kadını önce babasının ve abisinin sonrada verdikleri herifin malı ilan eden ve sahibinden kullanılmamış karı anlamında kurdele.erkek kardeş kurdeleyi kestikten sonra ''al artık sikebilirsin'' demek oluyor. bunu kabul eden ve bir gurur olarak gören kadınlarda var - ben babamın evinden defosuz alnım ak çıktım- . kırmızı kuşakçılara inat karakuşak olacak kadınlara ihtiyaç var.
sosyal sitelerde ''ah vah'' diyip vicdan yapıp gözünün önünde olunca üç maymunu oynayanlara acınması gerek bu anneden önce. ''bakamayacağı çocuğu yapmayacak'' diyen o buz gibi kalbi olan insanlara acımak gerek. anne kalbi işte, onurludur. o muzu alırkenki mutluluğu yüzünden okunuyordu bu haberde. anneliğin ne olduğunu gösteren bir manzara daha ülkemde ''ananı da al gel'' diye dalga geçenlere inat. senin o üç kuruşu hesap edip dünyaya kazık atacakmışsın gibi padişahlık ilan ettiğin ülkede hakkına girdiğin insanlardan sadece biri.
muhteşem gitar riffleriyle diğer heavy'cilerden ayrılan müzik grubu.müzik tarzları genellikle blues,metal,rock karışımı. ozzy 'li dönem ve dio'lu dönem diye fanları bölünsede bence ozzy osbourne'nun vokallik dönemlerinin albümleri hakiki black sabbath. asla eskimeyecek ve her akşam bir kez paranoid'ini dinleticek grup.
"adını hatırlayan son kişi de öldüğünde aslında hiç doğmamış olucaksın" sözünü hatırlattı bir an. ya da " ben varken ölüm yok,ölüm varken ben yokum." u. nefret ediyorum bu gerçekten, kendimi aciz hissettiğim tek konu. insana "benim ömrümden alıp ona verseler" dedirtebilecek kadar aciz bir durum.
geceleri tam uyumaya çalışırken seken sonrada durmaya çalışan bilye sesleri geliyor yaklaşık 5 saniye falan sürüyor. başka evlerde de duyuyorum yukarıdan bilye yuvarlanması yada yanlışlıkla yere düşmüş bilye sesleri geliyor. ama ortamda herkes tepkisiz oluyor birtek ben mi duyuyorum bu bilyeleri ya ?
3 tane şairi şair yapmış kadındır. ülkü tamerle evli olduğu zamanlarda, cemal süreya da başka bir kadınla evlidir ancak birbirlerine deliler gibi aşıktırlar. sonra eşlerinden ayrılırlar hayat arkadaşı olurlar 3 sene sonra aşkları biter, ayrılırlar. sonra tomris, turgut uyarla tanışır birbirlerine aşk şiirleri, mektuplar yazarlar ve sonra artık o tomris uyar olur. bir de edip cansever var ; hikayenin umutsuz aşığı. şiirlerini tomrise yazar ve hep uzaktan sever, incitmeden sever, sadece mısralarında. tomris uyar onu vazgeçemediği dostu olarak görür hep.
turgut uyar : ''bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur'
edip cansever : ''seni görünce dünyayı dolaşıyor insan sanki'
cemal süreya : ''daha nen olayım isterdin, onursuzunum senin'
güzel kadın tomris uyar ''kıskanılası kadın '', kedisever kadın. bir çok ödül almış ve kalemi güçlü yazarlardandır. edebiyata benzersiz eserler vermiştir. ''ikinci yeninin gelinin''den çok ikinci yeninin kalemidir.
sen uyuyordun, bilemezsin..
kaç sigara içiyorum üst üste, kaç eski gazete okuyorum ilanlarına kadar. her sabah kaç bin güçlükle alışıyorum önümdeki güne, getireceklerine - tomris uyar.
üsteleme , yolumuz ayrı çünkü. anlayamazsın. -tomris uyar
- gel desem işin vardır falan ve daha bir sürü güzel şarkıları olan grup işte, yeni müzik grubu arayanlara tavsiye edilir.
nasıl söylesem
mesela ölüyorum desem
yeridir, yeridir
her zaman böyle olması
biraz gariptir, tecrübeyle sabittir
gündüzleri ağlamaktan korkar mı insan
onca kalabalık içinde, mesela otobüste
şimdi yani çıkıp gel desem işin vardır falan
hoş, ben de birazdan uyuyacağım
hani vardı ya neydi o laf
darabraram
ya da bunun gibi bir şeydi
- iyi ve güzel kadınlar hep ağlar
- bakkala diye çıkıp sana gelesim var
- yazmaktan yorulmadım ama bir satırda haberin olsaydı
izmir bornovadan bir indie folk grubu. grup bilgilerine çok fazla ulaşılmıyor ama uğur, erkan, cem (soyadlarına da ulaşılmıyor) in kurduğu müzik grubu. sadece uğur istanbuldanmış. 1 senedir dinliyorum ve playlistimde çok tane çok tatlı şarkıları var. daha da aktif olsunlar zaten grubun üyelerini de çoğaltacaklarını açıklamışlardı.
