televizyonun siyah beyaz olduğu trtnin tek kanallı yılları ; küvezde yatıyorum böyle ben diyeyim 12 saatliğim siz deyin 16 saatlik böyle sapsarı şişko kaş yok kirpik yok bişeyim ; yanıma getirip attılar böyle kel şişko acaip itici bi insan ; hiç sarmadı gelişinden belliydi bi nane olmayacağı ; ama nezaketen bi hoşgeldin dedim gerisi şöyle ;
l.a- -- hoşgeldin kardeş.
r.g.o--mırıbaaaaa asl pls
l.a--- yanındayım ya okuz ne asl soruyosun ( o zaman da bi asabiyim bi asabiyim sormayın )
r.g.o--cam ?
l.a-----gel yaklaş ben gösterecem sana camı mamı amı
r.g.o--arayış ?
l.a-----olm manyak mısın manyaksan manyağım de adın ne lan senin ?
r.g.o-- hokitay
l.a-----peki hokitaycığım hiç kanım kaynamadı sana ; sende reddedilmeye gelemeyen insan tipi var hadi git şimdi.
r.g.o. - ay ben de bayıldım sana çünnüüü
l.a------ elini ayağını oynatma benle konuşurken alırım senin aklını şoroloooooooo...
r.g.o---sktir git
l.a-----g.t lalesi
r.g.o----kendini beğenmiş nolcek
l.a-------hadi lan ordan umumi pasif
r.g.o----sensin pasif ben ap yim bi kere
l.a-------hım iyi peki azgın pasif ( derken )
ben tam buna yumrukları dubu dubu dubudub dub saydıracam derken kapı açıldı bi baktık bi yeni taze geliyo böyle kapkara kıllı aman tanrım nasıl çirkin nasıl çirkin ; adam daha 4 saatlik ama dedemde yok o kadar sakal o biçim bişey krem rengi bi şalvar bi de hücum yeleğimsi bişey giydirmişler geldi yattı yanımıza adı dearbearmiş temiz bi oğlan dedik bağrımıza bastık napalım.onunlada öyle tanıştık işte.
bu r.g.o kişisi büyüdü ameliyatla kadın oldu sayısı belirsiz porno filmde oynadı sonra sıkıldı tekrar erkek oldu bıyık bıraktı sonra onu da kesti kültür şokundan çıkıp yeni bir kültür şokuna girdi.
dearbear o da gitti mühendis oldu , çok okudu çok yazdı ; humanist oldu ; aktivist oldu ( yalandan değil gerçek aktivist ama ; tatlı su balıkları gibi net aktivisti değil ; joplu moplu ; gazlı boyalı tam kopuk uçurtma yani )
l.a yani bende işte oldum bişeyler buralara yazmayayım sonra ukala diyolar.
çok okuyan çok yazan , kendi doğrularını aşıp başkalarının doğrularına susamış , bütün dünya ile hatta galaksiler ötesi ile barışık , dünyanın en saygılı en temiz adamıdır.binlerce yıllık dostluğu binlerce yıllık dostluğun yoldaşlığın müjdecisi olacak kadar istikrarlı tostoparlak bir zillidir..
şahsına dair üç sözcük olsa ;
sıcaklığı ; zekası ve adamım diyenin rüyalarında bile tahammül edemeyeceği cesareti.
erkektir dearbear sikiyle yüreğiyle.
ad soyad vesair wikipedide var zaten. kendisi bir avusturya yahudisi psikiyatrist , freud gibi çağının çok ötesinde ki isimlerden biri marksizme çok yaklaştırılan ama bence marksizmden ziyade anarşist ideaya daha yakın ve yakınlaşmaya yatkın bilim adamı.
orgon meselesi aklımda kaldıgı kadarıyla ; hindulardaki aura gibi bişeydi böyle yaşam enerjisi kıvamında bişey , bay reich bir çok sorunun çözümünü bu enerjide bulmuş ve konuyla ilgili çalışmalar göstermiştir. hatta kimilerine göre orgon teorisiyle kansere çözüm üretmiş sistemin çarklarına çomak sokmuş bu yüzdende ilaç kartelleri tarafından öldürtülmüştür derler. bi çeşit reiki gibi bişey aslında bu orgon teorisi.
ezberden bu kadar oluyor detay arayan baksın sağda solda vardır bişeyler.
bide eşcinsellik meselesine dair söyledikleri biraz havada gibi sanki ; kapalı - dogmatik toplumlar üzerinden girip cinsel özgürlüklerin heterolarda yaygınlaşmasıyla eşcinsellikte azala azala gözden kaybolacaktır demiş. yaptığı onca diğer düzgün şeyden ötürü bu bölümde saygıya mahkum ediyor insanı , başkası söylese adamın alnını karışlarlar.
