efemerid

Durum: 790 - 0 - 0 - 0 - 30.04.2024 21:02

Puan: 11188 - Sözlük Kaşarı

1 yıl önce kayıt oldu. 13.Nesil Yazar.

Blink three times when you feel it kicking in <3
  • /
  • 40

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

amatör gay pornosu hüznü

onlyfans'in çıkmasıyla beraber kalitesiz roleplay'lerin katili olduğu ancak muhtemelen telefon tamiri için götürülen üçüncü sınıf bir esnafın galeride yakalayıp büyük iştahla ifşaladığı ya da biten bi ilişkide cazgır tarafın intikam duygularıyla ortama saldığı amatör pornolarda hala gizli bir cevher gibi yatan hüznü görmeyenimiz var mı? perdeleri çekmişler, biri karısını anasının yanına gönderir göndermez belli ki pasifi çağırmış ver allah ver... aktif bir yandan pencereyi kestoluyor diğer yandan hırçın karadeniz gibi deviniyor. pasif garibim yüzüm görünmesin diye kafasına yastığı basmış muhtemelen bünyeye bastığı co2'yle ve nefes almayı unutuşuyla hafif sersemlemiş kırpılmayı bekleyen merinos gibi teslim olmuş. aktif başlıyor sövmeye, "ananında sikeceem deel mi, karını da sikiyim mi böyle".
o sırada pasif: ...
fakat olay örgüsü nasıl ilerlerse ilerlesin hep neredeyse gözle görülebilecek bi hüzün havada asılı kalıyor. kış günü şehre çöken sis gibi. domates soslu makarnadaki maydonuz gibi amına koyim. muhtemel nonallerjik astımlı ağzından nefes alan aktifin nefes alırken almaya yeltendiği hava salyalarına çarpıp türbülans oluşturuyor, hazdan gargara yapıp neredeyse tükürecek. pasif desen beyninin içinde beden hocası tarafından sikiliyor o an gözlerini kapattığı için bakkal emminin arkasında çırpınmasının hiçbir önemi yok. muhtemelen birbirlerini maksimum iki kez daha görecekler ama 50 yıllık karı koca gibiler. ve en sevdiğim o an, seksin verilen efora değdiğine karar verdiklerinde gelen o kısa öpücük... aferin len orospu öpücüğü, tek seferlik ama mana yüklü.
videodayız diye aktifin erkekliğini kanıtlama çabası ve gariban pasifin slave fantezisi birleşince insan neden amatör gay pornolar üzerine tez üstüne tez yazılmıyor merak ediyor. neyse efenim, ben yavaştan mast'a durayım, varsa amatör önerileriniz mesajlardan beklerim, kendi videonuz varsa (ne alaka bana atasınız ama) ballı kaymak olur, öpüldünüz.
(bkz:kimse sikmediği için hayali somatik sikilme hikayeleri uydurmak)

guruldamak için sessiz ortamları tercih eden mide

28 mayıs 2023 cumhurbaşkanlığı 2. tur oylaması

istanbul’da sevgili olmanın saçma olması

taşra gaylerinden bihaber yazar beyanı. o taşra gayleri var ya, küçücük şehirlerde ne orospuluklar döndürürler. ortama yeni bir çıtır düştü mü direkt akbaba gibi çevresi sarılır. biriyle ilişkileneyim dersin, dıdısının dıdısı sanırsın halbuki üst komşunla falan yatmıştır dün. taşranın en kaşarlanmış lubunları piyasaya yön verir, sen zavallım kendini çöplüğünü bulmuş horoz gibi hissedersin tam böyle şahlanacaksın kafandan kekerler. neyse biriyle tanışırsın elemanla iş üzerindeyken laps ikinize de turuncudan mesaj gelir aynı kişidir, 3 saat arayla ikinizle de randevulaşmıştır... yani uzun lafın kısası, o mükemmel iki kişilik aşkınızı taşrada yaşayamazsınız. ne varsa büyük şehirlerde var, büyük şehirlere çıkarma yapın lubunya, taşrayı siktir edin.

serdar ortaç yalnızlığı

günümüzde çoğu ünlünün içinde bulunduğu yalnızlık halinin en somut ve bence en üzücülerinden birisi serdar ortaç yalnızlığı... çok tanımıyorum takip de etmiyorum yakın arkadaşları dostları var mıdır bilmiyorum, belki de paylaşmıyordur ama bana sanki ölse cenazesi 5 gün sonra falan bulunur gibime geliyor. karşı tarafın tamamen para sömürme odağında olduğu bir evlilik yaptı, ilginç bir şekilde uzun sürse de ayrıldılar, hiç çift imajı vermediler benim gözümde. eski karısının ayrıldıktan sonra yaptığı sevgilisine bakacak olursak evliliği süresince pek de mutlu ve iki taraflı isteğin güzel seksin olmadığı da belli... bilmiyorum hayvan gibi parası olan masalarda milyon dolarlar gömen bir adama acıyacağımı düşünmezdim hiç ama içten içe üzülüyorum. umarım mutlusundur be serdo abi.

