marti

Durum: 351 - 0 - 0 - 0 - 29.03.2012 01:07

Puan: 9094 - Sözlük Kezbanı

15 yıl önce kayıt oldu. 1.Nesil Yazar.

kaçıp gitme zamanı yaklaştı
  • /
  • 18

ne olmak istedik ne okuduk ne olduk

deniz kenarında küçük bir balıkçı köyünde doğup büyüyen bir çocuk olarak ben de babam, amcam ve dedem gibi denizci olup, deniz kenarında küçük bir kasabada basit bir hayatım olsun istedim. askeri deniz lisesini kazandım ama babam göndermedi. sonra tıpla ilgili bişeyler okudum. ailem sevinsin diye bok gibi para kazandım, dünyayı gezdim, babam öldükten bir gün sonra işi bıraktım. şimdi deniz kenarında küçük bir kasabada hayatımı denizden kazandığım basit bir yaşamım var.

gemide

erkan can ın başrolünü oynadığı filmdir. türk sözlük ve geyik jargonuna bir çok özlü söz kazandırmıştır. şu sahne ise marmara depreminde yerle bir olan, denizin içine kayan binaları önceden haber vermektedir. işin ilginci 1999 yapımı bu film 17 ağustos gecesi cine 5 te gösterilmiş ve aynı gece deprem olmuştur.
http://kisalt.be/pdknqp

(bkz: adamın götünden kan alırlar kamil kan)
(bkz: siktiniz de mi lan karıyı)
(bkz: o son cıgarayı içmiycektik)
(bkz: sikerler oğlum hepimizi sikerler)

istesek 3 ayda yerli uçak yaparız

hani birisi kendine yeni bir araba falan aldığında derler ya :"ooo, baba, araba yapmışsın kendine" diye. bakan da yaparızı bu anlamda kullanmıştır. oğluna daha önceden gemi yapmıştı, istesek üç ay içinde bir de uçak yapacak parayı aile olarak denkleştiririz anlamında.

ayı sözlük yazarlarının aşık olduğu otomobiller

şu an hennessey venom gt kullanıyorum. yani kullanıyorum derken tablet bilgisayarda androit marketten indirdiğim drag racing oyununda.
kendisi şu oluyor. ama ben benimkini siyaha yakın laciverte boyattım.

http://kisalt.be/dxvtvs

ilk eşcinsel deneyim

yaş 29 falandır. dış görünüş olarak aynen ayı sözlüğün temasındaki ayıya benzeyen ve bana çok çekici gelen en samimi arkadaşım, ki doktordu, akşama evine çağırır. saatlerce sohbet edilir. içki içemediğimi bildiği halde ısrarla domuz sıkısı bir votka içirir. benim kötü olduğumu görünce sarılıp, banyoya kusmaya götürür. sonra da yatak odasında yatağa yatırır ve "sana bir masaj yapayım birşeyin kalmaz" diyerek elbiselerimi çıkarmaya başlar. bana dokunuşlarının, yataktaki ona ait kokunun beni o halde bile erekte ettiğini görünce masajı falan siktiret deyip direk dudaklara yumulur.

tarkan tevetoğlu

şahsen tanışma fırsatı bulduğum, kaz dağlarındaki bir butik otelde o, kız arkadaşı, ben ve benim bir arkadaşım, sadece dördümüzün kaldığı sırada üç gün boyunca aynı masada yemek yiyip, hergün saatlerce dağdaki patikalarda beraber yürüyüşe çıktığım, kız arkadaşı bilge, tarkan a kaşkol örerken şömine başında gece yarısına kadar her konuda sohbet edip tartışma fırsatı bulduğum insandır. o güne kadar benim için sadece bir popçu olan tarkan ın aslında iç dünyasını da zenginleştirmek ve derinleştirmek için nasıl çaba sarfettiğini, etrafındaki insanlara karşı nasıl mütevazi ve sevecen olduğunu gördüm. son derece kültürlü, aklı başında ve samimiydi. aynı masada oturup yemek yerken ikinci dubleden sonra klasik türk musikisinin en zor eserlerini söylemeye başlıyor, "martı, eğer istediğin parça varsa peçeteye yazıp önüme koy" diye de takılıyordu. aslında oteli tamamen kapatmıştı ama ben ve arkadaşım otel sahibinin arkadaşları olduğumuz ve bir gece vakti çatkapı gittiğimiz için otel sahibinin bizi geri çevirmesini bizzat önlemiş, üç gün sonra biz ayrılırken de sanki askerlik arkadaşına veda ediyormuş gibi bizi uğurlamıştı. asıl sürpriz ise onun makinesiyle birlikte çektirdiğimiz fotoğrafları istanbul a döndükten sonra tab ettirip ev adresime göndermişti.

