o ses türkiye yarışmasının en ilginç yarşışmacılarındandı kendisi. trabzonlu ve amatör futbolcu olan bu hanım kızımız ilk olarak elemelerde söylediği ben sana hala aşığım adlı şebnem ferah parçasıyla jürinin ve benim dikkatimi çekmişti. televizyona uzak bir yerde sadece şarkıyı duyup oha sese bak tıpkı şebo gibi okuyor diye ekran başına koştuğumu hatırlıyorum. yarışmada sonra yine bir şebo parçası olan yağmurları seslendirip gökhan tarafından elenip hadisenin takımına geçmişti. tamam şebnem ferah parçalarını çok güzel okuyor da acaba diğer şarkıcılarda nasıl diye düşündüğüm sırada dün akşam sertab erenerin bir damla gözlerimde parçasıyla harikalar yaratmış fakat hadisenin yaptığı adaletsiz eşeleştirmenin kurbanı olarak o ses türkiye yarışmasına veda etmiştir. umarım yapımcılar bu kızın kıymetini bilip soft rock tarzında bir albümle müzik piyasasına adım atar.
sertab erenerin 2010 yılında çıkardığı rengarenk albümünde yer alan muhteşem slov çalışmasının adı. sözleri sinan kaynakçı tarafından yazılmış, müziği de si seulement je pouvais lui manquer şarkısından alınmış bir cover parçadır. dün akşam o ses türkiye yarışmasında dilay hacıosmanoğlu tarafından muhteşem bir şekilde icra edilmiştir aynı zamanda. *
sözleri ;
çok geç oldu belki de düşündük taşındık
bir çok şeyi birbirimizden sakındık
bir şey eksik cümlede
yüklem mi özlem mi sakladığın şey her neyse beni üzer mi
öyle çok şey var ki içimde
hep sustuk konuşmak yerine
konuşmadığımız her ne varsa
seninle sakladım gözlerimde
ne olur sen de fazla üzülme
hep kendi kendine yenilme
konuşmadığımız her ne varsa seninle
bir damla gözlerimde
belki yanlış yoldayız
kaybolduk kaybolduk gizleyince kendimiz de yorulduk
her hatada telafi gerekli değil mi
bizi durduran gurur mu kibir mi
öyle çok şey var ki içimde
hep sustuk konuşmak yerine
konuşmadığımız her ne varsa
seninle sakladım gözlerimde
ne olur sende fazla üzülme
hep kendi kendine yenilme
konuşmadığımız her ne varsa seninle
bir damla gözlerimde
yarın akşam sevdiğim arkadaşlarımla izleyeceğim belgesel. gösterime girdiği her seferinde bir aksilik çıkmış izleyememiştim. nihayet özel gösterimlerinden birisinde izleme fırsatı bulacağım.
1989 senesinde inşa edilen avm ve kulenin adı. türkiyenin ikinci alışveriş merkezi olma özelliğinin yanı sıra 127 metre uzunluğundaki kulesi ile ankaranın sembol binalarındandır. açılışını turgut özalın yaptığı atakule alışveriş merkezi içerisinde barındırdığı markalar ve özellikle çocukluğumun en sevdiğim eğlence yeri olan dreamland sayesine ankaralıların gözde mekanlarından biri olmuştu. zaman içerisinde türkiyenin hemen hemen her ilinde olduğu gibi daha büyük avmlerin gazabına uğramış ve yavaş yavaş boşalan dükkanlar sonrasında son birkaç aydır hayalet bir alışveriş merkezi olmuştu. dün gazetede okuduğum bir haberle bu binanın yıkılacağını öğrendim. kule dışındaki kısımları yapılıp yerine daha büyük bir alışveriş merkezi inşa edilecekmiş. umarım ankaranın sayılı güzelliklerinden olan botanik parkı bu büyütme operasyonu sırasında talan edilmez.
