aklın olmadığı yerlerin hoşgeldin adabıdır. beyinsiz isen sen gibi olmayanı linç ederek hoşgeldin dersin ,yalnız bunu birebir degil bire 100, bire 1000 yaparsin.sonra da adamliktan erkeklikten dem vurursun . sayısal çoğunluk kısmı da digerlerine bakıp haklılığına daha cok inanıp daha sert vurma endorfini verir adama .ama içten içe bilirsin tek başınayken bir hiç olduğunu .
lezbiyen sözlük yazarlarının encüklerinin yarıçapı vs türünde ne naneye yaradığı belirsiz anketler
sol framede sürekli birbirlerine yağcılık yalakalık
lezbiyenlerin ne kadar aşağılık oldukları
lezbiyenlerin 30 yaştan sonra ne kadar sündüğü sarktığı
kim lezbiyen olmak ister ki ?
dünyanın en dejenere yaratıklarının lezbiyenler olması gerçeği
seri eksi oy veren lezzo
2 tane karşıt görüş hakkında entrysi görünce bunu propagandacılık sayıp yaygaranın feriştahının çıkması
içi dolu olması gereken ama her tıklayışında içi boş olan bkz.
dünyaya bi daha gelsem hayatta lezbiyen olmak istemem türünde son derece dişe dokunur yazılar çiziler
kendin gibi olmayan her insana çemkirip küstürüp kaçırıp ondan sonra da millet niye yazmıyo içerikli entryler
1973 izmit doğumlu senaryo yzarı ve yönetmen başlıca işleri bana göre polis ; güneşin oğlu ve celal tan ve ailesinin aşırı acıklı hikayesi ben dışında kime sorsan tek işi leyla ve mecnun.
absürd türk sineması dendiğinde aklıma bu adamın adı geliyor cahilim ben allah bilir daha kimler vardır kimler hadi biri çıkıp bilgilendirsin beni.
bu arada celal tan ve ailesinin aşırı acıklı hikayesindeki sedyede yatan babaannenin canın cennette sikin amcıkta dediği an " o an"dır hayatımda.
bizim memlekette herkes süperstar ; gürültüye gel ...
http://kisalt.be/kffc54
bunlarda dünyanın süperstarları ; saat gibi çalıyo şerefsizler ; bir mezur şaşmaz mı arkadaş ; ayrıca niye bizim süperstarlar gibi birbirlerinin alanlarına dalıp birbirlerinin sololarına tecavüz etme vs ucuz ali cengiz oyunları yapmıyorlar ? bunlar mı salak bizimkiler mi etik ?
kalifiye kuş , deli kuş , kendisi beyaz gözü kara kuş ; yalnız kuş.
teşekkürler diğer tüm martılara jonathanı yalnız bıraktıkları için. ama ödülü büyük onun ; diğerlerinin hiçbirinin adını dahi bilmiyorum ama jonathan büyük kuş , heryerde her ortamda anlatılacak onun hikayesi ; bütün martılar anlatacaklar jonathanın hikayesini çocuklarına ; bize nasıl anlatıldıysa büyüklerimizin hikayeleri , jonathanda anlatılacak ; adının geçtiği her yerde yaşayacak jonathan ; nasıl bizim büyüklerimiz adlarıyla yaşıyorsa aramızda ve yaşatılacaksa jonathanda öyle yaşayacak.
iki yegenim olsa biri deniz öbürü martı olur. denizi bilen bilir martı da zaten jonathan.
yüzbinlerce martı gördüm ama sadece bir tanesinin adını hatırlıyorum o da jonathan livingstone.
martıların martısı ; cesur jonathan ; deli jonathan ; özgür jonathan ;
özgür kuş.
sen bir martı olsan bi tarafın yer miydi acaba jonathan livingstone olmayı ??? diye devamı kendi kendiliğinden gelen cümle.
cidden kaç tane jonathan livingstone tanıyorsunuz bi bakıverin bakalım etrafınıza ?
okan bayülgen ile birlikte anılan rockband ; yıllardır görüp harbiden sıkı çalıyolar dediğim heavy ; hardn heavy ; rock eğilimleri güçlü olan sıkı çalan ; ama malum sebeplerden ötürü belirli ölçülere sıkışıp canlı yayınlarda sapıtamayan 3 kişilik kadro; en son judas priest breaking the law çalıyolardı reklama geçişte ara müziği olarak...
bir bir tek biz bir tek bir olsak kısmında yavuz çetini göstererek öğleden sonramın içine eden kadro.
