odtü'den geçirilmesi planlanan ve binlerce ağacın kesilmesiyle noktalacak olan yol projesinin sosyal alanda tepki toplayan yani.
odtü yanında çiğdem ve 100. yıl mahallesini de içine alan ve bir anlamda satışa çıkarılan arazi için 25 ağustosta öğrenci ve mahalle sakinleri direniş başlattı. kurulan çadırları sökmek için müdahale eden polis eylemcilerin çadırlarını kaldırmasıyla alandan uzaklaştı. gezi parkında olduğu için denge politikası izleyen polis, umulmadık anda ve pusu manevrası şeklinde saldırıya geçmeye hazır gibi. bu kez polise olan güven sıfırın katbe kat altında. gökçek'in yol ihalesi ve kapsamını twitterdan yürütmesi götüm götüm gülerek uzaklaşma yaratan en trajik cephe gibi sözlük.
odtü orman işgaline direnen öğrenci ve mahalle sakinlerine melih gökçek tarafından yakıştırılan sıfat.
basın açıklaması yapmak ya da demeç vermek yerine twitter sayfasından yardırmayı daha uygun bulan gökçek, satışa çıkardığı orman ve arazi parçası savunucularını anarşist buluyormuş. hep bir ağızdan "ya ne olacağıdı gökçek, tabiki böyle olacağıdı" diyoruz.
ceza muhakemeleri kanunu'nda gözaltı için savcılık ve sulh yargıyı izni arayan evrensel düzenlemenin türkiyeye uyarlanmış yeni versiyonu.
kanunda yapılan yeni düzenleme ile polise adli makamdan izin almadan gözaltı yetkisi tanınıyor, gerekçe ise ab uyum sürecei imiş. gezi parkı eylemleri sırasında polise aşırı yetki veren kolluk, bu düzenleme ile önceki hukuka aykırı uygulamalarına da yasal kılıf oluşturmuş olacak. yargı güvencesinin çöpe atılması anlamına gelen uygulama hükümetin en önemli hedefi.
sokakta yürürken kolundan tutulup gözaltına alınan olursa, istikamet karakol ya da kodes; aman dikkat.
egemen bağış'ın muhtemelen sarhoş kafa ile dile getirdiği, yoksa normal bilinçle söylenmesi mümkün olmayan beyanatı.
ali ismail korkmaz'ın ölümüne çok üzüldüğünü, içinin parçalandığını, ancak yaşın yanında kurunun da yandığını dile getiren bağış'a göre hata yapmak insan içinmiş ve bu ölümde bir hataymış. hatayı yanlış yerden anlayan bağış dövülerek öldürülme olayını da tasvip etmiyormuş. sıçma ve sıvama konusunda resmen gökdelen inşa eden bu açıklama, hükümet cephesinde yapılan ölüm vuruşlarının nasıl da keyfi ve kasıtlı olduğunun delilinden başka bir şey değil.
rize'de yaşanan ve benzersiz akla ziyan yanı ile rekorlar kitabına girmesi gereken manidarsız teşekkür bezi.
recep tayyip erdoğan'ın memleketinde yapılan miting için her yer pankartlarla donatılırken ana caddelerden birine nazır üst geçide "engelli insanlara saygı insanlığa saygıdır. engellilere verdiğiniz destek için teşekkürler başbakanım" yazılı pankart asıldı. ancak üst geçitte engelli asansörü olmaması dahası şehirde engelliler için hiçbir altyapı bulunmaması nedeniyle pankart tepki topladı.
pankarta tepki gösteren kesim hemen apar topar çevreden uzaklaştırıp gözaltına alma ile tehdit edildi, akıl akıl gel götüme takılda zirve budur.
ankarasporu çalıştıran antrenörler akp'nin ankarada düzenelene milli iradeye saygı mitingine katılmadıkları ve takımı havaalanında düzenlenen karşılama törenine götürmedikleri iddiası ile işlerinden edildiler. iş akti hukuki mesnet olmaksızın feshedilen haklı bir sebep de gösterilmeyen hocalar bir de üzerine gökçekten azar yedi.
yargıyı bitiren sporu politik hale getiren anlayışın manyaklık bombardımanı korkunç, bakalım bir sonraki aşamada ne tür iple pazara çıkacaklar.
avm'lerin çil yavrusu gibi üremesiyle giderek sayıları azalan yurdum görseli, müşteriyi ıslatanı bol olsa da candır.
