedikodu yaparlar ama başka yerde kabul görmez ve aşağılanırlar. geleneksel kadın sınıflandırması için tehdit ama aynı zamanda bir kadının üstün hissetmesini sağlayan bir dış grup olarak algılanırlar. birçok kadın hem kıskanır orospuları hem de onlardan daha iyi olduklarını düşünür. bir yandan onlar kadar agresif ve erkeksi yaratıklar olmamalarından dolayı rahat, bir yandan da onlar için çok değerli olan erkeklerin daha özgür, daha iddialı ve daha özgür bulmalarından dolayı kadına tercih ettikleri orospulara karşı sinsi bir şüphecilikle yaklaşırlar.

oraspularsa aynı nedenle öteki kadınları çok kafaya takmazlar. kadınları beğenmeyerek olgunlaşırlar. onlarla bağlantı kuramaz, onlarla bir tanımlanmaz, onlarla ortak hiçbir şeye sahip olamazlar. diğer kadınların onlarla alakalarının olmaması yönünde bir normları vardır. bu nedenle orospularda kadınları reddeder. orospuların, orospu olmayanlar tarafından küçümsenmesini engelleyen nedenlerden birisi budur. böylelikle ilk kim yaparsa kazanır oyunu başlar. birçok kadın bu boktan duruma hizmet ederken orospular biraz dişini sıkarsa en azından küçük bir kısmı bu durumun nedenlerini anlamayı sağlayacak politik bilince ulaşabilir. orospular kadınlar tarafından mağdur edilmektedir diyebilirdik eğer erkeklerin altında topyekun ezilmeseler ve kendileri için duydukları nefret bu kadar büyük olmasaydı.

aynı zamanda orospular kadınların yakınındayken rahat edemezler çünkü çoğu zaman psikolojik akranları kadınlar değil erkeklerdir. orospular özellikle pasif insanlar sınıfına girmez. bu sınıftakiler bir şeyler kırmaya korkarlar. kadınlara genel olarak pasif olmaları öğretilmiştir, öyle olmasalar da öyle görünmeye çalışırlar. bir orospu pasif değildir ve bu rolü kıvıramaz. ama çoğu zaman baskın tür olarak algılanmakta istemezler çünkü doğal olarak birinin bir başkası üstünde güç kullanmasından hoşlanmaz ya da erkeksi görünmek istemezler. böylece orospular sadece güçlü olduğunu bildiği diğer akranları yanında rahat edebilir ama doğaları gereği pasif olmayan karakterleriyle bulunurlar. bu erkekler arasındaki ilişkide, kadınlara nazaran daha sık karşılaşılan bir davranış biçimidir. ancak en yakın akran ilişkisi kendine karşı hala kin duyan ve bundan henüz pes etmemiş orospular arasında bulunmaktadır. bu meselede aynı durumu yaşayan akranları onun hala yanında rol yapmak zorunda olmadığı tek insan grubudur. bir orospu sadece diğer orospuların yanında gerçekten özgürdür.

bu anlar nadiren oluşur. çoğu zaman bu orospular psikolojik olarak izole durumda kalırlar. kadın ve erkekler onlardan öyle çok korkarlar ki orospuların gerçek kişiliklerini savunması, koruması gereken sert bir tavır takınırlar. orospular güvenmesi gereken çok az sayıda kişi için çok şüphecidirler çünkü çoğunlukla bu güven duydukları kişilerin duyguları sahte çıkar. ama yalnız kalmanın getirdiği bir güç vardır; izole yaşamaları, sert ve kaba olmaları diğer kadınların sahip olmadığı birer nimettir. orospular bu toplumun içinde bilinmeyeninde bilinmeyeni kahramanlardır. onlar birer piyon, öncü birlik, birer mızrak başıdır. bu isteseler de, istemeseler de varlıklarının bir sonucudur. birçoğu onlara kardeşçe duygular beslemeyen akranları diğer kadın kitlesi için bu öncü rolünü oynamayı seçmek istemez ancak bundan da sakınamazlar. limitleri ihlal eden bu insanlar o limitlerin genişlemesine yâda kırılmalarına neden olurlar.