ayı sözlük yazarlarının hobileri

benim hobim yok ama popim var

http://www.izlesene.com/video/herkesin-bir-popisi-vardir/2248399

birgün gazetesi

akp tarafından kalemleri satın alınmamış, bu yüzden de yazarları içeri alınmış gazetedir.

naringergedan

sözlükte dark bear dan sonra en çok entry giren yazar olan naringergedan ın bunu nasıl başardığını resimli olarak anlatıyorum.

http://rajuchoubey.homestead.com/files/portable.jpeg

zeytinyağı sabunu

eskiden pazarlarda satılan, takoz büyüklüğünde, çamaşır yıkanan, hazır su ısıtmış ve sabunu ele almışken leğenin içinde çocuğun yıkanma işini de aradan çıkaran, gözü yandığı için mızıldanan çocuğun kafasına vurulduğunda susturucu etkisi olduğundan anneler tarafından çok amaçlı kullanılabilen genel temizlik aracı.

metroseksüel

ekonomik kriz dönemlerinde küçülmeyip, tam tersine büyüyen tek sektör olan kozmetik sektörünün, kadınlarla yetinmeyip, kendisine erkekleri de hedef kitle olarak seçmesi sonucu, her yeni trende gözü kapalı atlayan züppelerin bir gram kreme yüz euro vererek elde ettiği ünvan.

sezen aksu aleyhine konuşanlara verilen ilk tepki

seksenli yılların sonunda "aslında sezen o şarkıları kendisi yapmıyoo, onun ankara da hayranı olan bi genç kız var, bu kız sözleri yazıp sezen e veriyor" diye bir şehir efsanesi çıkmıştı. o zamanlar aktüel, tempo gibi dergiler bu konuyu biraz kurcalasalar da, altından hiçbir şey çıkmadı.

anormal genc

hoş alan entrylere tıkladığımda, kendisinin son yazdığım entrylerden yaklaşık 20 tanesinde hoş butonunu aşındırmış olduğunu gördüğüm yazardır. yaratıcı ve muzip zekası ile sevildiği sözlükte, 3. sayfa nickaltını doldurması yakındır.

ortadoğu ingilizcesi

seksenli yıllarda bu şekil ingilizce kullanımına özal ingilizcesi denirdi. geçenlerde bir yerde denk geldi, ingilterede eğitim almış olmasına rağmen abdullah gül ün de aynen düzbastı okuduğunu duydum.

dindar bir gençlik yetiştirmek istiyoruz

dindar derken, bu dünyada çekilen tüm sıkıntıların öteki dünyada cennetin nimetleriyle ödüllendirileceğine inanmış, yaşadığı acıları politikacıların beceriksizliği değil, allahın bir imtihanı olarak gören, mutlu bir hayat sürmeyi ahirete ertelemiş bir nesil yaratma çabasıdır efendim.

flickr.com

bence internetteki en zengin içerikli resim paylaşma sitesi. yahoo ya ait olduğu için yahoo hesabınızla giriş yapabiliyorsunuz. herhangi bir sansür uygulaması olmadığından her türlü erotik ve seksi resmi bulmak, sizinle aynı zevki paylaşan insanları ve grupları bulup onların yüklediği resimlerden haberdar olmak mümkün. kendi favori listenizi oluşturup, bu listeye her gün yeni resimlr eklemek de olası. son derece basit ama fonksiyonel bir arayüzü var.