2001 ağustosu ya da temmuz emin değilim amam yazdı ve sabah eski koliden gelen telefonla ölümünü öğrendiğim adam.en başta sabah sersemliğiyle ıghk mıghk diyip geçiştirdiğimi hatırlıyorum öğleden sonra ayılıp kim öldü lan bugün sabah bi telefon geldiydi kimdi ki hallerine girip çağrı kayıtlarından koliyi bulup arayıp teyid ettirdiğim " tadını hala hatırladığım can sıkıntısının kaynagı gitarist "
ben seni hiç tanımayan televizyonda haberini görüp geçen adam olmak isterdim ama taaa deli düş zamanlarından hatırlıyordum seni ben ; " bluescu yavuz vardı ya ; ölmüş" dendiğinde o yüzden aklıma ilk önce deli düş geldi. deli düşteki o mahcup haller o garip blues. rip diyeyim daha ne denir ki sana ?
çok çaldım çok dinledim çok stüdyo gördüm çok kablo çektim bunun gibi şarkı görmedim dinlemedim stüdyosunda olmak bulunmak istediğim hal ve hazırdaki batulu yavuzlu blues kadrosuna mfö bindirmesi çok az adamın aklına gelecek hamleydi.
müzikalite açısından yorumlayacak olsam tek lafım şöyle ki :
rahmetli yavuzun dans orucudur bu çalışma ; diğer tüm işlerinde ben çalayım herkes hissiyatına göre bir dans bulsun kafasına göre eğlensin demiş ;ancak bu parçada orucunu açmıştır ; armonik eğilimleri güçlü olan tüm elektrik gitarcıların hemfikir olacağı on numara blues şarkısıdır , sözsüzdür ; hiçbirşey söylemeden canını yakan çok şarkı yoktur varsa da bunlardan biri fanki tonki zonkidir limonagaci için.
hiçbirşey söylemiyorsun ama canımı yakıyosun ; kimsin sen fanki tonki zonki ? allah belanı versin yavuz.
kafkas kökenli abaza kahvaltılığıdır ; önce muhammarayla tanıştıysan buna bulaşmayacaksın ; önce bununla tanıştıysan muhammaraya bulaşmayacaksın ; zira içerik neredeyse aynı birini düzce ; sakarya dolaylarında yersin diğerini hatay adana urfa antep dolaylarında.
kırmızıbiber, ceviz içi tuz, kimyon, şeker
acı biber ,zeytinyağı, nar ekşisi
azıcık kızarmış ekmek
limon suyu ve yeterli su, azıcık domates ve biber salçaları ( ev mahsulü )
eze eze karıştır kahvaltılarda götür.
memleketin hatay-antep-adana-urfa yörelerinde pek popüler geri kalanında şaşkınlıkla karşılaşılan efsanevi sabah lezzeti.
bu kitap, 1996 tarihinde istanbul'da düzenlenen habitat ii.'nin hemen öncesindeki günlerde, cihangir'deki ülker sokak'ta travestilere ve transseksüellere karşı uygulanan şiddetin öyküsünü anlatıyor. cihangir'in bu sokağından atılarak başka semtlere taşınmak zorunda bırakılan travesti ve transseksüeller daha sonra sadece ölümlerle gündeme geldiler. bir yılı aşan bir sürede 13 kişi hayatını kaybetti.
aradan geçen zamana karşın, nisan 2006'da ankara'da eryaman'daki olayların da gösterdiği gibi, travestilere ve transseksüellere karşı şiddetin, genel olarak toplumdaki şiddetin son bulmadığı ve ülker sokağın öyküsünün bugün de anlamını koruduğu görülüyor. ülkes sokağın öyküsü bizde çok şey anlatıyor. yeni dünya düzenini ve kentlerin yeni inşasını, dışlama ve kapatılma mekanizmalarını, demokrasi seçeneğini, altkültürlerin yaşadığı sıkışmayı ve popüler kültür toprağına kazılan patikalarındaki direnme çabalarını... ülker sokak'ta olup bitenleri anlamak, bu ülkede olanları anlamak için iyi bir anahtar, çözüme atılmış bir adımdır.
"maskeler, süvariler, gacılar gerçek tarihin, ortak belleğin isyanı. şiddeti uygulayanın tuttuğu kayıtlarakarşı gerçeğin başkaldırısı. unutmamak ve anlamak için bir başkaldırı..." - yasemin öz (arkakapak)
ben bir ara ciddi ciddi motive olursam sihirle büyüle ışığı açıp kapatabileceğimi düşünüyodum sonra dedim ki la ben manyakmıyım o kadar enerjiyi ne diye ota boka harcicam çarşıda pazarda görüp kestiğim tipleri koli yapmaya harcarım dedim vazgeçtim. ışığı büyüyle açacakmış. salak limonagaci nolacak.