orospular ilk fakülteye gidenlerdi, uzmanlığın görülmez engellerini ilk kaldıranlardı, ilk sosyal devrimcilerdi, ilk çalışma liderleriydi, diğer kadınları ilk organize edenlerdi. pasif olmadıklarından, aşağı görüldükleri için gücenip darılmadıklarından diğer kadınların yapamadığı her şeye el atabildiler. onlar toplumun onlara uzattığı kirli tabaklarını geri fırlatıp kadının görmesi bile mümkün olmayan, dünya üzerindeki payını ortaya koydular. kenarda köşede yaşadılar. yalnız ya da kız kardeşlerinin yardımıyla içinde bulunduğumuz dünyayı değiştirdiler.

benim tarifim orospular bu toplumun marjinal yaratıklarıdır. doğru dürüst bir yerleri yoktur, bunu başardılarsada içinde kalamazlar. kadındırlar ama gerçek kadın değildirler. insandırlar ama erkek değildirler. bazıları kadın olduğunu bile bilmez, çünkü diğer kadınlarla iletişim kuramazlar. zaman zaman kadınsı oyunlar oynasalar da bilirler ki bu bir oyundur. temel pisikolojik baskı sorunları onların alt tabaka insanı olma inançları değil, olmadıkları inancıdır. bu nedenle tüm hayatları boyunca garip hissettiklerini söylerler. bu daha kibar ifadelerlede anlatılabilir ancak asıl olan mesajın alınmasıdır. bir çok kadın gibi onlara da kendilerinden nefret etmeleri öğretilmiştir. tabiki farklı şekil ve yollarla ancak etki aynıdır. içselleşmiş aykırı kişilik modeli, her zaman fazlasıyla kin ve acı ile sonuçlanır. bu nedenle oluşan öfke genellikle birini (kendisini) hoşnutsuz ettiği gibi bir başkasını da (ötekini) hoşnutsuz eder ve onlar hakkındaki sosyal klişeleri sağlamlaştırır. bu durum sadece politik bilincin merkezi yönlendirmesiyle düzelebilir... (sosyal sistem)

bu manifestonun büyük bir kısmı orospular hakkındadır. geri kalan kısmı da orospu hakkında olacaktır. organizasyon henüz varolmamıştır ve büyük ihtimalle hiç varolamayacaktır. orospular kahretsinki çok özgürlükçüdürler ve biribirlerine güvenmeyi öğrenememiş diğer kadınlara güvenmemeyi çok iyi öğrenmişlerdir. bu, orospuların diğer kadınlara yapmayı öğretmek zorunda olduğu şeydir. orospular kendilerini orospu olarak kabullenmeyi öğrenmeli ve kızkardeşlerine yaratıcı birer orospu olmaları için ihtiyaç duydukları desteği vermelidir. orospular kendi güçleri ve kendileriyle gurur duymayı öğrenmelidir. kendilerini koruduğuna inandıkları izolasyondan uzaklaşmalı ve genç kızkardeşlerine bu tehlikeden kaçınmalarında yardımcı olmalıdır. şunu unutmamalıdırlar ki genellikle kadınlar kadınlara diğer erkeklerden daha az hoşgörülü davranırlar, çünkü onlara tüm kadınları düşman olarak görmek öğretilmiştir. ve orospular politik bir tavırla sorunlarını elealamak için birlikte bir hareketin içinde şekillenmelidir. tıpkı tüm kadınlar ve özgürlükleri için yapmaları gerektiği gibi özgürlükleri için organize olmalıdırlar. güçlü olmalıyız, militan olmalıyız, muhakkak tehlikeli olmalıyız. unutmamalıyız ki orospu güzeldir ve kaybedecek hiç bir şeyi yoktur. hemde hiç bir şeyi...

onlara ithaf edilmiş bu manifesto, bir çok kızkardeşimin yardımıyla düzeltilip, kaleme alındı.

yazar – anonim (tüm orospular)
çeviren – umut saim balkır

olmuyorneyapsamolmuyor

valla ben de şahidim... herif hakketten ne yapsa olmuyor...****

harun kolçak

ayı sevici gibi görünen şahsiyettir. an itibariyle beni de tivitırdan takibe almıştır...**

açık öğretim fakültesi

türkiye kurulduğundan beri var olan anadolu üniversitesinin uzaktan eğitim yaptıran bölümüdür. türkiye nüfusunun yarısının yolu bu kurumdan öyle ya da böyle geçmiş; mevcut üniversite mezunlarının da yarısı buradan mezundur. yıllık dersleri ve sınavları olan bu fakültenin bu yılki sınavında sorulan sorulardan bazıları şunlardır*

