drmurti

Durum: 234 - 0 - 0 - 0 - 03.03.2022 01:38

Puan: 4048 - Sözlük Kezbanı

7 yıl önce kayıt oldu. 8.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 12

14 mart tıp bayramı

ders çalışılarak kutlanan bayramdır. tşk

zoruna mı gitti

" hayırdir birader bi durum mu var" kalıbınin eş değeri sayılabklecek söz öbeğidir. karşıdakinin bir konu üzerine isteksizliğini, rahatsızlıgını öğrenmek hedefi ile yöneltilen soru cümlesidir. hele bi de profesyonel kullanim alanı vardır ki can yakar o da şöyle, yalnızca bakışarak bahsedilen ifadeyi karşı tarafa sezdirmek.

fuzuli

*mende mecnûndan füzûn âşıklık istidâdı var
Âşık-ı sadık menem mecnûnun ancak âdı var
(bende mecnun'dan daha da fazla sevme yeteneği var, aşkına sadık olan benim; mecun'un ancak adı var.)
*öyle bed-halem ki ahvalim görende şad olur
her kimin kim dehr cevrinden dil-i naşadı var
(öyle kötü haldeyim ki, durumumu gören ve dünya cefasına feryat etmiş olanlar mutlu olurlar) (bkz:beterin beteri vardır)
*gezme ey gönlüm kuşu gafil feza-yı aşkta
kim bu sahranın güzer-gahında çok sayyadı var
(gönül kuşum, aşk göğünde gafil gezme, çünkü bu aşk sahrasında pek çok avcı vardır)

en muhteşem üçlü

sigara, çay, kıraathanedir o. alternatifi de çorum yozgat ankaradır.

aç camı bişi konuşcaz

özellikle ankaramızin nezih semtleri arasında taşımacılık görevini üstlenmiş minibüscü abilerimizin, hoşuna gitmeyen herhangi durumda muhatabı ile iletisime geçmek, maruzatını bildirmek adına sarf ettiği rica cümlesidir.

köpek gibi sevişerek barışmak

bikaç gün sonra tekrar ayrılırlar önsezisi ile hareket edebileceğim durumdur. nihayetinde insan konuşa konuşa, hayvan koklaşa koklaşa. (bkz: aç camı bişi konuşcaz)

biseksüel sevgili

tabi saygim var fakat naçizane fikrim; "keyfim ne isterse o olur agaa" gevşekliğini sezdiğim durumdur. çok yönlü olmak elbet iyidir abicim fakat bu mevzulara gelmez o iş, sikerler adamı; misal git hem tanzimatçıyım de hem sevet-i fünuncuyum de koymaz bana. veya git entüisyonizme gönül verdim ama aynı zamanda pozitifst bir yanım da var diyebilersin, beni yine yaralamaz ama bisex takılmaca benim işlemciye uymuyor bilader.

derdini sikeyim butonu

gereksiz muhabbetle kafa açan elemanların yanında ihtiyacın hasıl olduğu ruh sağlığı ekipmanı.

götü göbeği salmak

sene içinde 11 komite olunca en uzun kurul 4 haftaya tekamül eder, her an sınav haftasıymışcasına kendini yeme eylemi ile avutan insan da başlıktaki durum ile karşı karşiya kalır. (bkz:sedanter yaşam)

flört etmek

bir ilişkinin en güzel evresidir. zira insan birbirini tanıdıkça karşıdakinden soğuyor.

yoruldum

pera adlı rock grubunun da aynı isimli şarkısı mevcuttur. bi arkadaş dinle diye ısrar etmişti vaktinde; normalde halk müziğinden başka bir şey dinlemeyen ben, o zamandan sonra ara ara açar dinlerim. şarkinın içinde " olmayan bir şeyi aramaktan yoruldum" diye serzenişte bulunan sanatçıda kendimi gördüğüm olur.

