ciwan

Durum: 3218 - 0 - 0 - 0 - 06.01.2025 17:09

Puan: 64980 - Sözlük Kevaşesi

15 yıl önce kayıt oldu. 1.Nesil Yazar.

REWEND
  • /
  • 161

olası bir türk-rus savaşında cepheye gider misiniz

evet sözlüğün sevgili ibneleri bir anketle yine karşınızdayız.rusya ile memleketimiz arasında ki olası bir savaş da ne yapardınız ?
sonuçlara göre bodrum kıyılarından yunanistana aynı bota bineceğim yada cephe de kaslı ruslara mermi sıkacağım yazarları merak ediyorum.buyrun:

http://strawpoll.me/6116946

bu millet göğüs göğüse savaşmayı çok iyi bilir

aynen cnm yhaa.bu millete vatan millet sakarya din de ölümüne koşar.lakin ben o milletten değilim.eşcinsel olduğum için beni öldürmek isteyenler için kılımı bile kıpırdatman.böyle bir savaş durumun da tıpkı suriyeliler gibi en yakın sınırdan sıvışırım.senin ego savaşın ve bu millet için asla tek kullanımlık cnaımı veremem.sana %50+mhp lilerinle başarılar.
iyi olan kazansın.

32 yaş ve üzerindeki yazarlar sözlükten uçurulsun kampanyası

seks shop'tan dildo çalmak

maddi ve manevi yoklukta yapılan eylem.aşağıda ki abiden nasıl yapılacağını öğreniyoruz efenim.dünyanın bin bir türlü hali var başımıza gelebilir. büyük konuşmamak lazım.

http://www.59saniye.com/seks-shoptan-dil...

işyerinde bekar çalışana yapılan it muamelesi

kesinlikle taviz vermediğim için yapılamayan muameledir.samimiyeti azaltıp ağırlığını koyunca otomatik olarak zaten söyleyemiyorlar bazı şeyleri.bekarım diye ölecek halim yok işten ama çocuklarının hastalıkları, kayananalarının gelmesi, karılarının doğurması gibi ekstra durumlarda izin alıyorlar onlara müdahale edemiyorum zaten.

gay kanallarında sevgili arayan insan

nerden bulacaktı acaba ?
esra erona mı çıksaydı yada seda sayana mı? yoksa annemiz falan mı tavsiye edecekti?
eşcinsellerin yüzde seksenine yakını birbirini bu şekilde bulup arkadaş ve sevgili oluyor.farklı alternatif taışma yöntemleri varda biz mi bilmiyoruz ?

hornet bilgelerinden aforizmalar

hornet kezbanlarından inciler başlığından sonra bu başlığın açılması elzem olmuş.bazen öyle tespitler ve durum değerlendirmeleri oluyor ki çerçeveletip duvara asmalık. son zamanlar da duyduğum en orjinalleri:

''her cümlenin sonuna aq eklemek sizi daha fazla maskülen yapmaz,sizi terbiyesiz ve kalitesiz yapar.''

''dünyanın tüm kadın ve kadınsıları ananızı dildo ile siksin homofobik ibneler.''

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

beyrut'un sultanı söylesin ortadoğu uykuya dalsın:

tekbir duyulduğu anda hissedilenler

alevi,kürt,lgbti solcu yada islam harici dinden biri ölmesi geliyor aklıma.namaz kılarken dahi ürperiyor insan.
helal olsun ordadoğu farelerine kendi dinlerini bile bozdular.

burcunuz nedir

terazi burcunun bir kez daha ibne burcu olduğunu doğrulan anket.yaşasın teraziler.

rusya'nın suriye'yi vurması

şunun gibi güzel görüntülere sebep olan saldırı.



roket bu böceğin kafasında patladıktan sonra kameraya parçalanan organların vurma sesi geliyor.ve ardından diğer bir böceğin telef olurken çıkardığı inlemeler duyuluyor.damdan eşcinsel atmanın bedelini yine homofobik bir devlet ödettiriyor.yüce rabbim iti ite kırdıyor.

sek süt reklamındaki abi sizce yakışıklı mı anketi

yürüyoruz

izlerken kanımın donduğu görüntüler.binlerce insan toplanmış on-onbeş kişiyi öldürmek için salyaları aka aka bekliyorlar.bir kez daha ülkemden tiksindim.üstünden on sene geçmiş olsa bile yine aynı olaylar oluyor olacak.takım taraftarlığı haricin de hiç bir başarısı olmayan cahiller nerdeyse katil olacakmış.polis izliyor devlet izliyor tüm şehir olanı biteni izliyor.bu soysular madımak otelini yakanlarla aynı kafadalar.direnişe devam eden onur yürüyüşlerinde gaz yiyen bizler yılmayacağız bizden sonra gelenlerde yılmayacak.