uzun zamandır bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum. güzeldi katılan herkese çok teşekkür ediyorum buradan da. özel konuklarım elizabeth & hayat arkadaşı da renk kattı zirvemize. genelde ankara zirveleri çok katılımcı olmadığından dolayı bir aile toplantısı havasında gerçekleşiyor. bu samimiyeti seviyorum. zirvenin ana gündem maddesi eskiden ne güzeldi yaa oldu. filizku ya eskiden sözlükte neler yaptığımızı anlattık genelde. önümüdeki ay da yeni yıl 2 zirvesi yapmayı planladık bu zirvede, her anlamda keyifli bir akşamdı. filizku, olmuyorneyapsamolmuyor, cubboy ve yeni tanıştığım tanıştığıma çok memnun olduğum kemanyayi sizlere buradan bir kez daha teşekkür ediyorum iyki geldiniz iyki varsınız.
azmine hayran olduğum manken. neden diye soracak olursanız bu hanım kızımış meşhur olayım da nasıl olursa olsun mantığını benimseyerek 1998 senesinde aynı ajansa bağlı bulunan yaşarın onbir ay klibine kendi alakasız görüntülerini izinsiz montajlatmıştır. hayır bununla kalsa iyi bu klip yaşardan izinsiz olarak montajlanan haliyle tüm kanallara dağıtılmış ve olayın farkına varan yaşar bir süre sonra bu klibin yayınlanmasını mahkeme kararı ile yasaklatmıştır. *
son dakika filizkunun da katılımıyla acaba arkadaşlarımdan çok yazar mı gelecek diye heyecanlandım bak. filizku bu ara yoğun olduğunu bildiğimden özel olarak davet için aramadım yoksa her zaman baş tacısın * gelecek olmana çok sevindim...
bu akşam gerçekleşecek zirve. sözlük yazarlarından çok arkadaşlarımın ilgi göstermesiyle bir ilki yaşayacağımız zirve olacak sanırım. 3 sözlük yazarına karşı 5 arkadaşım katılacak.
ilk duyduğumda beni şaşırtan erkek ismidir. babamın bu isimde bir arkadaşı vardı, hayatımda gördüğüm en karizmatik gri saçlı adama ailesi zamanında nasıl bu ismi verip bu karizmayı yerlebir eder diye çok hayıflanmıştım zamanında.
sevgili cubboyun da başlığı dürtmesiyle resmiyete kazandırdığımız zirvedir. katılmak isteyen herkesi ağırlamaktan büyük mutluluk duyacağız. 16 kasım 2013 saat 18:30 da kızılay bayındır 2 sokakta bulunan sarkaç cafede bekliyoruz.
tam uyumaya hazırlandığım sırada adı bende saklı entrysiyle beni ağlatmış, 2013 pride günü sugar cafede tanışma şerefine eriştiğim sözlük yazarıdır. kendisiyle çok muhabbet edememiş olsam da çok sevdiğim kuzum smokebl sayesinde gıyabında tanıdığım ve en kısa sürede kendisini ankarada misafir etmek istediğim* güzel yürekli adam...
en kısa sürede ankarada görmek istediğim arkadaşım. neden ankara diye ısrar ediyorum çünkü diğer illerde buluşmamızı engelleyici bir manyetik alan var ben ne zaman onun olduğu yere gitmek istesem o manyetik alan bu yazarı çok alakasız yerlere ittiriyor. sohbetini ve kahkahalarını özledim bir an önce bekliyorum...
dün akşam yine o kadar işinin ve her zamanki klasik havaalanına yetişemeyeceğim düşünceleri arasında bir kahve içmelik vakti bana ayırmış her seferinde gördüğümde beni mutlu eden* insanlar listesinin üst sıralarında bulunan sevgili ağabeyim.*
bence bir his değil gerçeğin ta kendisidir. tek bir aşkı vardır insanın hayatında gerçekten hissederek yaşadığı, kalp tek kişiye ait olmak için yaratılmıştır bence. bir daha sevememek değil de bir daha kimseyi onun gibi sevemeyeceğini hissetmektir buradaki asıl duygu. her şeyi zamanla unuttuğu gibi insan o gideni de unutacaktır zamanla yenileri gelecektir mutlaka ama kimse o kalbin tek sahibi gibi yer edemeyecektir. şöyle bir geriye bakıp düşündüğümüzde herkesin hayatında böyle hissettiği sadece bir kişi vardır. özeldir ve gerçekten kimse o kişi kadar sevilemez.*
hadi bi el atalım da yapalım şu beşinci zirveyi... yeni yazar geldi mi ankaradan ? yoksa yine kemikleşmiş grubumuz olan 3 kişiyle buluşup adına zirve yaptık mı diyeceğiz ?