tanışmak

iki bireyin birbirlerinin kimliğini ögrenmesi eylemi gibi yüzeysel bir tanım yapılabilr. esasinda çok geniş anlamlar içine sığdırılabilir; karşidakinin niyetlerini, dünya felsefesini, olaylara yaklaşım ve hislerini, alışkanlıklarını, yapmaktan veya kendisine yapılmasından hoşlandığı- hoşlanmadığı şeyleri öğrenebilmektir. bana kalırsa bu eylemi düzgünce yapabilen insan olgun bir birey olma yolunda sağlam bir adım atmıştır (fiziksel olgunlukla olayın hiçbir ilişkisi yoktur). şimdi ortalık "pat diye sevgili olalım" güruhu ile doluyken bahsettiğim eylemin ne kadar da kıymetsizleştiğini görüyorum. "abicim ben sıradan bi arkadaş seçerken bile bahsettiğim şeyleri öğrenmeye çalışıyorum, siz yolda bulduğunuzu sevgili yapıyorsunuz. " şeklinde düşünceler şu sıra beynimi işgal etmekte.

yeni bir ayı sözlük yazarı

verilen tepkilere nasıl yanıt vereceğini bilemeyendir. mekanın raconunu tam bilmediği icin kafasına estiği gibi davranandır. ulan şimdi bu iyi bir şey mi dedi yoksa sövdü mü diye düşünendir. kendisinin izlenildiğinin farkında olmadan yazıp durandır.

sözlükte eksi oy verenin görünmesi

bence devam etmesi gereken bir olaydır. "kardeşim neyi beğenmedin" adlı paneli açabileceğimiz bir muhabbet ortamı olurdu. hem kim çocuk çocuk hareketler yapıyo onu da görürdük.

demli çay

şuan ihtiyacım olan içecektir. eve gelmeden on beş dk önce arayıp "hadi yârim çayı koy geliyorum" diyebileceğim bir mevkiye atanabilirsem manası daha büyük olacaktır.

testisler için tehlike yaratan şeyler

başlıktaki entryler genelde tramvatik patolojileri ele almış, ben diğerlerine dikkat çekeyim.kabakulak virüsü (paramyxoviridae) ile enfekte olmuş yetişkin erkek bireylerde görülen orşit yani epididimit buna bir örnek olarak verilebilir. ayrica seminom, teratom, embriyonel karsinom gibi bölgenin tümörleri de testis icin tehlike yaratan bir mevzudur. dolaşim sistemi bozukluğu olan varikosel de bir damar patolojisidir ve bolge venlerinin genislemesiyle gorulur. toplumda erkek bireyler arasinda insidansı %15, infeltilite sebeplerinin de %40'idir. vakalarin %85 kadarı sol testikuler venin genişlemesidir. sebebi sağ taraftan farkli olarak, bu venin sol renal vene dik acı yapmasidir. son olarak kriptorşidizm yani inmemiş testis de testis için tehlike arzeden bir durumdur ve erkek genital sisteminin en sık doğumsal anomalisidir, testislerin intrauterin 32. haftada inguinal kanalda veya karin boslugunda kalmıs olup scrotuma inmemesi problemin esas nedenidir.

ders çalışmak

şuan yapmam gereken eylemdir. deli gibi dermapatoloji okumam gerekirken hava mükemmel. tam siktir et her şeyi diyip dışarı fırlamalık bi atmosfer var moruk.

sabah kahvaltısı

günun en önemli öğünüdür. eğer kahvaltı yapmama süre yoksa, yine de kahvaltı yapıp gideceğim yere gecikirim, öyle bi sevda bizimkisi. bi de haftasonuysa pates kızartilirsa akıl başta kalmaz.

unutur gibi olursun yeniden çıkar karşına sonra yeniden gider

bu olayın bi de psişiklisini yaşıyorsan yazıktır sana. örnegin tam unutuyorum, iyiyiz, güzeliz dersin. o dönem bi rüyana giriverir ve aynı sırada sen uykudayken mesaj atar. "ulan siktir hissediyo mu lan bu" diyerek uyanıp heyecanla yeniden bi yakınlık kurmak istersin. ama boş bi eylemdir; senin olmamıs bir şeyi inatla öyleymiş gibi görmek saçmadır. böyle anlar için bi uyu uyan geçer olmadi hafifler derdim eskiden, artık o hipotezi de çürüttüler.

fuzuli

şu başlığı açmak şereftir. şiirin, aşkın muazzamı divan ile işitilir, has şairi de fuzuli'dir. girişe muazzam bi gazel koyayım.( en sevdiğim gazelidir bu arada) ara ara gelirim ben buraya.