http://www.flickr.com/

tadıldığına pişman eden şeyler

ayılardan nasıl haberiniz oldu

1998 yılında çalıştığım şirketin new york ofisinde staj yaparken, bir sex shopta ayı dergisi görmüştüm. kendimi, sanki gökten kendisine kitap inmiş, seçilmiş birisi gibi hissettim. derginin parasını öderken kasiyer eleman, istersem ayı ve daddy videoları da var dedi. o gece sabaha kadar ağlaya ağlaya yedi kez asılmıştım. türkiye ye dönerken hepsini çöpe attım, havaalanında açar arama yaparlar diye korktum.

ayı sözlük itiraf

daha iki dakika önce eski sevgilime bir mail attım -ki kendisiyle 4-5 ay önce ayrıldık ve üç yıl birlikte yaşamıştık-. şu an ailevi bir mesele için bir aydır ispanya ve fransada. her gün evini (bizim eski evimizi) gidip kontrol ediyorum. sonra yatağa uzanıp yastığını kokluyorum. pijamalarına sarılıp yatakta uyuyup kalıyorum.
her gün mailleşiyoruz ve bana gönderdiği her mailde "sen benim tek gerçek dostumsun, hayatımın sonuna kadar senden başkasını kalbime almıycam" diyor. eylül ayında internette tanıştığı bir gençle birlikte olmak için benden izin istemiş, ben de eşyalarımı toplayıp "al sana izin, sadece o çocukla değil, istersen dünya alemle düzüşebilirsin artık" demiştim. aslında hala onu seviyorum ve onun da bana olan sevgisini biliyorum. kalbine benden başkasını almayacağından eminim ama bu, yatağına da başkalarını almayacağı konusunda beni ikna etmiyor. kafam çok karışık sözlük.

dark bear aktif mi pasif mi

sadece deneme yanılma yöntemiyle öğrenebileceğiniz gerçek.
  • /
  • 18
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 351

aileye açılmak

annem zaten yıllar önce anlamıştı ve sessizce kabul etmişti. bu konuda açıkça konuşmasak da akrabaların "evlen artık" baskılarına benim yerime o karşı koymuştu. "rahat bırakın oğlumu, bırakın hayatını istediği gibi yaşasın" demişti. başkalarına söylenen bu kelimelerin ardında, benim hayat tarzımı onayladığını bildiren mesajı almıştım.

babama eşcinsel olduğumu söyleyebilmem için, sevdiğim adamın elinden tutarak ondan cesaret almam ve babamın karşısına böyle dikilmem gerekiyordu. dedim "baba bak, bu benim sevdiğim adam. onunla bir hayat kurmak istiyorum." kısa bir sessizlik oldu. bu arada sevgilim mezar taşı üzerindeki ölüm tarihiyle doğum tarihi arasındaki farkı dört işlem kullanarak hesapladı ve "allah rahmet eylesin. baban öldüğünde 67 yaşındaymış" dedi.

kadınsı eşcinsellerin ayı hareketindeki yeri

son günlerde ayı sözlük yazarları arasında kutuplaşma demiyelim ama, ciddi atışmalara yol açan konunun çözüme kavuşturulması için düzenlenen açıkoturumun konusudur. ali kırca dark bear'ı arar ve son zamanların en çok konuşulan bu konusunu televizyonda ana haber bülteninden hemen sonra bir açık oturumla tatlıya bağlamak istediğini söyler. hatta bu program için bir kaç isim de düşünülür ama "er meydanı, erkek erkeğe" gibi öneriler, sözlük içerisinde bir ayıseverin ya da ayının kadınsı bir yanının olmasının normal olduğunu dile getiren yazarların itirazı ile veto edilir.