caroline polachek

yeni nesil kate bush. ikinci albümü desire, i want to turn into you ile metacritic'te 94 puan alarak 2024 grammy'lerde aoty adayı olacağının sinyalini vermiştir. solo kariyerini çok geç başlattı, biraz daha erken başlamış biraz daha "çıtır" olsaydı bu piyasada çok başka yerlerde olabilirdi. çok underrated ve bir o kadar da yetenekli. şu an piyasadaki çoğu sanatçıyı siker atar. ancak hem görece yaşlı olmasından hem de bu taraklarda bezi olmamasından dolayı ismi hep gerilerde kaldı. neyse, dinleyiniz efenim:


matty healy

adam bundan sonraki hayatı boyunca diğerleri gibi "taylor swift'in ex'i" olarak anılacak ahahha bayılıyorum bu girl boss'a.

matty healy

çiftin pezevenkleri jack antonoff'muş. jack laçosu bize melodrama, dance fever, folklore-evermore'un bir kısmını vermiş olmasaydı ağır söverdim ama hatrı var bende... taylor aşırı midesiz bir kadın zaten, tam da bu yüzden seviyorum, karı da benim gibi sik aşığı. adam çok çirkin olsa da muhtemelen iyi sikiyordur. ne diyeyim yarasın taylor aşkıma, işini bilir o yaş tahtaya basmaz. dünya üzerinde elde edemeyeceği erkek yok zaten, bu garibeyi seçmiş olmasının sağlam bir nedeni vardır. tom hiddleston avelini met gala'da saçını buzzcut kestirmiş muhtemelen ismini sonradan öğrendiği bir oğlanla aldatmış bir kadından bahsediyoruz, çok mantık aramamak lazım.

2024 eurovision türkiye adayı mabel matiz

çok yükseklerde yer alamaz, 2024'te gireceksek eğer daha gay pleasure bir isim olmalı. mesela edis olabilir ya da iyi bir sahne şovuyla aleyna tilki. bu ikiliyle birinciliği alıp mabel'i türkiye'de yapılan eurovision'da kullanmalıyız. of hayallere bak...

susanne sundfor

şöyle bir şey yapmıştır, kendisi allahımdır.

14 mayıs 2023 cb ve genel seçimleri

akp'li çomar babam erdoğan'a güya kızdığı için ince'ye verecekti, tepki oyuymuş, şu an mesela siksen chp'ye vermez, gidecek akp'ye basacak. böyle birkaç insan daha biliyorum, bence ince'nin %2'lik kitlesi sadece meclis için oy kullanacak, cb için oy vereceklerini sanmıyorum, yine 2.turda da kk'ye gitmez onların oyları, varsın gitmesin aman.

burkina fasolu erkeklerin ganalı erkeklerden daha iyi sevişmesi

pornolarda her gördüğünüze inanmayın

the man with the axe

yeni zelanda cücüğü lorde'umuzun yeni daddy'si için yaptığı muhteşem şarkı. "and your office job and your silver hair" gibi suit up babacıklara içi gidenlerin rahatlıkla relate edebileceği, "favori şarkın babamınkiyle aynıydı" gibi line'larıyla daddy issue'larınıza seslenme olasılığı epey yüksek bir eser. dinlemek için:

gece bitemez

aslında influencerların işleri arasında gene fena değil, bu müzik ya da sanat değil zaten bambaşka bir şey, bunlara bu açıdan bakmak lazım. yani fastfood'u ana yemek kategorisine sokmak gibi bir şey olur bu, tüket geç.
takdir ettiğim tek nokta balon izlenme satın almamış olması. yolun açık olsun lubunya.

bilge karasu

güzelim bilge'mi tekrar ziyaret etme zamanıdır. uzun zamandır bakıştığımız troya'da ölüm vardı'ya tozlu raftan alıp kahvemi demlenmeye bıraktım. günü güzel kapatacağım. göçmüş kediler bahçesi başucumdur. kendimi bildim bileli okurum, henüz o'nun gibi yazanı, o'nun hissettirdiklerini bana hissettirebileni bul(a)madım.

gallipoli

siyasetten, gerginlikten ve mutsuzluktan yılmış bünyeme iyi gelen cancağzımız beirut'umuzun şarkısıdır. eski bir playlist'i dinlerken denk geldi, sanki uzun zamandır görüşmediğin bir dostunla memlekette denk gelmiş gibi bi his, buram buram şehir ayazıyla karışmış soba isi tütüyor sanki odamda. dinlemek isteyenlere:

amouage interlude man

"evliyse boşanır" kısmı beni aldı, en yakın zamanda deneyip buraya sonucu yazacağım. ^^

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

toksik ilişki içinde çıkmazda olan tüm dostilerime gelsin

emre yusufi

konya-meram civarı her gün en az 6 tane görüyordum bundan, ne spesifik bir yüzü var ne de tarzı, tabii sevenlere karışmıyorum, allah sahibine bağışlasın.
hande'ninki sağlam parçaymış, uzun uzun baktım ama bir erkekte aradığım onu diğerlerinden ayıran aurayı pek göremedim, orta doğulu italyan gibi duruyor, ama tutar kesinlikle.
  • /
  • 40

lost soul

bakıyoruz; neler yazabiliriz diye...

ilk girimi 2011 yılında ağustos ayının 14'ünde akşam 5'te yazmışım ayı sözlük'e.
o günün üzerinden 5 yıldan fazla vakit geçmiş.

zaman, pekâlâ, hiç de acımadan patır patır ilerliyor işte.

