salaş meyhanedeki yorgo

Durum: 520 - 0 - 0 - 0 - 03.09.2023 22:03

Puan: 9484 - Sözlük Kezbanı

6 yıl önce kayıt oldu. 8.Nesil Yazar.

Nemli ortamda kısa taburesinde düşünceleri deniz olmuş adam. Merhaba ben Yorgo.
  • /
  • 26

devletin ideolojik aygıtları

louis althusser ideolojinin üretimini anlatır.
althusser e göre ideoloji önce aile tarafından çocuklarına verilir daha sonra din ile pekiştirilir ve eğitim ile oluşturulur. böylece yaşatmak istenilen ideoloji kendi varlığını koruyacaktır. bu ideolojiler aynı zamanda aydınlar, yazarlar, gazeteciler tarafından halka her daim pompalanmaktadır. marksist bir açıdan ele alındığında alt yapı üst yapıyı seçer, üst yapı alt yapıyı şekillendirir. yanı yılan hep kendi kuyruğunu yiyecek ve geriye tek bir soru kalacaktır.
ideolojiler seçilen midir yoksa verilen mi?

ousmane sembene

senegalli bağımsız yönetmen.
güney afrika hariç (orası zaten minik avrupa) afrika kıtasında bulunan bir kaç önemli yönetmenden bir tanesidir.
afrika'nın temel sorunu olan sömürüyü filmlerinde çok çarpıcı bir şekilde işlemiştir. elinde bulunan çok az imkanla çok büyük işlere imza atmıştır.
1966 yapımı kara kız filmi ve 2004 yapımı moolaade filmi enfestir.

ayı sözlük'te keşfedilen ilk yazar

albertcamus
girdiği entrylerinin içinin boş olmadığını görmüştüm. herkes öyle sandım ya la.

istiklal marşı

seküler ile laikliğin arasında bulunan farkı bilmeyen yazarlar tarafından taşlanan milli marşımız.
seküler olmak laikliği beraber getirirken, her laik seküler olmak zorunda değildir.
ne yapalım önünüze kitap açıp zorla okutalım mı size.
bir ilber klası ile cahil.

reddetmek vs reddedilmek

sevdiğin halde reddetmek var ki insanin içine kor düşse daha az yakar.
o yüzden reddedilmek diyorum efendim. en azindan elimden geleni yapmışımdır, vicdanım rahattır.

jonestown katliamı

zamanında çok araştırdığım olay.
bence ilk başta bir gönüllük esastı sonrasında intihar kısmı için aynı şeyi söylemeyeceğim.
900 kişiyi ölüme ikna edemezsiniz. bu manipülasyonun çok ötesinde. hiç bir propaganda aracı salt ölüm şeklini insan beynine işleyemez. ki ölüme karşı sürekli savaşan bir bilinçten bahsediyoruz.
o kampta bulunan insanlara 2 seçenek sunuldu bence. ya siyanürü icersin ya da kurşunlanarak ölürsün. herkes acısız ölümü tercih edecekti ve ettiler de. etmeyenler ise zaten kurşunlandı.

büdüt: zaten gönüllülük esasi olan bir yerde militarist güçlerin ne işi var?

anal seks

aktif roldeyim ve sevmiyorum bu ilişki türünü.
eksi yağmuruna tutulacağım biliyorum ama bana doğal gelmiyor. ne kadar dikkatli, nazik olsam bile karşımdakinin canı yanıyor bunu biliyorum. canı acıyan birisinin üstünden keyif almak seksin en güzel yani olan işteşliği bitiriyor kafamda.
belki de ben beceremiyorum ama daha yapmama kararı aldım kesin bir şekilde.
yarım gülüş, bir öpüş olsun kafi.