* açıköğretim ekonomi, çüş artık vol ii: soru: gelir dağılımının adaletsiz olması aşağıdaki olumsuzluklardan hangisine yol açar?
cevap: geçim sıkıntısı çeken hane halklarının marjinal partilere yönelmesinin siyasi istikrarsızlığı artırması.*

* açıköğretim ekonomi, sınav sorusu: aşağıdakilerden hangisi toplumda gelir dağılımının adaletsiz olmasının temel sonuçlarındandır?
cevap: geniş kitleler için ürün yapılamayışı, fabrikalarda kapasitelerin büyütülmesinin engellenmesi... *

bira

ankara'da aşık olmak

çorum'daki ya da gaziantep'tekine çok benzer. istanbul'unkine göre biraz daha az tutkuludur ama sanki.****

aşk lan bu, dil, din, ırk, coğrafya dinlemez...!

*

donla yüzmek

levirat

ölen ağabeyin eşiyle evlenmek anlamındaki sosyolojik terimdir. çeşitli kültürlerde çeşitli dinlerde uygulanması desteklenir falan... olaya eşcinsel evlilik açısından bakmak gerekirse de: http://kisalt.be/84xbas *

eniştenizin yağız-delikanlı kardeşine göz koymanız durumunda da elimizde berdel var... eheh

pisuvardaki siyah kil 3

güzel olduğunuz kadar küstahsınız* da küçük hanım. yirim sizi...****

yarabbim

orhan babadan da olur; levent yüksel'den de...* artık kanda dolanan alkolün derecesine - karşınızda gözleri parlayan yağızın sizde uyandırdığı kalmış hisse kalmış etkisi... böyle dua gibi, nasihat verir gibi, doğru yolu gösteren ulvi lisan tadında... anadilim aşk klasörüne layık...

yarabbim sen büyüksün
yarabbim sen gönülsün
durdur geçen zamanı kulların gülsün
bütün saatler dursun
dert rüzgarları sussun
aşk güneşi bahtıma gülerek doğsun

şimdi aşk zamanıdır aşk ömrün baharıdır
bırak sarhoş olalım meyler aşk şarabıdır
şimdi aşk zamanıdır aşk ömrün baharıdır
bırak sarhoş olalım içtiğim aşk şarabıdır

mevsim bahar olunca aşk gönüle dolunca
sevenler kavuşunca yaşamak ne güzel

senden uzak yaşamak inan yaşamak değil
aşkı anlatan hiçbir söz tamam değil
bazı duygular var ki kelimelere sığmaz
sevenler anlar ancak sevmeyen değil

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

imkansız aşk

leventim canım benim yükselimin 97'de çıkardığı bi daha albümünde sonra da doyamayıp 98'de adı menekşe albümünde söylediği güzelliktir. tabi ki de sözleri sezen aksu hanfendiye ait. pakize barışta'da omuz vermiş sezen'e...*

ahanda o sözler:

bebeğim yetmez ki bir aşk ısrar etme
benim efendim aşk, yönetir o beni, ben ona köle
eğer anlıyorsan, razıysan, hazırsan
o zaman paylaşalım gel
hadi imkansızı bir dene

ele avuca sığamıyorum hiç bir şey için söz veremem
yere göğe uçuyor kaçıyor kalbime ben bile hükmedemem
bana güvenme sakın sabıkam ihanetten
ne sen çal hayatımdan ne ben seninkinden

ankara

iki bürokratik işlem ve hastane randevusu, koli...vs. derken bütün günü sokaklarında geçirdiğim ve beynimi ayrana çeviren sıcaklığından ötürü feminizmdi - ayrımcılık karşıtlığıydı unutup duyduğum bütün küfürleri dilime getiren şehirdir....

hay amk şehri gavur amı gibi yanıyor!!!

kaybolan uzaktan kumanda

genelde eve atılan koliyle kanepede cilveleşme başlayınca ya da elemana bodoslama dalınca göte batmasıyla bulunur...

benzeri için (bkz: sessiz moda alınmış cep telefonu)



dirty talk

ön sevişmede de tahrik edici olabilir...*



kürtaj

odtü kadın çalışmaları konuya ilişkin bilgilendirici ve yönlendirici güzel bir metin hazırlamış ve kamuoyuna duyurmuş. ilgilenenler için:

http://www.metu.edu.tr/sites/default/fil...

