eli çükünde aklı uçkurunda yobazların sapıklıkta çığır açtığı ve onlar gibi düşünen yetkililerin de buna çanak tuttuğu kampanya, yurtdışında olsa bu çocuk evlilikleri filan pedofili eezası verilir, faili yıllarca hapisanede tecavüze uğrardı, biz de teşvik ediliyor, bunda o kokuşmuş arap kültürüne öykünmemizin payı büyük.
sözlüğe bir geldi pir geldi, entirileriyle ortalığı kasıp kavuruyor, güzel de yazıyor, kendi çapımda istatistiklere baktığımda genelde onunla entiri sayısında rekabet halindeyiz. bir o çok yazıyor bir ben ve ben bunu seviyorum. sohbeti güzel, dostluğu güzel, inşallah yakın zamanda makarna ustası olup çıkacak, o zaman makarna eşliğinde de sohbet edebileceğiz. takipteyiz efenim.
filler tepişir çimenler ezilir atasözünün vücut bulmuşu. şu an iktidar sahipleri yüzünden yaşadığımız... eseri birbirine öfke nefret kin duyan ve bunu göstermekten çekinmeyen nesil.
allahım nasıl bir lezzet fırtınası, tam yoğurdun içindeki sarımsağından tadından başlayıp yoğurt eriyip de diri makarnanın tadı ağzına geliyor ya, tam o arada beynin o az önceki yoğrdun tadını unutmamış oluyor ya, bu ikisinin kombin oluyor ve bu kombin ağzında dolanıp dururken yavaşça boğazından aşağı akıyor ya, hele de ağzını dolu dolu doldurmuşsan, o bitene kadarki süreç bir yeme ibadeti ritüeli ayini seremonisi servisidir...
vedat sakman'ın sahibi olduğu, fransız sokağı'ndan sonra şimdi kalamış'ta açılan, güzel müzik ve güzel sanatçıların sahne aldığı ve benim de rahat bir nefes almamı sağlayan mekan. gerçekten performans mekanı olarak bir soluk oldu benim için. ali-aysun kocatepe, ece ülker, meltem taşkıran gibi isimler sahne alıyor düzenli olarak.
1998 yılında raks firmasının çıkardığı, yeni yeteneklerin şarkılarını seslendirdiği ve içlerinden fatih erdemci, kaan öztürk, ece ülker beyaz önlük gibi seslerin/grupların çıktığı toplama konseptli albüm.
ilk olarak 1998 yılında 9da 9 adlı karma albümde aşk zamanı parçasıyla tanıdığım, sesi güzel, kendi güzel piyanist sanatçı. aynı zamanda doktordur. tıp fakültesinde okurken bir yandan sahne çalışmaları sürdü. vedat sakman'la tanışması hayatının dönüm noktası oldu. önce 2001 yılında "önce şubat bitti" daha sonra 2009 yılında "ince çizgilerde" albümlerini çıkardı. dupduru sesiyle usul usul şarkılarını söyler. dıptıslı müzik sevenlere hitap etmez pek. destek verilse bir zuhal olcay olabilirdi. dün sakman kulüp'te program yaptı piyanosuyla. ece ülker 'in sesi kadar repertuarı da beni bir zaman tüneline götürdü. hele repertuarında herkesin çok bilmediği her şey seninle güzel gibi şarkıların olması ve benim kişisel ece ülker favorilerim alışıyorum yokluğuna ve aşk zamanı fevkaladenin fevkindeydi. arada anlattığı anılar ve hikayelerle şarkıları daha da anlamlandırdı. gece böylece samimi bir sohbet ortamında geçti. hele şarkılara eşlik eden lapa lapa karlar gecenin ayrı bir güzelliği oldu. ece ülker şarkılarını dinlerken yudumladığım şarap ise ayrı bir lezzetliydi. insana huzur verecek her şey bu gece sakman kulüpteydi hülasa. güzel müzik, kar ve şarap...
hollanda'da yapsa çok ağır ceza alması muhtemel kişi. çok hassaslar, hani bisiklet yolundan yürürken bir bisikletli size çarpsa, üzerinizden geçse, ceza almaz, siz ceza alırsınız, öyle. türkiye'de bisiklet yoluna arabayla girildiğini düşündüğümüzde, aman yayaya razıyım bile denilebilir.
bu akşamki bölümde baya iyi geldi. şennur teyzenin sözlerine ve gizemin saçmalamasına çok gülüyorum. sanki gülse birsel de nasıl yazabileceğini biraz daha göstermiş oldu bu bölümle. severek izliyoruz.
hiç de içim almıyor ama..
ben öyle demiyom oğlum
araya gideceğine canıma gitsin
çiğ silikon mu bu?
fikri olmamak ama zikri olmak, elde tespih, ağızdan çer çöp kürdan sigara vb bir nesne düşürmemek, dilden erkeklik adamlık delikanlılık ve racon derslerini eksik etmemek, ahlak bekçiliği yapmak ama ahlaksızlığın müptelası olmak, cin olmadan adam çarpmak, medeniyet seviyesinin altında kalmak, kültür ve bilgi birikimi edinmemek, hayat üniversitesinden mezun olmak, yobazlık, kaba davranışlar sergilemek, hoşgörü ve nezaketten uzak olmak, kafasını kullanamadığı için yumruklarını kullanmaktır.
ayyhhhh dün gece son dakkalarda gerim gerim gerdiler. yani bir gerilim filmlerinde böyle gerildiğimi hatırlarım bir de bunun dünkü bölümünün son sahnesinde. allah sizi bildiği gibi yapsın e mi son anda dedim bunu göstermeyecekler, haftaya bırakacaklar ki öyle de oldu zaten. şu senarist arkadaşlar da oya karakterine daha anlamlı ve okkalı laf sokan replikler yazsalar da azıcık içimizin yağları erise ayol. o kadar sinirleniyor, atarlanıyor ama iş merve'nin karşısında konuşmaya gelince pıssssss balon gibi sönüyor. vallahi içim şişti yemin ederim yeter diye bağırasım geldi.