(bkz: susma haykır eşcinseller vardır)

milli maçta paris'deki terör olaylarına karşı gösterilen saygısızlık

şovenist cahil domuzların işi.yazacak çok şey var ama parmaklarıma yazık.ölene saygı yok,yaşayana saygı yok senin hiç bir şeye saygın yok.kendine hele hiç saygın yok.

kendisine oral seks yapılmasını sevmeyen erkek

penisi hassas olabilir.ha tabi yapan kişi dişlerini değdiriyorsa zevkten çok acı verir.partneri kırmak istememek için oral seksten hoşlanmıyorum diye bilir.saygı duyup anlayışlı olmak lazım.

ani buluşmaların getirdiği saçmalıklar

hornet gibi uyguamalar çıktığından beri başlara gelen musibetlerdir.tanımadan tanışmadan,ne istediğini hatta resimlerini bile göremeden karar verilir bunlara.can sıkıntısı aşırı abazalık gibi sebeplerden doğan maceralar hayli fazla can sıkmaktadır.en son bir adamla 10 dakka muhabbet edip buluşma kararı aldım.adam resimlerde olduğundan daha kilolu.neyse kırmayalım bir çay içelim diyerek arabasına bindim.beklerken sigara içtim.meğer adam sigaradan aşırı derecede iğreniyormuş.beş dakikalık araba gezisinden sonra ben eve geri bıraktı.
bu küçük saçma hikeye de olduğu gibi hüsranla biten buluşmalardan kaçınmak için artık en az üç gün konuşup buluşuyorum insanlarla.kimsenin vaktini çalmaya/kimse için vaktini boşa harcamaya gerek yok.

leyla zana

gene bomba bir atraksiyon yapmış kadındır.hiç bir hdp vekilinin cesaret edemediğini 1991 yılın da ettiği gibi yine etmiştir.1991 yılın da 10 yıl hapisle cezalandırılmış ve babalar gibi yatmıştır.yine hapis verseler yine yapar.bu memlekette türk etnisitesinden hariç kürt,zaza,çerkes,laz abhaz,roman,gürcü,arap gibi onlarca millet vardır.hepsini tek tek sayamıyacağına göre türkiye milleti demiştir.darısı diğer vekillerin başına.
dediklerine aynen katılıyorum bi hevîya aşîtî kî bi rûmet û mayînde*


**

fuhuş

tercih meselesidir.insanlar hayatlarını kazanabilmek için çeşitli işler yaparlar kimisi bedenini satar,kimisi beden gücünü satar,kimisi aklını satar,kimisi de zamanını satar.bu ticaret işin de para karşılıı arz edilen hizmetin adının kötü anılıyor diye aşağılanması abesle iştigaldir.sen akşama kadar yaptığın işin de nasıl patrona/müdüre bedenini emeğini ve akıl gücünü peşkeş çekiyorsan bazı insanlar bunu direk bedenleryile yapar.sen bir ay sonun da alacağın para için yaparsın bazıları 10 dakka için yapar.meslekler ve tercihler insanlar tarafından yapılır.sırf genel ahlaka aykırı diye aykırı yada kötü bir şey olmasına gerek yok.
şahsen fuhuş mevzusuna karşı olsam da yapana laf edemem.ben tercihim standart bir işten yana kullanırken diğerleri farklı bir iş için kullanır.nasıl ki onlar benim tercihimi yargılayamaz ise bende onların tercihini yargılayamam.

15 kasım 2015 fransa'nın rakka'yı vurması

sonuna kadar desteklediğim bombalama.jeopolitik durum,dünya dengeleri,emperyalizm gibi teoriler hiç umrum da değil.eşcinselleri damdan aşağı adan farelerin bir tanesi bile ölürse benim için mutluluk kaynağıdır.ha gayret koçuma sil o memleketi haritadan darmadağın et.hatta nükleer bomba falan at ot bitmesin siktiğim topraklarında.
je t'aime francais

arda türkmen

tam yemek yaparken arkasından sürtmelik herif.yakışıklı maharetli allah sahabısına bağışlasın.
  • /
  • 161

işsizlik

işsizlik olgusundan çok başka şeyler konuşmamız gerektiğine inanıyorum. sözlüğü okuyan var mı yok mu bilmiyorum ama kendi düşüncelerimi yazmayı seviyorum.
öncelikle ben z kuşağı dediğimiz 1996 - 2015 doğumlu olan tayfadanım. 2000-2005 aralığında doğdum diyebilirim. gerçek yaşımı gizlilik nedenlerinden dolayı vermek istemiyorum. ailede 3. nesilim ve ilk nesil anneannem ve dedemdi 0'dan başladılar.

annneannem yunanistan göçmeni, dedem ise anadolunun bir köyünden ıstanbul'a göçmüş ailesiz, köksüz bir adamdı. babannem de yine annesiz ve babasız kalmış, istanbula göçmüş bir kadın, dede ise yine genç yaşında iç anadolundan biryerlerden ıstanbul'a gelmiş bir adam. yani kısacası genel aile yapısının sosyoekonomik yapısı ve eğitim seviyeleri anlaşılabilir. anneannem tütünde çalışmış, dedem pazarcılık, limonculuk ve belediye kanalizasyon işinde çalışmış. annemler üç kardeş. annem tek lise mezunu olan kişi kardeşleri arasında. yani kısacası ailenin genel sosyoekonomik ve eğitim seviyesi anlaşılabilmiştir diye düşünüyorum. baba tarafında da benzerlikler söz konusu.