70 yıllar ingilteresinden önemli bir müzik adamı ; yoğunlukla punk ekolünden beslenen sanatçı edebiyat öğretmenliği yapmış , aykırı yaşam tarzıyla, eşcinselliğiyle , uyuşturucu ile olan dipsiz bucaksız dosluğu yüzünden öğretmenlikten ayrılmak zorunda kalmıştır , ayrıca bedensel engelli oluşundan ötürü gittiği her yerde bulundugu her ortamda kötü muamele görmüş ve bu durum sanat kariyerinin zirvesine çıkacağı anarşist-punk damarı beslemiştir.
sanatçının solo kariyeri de bulunmakla beraber birlikte çaldığı grubu olan the blockheadsten ayrı düşünülemez.en bilindik eserlerinden bir tanesi ise feci sarkastik mesajlar içeren " i want to be straight ( hetero olmak istiyorum ) adlı çalışmasıdır.
kim olduğunu ne yaptığını ne için hayatından vazgeçtiğini bilmeden , sadece orda burda adını duyup onun gibi olmak istemediğim , hatta kendisinden hoşlanmadığım , nerede oturduğunu bilsem üç beş arkadaşımı alıp gidip linç edebileceğim adam. ( kadın da olabilir gerçi deniz unisex bir isim )
her neyse işte tanımıyorum ama hakkında hiç hayırlı şeyler duymadım söyleyin karşıma çıkmasın " öldürtürüm "
ne nane yerse yesin ; ne kadar kişiliksiz olursa olsun ; yavşak , çoğunlukçu ve daha her ne haltsa ( ki bana göre değildir ) kendisi sürekli olarak lambda pembe üçgen ve kaosla ilişki halinde olup türk eşcinselleri meselesine dair duyarlılığıyla takdire şayan bir aydın görüntüsü vermektedir.
haa amaç bi bok olmayıpta gelene geçene giydirmekse evet yaaaaaaaaa yıfranç bir insan , çok galektersis hiç sevmiyorum kendisini.
bu bırakın sergiyi ; bir tek portfolyo sunamayıpta her girdiği ortamda " ara gülerden nefret ediyorum , mehmet turgut kim yaaaaavffff " diyen tip olmak gibi bişey olsa gerek.
şamanist gelenek ve göreneğin islamla birleşimiyle günümüzde son halini almış olan anadolu ritüeli ispatı için ;
1: islamiyette doğa nesnelerine tanrısal meziyetler atfedilmez edilemez ancak hıdırellez de deniz dağ orman çok büyük saygı görür dolayısıyle şamanist
2 : adını hızır ve ilyas peyamberlerden alır ve şamanizmde ne hızır ne hıdır ne de ilyas diye isimler yoktur dolayısıyla islami.
14. yuzyıl osmanlısı bürokratı aynı zamanda önemli bir tasavvuf ehlidir ; islam felsefesi konusunda çalışmış dönemin koşulları içinde sosyalizm tohumları olarak tanımlanabilecek bir doktrinler sistemi oluşturmuş bunu tasavvufla birleştirmiştir ; kurduğu sistemin müdavimleri sayısal olarak hızla çoğalınca önü alınamaz bir hale ulaşarak osmanliya muğayyir bir isyana dönüşmüştür.
islamiyetin içindeki sosyalizm konusuna bir başka ağır örnek olarak gösterilmektedir. nazım hikmetin kaleme aldığı " şeyh bedrettin destanı " da zaten haliyle bu konu üzerinedir.
not : şeyh bedrettin tasavvufta melamilikle çok ilişkilendirilir.
la ilahe illallahu vahdehu la şerike leh lehü`l`mülkü ve lehü`l-hamdü ve hüve ala külli şey`in kadir. meali
allah`tan başka ilah yoktur, o tektir, o`nun ortağı yoktur, mülk o`nundur, hamd o`na aittir. o, herşeye kadirdir" sözüdür."
özellikle dikkat edilmesi gereken kısım lehu'l mülk ( mülk allahındır ) kısmı.
izahat : herşey allahındır dolayısıyla ihtiyactan fazlasını dağıt ki böylelikle sınıfsal çelişki yaratma minvalinde ki islamın emeviler ve özellikle abbasiler döneminde arap ticaret geleneğinin meşrulaştırılması adına uydurulan yaklaşık 600.00 ayet ve hadisle amacından uzaklaştıgına dikkat cekmeye çalışan insanlardır bu adamlar.
ihtiyactan fazlasını dağıtmak ve sınıfsal çelişki yaratmamak meselesine gelince ; mal mülk biriktirmekle maliklik meliklik yaratarak muhtaciyetin allahtan uzaklaştırılarak şahıslara isnad edilmesi müminleri şirke ( islamda affı olmayan tek günah ) teşvik etmektedir . onuya dair özellikle taha ve tevbe sureleri incelenebilir.