*bağrı bütünler mana ta'ne iderler müdâm
hâlümi şerh itmeğe bir ciğeri pare yoh
(aşk derdiyle yüreği parçalanmamış olanlar daima beni ayıp­larlar. halimi anlatmak için aşk derdiyle ciğeri parçalanmış bir kimse yok.)

*yığdı menüm başuma dehr gamın n'eylesün
bâdiye-i ışkda men kimi âvâre yoh
( dünya bütün gamını benim başıma yığdı. ne yapsın aşk çö­lünde dolaşan benim gibi bir avare bulamadı.)

*dehrde hemtâ sana var peri yoh dimen
var güzel çoh velî sen kimi hun-hâre yoh
( dünyada senin eşin peri gibi bir güzel yok demem, vardır. gü­zel çok var, lâkin senin gibi kan içen güzel yok.)


*çâk görüp göğsümi kılma ilâcum tabîb
zayi' olur merhemün mende biter yara yoh
(ey doktor! göğsümü parçalanmış görüp ilaç yapma. merhe­min boşa gider. çünkü bende bitip tükenecek yara yok. )

*zârlığum ışkdan var fuzûlî velî
ol meh-i bî-mihrden rahm men-i zara yoh
(ey fuzûli! aşktan ağlayıp inliyorum. lakin o merhametsiz ayın (sevgili) bana acıdığı yok. )
not: günümüzde hunharca diye sıkca kullandığımız kelime aslında kan içen demekmiş, öğrendiğimde ben de dehşete düşmüştüm.
  • /
  • 12

covid günlükleri

iki hafta önce bir şirketin çalışanlarına covid ile ilgili eğitim verdikten sonra soru cevap kısmında biri alkol içsek iyi gelir mi, bir diğeri sarımsak yesek iyi gelir mi dedi.

dünya şu pandeminin pençesine düşeli olmuş bir yıl hala bu tür sorular soruluyor. korkunç.

yumuklusucurta



daha önce de söylediğim gibi meslektaşlarımda çıkınca tarama amaçlı oldum. hiç bir belirtim yoktu. maskesiz hiç bir yerde bulunmadım. bundan sonra da hayatıma önlemlerle devam edeceğim. soran tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim, hasta arkadaşlarıma acil şifalar dilerim.

iş yerinde başıma gelen kötü olay

her iş yerinde vardır böyle tipler. odadan çıktığı anda dedikodusunu başlatabilme kapasitesi de vardır. ortak özellikleri ise dedikoduları sevmemeleridir. *

başkasının hayatından 3. tekil kişiler neden kendilerini sorumlu hissederler acaba? karısını aldatıyorsa bile bunu karısının çözümlemesi ve yüzleşmesi gerekir.

yazara ek bilgi vereyim. kendisi çok seviliyor demek ki işyerinde. söyledikleri ağızlarda sakız olmuş. ifşa olması yakındır. karısına bu durumu yetiştiren kız arkadaşları emin olun yazarı da gammazlayacaklardır.

dayak is coming. inevitable.

yalnız yaşayan gay

4 yıldır deneyimlediğim durumdur.
avantajları kadar dezavantajları da vardır.

mesela bu kişilerin seks hayatı tahmin edildiği kadar renkli değildir. tanımadığın birini evine davet etmek hiç de kolay değildir.
hasta olduklarında bir tas çorbaya muhtaç olurlar.
temizlik, yemek, çamaşır gibi durumlara iş hayatı da eklenince illallah dedirtir.


güzel yanları da vardır tabi.
ayda, yılda bir hoşlarına giden bi adam olduğunda eve davet edebilirler.
kimseye hesap verme zorunda değillerdir. istedikleri gibi girip çıkabilirler.
uygulamalarda #yervar etiketiyle bulundukları bölgede popüler olurlar ve yazanları çok olur.
değişik fanteziler deneyebilirler (grup vs).

ileride editlerim.

marcinal.com

erişim engeli yaşayan gabile'nin yayın hayatına devam ettiği platformdur.

bugün gabile kapanır marcinal olur, yarın marcinal kapanır başka bir şey olur. bunun önüne geçemeyeceksiniz.

