niyeyse yakınlaşamadığımızı* söylemiş yazardır.** neyse ukde atmak baydı. ne alakası var yani gel sohbet edelim aaaaa.**

merdiven muhabbetlerinde ve beraber beşiktaşa yürüdüğümüzde tanıdığım ve çok çok sevdiğim enerji patlaması yazar.**

edit: çil değil gamzeymiş. sen gel onu da yaparız. bak ücretsiz botoks da yaparız, çok güzel olacaksın.*

bir aralar dertlerimi anlatarak başının etini yediğim, sıcak kanlı ve şirin bir dost. tekrar görüşmeyi ve uzun uzun muhabbet etmeyi çooook çok istiyorum.

kendisi tam bir karpuz.* zirveden ayrılırken bana en içten sarılan yazar.**

dark bear 13:30da taksim meydanda olacak, 14:00 gibi sugara geçeceklerdir. ben, himym ve karpuzsever şu anda sugar cafedeyiz.

kendisi şu saniyeler tek yönde zencileri kesiyor.** ben orada değilken slim sigaralarını* kimlerin yaktığı bilinmiyor.** bol koliler gülüm, kısmetin açık olsun bu gece.**

kahve bizi istanbulda da buluşturdu be asistan. her ne kadar bana sinirlensen, gıcık olsan da* çok seviyorum seni.

yaklaşık 9 saat önce hiç beklemediğim bir anda tanışma şerefine eriştiğim yazar. eşek sıpası annemiz oluyormuş.* verdiği abi tavsiyelerini kesinlikle dikkate alacağım. hayatıma yön vermemdeki katkısı için kendisine çok çok teşekkür ederim.*

zirve öncesi sugar cafede buluşup hasret giderdiğim yazarlardan. kendisini ne kadar çok sevdiğimi zaten herkes biliyor. herkes evlenelim diyormuş, avcunuzu yalarsınız. o benim olacak...

geçen gün bir dersimde bahsi geçen hayvan:
"bir hekim elleriyle görmeli. gözlerinizi kapatın... bir file dokunuyorsunuz. soğuk, sert, büyük, kaba..."**

geçtiğimiz günlerde o kadar işin arasında 2 dakika konuşalım özledim diyerek aramakla büyük hata ettiğimi düşündüğüm yazar.* zira kendisi dizi izlediğini söyleyip telefonu suratıma kapatmıştır. bana bak hobbit, oraya gelirsem fena şeyler olur. sınavın yaklaştı diye bişey yapmadım, sınavdan sonra görüşürüz.****

muhabbeti çok keyif veren, gülerken kabız ve şirin gözükerek kafa karıştıran, ultra gizli* ve komik yazar. minnacık lan, böyle sincap gibi bişey.**

bir çılgınlık yapıyorum, yorgunluktan ölme pahasına ben de geliyorum dediğim zirvedir.**

ün peşinde koşarken kötü yola düşmemesini umduğum yazar.* oysa ki o kadar zirveye gel dedim gelmedin be yavrum.

son durumu görünce bi çılgınlık yapıp izmire mi uçsam dedirten zirve.**

fotoğraf sergileri türkiye genelinde başlamış olan projedir. bulunduğunuz ildeki sergiyi 5 dakikanızı ayırıp gezmenizi öneririm.**


erkeklik istisnai bir durumdur

toplumsal cinsiyet rolleri yüzyıllar sürecinde kurulan, yazılı ve yazısız tüm kuralları etkileyen ve o kurallardan etkilenen yaşama yönergemiz. bu yönerge neyi nasıl yaşayacağımızı emrediyor. örnek üzerinden gitmek daha açıklayıcı olabilir. bir bebek doğmadan odası, kıyafetleri, oyuncakları hazırlanır. kız çocuğu ise doğacak olan insan; pembe patikler, zıbınlar, havlular, bez bebekler, aynalar, taraklar hazır edilir. erkek çocuğu için mavi ve tonları tercih edilir ve silahlar, arabalar satın alınır. doğmadan birileri bizim için düğmeye basmıştır yani. ilerleyen dönemlerde kız çocukları seçilen renklere ve oyuncaklara yüklenen anlamlar paralelinde bir zarafet objesi olarak yetiştirilir. saat sınırlaması koyulur eve giriş çıkışlarda ve arkadaşları bile ebeveynler tarafından seçilir. kadınların sokak ile olan ilişkisi küçük yaşlarda kesilmiş olur. erkek çocukları ise olabildiğine rahattır. pipi göstermeler, küfür öğrenmeler ilk kavganın aynı süreçleri yaşamış baba tarafından öğretilmesi sınırsız özgürlüklerin bebek yaşta habercisidir. tüm bunların sonrasında kadınlara evlerin içi, erkeklere de sokaklar kalır.