kahvehane yahut küçük ölçekli bakkal önünden geçerken sudan nasibini almamak için kenara çekilen her bünyenin yaşadığı bocalama ile anımsanır; yaşatalım, sevelim.
erdem kınay'ın eylül ayında çıkacak olan proje serisinin ikinci halkası.
sözlerin tamamının deniz erten tarafından yazıldığı albümde sibel can "alkışlar", demet akalın "yalnız ordusu", merve özbey "helal ettim", aynur aydın "sınır-çekilebilirsin", atiye "bizi duysa", bengü "kolay gelsin" gibi isimler ve şarkıları yer alıyor. önceki şarkıların gölgesinden kalınmaması için her türlü fedakarlığın yapıldığı bilgisi yayılan çalışma için sibel can çıkış lokomotifi seçilmiş.
merve özbey-duman ve serdar ortaç-yorum yok; bu albümde yeni remiksi ile yer alıyor.
24 ocak 1993ten bu yana kabarık dosyasında 1 gram yol alınamazken; istenildiğinde yurt dışından faili bulup getiren dönem hükümetleri; halen bulundukları konumun hakkını verebilmiş değiller. o da bir yana daha da üstünü kapatan bir tavırla davranıp; türkiye'de demokrasi ve güçler ayrılığının olmadığını betimleyen bir tutum sergiliyorlar. gerçi bunların da bir önemi yok, uğur mumcu gibi düşünen onla aynı paralelde yürümeye devam ediyor zaten; sonlarının ne olacağı konusunda beklenmedik akıbetlere uğrayacaklarını bile bile hem de!
hükümet tarafından belirlenen kontenjana göre alım yapılan ve göstermelik olarak yazılı sözlü sınav aşamaları bulunan hakimlik sınavından sonra hakim stajyere verilen hükümet ayarı.
stajyer hakim didem yaylalı tüm engelleri aşıp türlü zorlukla başardığı hakimlik sıvanında makul olma kriterine takılarak, atanmasına bir hafta kala disiplin cezası aldı ve başlamadan mesleğe veda etti. tayt giydiği, alkol problemi olduğu ve etkin şekilde gezi parkı eylemlerinde bulunduğu için mesleğe alınmamasına karar verilen yaylalı, hsyk önünde eylem yaparak siyah çelenk bırakmayı düşünüyormuş. kurulun baskısı ile doktordan zorla alkole bağlı zaturre raporu alınan hakim adayı, hakim ve savcı adayları üzerinde kurulan baskı nedeniyle, daha en başta kendileri gibi olmayanları yıldırma politikası ile sindirdiklerini deklare ediyor, satılmış yargının satılmış kurulunun; en nadide gümüşten maşaları bunlar başka bir şey değil.
yılda bir kez kamunun önünde ağlama krizine girme hakkını kullanarak, toplum uhdesinde ağlayabilen erkek olma imajına bürünen, timsah gözyaşı minvalinde mizansendir efenim. her yıl büyük bir bozgun ya da darbenin ardından yaşanır.
bu yıl recep tayyip erdoğan bu hakkını esma'dan yana kullandı. mısır'da öldürülen ihvan liderine atfedilen şiirin okunması sırasında göz yaşları sel oldu aktı. duvarını aşan taşkın bir sel gibi. kendi yurttaşının ölüm haberleri alındığında göz bebeğinde beliren sinsi gülüşe alışık olduğumuzdan bu tertibi şak diye çözdük. ne var ki evde tutulan yahut sanal mecralara salınan yüzde ellilik dilim ağlama krizine girip kağıt mendil satışlarını patlatmış, ne denir bilemedim ki timsah da sevmem zaten.
türk yargı sisteminin an be an kokuşmuşluğunu gösteren son sürüm ceza skandalı.
havaya ateş ettiği iddiası ile 52 yıla kadar hapsi istenen alevi dedesi ibrahim seven'in soruşturma komedisi iddianame hazırlanarak dava sürecine girdi. işin ilginç yanı melih gökçek tarafından dikmen vadisi halkının uyarılması ve evleri için direnişe devam ederlerse tek tek tespit edilip ceza alacakları tehdidinde bulunulması.