ayı sözlük günlük

sevgili günce bugün olanlar oldu.
cuma akşamı tinder dan birisiyle tanıştım benden yaşca epey büyük birisi. daha tanışmamız 1 saati doldurmadan yanına gelmemi istedi ki hayatım boyunca 1 2 ay konuşmadığım dışarıda görüşmediğim birisinin evine gitmişliğim yoktur. telefonlaştık ne olduysa ertesi gün için benden söz aldı.
kendisinin beyanına göre yaklaşımım çok hoşuna gittiğinden dolayı beni hemen çağırıp tanışmak istemiş. yüzünede dedim aslında -yalan söylemediğini nereden bilebilirim?-
ertesi gün gittim yanına. o kadar güzel vakit geçirdik ki ikimizde şaşkına uğradık. ayrılamadık onda kaldım. hatta kendime ulan yorgo galiba bu adam eski ilişkini unutturur dedim -olmadı.
bu akşam -artık eskisi gibi olmamıza gerek yok- diyen, deli gibi aşık olduğum adam yazdı. evine çağırdı, konuşmak istediği ve ilişkimizi tekrardan gözden geçirmemiz gerektiğini söyledi. yani tekrardan barışmak istediğini belirtti.
gitmedim sevgili günlük -gidemedim.
gitseydim ilişkimiz düzelecekti, mutlu olacaktım ve 7 aydır kokusu burnumda tüten insanla sevişecektim belki de.. yapamadım.
nasıl yapabilirdim ki günlük? daha dün bi adamla o kadar mutlu uyandım ki. nasıl o adama, duygularıma ihanet edebilirdim.
o kadar karmaşığım ki anlatamam sana. kalbim hala onda ve bu akşam onun yanina gidemedim. hissetti ki "başkasi var değil mi?" diye sordu bana. evet var diyemedim..
biliyorum yalancı, kurgucu pisliğin tekiyim.
ama nasil başkasi var diyecektim ki hala onu deli gibi severken.
çok doluyum günlük. kafam, zihnim, kalbim paramparça. ne yapacağım bunun altından nasıl kalkacağım ve kendimle nasıl yüzleşeceğim bilmiyorum.

asghar farhadi

bu abimiz yukarida belirtildiği gibi gizem unsuruna çok dikkat eder. aslında her şeyi verir fakat ee şimdi ne olacak diye düşündürtmeyi sever.
aynı zamanda filmlerini göstergebilimsel yöntemle bakıldığında ayrı bir keyif verir.

entübasyon

doktorlardan öğrendiğim hede.
pratik yapmaya yapmaya unuttum ama sorun değil. google>doktorlar izle.

ayı sözlük günlük

merhaba günlük,
bugün ilk defa buraya bir şeyler karalayacağım. umarım her gece bu başlık altında karşılaşacağız seninle.
ayrılalı tam tamına 7 ay oldu ve bugün günaydın mesajı atti. uzun zamandır kalbimde o tatlı heyecanı hissetmiyordum o kadar iyi geldi ki anlatamam. yazmasının sebebi de istanbul a geldiğimi görmüş instagramdan buluşup kahve içmek istedi. hayır der miyim sence? demedim tabii giyindik bayramlıkları gittim yanina.
o kadar özlemişim ki günlük yüzünü avuçlarımın arasına alıp herkesten, kendimden bile sakınmak istedim onu.
çok güzel bir gün geçirdim onunla, umutlandım aynı zamanda belki eskisi gibi oluruz yine diye.
eve geldiğimde sarıldım telefona hani aptal aşıklar günün kriterini yapar ya sözde onu yapıcam. bekledik yazmadı haliyle yine yazan ben oldum. konuştuk ufak ufak flörtleştik eski zamanlarda olduğu gibi. dile kolay da 3 yıl koskoca beraberlik kolay unutulmuyor.
gel gelelim "yorgo çok özlemişim ama eskisi gibi olmayalım yine" dedi.
allasen günlük bu adam 35 yaşında benden 10 yaş büyük bu neyin belirsizliği. ulan yazan sensin, özledim buluşalım diyen sensin, u dönüşu yapan yine sensin.
7 ayda zor toplamıştım kendimi en başa sardık yine. demem o ki sakin benim gibi sevme günlük. ben yine sevmeye devam edeceğim biliyorum ama sen sevme.
ince buzun altında yanan ateşler var. eriyeceğini bilip, düşmeye göze alsanda parça parça yok oluyor benliğinden bir seyler.
yanlış anlama senden giden tek şey ona duyduğun sevgi oluyor. işin kötüsü ben o sevgiye sarılıyorum.
güle güle günlük. dikkat et olur mu kendine ben yarın yine geleceğim..

ornitorenkli

hoş gelmiş.
at koştursun buralarda.