ben, yeri geldiğinde, gayet duygusal bir insan olabiliyorum sanırım.
gerçi, bazı zamanlar oluyor, dünyanın bütün dertleri omuzlarıma birikmiş gibi hissediyorum
sonra
bazı zamanlar oluyor, dünyanın en huzurlu insanı benmişim gibi hissediyorum.

biz insanlar, bu girift ruh hâllerinden uzaklaşamıyoruz içinde yaşıyor olduğumuz dünya, dünyaya geldiğimiz zaman, zamanı harcadığımız olaylar hasebiyle.

son dönemde hem sözlük içre, hem de içinde yaşıyor olduğumuz ülke içinde olan bitenler beni ziyadesiyle etkilemiş durumda. bu yüzdendir ki uzunca bir süre kendimi soyutlamak niyetindeyim bazı mecralardan.
sözlük de bu mecralardan bir tanesi.

ülkenin içinde bulunduğu ahval dahilinde akıl sağlığımı korumanın en iyi yolu olarak bunu görüyorum:
kendimi müziklere, kitaplara ve filmlere hibe edeceğim.
"insanlardan buz gibi soğudum." diyor cahit külebi,
vardır bi' bildiği.

şu 5 yıl boyunca güzel insanlarla konuştum, güzel insanlarla tanıştım, çirkin insanların yazdıklarını okudum, çirkin insanlardan uzak durdum.
hali hazırda peyderpey konuşuyor/mesajlaşıyor olduğum iki-üç kişi var.

hayatım boyunca, franz kafka ile akıl ve ağız birliği etmişçesine, çevremde hep birkaç insan oldu zaten.
ne demiş: "huzur mu istiyorsun? az eşya, az insan."
şu iki-üç kişi benim için 5 yıl 3 ayın getirisidir; yüreğime basmış, özümsemişim.
kâfidir benim için.

"insan ne için yaşar?"
peki,
"insan ne için yazar?"

ilk sorunun cevabı nezdimde değişmekle beraber,
ikinci sorunun cevabı benim için bellidir:
hayat gailelerimden bir tanesi dünyaya bir iz bırakabilmektir.

o yüzden girilerimi silmiyorum.
burada kalsınlar, okunsunlar.

ingeborg bachmann şöyle yazar pek güzel bir şiirinde*:
"hiçbir şey gelmeyecek bundan böyle."

kapanışı güzel bir müzikle yapayım.

"like little puffs of smoke
we're here and then we're gone"



ayı sözlük'e yolunda başarılar dilerim.
güzel günler görmek dileğiyle.


*bu arada,
olur a iletişime geçmek isteyen yazar ya da okurlar olabilir.
mail adresi şudur:
_________________
[email protected]
_________________
istediğiniz herhangi bir şey hakkında yazabilirsiniz.
okumaktan keyif alırım.

güzel günlere...

yalnızlık

alışamıyor insan, kendi başına kalabilmek ile çok çok uzak olan bir hissiyat bu yalnızlık.

flört, sevgili, hoşlaşma gibi bir durumdan bağımsız bir durumda, iki kelam edecek kimsenin olmamasıdır aslında.

kırıp geçirir içindekileri.

zalımınoğlu

eczacıbaşı dynavit vs fenerbahçe opet 2024 sultanlar ligi final serisi

go hande fuckin baladin go!!! o kupayı almadan milliye gitmek yok!!!

soft mu hard mı

eğer mikrobiyolji çalışıyor ve numunelerinizn bozulmadan analizlerini gerçekleştirmek istiyorsanız soft
yok kristal yapıları inceleyecekseniz hard olabilir

(bkz: soft x-ray spectroscopy) , (bkz: hard x-ray spectroscopy)

(bkz:konuyu salt sekse indirgemeden de fikir beyan edebilmek)

taylor swift

eksileten ben değilim efemeridçim allah sevenlerine bağışlasın

detrans pişmanlıkları

(bkz:#436300 ) bir önceki yazısında artık bu konulara girmeyeceğim diye ağladıktan sonra ilgi çekme merasimine devam etmesi. hadi yallah çıktığın mağaraya geri dön. senin gibilere zaman harcamaya değmez. kimsenin umurunda bile değilsin.

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

yalnızlık

hayatının en mutlu anlarını doya doya paylaşarak yaşamayı elinden almasıyla bile insanı boynu bükük bırakır..