neyse stüdyoya doluşulur, açıkoturum başlar. ayı dediğin erkeksi olur diyen tarafı temsilen dark bear ve bearabeare söz alırlar. birkaç yıl önce ayısözlük bünyesinde karşılıklı fikir alışverişi sonucunda artık şartların konuşmayı bırakıp eyleme geçilmesi için yeterli olgunluğa ulaştığını farkettiklerini, ilk önce tüm ayısözlük yazarlarının eşzamanlı olarak kendi çevrelerine eşcinsel kimliklerini açıklayarak işe başladıklarını, ardından aileleri ve arkadaşlarının desteğini de alarak ankara'ya yürüyüşlerinin tüm türkiye'de eşcinsel onur hareketini ateşlediğini ve bugünlere gelindiğini hatırlatırlar. son zamanlarda ortaya çıkan kadınsı tavırların ise binbir güçlükle kazanılan kamuoyu desteğini azaltarak ayı hareketine zarar verdiğinden bahsederler.

ardından eşcinselliğin, ayı veya ayısever olmanın standart kalıpları olamayacağını, gelinen noktada her eşcinselin eşit miktarda emeği ve fedakarlıkları bulunduğunu söyleyen pisuvardaki siyah kil2 kendi görüşünü dile getirir. fakat konuşurken sık sık sözünün kesilmesine içerleyerek fenalaşır ve kavga falan çıkar diye tedbir olarak stüdyoda görev alan kaslı ve yağız bodyguardlardan birinin kollarında kısa bir baygınlık geçirir. bodyguardın psk2 nin şakaklarını ovduğunu, ona güçlü kolları arasına alarak "istersen omzumda ağlayabilirsin canım" dediğini farkeden bazı ayısözlük yazarları da en yakın diğer bodyguardın yanına giderek bayıldıkları için ali kırca açıkoturumun kontrolünü kaybetmek üzereyken bir canlı telefon bağlantısı gelir. arayan başbakandır. başbakan "eşcinsel bireylerin evlilik, çocuk sahibi olma ve evlat edinme dahil tüm diğer yasal haklarına kavuştuğunu, meclisten jet hızıyla geçirilen homofobi karşıtı yasayla homofobik söylem ve fiillerin en ağır şekilde cezalandırıldığını, eşcinseller için pozitif ayrımcılık yasasının da kabul edildiğini, cinsiyet değişimi ve hormon tedavisi gibi uygulamaların tamamen ücretsiz olduğunu hatırlatarak tüm bunlara rağmen eşcinsel kardeşlerimizin hala sorunları olduğunu bilmenin kendisini üzdüğünü söyler ve eşcinsellerin bize öğrettiği mottoyla onlara seslenmek istiyorum; "savaşma seviş" der. hatta "sizden de en az üç çocuk istiyorum" esprisi salondaki gergin havayı yumuşatır. kapanış konuşmasını yapan ali kırca da tüm yazarcanların birbirini kucaklayarak barışmalarını isteyince stüdyoda bir sevgi yumağı oluşur. yalnız kaslı bodyguardın ve ali kırca'nın önünde bir kuyruk meydana gelince dark bear "arkadaşlar yetmiş milyon bizi izliyor, lütfen ama" diyerek ağırlığını koyar. program reyting rekorları kırarak kapanırken psk2, aslında hacettepe ingilizce tıp mezunu olup, boğaziçi üniversitesinde biomedikal teknoloji mühendisliği ihtisası yapan ama ayısözlük yazarlarını daha yakından görmek için bu programda gönüllü bodyguard olarak görev alan milli yüzücü yeni sevgilisiyle nikah şahidi olması için ali kırca'dan söz alır. böyle hayırlı birşeye vesile olduğu için dark'a kızgınlığı da kalmamıştır.

