japonların sınırsız hayal güçlerine tekrar hayran kaldım. animasyon kalitesi de çok iyi ve çizim tarzının aksine son derece dehşet verici olaylar ve sahneler içermekte. ilk 4 bölüm sakin geçiyor diye hep öyle gidecek sanmayın, asıl macera sonrasında başlıyor.
erotik olarak sınırlandırılmasa belki ön kameradan çekilip yollanan fotoğraflardan buraya koyan olurdu ama bu şartlarda zor. herkeste futurelavirs özgüveni olmayabilir.
hikayemiz insanların psikolojik durumunun polislerin silahları aracılığıya sibyl sistemi tarafından ölçülüp ona göre kişinin cezasının kesildiği, herkesin değil çoğunluğun mutluluğunun önemli olduğu felsefesi üzerine kurulu bir sisteme sahip bir ülkede geçmektedir. fakat bu sistemin bazı sorunları vardır. sistem bir suçtan etkilenen ve travma geçirmiş kurbanları da ölüme mahkum etmektedir. fakat toplum huzuru için bu görmezden gelinmektedir. baş karakterimiz olan bir kadın poliste (aslında polisten ziyade sistemin kendine ait özel bir tim) bu tip insanlık dışı durumları düzeltmek için işe koyulur ve sibyl sisteminin gerçek doğasını keşfetmeye başlar.
yumruğunun rüzgarıyla dağları ovaları delen stajyer süper kahraman. mangasıda çok başarılıdır. çizim olmasına rağmen sanki o yumruklar yüzünüze çarpıyor gibi bir hissi yaratabilmişler. yinede aksiyon sahnelerinin hakkını verdikleri için mangayı geçip direkt animesi izlenebilecek bir yapım olmuş.
profilinde ''bayan harici yazmasın lütfen'' yazan badem bıyıklı bir davarı da gördükten sonra kesinliğinden emin olduğum durumdur. beyin olmadan da yaşanıyor demek ki.
egzema gibi cilt hastalıkları için kullanılan saç losyonudur. ilk yıl düzenli daha sonraki iki yıl gerektikçe kullandım. çok ciddi derecede saç dökülmesine sebep oldu. son bir buçuk yılda saçımda fark edilir derecede kellik oluşmaya başladı. son üç aydır ise kullanmıyorum ve saç dökülmem üç kat azaldı. kesinlikle önermiyorum. doktor bile verse kullanmayın çünkü kalıcı bir çözümde sunmuyor özellikle egzema ve türevleri için. ceradolin gibi klinik şampuanlara yönelin.
bir internet sitesi ne kadar özlenebilirse o kadar özlediğim site. eski sevgilimi bu kadar özlemedim. bir çok kişi twitter'a göç etti ama aynı şey değil ki be gülüm. sen başkaydın.
en büyük sorun türkiye'de olmaktan kaynaklı olarak insanların ilişkiden bir gelecek beklentisi olmadığı için durumu içselleştirip 'biz' olamamasıdır. çünkü neticede sevdiğiyle bir eve çıkıp ölene kadar onunla yaşama şansı imkansıza yakın bir durumdur. altmış yaşında iki adamın aynı evde yaşaması sorun olacaktır. gün gelip iş dolayısıyla yolların ayrılma ihtimalide yüksektir. evlilik olamadığı için eşlerin sosyal hakları da kullanılamaz. dolayısıyla kişiler arada gerçek anlamda bir bağ kurmaktan kaçınır. bu yüzden 'para' bile arada sorun teşkil eder. ilişkide sorun yok gibi gözükse de ayrıldıktan sonra yapılan masrafların bedeli geri istenebilir ki bunu etrafımda çok gördüm. bu bile zaten ilişkilerin içten pazarlıklı olduğunu gösteriyor. diğer yandan sosyal olarak tatminsizlik de başlı başına bir sorundur çünkü geyler olarak diğer geylerle yeterince iletişim halinde olamadığımız için bu ihtiyacı sıklıkla tek geceliklerle yada fuck-buddy'lerle karşılıyoruz. bu durum ise sevgili olunan kişinin instagramda yada facebookta takipleştiği kişilerin çoğunun daha önce yattığı kişiler olmasına ve ona karşı daha en baştan paranoyak yaklaşmanıza sebep oluyor. tabi bu güvensizlik güçlü başlayan aşkı yavaş yavaş içten çürütüyor. bütün bunlar ilişki yaşamayı malesef çok güç bir hâle sokuyor ama şartlarda şimdilik böyle devam edecek gibi duruyor. umarım ileride daha farklı olur ama o günleri biz görmeyiz muhtemelen.