ıslak burger

bir tane bomonti filtresiz bira açılır. buzlu bardağın yarısına kadar bira köpurterek dökülür. kalan yarısı şise içinde 60 derecelik açıyla dairesel şekilde hafifçe sallanıp bardağa aktarılır.
ve yanında 3 tane ıslak burger hunharca gömülür.
can çekendir.

nstrgt

entrylerini takip ettiğim 2 yazardan birisi.
kalemine sağlık. bu arada instagram sayfasını biraz stolkladım gerçekten güzel enstantaneler yakalamış, takip ediniz.

saçma sapan yetenekler

her uykumda kesinlikle rüya görüyorum. sabah uyandığimda ortalama 4 5 rüyamı hatırlıyorum.
ilginç olan kısmı rüya gördüğüm anda rüyada olduğumun bilincinde olmam ve arada rüya güzelse hafızama kodlamam.
evet lanetim lucid dream.

vaporwave dinleyen yazarlar ağı

her daim dinlemesemde sevdiğim tarzlar arasında
+1 ile sizinleyim.

theodor w. adorno

kültür endüstrisi kavramını ortaya atan, frankfurt okulu üyesi.
adorno ya göre sanat capital sistem için üretilen, içi boşaltılmış bir ürün paketidir. insanlar sosyal statülerini belirleme, capital düzenin oluşturduğu sorunlardan uzaklaşma gibi sebeplerden dolayı sanatın satın alınabilirliği ve üretilme sebepleri üzerine düşünceler oluşturmuştur. karamsar bir yapıda olduğu söylenebilir. yazı ve imgenin kullanılmasi ve dilin kodları üzerine çok önemli çalısmaları vardır.
genel düzeyde tüketim toplumuna değinip, capital düzenin metalaştırma gücü üzerine yoğunlaşmıştır.

ayı sözlüğün gay date sitesi olduğu gerçeği

kuruluş gerekçesinin bu olmadığını bilsem de gerek formatın olmamasi gerekse de girilen entrylere müdahalede bulunulmaması bu fikre sahip olmama vesile oldu.
sözlükten arkadaşlar, ilişkiler kazanılabilir fakat sol framede bu kadar seks içerikli entrylerin olması böyle güzel ve özenle hazırlanılmış bir sitenin içini boşalttığını düşünüyorum.
aynı zamanda bu tarz sitelerin homofobiye karşı etkili bir bilinç ve kamuoyu oluşturma gücü olduğundan bu amaçla kullanmak yerine bizler daha çok kendi dünyamızın boşluklarında savruluyoruz.
bu bir duyar ve format kasma girdisi değil. sadece kendi örneği içerisinde tek olan böyle bir girişimi daha verimli kullanılması hakkında bilinç oluşturmak istedim.
boş fantezler, date oluşumu yerine daha aktivist girdiler olsa en azından kendi kitlemizden çıkıp diğer kitlere ulaşabileceğimizi, derdimizi anlatabileceğimizi düşünüyorum.

büdüt: çoğu kişi başlağı okuyup altındaki entryi okuma zahmetine girmemiş. yazık.

aforizmalar

franz kafka nın günlüklerinden oluşan, öldükten sonra arkadaşı max brod un kaleme aldığı eser.
eserde kafka nın varoluşsal sıkıntıları ve yabancılaşmasının büyük etkileri gözükmektedir.
maalesef kitap çok kişi tarafından bilinmemekte olup bildiğim kadarıyla can kitap evi tarafından dağıtımı yapıldı.
keşke kitaplığımda olsa dediğim eserlerden.

sisifos söyleni

fransız düşünür albert camus nün 2. dünya savaşı sırasında kaleme aldığı denemedir.
deneme ismini bir yunan mitolojisi olan kral sisifos dan almaktadır. efsaneye göre zeus korintos tanrısı olan kral sisifos u cezalandırmıştır. cezası ise büyük bir kayayı dağın tepesindeki gediğe oturtmaktır. fakat sisifos her seferinde tam gediğe oturturacağı sırada aşağıya yuvarlanmaktadır. bu şekilde hayatı boyunca kayayı sırtlamıştır. kral sisifos umutsuz bir çaba ile cezalandırılmıştır.
camus ise bu mitilojisiden esinlenerek insanoğlunun varoluşuyla kendisi arasındaki boşluğu doldurmalıdır, bu boşluğu doldurmanın en etkili yolu ise intihardır savını savunur. eğer yaşam seçilecekse hayatlarımız içiresindeki absürtlüğe uyum sağladığımız sürece mutlu olabiliriz der. bir nevi sisifos un taşı kabullenmesi gibi.
okuması gerçekten kolay olmayan kitaplardandır. okumadan önce zihninizi boşaltıp, sindire sindire okuyunuz.
  • /
  • 26