haa, bir de bu var tabi:
(bkz: kafan güzelmiş kardeşim güle güle kullan)
(bkz: hayali bile güzel)

belçika

madem komşuyuz, öyleyse niye savaşmıyoruz diye düşünen ve bunu yıllarca pratiğe döken fransa ve hollandayı birbirinden ayırmak için yıllar önce bir alman kralı tarafından oluşturulmuş ve başına da bir alman prensinin oturtulduğu tampon bir ülkedir. ülkenin güney toprakları olan valonya fransa dan, kuzey bölgesi flaman ise hollanda dan tırtıklandığı için güneyde fransız asıllı valonlar, kuzeyde de flamanlar yaşar. çalışkan ve zengin flamanlar, volanları tembellikle suçlar ve flamanlar sayesinde rahat bir hayat süren parazitler olarak görürler. şarap, aşk ve parti konusunda uzman volanlar ise flamanları paradan başka bir şey düşünmeyen ruhsuz psikopatlar olmakla suçlar ki, iki tarafın da iddiaları köküne kadar doğrudur.
her iki bölgenin kendi parlamentosu, kabinesi, başbakanı falan vardır. tam ortadaki brüksel de özerk bir bölgedir ve burada volanlar çoğunluktadır. onun da kendi parlamentosu, bakanı, başbakanı falan vardır. bir de ülkenin doğusunda sekiz-on bin alman nüfusun yaşadığı alman özerk bölgesi vardır ve evet bildiniz onların da başbakan dahil tüm kadrosu tamdır. bir de tüm belçika nın ulusal parlamentosu ve kabinesini de eklerseniz 3 farklı dilin konuşulduğu bu 12-13 milyonluk ülkede 160 tane bakan ve 5 tane başbakan vardır. asıl komik olan, bu arada ülkenin resmi yönetim biçimi krallıktır ve kraliyet ailesi kompile almandır. sürekli bölünmek isteyen bu ülkede herkes birbirinden nefret eder. ama kralı severler. gerçekten de kral iyi adamdır.

hindistan

hayatın anlamını aramak, nirvanaya ulaşmak gibi kıytırık bahanelerin arkasına saklanılarak, aslında marjinalmiş gibi gözükmek, oradaki fakirliği görüp türkiye de yaşadığına şükretmek, "hiç bi bok yapamasam feyslik üç beş foto çektiririm" deyip kenara üç beş kuruş atan herkesin bi gidip gördüğü ülkedir.

son bir yılda beş arkadaşımın ziyaret ettiği bu ülkenin, gidip görenlerin iç dünyasına uzun süre devam eden kronik bir bağırsak enfeksiyonundan başka katkısını gözlemlemedim.

cunda adası

ayvalıkın önünde, ayvalık limanı için doğal dalgakıran görevi gören ada.
hemen yanındaki lale adasına bir köprüyle bağlıdır ve oradan da ayvalıka karayolu bağlantısı vardır.
taş kahvede oturup ayvalık tostu yemek ve adaçayı içmek, akşam burada deniz kenarındaki balık lokantalarında deniz ürünleri yemek bir cunda klasiğidir.
kafa dinlemek istiyorsanız cunda
ın en güney ucunda bulunan parlementerler sitesinden hemen önce yer alan ortunç otelin plajı iyi bir mekandır.
ya da adanın kuzey ucundaki yalancı boğaza kadar gidip, oradan da karşıdaki maden adasına denizin içinde yürüyebilirsiniz. iki ada arasında derinliği yarım metreyi geçmeyen patika gibi bir yol vardır.
kışın burada yaşadığınızda zamanda 30-40 yıl geri gitmişsiniz gibi olur.

aileye açılmak

annem zaten yıllar önce anlamıştı ve sessizce kabul etmişti. bu konuda açıkça konuşmasak da akrabaların "evlen artık" baskılarına benim yerime o karşı koymuştu. "rahat bırakın oğlumu, bırakın hayatını istediği gibi yaşasın" demişti. başkalarına söylenen bu kelimelerin ardında, benim hayat tarzımı onayladığını bildiren mesajı almıştım.

babama eşcinsel olduğumu söyleyebilmem için, sevdiğim adamın elinden tutarak ondan cesaret almam ve babamın karşısına böyle dikilmem gerekiyordu. dedim "baba bak, bu benim sevdiğim adam. onunla bir hayat kurmak istiyorum." kısa bir sessizlik oldu. bu arada sevgilim mezar taşı üzerindeki ölüm tarihiyle doğum tarihi arasındaki farkı dört işlem kullanarak hesapladı ve "allah rahmet eylesin. baban öldüğünde 67 yaşındaymış" dedi.