tasvir i şikayet

oya bora güzelliklerinin grup denk'kenki türkülerinden - hem de en güzelleriden bitanesidir.

ahanda kendileri:


yeri delen yıldırımlardan bihaber bacakların
karabiber tozu yutmuş gibi bi hoş dudakların
buruna bak da etkilenme, kafdağında pencere
ama üzülme yine süzülme çünkü sen bitanesin.

ele güne nispet yapar gibi çökünce rehavet
yaradılışta istiare var, rüyada keramet
inadının neticesi, eğer koparsa kıyamet
ama üzülme, yine süzülme çünkü sen bitanesin.

azar azar yaşar durur hayatının tamamını
deli dolu gülüşlerinde raks eder zamanını
bir iki tatlı söz çeler başındaki darağacını
ama üzülme, yine süzülme çünkü sen bitanesin.

gerekiyorsa fırtına, aksi halde bir atalet
semeresi çalışmanın, bu yaşta kırış kıyamet
sana sitem serzeniştir, bu tasvir-i şikayet
ama üzülme, yine süzülme çünkü sen bitanesin

pony slaystation

çok sevip çok güvenince ufacık bir şeyde çok kırılır ya insan; o hesaptan kırgın olduğum yazardır... ancak günlerdir ortalıkta görülmeyişinden ötürü de için için merak ettiğimdir de. umarım ters bişiler yokturdur. sadece kocaya falan kaçmışsındır... hakkettiğin o zevk çığlıklarından atıyosundur falan.***

(bkz: kızım eve geri dön baban seni affetti)
(bkz: tasvir i şikayet)

ben senin bildiğin erkeklerden değilim

levent yüksel seksisinin seslendirdiği istanbul - nişantaşı yöresi türküsüdür.



ben sevdim eller aldı
kalk gidelim kavruk kalbim
gül derdim diken yağdı
yok sebebi bu hoyrat harbin

ben senin bildiğin erkeklerden değilim
onun için ağlıyorum yar
sen öyle dik dur ben sana eğileyim
senin için kanıyorum yar

rüzgarı kattım önüme
döndüm de baktım derine
yandım dünyanın canına
dostlar sağolsun

levent yüksel

ben senin bildiğin erkeklerden değilim dediğinden beri her gördüğümde her duyduğumda içimin bi hoş olmasına neden olan sevimlilik muskası sanatçı.*
  • /
  • 54
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 1067

pisuvardaki siyah kil 3

ah be cancağızım, o ne güzel sözler öyle. senin takdirini kazanmış olmak tek başına bir çok şeye değer. çok teşekkür ederim. güzel haberlerini duymaya devam ederim umarım. öperim iki kaşının ortasından.*

ha bir de, alt komşuyu da rüyanda görürsün!! *

ayı sözlük'ün geldiği son nokta

yazarların dertlendikleri her ne ise o konuda yazabildikleri; bunu yaparken de neredeyse istedikleri her formatta başlık açıp üzerinden muhabbet döndürebildikleri bir sözlük olmuştur. insanların çok ve çeşitli oldukları düşünülünce insan sayısı kadar entry yazım şekli ve içeriğinin olması düzeylilik-düzeysizlik tartışmasından çok daha öte bi yerde "zenginliktir". zaten burada söz konusu olan yaşanan cinsel deneyimleri ballandırarak anlatmaktan ziyade hayatın, bizim durduğumuz yerden nasıl göründüğünü kelimelere aktarmaktır.

arada bikaç ayının sik boyunu; göt deliği çapını öğrenmenin ve bunların toplamda kaç farklı kişininkiyle ilişkilenmiş olduğunu bilmenin zararı yoktur. kaldı ki her birimizin bir cinsel birleşme sonucu burada olduğumuzu düşününce, bizi var eden "sikişmek" eyleminin sokakta neredeyse hiç kullanılmayan kullanılsa da kötü bir anlamı varmış gibi kullanılan bir ifade olmasının önüne geçip bu eylemi yemek yemek, uyumak...vs diğer insani eylemler şeklinde insanlara düşündürtmek bu sözlüğün asli görevlerindendir. sikişmek eylemi insanların kafasında normalleşmezse eşcinsel ilişkiler sapıklık olarak değerlendirilecek; kadının bedensel özgürlüğü hiç bir zaman var olamayacaktır.