en sevdiğim hikayelerimden... bir gün kadıköy'den eminönü'ye geçmek üzere vapur beklerken, yanına oturup çaktırmadan seyrettiğim beyefendiyle bir hafta sonra halvet olmuştum. vizelerim vardı o hafta, yoksa daha erken olurdum. sene 2001 yaş 18. genelde toplu taşımalardan (otobüs, tramvay, metrobüs...) kaldırdım adamlarımı... hatta bi keresinde yanımdan yürüyüp giden bir adamla on beş dakka sonra apartman bodrumunda halvet...
1) sürekli bir yalan dünyasında yaşamak zorundasınızdır, gizliyseniz hele aileye, iş arkadaşlarına, normal arkadaşlara (tabi gey dostu olmadığını bildiklerinize) yalan söylersiniz
2) homofobik bir toplumda yaşamanın getirisi, aşağılanır, hakarete uğrar, dövülür, tecavüze uğrar hatta öldürülürsünüz, ve o homofobik toplumun homofobik polislerince insan yerine konmazsınız, hatta onlar da size aynı muameleyi yapar
3) çoğu zaman iç dünyanızla ilgili karmaşaları kendi başınıza çözmeniz gerekir, dışarı anlatamazsınız, diğer geylerin de kendi dertleri olur onlar da bi yere kadar dinler
4) aileniz ve toplum tarafından ağır ithamlarla cezalandırılırsınız
5) size herkese g.tveren potansiyel muamelesi yapılabilir, gece s.ken adam gündüz size bir paçavraymışsınız gibi davranabilir, veya sarhoş muhabbetlerine meze yapar.
6) başınıza bir şey geldiğinizde, tecavüze uğradığınızda polise gidemezsiniz, zira polisin aklında sizin bu halinizle zaten davetiye çıkarmış olduğuna dair bir önyargısı vardır
offf bu kadar yazdım içim şişti, gerisini siz tamamlayın.
eve gidip duş almak, sonra gerizekalıya bağlamak, "aneeeymm hasta oldum ben aids oldum" diye kendini kahretmek, adama mesajlar atmak, "bir daha sikilmek için yalvarsam da gebersem de bana yazma, mesaj atsam da cevaplama" gibi saçma sapan mesajlar atmak, sonra adam gerçekten mesaj atmadığında neden mesaj atmıyorsun diye evine gitmek ve bir daha kendini siktirmek. sonra alışıyorsun tabi.
seni özlüyorum deli kadın, bütün bu dünyanın kiri pası içinde ekranlardan yansıyan ve bize her şeye rağmen umut var dedirten temiz sevincini, neşeni ve kaleminden akan yüreğini özlüyorum, senin en ince espri yaparken bile gözlerindeki derin bakışı, en ciddi konuda bile muzip yorumlarını, kısaca seni özlüyorum deli kadın. bir resmine bakarken bile binlerce kare geçiyor gözümden, seni hiç tanımadım, tanıma imkanı bulamadım, ancak ben seni hep sevdim, senin bu dünyaya kattığın güzelliği sevdim, tüm dünyanın akılları bir araya gelse senin tek bir yorumla herkesi susturabilme becerini sevdim.
ama neyi sevmedim biliyo musun? daha seninle tanışmadan çekip gitmeni, daha şarkılar şiirler tamamlanmamışken çekip gitmeni, tabiri caizse daha karpuz kesecekken zengin kalkışı yapar gibi 80 +/- 60 yaşın baharında çekip gitmeni... yarım kaldı şarkılar, şiirler, daha çok şarkı var yazacak... daha fazla söz söyleyemem, söz söylemede senin eline su dökemem, senin sözünün üstüne söz söyleyemem, sadece diyebilirim ki, ulaşıyosa bu yazılar bir yerden sana, bir el salla oralardan bana. deli kızım uyan, bir tek sensin duyan!!! bu dünyada bize bir bakış borcun kaldı, acelen ne, bekle aysel!
müslümanlık ve islam özünde -aslında her dinde olduğu gibi- kardeşlik, hoşgörü, barış gibi güzel mesajlar içeren bir din. insanoğlunun elinde oyuncağa çevrildiği için sürekli kötü ve berbat bir din izlenimi yaratılan ancak insanların amellerinden dolayı bütün bir dinin alaşağı edilmesini doğru bulmuyorum, sonuçta ortada ortak ve güzel bir mesaj var ve sorun bu mesajı insanların kendilerine yonta yonta saçma sapan ve müslümanlıkla bağdaşmayan uygulamalara giderek yanlış bir müslümanlık izlenimi oluşturmasıdır. kulaktan dolma bilgilere pabuç bırakmamak için herkesin bir kere okuması gerektiğini düşünüyorum.
gerizekalıdır, komplekslidir, derdi varsa yüzleşmek yerine bu şekilde derdini anlatabileceğini sanandır, siktir olup gitsindir, sözlükten uzaklaşma nedenidir. böyle şeyler yapmamalıdır!!! hadi bunu da eksile gerzek dingil!
erkek dölünü içmek. meninin tadı insanın yediklerinden etkilenirmiş; hakkaten doğru, kocamınki zaman zaman çok tatlı zaman zaman baharatlı oluyor. menilerini yutmam erkeklerimin de hoşuna giderdi. ilk kez moda kayalıklarında ilk sevgiliminkini yutmuştum.