30'undan sonra kariyer değiştirmek

ben değiştirmek yerine direkt kariyerimi sonlandırdım. çok riskli ve ölümcül bir karar tabi. hayatta tek isteğim şey çalışmamak yan gelip yatmaktı. yiyorum içiyorum geziyorum nerde olmak istersen oraya gidiyorum. 5 yıl sonraki planım da kerala ya da goa'ya yerleşmek.

yapılmış en aptalca dalgınlıklar

araba anahtariyla herseyin acilacagina inamamk. asansor kapisinin onunde araba anahtarinin dugmesine basip, hayir katta asansor, kapisi niye acilmiyor diye 10 saniye aval aval bakmak. dairenin dis kapisini araba anahtariyla acmaya calismak.

erkeği en sorunlu burç

niye kimse kova yazmamış, şerefsiz kovalarla karşılaşılmamış herhalde
ayrıca akrep erkeği de gayet sıkıntılı, iyi olanı iyi oluyor orası ayrı

ayı sözlük itiraf

bazı şeylerin özel ve güzel olduğuna inanmıştım. her şeyin düzelebileceğine inancım tamken, elimden gelen her şeyi yapmama rağmen olmadı. o kadar kırgınım ki. hayatımda hep yalnız olduğumu düşünmüştüm, uzun bir süre karşı çıktım, direndim ama zamanla o kadar bağlanmışım ki bu düşünceye, kötü günlerimi yalnız geçireceğimi hiç düşünmüyordum. artık çabalayamıyorum bile. kendimi böyle savunmasız bıraktığım için o kadar kızgınım ki.

ben artık bir köşede gizli gizli gözyaşı döküp mutsuz olmak istemiyorum sözlük.

flörtüne cool görünmenin verdiği haz

beğenilme arzusu kısmına tümüyle katılıyorum, kişisel tatminin en önemli sebebi belki de ama kendi açımdan isimlendirirsem, buna cool görünmek diyemezdim.

olduğum kişiyi, olduğu gibi düzgün ve anlaşılabilir bir şekilde anlatabilme kaygısı yaşarım mesela. daha açık olmaya, net konuşmaya, yoruma daha az mahal verecek şekilde davranmaya dikkat ederim, karşımdaki insandan da tek beklentim hep bu olmuştur. yanlış anlaşılmayı sevmememin bir yansıması sanırım ya da belki platonik denilebilecek duyguları yaşamamış olmamdan, bilmiyorum.

ilgi kısmı benim için dananın kuyruğunun koptuğu nokta. bir defasında -bana ilgi gösterilmesinden hoşlanmıyorum, diyen biriyle tanışmıştım, o an çok garipsemiştim ama bir süre sonra saygı göstermem gerektiğine karar verdim çünkü ben, yapay olmadığı, dozu tutturulduğu sürece ilginin her türlü ilişkiyi yeşerttiğini, sağlamlaştırdığını düşünenlerdenim hatta duygularını anlatabilmenin en doğal yolu olduğuna inanıyorum.

ayı sözlük itiraf

uykumu düzene soktukça kendimi hissizleştiriyorum sanki.
yani hissizleştirmekten kastım üzülebileceğim şeyleri öteleyip, geceleyin de üzülmeye yer kalmasın diye erkenden sızıyorum. yahu hisler ötelenir mi hiç demeyin. valla aynı hissi yaşaya yaşaya o hissi tam anlamıyla yok edemese de öteliyor insan.
gece 12 gibi erkenden yatıp sabah 7 gibi kalkacak kadar mı seviyorum bu hayatı nedir yani?
yoo hiç sevmiyorum. kaçış stratejisi buldum ve kendimi erken uyumaya zor da olsa alıştırdım.
saçma sapan bir döngünün içinde kaldım sözlük.
sabah uyanınca ve günün devamında bomboş hissediyorum kendimi. öyle et yığını gibi.
sanırım uzun bir süredir içimde verdiğim savaşın sonlarına geliyorum artık.
kaybetmekle kazanmak arasındaki o ince
çizginin üzerindeyim.
yavaş yavaş hislerimi siktir etmeyi başarıyorum sanki. bir taraftan da bunu istiyor muyum emin değilim.
istikrarlı da değilim istemek konusunda.
sanki ansızın özlemim dinecek veya ansızın tepeden tırnağa şiddetlice tekrar hissettirecek gibi. bilmiyorum.
karmakarışık şeyler işte.

