sarosbalik

Durum: 1067 - 0 - 0 - 0 - 06.04.2016 02:23

Puan: 23394 - Sözlük Kaşarı

15 yıl önce kayıt oldu. 1.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 54

çekinmeden verilen cinsel mesajlar

candır. mesela şuna bakın: "selam sikişelim mi?" yav şu yalansızlığa, dolonasızlığa, dürüstlüğe, ne istediğini bilirliğe bakar mısınız? bayıldım. işte budur arkadaş!

(bkz: koliye gittim dönücem)

şiir okuduğu için hapis yatan başbakanlı ülkeden manzaralar

başında sanata ve özgür düşünceye saygılı bir başbakanın olduğunu düşünebilirsiniz ama değildir. bunun sebebi şiir okuduğu için onu mahkum eden sistemin onu hapishanede"rehabilite" etmiş olması olabilir. hapiste sanata ve özgür düşünceye lanet etmeyi öğrenmiş ve bir daha bu tür aykırılıklar yapmamaya ant içmiştir, onu yargılayan sistemin yanlış olduğunu düşünmek yerine. dolayısıyla hapisten çıktıktan sonra kazandığı başbakanlık sıfatının bütün gücünü bu uğura hasreder. şair mezarları bu dönemde saldırıya uğrar, devlet sanatçısı ünvanının bu devirde içi boşaltılır. tiyatrolar, ekonomiye yük olarak halka sunulur. sanatçılar da düşündükleri ve söyledikleri şeyler üzerinden kovuşturmaya uğrar. işin özgür düşünce tarafı ise bu zeitgeist'tan nasibini alır tabi ki. çizilen çizgilerden birazcık dışarı çıkan öğrenciler ve hocalar hapse atılır, resmi bayram ilan edilmiş 1 mayısa katılanlar apansız devleti yıkmaya teşebbüs iddiasıyla evlerinden toplanır.

(bkz: daha neler göreceğiz bakalım)

fazıl say

twitter'da ikinci entry'deki sözlerini ve ona benzer başka ironik sözleri paylaştığı için hakkında 'halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağıladığı’ iddiasıyla 1,5 yıla kadar hapis cezası istenen sanatçıdır.*

(bkz: şiir okuduğu için hapis yatan başbakanlı ülkeden manzaralar)

eurovision 2012

gerek buna gerekse de geçmiş yıllardaki benzerlerine olan ilgilisizliğimi düşünündüğümde ve bu ilgisizliğimi çevremdekilerin coşkusuyla karşılaştırdığımda, hissettiğim durum: (bkz: ontolojik sıkıntı)****

içinde hiç boş şarkı olmayan albümler

ayı sözlük yazarlarının ilk aşkları

"hangi hoşafın üzümüyüm eşşeğim hangi baytarda kaldı" şeklinde dosyalanan ilişki formuna dönüşmüş aşkımdır. genel itibariyle sınırlarda hazlar ve üzüntüler yaşatmasını sonraları kezbanlığımdan ziyade eşşekliğime yormuştum.*** ilk başarısızlığımdı. ancak en fazla tecrübeyi sağlatan olmuştu. ilişkinin karşılıklı emek vermek olduğunu; diğer taraf emek vermek konusunda çekinceli davranıyorsa temkinli adımlar atılmasını ve olaya "yatıyoz - kalkıoz, keyfimiz yerinde" şeklinde bakılmasını yani güvenli şeritte durmak gerektiğini öğretmişti. öğrettiği diğer şey ise, tek başıma yaşadığım evimin sınırlarının gizlilik bahanesiyle aynı zamanda ilişkinin de coğrafi sınırları olmasının sonradan benim götüme girecek olmasıydı. zira geriye kalan yoğun anılar o evle ve eşyalarla somutlaşmıştı. son olarak da, dürüstlük konusunun aslında ne anlama geldiğini ve aldatmanın sadece gidip başkalarıyla yatıp-kalkmak olmadığını bu ilişkide öğrendim.

"ve elbet biz de bu aşkta büyüyecek,
her şeyi bir başka aşka erteleyeceğiz."

aşk

çok güzel cemal süreya şiiridir aşk...

