neil young, 12 kasım 1945 kanada doğumlu rock sanatçısıdır. rock müziğin pek çok türünde çalışmaları bulunur ama en önemli eserlerini folk-rock türünde vermiştir. vokali, kendine özgü elektrik gitar çalışı ve akustik parçalardaki başarısıyla kanada'nın ve dünyanın en iyi müzisyenlerinden biri olmuştur. müziğe buffalo springfield grubunda başlayan young, ilk solo albümü neil young'ı 1968 yılında çıkarmış, bu albümde özellikle "the loner" ve "the old laughing lady" parçaları beğeni toplamıştır. 1969'da ileride de pek çok kez beraber çalışacağı grup crazy horse'la "everybody knows this ıs nowhere" albümünü de yayınlamıştır. bu albümde "cowgirl in the sand", "down by the river" ve özellikle" cinnamon girl" adlı parçalar young'ın en ünlü parçalarındandır.
bu iki albümünde elektrik gitara ağırlık veren young, 1970 yılında akustik çalışmalara yönelmiş ve efsane albümü" after the gold rush"ı çıkarmıştır. aynı ismi taşıyan şarkı, "only love can break your heart", "don't let ıt bring you down" ve "when you dance ı can really love"la birlikte abd'nin güney eyaletlerindeki ırkçılığı eleştiren "southern man" de bu albümdendir.
1972 yılında yayınlanan harvest ise tüm zamanların en iyi albümlerinden biri olarak kabul edilmektedir. "a man needs a maid", "old man", "alabama", "the needle and the damage done" ve "words (between the lines of age)" bu albümün başarılı şarkılarındandır. albümün 4. şarkısı "heart of gold" ise rock tarihinin en güzel çalışmalarından biridir ve pek çok farklı sanatçı tarafından yorumlanmıştır.
1975 yılında tekrar crazy horse'la çalışan young,zuma albümünü çıkarmıştır. ispanyolların güney amerika'yı keşfinde yapılan katliamları anlatan "cortez the killer" adlı parça beğeni ve tepki toplamıştır. 1977 tarihli "like a hurricane" adlı parça, uzun ve başarılı elektrik gitar sololarıyla tanınmış ve sevilmiştir.
1978 tarihli "comes a time" albümü "after the goldrush" albümündeki huzurlu havaya geri dönüştür. "comes a time", "look out for my love", "lotta love" gibi balladların yanı sıra, bir country şarkısı olan "four strong winds" de bu albümde yorumlanmıştır.
young'ın crazy horse'la birlikte bir konserinin kaydı olan "rust never sleeps" (1979), david gilmour,kurt cobain gibi pek çok şarkıcıyı derinden etkilemiştir. hard rock örneği "hey hey, my my (ınto the black)" ve bu şarkının akustik versiyonu "my my, hey hey (out of the blue)" young'ın en çok beğenilen eserlerinden olmuştur.
1989 tarihli "freedom" albümü elektirk gitar ağırlıklı şarkılardan oluşur. özellikle bir nevi "amerikan rüyası" eleştirisi olan "rockin'in the free world" efsane halini almış ve pek çok kez yorumlanmıştır.
1992 tarihli "harvest moon" ve 2005 tarihli "prairie wind" 1970'lerin başlarındaki çalışmaları andırır. crazy horse'la yapılan "ragged glory" (1990), "sleeps with angels" (1994) ve greendale(2003) albümleri ise sanatçının yaşlanmadığının göstergesi gibidir. 2006 tarihli "living with war", ırak savaşı'na ve amerikan hükümeti'ne ağır eleştiriler içerir.
sanatçı folk rock'ın diğer ünlü üç ismi david crosby,graham nash ve stephen stills'le de crosby, stills, nash and young adında üç stüdyo albümü yapmış, özellikle bunların ilki 1970 tarihli "deja vu" büyük başarı yakalamıştır.
neil young 2007 yılında bir konser hariç yayınlanmamış "ordinary people" adlı klasiğini de içeren "chrome dreams ıı" albümünü piyasaya sürmüştür. kariyeri boyunca muhalif, barış yanlısı ve çevreci tutumundan ödün vermemiştir. live aid ve live 8 konserlerine de katılmıştır.
bir pink floyd albümüdür. bu albümün bir de filmi mevcuttur. yönetmenliğini alan parker yapmıştır. şiddetle izlenmesi ve dinlenmesi önerilen sanat eseridir.
1.5 yıldır keyifle içtiğim şeydir. gırtlakta yanma hissini oluştıran etkiler şunlardır. içindeki pg (mono propilen glikol) oranı yüksek olabilir. bu oran %20 olmalı. pg alerjiniz varsa, bunu boğaz ve kulakta kaşıntı, ve nefes darlığı, ile hissedersiniz. vegetable glycerin %100 (bitkisel gliserin) kullanmalısınız ben dışarıdaki likitlerin nasıl yapıldığına güvenmediğim için gliserinini evde alıp aromaları kendim karıştırıp demlemesini de kendim yapıyorum. dışarıdan likit almamaya çalışın 4 şişe likit parasıyla 1 litre 3 mg nikotinli likit yapabilirsiniz.
her oyuncu yada şarkıcı, ile sorunu olduğunu düşündüğüm gazateci. setlerden birinde görev alırlen. lansman anında bir oyuncunun, seyhanı ret ettiğine şahit olmuşluğum vardır. sana röpörtaj vermem sen insan değilsin çünkü demiştir...