ilk okul dönemlerimde ve ortaokul dönemlerimde mesleklere, paraya hayata dair pek bir düşüncem yoktuç ot gibi okula gidip geliyordum. kendi çapımda başarılı bir öğrenci olsam dahi yeteneklerimi yoğun bir şekilde geliştirmek adına çeşitli pratikler yapmıyordum. ana hedefim yüksek notlar almaktı. aynı zamanda kendi çapımda resim çizerdim, kitap okurdum. annemin çeşitli yönlendirmeleri doğrultusunda iyi bir öğrenci olmak kafama kazınmıştı ve genel olarak bana emek veriliyordu. (yeterli, yetersiz, faydacı kısmını konuşmuyoruz ki birçok şeyin yetersiz kaldığını zaten biliyorum) ellinden geldiğince diyelim bu emek kısmına. lise mezunu bir kadından, kendi kendine bir şeyler yapmayı deneyimlemiş, orrtalama bir zeka seviyesi olan, ailesi tarafınan çok da desteklenmemiş bir kadın ne kadar yapabiliyorsa artık.

lise ilk iki yılım yine kafam kuma gömülü bir şekilde devam ettim ama onbirinci sınıfta alan seçme muhabbetleri başladığı noktada kafamı kumdan çıkarttım ve gerçeklikle yüzleşmeye başladım. hayatın başından beri bana anlatılan şey memur kafasında şuydu; iyi bir lise, iyi üniversite, staj, meslek sonrasında para, kariyer, seyehat aile filan falan. klasik hikaye bildiğiniz gibi. benim onbirinci sınıf dönemimde işlerin hiç de böyle olmadığını anladım. ülke ekonomisi boka sarıyordu, kimse yaptığı işten memnun değildi, üniversiteler saçmalamaya başlamıştı, işsizlik hat saffadaydı. dünya zaten sonbirkaç senede çok hızlı bir şekilde değişti. sanayi devrimi yaşandı bitti. şuanda başlıbaşına bambaşka bir devrimin içindeyiz. yapay zeka devrimi.

sanayi devrimi sonrası fabriaklar kuruldu, işlerde çalışıldı, üretimler yapıldı, birkaç parça varlık edinilindiyse edinilindi.(anneannem, annemlerin dönemi) ve şuanda dünyada birçok farklı sektörde tokluk var. her şey zaten çok sayıda üretildi, yapıldı, hatta şuanda dünyada herkese yetecek kadar giysi de olduğu söyleniyor ama hepsi ya depolarda ya da imha ediliyor çünkü marka değerleri bozulmaması lazım. kapitalizm 101.

yapay zekanın gelişi ile birlikte bazı meslek alanları daralmaya başladı, insanalar işssiz kalmaya başladı. ve gelecekte bu durum daha da artacak gibi duruyor. yetişkinlerin hayal ettikleri plan ellerinde mi patlamaya başladı, götümüzde mi patlamaya başladı bilmiyorum ama dünya genelinde iyi bir noktaya ilerlemediğimiz çok açık ve net.

fakirler, zenginler için çalışır durumda. her şey parayla ilgili ve ucuz olan her şeyde aslında ürünün bir parçası da sensin. ucuz ye hastalan, ilaç al iyi olmaya çalış, ilaca paran mı yetmiyor? kredi çek, ilaca öde stres yap çünkü kredi borcun var daha çok hastalan ve sistem içerisinde daha çok çalış ya da yerinde say. basic slaverity system. bunları tek gören kişi ben miyim diye düşünüyorum ama bu konularda hiç konuşmadığımızı farkediyorum.
kendimi bazen koca bir matrix içerisinde hissediyorum. apartmanlara kapatılmış, zamanında şehirlere daha konforlu bir yaşam için göç etmiş, bir şekilde gelmiş minik fareler. her şey para ile ilgili. "güzel" üniversiteler okumak istememizin sebebi akademik kaygılar, bilim üretmek, akademiye katkı sunmak vb değildi birçoğumuzun, özellikle sosyoekonomik dargelirli ailelerin çocukları bunları ana hedef olarak arzuyabildiklerini düşünmüyorum(arzulaynlar vardrı tabii ki ama istisna olduğuna inanıyorum) daha karnını doyuramazken, kitap alamazken, şuradan şuraya nasıl gidecğinin hesabını yaparken, üşürken, hastayken herhalde dünyaya bilim getireceğim, sanat getireceğim derdi ve motviasyonu ile kimse tutuşmadı. birçok kişinin ana motivasyonu ki doğal olarak daha iyi yaşam standartlarına sahip olmaktı. o okulların, işlerin, mesleklerin arzulanmasının sebebi de temel olarak bununla ilgili "daha iyi yaşam standartlarına sahip olmak enazından temel seviye" ki temelden kastıma hala birçok kişi ulaşabilmiş değil. karnımız doyuyor, kiramızı ödüyoruz, işe gidip geliyoruz çok şükür rabbime bir temel değildir. temel işsiz kalma korkusununun ortadan kalktığı noktada ve 3 yıl işssiz de kalsan hayatında ve standartlarına bir şey değişmeyeceği noktada başlar...

