sılanın 18 şubat 2014 tarihinde yayınlanacak yeni ay albümünün çıkış parçası. bugün tesadüfen radyoda duyduğum sonrasın müptelası olduğum parçadır aynı zamanda. sözler yine sıla - efe bahadır ortak çalışması. albümü sabırsızlıkla bekliyorum.
uzun zamandır tanışmak istediğim ve sonunda geçtiğimiz pazar günü filizku ile birlikte muhteşem bir gün geçirdiğim yazar. nasıl anlatsam ki, yetişkin bir adam görünümünde saf, temiz ve masum bir çocuk kendisi. ne kadar çok vakit geçirsek de yetmeyecekti bize. iyki ankaraya geldin de tanıştık seninle.
sabah sabah tüm gazete manşetleri ve sosyal medyada görüp, haberin detayını görmeden işte bu kez tamamen kurtulduk oh dediğim magazinsel varlık. dün gece konuk olduğu bülent ersoy show'daki canlı performans rezaletleri sayesinde yine gündeme bomba gibi düşmüştür kendisi. hayır dekolte de vermemiş ki dikkatleri başka yere çeksin, ah be kızım canlı performans senin neyine... derler ya banyonun aksutiğinden dolayı insanın sesi en güzel banyoda çıkar diye banyoda bile dinlenemeyecek bir sesti o derece rezalet. sabah izlediğim videolardaki bülent ersoyun şarkısının içine etme sahnesi gözlerimin önünden uzun süre gitmeyecek. o nasıl bir özgüvendir o... programdan sonra bülent ersoy tarafından kuliste kafasına mikrofon vurmak suretiyle hunharca katledildiğinden endişe etmiyor değilim...
sezen aksunun 1997 senesinde goran bregoviç'le birlikte hazırladığı düğün ve cenaze isimli albümünde yer alan sözleri ve bestesi eğlenceli değerini geç anladığım şarkısının ismidir aynı zamanda.
sözleri ;
parada pulda gözüm yok inan baba
eloğlu kıyar gülünün fidanına
olur a dara düşerim; ihtimal
baba kapıyı kapatma
olur a dara düşerim; ihtimal
gülüne su ver unutma
kınalı gelin uçuyor yuvadan
günü, saati biliyor yaradan
duvağım, telim, kırmızı kemerim
dileğim bir kız, bir oğlan
olur a dara düşerim; ihtimal
baba kapıyı kapatma
olur a dara düşerim; ihtimal
gülüne su ver unutma
vurun davullar güm be de güm güm
geçer mi geçer ah sayılı gün
hem ağlarım, hem giderim bahtıma
ne çıkarsa kabulüm
olur a dara düşerim; ihtimal
baba kapıyı kapatma
olur a dara düşerim; ihtimal
gülüne su ver unutma
bugünkü blog yazımda değindiğim konudur. gereksiz bir olaydır bence. sonuçta sana da sevgili dediğin adam o kanaldan ulaşmış olabilir. bir de beni ben olduğum için gelmeli gelecek olan kişi, farklı bir adam arıyorsa bende işi ne ?
cumartesi gecesi sözlük zirvesi için evini bizlere açma nezaketini göstermiş samimi insan. sağolsun zirve var dediğimiz anda işlerini bırakıp her seferinde bizlerle oluyor. hayat enerjisi ve lisede en sevdiğim öğretmenimin yakın arkadaşı olması da kendisine olan hayranlığımı arttırdı.* her buluşmada bizlerin utanarak anlattığı şimdi şununla sevişiyoruz.... diye başladığımız hikayelerimizi dinlemekten kendi anılarını dinlemeye fırsat bulamıyoruz. söz bir dahaki zirvenin konu başlığı filizku anlatıyor olacak.*
sözlükten 4 yazarın katılımı ve + arkadaşlarımızla toplamda 6 kişi olarak düzenlenmiş ve şimdiye kadar en çok eğlendiğim sözlük zirvesi olmuştur efendim. sarkaç cafede başlayıp daha sonrasında çok sevdiğim arkadaşım filizkunun daveti üzerine zirve filiz'in malikanesinde daha samimi bir ortamda devam etmiştir. dev çam ağacı altında, mum ışığı, beyaz şarap ve kalp şeklinde çikolatalı pasta eşliğinde muhteşem bir gece oldu hepimiz için. bu güzel organizasyon için katılan arkadaşlarım cubboy, hey gidi hey, filizku, elizabeth & hayat arkadaşı ve onların çok özel misafirlerine çok teşekkür ediyorum.