13 bölüm çekilmesi planlanan üçlemenin ikinci halkasıdır. mart ayına kadar bölümler sansürsüz bir şekilde puhu tv’de yayınlandıktan sonra fi ve çi birleştirilip show tv de yayınlanacak
cep herkülü... eskiden, televizyona çıktığı zaman, evde hayat durudu adeta. yalnız bu kaldırdığı halterler yaptığı spor dalı bence erken yaşta birçok sağlık sorunuyla, boğuşmasına neden oldu kanımca. bugün ölüm haberini aldığımda, içimde birşeyler koptu. yolu ışıklı olsun inşallah...
o kadar iyi bir kalbi var ki bu camiada başıma gelen en iyi şey diyebilirim. iyi gün dostudur, kötü gün dostudur, halden anlar sevgi pıtırcığıdır. birtane o birtane iyiki arkadaşımsın. ve her zaman öyle kalacaksın.
nedense türkiyede aşklarımız da arabesk yaşanmakta. iyisi ile kötüsü, ile bir yaşanmışlık var ve bunu iki kişi belli özel durumlar haricinde, tek başına yaşamıyor. gün geliyor, birşeyler bitiyor, ayrıldığınız sadece sevgiliniz bu unutulmamalı. ben annesini de ararım zor durumdaysa eski sevgilimi de ararım yaşananlar yaşanmıştır. kimse kötü değil neticede dostluk baki kalmalı.
skype fotoğraf göndermekten güvenlidir diye düşünüyorsunuz ama ondada yüzlerini göstermeden soyunup siz izlerken görüntünüzü kaydediyorlar.sonrada tehditler başlıyor.temkinli olmak lazım.
gizli eşcinsel olupta böyle bir oyunun parçası olmayı kabul etmekte pek mümkün değil hangi kafayla kabul etti acaba.izlemek lazım.çağlar çorumlu nun karakterinin gay olduğu filmin fragmanından belliydi zaten.bu canlandırdığı kaçıncı gay karakter, yakında içindeki ayı canlanırsa şaşırmam,varsa tabi.
cem başeskioğlu'da cenazeye katıldıktan sonra sosyal medya hesabından şöyle yazmış;
"bugün bir cenazeye katıldım, merhum bir cinayete kurban gitmişti. amma ve lakin ortam sanki yaşı kemale ermiş biri uykusunda eceliyle ölmüş, herkes zaten bekliyormuş gibi sessizdi. caminin önündeki caddeden içeride yatanın neden öldüğünden habersiz,sırada ki ben miyim endişesinden uzak ellerinde gucci mucci torbalarıyla kırıtarak geçen lubunyalara takıldı gözüm. caminin avlusunda gidenin cinsel kimliginden hala utanan ,konusurlarsa konu oraya gelecek diye korkan merhumun yakını ama homofobik olduklarından habersiz tiplerle doluydu. bir çoğu bana yaratık mışım gibi baktı. sanki varlığım bir ayıbı (ayıp neyse) deşifre etmişti. sizi bilmem ama caminin içindekiler için ibne ,caminin önünden geçen lubunyalardan daha hisli ve sorumlu olduğum için tam şükredecektim ki kim olduğum aklıma geldi. bir fatiha okudum,cami duvarına çöktüm bir sigara yaktım bir eşcinsel daha yalnız göçtü buralardan diye düşündüm bakmayın avludaki kalabalığa kaçı gerçekten tanıdı onu acaba ...hayat işte"
hey you, out there on the road
always doing what you're told
can you help me?
hey you, out there beyond the wall
breaking bottles in the hall
can you help me?
hey you, don't tell me there's no hope at all
together we stand, divided we fall
yaşayan bilir ne bok bir durumun içinde olduğunu. ilk önce sinsice yanına gelir, sana farklı olduğunu söyler ! sonra sinsice hayatına girer. evli olduğunu en başında söylemiştir ama aşık olmuşsundur bir kere. aşık olacağımız adamı ne yazık ki seçemiyoruz. sürekli bir bahane bulup evine gelir kalır, kendini sana iyice bağlamıştır. artık kalkıp eve gitmesini bile söykersin, iyi niyetinden. karısını sevmese bile evde ilgilenmesi gereken bir kızı vardır çünkü! ondan sonra arada o şüphe içini kemirir (karısını aldatan adam beni rahat atdatmaz mı dersin kendi kendine bu arada geçen zamanda senden defalarca ayrılıp barışmıştırda laflar klasiktir (sen benden daha iyilerine layıksın, keşke evli olmasaydım, kimse beni senin sevdiğin kadar sevemez!!!) yalandır dolandır laf salatasıdır bunlar sevmişsindir bir defa hırsızda olsa it uğursuzda olsa kalbin teslimdir... celladına sığınırsın sonra yine döner gelir bir zaman sonra farkedersin ki evde sorun varsa senin yanında evde herşey yolunda gidiyorsa karısıyla arası iyiyse evindedir... sonra tekrar ayrılır kalbin köpeğe atsan yemeyecek durumdadır artık burada tek gerçek vardır sen dış kapının dış kulbusundur... sonra sana bu piyasadan elimi ayağımı çekiyorum der yeni kurbanlarına yönelir o zavallı karısıda hiçbirşeyden haberi olmadan yaşar gider...
