erdoğan'ın halktan para istemesi
yıllarca sosyal devlette yaşadık zannediyordum meğerse sosyal olan bizmişiz. sosyal halk olmak bunu getektiriyor belkide.
hükümetin covid-19 ile mücadele stratejileri
var olan gereksiz şeyler
annemin mutfak dolaplarını doldurduğu onca mutfak araç gereci. öyle tencereleri var ki senede sadece bir defa kullanmak için saklıyor orada o da kurbanda vs.
fatih portakal
bu da entetesan bir sunucu iste. tam halkimiza gore. muhalif ama politik değil politik ama muhalif değil. fatih altaylının daha avamı ama daha samimisi. ve evet şu an bu ülkede program sunarken kullandığı cümleleri kuracak sorduğu soruları soracak başka bir adam yoktur. halbuki öyle esaslı laflarda değildir ettikleri ama işte ülkenin durumu bu. kendisine helal olsun. ama bazı konuları haberleştirmede çok ağır davranıyorlar. örneğin fatihte intihar eden kardeşler. sanırım bazı olayları izleyip gelişimine göre haber yapıp kamuoyunun tavrına göre pozisyon alıyorlar. bu yüzden büyük bir haberci olamayacak. sadece haberci olarak kalacak.
kitap okuma alışkanlığı kazanmak
bu bi alışkanlık değildir. seversiniz ya da sevmezsiniz. kimse de kimseyi bu konuda yargılayamaz. evet kitaplar insanlara çok şey öğretebilir özellikle roman okumak insanın empati yeteneğini de geliştirir ama genelde kitap okumak hiç bir şey ifade etmez. ama okuyabilirsiniz tabi. güzel şey yani. kitap okumak bir şey ifade etseydi üniversiteler ya da tv lerde tartışma programları bu kadar eşşoğlueşşekkkkk kaynamazdı. belki de doğru yazarları okuma ya da okumama sorunudur bu. tabi bu da doğru yazarın kim olduğu sorusunu akıllara getirir ki herkes için de değişkendir. shakespear de tolstoy da klasiktir ama tolstoy ötekini yerden yere vurur. kutsal kitaplarda kitaptır hitlerin kavgamıda.
eşcinsel temalı filmler
çok bilinmez ama ghost böyle bir filmdir.
kadın cinayetleri
bu kavram gündemimizden çıkmadan asla muasır medeniyetler seviyesine çıkamıycaz. hatta bu kavram ile hep bir az gelişmiş ya da sıradan bir ortadoğu ülkesi olarak kalıcaz. bu kavram bu olgu bu gerçek görünen o ki daha uzun yıllar gündemimizde olacak.
namaz kılmak
bir çeşit ibadet. hemde oldukça evrensel formlara sahip. dünyanın heryerinde tanrıların önünde eğilir insanlar. namaz bunun prosedüre bağlanmış kesin kuralları olan bir şeklidir. ben hep islamiyet öncesi srap yarım adasında namaz benzeri bi ibadet şekli olup olmadığını merak ettim.
yemek yapan erkek
erkeğin yemek yapması hep bir ayrıcalık gibi algılanır pazarlanır da kadınların yapması doğal karşılanır sanki onların asli işleriymiş gibi. halbuki insanlık olarak avcı toplayıcı yaşam biçimini terk edeli 10 binlerce yıl geçti ama algımız değişmedi. yemek yapan erkek yapması gerekeni yapıyordur. bir de bunun araba kullanan kadın karşılığı var.
kadıköy rexx sinemasının kapanması
kadıköyün önemli bir kültür parçasıydı. popüler filmlerin yanında festival gösterimleride göz doldururdu hele büyük salonda izlenebilen filmler insanın aklına değerli bir mücevher gibi kazınırdı. avm sinemalarının suni modern dizaynından uzak hep kendisi olabilmiş nevi şahsına münhasır bir mekandı. salonunda beklerken godard dayı yada bertolucci amca sanki bir köşeden çıkacak gibi hissedebilirdiniz...anlatmakla bitmez bir değeri vardı yani. ve hala da var. rexx olsun akmar pasajı olsun bu gibi mekanlara iksv ya da büyükşehir belediyesi sahip çıkmalı aslında. istiklal talan oldu sanki şimdi de kadıköye yaklaşan bir şeyler var.
sinemaseverler üzülüyor.
selanın her akşam okunmaya başlanması
acaba öldük de haberimiz mi yok?
.....
herkes aynı maneviyatı paylaşmak zorunda değil, camiden sela okunması yerine bilimsel önlemler alınıp diyesim var ama bi gülme geliyor içimden
anlamlı şarkı sözleri
kitap okumayan biriyle sevgili olmak
düşünün ki hitlerin kavgam kitabını ya da benzerini severek tekrar tekrar okuyan bir sevgiliniz olduğunu, ben istemezdim.
ayı sözlük yazarlarının yaşamak istediği ülkeler
finlandiya harika olabilirdi.
cinsel yönelim
hayatta hiç bir şey ifade etmez ve kimse tarafından sorgulanabilir değildir.
ötekileştirilmek
çocukluğumdan beri hep maruz kaldım bu lanet duruma. şimdi geriye dönük düşünüyorum da ne ağır şeylermiş bir çocuk için. insanlar böyleler işte hele bizim insanımız. çocukluğunu mahfederler ilk gençliğinde ölmek istersin gençliğin bunlarla uğraşmayı öğrenmekle geçer ve yetişkin olduğunda hayatına öteki olarak devam edersin.
tutunamayanlar
trt için artık kısır bir tarzdır bu. leyla ile mecnun dizisi iyiydi hoştu, dizi senaryolarında ufuk açtı tamam fakat artıkkendini tekrar eder bi hal aldı bu. bu aklı size vereni de biliyorum ben. onur ünlü bence. ama artık yeter. maalesef senin kitlen nargile cafe kubbealtı bilimsanat ve birazda mefisto arasında ufalandı gitti. güzel olan herşeyi tüketmek sömürmek gibi bir huyumuz var. tutunamayanları bari oğuz ataya bırakalım. biz artık tutturamayanlarız.
kendinizle çıkar mıydınız
yolda görsem yolumu değiştirirdim
ayı sözlük yazarlarının hobileri
fobilerimle yüzleşmek hobim olmaya başladı sanırım.
umreden dönenlerin karantinaya alınması
gerçekten tamamının karantinaya alındıklarını düşünmüyorum. çünkü daha geçen haftaya kadar gelmiş olanların sosyal medyada "mübarek olsun ziyareti" paylaşımları dolaşıyordu. belki bir kısmını almış olabilirler ancak. olması gereken yurtdışından gelen herkesin kişisel bir karantina uygulaması. kaldı ki dindar hassasiyetleri olan umre ziyaretçilerinin başta kendilerinin kul hakkı kamu hakkı diye önlem almaları ve bu ülkenin gariban ve aziz öğrencilerinin kaldığı yurtlara ahır benzetmesi yapmamaları gerekirdi.