dalyandeltasi

Durum: 643 - 0 - 0 - 0 - 12.02.2013 00:28

Puan: 8162 - Sözlük Kezbanı

14 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar.

bear-bondage :D
  • /
  • 33

erkeklerin bakılası yerleri

ense...kalın bir ense kadar çekici bir uzvu olamaz erkeğin...oranın sertçe kavranması kadar erkeksi, seksi ve güven verici birşey olamaz...

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

erkan oğur ve ismail h.demircioğlu - pencereden kar geliyor



''sevdiğimi eller almış aman annem
o da bana ar geliyor aman annem
o da bana ar geliyor ben öleyim

kekliğimi doyurdular aman annem
kanadını ayırdılar anam annem
kanadını ayırdılar ben öleyim''

vize haftası

toronto üniversitesi'nde mühendislik okuyan ilk sınıf öğrencilerine vizeleri sırasında yapılan zeka yüklü bir sürpriz; http://www.facebook.com/photo.php?v=3682...

*

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

coldplay - charlie brown



not: coldplay'in son albümü öncekilere göre daha renkli daha cıvıl cıvıl görünse de bu hızlı ritimlere yedirilen dumanlı sözler kaskatı durmaya yetiyor da artıyor.

bırakmak

aklına gelen her bir yolu denediğini kanaat getirmene; seni baskılayan o upuzun duvarlar, kalıplar üzerinde; su gibi; bir çatlak arayıp bulamadığını duyumsamana; o hayat yolu üzerinde koşmana engel olan taşları kenara atamadığını görmene rağmen bir taş için daha eğilmeye çalıştığında ve yaşamda hiçbirşeyin tek başına yapılamayacağını anladığında aslında kendine yaptığın bir dudak bükme, bir küsüş ve bunun ardından sırtını yine kendine dönerken sergilediğin yorgun bir omuz silkmedir; bırakırsın o an herşeyi; gerçekte o an'ı bırakırsın; yaşamını, kendini terkeder ve yine seni ararsın, yine sen'lerini ararsın ve bulamayıp her yolu denemeye başlarsın tekrardan. başa dönersin çaresiz.

kısaca;
bırakmak kısırdöngünün yarım parçalarından biridir; onun yorulmuş sefil kardeşi de başlamaktır...

bırakırsın... başlarsın... ve yine bırakır... ve yine başlarsın... ve yine bırakır... ve yine başlarsın...

menemen

çatal ve tabak gibi antik kuntik icatlar kullanmadan, ekmeğin hafifçe şekil verilerek; kaşık gibi; pişirilen tavanın kenarından alınması suretiyle ağza tek hamlede bırakılarak yenilmesi gereken bir yaz klasiği.

ancak nerede o sulu yayla domatesleri artık, ne mümkün onları bulabilmek demeden de edemiyor insan.

kısaca; menemenin özü sulu, olgun bir yayla domatesidir.

içine bir tane de acı biber doğrandığı an o tava şölene döner emin olun

gökhan semiz

daha o yıllarda bunu yapmayı nasıl beceriyordu bilemiyorum ama popüler kültüre ve onun getirdiklerine, dayattıklarına içinde ironiyi de barındıran şiddetli bir karşı duruşu vardı. işin komik tarafı da şuydu kesinlikle; popüler kültüre yine onunla cevaplar veriyordu; kullandığı popüler müzikti; poptu.

olaylara yapmış olduğu gözlemle ve zeka dolu bakış açısıyla her konuyu öyle ince bir noktasından yakalardı ki şarkı sözlerinden bunu anlamak hiç de zor olmuyordu.

kanada'dan iğrenç müzisyenlerin çıkması sorunsalı

the organ
ve
feist
bence bu akıl dışı iddia için yeter de artar bir cevaptır.

günümüz sorunsalı diye adlanlandırabileceğim en büyük olgunun, bizi merkezi çevresinde toplamayı başarmış olan tüketim toplumu öğelerimiz ve bitmek bilmeyen açlığımız olduğunun altını çizerek koca kanada'dan bir justin bieber çıktı diye tüm ülkeyi ateşe vermeye gerek yok diye düşünüyorum.

seçmeli ders olarak kuran-ı kerim

siyasi partilerde ve tarikatlarda yaygın olarak görülen biat kültürünün askeriyenin de temelini oluşturmasından yola çıkarak, bunu; biat kültürünün ta kendisini; kur'an-ı kerime dayatma çabası. bu durumda askeri mensupların tümünün cihat şerbetinden tadarak yeni sehadet ordularının kurulacağı gün yüzü gibi açıktır.