gaylerin çocuk sahibi olma arzusu

benimde sahip olduğum arzu. kan bağımız olmasada olur ama birbirimize içten bağlı olalım ve evlatlık alırsam eğer, bunu ona söylerim asla saklamam.
(br)birlikte oyun oynayalım mesela. oyunda ben bilerek yenili3lm, onun g0tü kalkınca ben hırs yapıp yendiğimde ağlasın, sonra ben şebeklik yapıp ortamı yumuşatıyım, evcilik oynarız, top oynarız, anime izleriz, çok şeker ve çikolata yemesine izin vereyim, hastalandığında başından ayrılmayayım, ateşini düşüreyim, birlikte okula gidip gelelim, diğer çocukların velileriyle tartışıyım, öğretmeniyle tartışayım, istediği telefon bilgisayar çok pahalı olunca kavga edelim, birlikte yemek yapalım, temizlik yapalım, spor yapalı, gezintiye çıkalı, ona dövüş sporu öğreteyim, alışverişe çıkalı, omzumda ağlasın, okuldan geldiğinde önüne sıcak çorbasını koyayım, "yine mi bulgur çorbası baba yaha" desin bende "çemkirme babana onu bulamayanlar var" diyim, ona baktıkça kendi çocukuğumu, ergenliğimi, gençliğimi hatırlayım gittikçe annem ve babam gibi olduğumu ve aslında onların benim için yaptıklarını anlamaya başlayayım. birlikte tiyatroya gidll0, ona ders çalıştırıyım, son güne bıraktığı proje ödevini beraber söylene söylene yapalım, dersten yüksek not alınca evin içinde halay çekelim, düşük not alınca evin içinde halay çekelim, bana ergen ergen tripler atsın, sevgililerini benden gizleye çalışsın ben öğreneyim ona nasihatlar vereyim, okuldan kaçınca kulağını çekeyim, gizli gizli günlüğünü okuyum, sigara yada alkol kullanıp kullanmadığını takip edeyim, kötü olduğuna kanaat getirdiğim arkadaşlarıyla arasını açayım, onun için uykusuz kalayım, benden piercingini saklasın, sonra onun için tüm dünyayı karşıma alayım falan filan. çok mu şey istiyorum sözlük-chan?

beni güzel hatırla

sağda solda orhan veli ye ait olduğu söylenen bir şiir. bu bilginin de muallakta olduğunu belirtmek isterim.

"beni güzel hatırla!
bunlar son satırlar...
farzet ki, bir rüzgârdım, esip geçtim hayatından
ya da bir yağmur sel oldum sokağında
sonra toprak çekti suyu...
kaybolup gittim, belki de bir rüya idim senin için.
uyandın ve ben bittim...

beni güzel hatırla!
çünkü; sevdim seni ben, herşeyini...
sana sırdaş oldum, dost oldum,
koynumda ağladın.
yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini,
beni üzdün, kınamadım.
alışıktım vefasızlığa, el oldun aldırmadım...

beni güzel hatırla!
sayfalarca mektup bıraktım sana.
şiirler yazdım her gece, çoğunu okutmadım.
sakladım günahını, sevabını içimde
sessizce gittim...
senden öncekiler gibi sen de anlamadın.

beni güzel hatırla!
sana unutulmaz geceler bıraktım
sana en yorgun sabahlar...
gülüşümü, gözlerimi, sonra sesimi bıraktım.
en güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka,
söylenmemiş "merhaba"lar sakladım her köşeye
vedalar bıraktım duraklarda.
ne ararsan bir sevdanın içinde
fazlasıyla bıraktım ardımda.

beni güzel hatırla!
dizlerimde uyuduğunu düşün,
saçını okşadığımı, üşüyen ellerini ısıttığımı,
mutlu olduğun anları getir gözünün önüne.
alnından öptüğüm dakikaları...
birazdan kapını çalan kişi olabileceğimi düşün
şaşırtmayı severim biliyorsun.
bu da sana son sürprizim olsun.
şimdi, seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum
beni güzel hatırla.
gidiyorum..."

Toplam entry sayısı: 790

detrans pişmanlıkları

nefret suçuyla ifade özgürlüğünün ayrımını 2024 yılında yapamamak... bu neyin ahrazlığı böyle ya, yani orangutan bile öğrenirdi şimdiye kadar herhalde.
zaten sana laf anlatmaya çalışmak beyhude bir çaba, "homofobik eşcinselim" ne demek ya ahahah
sen homofobik değilsin, sen eşcinsellerden değil bizzat kendinden nefret ediyorsun. çünkü zihninin nasıl bir lağım çukuru olduğunu biliyorsun. kendine olan nefretin o kadar boğmuş ki seni başkasına yansıtarak nefes almaya çalışıyorsun. üstüne insanları idraksızlıkla suçluyorsun. o beğenmediğin lgbt dernekleri sayesinde kaç trans intihardan vazgeçti, kaç ailesinden ölümden kaçan lgbt çocuk yuva bulabildi, kaç öğrenci burs bulup dezavantajlı olduğu illerde okullarda okuyabiliyor farkında mısın? lgbt ortamından dışlanmış olmanı garip karşılaman asıl garip olan şey. çünkü sen içgörüsü sıfır olan bir herifsin. senin birini sevebilme ihtimalin yok, birinin seni sevebilme ihtimali yok, bir ortama dahil olabilme bir çarklının dişlisi olabilme ihtimalin yok. ve bu senin karakterinle, yalnızlığı sevmenle ya da seçmenle değil, bizzat karaktersizliğinle alakalı. insanlardan saygı görememiş olman senin zaten zerre saygı hak etmemendendir.
"heteroseksüeller bas bas bağırıyor mu" demen bile seni ele veriveriyor hemen. bugüne kadar saklanarak, kendini sevmeyerek ve hatta nefret ederek yaşamış olabilirsin. ama sana kötü bi haber, herkes senin gibi ezik ve sinmiş halde yaşamayı seçmiyor artık. insanlar kendilerini sevebiliyor ve kendilerini affedip tanıyabiliyorlar. umarım bu seviyeye ulaşırsın bir gün diyeceğim ama dediğim gibi içgörüsü sıfır bir herifsin, bir şempanzeye emek vermek daha net sonuçlar verir sendense.
ama işte senin gibiler için de mücadele edeceğiz. allah kahretsin ki sen ve senin gibileri de kapsamak zorundayız. ama birilerinin artık sizin yüzünüze yüzünüze çarpması gerekiyor gerçekleri. ve bunu yapmaktan hicap duymuyorum hiç. öğreneceksiniz, sike sike öğreneceksiniz.