şehirlere hapsedildik, köyler boşaltıldı ve yoğun bir şekilde plansız bir şekilde kentlere göç yaşandı. herhangi bir mal varlığın yoksa sıçtın ki bazı insanlar görüyorum bu konuda sıfır noktasındalar. anadan, babadan kalacak bir şey de yok ortada.
çok sevdiğim bir alıntı var;
"baban seni memum yapabilmek için tarlarınını sattı, sense şimdi kirasını zarzor ödediğin odanda, dokuz beş hayatında kendi küçük toprak parçanı hayal ediyorsun"
koca bir trajedi! koskocaman bir trajedi içerisindeyiz. aklım almıyor, büyük bir trajedi bu.

iş alanları daralıyor, mal, mülk edinmek eskisinden çok daha zor ve asgari ücretle mal edinilebileceğini düşünmüyorum bile. bu artık bir hayal, koca bir hayal. hükümet hiçbir zaman yanınızda olmadı sefil halk. memurluk seksi bir şey değildi, hiçbir zaman da olmadı.
olayın bime, a101'e, burgerking, mcdonalds a girmek olmadığını, bilmem nerde baristalık, garsonluk olmadığını biliyorum. üniversite mezunu olmak bir işe yaramıyor. her şey tamamen seninle ilgili, çevrenle ilgili, ailenle ilgili, şansınla ilgili... iş sahibi olmak için bile paranın olması lazım. meslek sahibi olmak için bile paranın olması lazım. zenginler daha çok zenginleşiyor ve fakirler daha çok fakirleşiyor.

şehir hayatında, birikimsiz ve tek başına işssizlik çok berbat bir şey. deneyimlemedim ama hayal edebiliyorum. aile evinde olan işssizlik de bence oldukça zor. uzun süre sonra gelen değersizlik ve bir işe yaramıyormuşluk hissi heleki yaş ilerideyse oldukça sıkıcıdır eminim ki. e okul okuduk kendimize göre bir şeyler yaptık? her şey mi yetersiz düşüncesi can sıkıcı olabilir.
toprağı işlemeyi bilmiyoruz, kendimizi beslemeyi bilmiyoruz, ağaçları bilmiyoruz, hayvanları bilmiyoruz. o meta işimizi kaybediyorsak marketten yemek dahi alamıyoruz. bu normal mi ? kendimizi nasıl besleyeceğiz? ölmememiz lazım!! köylere dönüş ve yeni köylerin düşlenmesi gerektiğine inanıyorum. herkes yeni şehirler düşleyelim diyor. hayır kardeşim, yeni şehir filan düşlemek istemiyorum ama. şehir zaten yapısı gereği insan yaşamına uygun bir alan değil. başta zaten estetik yok edildi. kare kare, gri, toprak tonları apartmanlar, parksız yeşilsiz yerler. beyaz çirkin florasan ışıklar, alışveriş merkezleri. konfor bence bu değil.

ben bunları görüyorum, hissediyorum ve anlıyorum. köy yaşantısı çok kolay, muhteşem harikadır demiyorum ama iyi planlanırsa keyifli olabilir diyorum. hiçbir şey bilmeyişimin eksikliğini de yaşıyorum. hayvana dair bir şey bilmem, ağaca dair bir şey bilmem, ota dair bir şey bilmem. doğada birçok farklı ot var yenilebilir, pişirilebilen. hiçbirini bilmiyoruz mesela. elime kazma kürek almamışımdır mesela, ev yapmayı bilmiyorum mesela. teknik beceri isteten şeyleri bilmek şart. bence bir erkek olarak bunlar çok büyük eksiklikler. atalarımız ev yapıyormuş, avlanıyormuş, ateş yakıyor, pişiriyor, inşa ediyormuş aile kuruyorlarmış ya . ki biz daha kendi evimizi inşa etmekten, kendi yemeğimizi yetiştirmekten aciz yaratıklarız. laptop başına geçmiş kambur bir şekilde entry giriyorum mesela.

insanlık çok yoğun bir şekilde asimile edilmiş durumda ve kölelik sisteminin içine çekilmiş durumda. çıkış yolu arıyorum? neler yapabileceğimi düşünüyorum, ortalama insan ömrü 90 yıl.
ilk 20 çocukluk vb, biraz büyümek
20-30 bir şeyler i oluşturmayı deneyimleme hali. şansliysanız 24 gibi bir şeyler yapmaya başlamışlık.
30-40 neler oluyor lan, ben napıyorum, naptım napıcam hali
40-50 biraz daha olgunluk, geçmişin meyvelerini yeme ya dahesaplaşma
50-60 biraz daha sakinlik huzur arayışı, amelelik için uygun yaşlar değil.
60-70 dinlence, eğlence hayat geçti bitti
70-80 çeşitli yaşlılık halleri, wise bir adamsanız wise manlik yaparsınız yoksa kimse sizi siklemez
80-90 dedelik!
90-100 daha ne yapasın yaşadın yaşayacağını!

