halloween temalı yeni minileri really bad boy ve aynı isimli şarkının müzik videosu bugün yayımlanmıştır efendim. tema ve vizüeller olarak velvete girse de şarkı bayağı bayağı red, bir enerji ve acaiplik akıyor. ben sevdim şahsen, miniyi henüz tam olarak dinleyemedim ama o da fena değil gibi.
an itibariyle iki albümü olan fransız queer bir art pop müzisyeni. uzun uzun yazamıyorum an itibariyle sarhoş olduğum için ama ya şu bu yıl çıkardığı albümü chris'teki does not matter ve the walker isimli şarkıları, klişe olacak ama, benim yahu.
neyse bir diğer dikkati çeken özelliği albümlerinde hem fransızca hem ingilizce şarkıalrı olmasıdır. ben fransızcayı anlamasam da kulağıma çok estetik geldiği için şarkıların varsa orijinal versiyonlarını tercih ediyorum.
ilker aksum - niye bilmiyorum ben de gerçekten ama kendisinden müthiş bir kanka enerjisi alıyorum. aynı zamanda çok hoş bir adam be.
göksel - böyle eğlenceli ama melankolik bir insan olarak portre ediyorum kendisini ki kendime benzetiyorum bu açıdan. bir de o yaratıcılıktan birşeyler kapardım belki.
charli xcx - böyle party animal tadında, insanı sürekli neşelendiren ve bunları yaparken de kesinlikle boş olmayan birisi olur mutlaka. eğlenelim, içelim, bağıra bağıra şarkı söyleyelim vs.
joaquin phoenix - böyle straight arkadaşınız vardır siz alttan alta abayı yakmışsınızdır ama dostluk bitmesin, ondan uzaklaşmayayım buna da razıyım dediğiniz kişi işte.
son albümlerini four out of five haricinde bayağı tırt bulduğum, en iyi albümü fanbase'i arasında çok popüler olmadığını gözlemlediğim humbug olduğunu düşündüğüm ingiliz indie rock grubu.
sm entertainment tarafından 2014 yılında kurulan bir k-pop grubu red velvet, ırene, joy, wendy, seulgi ve yeri isimli 5 üyeden oluşmaktadır. albümleri red veya velvet stiline uygun olarak çıkartmaktadır efenim bu grubumuz. red albümleri; daha yüksek tempolu, eğlenceli ve daha çocuksu şarkılar içerirken velvet albümleri; biraz daha olgun konseptlerle yazılmış, rnb ve hiphop tınılı şarkılardan oluşur.
5 üye var demiştik. hepsi çok yetenekli ve diğer grupların center'i olabilecek kalibrede müzisyenler olmasına rağmen favorim sanırım ırene. bunda yaş ve gençlik takıntısı oldukça fazla olan k-pop camiasında 30 yaşına yaklaşan bir introvert olmasının büyük bir etkisi var.
albümler ve mini-albümlerden (ep gibi düşünün, bu aralar bu formatta çıkıyor hemen hemen herşey k-pop'ta) favorilerim muhtemelen dinlediğim en güzel yaz şarkısı olan "red flavor"ı içeren red summer mini albümü ve muhteşem bir rnb albümü olan perfect velvet. ama şu aralar "dumb dumb" isimli şarkılarına takmış durumda, dumbdumbdumbdumb modunda geziyorum ortalarda.
şarkıda önermek gerekirse;
görsellerin de muhteşem ve prodüksiyonun da gayet kaliteli olduğunu eklemeliyim.
fiona apple’in ikinci albümü when the pawn hits albümünde bulunan evladiyelik bir diğer şarkısı. o ne sözler be. ritmi de tekinsiz bir acelecilik katıyor. seviyoruz.
sözlerini de koyayım tam olsun ekolünden.
ı was staring at the sky, just looking for a star
to pray on, or wish on, or something like that
ı was having a sweet fix of a daydream of a boy
whose reality ı knew, was a hopeless to be had
but then the dove of hope began its downward slope
and ı believed for a moment that my chances
were approaching to be grabbed
but as it came down near, so did a weary tear
ı thought it was a bird, but it was just a paper bag
hunger hurts, and ı want him so bad, oh it kills
'cause ı know ı'm a mess he don't wanna clean up
ı got to fold 'cause these hands are too shaky to hold
hunger hurts, but starving works, when it costs too much to love
and ı went crazy again today, looking for a strand to climb
looking for a little hope
baby said he couldn't stay, wouldn't put his lips to mine,
and a fail to kiss is a fail to cope
ı said, 'honey, ı don't feel so good, don't feel justified
come on put a little love here in my void,' he said
'ıt's all in your head,' and ı said, 'so's everything'
but he didn't get it ı thought he was a man
but he was just a little boy
hunger hurts, and ı want him so bad, oh it kills
'cause ı know ı'm a mess he don't wanna clean up
ı got to fold 'cause these hands are too shaky to hold
hunger hurts, but starving works, when it costs too much to love
hunger hurts, but ı want him so bad, oh it kills
'cause ı know ı'm a mess he don't wanna clean up
ı got to fold 'cause these hands are too shaky to hold
hunger hurts, but starving works, when it costs too much to love
hunger hurts, but ı want him so bad, oh it kills
because ı know that ı'm a mess that he don't wanna clean up
ı got to fold because these hands are just too shaky to hold
hunger hurts, but starving, it works, when it costs too much to love
aradım bu hafta, gördü, yüzüme de kapattı sonuncu da ama geri dönmedi be. hani artık koymaz diyordum böyle "ghosting" olayları ama koydu ulan. bayağı pis koydu hem de.
