bu videoda illüminati var paranoyası
sağ olun. kimçi, lahana ağırlıklı, havuç, soğan ve sarımsak gibi sebzeleri biberli harca bulayarak hazırlanan geleneksel bir kore yemeği. bu yemeğin önemli noktası, fermente olması. yani yemeği yaptıktan sonra fermente olmaya bırakıyorsun. bakteriler, içindeki unu ve şekeri yiyorlar falan, geriye de ekşi tat veren maddeler bırakıyorlar(galiba sirke). böylece ekşi ve yoğun bir tadı oluyor. umarım karnımı falan ağrıtmaz. :d
yaptığım kimçi nefis olmuş. ekşi ekşi, sarımsaklı sarımsaklı yoğun bir tadı var. biraz daha beklesin de buzdolabına koyayım.
bilgisayarın üst ok tuşu çalışmıyor. yani bu demek oluyor ki, sırf bu sikindirik nedenden dolayı bütün özenle yüklediğim programlarımı ve ilerleme kaydettiğim oyunları sileceğim. o da yetmezmiş gibi bir de paketleme, servise gönderme gibi bezdirici işler var. o da yetmezmiş gibi şu an çok dolu olmama rağmen bilgisayarsız kalacak olma gerçeği var. demiştim kötü bir şey olacak diye. bazen psişik güçlerim varmış gibi geliyor. kötü bir şey olacak diyorum, çat diye oluveriyor. işin ilginci ciddi bir sorun da oluşmaz hiçbir zaman. küçücük bir sorun oluşur ve bu sorun insanı hayattan tiksindirmek için yeterlidir. bok var çalışmıyorsun üst ok, aferin sana. göt!
ayı sözlük yazarlarının ilişki durumları
yaptığım
kimçi o kadar fermente olmuş ki, içi fokur fokur kaynıyor. metan gazı birikir ve kimçi patlar diye korkuyorum. yarını da idare etse tamamdır.
caps sitesi mi? inci sözlük'e mi dönecez yoksa? :d
ilginç bir şekilde, her şey çok iyi gidiyor. sabahtan beri kodlama yapıyorum, hiç hata almadım. kesin kötü bir şey olacak.
off yapacak çok şeyim var. android'e yapacağım oyunun içeriğini belirlemem gerek. daha sonra deneme sitesi yapacağım. içinde basit site ögeleri olacak(içerik ekleme, yorum yapma gibi). bir de daha oyun falan oynamam gerekiyor. film falan izlerim. koşu yapıyorum her gün, denize gitsem de iyi olurdu ama.
paylaşayım dedim.
kış ortasında kar yağarken camdan dışarıyı izlemek
hiç tadamadığım şey. bunun yağmurlusunu bolca tattım ama. güzeldi.
24 temmuz 2015 türkiye'nin pkk kamplarını bombalaması
üzücü bir gelişme. umarım tsk hiçbir kayıp vermez. çok üzülüyorum çünkü. pkk'nın hdp'nin ne olduğunu da gördük zaten.
iran'da 14 yaşında çocuğun eşcinsel olduğu gerekçesiyle idam edilmesi
boğazımıza taş oturuyor, başka bir şey de elimizden gelmiyor. şerefsizler...
aileye açılmak
yapmama gerek kalmayan iştir. zaten biliyorlarmış; kendileri sordu. ve birçok acılı dönem.
sketch toy
http://sketchtoy.com/65518493
sözde anna williams'ı çizecektim ama çok kötü oldu. bu kafayla bu kadar. sonra renklerin de olduğunu fark edince tüh dedim.
ayı sözlük itiraf
şu an hiçbir şey hissetmiyorum. acı hissetmiyorum, öyle mutluluk da hissetmiyorum. kafama takılan hiçbir şey yok. aştığım için değil tabii ki. daha sonra en güzel anımda gelip tekrar vuracaklar beni zaten. tek olumlu yanı, programlama derslerine bakabiliyor gibiyim şu an. gerçi yarın yine aynı olurum. bu iyilik düzelmesi olmadığı için çok da huzurlu değilim. hiç sevmedim bu durumu. bok! kafama taktığım şeyleri düşünüyorum da, sanki biraz acıtıyor gibi. belki de uykum geldiği için yorgun olduğum için bu durumdayımdır.
hoşgeldin hüzün
ayı sözlük itiraf
dün ailem gay olduğumu öğrendi. psikolojim bozuktu; hiçbir şekilde kimseyle konuşmuyordum kendi sorunlarımı düşünmekten. birisi komik bir şey söyleyince gülmüyordum. sanki ölü gibi, boşluğa bakıp duruyordum. annemgil neyin var falan deyince ağlamaya başlıyordum. ki bundan önce de zaten her gün gizli gizli ağlıyordum sürekli. sonra da yine ölü gibi olma haline dönüp o yorgunlukla 10 saat falan uyuyordum. hep geç kalkıyorum, hep uyumak istiyorum, hiç erken kalkmak istemiyorum. erken kalkarsam başım ağrıyor, sorunlarım aklıma geliyor, ölecek gibi oluyorum. bunları gay olduğumu söylemeden önce anlattığımda onlara, bunu normal bir sıkıntı zannettiler. "olur öyle arada" gibisinden yanıt verdiler ama bilmiyorlardı ki o sırada görünmez insanlar benim boğazımı sıkıyordu. daha sonra bu ölü gibi halimden bıkmış olmalılar ki, direkt "gay misin" diye sordu babam. uzun bir konuşmadan sonra "biz seni gay olduğun için sokağa atmayız, sana bakışımız değişmeyecek ama bu normal bir şey değil" gibisinden laflar ettiler. sadece abim normal karşıladı, ilginç bir şekilde. gelecek planlarım vardı, hepsi bozuldu. kafamı hiçbir şeye veremiyorum. o kadar çok yapacak şey var ama hiçbir şey yapasım gelmiyor. intihar düşünceleri çok normal bir şeymiş gibi, hatta çok mantıklı bir şeymiş gibi gelmeye başladı. sadece bu benliğimden kurtulmak istiyorum, nefret ediyorum bu bedenden. ölmek şu anda çok mantıklı geliyor. keşke daha mutlu birisi ile bedenimi değiştirsem. sanki zaman durdu ve ben acı dolu bir anda sıkışıp kaldım, hareket edemiyorum. gay olduğumu açıkladığım için üzgün olduğumu sanmıyorlardır umarım.
el yazısı çok kötü olan insan
kesinlikle ben değilim. kim yazımı görürse ilk verdiği tepki "oha yazın çok güzel ya, niye ben böyle yazamıyorum" oluyor. kızlar falan çok kıskanıyor mesela.
çocuğum ittü mezunu diyen insan
ülkede boğaziçi ve odtü'den başka üniversitenin olmaması
gören de o üniversitelerin içinde her gün bir bilimsel yenilik bulunuyor, ülkenin ekonomisini sadece o üniversiteler canlandırıyor falan zanneder. kaç tane odtü'lü boğaziçili var acaba, yurtdışında kendini tanıtmış biri olarak?