şimdi sen kalkıp gidiyorsun. git
gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. gitsinler.
oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
oysa allah bilir bugün iyi uyanmıştık
sevgideydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı
bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü
bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
yoktu dünlerde evelsi günlerdeki yoksulluğumuz
sanki hiç olmamıştı

oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı
istanbullar
şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların
dünyaların
öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek
ki karaköy köprüsüne yağmur yağarken
bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
çünkü iki kişiydik

oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
iki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
sonrası iyilik güzellik.

ayı sözlük'ten beklenen hizmetler

sözlük formatları gereği bazı başlıklarlarda ilk entrynin kapsayıcı ve açıklayıcı bilgi içermesi...

mesela kaos gl başlığı hiç olmamış. ****

diyarbakır piramid lgbtt oluşumu

şimdilik oluşum halinde olmakla beraber bir kaç yıl önce dernekleşme konusunda baya yol kateden sivil inisiyatifin ismidir. websiteleri bulunmamakta ve isimlerine açılmış olan blogspot sayfaları da alakasız bir lübünya tarafından hacklenmiş durumda gibi görünmektedir.

ancak diyarbakır ve çevresinde yaşıyorsanız ve derneksel bir bağlantıya ihtiyacınız varsa orayla da sıkı bağlantları olan ankara ve istanbul lgbtt örgütleriyle iletişime geçebilirsiniz.

(bkz: kaos gl)
(bkz: lambdaistanbul)

morel eskişehir

eskişehir'de bulunan lgbtt dernek girişiminin ismidir.

http://moreleskisehir.blogspot.com/

siyah pembe üçgen

izmir'de bulunan lgbtt derneğidir.*

siyah pembe üçgen izmir derneği
tel: 0(232)4644459
[email protected]

kıbrıs sehitleri caddesi cumbalı sokak no:18 k:1 d:1 alsancak/izmir

http://siyahpembe.org/

ve http://www.escinselsiteler.com/siyah-pembe-ucgen-lgbtt-dernegi.html

kaos gl

dergisi de vardır bu sivil toplum örgütünün. son sayısı* "sınır" temasını işliyor. 125. sayıda ise "göç ve mültecilik" konusu ele alınacakmış.

http://www.kaosgldergi.com/anasayfa.php

not: yazarınızın öncelikli tavsiyesi milliyetçilik konusunun işlendiği 123. sayı. içindekiler ise şöyle: http://www.kaosgldergi.com/sayi.php?id=123

erkeğin orospusu

para karşılığı bedenini satan erkek seks işçisidir.

(bkz: playboy)

ve kendi ağızlarından erkek seks işçiliği: http://www.habervitrini.com/haber/iste-seks-iscisi-erkeklerin-inanilmaz-itiraflari-321456/

kitaplar konuşur engeller yok olur

boğaziçi üniversitesi, görme engelliler teknoloji ve eğitim laboratuvarı ( getem) ve türk telekom işbirliği ile görme engelli insanlar için telefondan ücretsiz kitap dinleme servisi kampanyasının ismidir.

kampanyanın vidyosu:


http://www.getem.boun.edu.tr/

angela nın külleri

frank mccourt'un romanının ismidir ve 1999'da sinemaya alan parker yönetmenliğinde aktarılmıştır. romanın dili akıcıdır. ancak romanın anlattığı konular nedeniyle okumaya devam etmek için ziyadesiyle güç sarfetmeniz gerekir. 1930'larda irlanda'dan amerika'ya göç etmiş olmalarına karşın orada tutunamayıp irlanda'ya geri dönen bir ailenin açlık, fakirlik ve sefaletle imtihanını ailenin büyük oğlu frank'in gözünden anlatır. frank, kardeşlerinin teker teker ölmesi, okulda ve ailesindeki din ve irlandalılık baskıları, ergenlik, alkolik baba.. vs. gibi sıkıntıları bir arada yaşamakta ve bunlara çocukça yaklaşmaktadır.romanına oranla filmi ise daha sadedir. ve sinemanın doğasından ötürü filme göre pasif konumlanmaktan olsa gerek kitaba göre daha az acıtıcıdır.