hiv'den korkmayıp korona'dan korkan gay

hiv ile corona virüsü arasındaki büyük farkları kabaca değil de daha net ayırt edebilecek birisi olduğu için umursamıyor olabilir.
32 milyondan fazla insan hangi zaman zarfında ölmüş mesela?
tedavisi olan, öldürmeyen bir virüs ile ne olduğunu bilmediğimiz ve bu kadar kısa süre içinde çok fazla can alan bir virüsü aynı korku seviyesine çekmek biraz hiv+ bireyleri özellikle yeni tanı almış olanları korkutmaya çalışmaktan başka bir şey değil.
içi tamamen boş anlamsız bir karşılaştırma.
belki arkadaşın hiv pozitif olmayı sorun etmeyip, covid-19 olmayı sorun ediyordur.
neticede kimse kimsenin enfekte olmasına garışamaz.
korkulması gereken hiv değil böyle cahil cühela yazılara denk gelmek.

ayı sözlük itiraf

kalp kırıklıklarıyla dolu bu başlık ayısözlük. yaşanmışlıklar, aldatılışlar, terkedilişler ve hayal kırıklıkları. zamanında dibine kadar yaşadığım için hepsini tek tek anlayabiliyorum. keşke kocaman kanatlarım olsa da sarıp sarmalasam bu insanları.

bugünlerde ben daha dingin, daha mutlu hissediyorum kendimi. çok güzel insanlarla tanıştım şu karantina sürecinde. sabahlara kadar sohbet ettiklerim, telefonda güzel seslerini duyduklarım oldu. hepsi çok güzel insanlar ve hepsini sonsuza dek hayatımda tutmak isterim. umarım onlar da benim için aynısını düşünürler.

teşekkür ederim sözlük. bana verdiğin güzel insanlar için teşekkür ederim.

çok ama çok kırılabileceğin bir şeyi umursamamak

dostoyevski diyor ki; gücümü, içimdeki güçsüzlükle boğuşurken tükettim.

belki o kadar çok kırıldık ki, artık kırılmaya yer kalmadı.
sürekli aynı yerden aynı sebepten üst üste kırılınca insan, artık o şeye kırılmamak için savaşlar veriyor. kırılmaya gücü bile kalmıyor. umutsuzlaşıyor ve sonunda da umursamazlaşıyor.
çok kırılabileceğiniz bir şeyi umursamıyorsanız muhtemelen daha önce o kişi tarafından veya o sebepten dolayı kırılmışsınızdır.

ayı sözlük telegram grubu

yorgo diye yazılır adam diye okunur. analizlerine fikirlerine ekistıra bayıldığım karizmatik yazar kişisi. ve bir itiraf geliyor. herkes kendisini sarışın sanıyor fakat değil bildiğin esmerim biçim biçim..

Toplam entry sayısı: 520

ayı sözlük itiraf

dün rakı masasında dertlerimizi meze yapıyorduk yine.
yapıyorduk derken arkadaşlarım yapıyordu doğrusu. herkes çekilen dandik aşk acısı ağlaya ağlaya anlatıyor. dandik diyorum çünkü 1 çift memeye acılarını unutacak insanlar.
anlatıyorlar sözlük, sürekli bir şeyler diyorlar ama duymuyorum. okyanusun dibine çapa atmış gibi boşluğa bakıyorum. o kadar boğluyorum, sıkılıyorum ki anlatamam size.

derdimi anlatamıyorum, nasıl anlatayım ki hepsi kapalı kapılar arasında yaşanmış, yasak elmadan ibaret onlar için yaşadıklarım. içimden sadece siz ne anlarsıniz aşktan demek geçiyor ama yutkunuyorum.
muazzez abacı vurgun çalıyor öyle bir içten söylemişim ki "ulan yorgo derdin mi var sanki keşke senin gibi olsak" diyorlar, gülüyorum "benim derdimde dertsizlik işte" diyip geçiyorum.
çektiğim acının, yaşadıklarımın birazını yaşasalar keşke. keşke beni anlayabilecekleri bir gün olsa.

tanrı varsa şayet neden bu yaşadıklarımı bana reva gördü bilmiyorum. sınavsa şayet neden en zor kağıt bana geldi anlamıyorum. günden güne yok olmak bizimkisi.
sahi yok oluştan kurtuluş var mı?