kadınsı eşcinsellerin ayı hareketindeki yeri

son günlerde ayı sözlük yazarları arasında kutuplaşma demiyelim ama, ciddi atışmalara yol açan konunun çözüme kavuşturulması için düzenlenen açıkoturumun konusudur. ali kırca dark bear'ı arar ve son zamanların en çok konuşulan bu konusunu televizyonda ana haber bülteninden hemen sonra bir açık oturumla tatlıya bağlamak istediğini söyler. hatta bu program için bir kaç isim de düşünülür ama "er meydanı, erkek erkeğe" gibi öneriler, sözlük içerisinde bir ayıseverin ya da ayının kadınsı bir yanının olmasının normal olduğunu dile getiren yazarların itirazı ile veto edilir.

neyse stüdyoya doluşulur, açıkoturum başlar. ayı dediğin erkeksi olur diyen tarafı temsilen dark bear ve bearabeare söz alırlar. birkaç yıl önce ayısözlük bünyesinde karşılıklı fikir alışverişi sonucunda artık şartların konuşmayı bırakıp eyleme geçilmesi için yeterli olgunluğa ulaştığını farkettiklerini, ilk önce tüm ayısözlük yazarlarının eşzamanlı olarak kendi çevrelerine eşcinsel kimliklerini açıklayarak işe başladıklarını, ardından aileleri ve arkadaşlarının desteğini de alarak ankara'ya yürüyüşlerinin tüm türkiye'de eşcinsel onur hareketini ateşlediğini ve bugünlere gelindiğini hatırlatırlar. son zamanlarda ortaya çıkan kadınsı tavırların ise binbir güçlükle kazanılan kamuoyu desteğini azaltarak ayı hareketine zarar verdiğinden bahsederler.

ardından eşcinselliğin, ayı veya ayısever olmanın standart kalıpları olamayacağını, gelinen noktada her eşcinselin eşit miktarda emeği ve fedakarlıkları bulunduğunu söyleyen pisuvardaki siyah kil2 kendi görüşünü dile getirir. fakat konuşurken sık sık sözünün kesilmesine içerleyerek fenalaşır ve kavga falan çıkar diye tedbir olarak stüdyoda görev alan kaslı ve yağız bodyguardlardan birinin kollarında kısa bir baygınlık geçirir. bodyguardın psk2 nin şakaklarını ovduğunu, ona güçlü kolları arasına alarak "istersen omzumda ağlayabilirsin canım" dediğini farkeden bazı ayısözlük yazarları da en yakın diğer bodyguardın yanına giderek bayıldıkları için ali kırca açıkoturumun kontrolünü kaybetmek üzereyken bir canlı telefon bağlantısı gelir. arayan başbakandır. başbakan "eşcinsel bireylerin evlilik, çocuk sahibi olma ve evlat edinme dahil tüm diğer yasal haklarına kavuştuğunu, meclisten jet hızıyla geçirilen homofobi karşıtı yasayla homofobik söylem ve fiillerin en ağır şekilde cezalandırıldığını, eşcinseller için pozitif ayrımcılık yasasının da kabul edildiğini, cinsiyet değişimi ve hormon tedavisi gibi uygulamaların tamamen ücretsiz olduğunu hatırlatarak tüm bunlara rağmen eşcinsel kardeşlerimizin hala sorunları olduğunu bilmenin kendisini üzdüğünü söyler ve eşcinsellerin bize öğrettiği mottoyla onlara seslenmek istiyorum; "savaşma seviş" der. hatta "sizden de en az üç çocuk istiyorum" esprisi salondaki gergin havayı yumuşatır. kapanış konuşmasını yapan ali kırca da tüm yazarcanların birbirini kucaklayarak barışmalarını isteyince stüdyoda bir sevgi yumağı oluşur. yalnız kaslı bodyguardın ve ali kırca'nın önünde bir kuyruk meydana gelince dark bear "arkadaşlar yetmiş milyon bizi izliyor, lütfen ama" diyerek ağırlığını koyar. program reyting rekorları kırarak kapanırken psk2, aslında hacettepe ingilizce tıp mezunu olup, boğaziçi üniversitesinde biomedikal teknoloji mühendisliği ihtisası yapan ama ayısözlük yazarlarını daha yakından görmek için bu programda gönüllü bodyguard olarak görev alan milli yüzücü yeni sevgilisiyle nikah şahidi olması için ali kırca'dan söz alır. böyle hayırlı birşeye vesile olduğu için dark'a kızgınlığı da kalmamıştır.