2014te grubu dağıtma kararı almışlardı. kaan boşnak grubun hayalindeki gibi bir grup olmadığını açıklamıştı ama daha sonra vazgeçildi ve grup müzik yapmaya devam ediyor. çok da güzel yapıyorlar, hep yapsınlar.
at kafası dergisinde yazan yazarlardan kaan boşnak'ın solistliğini yaptığı indie folk müzik grubu. kaan boşnak grup kurulmadan önce gitarıyla kendi müziğini yapıp video kayıtlarını paylaşıyordu. internet üzerinden yoğun ilgi alınca, 2011de grubun gitaristi engin sevik'le grubu kurma kararı aldılar. bas gitarda ; canberk ünsal ve davulda ; can kalyoncu çalıyor. şuana kadar iki albüm yayınladılar ; evdekilere selam, otoban sıcağı.
kesinlikle laik olmayan bir anlayıştır. siyasette teorikte çok fazla olmasa da pratikte yapılan tek tipleştirme ve sömürü çabalarını her seçim öncesinde ya da hükümetin hatalı olup üstünü kapatmaya çalıştığı olaylarında çok rahat görüyoruz. ''şimdi allah diycem her şeyi unutacaklar'' kafasıyla hareket edilmesi ve kuzu mantığıyla kendine bir sürü oluşturması da bunun kanıtı. anayasal olarak alevilerin -ve ya cami de ibadet etmeyen başka inanç mensupları - yok sayılması, zorunlu ve tamamen islamın sünni kolundan anlatılan dersler, imam hatip teşvikleri de benim bakış açımdan laikliğe ters. kimliğe doğustan vurulan islam damgasıyla ülkeyi ''%99 u müslüman'' olan bir ülke yaptılar. bu ülkenin %99 u müslüman değil, sadece %99unun kimliğinde islam yazıyor. yönetimin de farklı inançlara saygısının minimum olduğunu düşünüyorum. islam inandıkları gibi bir hoşgörü dini ise daha buralara uğramamış.
hayatında kimse olmadığında değil, olmasını istediğin kişi olmadığında gelen duygudur. bir de güzel dize demiş süreya adam :
''kuşkusuz artacak yalnızlığım sevgili çocuk
biliyorsun ben hangi şehirdeysem
yalnızlığın başkenti orası.''
black eyed peas tadında bir norveçli hiphop grubu. genelde en popüler şekilde frankie valli & the four seasons' in beggin e yaptıkları coverla tanınırlar. benim favori şarkılarım ; liar ve freaky like me. ''hadi oturmaya mı geldik '' de ki oturan özneye bile dans ettirebilecek potansiyelleri vardır.
bir haftadır konuşulan bir haber, suphi altındöken e hapishanede linç girişiminde bulunulduğu ve hastanede tedavi eden doktorların hayati tehlikesinin bulunduğu açıklamalarını yaptığı iddia ediliyor. internette de zaten sansürlü bir fotoğraf geziyor ancak daha resmi kurumlar tarafından onaylanmamış. ölmesini istemiyorum bir yandan, çünkü ölmesi onun kurtuluşu olacak. böylelerinin cezasını ilahi adalet deyip bırakmamak lazım, dünyada yaptıklarının cezasını dünyada çekmeli zannımca.
bursa nilüfer özel eğitim lisesinde görevli bir kadın öğretmen azarlamak için öğrencisini tahtaya çıkarıyor. öğrencisini azarlarken öğrencinin gülümsemesi kadını çıldırtıyor ve var gücüyle öğrenciye tokat atıyor ve özür dilettiriyor. daha sonra arka sıradaki öğrencilere hakaret edip onlara yöneliyor. olayları da başka bir öğrenci kameraya çekiyor. ben kendi çapımda yorum getirecek olursam özel eğitim veren bu kadının aslında kendisinin özel eğitim alması gerekmesi, engellilere zavallı ve kendisine muhtaç gözüyle bakan ve hakaretler eden bir insandan zaten sağlıklı bireyler yetiştirmesi beklenemez. hayata bir şekilde eksik başlamış, ama hayattan kopmamak için çalışan insanlar var o sıralarda. bir umut var, her yetişen bir birey gibi kendine idol arayan gençler var. bu mudur hakettikleri, egosal problemler yaşayan insanlar mıdır gözlerinin önündeki idolleri. ''bir vicdanınız vardı onu hatırlayınız.''