ayı sözlük telegram grubu

mükemmel insanların varlığını öğrendiğim grup.
kişisel gözlemlerimi tek tek yazacağım akşam beklemede kalınız.

edit: işlerimin bitmesi üzerine hemen damladım buraya. buraya gözlemlerime dayanarak grupta olan yazarlarla ilgili ufak gözlerimi yazacağım. hepsi kendi gözlemlerimdir altını çizerek belirtmek istiyorum.

xalo: grubumuzun kanı, seçilmiş kişi, mükemmel insan çünkü o xalo! salvador dali' e parmak ısırttıran çizimleri, kuğudan hallice halay figürleri ve tabii olmazsa olmazı olan mendilleriyle kalbimizi ısıtıyor. yeri geldiğinde demir yumruğunu masaya vurup ağırlığını iliklerimize kadar hissettiriyor.

astral: bilimin ışığında aydınlatıyor yolumuzu. müsait zamanlarında bilgilerini aktarmaktan çekinmiyor ve bu koronalı günlerde online eğitimlerimizi aksatmıyor. içinde ise tütüsünü giyinmiş bir balerinin tüm zarafetini taşıyor. 2 konuda çok hassas 1. saat 00:00 gösterdiğinde uyumamızı istiyor. 2. de ise burç konuşmalarına asla izin vermeyip güneş görmeyen yerinden gülüyor.

robertpaulsonunkocamemeleri: sözlükteki entrylerini takip etmediğim için kendime kızdığım yazar, grubun dinamiği. lafı gediğine oturtması ve düşüncelerini çekinmeden söylemesiyle kalbimde yer edinen biriciğim. her türlü fikir alışverişinde bulunup karşı argümanlara saygıyla yaklaşması gözlerden kaçmış değil. ama grupta bir gün aktif olmadığımı fırsat bilip bıçağını sırtıma saplamış yazardır aynı zamanda. spoiler vermiyorum gruba girince anlayacaksınız :(.

yumuklusucurta hiçbir cingarda bulunmaz, madiliklerle ilgilenmez. fikri varsa konuşur fikri yoksa okur. kimseye yamuk yapmaz yapanı affetmez siler (gruptan siler yani). demir kapıdır anlayacağınız.

deltaphi her nude kelimesi geçtiğinde nerede, ne kaçırdım girişleriyle güldüren üyemiz. aynı zamanda league of legends maçlarımızda iyi bir uyum yakaladığımızı düşünüyorum (morgana q lerini olur olmaz yerde tutturması hala aklımda). zor günlerin arkadaşı gibi duruyor ama şahin gözlerim hala üzerinde...

sage hani kendi halinde, ne ayranım içilsin ne kötü şeyler yaşansın insanlarının vücut bulmuş hali. beyoğlu efendisi ve duyumlarıma göre asla ve asla kravatsız beyoğlu' na kravatsız çıkmıyormuş. öyle birisi işte gittiğinde yokluğu sonradan koyacak kişidir. kendisini burç danışmanım olarak atıyorum an itibariyle (çabuk astra gelmeden).

monattan grubun müzik ve dans ihtiyaçlarını karşılayan yazarımız. dans etmeyi ve ettirmeyi seven, kuş seslerini dinleyen yaşam enerjisine tanık olduğum er kişi. ayı sözlük müzik grubu kurulacaksa önerebileceğim tek kişi. kulağından müzik eksik olmasın.


diğer yazarlar hakkında gözlemlerim devam ediyor. yorgo magazin servisinden şimdilik bu kadar.