charlie hebdo

kendisine saldırının yıl dönümünde çıkan sayısının kapağında, yılbaşı akşamı almanya'da kalabalıktaki kadınları taciz eden orta doğuluları eleştirmek için, suriye'den avrupa'ya geçmek isteyen mülteci bir ailenin çocuğu olan " aylan bebek"i büyümüş ve tacizci olmuş olarak resmeden dergidir. gerek çizgilerinin vasatlığı gerekse de kendisini tanıttığı politik eleştirelselliğinin süper sığlığı bu kapakta tavan yapmıştır.

bu konuda umut stakehouse'un radikal blogtaki ayranım ekşi'de yazdıkları cidden kafa açıcı olarak düşünülebilir: (yazı, charlie hebdo'ya hiciv nasıl yapılır nasıl bi zeka gerekirin dersini vermiş bu arada bu yazısında eleman!)

aylan vs. alain bebek: http://blog.radikal.com.tr/dunya/aylan-b...

harranlı emine

harvardlı emily'ylele giriştiği rekabette kendisine ailecek destek olduğumuz mağara* kızıdır.* onca eşitsizliğe, şansızlığa rağmen azmini yitirmeyip internet hızında emily'i bir reklamlık da olsa geçen bu kızımızı takdir ediyoruz. kendisine harvardlı emily'nin ceo olarak bile sikleyip girmeyeceği türksel firmasında call agent olarak sürdüreceği kariyerinde* mutlu, sağlıklı ve başarılar dolu bir ömür dileriz.

ortak gay algısı

yaşananların paralelliğinden olsa gerek, dış dünyadan gelen uyarıcılardan bazılarının eşcinseller tarafından birbirlerinden habersiz şekilde daha fazla dikkate alınmasıdır. bu dıştan gelen uyarıcılar bazen şiir sözleri, bazen müzik, bazen toplum tarafından çok dikkat çekmeyen bir olay olabilir. bu ortak algının bir diğer veçhesi ise uyarıcılara verilen eşcinsel tepkinin de paralellik göstermesidir.

bu terim gay life ya da eşcinsel yaşam tarzı diye addedilen hayatla çok karıştırılmaktadır. birbirlerini etkileseler de hatta bazı durumlarda nedensellik bağları bulunsa da çok farklılardır. nihayetinde eşcinsel yaşam tarzı denilen şey eşcinseller için yaşadıkları yerde dış dünyanın ya da ataerkil sistemin izin verdiği kadarını modifiye ederek yaşamaktır ve içinde gay bar, internet siteleri, grindr ya da msn. gaylar nihayetinde cinsel kimliklerini gizleme dürtüsüne dış baskılardan ötürü sahiplerdir mesela. ancak ortak gay algısı bu dürtüyle saklanmış bir gayı kolaylıkla deşifre edebilir. örneğin müzik kanalında yeni bir sima görüp de hiç teklifsiz "kim bu gay" denilebilinir ki çoğu zaman bu tespit yanlış çıkmaz...

sevgilisinden yeni ayrılanlara tavsiyeler

dul kadınsın, bir ihtiyacın olursa çekinme.*

pınar selek

1971'de doğup iyi bir lisans öncesi eğitim aldıktan sonra akademik başarılarını mimar sinan üniversitesi* sosyoloji bölümünde devam ettiren ve şu sıralar yurt dışında olan sosyolog, feminist ve yazardır. 1998’de yedi kişinin hayatını kaybettiği mısır çarşısı patlaması davasından o günden beri yargılanan ve hakkında bir türlü nihayi karara varılamayan insandır. iki kez bu davadan beraat etmesine rağmen yargıtayda sürekli kararların bozulması süreci bugün itibariyle türkiye cumhuriyeti hukuk tarihine geçicek saçmasapan bir kararla tekrar bozulmuştur. kendi kararını bozan yargıtaya karşı kararında direnme kararı veren yerel mahkeme "ay biz vazgeçtik" demek suretiyle yargılama sürecini sil baştan ele almaya karar vermiştir. işin ilginç tarafı bu duruma eski kararda direnme fikrindeki savcı bile şaşırmış ve mütaalasını "iyi madem, suçlu, hadi yargılayak bari" şeklinde vermiştir...