mail arkadaşlığı

benim hali hazırda 12 yıllık e-mail arkadaşım var. kendisi italya'da yaşamakta ve türkiye'ye geldiğinde beni ziyaret etmekte. tavsiye ederim, hoş anısı var. ciao matteo!

homojen dergi 14. sayı

yazıları tamamiyle okudum. herkesin eline sağlık.

eşcinsel olunduğunun ilk fark edildiği an

eşcinsel olduğumu hep biliyor ve farkındaydım ama bunu kabullenene ve ben buyum diyene kadar hep kötü bir şey hatta yanlış bir şey olarak görüyordum orta okul yıllarımda ilk olarak fark etmiştim erkeklere hemcinslerime karşı bazı duygusal ve cinsel ilgilerim olduğunu o zamanlar kendimden utandım ve eşcinsel olduğumu kabullenmek istemedim bu biraz da dindar bir aileye sahip olmamdan kaynaklanıyordu kendi kendimi kandırdım ergenliğe giriyorsun normaldir fazla abazasın gibisinden ilerki yıllarda kendime biseksüel kalıbı uydurdum kadınlara ilgim yoktu ama eşcinsel olduğumu hâlâ kabullenmeye hazır değildim eşcinsellik konusunda araştırmalar yapmaya başlamış kendimu kabullenmeye hazırlamaya başlamıştım ve birkaç psikolog insanla forum/chat tarzı sitede konuşup sohbet edince aslında eşcinsel olmamdan utanmamam gerektiğini bunun doğal olduğununu anlayıp kabullendim lise 2 yıllarımda 17 yaşında istemsizce başka bir eşcinsele aşık oldum ama ne aşk o sürekli aklımda fikrimda hayatım olmuş fiziğine görünüşüne dikkat etmeyen ben onun için günde 4 saat spor yaparken onun dikkatini çekmek için kendime bakım yaparken buldum kendimi o güne kadar hiç birine özel ve güzel gözükmek istememiştim onu istiyordum hemcinsimi oldukça kibar nazik hoş biriydi ve bu his içimi dolduruyordu kalbimi ve bir gece ayna karşısına geçtim ve dedim ki sen eşcinselsin oğlum bu senin gerçeğin bunu kabullen işte o kabullenme anı benim için hayatın değiştiği andı o an üzerimden ağır bir yük kalkmış rahatlamıştım değişik duygulardaydım. dünyanın en mutlu insanı gibi hissediyordum kendimi ve o zamandan sonra benim için hayat olumlu yönde gelişti keşke bunu daha önceden kabullenseydim

hayata dair iç burkan detaylar

yine bir bayramda dedemlere gitmiştik her zamanki gibi. neredeyse bütün kuzenlerim, dayılarım, teyzelerim oradaydı. genelde pek görüşmediğimizden öpüşüp hasret giderme kısmı bi ayrı oluyor. tabii küçük çocuklar daha çok ilgi görüyor.

aralarında 2-3 yaş farkı olan iki kuzenim * de en küçük dayımdan ilgi bekliyorlardı. dayım içlerinden en küçük olanı kucağına alıp taşıyor, telefonundan bir şeyler gösteriyor ve şakalaşıp güldürüyor onu. büyük olan ise aynı şeylerin ona da yapılmasını isteyip bir adım atıyor dayıma. ama dayım ise onun ilgisini fark etmiyor herhalde ve geri çeviriyor tersleyerek. başından savıyor. kuzenim de yüzü düşmüş bir şekilde oturduğum kanepeye yanıma gelip kuruluyor sessizce.

bundan sonra sanırım benim için cidden yaşayabileceğim en çaresiz anlardan biri meydana geliyor. kuzenimin gözleri dolu dolu dayımları izlediğini görüyorum. konuşamıyor, ağlayamıyor, sadece gözlerinden neredeyse düşmekte olan o göz yaşları ve isteyip de alamadığı sevgi kırıntılarının kocaman yıkıntılarıyla savaştığını belli eden bakışlarla oturuyor. ben ise çaresizce ona bakıyorum. ve elimi omzuna atıp kendime yaslıyorum onu. o an ikimizin de gözlerinden yaşlar süzülüyor ama kimse fark etmiyor.

kimse küçücük bir çocuğun sevgiye aç kalbini fark etmiyor.