bir magazin figürü olarak hayatımıza girmiş kişi olarak tanımını yapmıştı bir gazete, son günlerde adı sıkça duyulur oldu. adı hakkında ortak bir kanıya varılamamış olsa da "rıza sarraf, reza harrab deniliyor kendisine. * işin en garip tarafı o kadar olay sonrasında bile rüştünü ispatlayamamış tüm mecralarda adı ebru gündeşin kocası olarak anılmaya devam ediyor.
dün geceki performansıyla ebru gündeşi çileden çıkarmış o ses türkiye yarışmacısı. öyle ki ebru gündeş yorum yaparken yarışmacıyla göz kontağı kurmak bir yana şarkıyı ne kadar çok istediğinden bahsederek bunu belli etmiştir. ilk performansıyla gayet etkileyici ve finale çıkabilecek bir yarışmacı olarak hafızamızda yer etmiş olsa da, cin olmadan adam çarpmaya kalkışarak bu hevesini kursağında bırakmıştır bu kız. kızım daha dünkü b*ksun afedersin sen kim şarkının sözünü kafana göre değiştirmek kim. neyse kızımız bir şekilde amacına ulaşıp ilk sansaysonunu yarattı dün gece bundan sonraki hamlelerini merakla bekliyorum.
barbara herhalde barbara manken olan repliğiyle hafızlarımıza kazınan hanım kızımızın sokak röportajlarının gece herkes uyuduğunda ne yaparsınız sorusuna verdiği cevaptır. yeni bir fenomen olmaya aday.
buyrun 10 dakikalık ilk dozu buradan alabilirsiniz :
21 aralık cumartesi akşamı başlayıp pazar gecesi geç saatlere kadar devam etmesini umduğum zirve. yer belirtmeden hemen zirvetöre kayıt yapıyorum gelmeyi düşünen arkadaşların önerileri doğrultusunda bir karar verelim. tarih olarak o kadar güzel denk geldi ki, yol arkadaşım hey gidi hey de burada olacak birlikte yine çok eğleneceğiz...
bengünün son single çalışmasına verdiği isimdir efendim. şarkı güzeldi özellike içerisinde geçen "delikanlıydı bi zamanlar içimde yangınların" kısmı çok güzel olmuştur. sözleri zeki günere aranjesi de mustafa ceceliye aittir bu muhteşem şarkının.
sözleri ;
eğdirmem başımı kimselere ama sana yerle bir oldum
giderim uzaklaşırım her zaman ilk kez dönüp durdum
ağladım içime attım herşeyi biriktirdim
gecikmeli coştum taştım bu yüzden de duruldum
korkumdan bi kere bile seni aramadıysam
yönsüzüm sensiz bir yere konamadıysam
unutmadım nedeni hiç bir aşka sığamadıysam
saygımdan birazda seni unutmaya kıyamadıysam
ah delikanlıydı bir zamanlar içimde yangınların
hep başımı alıp gittiğimden ziyan sevdalarım
söylemem ben acılarımı hep içime içime anlatırım
en acısı ölmüyor da insan ben bunu da atlatırım.
2 kez gitmeye niyetlenip gidemediğim fakat dün akşam 10 aralık dünya insan hakları günü kapsamında ab ülkelerinin elçiliklerinin katılımlarıyla düzenlenen açılış galasında film yönetmeni ve listag aileleri ile birlikte izleme fırsatı bulduğum muhteşem belgesel. zaman zaman gözyaşlarımı tutamadım çünkü kendi hayatımdan kesitler gördüm. herkesin mutlaka zamanını ayırıp mutlaka izlemesi gereken bir belgesel. filmin sonunda listag aileleri ile soru-cevap şeklinde bir söyleşi yapma fırsatı da bulduk. gösterimdeki en özel an ise film kahramanlarından pınarın transeksüel kızını sahneye davet edip ona teşekkür etmesiydi. bir annenin çocuğunu bu derece gururla sahiplenmesi muhteşem bir olay. dvd'sini alıp başta kendi ailem olmak üzere önüme gelen herkese izletmek istiyorum.
ankara'da yaşayan yazarlara selam olsun 13 nisan 2019 tarihinde saat 15:00 - 16:00 civarında kızılayda birkaç eski yazar arkadaşlarla toplanıp sohbet edeceğiz ve eski günleri yad edeceğiz katılmak isteyen ve mekan önerisi olan yazarlar desteğinizi bekliyorum...