tabii bu anlattıklarım kişiden kişiye de çok değişkenlik gösteriyor. aile faktörü çok önemli, çocukluğu ve gençliği nasıl deneyimlediğimiz, miraslar ve mal varlıkları, arkamızda birileri var mı yok mu, yaşanılan ülke ki avrupa ülkeleri belirli bir finanssal stabilite sağlasa dahi geçmiş yıllarda orada da zengin olamazsınız. devlet kontrolü daha çok üzerinizdedir, iş kurmak, fabrika kurmak vıdı vıdı çok da kolay değil.

olay her ne kadar işssizlik olsa dahi, zaten yapılmaya çalışılan şey bu insan denilen canlıyı sistemin içerisinde tutmak, sistemin içerisinde iyi bir fare değilse de ölmesini sağlamak, değersiz hissettirmek, hasta etmek, her türlü dış uyarıcı ile kolay bir şekilde buluşturmak ve daha çok hasta etmek, derin hipnozda ve uykuda kalmasını sağlamak. kısacası kendinizi suçlamayın ve elinizden gelenin en iyisini yapın. sistemi değiştiremiyorsanız dahi, sistem sevicilik yapmayın ve o sikindirik işlerinizi birer başarı ile gibi göstermeyi bırakın. kimseyi yargılamayın. bu süreçleri atlatmış olduğunuz noktada da ki atlatırsanız bir yaralı parmağa işememezlik yapmayın. olay tamamen mental.

aileye açılmak

boşvermişlik psikolosine batık olduğum zamanlarda yapmayı düşünmüşlüğüm olan eylem. ama iyi ki yapmamışım. tavsiyem de yapmamınız yönünde. hatta sadece aile değil, hiç kimseye açılmayın. hiç kimseye güvenmeyin. açılınca belki kabulenirler, beni ben olduğum için severler falan filan... bu noktada da şunu söyleyebilirim: ne ailenizden, ne hiç kimseden, ne de hayattan bir şey bekleyin. mevcut durumunuzla kabullenin aile ilişkinizi, her şeye rağmen, hayatta yalnız olduğunuzu bilerek mutlu olmaya çalışın.

ha tabii bunlar sadece benim tavsiyelerim. her insanın gerçekliği, yürüdüğü-yürüyeceği yol farklıdır. ben sadece kendi gerçekliğimden bahsettim o kadar.

edit: madem o kadar hiç kimseye güvenmeyin falan dedim, neden kimseye güvenmediğimi de olaylar üzerinden anlatayım. ilki lise son sınıfta aşık olduğum çocuğa açılmam şeklinde oldu. o da beni sevmiyor olsa bile, en azından gidip de bunu millete yaymaz diye düşünmüştüm. sonuçta o ağırbaşlı, iyi mi iyi kalpli, sincap gibi bir insandı. ama ben ona açıldıktan yıllar sonra beni kuzenlerine ifşalayıp, maskara etti. aslında ben de seni seviyordum minvalinde şeyler yazmıştı ki, meğer beni oynatıyormuş. en büyük rüyam gerçekleşti sanırken gerçeği öğrendim. üstüne bir de etmediği hakaret kalmadı. telefonda resmen nefret kustu. "insan arkadaşım dediği insana o gözle bakar mı?" demişti ki, umarım aynısını bir gün bir kız ona söyler. aynı hakaretleri eder, aynı şekilde aşağılar...
ikincisi de çok yakın olduğum bir arkadaşım üzerinden gerçekleşti. kendisi zaman zaman çok samimi davranırdı. hatta samimiyet falan biraz masum kalır, baya baya oynaştığı zamanlar olurdu. sonradan öğrendim ki myjudas bana yavşıyor gibisinden şeyler yayıyormuş ortamlarda. arkamdan tek atıp tuttuğu da bu değil tabii, hemen her konu da arkamdan attırıyormuş. bu söylediğim insan da herkesin çok efendi, dürüst, güvenilir bildiği biri. herkes bir yana ben de yıllarca öyle biri olduğunu sanmıştım. ama hayat işte acı gerçekleri yüzünüze böyle böyle çarpıyor.

leila's brothers

saeed roustayi'nin yazıp yönettiği 2022 yapımı iran filmi. tam anlamıyla bir ortadoğulu aile draması. ortadoğu toplumlarının neden bu kadar acı çektiğini çok iyi özetliyor. kız çocuklarının erkek çocukları kadar değer görmediği, “itibardan tasarruf edilmeyen” ama geleceğin göz göre göre heba edildiği, aile içinde bile güven ve dayanışmanın olmadığı, yalanların hakim olduğu bir düzen... böylesine kırılgan bir yapının, trump’ın attığı bir tweetle sarsılması ise çok tanıdık.

fragman:
https://youtu.be/AVyl6MX985k?feature=sha...

tek yön

taksim'deki gay club. daha önce şahika ve bigudiye gitmiştim ama tekyöne ilk gidişimdi ay bence fazla pahalı :( 530 lira giriş parası ödedik 100 lira vestiyer 33lük bira 360 gibi uçuk bi rakamdı. yani müzikler şovlar eğlenceli ama değer mi emin değilim. bi de pasifleri de aktifleri de maskülen, benim gibi zırıllara ekmek yoktu asdasdad ay hafif göz makyajıma bile beyaz tüylü eleman evde kalmış makyajı demesin mi... ay o güvenlikler gece rüyama girsinler asjdasd kapıda gülüp pas veren esmer içerde tek pas vermiyor ama gidersem tekrar vestiyerdeki laçonun numarasını almaya giderim ama gitmeye gerek yok ya

doktor sevgili

denendi %100 çalışmıyor.