düşünsenize bu zihindeki bir ordunun o anki hükümetle kapılar ardında anlaşıp darbe yaptığını...

yazık... ne acınası türkiye'nin şu durumu... hadi ilerleyemiyoruz ama ben yerimizde kalmaya da razıydım; fakat görüyorum/ uz/ ki bu hükümet ve başımızda bulunduklarını savunan liderler ve onların dalkavukları değişmediği; bu zihniyet değişmediği; zihniyetimizi değiştirmediğimiz sürece geri çağlara düşmemiz işten bile değil.

karpuz

dilim dilim kesmeden; ortasından ikiye ayırdıktan sonra kaşıkla yemesi daha zevkli olan meyve.

kibritçi kız

kibritçi kızla coşkun abi'nin münasebeti olursa neler başına gelebilirdi sorusunun cevabı
zamanında komedi dükkanı'nda görsel olarak sunulmuştu.

merak edip izlemek isteyenler için :

ayı sözlük birinci uluslararası izmir kısa film festivali zirvesi

izmirli ayı sözlük yazarları;

zirve 24 kasım 2012 cumartesi günü saat 12:30 olarak planlanmıştır.

zirvetöre de eklendi; bilginiz olsun.

not: tarih ve saat konusunda bir değişiklik / oynama hala yapılabilir.

sabit konu başlığı olarak; istanbul'da düzenlenen kitap fuarı zirvesinin bitiminden sonra; sol tarafta belirecektir.

ayı sözlük birinci uluslararası izmir kısa film festivali zirvesi

merhaba,
mesajlarınızı alıyorum izmirli ayısözlük yazarları
herkes tarih konusunda fikrini yazarsa ortak bir gün etrafında karar verebiliriz diye düşündüm ben

açıkcası benim aklımda; çalışan yazarların da katılabilmesi açısından; 24 kasım 2012 cumartesi yada 25 kasım 2012 pazar günleri var.

peki sizce?

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

aysun gültekin - yavrum bugün yaradan var



erzurum'lu türk halk müziği sanatçısı aysun gültekin; özellikle son altı yıldır; uzun bir miras birikimimiz ve kültürümüz olan bu müzik dalını başarıyla temsil eden ender insanlardan birisi.

bağlamaya da gölüyle sesini veren kişi selçuk murat kızılateş'tir ki o da türk halk müziğini yaşatabilmek adına oldukça fazla uğraş veren biri.

ayı sözlük birinci uluslararası izmir kısa film festivali zirvesi

bu yıl 20 - 26 kasım 2012 tarihleri arasında 13.'sü düzenlenecek olan uluslararası izmir kısa film festivali'ne katılmak isteyen sinemaseverler, sinemacılar ve meraklı seyirciler ile birlikte geçirilebilecek güzel bir gün olur diye düşündüğüm zirve planı.

festival boyunca tüm gösterimlerin ücretsiz olarak yapıldığı ve son 2 yıldır olduğu gibi yine yarışmaya katılan kısa filmlerin gösterimlerinin; festival kapsamında yapılacak atölye çalışmalarının ve söyleşilerin renklendireceği mekan izmir fransız kültür merkezi salonu.

festival süresi boyunca paneller, sergiler ve daha pekçok etkinlikle desteklenecek olan ve sayısı bir elimizdeki parmak miktarını iki geçen ölümlü günler içinde uygun birini hep birlikte bulabiliriz diye umuyorum.

kararlaştırılan günün sonunda yapılan etkinliğin ardından gösterimlerin gerçekleştirildiği mevkinin alsancak olmasından dolayı; önceki zirvelerde olduğu gibi; burada kalınıp '' kamera, ışık ve motor!'' ile doyan sanat açlığımızı, yine aç olan midelerimize de uygulayabileceğimiz bir mekan bulmak zor olmasa gerek.

festivalle ilgili detaylı bilgi için : http://www.izmirkisafilm.org/tr/index.ht...

soğan

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

kırık çizgi

çok yetenekli kadınlar ve adamlardan oluşan nadir türk gruplarından; şarkıları için tek kelime bir tarif istiyorsunuz eğlenceli oldukça uygun. ancak o depresif havayı ve buhranları olan melodilerini vokalin sesinden dinlediğinizde, tattığınızda tüm fikriniz değişecek; başarılı bulduğum underground türk gruplarından birisi ve bir merhabayı hakediyorlar kesinlikle; denemenizi öneririm...