genelde en sevdikleri yönetmen nuri bilge ceylandır oysa sadece kış uykusunu izlemişlerdir.
kimsenin anlayamayacağı kelimeler araştırıp itinayla kullanırlar mesela : enstalasyon, determinist,röprodiksiyon vs vs
konuşmayı karizmatikleştirmek için sk sık öksürürler
eller mütemadiyen ceptedir ve bel de keman yayı gibi gergindir.
insanları küçümseyerek üste çıkmaya çalışmak ''ah kuzum kaç kitap okudun ki sen ''
iki kere ikinin dört olduğuna itiraz etme zorunluluğu hissedip olaya felsefi bir boyut kazandırma zorunluluğu hissederler.
ama aslında evde bangır bangır bengü dinleyen ve özcan deniz filmleri hastası olan tiplerdir.
herkesin bi teori ortaya attığı olay. ama ülkede olan her şeye karşı inancımı yitirdiğimden kesinlikle tskyı bize trolleyeceklerini düşünüyorum. "yoldaşlarım, bakın bizi yolumuzdan çevirmeye, devirmeye çalıştılar. gücümüzden korkuyorlar, başkanlık sistemiyle tek yürek oluyor muyuz?" söylemlerini duymamız yakındır. evet ülkenin bana kazandırdığı tek şey ileri görüşlülük, hadi hayırlısı.
ağzınızı geve geve erkek dediğin maço olacak, kodum mu otutturcak,sahiplenecek bilmem ne demeyin. siz çok güçlüsünüz tüm bunlara ihtiyacınız yok, toplumun olmanızı istediği kadın tipi olmayın.
elektirik yok tesisat erkek işi diye evde kocanızı beklemeyin. öğrenin.
dövüşmeyi de öğrenin size kalkan o eli kırın ve erkeklerin götüne sokun artık.
orospu olun ev hanımı olmayın.
erkek çocuklarınıza bir kadını nasıl seveceğini öğretin, sikiyle dünyaya sahip olabileceğini değil.
unutmayın we can do it.
ve jin jiyan azadi artık lütfen ya
resmen bi herifi yanlışlıkla ankaraya davet ettim ve kalkıp azerbaycandan gelecek . aslında azerbaycanda ne işin var yahu demek istemiştim ama hemen seve seve gelirim felan diye atladı ve bele vaziyete soxam aybalam.
insanın hayatında asla unutmayacağı anlar olur ya, bir tanesine ve en güzellerinden birinde başroller.
kendimi kötü hissettiğim bir gün kızılaya inmiştim. bir ara sokakta oturuyordum öyle sigara içiyordum yalnız. sonra bir suriyeli çocuk geldi yanıma oturdu. kendi dilinde bir şeyler söyledi gülümsedi ama ben dokunsalar ağlayacak durumda olduğumdan çocuğun ilgisi çok duygulandırdı beni. sonra benle birlikte oturdu yarım saat.ellerinde sattığı güller vardı. elleriyle ellerimi açtı ve güllerden koydu bi tane. cüzdanımı çıkarırken kaçtı ben de seslendim yemek ısmarlıycaktım arkasından da koştum ama durmadı. hayatımda aldığım en anlamlı hediye ve kurusunu hala saklıyorum. gözüm de hala o çocuğu arıyor sokaklarda. öğreneceğimiz çok şey var.
3 gün önce mezuniyetim vardı, ve kepimi havaya değil birinin kafasına fırlatma kararı aldım törende. sonra kime atsam kime atsam diye düşünürken kafama iki tane kep yedim bu arada. sonra bir baktım önümde hiç sevmediğim mutlu bir çift, kız kepini fırlatmış yehuu coşuyor. iyice gerinip kepi kızın kafasına geçirdim. kız ''ağğğh salakmısınız yaa'' dedi arkasına bakıp , tabi benim attığımı bilmiyor benle gözgöze gelince gülümsedi, bende güldüm. sonra bu çok eğlenceli geldi. yanımda da arvellian vardı onun da kepini istedim. ön sırada boş boş duran bir kız vardı zaten 4 sene boş boş durdu bari bi anısı olsun diye arvellian 'ın kepini de onun kafasına fırlattım. kız çığlık attı ve yanındaki kankası da çığlık attı - niye bilmiyorum- işte aldı beni bir gülme buna güldüm 10 dakika işte bu da böyle bir şeyimdi.