örnek : seytan paylaşımı engelleyendir / taha 120
sosyalizm mal ve mülkün eşit paylaşımı , komünizm ise mal ve mülkün devletin devletinse yurttaşın olduğu sistemler oldugundan islamiyetin özünde zaten sosyalizm oldugunu one süren adamlar.
burasının bir sözlük ve benim de bir ilahiyatçı olmadığımdan yola çıkılırsa şu an çok ciddi biçimde sallıyor da olabilme ihtimalimi dikkat alır da eren erdem ve r.ihsan eliaçık adlı yazarlara başvurursanız konuya dair resmi ve açık bilgiye ulaşırsınız. bilen bilir hiç alakam yoktur dinle metafizikle o yüzden ben olsam limona değil şu yazarlara ulaşırım.
not : son anda aklıma gelen bir başka ayette " kendilerine yardım edilir umuduyla allahtan başka ilahlar edindiler " şeklinde.
sanıyorum bilinçli olarak itibarsızlaştırma , değersizleştirme amaçlı yapılan girişim , özellikle takip ediyorum belli isimler mütemadiyen bu odaklı girişleriyle gözüme takılıyor , eşcinsellerin ne terbiyesizliği kaldı , ne adiliği , değersizliği , aşağılıkları vesair , yaptıkları şeyin adı trollük müdür nedir bilemiyorum ama sözlükten soğuma nedenleri başlığı altına hiç düşmemiş bir sorundur.
eşcinsellik ve eşcinsel odaklı bir oluşum olan şu sözlükte konuya dair hiç kimsenin bir rahatsızlık içinde olmaması da başka bir muammadır ( malum yazarlarla konuya dair özelde görüşülmüşse bundan haberimizin olmaması gayet normaldir ancak yapılmış olabilirliği varsayılan görüşmelerin de bir işe yaramadığı ortadadır )
bir eşcinsel olarak bu yönlü giydirmelerin ısrarla ve ilginç biçimde hiç eleştirilmiyor olması beni rahatsız etmektedir. ayı sözlükte ısrarla translara , lezbiyenlere , lubunyalara , heterolara mesnetli mesnetsiz geçirilmesinden rahatsızım herkesin ilgisine.
amerikan vatandaşlığını reddetmesi , kömünistliği ; şehir ışıkları ve altına hücum gibi propaganda filmleri hiç bilinmez ; tüm bunlara müteakiben adam bir "sir" herhangi bir ingiliz mr. değildir.
pek bilinmese de , şu an ki bir günlük iş süresinin 8 saat olarak belirlendiği eylemdir bu eylemle avustralya da 1856 yılı 1 mayısında eylem yapan işçiler ;çalışma saatlerini protesto ederek iş süresinin 8 saat olarak belirlenmesi haklarını talep etmişler ve kazanmışlardır.
2012 yılında memlekette kaç kişi günde 8 saatten sonrasına gönül rahatlığıyla hayır diyebilmektedir merak etmek lazım.
anlamlandırmak ya da tam tersi , kabullenmek ya da değil. şu toplumdaki en büyük nevrozlardan biri. anlamıyorsundur ve sallamıyorsundur ya da anlamıyor ve anlamadığını karşındakine anlatmak için çırpınıyorsundur. ha bi de tam tersi var ; sen anlıyorsundur kabulleniyorsundur ve karşındakine de bunu anlaması için bişeyler göstermeye çalışıyorsundur.
öyle ya da böyle anlamayan anlayanın anlattıklarından sonra anlamaya başlamaz ; anlamayanda anlayanla olan didaktik sohbetten sonra "oye oyeeee yaşasın açık ilişki hadi gönlümüze göre kucaktan kucağaa" demez.
eee ??? nedir o zaman bu anlama çabası ? bazısının mayasında yok bazısının var işte. gerisi magazin artıkın.
bu kitap, 1996 tarihinde istanbul'da düzenlenen habitat ii.'nin hemen öncesindeki günlerde, cihangir'deki ülker sokak'ta travestilere ve transseksüellere karşı uygulanan şiddetin öyküsünü anlatıyor. cihangir'in bu sokağından atılarak başka semtlere taşınmak zorunda bırakılan travesti ve transseksüeller daha sonra sadece ölümlerle gündeme geldiler. bir yılı aşan bir sürede 13 kişi hayatını kaybetti.
aradan geçen zamana karşın, nisan 2006'da ankara'da eryaman'daki olayların da gösterdiği gibi, travestilere ve transseksüellere karşı şiddetin, genel olarak toplumdaki şiddetin son bulmadığı ve ülker sokağın öyküsünün bugün de anlamını koruduğu görülüyor. ülkes sokağın öyküsü bizde çok şey anlatıyor. yeni dünya düzenini ve kentlerin yeni inşasını, dışlama ve kapatılma mekanizmalarını, demokrasi seçeneğini, altkültürlerin yaşadığı sıkışmayı ve popüler kültür toprağına kazılan patikalarındaki direnme çabalarını... ülker sokak'ta olup bitenleri anlamak, bu ülkede olanları anlamak için iyi bir anahtar, çözüme atılmış bir adımdır.