"holding me with tightness / a beautiful alliance" sözü bana bir şeyler yapıyor. bizim büyük çaresizliğimiz'i izledim dün yine. oraya bağlıyorum sanırım.
konuşabileceğim birini aramak, uyumak ya da müzik dinleyip sahilde yürümek üçlüsü. hepsi de rahatlatıyor ya da çözüm aramak/bulmak için beni gerekli psikolojiye sokup, enerji getiriyor.
intikam eğer alabiliyorsam tatmin edici gerçekten.
şu aralar son feature'ı dip'e sarmış olduğum hip hop artisti. biraz değil bayağı bayağı mi gente'yi andırıyor beat'i, melodisi falan ama dinlettiriyor.
aynı zamanda şu bts şarkısındaki verse'ine götümle güldüm ne yalan söyleyeyim.
"uh what’s good, korea
you know ı've been a boss for my whole career"
allah cezanı vermesin deyip üç hayırla queen radio setine uğurluyoruz kendisini.
"three years, loved you every single day, made me weak, it was real for me, yup, real for me
now ı'll fake it every single day 'til ı don't need fantasy, 'til ı feel you leave
but ı still remember everything, how we'd drift buying groceries, how you'd dance for me
ı'll start letting go of little things 'til ı'm so far away from you, far away from you, yeah"
ya bu uygulamada takipçi kasanlar sadece bana mı itici geliyor? bu ihtiyaç nereden doğuyor yani anlamıyorum cidden? çok beğensem bile yazasım veya cevap veresim gelmiyor ama bir yandan da sayıları giderek artıyor bu arkadaşların. yakında herkes bir takipçi bağımlısına dönüşecek diye korkmuyor da değilim.
en son profilime takipçi kasanlar yazmasın yazdım ama zaten onlar anladığım kadarıyla kendilerine yazılmasını bekliyor çoğunlukla jdfskl
bide uzun zamandır girmediğim için web horneti özlediğimi farkettim. telefondan yazmak zor oluyor.
kilonun tamamen kisinin oz iradesinde oldugunu anladigindan beri bu konuda merhametli olamayan insanlara not düşmek istiyorum :)
şubat'tan beri kilo vermeye çalışıyorum fakat metabolizmamdaki dengesizlikler ve kan değerlerimdeki sorunlar yüzünden veremiyorum. merak etmeyi midemi de kandırmayı denedim.deneyimlemediğiniz bir durum için en azından bunu yaşayanlar karşısında ahkam kesmeyin :)
dün benim için bittin dediğimde umursamayıp asıl sen benim için bittin çok da fifi diyen adam bugün her mecradan özür dilerim çocukluk ettim diye mesaj atıyor. önce whatsapp dan sonra telegramdan ve sırasıyla instagramdan ve facebookdan aynı mesajları alıp engellendikten sonra dün yeni açtığım hornet profilinden aynı zırvaları yazmaya devam etti. normalde hiç cool olmayı beceremeyip mutlaka cevap verirdim şimdi hiçbir yazdığına cevap vermedim.
zaten aldatıldığımdan çok adamın pişkin tavırlarına bozulmuştum. en azından şimdi egom biraz tatmin oldu. tişikkirler :p
şimdi biraz demet akalın dinleme zamanı jdfskl
kilonun tamamen kisinin oz iradesinde oldugunu anladigindan beri bu konuda merhametli olamayan dangalaklara bir soru sormak lazım
senin merhametine ihtiyacı olan kim?
minnacık beyninle oluşturduğun önermeden bilim adamlarının haberi var mı?
bakın bunun eşcinsellik tercihtir diyenlerden hiçbir farkı yok. tercih se de sana ne gerizekalı dediğimiz adamlara söz konusu kilo olunca da sessiz kalmamalıyız yoksa bu dangalaklar haddini aşmaya çok meyilli ve ben haddini aşmanın kişinin tamamen öz iradesinde olduğunu anladığımdan beri merhamet gösteremiyorum bu iq mahrumlarına. uzun bir cümle oldu ya iq nuzun yettiği parçalara bölüp parça parça sindirebilirsiniz.