ayı sözlük itiraf

#404896
toplanın sözlük anlatıyorum.
dışarda buluşuldu. akşam vaktiydi ne yapalım ne yapalım derken "gel 2 bira içelim" deme gafletinde bulundum. gaflet diyorum çünkü hiç ama hiç alışkın değilmiş alkole. bildiğin 2 biraya gitti ama aşırı tatlı oldu sormayın (tabii yorgonuz ağırbaşlılığını korudu).
zaten önceden konuşmuştuk biraz vakit geçirip eve gecicektik öyle de yaptık. geçen süre zarfında topladı kendisini. izletmek istediği bir film varmış onu izledik vs. dedim içelim böyle olmaz devamı gelsin şunun. yine şişeler açılmaya başlandı baktım gidici, önünü kesip yorgonuz içmeye devam etti.
tabii siz buralara kadar okuyup devamında cool seks storysi arayacaksınız ama olmadı öyle birşey. geçip yatağa sadece uyuduk. ne o ne ben bir hamlede bulunmadık. neden diye soracak olursanız sohbet, muhabbet o kadar güzeldi ki sanki seks yapınca olay tamamen yapay bir hale gelecek gibi hissettim (sanki bu aksiyonların hepsi seks içinmiş gibi algısı).
sabah uyandığımda mükellef bir kahvaltı masası hazırlanmış, sevdigimi bildiği için masanın ucuna gazetelerimi koymuş, camımı açıp uyandırdı beni. belki ilk defa bu kadar iyi hissettim kendimi o anı anlatamam..
kahvaltı yapıldı tam sigara keyfi diyecekken telefon geldi çıkmak zorunda kaldım.
hala irtibat halindeyiz. birbirimizi tanıma çabası, ufak ego yarışmaları, beyin fırtınaları o kadar güzeldi ki seks yapmanın çok ama çok ötesindeydi.

ama sanırım kendisi biraz kaptırdı. ben uyurken tişörtumu koklaması, ufak tricklerimi öğrenip hep beni şasırtması ve bana duyduğu hissiyatın aşk olduğunu söylemesi korkuttu beni açıkcası. aşk bana göre zaman isteyen, kolayca ağıza alınmaması gereken bir kavram ve bunu ona da belirttim. bakalım zaman ilerledikçe neler göreceğiz. şimdilik hoşçakalın.

edit piaf: adam ruh hastası çıkti sözlük. takıntı haline getirdi beni zaten balık baştan kokar anlamalıydım. bi zamanda duvara toslamayalım be sözlük.

uludağ sözlük yazarlarının düzgün kız bulamaması

hani nasıl homofobiden şikayet ediyorsunuz ya. şöyle bir konuda var. (bkz:bir meta olarak kadın)
(bkz:mide bulandırıcı entryler)

biseksüel

o kadar uzun yazılar içinde o kadar saçmalıklar var ki.
her biseksüeli aynı sanıp kesin yargıyla konuşmak aymazlıktan öte değil. nefretinizde boğulmanız dileğiyle.

ayı sözlük itiraf

dün rakı masasında dertlerimizi meze yapıyorduk yine.
yapıyorduk derken arkadaşlarım yapıyordu doğrusu. herkes çekilen dandik aşk acısı ağlaya ağlaya anlatıyor. dandik diyorum çünkü 1 çift memeye acılarını unutacak insanlar.
anlatıyorlar sözlük, sürekli bir şeyler diyorlar ama duymuyorum. okyanusun dibine çapa atmış gibi boşluğa bakıyorum. o kadar boğluyorum, sıkılıyorum ki anlatamam size.

derdimi anlatamıyorum, nasıl anlatayım ki hepsi kapalı kapılar arasında yaşanmış, yasak elmadan ibaret onlar için yaşadıklarım. içimden sadece siz ne anlarsıniz aşktan demek geçiyor ama yutkunuyorum.
muazzez abacı vurgun çalıyor öyle bir içten söylemişim ki "ulan yorgo derdin mi var sanki keşke senin gibi olsak" diyorlar, gülüyorum "benim derdimde dertsizlik işte" diyip geçiyorum.
çektiğim acının, yaşadıklarımın birazını yaşasalar keşke. keşke beni anlayabilecekleri bir gün olsa.

tanrı varsa şayet neden bu yaşadıklarımı bana reva gördü bilmiyorum. sınavsa şayet neden en zor kağıt bana geldi anlamıyorum. günden güne yok olmak bizimkisi.
sahi yok oluştan kurtuluş var mı?

salaş meyhanedeki yorgo'nun kedisinin hamile kalması

merhabalar güzel sözlüğüm.
bugün itibariyle baba olacağımı öğrendim. canım kızım, güzel kedim hamile...
babalık duygusunu bu genç yaşımda yaşayacağımı hiç düşünmezdim amma oluyorum vallahi..
tebriklerinizi bekliyorum.

biseksüel

o kadar uzun yazılar içinde o kadar saçmalıklar var ki.
her biseksüeli aynı sanıp kesin yargıyla konuşmak aymazlıktan öte değil. nefretinizde boğulmanız dileğiyle.