1954 gaziantep doğumlu, ses sanatçısı şükran ay'ın oğlu gazeteci - muhabir. son 1,5 aydır yoğun bakımda tedavi gördüğü samatya eğitim ve araştırma hastanesinde gırtlak kanserine yenik düşüp hayatını kaybetmiştir. uzun yıllar atv de a takımı adlı haber ve tartışma programını hazırlayıp sunmuştur.
erdem kınayın proje 2 albümüde yer alan, sibel can'ın seslendirdiği süper parça. albümde sibel can'ın da yer alacağını ilk duyduğumda çok şaşırmıştım acaba nasıl olacak diye. her zamanki gibi yine muhteşem seslendirmiş parçayı. erdem kınayı da tebrik etmek lazım arabesk-elektronik dans karışımı böyle bir şaheser ortaya çıkardığı için.
şarkının sözleri :
seni beni ayırmaya
yeterdi bu yaşanmışlar
beni bana bırakmadın
bitmez sandın yanlışlar
aman yaman bahanesi
kapandı aşkın perdesi
gidenlere sevenlerin
son sözüdür alkışlar
dokunmuyor kalbi
okunmuyor
yoktur yeri dolmayan
çoktur adı kalmayan
sen acı gibi
kordun neden tende?
aşk alevleri
kalpsiz mi yanmışlar?
git bitir bizi
artık bu son perde
son sözüm sana
alkışlar alkışlar
hayallerin uzak düşüp
karanlığa tıkanmışlar
umutlara yanıp sönüp
sevdayı yok saymışlar
bir prodüktörün en acilinden bir albüm yapmasını gereken muhteşem sesli kadın. erdem kınayın proje 2 isimli çalışmasında helal ettim isimli şarkıyı seslendirdi son olarak. bu muhteşem sesin kendi albümünü dinlemek için sabırsızlanıyorum artık.
ankara'da yaşayan yazarlara selam olsun 13 nisan 2019 tarihinde saat 15:00 - 16:00 civarında kızılayda birkaç eski yazar arkadaşlarla toplanıp sohbet edeceğiz ve eski günleri yad edeceğiz katılmak isteyen ve mekan önerisi olan yazarlar desteğinizi bekliyorum...
bu klişeyi yapmak istiyorum, belki bir gram farkındalık oluşur. eskiden çok güzel yazan insanlar vardı burda yazdıklarını okurken keyif aldığım okudukça öğrendiğim epey değerli insanlar.. eskiden dediğim 2-3 yıl öncesine kadar belki, daha sonra genç yazar arkadaşlar geldi kendi heyecanlarını acemiliklerini buraya yansıttılar(insan özenmiyor değil)
fakat yine de hiçbir şekilde eskilerin yerini tutmadı. birileri sinirlenecek belki beğenmiyorsan siktir git de diyebilirler yine de eski bir alışkanlık var. ara sıra bakmaktan hep keyif alıyorum buraya..
yaşadığım şehir.
son beş yılda çok yara aldı bu gri şehir.
peş peşe patlayan bombalardan yaka silkti. yüksel caddesinde, güvenpark'ta polisin saldırganlığından illallah etti. gezi parkı zamanında gaz bombaları ile darbe yedi, sisin pusun altına gömüldü.
yine de bozmadı düzenini.
trafik yine aynı saatlerde kilitlenmeye devam etti,
insanlar yine tandoğan'dan kızılay'a yürümeyi tercih etti.
ve ben, ne olursa olursun cuma akşamları kızılay'da bir kafede oturup kahve içmeyi ve ankara'nın kalbini izlemekten vazgeçmedim.
(bkz:kurşuni renkler) babam gelir aklıma hep. (bkz:fikrimin ince gülü) babam hastayken bu şarkıyı televizyonda gördüğünde ağlamıştı. bi hastalığın bi insanı nasıl çaresiz hale getirdiğini gördüm. içim parçalandı. belki de yaşadığı yılları, geçmişte yaptıklarını, yapmak isteyip yapamadıklarını düşündü. bu iki şarkıyı duyunca içim gidiyo. gözlerim yaşarıyor. kendimi bi garip hissediyorum.
(bkz:we found love) üsteki kadar beni etkilemesi imkansız olsa da bunu duyunca da italyanın teki geliyor hala aklıma. bi adam 1 haftada nasıl bu kadar derine kazınır anlamam.