müstakbel 2 dr. sevgili adayı daha var yolda, diğerlerini deneyip en kısa zamanda onlara dönüş yapacağım hacı abi.*

(bkz: çöp ego)

(bkz: üzerinden dr sıfatını alınca geriye bir bok kalmıyor)

zevk alınan ufak sapıklıklar

ankara oyun havası dinliyorum.baya etkili bir meditasyon.depresyondan çıkarıyor. tavsiye edilir.

elit gay kriterleri

ocak 2025 itibariyle kanun hükmünde kararnameyle kriterler yenilenecekmiş. kulislerden aldığımız bilgilere göre iphone dışında telefon kullanan arkadaşlar artık elit gay sayılmayacakmış. ha zaten sayılmıyordu da bu sefer kesinmiş. süre de uzatılmayacakmış. o android telefonu gözünüze mi sokarsınız yoksa krediyle iphone olayına mı girersiniz bilemiyorum. olmadı yurtdışından getirip 6 ay sonra kapanan ihponelar var onları da deneyebilirsiniz. neyse elitlik zor. ben emekli cd olduğum için kategori dışıyım.

biten aşkın ardından dinlenebilecek şarkılar

"maybe i was destined for philosophy
leading leftist ideologies at the paris-sorbonne
dreaming up the splendid demise
of the societies we despise, at cafe de flore

but these things lose all their meaning and allure
if you're not there to witness the grandeur
what could take my love away?

maybe we'll be missionaries in the congo
revolutionaries in cuba
perhaps we'll build a home
in the shadows of the forest
along the east coast or the west coast
i forget where we decided"


heidi

çocukken çok dikkatimizi çekmese de, isviçre'nin utanç veren sözleşmeli köle çocuk işçiler sisteminde hayat süren bir çocuktur.

(bkz:verdingkinder)

https://www.akasyam.com/yazi/avrupanin-c...

Toplam entry sayısı: 3218

hoşlanılan erkeğin kadınsı çıkması

kazığa oturtulup cümle alemi ibne için yakmak gerekir bunu.hatta ergen yeni nesil ibneler için masal yapıp hikayesini ders olarak okutmak lazımdır.çünkü kadınsı olduğu için bizi elaleme rezil eder çünkü biz harbi erkeğizdir götümüzü ancak bir erkek sikebilir.zaten biz gey bile değiliz heteroyuz ama ibne sikiyoruz.e mubarek adam hepimizin içinde dışında bilumum yerlerinde kadınsılık yokmu var.iki ibne birbirini gördüğünde abla naaaaber demiyomu diyo.tanışma esnasın da sikinin büyüklüğünden kıllarına kadar sormuyormusun soruyosun.aktifim gay değilim diyenlere ibnelik dersi verirken niye tüm homofobilkiğini kadınsı eşcinsellerden çıkarıyosun.ha tutmaz yatmazsın orası ayrı ama kendi türünü bukadar dışlaman ne demek oluyor.
*

çok yediği halde kilo alamayan gay

ankara

ulu tengrinin istirahatgahı olmadı haricinde bir numarası yok.bşr birde belki anadolu medeniyetler müzesi

ikbal uzuner ayşenur halil cinayetleri

bu olay bana yaşamimiz boyu ölüm ile kolkola yürüdüğümüzü hatirlatti. ayni o kız gibi bizi de sorgusuz sualsiz var oluşumuzdan dolayı oldurecek binlerce insan var dışarda. empati yaptığımdan mıdır nedir çok üzüldüm.
bizler bir nebze olsun alışkınız oldurulmeye, işten atılmaya, bize karşı işlenen suçlarda adaletin uygulanmamasina.
sıra kadınlarca geldi artık.

gizlilik zehirlenmesi sonucu komaya giren eşcinsel

gizlilik saplantısı yüzünden hayatını zehir edip ot gibi yaşayan eşcinsel.eşcinsel arkadaş edinmeyen,hayatını tamamen heteroseksüel çevre içinde idame ettirip geberip gidecek eşcinseldir.açık olmak olmamak bir tercihken bunlar gizliliği abartıp eşcinsel ortamlar da dahi erkeksi olmaktan kasım kasılıp yüz felci geçirenlerirler.tamam sana out ol elinde ben ibneyim yazılı pankartla gez demiyorum ama bari eşcinsel ortamlarda bari bunu yapma.ineternet gibi sanal platformlarda eşcinsellerle diyalog halinde olup dışarı da eşcinsel bireylerle görünmek korkusu nedir allah aşkına.o çok kadınsı ben onla yolda yürümem,bu çok marjinal giyinmiş ben onla aynı ortamda bulunmam demek ibneliğe yapılan en büyük hakarettir.
canım sana ufak bir hatırlatma öyle aşırı sıkma bırak için de ki ibne dışarı çıksın hayat böyle daha güzel.sen kendini kartal sanıyorsun ama için de kocaman bir tavus kuşu yaşıyor.