bilgisayarcı warcraft 3 yüklemişti sağolsun alırken. kendim ilk the sims yüklemiştim sanırım. tabi arkadaşın bilgisayarından disketle aldığım oyun exe'lerini saymıyorum.
iskelet anahtardan bu yana ''belki 'mama' olabilir'' bu kadar iyi bir korku/gerilim filmi seyretmemiştim. hikayeyi işlerken aralara serpiştirdikleri korku ve gerilim sahneleriyle film son derece akıcı ve gerçekçi olmuş. karakterlerin ruh halleri ve duygu geçişlerinin de çok iyi işlenmesi filmin psikolojik olarak da yıkıcı bir film olmasına sebep olmuş diyebilirim. hepsini toplayınca kendi türünde böylesi bir daha kolay kolay gelmez dedirten bir film olmuş bence.
gerilim olarak fena bir film sayılmaz ama malesef bence conjuring evreninin en zayıf filmi olmuş. özellikle şeytani varlıkların ana karakterlerin önündeyken birden arkasında belirmesi o kadar sık kullanılmış ki filmi sıkıcı ve tahmin edilebilir yapmış. ayrıca ana karakterlerin filmin sonuna gelirken bile her gördüğü varlıkla insan olduğunu farzederek konuşma çabası da çok saçma olmuş. annabelle: creation'dan sonra hiç olmamış.
nostalji yaşatan başlık. cd'si çizikti ve on denemede bir kere açılırdı. sinematiklerde takılırdı. fatality yapamazdım, makinaya yenilir bana fatality yapsın diye dua ederdim. güzel günlerdi be.
saçın siyah olması nasıl genetik bir durumsa homoseksüellik ve heteroseksüelliğinde aynı şekilde genetik olduğunu düşünüyorum. dolayısıyla bir hastalık olamaz, en fazla anomali olabilir ki öyle olduğunu da düşünmüyorum. zaten hayat şartlarıyla alakalı bir durum olsaydı benim hetero olmam gerekirdi çünkü 22 yaşına kadar hayatımda hiçbir gey ile iletişimim olmadı.bu konularla ilgili bir bilgim dahi yoktu.gey olduğumu tamamen porno izlerken erkeklerin olduğu sahnelere baktığımı, sadece kadınların olduğu sahneleri atladığımı farkedince anlamaya başladım. yani içimde olan şey ortaya çıkıyordu ben kendimi hetero olarak programlamama rağmen. kendi isteğinle bile hetero olamıyorsan bence bu doğuştandır diye düşünüyorum. zaten eğer yeryüzünde din diye bir şey olmasaydı bu bir tartışma konusu bile olmazdı tahminimce.
tespihle dolaşan ülkücü arkadaşlarımın bile beni kabullenip en ufak bir saygısızlık etmediği bu gezegende bu ekşici piçlerin medeniyiz ayaklarını hiç bir zaman anlamayacağım. anladığım bir şey var ki okan bayülgen gibi sevilsede sevilmesede zekası kabul görmüş kişilerin bu sözlüklerde yazıyor ve sözlükleri takip ediyor olmayı çok matah bir şeymiş gibi göstermeleri bu adamların egosunu okşuyor. haliyle bir noktadan sonra adamlar kendilerini üst düzey bir düşünür zannedip ağzına geleni söylüyor. hatta yazdıklarına tepki almaları onlar için bir nevi onaylanmak haline geliyor ve tepki gördükçe keyifleniyorlar. böyle insanları çokda şaapmamak lazım. hayvandan evrilme sürecinde sonuçta bir uğraş veriyor o da.
erdoğanı götünde büyütenlerden iyidir, ki erdoğan büyüttükleri götlerinden bu kişileri sikmesine rağmen bu kişilerin götünde büyütmeye devam etmeleri, bu kişileri tecavüzden zevk alanlar derneği'ne de otomatik olarak üye yapar.
yaklaşık 1 haftadır tüm sosyal medyada bu hadisenin yankısını yaptılar, nabız ölçtüler. istediklerini başaracaklar ne yapıp edip seçimi hile ile alıp -ötekileştirdikleri %50 yi kışkırtacaklar. türkiye'nin başına gelen en art niyetli insanlar bunlar.