akp'nin iyice homofobik bir çizgiye gelmiş olması

sağcılarla ortak noktada buluşulabileceğine inanan daha göçmenle mültecinin farkını bile bilmeyen kafatasçı faşist bir yazar daha, şaşırdık mı? siz nasıl yüzsüz, nasıl korkunç insanlarsınız ya, oğlum siz kimsiniz ya? hangi sağcıyla yan yana duracaksın sen, sen toplumun bir parçasısın da evinin damında o yalandığın sağcıların füzeler patlattığı insanlar değil mi? sen daha iyi bir hayat hak ediyorsun da onlar hak etmiyor mu, sen kimsin ki bu insanlardan farkın olduğuna inanıyorsun?

ümit özdağ yeşil ışık yakmışmış, ulan özdağ tabanında sen ibne halinle nasıl bir karşılık bulacaksın? birlik olacakmışız da mülteci karşıtlığı yapacakmışız. özdağ'ın tohumlarının türk aile yapımızı bozamazlar diye açtığı pankartları da mı görmedi faşist gözlerin. toplum mülteciler ve lgbt arasında bir seçim yapacakmış, peki şeyin bundan haberin var mi mesela toplumun? oğlum toplum zaten o seçimi yaptı geçen seçimde, sen teröristsin toplumun gözünde, seçmedi yani seni hani bunun cevabını merak ediyorsan. çık bakalım pride bayrağı baskılı tshirtle fatih'e. sevgilinle el ele gez bakalım memuriyetin nasıl düşürülüyor sağcılar tarafından. akp iyice homofobik hale geldi kurtuluş özdağ'da öyle mi? şu sıçtığımın hayatını satranç oynar gibi yaşayıp piyon olmaya bu kadar hevesli olmayın.

edit: ırkçı yazar türkmenbeyi girdisini silince havaya yazmışım gibi oldu. eğer kendisini açıklasaydı veya özür girdisi yazsaydı kendi görece agresif girdimi de silerdim ancak kendisi silip kaçmayı seçti. bakan görsün bunu, kendisi hazır "fırsat" yakalamışken özdağcılarla beraber olup mülteci karşıtlığı yapmamız gerektiğini böylece toplum tarafından sevileceğimizi söylüyordu girdisinde. faşist.

edit: şimdi de seri eksilemeye başlamış, zavallı faşist herif, senin gibilerin yüzüne yüzüne faşist diye bağıracağım sizden korkan çekinen umursamayan sizin gibi olsun

onlyfans

eylülün sonlarına doğru rus orta yaşlarda gayet hoş bir adam gelmişti istanbul'a. instagramda bir süredir like'laşıyorduk. açıkçası ilgimi de epey çekmişti. istanbul'a geldiğini haber verdiğinde çok heyecanlanmıştım, bildiğin rus ayısı bi tip, sarı uzun sakalları, kırışık göz çevresi ve kıllı bir vücut...
tabii hemen bilet bakıyorum hızlıca yanına uçabilmek için. kendisi otel tutmuş.
istanbul'a indi, otelde dinlenecek ben de sözde ankaradan yanına geleceğim. telefonda konuşuyoruz, bir anda benimle seksini kaydetmek istediğini ve ileride izlemek için bunu yapmak istediğini söyledi. ben tabii has anadolu çocuğu, yer mi bunları. biraz ağzını aradım ve onlyfans'e başladığını öğrendim. daha öncesinde de lafı geçmiş ve benim onlyfans'la hiç ilgilenmediğimi takip etmediğimi öğrenmişti. yani hiç haberim olmadan pornom yayılabilirdi. tabii ağzına sıçtım bunun, biletimi de yaktım. yalvardı, yüzünü buzlayacaktım dedi ama nafile. en son para teklifi yapınca iyice uyuz oldum. içimde ne varsa ingilizce bildiğim ne kadar küfür varsa ettim herife.
o defter kapanmıştı. dün twitter'da dolaşırken bir türk porno hesabı gördüm, bir onlyfans içerik üreticisi. biraz bakayım diye tıklar tıklamaz kabak gibi bizimkiyle olan pornosunun trailer'ını gördüm.
o reddettiğim sarışın rus ayısı bizim onlyfans'çıyı delmiş resmen. gerçekten güzel bir seksi kaçırmış oldum. tabii buzlanmış bile olsa seksimin bir yerlere yayılmasını istemem ama adamın penisi o kadar güzel ki... uncut, damarlı ve gayet kalın. dişimi doldururdu yani.
işte o an onlyfans'tan etimle kemiğimle nefret ettim. tek içimi ferahlatan şey bizim türkün de gayet iyi hakkını verniş olmasıydı, o yarrak öyle sürülmeliydi, gerekeni yapmış. ama
o rus ayısı benimdi, benim olabilirdi.
orada, bi rus ayısı var uzakta, o rus ayısı bizim ayımızdır diyemedim. neyse sağlık olsun, allah belanı versin onlyfans.