kanıtsız, tanıksız şekilde yargılanıp hakkında müebbet hapis istenen selek'in davasından bir gün önce bir ülkeyi 30 yıl geriye götüren darbeyi yapan bir çok insanın ölümünden, kaybolmasından, sakatlanmasından sorumlu olan insanların ellerinde kahveyle talk show'a çıkarılmışçasına ifadesini alan mahkemeyle selek'in durumunu bu şekilde yargılamayı uygun bulan mahkemenin aynı anayasa ve yasalarla işlediğine inanmak güçleşmiştir.

son karar haricindeki yargılama süreci için bakınız: http://www.pinarselek.com/

pınar selek'in hepimizce okunması gereken kitabı için (bkz: sürüne sürüne erkek olmak)

(bkz: adaletin batsın türkiye)

chp teyzesi

yakın gelecekte biyoloji ve fiziksel antroploji bölümlerinde; uzak gelecekte ise paleantropoloji bölümlerinde homo kemalismus vajinismus ismiyle anılacak olan primat türüdür.

ayı sözlük'ün geldiği son nokta

yazarların dertlendikleri her ne ise o konuda yazabildikleri; bunu yaparken de neredeyse istedikleri her formatta başlık açıp üzerinden muhabbet döndürebildikleri bir sözlük olmuştur. insanların çok ve çeşitli oldukları düşünülünce insan sayısı kadar entry yazım şekli ve içeriğinin olması düzeylilik-düzeysizlik tartışmasından çok daha öte bi yerde "zenginliktir". zaten burada söz konusu olan yaşanan cinsel deneyimleri ballandırarak anlatmaktan ziyade hayatın, bizim durduğumuz yerden nasıl göründüğünü kelimelere aktarmaktır.

arada bikaç ayının sik boyunu; göt deliği çapını öğrenmenin ve bunların toplamda kaç farklı kişininkiyle ilişkilenmiş olduğunu bilmenin zararı yoktur. kaldı ki her birimizin bir cinsel birleşme sonucu burada olduğumuzu düşününce, bizi var eden "sikişmek" eyleminin sokakta neredeyse hiç kullanılmayan kullanılsa da kötü bir anlamı varmış gibi kullanılan bir ifade olmasının önüne geçip bu eylemi yemek yemek, uyumak...vs diğer insani eylemler şeklinde insanlara düşündürtmek bu sözlüğün asli görevlerindendir. sikişmek eylemi insanların kafasında normalleşmezse eşcinsel ilişkiler sapıklık olarak değerlendirilecek; kadının bedensel özgürlüğü hiç bir zaman var olamayacaktır.

eşcinsel evlilikleri protesto gösterisi

coqueteria nickli has hanım ablanın "emekli cami hocaları yardımlaşma derneği" olarak nitelendirdiği bir grup insanın türkiye'de olan bitene kafa yormaya başlaması; dahası kafalarını yoran meseleler için sokaklara dökülmesidir.** öncelikle söz konusu gürühun eşcinsel evliliği ile ilgili yasanın geçmesi için bdp ve chp'nin kıçlarını yırtmalarının bile işe yaramayacağını düşününce dertlendikleri şeyin müslüman kürt camia'nın bdp ile ilgili bağlatılarını zayıflatmak olduğu düşünülebilir. dahası bu video bir kez daha göstermiştir ki eşcinselliğin ismi türkiye'de hala "ibnelik"tir.** vidyonun devamında başka konulara da değilinilmiş olunmasına karşılık değinilmeyen konular kendilerine "insan hakları savunucusu" diyen bu taşakları topuklarına değen elemanların aslında ne kadar samimiyetsiz olduğunu göstermektedir. samimiyetsizliğin ölçüsü için elemanların "insan" kategorisine neyi alıp neyi almadıklarını bir kez daha düşünmek gerekir.

son olarak da bu vidyonun ve bu tür amcaların ellerinde bu pankartlarla sokaklarda bulunmalarının, türkiye'deki eşcinsel hareketin artık ne kadar kuvvetli olduğunu gösteren bir geribesleme olduğunu düşünüyorum. normal şartlarda "yok saydıkları bir kesimin" varlığını kabul etmiş olmaları üzerinde de bu kesim için canlarının bu denli sıkılması eşcinsel görünürlük için - eşcinselliğin bir mücadele alanı yarattığını göstermesi açısından gayet kıymetlidir.