durum beni ilgilendirmez, skandal diye zıpladığımız bidünya olay skandal sahibine $ olarak geri dönmüştür. kerimcanı da sevemedim hiç ama benim olayım bu da değil benim olayım videodan önce gay friendly olup video sonrası homophobic olan medyatik isimler gündeme göre insanların hassasiyetleriyle oynamaktan çekinmiyorlar tehlikeliler.
aplerin asıl amacı a ları p , p leri de a yapmaktır.sonuç olarak ta herkesin ap olmasını sağlamaktır.msn de aktif yatakta pasif kişiler de onlarda hayal kırıklığı yaratmaz duruma hemen ayak uydururlar.diğer görevleri de üçlü sekste ortada bulunup birleştirici görevi üstlenmektir.gurup seksin olmazsa olmaz öğelerinden biri de ap lerdir.doğal olarak durdukları yer pasifin arkası aktifinde hemen önündedir.o yüzden duruşları da gayet nettir.
psikolog david rosenhan'ın akıl hastanelerinde akıl sağlığı teşhisinin doğru verilip verilmediği ile ilgili yaptığı deneydir. bu deneyde rosenhan'ın kendisi ile birlikte akıl sağlığı sorunu olmayan 8 kişi farklı akıl hastanelerine giderek kabul edilmek için sesler duyduklarına dair yalan söylerler. anlaşılacaklarından korkmalarına rağmen çok çabuk kabul edilirler. deneye göre bundan sonra yalancı hastalar bir daha rol yapmayacak, dürüst olacaklardır. lakin hastaneden çıkış giriş kadar kolay olmaz. hastaların 7'si şizofreni olmak üzere hepsine teşhis konulur. en erken çıkan kişi 19 günde çıkar. rosenhan deney sonuçlarını açıkladığında ortalık karışır ve deneye meydan okuyan bir hastane olur. hastane bundan sonra gönderilecek sahte hastaların bulunacağını söylemektedir. rosenhan kabul eder ve hastane 41 sahte hastanın bulunduğunu söylemektedir. ancak ve ancak rosenhan hastaneye sahte hasta göndermemiştir. http://www.aktuelpsikoloji.com/rosenhan-...
dün seda sayan'a bağlamamak için sustum. bölüneceğiz diyen yazara da katılmıyorum fakat "burası senin ülken ha?" lafı gerçekten canımı yaktı. en basitinden dilek tutarken, dua ederken es geçmediğim bir yer türkiye. kimi zaman yaşanılmaz olsa da benim ülkem. insan üzerinde yaşadığı topraklarda neler oluyor diye sorgulamaz mı? niye bunu sorgulayan insanlara ırkçı damgasını yapıştırıyorsunuz? toprağını sevmek ne zaman ırkçılık olmuş? sen evini sevmez misin? sen evinde huzurlu yaşamak istemez misin? neyse bunu geçmek istiyorum. anlamanızı beklemiyorum.
türkiye'ye kimler kimler gelmiş. kim bu kadar yaygara koparmış bu zamana kadar? kimse. çünkü adamlar adapte olmaya çalışmışlar. mülteci olarak geliyorsan uyum sağlamak zorundasın. tepemize çıkman kabul edilebilir bir şey değil. sen misafirliğe gittiğinde böyle mi davranıyorsun ev sahibine? ev sahibine tecavüz mü ediyorsun? ev sahibinin çocuğunu mu öldürüyorsun? kedisini mi boğazlıyorsun? ev sahibini huzursuz edersen o da seni istemez. bir şekilde seni göndermek ister.
kaç senedir bu ülkedeler ve memnun bile edememişiz. bırak adapte olmayı hepsi avrupa'ya kaçma niyetinde. ama avrupa'da onları alacak bir ülke yok. senin özendiğin hümanizmin fikir babaları manyak çünkü değil mi? ırkçılar, faşistler. vah vah. sorun hümanizmde değil ama. sorun hümanizmi bilmeyip hümanizm kasanlarda. kendiyle aynı fikirde olmadığı için çatır çutur insan öldüren yaratıklara hoşgörü göstermek hümanizm değildir. bunun uzun vadede ne gibi sonuçlara yol açacağını sorgulamak ırkçılık değildir.
kötü günlerden geçiyoruz. kendi kendimizi düzeltebilmiş değiliz. nasıl depresyondayken arkadaşımızın dertlerine yardımcı olamıyorsak aynı o şekilde suriyelilere de yardımcı olabileceğimizi düşünmüyorum.