ibb kitapçılarında lgbti nefreti

bir de oy bölüyorsunuz diye zırlayan ibneler vardı. chp'liler sever zaten islamcılarla el ele vermeyi. hala islamcı önüne domalıp "bakın biz de sizdeniz" ayağı çekiyorlar, hem de bizim üzerimizden. benim varlığıma alenen savaş açan bir zihniyet batarsa batsın. bu ülkenin düzelebilmesi için önce bu chp tarzı oluşumların yıkılması gerekiyor. bu yüzden iyi ki dem parti var, iyi ki başak demirtaş var! ekrem'den de sokak köpeklerinin katli için islamcılarla kol kola giren mansur'dan da kurtuluyoruz bu seçimde. artık kendinize çekidüzeni de siz veriverin. hadi bir daha zırlayın akp kazanacak diye.

erkeklerin bakılası yerleri

ilk defa veya uzun aradan sonra pasif oluyorsa eğer penetrasyon anındaki yüzleri... aşırı tatlı bir ifade oluyor izlemeye bayılıyorum. gerçi penetrasyona kadar çoktan parmaklamış oluyorum ben tabii ama penisin giriyor olması daha farklı hissettiriyor olmalı.
prostatına ilk değdiğimde zevkten dönen yalvarırmış gibi bakan gözleri, ben üstünde acımasızca devinirken onun aldığı tüm hazzı yüz hatlarında izleyebilmem, bir yandan altımda kıvranıp kaçmak isterken bir yandan da daha fazlası için sürtünmesi... erkeklerin her duygusunu vücudunun her santimiyle yaşamasına ve bu duygu selinin yüzde zuhur etmesine bayılıyorum, çok seviyorum, canım erkekler!

detrans pişmanlıkları

nefret suçuyla ifade özgürlüğünün ayrımını 2024 yılında yapamamak... bu neyin ahrazlığı böyle ya, yani orangutan bile öğrenirdi şimdiye kadar herhalde.
zaten sana laf anlatmaya çalışmak beyhude bir çaba, "homofobik eşcinselim" ne demek ya ahahah
sen homofobik değilsin, sen eşcinsellerden değil bizzat kendinden nefret ediyorsun. çünkü zihninin nasıl bir lağım çukuru olduğunu biliyorsun. kendine olan nefretin o kadar boğmuş ki seni başkasına yansıtarak nefes almaya çalışıyorsun. üstüne insanları idraksızlıkla suçluyorsun. o beğenmediğin lgbt dernekleri sayesinde kaç trans intihardan vazgeçti, kaç ailesinden ölümden kaçan lgbt çocuk yuva bulabildi, kaç öğrenci burs bulup dezavantajlı olduğu illerde okullarda okuyabiliyor farkında mısın? lgbt ortamından dışlanmış olmanı garip karşılaman asıl garip olan şey. çünkü sen içgörüsü sıfır olan bir herifsin. senin birini sevebilme ihtimalin yok, birinin seni sevebilme ihtimali yok, bir ortama dahil olabilme bir çarklının dişlisi olabilme ihtimalin yok. ve bu senin karakterinle, yalnızlığı sevmenle ya da seçmenle değil, bizzat karaktersizliğinle alakalı. insanlardan saygı görememiş olman senin zaten zerre saygı hak etmemendendir.
"heteroseksüeller bas bas bağırıyor mu" demen bile seni ele veriveriyor hemen. bugüne kadar saklanarak, kendini sevmeyerek ve hatta nefret ederek yaşamış olabilirsin. ama sana kötü bi haber, herkes senin gibi ezik ve sinmiş halde yaşamayı seçmiyor artık. insanlar kendilerini sevebiliyor ve kendilerini affedip tanıyabiliyorlar. umarım bu seviyeye ulaşırsın bir gün diyeceğim ama dediğim gibi içgörüsü sıfır bir herifsin, bir şempanzeye emek vermek daha net sonuçlar verir sendense.
ama işte senin gibiler için de mücadele edeceğiz. allah kahretsin ki sen ve senin gibileri de kapsamak zorundayız. ama birilerinin artık sizin yüzünüze yüzünüze çarpması gerekiyor gerçekleri. ve bunu yapmaktan hicap duymuyorum hiç. öğreneceksiniz, sike sike öğreneceksiniz.

akp'nin iyice homofobik bir çizgiye gelmiş olması

sağcılarla ortak noktada buluşulabileceğine inanan daha göçmenle mültecinin farkını bile bilmeyen kafatasçı faşist bir yazar daha, şaşırdık mı? siz nasıl yüzsüz, nasıl korkunç insanlarsınız ya, oğlum siz kimsiniz ya? hangi sağcıyla yan yana duracaksın sen, sen toplumun bir parçasısın da evinin damında o yalandığın sağcıların füzeler patlattığı insanlar değil mi? sen daha iyi bir hayat hak ediyorsun da onlar hak etmiyor mu, sen kimsin ki bu insanlardan farkın olduğuna inanıyorsun?