yaşayan bilir ne bok bir durumun içinde olduğunu. ilk önce sinsice yanına gelir, sana farklı olduğunu söyler ! sonra sinsice hayatına girer. evli olduğunu en başında söylemiştir ama aşık olmuşsundur bir kere. aşık olacağımız adamı ne yazık ki seçemiyoruz. sürekli bir bahane bulup evine gelir kalır, kendini sana iyice bağlamıştır. artık kalkıp eve gitmesini bile söykersin, iyi niyetinden. karısını sevmese bile evde ilgilenmesi gereken bir kızı vardır çünkü! ondan sonra arada o şüphe içini kemirir (karısını aldatan adam beni rahat atdatmaz mı dersin kendi kendine bu arada geçen zamanda senden defalarca ayrılıp barışmıştırda laflar klasiktir (sen benden daha iyilerine layıksın, keşke evli olmasaydım, kimse beni senin sevdiğin kadar sevemez!!!) yalandır dolandır laf salatasıdır bunlar sevmişsindir bir defa hırsızda olsa it uğursuzda olsa kalbin teslimdir... celladına sığınırsın sonra yine döner gelir bir zaman sonra farkedersin ki evde sorun varsa senin yanında evde herşey yolunda gidiyorsa karısıyla arası iyiyse evindedir... sonra tekrar ayrılır kalbin köpeğe atsan yemeyecek durumdadır artık burada tek gerçek vardır sen dış kapının dış kulbusundur... sonra sana bu piyasadan elimi ayağımı çekiyorum der yeni kurbanlarına yönelir o zavallı karısıda hiçbirşeyden haberi olmadan yaşar gider...
yakalanma anında anne ile 10 saniye boş boş bakma eylemi gerçeklesir. iğrenç bir durumdur anne odayı terk ettiği zaman oğlum erkek oldu diye sevinmiştir. ama oğlunun bakkal osman amcayı hayal edip, nirvananın doruklarına çıktığından habersizdir
1.bölüm (kumdan kaleler)
hayatımda hep kendime sorduğum bir bir günah gibi sakladığım “ben neyim” sorusu yaşım ufak 5 yada 6 televizyonda bruce willis içimde bir ürperti ama okulda evde öğretilenler içimde yaşadığım durumun tezatlığı hepimiz yaşamışızdır. bu durumu bir an’a ait olma hissi kaçımız ufakken bir an’a ait olabildik. ilk okulda bir arkadaşım birgün yanıma gelip 4c’den demet’in çok güzel olduğunu o’na tenefüste açılacağım demişti. onun aklı demette benim aklım okul müdürü ismailde.
kilo sorunum başladığı zamanlar 10 yaşlarındaydım annem elimden tutar sürekli hastaneye götürürdü. okuldan izin aldığımız zamanlar bile oldu. bir sürü kanlar bir sürü tahliller bir soru sorduğum vakit kilo vermem gerektiğini söyledi durdu bir süre sonra hastaneden gülerek sanki bir zafer kazanmış gibi çıktığımızı hatırlıyorum. ileryen zamanlarda hastaneye gitmeye devam ettik ama ben kilo verememiştim.
günler geçip giderken tarih 1998’de ev’e masaüstü bir bilgisayar geldi. bende bir mutluluk bir sevinç oyun oynuyorum internet’e giriyorum bugünkü bağlatılarla o günkü bağlantı arasında uçurum var 56 k bir bağlantı bir mp3 bağlantınız kesilmezse 2 saatte iniyordu. bilgisayarlar da bugünkü gibi donanımlı değil yaptığınız şeyler bir zaman sonra beni sıkar hale gelmişti o zamanlar yahoo revaştaydı yazdım nonoşu bastım enter’a bir sürü sonuç vs tam hatırlayamıyorum şimdi ama o sonuç bana o gün bana bir terim kazandırmıştı. ve o üç sihirli harfi yazdım arama motoruna “gay” o şimdiki gibi görsele basınca görsel şak diye gelmiyor ama önüme çıkan siteyi açtığım zaman kalbimin ağzımdan çıkacağını hissettim ellerim terlemiş sürekli yutkunuyordum aradığım şey karşımdaydı.
1. bölüm sonu
kesinlikle bir erkek size 5 saniyeden uzun baktıysa o kişi eşcinceldir bazen annemle yanyana yürüdüğümde annemden ibneye bak nasıl uzun uzun baktı benden de utanmıyorlar diye hayıflandığını bilirim.