"maskeler, süvariler, gacılar gerçek tarihin, ortak belleğin isyanı. şiddeti uygulayanın tuttuğu kayıtlarakarşı gerçeğin başkaldırısı. unutmamak ve anlamak için bir başkaldırı..." - yasemin öz (arkakapak)
1973 izmit doğumlu senaryo yzarı ve yönetmen başlıca işleri bana göre polis ; güneşin oğlu ve celal tan ve ailesinin aşırı acıklı hikayesi ben dışında kime sorsan tek işi leyla ve mecnun.
absürd türk sineması dendiğinde aklıma bu adamın adı geliyor cahilim ben allah bilir daha kimler vardır kimler hadi biri çıkıp bilgilendirsin beni.
bu arada celal tan ve ailesinin aşırı acıklı hikayesindeki sedyede yatan babaannenin canın cennette sikin amcıkta dediği an " o an"dır hayatımda.
atasözü sayılır mı bilemem ama nasılsınız diye sorulduğunda verdiğim cevaptır ; şöyle ki
rawşa mın weke rixa çeleka. anlam : halim keyfim baharda altına sıçan inekler gibi.
sanıyorum bilinçli olarak itibarsızlaştırma , değersizleştirme amaçlı yapılan girişim , özellikle takip ediyorum belli isimler mütemadiyen bu odaklı girişleriyle gözüme takılıyor , eşcinsellerin ne terbiyesizliği kaldı , ne adiliği , değersizliği , aşağılıkları vesair , yaptıkları şeyin adı trollük müdür nedir bilemiyorum ama sözlükten soğuma nedenleri başlığı altına hiç düşmemiş bir sorundur.
eşcinsellik ve eşcinsel odaklı bir oluşum olan şu sözlükte konuya dair hiç kimsenin bir rahatsızlık içinde olmaması da başka bir muammadır ( malum yazarlarla konuya dair özelde görüşülmüşse bundan haberimizin olmaması gayet normaldir ancak yapılmış olabilirliği varsayılan görüşmelerin de bir işe yaramadığı ortadadır )
bir eşcinsel olarak bu yönlü giydirmelerin ısrarla ve ilginç biçimde hiç eleştirilmiyor olması beni rahatsız etmektedir. ayı sözlükte ısrarla translara , lezbiyenlere , lubunyalara , heterolara mesnetli mesnetsiz geçirilmesinden rahatsızım herkesin ilgisine.
kim olduğunu ne yaptığını ne için hayatından vazgeçtiğini bilmeden , sadece orda burda adını duyup onun gibi olmak istemediğim , hatta kendisinden hoşlanmadığım , nerede oturduğunu bilsem üç beş arkadaşımı alıp gidip linç edebileceğim adam. ( kadın da olabilir gerçi deniz unisex bir isim )
her neyse işte tanımıyorum ama hakkında hiç hayırlı şeyler duymadım söyleyin karşıma çıkmasın " öldürtürüm "
lezbiyen sözlük yazarlarının encüklerinin yarıçapı vs türünde ne naneye yaradığı belirsiz anketler
sol framede sürekli birbirlerine yağcılık yalakalık
lezbiyenlerin ne kadar aşağılık oldukları
lezbiyenlerin 30 yaştan sonra ne kadar sündüğü sarktığı
kim lezbiyen olmak ister ki ?
dünyanın en dejenere yaratıklarının lezbiyenler olması gerçeği
seri eksi oy veren lezzo
2 tane karşıt görüş hakkında entrysi görünce bunu propagandacılık sayıp yaygaranın feriştahının çıkması
içi dolu olması gereken ama her tıklayışında içi boş olan bkz.
dünyaya bi daha gelsem hayatta lezbiyen olmak istemem türünde son derece dişe dokunur yazılar çiziler
kendin gibi olmayan her insana çemkirip küstürüp kaçırıp ondan sonra da millet niye yazmıyo içerikli entryler
bir gün yolda yürüyorum kafamda eşcinsellerin ne kadar dejenere oldukları fikri var sonra bi baktım karşımda koca bir kalabalık hepsi böyle dejenere dejenere geliyorlar biranda homofob oldum öyle bir his kapladı içimi birden .bunların aynı anda tesadüf etmeside çok kafamı karıştırdı hemen yazayım dedim sol framede görünce çok dolu bir paylaşım olsun diye.