toplumun en dejenere olmuş kesimi

dominant kültür kendinden farklı olanları hep dejenere olmakla suçlamıştır. türkiye'de eşcinsel, metalci, ateist olmak hep dejenerelik olarak değerlendirilmiştir.avrupa'da din değiştirip müslüman olanlar, amerika'da zenciler de dejeneredir. neden?
çünkü sosyal normlara ters olan bir kültür geliştirmişlerdir.

eşcinselliğe gelince:

-kanunen tanınıyor muyuz?
-yaşam hakkımız güvence altında mı?
-evlenebiliyor muyuz?
-evlat edine biliyormuyuz?
-hayat arkadaşımızla karşılıklı olarak tüm haklarımızdan* yararlanabiliyor muyuz?

soruların cevabı hayırsa kusura bakmayın ama s..erim öle toplumu s..erim öle dejenereliği. tüm bunlardan ve daha fazlasından beni mahrum bırakan bu sistemin en dejeneresiyim amk.kimliğimi açıklayınca tek ekmek teknem fuhuş ya da kadın kılığında şarkıcılık oluyorsa bu benim dejenereliğimden değil toplumun ikiyüzlülüğündendir.

hoşlanılan erkeğin kadınsı çıkması

kazığa oturtulup cümle alemi ibne için yakmak gerekir bunu.hatta ergen yeni nesil ibneler için masal yapıp hikayesini ders olarak okutmak lazımdır.çünkü kadınsı olduğu için bizi elaleme rezil eder çünkü biz harbi erkeğizdir götümüzü ancak bir erkek sikebilir.zaten biz gey bile değiliz heteroyuz ama ibne sikiyoruz.e mubarek adam hepimizin içinde dışında bilumum yerlerinde kadınsılık yokmu var.iki ibne birbirini gördüğünde abla naaaaber demiyomu diyo.tanışma esnasın da sikinin büyüklüğünden kıllarına kadar sormuyormusun soruyosun.aktifim gay değilim diyenlere ibnelik dersi verirken niye tüm homofobilkiğini kadınsı eşcinsellerden çıkarıyosun.ha tutmaz yatmazsın orası ayrı ama kendi türünü bukadar dışlaman ne demek oluyor.
*

ayı sözlük yazarlarının askerlik anıları

vatan haini adlandırılan bir ibne olarak uzun dönem yaptığım zorunlu görev.ülkenin en doğusunda üç ülkenin sınırı olan bir yerde yaptım askerliğimi.mesleğim gereği revir de yaptım.lakin alt devre olduğum için 3 ay hem revir temizleyip hem sınır nöbeti tuttum.-45 derece de her gün 2 saat dikildim.gündüzleri aralıksız paspas çektim.o lanet beyaz parkeler askerlerin her içeriye girişinde kirleniyordu.obsesif komutan da leke görürsem seni sikerim dediği için mecbur elimden paspas düşmüyordu.yemek,içtima,nöbet,rev,r,enjeksiyon,pansuman derken günde sadece 3 saat uyuyabiliyordum.
çavuş olup revir sorumlu askeri olduktan sonra en azından biraz rahatladım.
komutan pek siklemediği için muayene hariç tüm tıbbi işlemleri ben yapıyordum.kalifiye eleman da olmadığı için her şey bana kalmıştı.gerçi sonradan bir askeri yetiştirdim rahatladım.askerliğim boyunca gördüklerim beni pek etkilemdi lakin normal insanları kafayı yedirtecek şeyler gerçekleşti.


-kendini vuran askerin paramparça göğüs kafesini kimse dokunmadığı için tek başıma ceset torbasına koydum.
-mayınla oynarken elinde patlatan askerin paramparça eline daha fazla görüp kafayı sıyırmaması için arda arda sakinleştirici yapıp bir yanda da bir şey olamaycak elini kurtaracağız diye teselli etmeye çalıştım.
-40 derece askeri banyoda sırf ateşi düşsün 20 dakika boyunca ellerimle yıkadım.
-kendini vurmak isteyen bir askeri 3 saat konuşarak ikna etmeye çalıştım.
-sivilde maddi durumu el vermediği için ameliyat olamayacak askerleri bin bir yalaklık.rica minnet ile ameliyatlarını yaptırdım.
-3 veremli askerin taburdan çıkış yasak olduğu için tedavilerini yaptım.verem çok çabuk bulaşan bir hastalıktır bu arada.
-hepatit b hastası bir askere sırf bana bulaşır bana ne sen yap lan diyen komutana küfür ederek sütur attım.
-soğuktan dolayı parmak uçları kangren olan askere sabaha kadar uyumadan başını bekledim.
-tilki ısıran bir askerin kuduz aşısını yaptırmak için komutana saatlerce yaptırdım.komutanlar pek askeri siklemez çünkü onlardan çok var.
-dev örümceklerin kendine saldıracağını düşünen şizofren askeri ikna etmek için gecenin bir yarısı nöbet kulesinin tepesine çıkarak indirdim.gördüğü halisülasyondan dolayı benimde düşman olduğumu söyleyip tüfeği bana doğrultmuştu.
-krize girip kollarını,bacaklarını,boynunu,yer kalmayınca da kalçasını kesen askere 200 den fazla sütur attım.komutana kalsa hiç dokunmamam gerekıyordu ve dikiş atmamı yasaklamıştı.sonucunda tokat dahi yedim yaptığım için.
-yanan askere çocuğum gibi 1 hafta boyunca sevgi şefkat gösterip tedavisini yaptım.
-ilaç içip intihar eden askerin boğazına sokup kusturdum.parmağımı koparacak kadar ısırmıştı gavat.
-her gün kıl dönmesi pansumanı yaptım.bilen bilir iğrenç gelir çoğuna.analarının yapamıyacağı bakımı yaptım.