şişkolara benden bir artı bir favori garantisi, ilk fotoğrafa özel nickaltı yorum, beşinci günün şafağına kadar günaydın mesajı, paylaşımı takip eden ilk cumaya özel hayırlı cumalar mesajı.
assassin's creed: syndicate batman - arkham origins sleeping dogs beyond good & evil dead space devil may cry dishonored mirror's edge 1 dying light far cry 2 hitman - blood money manhunt metro 2033 prince of persia - warrior within ryse - son of rome middle earth - shadow of mordor remember me splinter cell - conviction the evil within the witcher 2 outlast fallout: new vegas metal gear solid v : phantom pain black & white ghost master tropico 2 port royale 2 portal 1 - 2 the sims 3 <3
tek bir adam koskoca bir ülkeyi nasıl sikti be, demokrasiyi sikti, hukuku sikmelere doyamadı. yalnız bir konuyu da atlamayalım. öyle dilimizde ki kadar gururlu onurlu şanlı bir millet olsaydık bu adamlar buralara gelip bunları yapamazdı. o yüzden yarın seçim yapılmadan istanbul'un başına binali'yi koysalar sanmayın ortalık birbirine girer. hiç bir bok olmaz. aksine akpliler gayet çıkar alkış tutar.
şişkolara benden bir artı bir favori garantisi, ilk fotoğrafa özel nickaltı yorum, beşinci günün şafağına kadar günaydın mesajı, paylaşımı takip eden ilk cumaya özel hayırlı cumalar mesajı.
eee napalım dedirten ifade. bir insanın homoseksüel dostu olması onun iyi biri olduğunu ya da her konuda geniş düşünebileceğini göstermez. aksine özellikle bizim için çok yanıltıcı bile olabilir. homoseksüel olarak böyle birine gereksiz bir sempatiyle yaklaşıp sonradan göt olabiliriz.
ha bir de küçüklüğümden beri bir fantezim var. iki heteroyu bir odaya hapsedip günlerce oradan çıkarmamak ve her öğünde yemeklerine afrodizyak atmak. acaba ne kadar dayanırlar diye hep merak etmişimdir.
ahlaki açıdan tartışmaya açık bir konu olmasıyla beraber, ortada zaten ahlaki olarak son derece iki yüzlü bir toplum varken bozuk olan her taşı düzeltme çabasına girmemeliyiz. toplum baskısıyla evlenen geyler tabiki de birileriyle beraber olmaya devam edecek. eşinin düştüğü durum hoş olmasa da bu durumu toplum yaratıyor unutmamak lazım. hatta belki o eş bile bu durumu yaratan homofobiklerden biri olabilir. kendi kazdığı kuyuya kendi düşmüş olabilir. o yüzden böyle bir hayat yaşayan kişilerin ağır bir şekilde eleştirilmesine karşıyım.ayrıca büyük konuşmamak lazım, yarın öbür gün belki sizi de çocuğunuzu okula bırakıp koliye giderken görürüz.
atılan tweet şu an silinmiş durumda, ulaşılamıyor. bence türkiye'de gayet olası bir durum ama ''sayın öcalan'' diye tweet atan bir adamın lafı da pek geçerli değildir benim için. bir de böyle bir şey yapılacak olsa bilal erdoğan en son seçenek olurdu herhalde.
eşcinsellik olduğunu düşünmüyorum, sonuçta o kişi sadece erkek vücudunda olan bir kadın. tavrıyla, giyimiyle bir kadın. sadece erkeklerden hoşlanan bir kişinin de gidip travestilere ilgi duyduğunu hiç duymadım. erkeklere ilgi duyup bunu travestilerle bastıran kişiler var elbet ama bu durum zaten problemli bir durumdur, örnek gösterilemez.
pashaart
nstrgt
toz pembe degil hayat
salaş meyhanedeki yorgo
brossc
justsin
marshmallow dad
zabeldogdu
smellycat
kedi babası
sphynxinator
zarathustra
forester1
monattan
professorpanda
demirbear
bilemiyorumaltan