ümit özdağ yeşil ışık yakmışmış, ulan özdağ tabanında sen ibne halinle nasıl bir karşılık bulacaksın? birlik olacakmışız da mülteci karşıtlığı yapacakmışız. özdağ'ın tohumlarının türk aile yapımızı bozamazlar diye açtığı pankartları da mı görmedi faşist gözlerin. toplum mülteciler ve lgbt arasında bir seçim yapacakmış, peki şeyin bundan haberin var mi mesela toplumun? oğlum toplum zaten o seçimi yaptı geçen seçimde, sen teröristsin toplumun gözünde, seçmedi yani seni hani bunun cevabını merak ediyorsan. çık bakalım pride bayrağı baskılı tshirtle fatih'e. sevgilinle el ele gez bakalım memuriyetin nasıl düşürülüyor sağcılar tarafından. akp iyice homofobik hale geldi kurtuluş özdağ'da öyle mi? şu sıçtığımın hayatını satranç oynar gibi yaşayıp piyon olmaya bu kadar hevesli olmayın.

edit: ırkçı yazar türkmenbeyi girdisini silince havaya yazmışım gibi oldu. eğer kendisini açıklasaydı veya özür girdisi yazsaydı kendi görece agresif girdimi de silerdim ancak kendisi silip kaçmayı seçti. bakan görsün bunu, kendisi hazır "fırsat" yakalamışken özdağcılarla beraber olup mülteci karşıtlığı yapmamız gerektiğini böylece toplum tarafından sevileceğimizi söylüyordu girdisinde. faşist.

edit: şimdi de seri eksilemeye başlamış, zavallı faşist herif, senin gibilerin yüzüne yüzüne faşist diye bağıracağım sizden korkan çekinen umursamayan sizin gibi olsun

disney+

kemalist hükümet akp tarafından çarmıha gerilen platform, tüm muhalifler nasıl oluyor da chp'nin susup akp'nin bu kadar ses çıkardığını soruyor hatta içten içe akp'yi tebrik ediyor. yerel seçimlerde büyük hezimetin ayak sesleri şimdiden duyuluyor, tece'nin yeni yüzyılının ilk çeyreği biterken akp'nin elini güçlendiren şey mustafa kemal mi olacaktı, oldu valla.

senelik üyeliğimi yeniledim, neredeyse hiçbir şey izlemiyorum, helal-i hoş olsun. zengin bir içeriği var ve arşivinin orada bir yerde duruyor olması içimi rahatlatıyor. umarım akp'lilerin ve kemalistlerin elinde lağvedilmez.

islamcılar ve kemalistler en son lgbt konuşulurken el ele vermişti, şimdi de kemal için aynı saftalar, yürrüyün be bozkurtlar kim tutar sizi

prostat orgazmı

bir erkeğin ya da prostatı olan bir bireyin hayatı boyunca alacağı en maksimal zevktir, heteroseksüel erkeklerin bile rektal tuşe muayenesinde prostatlarını muayene ederken birkaç saniye süren muayenede sertleştiklerini gördüm. tr'de evli çiftler openminded olabilse hetero erkekler lavaj nedir bilse ve kadınlar haftada bir gün erkeklerini oyuncakla ya da parmakla sikse çok ciddi söylüyorum mutluluk kat sayısı arşa çıkar ülkede. zaten yattığım tüm evli erkeklerin aktif bile olsa o prostatlarını parmağımla mıncıklarım, bezlerini parmağımla sikerken hepsinin yüzünde salak bi "lan noluyoo oha" ifadesi oluyor, kilitleniyorlar, bunu izlemeye bayılıyorum ve zaten seks bir anda altıma geçmeleriyle devam ediyor, bir de bu evli erkeklerin bazısı sikilmeye "prostat masajı" adını takıp iç rahatlatıyor buna aşırı gülüyorum, tabii ben işime bakıyorum. avrupalı hetero erkekler buna daha çok açık ama maalesef pisler, ben her ne kadar ortadoğu insanını sevmesem de en azından temizlik konusunda daha öndeyiz, çoğu yatmadan önce benim karıları gibi olmadığımı biliyor ve özen göstermek zorunda olduklarından karılarına vermedikleri titizliği bana veriyorlar, vermek zorundalar. her neyse hayırlı forumlar, "prostat masajı" isteyen karısından gizli yorgan altında misafir odası koltuğunda el sikte sözlük gezen evli erkekler varsa yazın canlarım, tabii gayler de aynı şekilde, öpüldünüzzz.