küçük kahramanımız frank'in dilinden:**

"yağmur altındaki isa

isa'nın limerick'te yaşamaktan hoşlanacağını sanmıyorum. çünkü burada devamlı yağmur yağıyor. shannon nehri taşarak kent sürekli su altında kalıyor. babam shannon'in katil bir nehir olduğunu söylüyor. çünkü shannon iki kardeşimi öldürdü. isa tasvirlerine baktığınızda onun devamlı bir katır üzerinde, eski israil sokaklarında gezdiğini görürsünüz. orada asla yağmur yağmaz. ve orada insanların asla öksürdüğünü duymazsınız. ya da vereme yakalandığını ve benzeri bir şeyi. orada kimse çalışmaz. çünkü tüm yaptıkları ortalıkta gezinmek, yemek ve çarmıha gerilme törenlerine gitmektir. isa'nın karnı acıktığı zaman bütün yapması gereken bir hurma ağacına ya da portakal ağacına gidip gönlünün dilediği kadar yiyip karnını doyurmaktır.ya da canı bira istediği zaman sadece elini bardağın üstünden şöyle bir geçirmesi yeterlidir hiçbir şey olmasa azize magdalene'yı veya rahibe martha'yı ziyaret ederdi. onlar da hiçbir soru sormadan akşam yemeğini verirlerdi. bu nedenle isa'nın yahudiler arasında o sıcak ve nemsiz topraklarda doğması güzeldi, çünkü limerick'te vereme yakalanıp bir ayını doldurmadan ölürdü. ve katolik kilisesi olmazdı. biz de bu konuda kompozisyon yazmak zorunda kalmazdık. son!"

yerli benzeri için (bkz: öyle bir geçer zaman ki)**

ve (bkz: mayıs sıkıntısı)*****

regl

ilki kızlıktan kadınlığa geçiş olarak kabul edilen vücud hedehödösüdür. kadınlar için ilkinin unutulmaz olduğu söylenir.

bazıları için de heyecanlı bir bekleyişe sebep olur: http://imageshack.us/a/img580/9316/kadinlik.jpg *

heteroseksüellere sorulabilecek sorular

- heteroseksüeller neden futbolu bu kadar seviyor?

- benim heteroseksüel bir arkadaşım var, seni onunla tanıştırayım ister misin?*

heteroseksüellere sorulabilecek sorular

- yani bir erkek görünce hiç mi bir şey hissetmiyorsun? azıcık da mı olsa?*

heteroseksüellere sorulabilecek sorular

- heteroseksüel olduğunu ilk ne zaman anladın?

- ailene açılmayı düşünüyor musun?

heteroseksüellere sorulabilecek sorular

**

- küçükken bir kadının tecavüzüne uğradığın için mi heteroseksüel oldun?

- heteroseksüel olduğun için doktora gittin mi? doktorlar ne diyor?
  • /
  • 54
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 1067

gülse birsel

neyse ki oyunculuğu o kadar da iyi değil de bu kadının başaramayacağı birşey yok mu lan diye kıskançlıktan kudurmuyorum...** yalan dünya dizisinde artık ustalığının zirvesinde dolanmakta olan bacımız selahattin karakterinin ayrımcılıklar konusunda kesinlikle duyarlı bir duruşu temsil etmesi ve toplumsal ahlak kurallarını alt-üst edişi resmen orgazmiktir. bariz fırsatçı-bencil pavyon pezevengi/köylü kurnazı bu karakterin adıyamanlı olduğu belirttikten sonra bu şehirli olanların tepki göstermeleri olasılığına karşın dizinin en aklı başında karakterini ahmet'i selahattin'in ikizi ilan etmesi oldukça zekicedir. ayrıca evli ve çocuklu selahattin'in bütün bencilliğine ve çıkarcılığına karşın aşık olduğu başka bir kadın için kendini derbeder edişi ve elinden gelenin fazlasını aşkından esirgememesi gülse'nin aşkı anlamlandırması açısından önemlidir. helal olsundur...

pisuvardaki siyah kil 3

ah be cancağızım, o ne güzel sözler öyle. senin takdirini kazanmış olmak tek başına bir çok şeye değer. çok teşekkür ederim. güzel haberlerini duymaya devam ederim umarım. öperim iki kaşının ortasından.*

ha bir de, alt komşuyu da rüyanda görürsün!! *

why do turkish people add me on facebook

google'a "why do turk" yazınca gelen 3. ve 4. öneri için:

(bkz: why do turks hate kurds)***
(bkz: why do turkish people hate kurds)

harranlı emine

harvardlı emily'ylele giriştiği rekabette kendisine ailecek destek olduğumuz mağara* kızıdır.* onca eşitsizliğe, şansızlığa rağmen azmini yitirmeyip internet hızında emily'i bir reklamlık da olsa geçen bu kızımızı takdir ediyoruz. kendisine harvardlı emily'nin ceo olarak bile sikleyip girmeyeceği türksel firmasında call agent olarak sürdüreceği kariyerinde* mutlu, sağlıklı ve başarılar dolu bir ömür dileriz.

gece okunan şiirler

"em rojên nexweş ên dawî dijin belkî
belkî em rojên pêşî yên xweş jî bijin
tiştekî tehlok heye di vî hewayî de
di navbera dahatû û rabirdûyê de
di navbera êş û dilşahiyê de
di navbera hêrs û bexşînê de
dm şikestin hê jî em ê bên şikestin
ji rojhilat ber bi rojava di hemû cîhanê de"

kürtçe bilmeyenler için:

"son kötü günleri yaşıyoruz belki
ilk güzel günleri de yaşarız belki
kekre bir şey var bu havada
geçmişle gelecek arasında
acıyla sevinç arasında
öfkeyle bağış arasında
biz kırıldık daha da kırılırız
doğudan batıya bütün dünyada"

(bkz: cemal süreya)

edit: pisinge zaten paylaşmış... ne güzel bir başkasının da gecenin köründe cemal süreya'nın bu şiiriyle umut biledeğini öğrenmek.

sevgilisinden yeni ayrılanlara tavsiyeler

dul kadınsın, bir ihtiyacın olursa çekinme.*

pınar selek

1971'de doğup iyi bir lisans öncesi eğitim aldıktan sonra akademik başarılarını mimar sinan üniversitesi* sosyoloji bölümünde devam ettiren ve şu sıralar yurt dışında olan sosyolog, feminist ve yazardır. 1998’de yedi kişinin hayatını kaybettiği mısır çarşısı patlaması davasından o günden beri yargılanan ve hakkında bir türlü nihayi karara varılamayan insandır. iki kez bu davadan beraat etmesine rağmen yargıtayda sürekli kararların bozulması süreci bugün itibariyle türkiye cumhuriyeti hukuk tarihine geçicek saçmasapan bir kararla tekrar bozulmuştur. kendi kararını bozan yargıtaya karşı kararında direnme kararı veren yerel mahkeme "ay biz vazgeçtik" demek suretiyle yargılama sürecini sil baştan ele almaya karar vermiştir. işin ilginç tarafı bu duruma eski kararda direnme fikrindeki savcı bile şaşırmış ve mütaalasını "iyi madem, suçlu, hadi yargılayak bari" şeklinde vermiştir...

kanıtsız, tanıksız şekilde yargılanıp hakkında müebbet hapis istenen selek'in davasından bir gün önce bir ülkeyi 30 yıl geriye götüren darbeyi yapan bir çok insanın ölümünden, kaybolmasından, sakatlanmasından sorumlu olan insanların ellerinde kahveyle talk show'a çıkarılmışçasına ifadesini alan mahkemeyle selek'in durumunu bu şekilde yargılamayı uygun bulan mahkemenin aynı anayasa ve yasalarla işlediğine inanmak güçleşmiştir.

son karar haricindeki yargılama süreci için bakınız: http://www.pinarselek.com/

pınar selek'in hepimizce okunması gereken kitabı için (bkz: sürüne sürüne erkek olmak)

(bkz: adaletin batsın türkiye)

chp teyzesi

yakın gelecekte biyoloji ve fiziksel antroploji bölümlerinde; uzak gelecekte ise paleantropoloji bölümlerinde homo kemalismus vajinismus ismiyle anılacak olan primat türüdür.