kadın cinayeti. ama trans bir kadın olduğu için kadın derneklerinde ne de sosyal medyada kimsenin yeterince ilgisini çekmeyen cinayet. üstü kapatılıp gidecek, bir "insan" ın ölmesi değil bir "trans"ın ölümü olarak bakılacak davalara. haklı sebepler bulacaklar, iyi haller, azmettirme belki birkaç yıl yatıp çıkacak her kimse. kahverengi gözlü olduğu için yakılarak öldürülen birini duydunuz mu hiç? hayır çünkü bu bir benlik özelliği. peki transeksüellik. neden olduğumuz gibi yaşamamıza izin vermiyorsunuz? neden her seferinde yanınıza kâr kalıyor ölümlerimiz. sizi kim ideal insan profili ilan etti? kimse öldürülmek için doğmadı, herkes dünyada geçirebileceği birkaç güzel günün peşinde. hande'ninkini yaktınız. yakmadıklarınızı da ahlağınıza törenize kurban ediyorsunuz. ölüp gideceksiniz birgün, belki az sonra bilinmez. sizde mutlu olacağınız güzel dakikalarınızın peşinden koşun insanların bacaklarının arasında ne olduğuyla ve kimi siktiğiyle uğraşacağınıza. valla bakın, daha huzurlu yaşayacaksınız.
karl marx'ın manifestosunda unutmadığım bir cümle vardı '' modern devlet iktidarı , tüm burjuva sınıfının ortak işlerini yürüten bir komiteden başka bir şey değildir . ''. iki üç insanın zevki sefasının bozulması yüzünden acısını halktan çıkaran bir iktidar var şimdi karşımızda, nereye kadar ama. dünya üzerinde zulümle zorbalıkla ayakta kalabilmiş kaç komite vardır, elde var sıfır. zamanında çok sevilen anavatan partisi de tek başına iktidarlıktan koalisyona koalisyondan da barajaltı kalmaya maruz kaldı, değil ki artık herkesi canından bezdirmiş ak parti kalabilsin. böyle gelmiş, böyle gitmez.
kürtçe newroz manasındadır. bu sene kutlanmasını saygısızlık olarak gördüğüm bayram, cenaze evinde göbek atmaktan farkı yok ayrıca. hergün birilerini toprağa veriyoruz, bunun türkü kürdü yok. ama ve lakin daha dün iki şehit verdik. bugün abdullah öcalan bayraklarıyla ve bir coşkuyla nevruz kutlamak saygısızlıktır. hadi şehide saygınız yok, e sizin kendi ölünüze de mi saygınız yok ben anlam veremiyorum. bu neyin halayı?
insanlar neye göre "kezban" diye adlandırılıyor, hatta ve hatta niye kezban diye adlandırılıyor bilmiyorum ama, kariyer yapınca insan saygın biri olmuyor . insan sınıflandırmanın her türlüsünü cahilce buluyorum. bize takınılan "ibne" " yumuşak, ılık" etiketinin bizim tanımadan etmeden yaptığımız sınıflandırmalardan, ya da yapıştırdığımız etiketlerden saygı açısından bir farkı yok. üstelik "kezban" kelimesinin bir kadın adı olmasına değinicem, bu kezban adı da köylü kızı kezban vs kullanımlardan ötürü yine kadınları, fiziksel,kişisel açıdan insanları hem de kır insanını aşağılamaya yönelik cahil cüheyla insanların popüler ettiği bir şey. eleştirdiğimiz topluma dönüşmeyin. ya da dönüşün örnek oluyorsunuz.
malesef 7 yaşındayken haberim yokken yedim. dayimin yanina tatile gondermislerdi annemler dayimda arabasiyla yanlislikla tavsani ezmisti. kucuk aklimla onu arabasina alip eve gotururken heralde gomucez cenaze yapicaz diye dusunmustum,aksam yemegimizin basrolu olcagini dusunmemistim. dunya da yiyecek hicbir sey kalmamis gibi tavsan mi yenir ya,bari onu rahat birakin. resmen hala midem bulaniyor dusundugumde.
az önce ''hilmicem'' diye bir whatsapp grubuna eklenmemle çıkmamın bir olmasının sebebi. sohbet ederken hep bir şekilde konu survivora geliyor,bir konuda teselli verirken bir survivor anısından kıssadan hisse yapılıyor. gıcık alınan kişiye ''aynı turabi amk'' benzetmesi falan hatta yemeğe gittiğimizde yemeği survivor ödül oyununa benzeten insan tipi. 7/24 başka bir konu konuşmayan bir arkadaşım var, beni de survivor begüme benzetiyor oyüzden bağrına basası geliyormuş. yıldım sözlük, ali rıza bey gibi ''yetheer duymak istemiyorum'' diye bağırmama ramak kaldı.