daha unuttuğum ve yazmak istemediğim bir sürü macera geçti başımdan.bana vatan haini terörist diyen arkadaşlara bir şeyleri kanıtlamak için yazmıyorum bunları.askerliğin ne kadar boktan bir şey olduğunu göstermek için yazıyorum.türk askerinin canı ve kanı ucuzudur.beş kuruş değer vermezler orda insana.yoksul her yerde olduğu gibi orda da değersizdir.bu ve bunun gibi zor durumlarda askerlik yapan ana kuzularını ölüme göndermek için salyalarını akıta akıta böğürenler bunları düşünün.düşünün ki ders alın.allaha şükür askerliği yaptım.eğer normal bir askerlik yapsaydım kafayı yerdim.bu çarka bu pis sisteme hizmet zulüm gelirdi.ben sevdiğim işi yapıp insanların derdine çare olmaya çalıştım.

kürtçe

türkiye'de türkçeden sonra en fazla konuşulan dil.
babamın konuştuğu, benim sadece anlayabildiğim kayıp lisanım.
maalesef diğer azınlık diller gibi eğitim dili değildir.
diğer diyorum zazaca, lazca, çerkesce*gibi diller de konuşan insanların en tabi hakkı olan ana dilde eğitimden yoksundur. bu ülkede sadece kürtler ana dilde eğitim istemiyolar:

zazaca*:http://zazader.org/

lazca *:9eb
çerkesce *:http://www.hurriyet.com.tr/gundem/204500...

bu dilleri konuşan insanlar bu ülke için can verirken çoğu türkçe bilmiyordu. kanlarıyla kurdukları memleketlerin de ana dilde eğitim almaları en doğal ve yaratılıştan gelen haklarıdır. bunu engellemek vatan millet sakarya edebiyatıyla savunanları bölücülükle suçlamak, cehaletten başka bir şey değildir.

gusül abdesti alan geyler

müslüman ibnedir.dininin gereğini yapıyordur.aşağılanmayı yada taşak konusu olmayı hak etmeyendir.ne milliyetçi, ne kemalist ne de muhafazakarlıkla alakası yoktur.
dini ritüellerinin yerine getirmekle muhafazakarlık arasındaki farkı bilmeyen ibnelere her hangi bir şey açıklamak zorunda da değildir.

leyla zana

davasının sahibi kadındır.inançları uğruna hayatının en güzelyıllarını dört duvar arasında geçirmiştir.düşüncelerini seven de sevmeyende dik duruşunu takdir eder.

biseksüel

ibne olmaktan tırsanların uydurduğu birşey.inanmıyorum ben böyle bir yönelime, ya siyahsın ya beyaz grisi yok bu işin.yok aşk cinsiyet tanımazmış, zevk almanın yolları farklıymış fasa fiso bunlar. biseksüelliği legalleştirme çabaları kardeşim.*

biseksüelleri eleştirmenin bifobi sayılması

yurdum biseksüellerinin için de bulunduğu durum.
kabul edin kafanız karışık çift taraflı oynuyorsunuz ve bunların zararını en çok geyler görüyor.geylerin hayatı zatenhiç kolay değil ve bunu bazılarınız çok daha zorlaştırıyorsunuz.zora düştüğünüz de biseksüel olduğunuzu öne sürüp ekstra saygı ve takdir beklerken bu bahaneniz çok can yakıyor.
ayrıca kendinizi aklamak için geylerin sadık olmayan,feminen,seks düşkünü diye suçlamak sizi daha çok komik duruma düşürüyor.*


edit:eleştiriye açıklığınız gözlerimi yaşarttı

sırrı süreyya önder

bdp heyetinin karadeniz turu

seyirlik orta oyunu oynamaya niyetlenmiş bdp'li arkadaşlar.
sinoplu arkadaşlar da restlerini görmüş şiddetli bir karşılık vermişler.bunun trabzon ayağını düşünemiyorum bile.
amaçları dialogmu demokrasi ihracımı yoksa var olan ön yargıları pekiştirmek mi insan düşünmeden edemiyor.
bazı şeylerin konuşulmaya başlandığı dönem de nereden çıktı bu rezalet.devlet bahçelinin diyarbekir'de miting yapma kararı kadar saçma ve provakatörce.
Henüz takip ettiği biri yok.