eşcinsel evlilikleri protesto gösterisi

coqueteria nickli has hanım ablanın "emekli cami hocaları yardımlaşma derneği" olarak nitelendirdiği bir grup insanın türkiye'de olan bitene kafa yormaya başlaması; dahası kafalarını yoran meseleler için sokaklara dökülmesidir.** öncelikle söz konusu gürühun eşcinsel evliliği ile ilgili yasanın geçmesi için bdp ve chp'nin kıçlarını yırtmalarının bile işe yaramayacağını düşününce dertlendikleri şeyin müslüman kürt camia'nın bdp ile ilgili bağlatılarını zayıflatmak olduğu düşünülebilir. dahası bu video bir kez daha göstermiştir ki eşcinselliğin ismi türkiye'de hala "ibnelik"tir.** vidyonun devamında başka konulara da değilinilmiş olunmasına karşılık değinilmeyen konular kendilerine "insan hakları savunucusu" diyen bu taşakları topuklarına değen elemanların aslında ne kadar samimiyetsiz olduğunu göstermektedir. samimiyetsizliğin ölçüsü için elemanların "insan" kategorisine neyi alıp neyi almadıklarını bir kez daha düşünmek gerekir.

son olarak da bu vidyonun ve bu tür amcaların ellerinde bu pankartlarla sokaklarda bulunmalarının, türkiye'deki eşcinsel hareketin artık ne kadar kuvvetli olduğunu gösteren bir geribesleme olduğunu düşünüyorum. normal şartlarda "yok saydıkları bir kesimin" varlığını kabul etmiş olmaları üzerinde de bu kesim için canlarının bu denli sıkılması eşcinsel görünürlük için - eşcinselliğin bir mücadele alanı yarattığını göstermesi açısından gayet kıymetlidir.

(bkz: ibnenin fendi hacıyı yendi )

http://www.sansursuzhaber.com/izmitte-es...

ayı sözlük'ün geldiği son nokta

yazarların dertlendikleri her ne ise o konuda yazabildikleri; bunu yaparken de neredeyse istedikleri her formatta başlık açıp üzerinden muhabbet döndürebildikleri bir sözlük olmuştur. insanların çok ve çeşitli oldukları düşünülünce insan sayısı kadar entry yazım şekli ve içeriğinin olması düzeylilik-düzeysizlik tartışmasından çok daha öte bi yerde "zenginliktir". zaten burada söz konusu olan yaşanan cinsel deneyimleri ballandırarak anlatmaktan ziyade hayatın, bizim durduğumuz yerden nasıl göründüğünü kelimelere aktarmaktır.

arada bikaç ayının sik boyunu; göt deliği çapını öğrenmenin ve bunların toplamda kaç farklı kişininkiyle ilişkilenmiş olduğunu bilmenin zararı yoktur. kaldı ki her birimizin bir cinsel birleşme sonucu burada olduğumuzu düşününce, bizi var eden "sikişmek" eyleminin sokakta neredeyse hiç kullanılmayan kullanılsa da kötü bir anlamı varmış gibi kullanılan bir ifade olmasının önüne geçip bu eylemi yemek yemek, uyumak...vs diğer insani eylemler şeklinde insanlara düşündürtmek bu sözlüğün asli görevlerindendir. sikişmek eylemi insanların kafasında normalleşmezse eşcinsel ilişkiler sapıklık olarak değerlendirilecek; kadının bedensel özgürlüğü hiç bir zaman var olamayacaktır.

vatandaş ingilizce konuş daha çok konuş

evrensel iletişim ve bilim dili olan ingilizce'nin hakkının teslim edilmesidir. toplasan 70 milyon tarafından konuşulan bir dilin yerine 4 milyar insanın bildiği ve konuştuğu dille iletişim kurulması gerekliliği kuşku götürmez bir gerçektir. orta okuldayken tarih kitabında gördüm. bir dağın içine sıkışmış bir grup insanın köpekgillerden bir hayvanın lütfuyla o dağdan kurtulmaları*** sonra da üreyerek koskocaman orta asya'ya sığmayıp dünyanın dört bir yanına barbar olarak gitmesi, gittikleri yerlerde taş üstünde taş bırakmayan ve varolan kültürleri yok eden torunlarının biraz medenileşmesi için şarttır. devletin kurucu milletler arasında ingilizce konuşanların olmaması önemli değildir. ne de olsa devlet ne derse o olur. ingilizce konuşmayanlar hastanede tedavi edilmezlerse; askerde, okulda, karakolda...vs. aşağılanırsa seve seve ingilizce öğrenip medenileşirler zamanla ne de olsa...