haa, bir de bu var tabi:
(bkz: kafan güzelmiş kardeşim güle güle kullan)
(bkz: hayali bile güzel)

ingilizce bilmeyi maharet sanmak

askerden sonra çalıştığım amerikan firmasında proje departmanı tamamen boğaziçi endüstri mühendisliği mezunlarından oluşuyordu. adamlara birşey söylemek istediğinde muhabbet genelde şöyle oluyordu;

martı : ben, piç :projeci ingilizceci çocuk

martı: ben tahmini bütçeyi haftaya gönderirim, bunu önümüzdeki dönemin eylem planına alabiliriz.
piç : aaa tabi onun benefitine bakmak lazım, rantabl bişeyse hemen bacıtı onaylarım ben.
martı : o zaman bu döneme de yetişir.
piç : ama bu kuartırın aksiyon planını değiştirmek bi sürü korıspondıns gerektirir şimdi, biz onu gelecek kuartır yapalım
martı : oldu o zaman. ha bu arada babanın götüne koyiim.

kim ister ki gay olmak

bir daha gelsem dünyaya yine gay olmak isterdim. çok sevdiğim ve sevildiğim beraberliklerim oldu. hiç bir kadın bana o mutluluğu ve sevgiyi veremezdi. iki erkek birbirini seviyorsa, gerçekten seviyordur.
üniversiteden sonra bir süre kendimi kapitalizmin kollarına attım ve iyi bir işte çalışıp bok gibi para kazanmaya başladım. pahalı giysiler, araba, lüks bir yaşam tarzını deniyordum belki mutlu olurum diye. etrafımda benimle evlenmek için can atan, bana aşık olduğunu söyleyen bir sürü kız da vardı. ben ise erkek arkadaşımla birlikte yaşıyordum. sonra sahip olduğum herşeyi arkamda bırakıp daha küçük ve basit bir hayat kurmak istedim kendime. küçük bir sahil kasabasında ilkel bir hayata geçtim. geçiş süreci benim için de çok zor oldu. tahmin edeceğiniz gibi o kızların hepsi kaçıştı. artık ideal eş adayı değildim onlar için. erkek arkadaşım ise bu süreçte en büyük destekçimdi. çünkü ikimiz de gaydik ve sevmeyi pembe dizileri seyrederek değil, birbirimizi severek öğrendik. artık biliyorum ki, eğer bir erkek beni sevdiğini söylüyorsa, beni seviyordur. biz hetero çiftler gibi adına evlilik denen, karşılıklı çıkar üzerine kurulu, ikiyüzlü birlikteliklerle kendimizi kandırmayız.