eşcinsel ilişkinin avantajları

kendini yalnız ve öteki olarak hissettiğin anlarda, hayatta en çok önem verdiğin kişinin seninle aynı durumda olması sana güç verir ve yalnız olmadığını hatırlatır. iyi ki eşcinsel olmayıp zevkine escinsellerle uzun süreli duygusal olarak takılma diye bir durum söz konusu değil, olsa da duygusal değil. sevgilinin biseksüel olması bile insanı o kadar yalnizlastiriyor ki. gerçi eşcinsel olmasak böyle bir avantaja da ihtiyaç duymazdik zaten.


kolayca aldatma olabilir ama o bir taraf için avantajken diğerinde dezavantaj.

bir de sex ihtiyacını gidermek için heterolar gibi en çirkin kıza * bile paspas olmaya gerek olmuyor. çok kolay bir şekilde bir gün içinde tanışıp sex yapılabiliniyor.

benim en sevdiğim ise ilişkinin gizemli olması. gizemli olan hep heyecan uyandırır. su an bile içim kıpır kıpır oldu.

Toplam entry sayısı: 234

tanrı erkekte delik yarattıysa eşcinsellik normal demektir

mevzuyu bir delik ve bir penis kadar sığ görenlerin cahiliyet kokan açıklamasıdır. bu düşünceyi dillendiren sanatçı eserinde "embriyojenez, insan gelişimi ve evrimsel süreç, insan anatomisine fizyolojik yaklaşım, proktoloji" gibi konulara ziyadesiyle hakim olduğunu sürrealist bir dışavurumla bizlere haykırmaktadır.

sizinle tanışacaklara tavsiyeler

yeni bir ayı sözlük yazarı

verilen tepkilere nasıl yanıt vereceğini bilemeyendir. mekanın raconunu tam bilmediği icin kafasına estiği gibi davranandır. ulan şimdi bu iyi bir şey mi dedi yoksa sövdü mü diye düşünendir. kendisinin izlenildiğinin farkında olmadan yazıp durandır.

ayı sözlük yazarlarının depresyondan kurtulma taktikleri

yapılabilecek en guzel eylem kendini işine vermek. alternatifler;
-tempolu yürüyüş yap, mümkünse kulaklığını da yanına al. deli bi enerjin varsa bikaç kilometre yol alıp vücudunu ısıtıp koş.
- temizlik yapmak, etrafı toplamak da dehşet huzur veriyor, küçük çaplı bunalımlar icin birebir.
- her insanin yıllardir bu niye böyle diyip de araştırmadıgı seyler vardır ya, işte o ertelediğin seyi bilimsel bi makaleden ögrenmeye çalış. kendini çok farklı bi dünyanın içinde bulabilirsin emin ol.
- yakinindaki huzurevine git, dayılar felaket tavla oynuyor, muhabbetleri de fena değil.
- bu işler özel izinle oluyor tabi ama uğraşırsan bi de şöyle önerim var; sosyal güvenlik kurumuna bağlı kimsesiz çocukların barındığı " çocuk evleri " var. oraya git, çocuklarla ilgilen, onları sev, muazzam rahatlamış olarak eve döneceksin.
- bu madde bahsedeceğim tipolojide arkadaşı olmayanlara lüks gelebilir; üç tane kafadar bulup kahveye git, batak mı oynarsin, yüz bir mi orası sana kalmış.
- kitap oku, yemek yap, sevdigin seyleri ye, film izle gibi klişelere girmiyoruz sen zaten onları biliyorsun.

ankara

kendimi en cok benzettigim şehirdir. belki dogup buyudugum, yasadigim yer oldugu için ankara'ya baya güzelleme diziyorum... esasinda dışardan gorenler soguk, gri ve resmi oldugunu dusunur. fakat biraz alisinca keyifli noktları varmiş dedirtir. sanki garip bi şekilde güvende hissettirir insana kendini. çok gösterişli değildir fakat altta da kalmaz. fazla kalabalığı sevmez ama yalnız da değildir. herkese samimi davranmaz misal bu şehir, sadece ona ayak uyduranlara selam çakar. denizi yok ama sevene kuru soğuğu bile güzel geliyor bu şehrin.