(bkz: milliyetçilik karşıtı olayım derken millet karşıtlığı yapmak)

dark bear

ana dil başlığına yazmış olduğum "the language that a person can have; but not a state" girdisini 5 kere silen ve 4. kez bu işlemi yaparken bana nedenini "aynı entryi tekrar tekrar yollamana gerek yok aslında. türkçe meailini ilave etmen gerekecek, herkesin anlayabilmesi için" şeklinde bir açıklamayı nihayetinde lütfeden ayı sözlük yöneticisidir. kendisine "böyle bir kural olmadığını" belirtmiş olmama rağmen "böyle bir kurala gerek yok, herkesin ruhen ve beyinen bilmesi gereken birşey." diyerek beni dumura sürüklemiştir.

kurallarda herhangi bir ifadenin olmadığı sözlükte alıp başını giden seri eksileme olayına ruhunun ve beyninin ne dediğini çok merak etmekteyim.

(bkz: zeki müren ruhuna ve beynine göre versin)

türkiye gençlik birliği

türkiye usulu neo-nazilerdir. nasyonel sosyalizmi savunan ne isa'ya ne musa'ya yaranamayan doğu perinçek taifesinin marifetir. chp ye kabul edilmeyen doğu perinçek'in partisinin isminden de vazgeçmeyerek kurdurduğu bu oluşum özellikle türk bayrağı ve atatürk posterlerini kullanması samimi chp'lileri etkilemiştir. kemalizm'in altı okundan "devrimcilik" okunun ve atatürk'ün söyleyip söylemediği tarihçilerce tartışmalı olan " bursa nutku"nun gazıyla toplumsal olaylar çıkarmaya pek meyillidirler. ha sözü açılmışken chp devrimcilik okunu ülkenin eğitim, bilim, teknoloji, ekonomik refahgibi etmenlerin ışığında muasır medeniyetler seviyesine çıkarılıp arkaik anadolu toplumunu dönüştürmek olarak tasavvur ediyorken işçi partisi ve tgb için bu ülkedeki azınlıkları ve kürtleri yok etmek anlamına gelmektedir.

(bkz: tgb'nin 24 nisanda odtü öğrencilerine saldırısı)

chp izmir kadın kolları

1 mayıs 2011 tarihinde gündoğdu meydanında toplu halde rastladığım teyzeler gürühudur. sayıca hayli kalabalık olmalarına rağmen birbirlerine tıpatıp benzemeriyle akılda kalmışlardır.* neyse chp deki değişim dalgalarının sonucu olarak 1 mayıs meydanlarına doluşturulan bu hanım teyzelerin ortamı pek garipsemiş olmaları gözden kaçmamıştır. bu teyzelerden birinin polis arama noktasında "evladım bizi neden arıyorsunuz, biz chp'li kadınlarız" cümlesi ve polisin bu cümleyi sikine takmadan işine devam etmesi üzerine ahretliğine destekte bulunmak isteyen sarı-kısa-fönlü saçları ve kırmızı şapkası olan bir başka teyzenin "akp'nin polisleri bunlar zaten" cümlesi bu gürühu anlamak için yetmiştir.

bankacibear

sözlük formatından habersiz yazardır. sözlüklerin belirtilen kuralları içerisinde istenilenin istenildiği şekilde yazıldığı yer olduğu fikrini daracık ufkuyla değerlendiren ayı insanıdır. sözlükler de insanların kendilerini ifade etmeleri için çok sayıda satır bulunan yerlerken sözlüğü ağlamak; şikayet etmek; kendini paralamak için kullanandığı gözlemlemektedir. kendisine adresini göndermesi durumunda "democracy for dummies" isimli kitabı hediye etmek istemekteyim.

ayrıca kendisi bana attığı mesajla beni seri eksici ilan etmiştir.* bu konuda kendisine: sorry mario princess is in another castle demek istiyorum. *
Henüz takip ettiği biri yok.