belçika

madem komşuyuz, öyleyse niye savaşmıyoruz diye düşünen ve bunu yıllarca pratiğe döken fransa ve hollandayı birbirinden ayırmak için yıllar önce bir alman kralı tarafından oluşturulmuş ve başına da bir alman prensinin oturtulduğu tampon bir ülkedir. ülkenin güney toprakları olan valonya fransa dan, kuzey bölgesi flaman ise hollanda dan tırtıklandığı için güneyde fransız asıllı valonlar, kuzeyde de flamanlar yaşar. çalışkan ve zengin flamanlar, volanları tembellikle suçlar ve flamanlar sayesinde rahat bir hayat süren parazitler olarak görürler. şarap, aşk ve parti konusunda uzman volanlar ise flamanları paradan başka bir şey düşünmeyen ruhsuz psikopatlar olmakla suçlar ki, iki tarafın da iddiaları köküne kadar doğrudur.
her iki bölgenin kendi parlamentosu, kabinesi, başbakanı falan vardır. tam ortadaki brüksel de özerk bir bölgedir ve burada volanlar çoğunluktadır. onun da kendi parlamentosu, bakanı, başbakanı falan vardır. bir de ülkenin doğusunda sekiz-on bin alman nüfusun yaşadığı alman özerk bölgesi vardır ve evet bildiniz onların da başbakan dahil tüm kadrosu tamdır. bir de tüm belçika nın ulusal parlamentosu ve kabinesini de eklerseniz 3 farklı dilin konuşulduğu bu 12-13 milyonluk ülkede 160 tane bakan ve 5 tane başbakan vardır. asıl komik olan, bu arada ülkenin resmi yönetim biçimi krallıktır ve kraliyet ailesi kompile almandır. sürekli bölünmek isteyen bu ülkede herkes birbirinden nefret eder. ama kralı severler. gerçekten de kral iyi adamdır.

kürt erkekleri

antalya da, daha doğrusu güney sahilinde yaşayanlar uygun ücret karşılığında 85 yaşındaki kadından tutun da, 16 yaşındaki oğlana kadar yaş, cinsiyet ve hatta tür bile ayırdetmeden her türlü canlı ile birlikte olabilir. <br>genelde para karşılığı seks arayan zengin dulların veya eşcinsellerin olduğu mekanlarda üzerlerine yapışan ama yakışmayan gömlekleriyle ve o yüzlerindeki tuhaf sırıtışla müşteri beklerler. müşterilerinin çoğu erkek olsa da kendilerini eşcinsel olarak görmezler.

her başlığın altından şarkı sözü çıkması

evet sözlükçüm, son haftalarda sözlüğün adeta bir şarkı sözü arşivi, müzisyen, gitarist, piyanist şantör, albüm tanıtım sitesine dönüşmesi halidir. en ciddi başlıkların bile altından ya albüm tanıtımı, ya şarkı sözü çıkmasıdır.
sol çerçevede kafama göre bir şeyler göremeyince karma butonuna nazikçe dokundum ve darbe diye başlık görünce "hemen gireyim, sözlük yazarları bu konuda neler düşünüyormuş öğreneyim, ben de iki satır döktüreyim dedim ama evet, tahmin ettiğiniz gibi o başlık da sadece bir şarkının sözlerini paylaşmak için açılmıştı.
tamam müzik güzeldir, hoştur ama sol çerçevedeki başlıkların yarısından fazlasının eurovision, albüm tanıtımı, şarkı sözü vs olması da insanın kendisini konservatuarda öğrenci gibi hissetmesini sağlıyor.

bütün müdürler göttür

bunların genelde kapı zillerinde bile "nüfus müdürü ahmet bilmemne" diye yazar. birisiyle yeni tanıştıklarında birşeyin müdürü olduğunu söylemek için can atarlar, belki unutursunuz diye hemen kartviziti dayarlar.

vegan

vejetaryenliğin levıl atlamış halidir. vejetaryenler et yemezken, veganlar et yemedikleri gibi, süt, yumurta, peynir gibi tüm hayvansal gıdaların tüketilmesini de hayvanların sömürülmesi olarak kabul eder ve bunların hiçbirini yemezler.

aslında yurtdışında soyadan yapılan ve gerçeğini aratmayan et, kıyma, salam, sosis gibi ürünlerle hem damak tadından vazgeçmeyip, hem de gerekli proteini almanızı sağlayacak ürün çeşitliliği vardır.

15-20 yıl önce amerikada bir abi olayı daha da ileri götürüp, bitkisel ürünleri de yemeyi reddetmişti. "bitkilere de yazık lan, resmen vahşilik bu" diyerek sadece suyla besleniyordu. bir ay geçmeden öldü tabi.

bu dereceye gelmiş vakaların antepli veya hataylı bir ailenin yanında bir ay misafir kalarak tedavi olabiliteleri vardır.

milli piyango

bana hiçbir şey çıkmadı. iyi ki bilet almamışım. param cebimde kaldı.
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.