2 bölümünü de izlediğim dizi. televizyondan olsa hayatta izlemem. türk dizisini televizyonda izleyen arkadaşlara da helal olsun diyorum. 3 saat boyunca imkanı yok oturamam bi dizi için. youtubeda açıyorum, saçma sapan yerlerini geçerek 1 saatte bitiriyorum. yabancı dizi tadında izlemek bu olsa gerek.
neyse gelelim dizinin konusu ve oyuncularına.
gayet kaliteli bi ekip var görünürde. tek tek anlatacak olursak ( of be ne yazasım varmış ha)
(bkz:gökçe bahadır) : (oya) benim taaaa hayat bilgisi zamanından sevdiğim oyuncudur kendisi. insanlar o dizide barbie denen kızı severken ben hep törpü törpü derdim. oyunculuk olarak gerçekten çok beğeniyorum ama o da benim yaşlarda olduğunu belli etmiş. ne kadar makyaj olsa da kırışıklıklar belli oluyor. sorun yok gayet güzel bir kadın, iyi bir oyuncudur.
(bkz:bade işçil): karşımıza pelin olarak çıkan sarışın güzelimiz. ezelde şebnem olarak izlemiştim. ben nedense bu hatuna kısa saçı daha çok yakıştıranlardanım. gayet güzel oynamaktadır.
(bkz:aslıhan gürbüz): merve karakterine hayat veren bu hanımefendi dizinin yılanı, pelinin en yakın arkadaşıdır. uzak durulması gereken psikopat hatun profili. serhanı nasıl kafeslemiş benim için bi muamma. gerçek hayatta serhan gibi bi karakterin böyle bir kadınla evlenmesinin imkanı yok.
(bkz:tülin özen) şirin arzu karakteri. ben bu kadına meryemce zamanı hastaydım. mehmet günsüre mustafam deyişleri kulaklarımda çınlardı. nasıl naif, güzel ve tatlı bi kadınsa artık, heteroseksüel bi ilişkiye resmen gıpta etmiştim. yeniden bi dizide görmek fazlasıyla mutlu etti beni.
şimdi bu kadınlar çok iyi arkadaşlar lisede. pelin ve merve aşırı kıskanç tipler ve oyayı kıskanıyolar. 96 yazında pis bi iftirayla hem oyanın hem edip öğretmenin başını yakıyolar. 20 yıl sonra filan oya büyüdüğü mahalleye geri dönüyor ve olaylar olaylar.
biraz geriden gelsem de zirvenin anahtardan sonra 2. ağır topu olarak benim de zirve ile ilgili yorumlarımı yazmadan geçeceğimi düşünmediniz herhalde...
öncelikle zirvenin organizasyonunu sağlayan sevgili hazineciye çok teşekkür ederim uzun zamandır böyle keyifli bir zirveye katılmamıştım çok iyi geldi.
mekana kadim dostum anahtarla birlikte buluşup geldik, mekanın üst katına çıktığımızda bir portatif yazı tahtasında birşeyler anlatan birisi ve dinleyen bir grup gördük ilk olarak doğal olarak biraz şaşırdık zirveler artık sunum tarzı mı yapılıyor diye birbirimize anlamsız bir bakış attıktan sonra en köşedeki masada oturan eski bir tanıdığı*aknarazı gördüm selamlaşmak için yanına gittiğimde kendisinin de sözlükte yazdığını ve zirve için geldiğini öğrendiğimde kısa süreli bir şaşkınlık* yaşadıktan sonra masaya oturup sohbete başladık. kısa bir süre sonra çekingen bir tavırla masaya * yaklaştı ve daha önceki zirveye ilk katılımdaki çekingenliği bildiğimden "evet düşündüğün kişiler biziz dedik ve sohbete devam ettik. daha sonra senseisplinter ve pena da aramıza katıldı* ve çok keyifli, vaktin nasıl geçtiğini anlamadığımız bir zirve daha geçti. katılan herkese çok teşekkür ederim, keyifli ve mutlaka en kısa sürede tekrarlamamız gereken bir akşam oldu...