seri eksi oy veren ezik

benim anlamadığım seri eksi alan arkadaşlar neden bu kadar sıkıntılı bu konuda.
insanların hakkınızda çok güzel düşünmesi neden bu kadar çok ilginizi çekiyor. bırakın eksilesin, artılasın ne önemi var. eksiledi diye girdilerinizin değeri düşmüyor.
sevmesinler onlar sizi ben sizi seviyorum -boşverin.

ysb223

kendisinin biraz sorunlu olduğunu düşünüyorum.
fazla ilgiye aç birisi. devamlı fark edilmek, birileri ile konuşma gereksinimini her entrysinde çitirdan dile getiriyor. bir kaç kere fotoğraflarını paylaşmış fiziği, tipi beni zerre ilgilendirmez, yorum da yapacak haddi kendimde bulmam ama attiğin fotorağraflar aklıselim insanları etkilemez belirtmek isterim.
evet seri eksileyen bendim.
büdüt: kendisine benim tarafımdan bir eleştiri yapıldı. eleştiride hakaret yok, nefret söylemi yok gerçekten boş duyar kasmaktan bıkmadınız mı?
bir suser 18 yaşında demiş. zaten 18 yaşında olduğu için bu entryi girdim ben. belki eleştiriye maruz kalan kişi kendi içerisinde bir öz eleştiri yapacak?
ama yok linç toplumu olmak bunu gerektirir değil mi? komiksiniz.

feminenlere ilgi duymayan gay

la benle batak oynamayacak adamı ne yapam.
edit: batak oynayamayan birisi eksilemiş. kudur.

ysb223

kendisinin biraz sorunlu olduğunu düşünüyorum.
fazla ilgiye aç birisi. devamlı fark edilmek, birileri ile konuşma gereksinimini her entrysinde çitirdan dile getiriyor. bir kaç kere fotoğraflarını paylaşmış fiziği, tipi beni zerre ilgilendirmez, yorum da yapacak haddi kendimde bulmam ama attiğin fotorağraflar aklıselim insanları etkilemez belirtmek isterim.
evet seri eksileyen bendim.
büdüt: kendisine benim tarafımdan bir eleştiri yapıldı. eleştiride hakaret yok, nefret söylemi yok gerçekten boş duyar kasmaktan bıkmadınız mı?
bir suser 18 yaşında demiş. zaten 18 yaşında olduğu için bu entryi girdim ben. belki eleştiriye maruz kalan kişi kendi içerisinde bir öz eleştiri yapacak?
ama yok linç toplumu olmak bunu gerektirir değil mi? komiksiniz.

ayı sözlüğün gay date sitesi olduğu gerçeği

kuruluş gerekçesinin bu olmadığını bilsem de gerek formatın olmamasi gerekse de girilen entrylere müdahalede bulunulmaması bu fikre sahip olmama vesile oldu.
sözlükten arkadaşlar, ilişkiler kazanılabilir fakat sol framede bu kadar seks içerikli entrylerin olması böyle güzel ve özenle hazırlanılmış bir sitenin içini boşalttığını düşünüyorum.
aynı zamanda bu tarz sitelerin homofobiye karşı etkili bir bilinç ve kamuoyu oluşturma gücü olduğundan bu amaçla kullanmak yerine bizler daha çok kendi dünyamızın boşluklarında savruluyoruz.
bu bir duyar ve format kasma girdisi değil. sadece kendi örneği içerisinde tek olan böyle bir girişimi daha verimli kullanılması hakkında bilinç oluşturmak istedim.
boş fantezler, date oluşumu yerine daha aktivist girdiler olsa en azından kendi kitlemizden çıkıp diğer kitlere ulaşabileceğimizi, derdimizi anlatabileceğimizi düşünüyorum.

büdüt: çoğu kişi başlağı okuyup altındaki entryi okuma zahmetine girmemiş. yazık.

istiklal marşı

seküler ile laikliğin arasında bulunan farkı bilmeyen yazarlar tarafından taşlanan milli marşımız.
seküler olmak laikliği beraber getirirken, her laik seküler olmak zorunda değildir.
ne yapalım önünüze kitap açıp zorla okutalım mı size.
bir ilber klası ile cahil.

thepillars ve vaporwave dinleyen adam'ın aynı kişi olup troll olması

kusura bakmayın ama midemi bulandırıyorsunuz.
yazık.
Henüz takip ettiği biri yok.