tanrı erkekte delik yarattıysa eşcinsellik normal demektir

mevzuyu bir delik ve bir penis kadar sığ görenlerin cahiliyet kokan açıklamasıdır. bu düşünceyi dillendiren sanatçı eserinde "embriyojenez, insan gelişimi ve evrimsel süreç, insan anatomisine fizyolojik yaklaşım, proktoloji" gibi konulara ziyadesiyle hakim olduğunu sürrealist bir dışavurumla bizlere haykırmaktadır.

fotoğraf istediğinde güneş gözlüklü fotoğraf atan ibne

çok çorak bulduğum bir muhabbettir. tanımadığın bir insandan fotoğraf istemek bana bi nebze hadbilmezlik gibi geliyor. belki benim tanışmak olayına bakış açım farklıdır; birini tanımak onun nelerle uğraştını bilmek, neleri düşündüğünü öğrenmek, hayat felsefesini sorgulamak, entellektüel birikiminden bahsetmekle başlamalı. bunları dinlemeden bırak sevgili olmak, arkadaş olmak bile bi ilginç geliyor bana. insanların nelerden etkilendiğiyle alakalı bi konu galiba çok da dil uzatmamak lazım fakat bu kadar primitif düşünmek de bana epey yoz geliyor.

sarmısaklı yoğurtlu makarna

üstüne de zeytinyağında kavrulmuş salça, köri ve pul biberden oluşan bir sos dökerseniz sizi zevkin doruklarına çıkaracak lezzettir.

tokatlanınca sallanan kalça

biri şu yazarın üstüne su atsın dediğim alev almış içeriktir.
sevgili sözlük, aslında her daim özgürlükten yana tutum sergileyen bi adamım fakat her yeri de yatak odanıza çevirmeyin be kardeşim. toplumda yemez, içmez, sevişir diye bi eşcinsel algısı var bildiniz mi onu. işte sayenizde...

yeni bir ayı sözlük yazarı

verilen tepkilere nasıl yanıt vereceğini bilemeyendir. mekanın raconunu tam bilmediği icin kafasına estiği gibi davranandır. ulan şimdi bu iyi bir şey mi dedi yoksa sövdü mü diye düşünendir. kendisinin izlenildiğinin farkında olmadan yazıp durandır.

ayı sözlük yazarlarının kullandıkları parfümler

size küçük 1 fakir itemi: çakma parfümler satan parfümeriye girip, kilo ile parfüm alabiliyorsun.

fotoğraf istediğinde güneş gözlüklü fotoğraf atan ibne

çok çorak bulduğum bir muhabbettir. tanımadığın bir insandan fotoğraf istemek bana bi nebze hadbilmezlik gibi geliyor. belki benim tanışmak olayına bakış açım farklıdır; birini tanımak onun nelerle uğraştını bilmek, neleri düşündüğünü öğrenmek, hayat felsefesini sorgulamak, entellektüel birikiminden bahsetmekle başlamalı. bunları dinlemeden bırak sevgili olmak, arkadaş olmak bile bi ilginç geliyor bana. insanların nelerden etkilendiğiyle alakalı bi konu galiba çok da dil uzatmamak lazım fakat bu kadar primitif düşünmek de bana epey yoz geliyor.

ayı sözlük yazarlarının en sevdiği youtuber'lar

barış özcan diyip son noktayi koyalım mı güzellik. şu sıralar dizi takip eder gibi adamin videolarını takip ediyorum. zorla adamı sapyoseksüel yapacaksin birader ama.

ırkçılık

son dönem bana mı çok denk geliyor anlamadım, habire türk ırkı guzellemesi duyuyorum. hatta bu güzelleme öyle boyutlara varıyor ki; türk olmayan ölsün diyenler bile var. anlarım türk külturünü sever, sahip çıkarsın ama fazlası seni de beni de yorar baboş yapma.

demet altınyeleklioğlu

kimsenin sevmediği kitabı mı desem hatta dikkat çekememiş olanı mı desem bilmiyorum, "cariyenin gelini nurbanu" adlı kitabı, osmanlı serisi içinde en çok hoşuma gidendir. yazarın, dönemin venedik cumhuriyetinden, venedik kültüründen bahsetmesi güzeldi.