geçen hafta çocukluk arkadaşlarımın olduğu bir gruba açıldım ve 3 senelik bir birlikteliğim olduğunu söyledim. başta çok gerilmiştim ama sonra neden şimdiye kadar tuttun kendini dediler ve hepsi ilk etapta çok anlayışlı karşıladılar. üzerimden bir yükü daha attım bakalım önümüzdeki günlerde neler değişecek...
en sevdiğim eurovision parçalarındandır, nilüfer de albümünde yorumlamıştır bu şarkıyı,
sözleri ;
kaç gündür hasretinle alevlenirken düşünceler
ben çılgın ben yine gözlerinin hapsindeyim
kaç gündür hasretinle alevlenirken düşünceler
ben çılgın ben yine gözlerinin hapsindeyim
ellerim yüzümde, susmuş dudaklarım
isyanlarda gönlüm, zaman gardiyandir
ah... ben yine gözlerinin hapsindeyim
aman vermez hasretin, ay ay ay...
ay la la la la... la la la la... içimde martılar
ay la la la la... la la la... sen gözyaşlarımdasın
kaç gündür hasretinle alevlenirken düşünceler
ben çılgın ben yine gözlerinin hapsindeyim
ellerim yüzümde, susmuş dudaklarım
isyanlarda gönlüm, zaman gardiyandır
ah... ben yine gözlerinin hapsindeyim
aman vermez hasretin, ay ay ay...
ay la la la la... la la la la... içimde martılar
ay la la la la... la la la... sen gözyaşlarımdasın
ay la la la la... la la la la... akşam firarları
ay la la la la... la la la... sen gözyaşlarımdasın
sinema yazarları derneği (siyad), 2017 yılı türkiye sineması ödüllerinde “en iyi yardımcı kadın oyuncu” ödülüne layık görülmüştür biblom benim. ödülün anons edildiğindeki sevinci görülmeye değer. lgbt görünürlüğü adına verdiği mücadelede kazandığı bu ödül çok önemli bence. tebrikler biblom...
19. bölümde tülayın selahattin çakaler'e söylemesi için yaptığı şu benzetmelerle beni benden alan yalan dünya karakteri.
- sen insanı silikon askısı kopan sutyen gibi yarı yolda bırakan bir tipsin de...
- sen adeta yaz başı beyaz bıngıl vücuda bikini denediğimde yaşadığım hayel kırıklığı, ümitsizliksin de...
- basen genişleyince small beden külotun yanlarda bıraktığı iz gibi sadece bende geçici bir iz bıraktın de...
- selülit gibisin, senden kurtulmak istiyorum de...
zaman zaman başıma gelen hadise. sanırım çevresel koşullardan ziyade kendi iç meselelerimle ilgili oluyor bazen bana da. ama "her zaman söylüyorum sözlükte kimseyi zorla tutmuyoruz, kimseye "nooolur kal" demiyoruz. birileri daha iyisini yapana kadar şuan en iyisi budur yavrular. susun ve yalamaya devam edin. daha iyi bir sözlük kurucusu ortaya çıkana kadar da benimkiyle idare edeceksiniz, yada çekip gideceksiniz. net." olayın tam olarak ne olduğunu bilmemekle birlikte tarzında bir yaklaşımın bir sözlük admini tarafından düşülmüş ve dile getirilmiş olması beni çok üzdü. iyi günlerim de kötü günlerim de oldu burada paylaştığım... bu kadar...
zirveye giderken kafamda bir ton soru işareti olmasını sağlayan ve içten içe korkutan yazar. acaba gerçek hayatta da mesajlarda olduğu gibi anlaması zor cümleler kurup beynimi yakmaya çalışacak mı diye derin düşüncelere dalmış olsam da garson çağırır gibi işaretler yapıp beni masasına davet eden ve sonra da zirve sonunda ayrılana kadar yalnız bırakmayan yazarcan. bayağı uzun ve derin mevzularda uzun uzun sohbet ettiğimiz* aynı okulun aynı mekanlarında çok özel anılarımızı paylaştığımız ve zirve haricinde de sık sık görüşeceğimizin sinyallerini verdiğimiz keyifli, zeki, hazırcevap ve espirili adam. böyle bir zirve organize edip yüksek katılım sağlamak için çabaladığın ve bu kadar güzel ev sahipliği yaptığın için ayrıca teşekkürler... tanıştığıma çok memnun oldum...