kadınlar ömürlerini evlerinde kız çocukları ile geçirirler maddi karşılığı olmayan işleri yaparak. erkekler ise eve ekmek getirmek için sokakta olurlar hep, bazen isterseler eve gitmeme seçenekleri vardır ama kadınlar en fazla annelerinin evlerine kadar gidebilir ancak fark eden pek bir şey yoktur ev evdir. ev içinde kadına ait işler vardır, erkeğin bu işleri yapması erkekliklerine zarar getirebilir, zira ataerkil bu düzende yetişen hiçbir erkek kendisine light erkek, soğan erkeği ya da kılıbık denmesini istemez. muhtemelen ev içinde eşine yardım etmek isteyecektir bir çok erkek, fakat roller bunu pek mümkün kılmaz ya oynamak zorundadır o rolü ya da cezalandırmaya maruz kalacaktır. bazı istisnai durumlar erkekliğe leke getirmeyebilir. kadın hastaysa, engelliyse, hamileyse ya da annesinin evindeyse ev içi işleri yapmak bir erkek için yüz kızartıcı olmaktan çıkar, kabul edilebilirdir. ama evden dışarı çıkınca erkeklik gömleğini giyer ve kaldıkları yerden devam ederler egemen olmaya, hayata.

bizler toplum gönüllüsü gençler olarak istisna olanın; bu rolleri oynayarak kadınları evlere hapsetmek, namus cinayetleriyle kadınları ya da eşcinsel erkekleri öldürmek, sokak ortasında kadınlara taciz ve tecavüz etmek, aile içi şiddete maruz bırakmak, özgürlüklerini ellerinden almak olduğunu düşünüyor ve söylüyoruz; erkeklik istisnai bir durumdur, esas olan toplumsal cinsiyet eşitliği çerçevesinde, kişisel hak ve özgürlüklere saygı duyarak barış içinde yaşamaktır.

ali karakaş*

gelemeyeciğim için vekaleten yokesliyi gönderdiğim zirvedir.* o değil de çok fena oldum. tüm maddi boyutu göze alıp günübirlik gelmeye bile imkanım olmayan çok yoğun bir zamanımda böyle bir zirve gerçekleşecek olması küfür etme sebebi.*

2 diva bir ilde oynamaz diyerek samsunda smokeblin tahtını sallayan yazar.* her yerde sakalımı elleyip elleyip durdu, beni tüm samsuna reklam etti.** dedemden* yaşlı olmasına rağmen ergenlik sivilcelerine sahip, kelini açıp samsun sahillerinde mavi boncuk dağıtmış ve hayran kitlesine en son bir taksiciyi katarak samsundan ayrılmış yazardır.**

baş asistanım, mutfak beceriksizi, kıskanç hobbit. ağzını burnunu kıracağım insan.** samsun zirvesinin mutfak ekibinden.** peygamberini seven ve saygısızlık etmeyen uslu bir hobbit. seviyorum.

yaşını hiç göstermeyen dünya tatlısı yazar.** kendisi yokeslinin dedesi ve yokesli de benim annem oluyorsa; dedem smokebl, hey gidi heyin çocuğu ve yokeslinin babası oluyor.** dolmuşa veya taksiye binmek yerine 7-8 km yürüdüğümüz süre içinde çok güzel dertleşme fırsatı bulduk.* her zaman beklerim, canın sıkıldıkça kop gel.*