(bkz: ibnenin fendi hacıyı yendi )

http://www.sansursuzhaber.com/izmitte-es...

vatandaş ingilizce konuş daha çok konuş

evrensel iletişim ve bilim dili olan ingilizce'nin hakkının teslim edilmesidir. toplasan 70 milyon tarafından konuşulan bir dilin yerine 4 milyar insanın bildiği ve konuştuğu dille iletişim kurulması gerekliliği kuşku götürmez bir gerçektir. orta okuldayken tarih kitabında gördüm. bir dağın içine sıkışmış bir grup insanın köpekgillerden bir hayvanın lütfuyla o dağdan kurtulmaları*** sonra da üreyerek koskocaman orta asya'ya sığmayıp dünyanın dört bir yanına barbar olarak gitmesi, gittikleri yerlerde taş üstünde taş bırakmayan ve varolan kültürleri yok eden torunlarının biraz medenileşmesi için şarttır. devletin kurucu milletler arasında ingilizce konuşanların olmaması önemli değildir. ne de olsa devlet ne derse o olur. ingilizce konuşmayanlar hastanede tedavi edilmezlerse; askerde, okulda, karakolda...vs. aşağılanırsa seve seve ingilizce öğrenip medenileşirler zamanla ne de olsa...

(bkz: milliyetçilik karşıtı olayım derken millet karşıtlığı yapmak)

dark bear

ana dil başlığına yazmış olduğum "the language that a person can have; but not a state" girdisini 5 kere silen ve 4. kez bu işlemi yaparken bana nedenini "aynı entryi tekrar tekrar yollamana gerek yok aslında. türkçe meailini ilave etmen gerekecek, herkesin anlayabilmesi için" şeklinde bir açıklamayı nihayetinde lütfeden ayı sözlük yöneticisidir. kendisine "böyle bir kural olmadığını" belirtmiş olmama rağmen "böyle bir kurala gerek yok, herkesin ruhen ve beyinen bilmesi gereken birşey." diyerek beni dumura sürüklemiştir.

kurallarda herhangi bir ifadenin olmadığı sözlükte alıp başını giden seri eksileme olayına ruhunun ve beyninin ne dediğini çok merak etmekteyim.

(bkz: zeki müren ruhuna ve beynine göre versin)

anlamsız entryleri alt alta okumak

türkiye gençlik birliği

türkiye usulu neo-nazilerdir. nasyonel sosyalizmi savunan ne isa'ya ne musa'ya yaranamayan doğu perinçek taifesinin marifetir. chp ye kabul edilmeyen doğu perinçek'in partisinin isminden de vazgeçmeyerek kurdurduğu bu oluşum özellikle türk bayrağı ve atatürk posterlerini kullanması samimi chp'lileri etkilemiştir. kemalizm'in altı okundan "devrimcilik" okunun ve atatürk'ün söyleyip söylemediği tarihçilerce tartışmalı olan " bursa nutku"nun gazıyla toplumsal olaylar çıkarmaya pek meyillidirler. ha sözü açılmışken chp devrimcilik okunu ülkenin eğitim, bilim, teknoloji, ekonomik refahgibi etmenlerin ışığında muasır medeniyetler seviyesine çıkarılıp arkaik anadolu toplumunu dönüştürmek olarak tasavvur ediyorken işçi partisi ve tgb için bu ülkedeki azınlıkları ve kürtleri yok etmek anlamına gelmektedir.

(bkz: tgb'nin 24 nisanda odtü öğrencilerine saldırısı)

bankacibear

sözlük formatından habersiz yazardır. sözlüklerin belirtilen kuralları içerisinde istenilenin istenildiği şekilde yazıldığı yer olduğu fikrini daracık ufkuyla değerlendiren ayı insanıdır. sözlükler de insanların kendilerini ifade etmeleri için çok sayıda satır bulunan yerlerken sözlüğü ağlamak; şikayet etmek; kendini paralamak için kullanandığı gözlemlemektedir. kendisine adresini göndermesi durumunda "democracy for dummies" isimli kitabı hediye etmek istemekteyim.

ayrıca kendisi bana attığı mesajla beni seri eksici ilan etmiştir.* bu konuda kendisine: sorry mario princess is in another castle demek istiyorum. *
Henüz takip ettiği biri yok.