şu ana kadar yaptıkları en iyi çalışmaları 2007 yılında çıkardıkları ilk albümden jonathan ve güvercin; dinlerken anlatılan hikayeyi gözünüzde canlandırın mutlaka, bir kısa film tadında oluyor bu haliyle parça; zihninizde hayal etmek hiç de zor olmuyor nedense; o kadar detaylı anlatmışlar ki iki yabancı arasında geçen o ani karşılaşma anını; parça nerde mi peki, hemen altta; dinlerken iyi vakitler geçirmeniz dileğiyle...

http://www.dailymotion.com/video/xbzyim_...

grup elemanları;
ezgi gedik - klavye, piyano, vokal
atacan yücel - bas, vokal
murat tülek - davul, klavye, vokal

grubun last fm sayfası : e213e

grubun myspace sayfası : http://www.myspace.com/kirikcizgi

grupla iletişim kurmak için bağlantı : [email protected]

grubun ana vokalistliğini yapan ezgi gedik'in o bohem sesi bile denemek için başlı başına bir sebep demeden de kendimi alamadım son olarak...

dip not : grubun 2007 yılında çıkan ilk albümü olan kırık çizgi'yi ve ep'leri m irimari'yi last fm sayfalarından hiçbir ücret ödemeden dijital olarak edinebilirsiniz; ama yine de siz bir teşekkürü çok görmeyin derim ben. ep'lerinin 7'' plak formatında olan versiyonuna erişmek için ise bağlantı hemen üstte.

keyifli dinlemeler...

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

ümit sayın - dayanamam



ya hasretine alışmalı şu kalbim yada ölmeli...dayanamam...dayanamam...yokluğuna...zehirolur gecelerim...sensiz uyuyamam...

get up

  • /
  • 33
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 643

son defa

kargo grubunun ''yarına ne kaldı?'' adlı albümünde bulunan parça; tracklist olark ikinci parça idi; yıl 1996.

hunharca kuyruk yağı sikmek

yağlı ve büyük kuyruklu koyun ırklarımız;

(bkz: mor karaman)
(bkz: ak karaman)
(bkz: dağlıç)
(bkz: ivesi)
*
(bkz: serbest çağrışım)


yıllardır aynı tarz müzik yapan insan

katı halde bulunan tek sıvı

cam amorf katı bir madde olmasına rağmen sıvı halde kalan tek maddedir.

(bkz: cam)

acıyor ama devam et

doyumsuz dar kıçlı ayıların mottosu.

kanırtmaya başladıysa da devam edilir.

mahallenin bakkalının veresiye defteri

müjde ar bakkal alışverişinde! * *



not:

görüldüğü üzere
bir kalçaya büyük boy rakı
bir göğse büyük boy sana margarini
iki göğüs olunca konserve ve makarna da ekleniyor listeye

dip not:

bakkalın elinin çıplak memesine değmesiyle kirlendiğinin farkına varan sevgili müjde ar hemen listeye sabunu ekliyor ve ardından listenin vazgeçilmezi kaşar geliyor; hem de eski kaşar!

cumartesi anneleri

cumartesi günleri içimde duyduğum burukluğun nedeni onlar. onları gördüğüm ilk günü; hatta ''an''ı hiç unutmuyorum, yine böyle soğukların tenimizi kavurmaya, yüzümüzü kesmeye başladığı zamanların birindeydi; o soğuğa rağmen bunca insan neden burada toplanmış diyordum kendi kendime; çünkü erken sayılabilecek saatlerdi meydan için. fark etmemek mümkün değildi onları, ki ortalık savaş alanını da andırıyordu bakıldığında; bir sürü polis ve onların sayısıyla yarışabilecek derecede köpek vardı etrafta, bir yandan da kimlik kontrolü yapılıyordu onlara yakın duranlara ve anlam vermeye çalışıyordum tüm bu olanlara. o zamanki aklımla uzaktan seyre durdum olan biteni, konuşmalarını dinledim, feryatlarını işittim, acılarını duyumsadım, yaslarını tattım... diğer yandan polislere ilişti gözlerim ve yanlarındaki boyu dizimi geçen köpeklerine; aç kurtlar gibi geldi o an hepsi bana, ağızlarından yere damlayan salyalarının kokusunu duydum sanki; polisler de çok tuhaf gelmişti baktığımda, sanki bir olay çıkacağının bilincindelermiş ve bu her zaman gerçekleşen kısır döngüsel bir süreçmiş gibi duruşları, bakışları ve davranışları vardı... bunları düşünürken olan oldu tabii...