1973 izmit doğumlu senaryo yzarı ve yönetmen başlıca işleri bana göre polis ; güneşin oğlu ve celal tan ve ailesinin aşırı acıklı hikayesi ben dışında kime sorsan tek işi leyla ve mecnun.
absürd türk sineması dendiğinde aklıma bu adamın adı geliyor cahilim ben allah bilir daha kimler vardır kimler hadi biri çıkıp bilgilendirsin beni.
bu arada celal tan ve ailesinin aşırı acıklı hikayesindeki sedyede yatan babaannenin canın cennette sikin amcıkta dediği an " o an"dır hayatımda.
atasözü sayılır mı bilemem ama nasılsınız diye sorulduğunda verdiğim cevaptır ; şöyle ki
rawşa mın weke rixa çeleka. anlam : halim keyfim baharda altına sıçan inekler gibi.
sanıyorum bilinçli olarak itibarsızlaştırma , değersizleştirme amaçlı yapılan girişim , özellikle takip ediyorum belli isimler mütemadiyen bu odaklı girişleriyle gözüme takılıyor , eşcinsellerin ne terbiyesizliği kaldı , ne adiliği , değersizliği , aşağılıkları vesair , yaptıkları şeyin adı trollük müdür nedir bilemiyorum ama sözlükten soğuma nedenleri başlığı altına hiç düşmemiş bir sorundur.
eşcinsellik ve eşcinsel odaklı bir oluşum olan şu sözlükte konuya dair hiç kimsenin bir rahatsızlık içinde olmaması da başka bir muammadır ( malum yazarlarla konuya dair özelde görüşülmüşse bundan haberimizin olmaması gayet normaldir ancak yapılmış olabilirliği varsayılan görüşmelerin de bir işe yaramadığı ortadadır )
bir eşcinsel olarak bu yönlü giydirmelerin ısrarla ve ilginç biçimde hiç eleştirilmiyor olması beni rahatsız etmektedir. ayı sözlükte ısrarla translara , lezbiyenlere , lubunyalara , heterolara mesnetli mesnetsiz geçirilmesinden rahatsızım herkesin ilgisine.
trt'den kopması tamamen politik duruşu nedeniyle koparılması olarak düzeltilebilecek meseledir. dobra kadın , zeki kadın , on numara akademisyen zekası ile oldum olası takdirimi kazanmış kişidir. türkiye'de 10 tane banu avar olsa memleket isveç'i, norveç'i patlatırdı çoktan.
kim olduğunu ne yaptığını ne için hayatından vazgeçtiğini bilmeden , sadece orda burda adını duyup onun gibi olmak istemediğim , hatta kendisinden hoşlanmadığım , nerede oturduğunu bilsem üç beş arkadaşımı alıp gidip linç edebileceğim adam. ( kadın da olabilir gerçi deniz unisex bir isim )
her neyse işte tanımıyorum ama hakkında hiç hayırlı şeyler duymadım söyleyin karşıma çıkmasın " öldürtürüm "
lezbiyen sözlük yazarlarının encüklerinin yarıçapı vs türünde ne naneye yaradığı belirsiz anketler
sol framede sürekli birbirlerine yağcılık yalakalık
lezbiyenlerin ne kadar aşağılık oldukları
lezbiyenlerin 30 yaştan sonra ne kadar sündüğü sarktığı
kim lezbiyen olmak ister ki ?
dünyanın en dejenere yaratıklarının lezbiyenler olması gerçeği
seri eksi oy veren lezzo
2 tane karşıt görüş hakkında entrysi görünce bunu propagandacılık sayıp yaygaranın feriştahının çıkması
içi dolu olması gereken ama her tıklayışında içi boş olan bkz.
dünyaya bi daha gelsem hayatta lezbiyen olmak istemem türünde son derece dişe dokunur yazılar çiziler
kendin gibi olmayan her insana çemkirip küstürüp kaçırıp ondan sonra da millet niye yazmıyo içerikli entryler
sanıyorum bilinçli olarak itibarsızlaştırma , değersizleştirme amaçlı yapılan girişim , özellikle takip ediyorum belli isimler mütemadiyen bu odaklı girişleriyle gözüme takılıyor , eşcinsellerin ne terbiyesizliği kaldı , ne adiliği , değersizliği , aşağılıkları vesair , yaptıkları şeyin adı trollük müdür nedir bilemiyorum ama sözlükten soğuma nedenleri başlığı altına hiç düşmemiş bir sorundur.
eşcinsellik ve eşcinsel odaklı bir oluşum olan şu sözlükte konuya dair hiç kimsenin bir rahatsızlık içinde olmaması da başka bir muammadır ( malum yazarlarla konuya dair özelde görüşülmüşse bundan haberimizin olmaması gayet normaldir ancak yapılmış olabilirliği varsayılan görüşmelerin de bir işe yaramadığı ortadadır )
bir eşcinsel olarak bu yönlü giydirmelerin ısrarla ve ilginç biçimde hiç eleştirilmiyor olması beni rahatsız etmektedir. ayı sözlükte ısrarla translara , lezbiyenlere , lubunyalara , heterolara mesnetli mesnetsiz geçirilmesinden rahatsızım herkesin ilgisine.