ilk anal seks

anal seks abartılıyor.
iki erkeğin birbirine en yakın olduğu, türlü duyguların eşlik etmesi gereken seksin aşamalarından biridir.
heteronormatif dayatmanın getirdiği anlayış üzerine yanlış yorumlanıp yanlış beklentilere sokabilir insanı. ilk seksinize gerdekmiş gibi davranmayın.
biri sizin içinize girecek, derinlerinizde bir parçasını gezdirecek. size zevk verecek, onun beyninin kimyasal dengesiyle oynuyor olacaksınız. siz de ona zevk vereceksiniz.
bu sevdiğiniz bir erkekle oluyorsa cennetvari bir deneyim olacak. aksiyonlarla değil duygularla düşüncelerle ilgilenmeye bakın.
sevgilinizi içinize alıyorsunuz, vücutlarınız birleşiyor, ayaklarınızı vücuduna sarıyorsunuz. gözleriniz birbirine kenetlenmiş. tüm bunlar olurken tabii ki acı da olacak, zorlanacaksınız da. ama tüm bunlar seksin bir parçası zaten. kimi günler penetrasyona bile gerek duymadan birbirinizi boşaltıyor olacaksınız.
her şeyin ilki zordur, bunu bu kadar önemseyip bundan korkup yıllarca kendini seksten uzak tutan insanlar var.
arkadaşlar seks penetrasyonun çok ötesinde beyninizin içinde olan bir şey. öyle olmasaydı mastürbasyon da yapamazdık. mastürbasyondan farklı olarak, artık yanınızda biri daha var. ve artık bu zevki iki kişi yaşıyorsunuz, bunu yaşarken de birbirinize yardımcı oluyorsunuz. bu kadar basit...
kendinizi germenize korkmanıza gerek yok. iyi temizlenin, iyi yağlanın yeter. gerisi beyninizde ve beyinizde.
bir de şu "sevdiğiniz insanla olmalı" kafasından çıkın, sevdiğiniz değil istediğiniz insanla olmalı.

taylor swift

kimi yazarlarca overrated bulunan dönemin en büyük sanatçısı. ne overrated ama senelerdir bitiremedik abarta abarta...
taylor'a olan sevgi değil de belki de ingilizce seviyeniz incelenmeli. zira "lordeyi" yazan birinin fikri ne kadar değerli olabilir? ne yaptın yazıldığı gibi mi okudun, klasik taylor hater'ı ahahaha

çocukluk aşkı

bilinçli ilk aşkıma söylemek istediğim her şeyi taylor öyle güzel söylemiş ki peter'da... ilk aşkım büyüdü, bambaşka bir ülkede bambaşka değerler edindi, bambaşka bir dine inandı ve bambaşka bir denizde kendi teknesi, eşi ve çocuklarıyla dalgalarla savaşıyor.

" i've heard great things peter
but life was always easier on you
than it was on me
and sometimes it gets me
when crossing your jet stream
we both did the best we could do underneath the same moon
in different galaxies"

and i won't confess that i waited
but i let the lamp burn
as the men masqueraded
i hoped you'd return
with your feet on the ground
tell me all that you'd learned
cause love's never lost when perspective is earned
and you said you'd come and get me but you were 25
and the shelf life of those fantasies has expired
lost to the lost boys chapter of your life
forgive me peter, please know that i tried"

ayı sözlük yazarlarının favori dolmaları

kuru patlıcan dolması. üzerime tanımam bu arada, benim diyeni cebimden çıkarırım bu konuda. birkaç sırrını paylaşayım:

1) kuru patlıcanı alırken paraya kıyın. bim'dir migros'tur pakette satılanlarım hiçbir tadı yok. kapalı çarşıdan aktarlardan alın, 5 kuruş fazla olsun aromalı olsun.

2) sadece pirinçle yapmayın. 1 su bardağı pirinç kullanıyorsanız 1 su bardağı da bulgur kullanın.

3) dolmayı dolma yapan 3 şey var: zeytinyağı, sumak ve soğan. bu üçlüde elinizi korkak alıştırmayın. 2 büyük boy soğan takribi 25 30 adet dolmaya yeter.

4) baharat dengesi ve seçimi çok önemli: baharat olarak: kuru nane, sumak, kimyon, karabiber, isot ve tuz.

5) harcına yeşillik koymak: bunu kimse yapmıyor gördüğüm kadarıyla. ama bence tam bir gamechanger. sevdiğiniz herhangi bir yeşillik olur. ben dereotu koyuyorum mutlaka.

6) kuru dolmaları tencereye dizmeden önce tencerenin dibini dereotu ile kaplamak: bu da dolmanın tadını arşa çıkaran bir şey. hem dibine tutmaz, patlıcanlar yanmaz hem de buram buram aromasını geçirir yemeğe.

ingiliz aksanının çok seksi olması

eargasm dedikleri şey, bayılıyorum.
örneğin;

akp'nin iyice homofobik bir çizgiye gelmiş olması

akp homofobi yapmıyor, nefret suçu işliyor. tabii bunun bir önemi var mı, yok. o çizgi çoktan geçildi. halkın gözünde lgbti artık bir terör örgütü, düşünün ki bunca açlığa yoksulluğa torpile adam kayırmaya rağmen insanlar chpkk diyerek chp'ye oy vermedi. insan ırkı var olduğundan beri yöneticiler insanları terörle konsolide eder. e artık pkk var diyemedikleri için yeni bir terör örgütüne ihtiyaçları vardı, o da biz olduk. bu saatten sonra hiçbir şey bizim açımızdan iyiye gitmez, dendiği gibi hükümet değişse bile gitmezdi. görüp görebileceğimiz max şey tip'in asla seçilmeyecek bir sıraya bir trans bireyi aday koyması, o da zaten artık olmaz.

yeni türkiyedeyiz artık, burada bize yer yok. daha da radikalleşecekler, doktorlara psikologlara lgbti'nin hastalık olduğuna dair broşürler hazırlatılıyor. cinsiyet değiştirme ameliyatlarının önüne çok büyük engeller getiriliyor. kapımıza çarpı koymaya bir adım uzaklar sadece. herkese bol şanslar diliyorum bundan sonrası için, umarım herkes sağlıklı iyi mutlu olabilir.