şimdi biliyorum ki;
onlar terörist annesi değil!
onlar faşistlerin yandaşları değil!
onlar ''anne'' işte adı üstünde...

onların istedikleri tek şey sarılabilecek, ağlayabilecek oldukları bir mezar taşı. *
onlar sadece ''anne''...
bunun cumartesi, pazarı olur mu?
bunun ırkı, soyu olur mu?
bunun doğusu, batısı olur mu?

pazar

tezer özlü'nün pazar günlerine karşı içten içe içe bir kin beslediğini düşünürüm; ona insan hayatının sıradan yanlarını, hep aynıymışcasına yaşanan o tipik sabah, öğle, akşam ritüellerini ve o burjuvazi geleneklerini yıkamayan insanın kırık boşluklarını anımsatırken varoluşsal sorularını çözümlemede bir takım yeni metod yolculukları yapmasına olanak tanıyor gibi belki.

tezer özlü pazar günleri için şunu der;

"pazar günleri... şimdilerde... sokak aralarından geçerken... gözüme pijamalı aile babaları ilişirse, kışın, yağmurlu gri günlerde tüten soba bacalarına ilişirse gözlerim... evlerin pencere camları buharlaşmışsa... odaların içine asılmış çamaşır görürsem... bulutlar ıslak kiremitlere yakınsa, yağmur çiseliyorsa, radyolardan naklen futbol maçları yayımlanıyorsa, tartışan insanların sesleri sokaklara dek yansıyorsa, gitmek, gitmek, gitmek, gitmek, gitmek.......... isterim hep."

tezer özlü - çocukluğun soğuk geceleri

aktif gay kucağı koltuk

sarsıntılı ve bol darbeli yolculuklar için bire bir efenim. *

clementine

80 ila 90'lı yıllarda çocukluğunu yaşamış kişilerin ilk travmalarını geçirmelerine neden olan korku-dram-gerilim çizgi dizisi.

o dönem başka hiçbir çizgi dizide; hatta onu bırakın hiçbir sinema filminde; bu derece donuk renkler kullanılmamıştı. zaten çocuklar için yapıldığına bile şüpheyle bakıyorum hala bu vahşet-ül çizginin; en azından eğlenmek ve gülmek için televizyonda gösterildiğine inanmıyorum.

o dönem çocuklarının serpilip büyümelerinin ardından, bu korkutucu deneyime tanık olan yanlarını, bilinçlerinin en derinlerine atmaya çalıştıkları bilinmektedir. bu gerçekleştirilir de; ancak ta ki o kelimeyi duyana kadar ''clementine''

bilincin derinlerine gömülen ses, hayata zaten böyle devam etmek zorunda olan kişinin benliğinde silik silik görüntülerin canlanmasına sebebiyet verir ve bastırılmaya çalışılan korkunç anılar birer birer geri döner.

müziği de ayrı bir fenomendir; hipnotik etki yaratarak yapılması planlanan beyin yıkama işlemine geçiş için ön hazırlık niteliğindedir.

http://video.cnnturk.com/2010/haber/12/1...

dünyada 80 ler gibi hastalıklı bir kuşak yetiştiyse sebebi soluk renkleri ve iç kurutan müziğiyle bu çizgi filmdir.

heteroseksüel

karşı cinse ilgi duyan, hasta olan, elde etmek için binbir taklayı geçtim üçlü salto çift burgu yapabilen birey.

(bkz: straight)
(bkz: str8)

yeni sözlük yazarları

göt

bazılarınınkinin karadelikten farkı olmayan, cinsel ritüellerin yapıldığı yer; mabet

müslüman eşcinsel

cenabet

kamyonu devirmek.

cinsel münasebette bulunma durumu sonrasında girilen hal-i ahval.

yakınında bulunulduğu takdirde etrafındaki tüm uğursuzluklara ve kara perşembelere göğüs gerilmesi gereken kişi ya da kuruluş.

bu hale erişmiş olan bireyin bütün kötü enerjileri içine çeken bir karadelik olduğuna inanılır.
Henüz takip ettiği biri yok.