14 mart tarihinde yıkım ekipleri dikmen vadisine gelmiş, direnen halkın üzerine silah sıkmıştı. aynı gün akşamı evinden alınıp tutuklanarak cezaevine konan alevi dedesi, hakkında jet hızıyla işleyen yargı süreciyle de bir rekora imza atmış oldu. sadece ibrahim seven hakkında işlem yapılması da başka bir şüphe unsuru tabi. adam öldürme tecavüz ve yağma suçlarında sanıkların beraat ettiği bir ortamda, havaya silah sıktığı bile şaibeli olan birinin neredeyse müebbete varacak derecede ceza ile mahkum edilmeye çalışılması, vay benim yurdum adaleti dedirtiyor.
mamaklı zülfü davasında verilen ve mahkemece şehvet sınırlarını çizen anlamsız hüküm.
karısını akıl almaz şekilde ölüren katil kocaya mahkemece önce müebbet hapis cezası uygulandı, ardından haksız tahrik indirimi uygulanıp ceza 20 yıla çekildi. sebep ise katilin son duruşmada eşine telefon kullanmayı yasaklamasına rağmen eşinde kırmızı renkli telefon gördüğünü, kendisinden habersiz psikologa gittiğini ve başka erkekler görecek şekilde beyaz pantolon giydiğini söylemesi. doğru olup olmadığı bile tartışılabilir bu savunmaya göre mahkeme neredeyse suçsuz bulup beraat verecekmiş de son anda ceza vermiş gibi.
kırmızı telefon kullanan ve beyaz pantolon giyen bayanların potansiyel olarak suça teşvik yarattığına karar veren mahkeme, şeriat mahkemelerinde rastlanan hüküm verme şekillerini aratmamış resmen. sanırım hükmün verildiği yerde türkiye değil, bir iran eyaleti zahir, ruh hastası bunlar.
akp komuta merkezinin, akp'li belediyelere dikte ettiği yasaklı uygulama.
mısır olayları nedeniyle çok fazla mümin kardeşlerinin hayatını kaybetmesini baz alan genelge, müslümanlar ölürken eğlence senin neyine algısına dayanıyor. menderes türel imzalı genelge, yaz sezonundaki müzikli etkinlik, konser ve eğlence proğramlarını kapsıyor.
genelgeyi ilk uygulayan şakşakçı belediye ise kastamonu olmuş, ihsangazi belediye başkanlığından yapılan açıklamaya göre sepetçioğlu ve siyez bulguru festivali iptal edilmiş. bir anlamda yas tutan akp hegomanyasının taksim gezi parkı şehitleri ve yaralıları için kılını kıpırdatmaması hatta ölümleri teşvik etmesi; yapılanın reklam ve göz boyama amaçlı olduğunu şırak diye ortaya seriyor.
son dönemde milli eğitim bakanlığı tarafından açıkça dile getirilen atatürk karşıtı tutumun müfredata yansımış hali.
göstermelik olarak iç yönetmeliği uygulayan meb uygulamada tamamen zıvanadan çıkmış durumda. skandalı patlatan ise yandaş yayınevi olan zambak yayınevi. zambak yayınevinin 2013-2014 ders yılı ders kitaplarında atatürk posteri, istiklal marşı ve öğrenci andına yer verilmemiş. durumun ortaya çıkacağını bile bile onaya yollanan kitaplar, meb'in başını okşamaktan başka bir şey değil.
hazır atatürk posteri çıkmışken recep tayyip erdoğan posteri koysunlar da tam olsun, en azından zımnen yapılan fesatlığı alenen görelim(!)
sgk'nın başına getirilen kadın başkan yadigar gökalp'in büyüme hedefi.
başbakanın her eve bol miktarda çocuk uygulamasının yanlış anlaşıldığını dile getiren gökalp hedefi daha da öteye taşıyarak her eve en az 5 çocuk uygulamasının başlatılması gerektiğine inanıyor. şöyle diyor: "elbette 5 çocuk. gerçekleri bilelim, bize ne lazım onu bilelim de. elbette ekonomik koşullar önemli. elbette bu çocukların iyi bir eğitim görmüş olması gerekecek. ama bir de şu var, durumu iyi olduğu halde çocuk yapmayanlar var. trend bir maksimum iki çocuk. en azından durumu elverenler, bu ülkeyi sevenler, bu ülkenin geleceğini, çocuklarının geleceğini düşünüyorsa gerçek bu
başkanın belli ki beyni yanmış, olmadı beyincik üst lop kırıklarını aldırsın ve fönden uzak dursun diyorum. öğle vakti güneşe de çıkmaması gerektiği başkana söylenmeli lakin şu sıcak günlerde güneş geçmesi beyin kılcallarında hasar bırakabiliyor.