bu klişeyi yapmak istiyorum, belki bir gram farkındalık oluşur. eskiden çok güzel yazan insanlar vardı burda yazdıklarını okurken keyif aldığım okudukça öğrendiğim epey değerli insanlar.. eskiden dediğim 2-3 yıl öncesine kadar belki, daha sonra genç yazar arkadaşlar geldi kendi heyecanlarını acemiliklerini buraya yansıttılar(insan özenmiyor değil)
fakat yine de hiçbir şekilde eskilerin yerini tutmadı. birileri sinirlenecek belki beğenmiyorsan siktir git de diyebilirler yine de eski bir alışkanlık var. ara sıra bakmaktan hep keyif alıyorum buraya..
yaşadığım şehir.
son beş yılda çok yara aldı bu gri şehir.
peş peşe patlayan bombalardan yaka silkti. yüksel caddesinde, güvenpark'ta polisin saldırganlığından illallah etti. gezi parkı zamanında gaz bombaları ile darbe yedi, sisin pusun altına gömüldü.
yine de bozmadı düzenini.
trafik yine aynı saatlerde kilitlenmeye devam etti,
insanlar yine tandoğan'dan kızılay'a yürümeyi tercih etti.
ve ben, ne olursa olursun cuma akşamları kızılay'da bir kafede oturup kahve içmeyi ve ankara'nın kalbini izlemekten vazgeçmedim.
(bkz:kurşuni renkler) babam gelir aklıma hep. (bkz:fikrimin ince gülü) babam hastayken bu şarkıyı televizyonda gördüğünde ağlamıştı. bi hastalığın bi insanı nasıl çaresiz hale getirdiğini gördüm. içim parçalandı. belki de yaşadığı yılları, geçmişte yaptıklarını, yapmak isteyip yapamadıklarını düşündü. bu iki şarkıyı duyunca içim gidiyo. gözlerim yaşarıyor. kendimi bi garip hissediyorum.
(bkz:we found love) üsteki kadar beni etkilemesi imkansız olsa da bunu duyunca da italyanın teki geliyor hala aklıma. bi adam 1 haftada nasıl bu kadar derine kazınır anlamam.
2 bölümünü de izlediğim dizi. televizyondan olsa hayatta izlemem. türk dizisini televizyonda izleyen arkadaşlara da helal olsun diyorum. 3 saat boyunca imkanı yok oturamam bi dizi için. youtubeda açıyorum, saçma sapan yerlerini geçerek 1 saatte bitiriyorum. yabancı dizi tadında izlemek bu olsa gerek.
neyse gelelim dizinin konusu ve oyuncularına.
gayet kaliteli bi ekip var görünürde. tek tek anlatacak olursak ( of be ne yazasım varmış ha)
(bkz:gökçe bahadır) : (oya) benim taaaa hayat bilgisi zamanından sevdiğim oyuncudur kendisi. insanlar o dizide barbie denen kızı severken ben hep törpü törpü derdim. oyunculuk olarak gerçekten çok beğeniyorum ama o da benim yaşlarda olduğunu belli etmiş. ne kadar makyaj olsa da kırışıklıklar belli oluyor. sorun yok gayet güzel bir kadın, iyi bir oyuncudur.
(bkz:bade işçil): karşımıza pelin olarak çıkan sarışın güzelimiz. ezelde şebnem olarak izlemiştim. ben nedense bu hatuna kısa saçı daha çok yakıştıranlardanım. gayet güzel oynamaktadır.
(bkz:aslıhan gürbüz): merve karakterine hayat veren bu hanımefendi dizinin yılanı, pelinin en yakın arkadaşıdır. uzak durulması gereken psikopat hatun profili. serhanı nasıl kafeslemiş benim için bi muamma. gerçek hayatta serhan gibi bi karakterin böyle bir kadınla evlenmesinin imkanı yok.
(bkz:tülin özen) şirin arzu karakteri. ben bu kadına meryemce zamanı hastaydım. mehmet günsüre mustafam deyişleri kulaklarımda çınlardı. nasıl naif, güzel ve tatlı bi kadınsa artık, heteroseksüel bi ilişkiye resmen gıpta etmiştim. yeniden bi dizide görmek fazlasıyla mutlu etti beni.
şimdi bu kadınlar çok iyi arkadaşlar lisede. pelin ve merve aşırı kıskanç tipler ve oyayı kıskanıyolar. 96 yazında pis bi iftirayla hem oyanın hem edip öğretmenin başını yakıyolar. 20 yıl sonra filan oya büyüdüğü mahalleye geri dönüyor ve olaylar olaylar.
biraz geriden gelsem de zirvenin anahtardan sonra 2. ağır topu olarak benim de zirve ile ilgili yorumlarımı yazmadan geçeceğimi düşünmediniz herhalde...