sen o kadar uğraş et kursa kaydet paşam haftada bir gün yedi saatlik kursa çok uzun, sıkılırım, girmek istemiyorum diyor. bir vasıf kazanması için ne yaparız ne ederiz diye düşünüyorum ama bu çabamdan ötürü de beni kötü bilsin istemiyorum.
en sevmediğim "onun iyiliği için ona karşı" ebeveyn hatasının içine girmek rahatsız etti beni.
sonra tabi pişman oldum. aldım karşıma
'ben seni düşünüyorum' adı altında sana istemediğin bir şey yaptırmaya hakkım yok ama madem istemiyorsun neden uğraştırıyorsun beni?
hem hiçbir şey kolay olmuyor armut piş ağzıma düş yok öyle bir dünya. daha hiç gidip görmeden sıkılırım diye bırakır mı insan?
gitmeyeceğim diyorsan gitme tabi. kendine bir şeyler katmayı ancak sen istersen mümkün olur, bunu istediğin zaman ben sana destek olurum sadece, bundan ötesi zorbalık yapamam
herkes dilediğini yazmakta özgür ortada bir hakaret olmadıkça. parti bazında da bir entry yok en azından kendi adıma bunu belirtebilirim. üzerine alınıp neresinden tutmak istersen tut. yeri gelmişken bende senin seks hikayelerini görmekten haz etmiyorum. okumadan geçiyorum sende öyle yap.
lgbt'nin b'si. gay kültürünün içindeler yani. biz nasıl seksbağımlısıdelikçierkekler isek heteroseksüel düzenin gözünde; onlar da delikfarketmezdiyenabazalar. bir de kendi içimizde saçma salak ön yargılarla daha fazla marjinalleştirmek yerine farklılığı kucaklasak. o tiksindiğimiz nefret söylemlerini, genellemeleri biz kullanmasak. savaş falan da olmasa ve pizza yiyince kilo versem. dünya daha güzel bir yer olur.
toplumda çerez kitap, ben roman liseden bu yana okmuyorum algısı var. geçen gün iş yerine bir stephen king kitabı getirdiğimde geldi başıma bu saçma yargılamalar. dışarıdan nasıl göründüğüne bakmadan sevdiğin tarzda sürükleyici bir roman almak bence bunun için yapılacak ilk adım. ister young adult, ister polisiye, ister korku ya da romantik fark etmez. önemli olan o hissi, tadıp havaya girmek.
bir diğer önerim de sesli kitaplar özellikle okurken sıkılanlar için. çok çok kaliteli uyarlamalar var bu formatta. bunun için ingilizce'yi iyi bilmek gerektiğinin de altını çizeyim.
ayrıntı ya da kitap önerileri için ise mesaj kutum her daim açıktır.
valla bak.. böyle iş yerinde mal gibi durdum birşeyler yazmaya çalışıyorum. o kadar enteresan bir hayatım yok ki yaptığım şeyleri öğle arasında banci campin yapmak diye başlıklar açayım. ya da aforizma da kasamıyorum, komik desen hiç değilim. bilemedim şimdi.
lgbt'nin b'si. gay kültürünün içindeler yani. biz nasıl seksbağımlısıdelikçierkekler isek heteroseksüel düzenin gözünde; onlar da delikfarketmezdiyenabazalar. bir de kendi içimizde saçma salak ön yargılarla daha fazla marjinalleştirmek yerine farklılığı kucaklasak. o tiksindiğimiz nefret söylemlerini, genellemeleri biz kullanmasak. savaş falan da olmasa ve pizza yiyince kilo versem. dünya daha güzel bir yer olur.
yani hakkını vereyim şimdi yurt dışına çıkmışlar onu anlattı da bir saat telefonda bundan bahsedilmez. o arada dergi okudum, çay içtim, çamaşır topladım ama hala biz teksas'ta şuna gittik, vizemi böyle aldım, teyzesiyle yemeğe gittik diyordu ki başım dönmüş, yığılmışım kanepeye.
bu kadar öküz olmayın lan. asıldığım belli, hani kovalasın diye yapıyorsan ben üşengeç adamım anasını satayım. uyurum daha iyi.
biseksüelleri her fırsatta aşağılayıp genellemeler yapmaktan çekinmeyen ama kendisi hakkında yapılan aynı davranışlara nevrotik bir şekilde cevap veren kullanıcı. hayat güzel gemiler falan.
zedd'le yaptığı yeni single'i 365 bugün itibariyle çıkmıştır. klibi bayağıı bayağı black mirror tadında, bol a.ı.'lı, alttan alta melankolili güzel bir video olmuş, bu yalnız şubat gecesinde beni hüzünlendirip sonra da buruk gülümsetmiştir.