öncelikle zirvenin organizasyonunu sağlayan sevgili hazineciye çok teşekkür ederim uzun zamandır böyle keyifli bir zirveye katılmamıştım çok iyi geldi.
mekana kadim dostum anahtarla birlikte buluşup geldik, mekanın üst katına çıktığımızda bir portatif yazı tahtasında birşeyler anlatan birisi ve dinleyen bir grup gördük ilk olarak doğal olarak biraz şaşırdık zirveler artık sunum tarzı mı yapılıyor diye birbirimize anlamsız bir bakış attıktan sonra en köşedeki masada oturan eski bir tanıdığı*aknarazı gördüm selamlaşmak için yanına gittiğimde kendisinin de sözlükte yazdığını ve zirve için geldiğini öğrendiğimde kısa süreli bir şaşkınlık* yaşadıktan sonra masaya oturup sohbete başladık. kısa bir süre sonra çekingen bir tavırla masaya * yaklaştı ve daha önceki zirveye ilk katılımdaki çekingenliği bildiğimden "evet düşündüğün kişiler biziz dedik ve sohbete devam ettik. daha sonra senseisplinter ve pena da aramıza katıldı* ve çok keyifli, vaktin nasıl geçtiğini anlamadığımız bir zirve daha geçti. katılan herkese çok teşekkür ederim, keyifli ve mutlaka en kısa sürede tekrarlamamız gereken bir akşam oldu...
geçen hafta çocukluk arkadaşlarımın olduğu bir gruba açıldım ve 3 senelik bir birlikteliğim olduğunu söyledim. başta çok gerilmiştim ama sonra neden şimdiye kadar tuttun kendini dediler ve hepsi ilk etapta çok anlayışlı karşıladılar. üzerimden bir yükü daha attım bakalım önümüzdeki günlerde neler değişecek...
en sevdiğim eurovision parçalarındandır, nilüfer de albümünde yorumlamıştır bu şarkıyı,
sözleri ;
kaç gündür hasretinle alevlenirken düşünceler
ben çılgın ben yine gözlerinin hapsindeyim
kaç gündür hasretinle alevlenirken düşünceler
ben çılgın ben yine gözlerinin hapsindeyim
ellerim yüzümde, susmuş dudaklarım
isyanlarda gönlüm, zaman gardiyandir
ah... ben yine gözlerinin hapsindeyim
aman vermez hasretin, ay ay ay...
ay la la la la... la la la la... içimde martılar
ay la la la la... la la la... sen gözyaşlarımdasın
kaç gündür hasretinle alevlenirken düşünceler
ben çılgın ben yine gözlerinin hapsindeyim
ellerim yüzümde, susmuş dudaklarım
isyanlarda gönlüm, zaman gardiyandır
ah... ben yine gözlerinin hapsindeyim
aman vermez hasretin, ay ay ay...
ay la la la la... la la la la... içimde martılar
ay la la la la... la la la... sen gözyaşlarımdasın
ay la la la la... la la la la... akşam firarları
ay la la la la... la la la... sen gözyaşlarımdasın
19. bölümde tülayın selahattin çakaler'e söylemesi için yaptığı şu benzetmelerle beni benden alan yalan dünya karakteri.
- sen insanı silikon askısı kopan sutyen gibi yarı yolda bırakan bir tipsin de...
- sen adeta yaz başı beyaz bıngıl vücuda bikini denediğimde yaşadığım hayel kırıklığı, ümitsizliksin de...
- basen genişleyince small beden külotun yanlarda bıraktığı iz gibi sadece bende geçici bir iz bıraktın de...
- selülit gibisin, senden kurtulmak istiyorum de...
zaman zaman başıma gelen hadise. sanırım çevresel koşullardan ziyade kendi iç meselelerimle ilgili oluyor bazen bana da. ama "her zaman söylüyorum sözlükte kimseyi zorla tutmuyoruz, kimseye "nooolur kal" demiyoruz. birileri daha iyisini yapana kadar şuan en iyisi budur yavrular. susun ve yalamaya devam edin. daha iyi bir sözlük kurucusu ortaya çıkana kadar da benimkiyle idare edeceksiniz, yada çekip gideceksiniz. net." olayın tam olarak ne olduğunu bilmemekle birlikte tarzında bir yaklaşımın bir sözlük admini tarafından düşülmüş ve dile getirilmiş olması beni çok üzdü. iyi günlerim de kötü günlerim de oldu burada paylaştığım... bu kadar...