cemil ipekçi'den yeşilçam salon filmleri repliklerini andıran aşırı duygusal çıkış. gül gül öldük yahu.
recep tayyip erdoğan kanadı ve akp cephesinde umduğunu bulamayan eski modacı yeni astroloj ipekli bey, menfaat beklentilerinin karşılanmamasından olsa gerek; yeni rota arayışları içine girmiş belli ki. aşırı duygusal hissiyatı daha fazla para ile doldurmayı iyi bilen ipekli beye, kaynağından gıcır gıcır para akıtan yeni bir kucak lazım kanımca. şöyle diyor: "ben sayın tayyip erdoğan'ın da geçmişten ve de geçmişteki tüm liderlerden ders çıkaracağını sanmıştım, yanılmışım ve merkez bir lider olacağını sandım. yetmez ama evet dediğimdede sayın tayyip erdoğan'ın gerisini getireceğini düşünmüştüm, meğer sanatçı olmamın hayali imiş. başta düşünce özgürlüğünü savunan bir başbakan ve de düşünceden dolayı ceza yemiş biri sonradan nasıl olur da her düşünceyi dava eder?"
onca şey söylemiş durmuş da benim tek anladığım: "yeni bal gerek artık peteğime"
milli eğitim bakanlığı web sayfasından velilere gönderilen sonrasında "biz yollamadık" denilen mesaj içeriği.
devamsızlık ve ders notu gibi bilgilerin paylaşımı gibi hizmetlerin sağlanması için kurulan veri tabanının giderek ahlak ve terbiye konularına girmesiyle tepki çeken uygulama. gönderilen mesajda erkek çocuklarının kontrol edilmesinin uzun vadede promlem yarattığı ve gereksiz olması nedeniyle bundan vazgeçilmesi ancak kız çocuklarında problemlerin azattığına vurgu yapılarak kızlarda daha çok baskı mekanizmasının kurulması gerektiğine vurgu yapılmış.
öğrenci velileri derneği genel başkanı enver önder'e göre amaç kısa mesajla korku yaratmak. eğitim amaçlı bir mecrada kadın-erkek ayrımcılığına dayalı baskı rejimi kurmanın hayli sikindirik olduğu gözlere çarpsa da kurulmak istenen düzenin, sözde eğitim danışmanlığı yardımı adı alında aile içine girip cinsiyetçi iki kutup yaratmak olduğu aşikar.
sendikacı kimliği ile işçi sınıfına da oldukça hizmet etmiş yazar ve şair.
yaşamında köy enstitüleri'nin ve cezaevinde olup yasaklı olması sebebiyle gizli yayınlanan nazım hikmet şiirlerinin yeri büyüktür. öğretmenlik de yapan yazarın hayatının büyük kısmı gözaltılarda ve cezaevinde geçmiştir.
köy yaşamını dram çizgisinde kusursuz anlatan yazarın yılanların öcü(1954) gerek türk edebiyatı gerek türk sineması gerekse türk tiyatrosu için emsalsiz örneklerden biri olmuş, yazarın hemen hemen tüm romanları ulusal ve ulaslararası alanda ödüle boğulmuştur.
suçlunun ödüllendirilmesi, mağdurun cezalandırılması örneğine artık eşeğe su kaçırma boyutu yükleyen komedi serisi.
ankara yenimahalle mimar sinan teknik ve endüstri meslek lisesi'nde toplu porno yayını yapan, kız öğrecilerini zorla yanına çağırarak taciz eden; bir kısmını odaya kilitleyen öğretmene ihtar cezası verilmekle yetinildi. şikayet eden öğretmen ise kurumun çalışma düzenini bozduğu için kınama babında okuldan kovularak zorla başka bir liseye tayin edildi.
savcılık soruşturma aşaması devam eden dosyanın gidişatına bakılırsa, şikayet eden öğretmenin hapse girmesi olası.* pornocu ise yırtacak. lakin pornocu öğretmenin milli eğitim içinde aklanması savcılık dosyasını direkt etkileyen bir olgu. marjinalliğin hukuk alanında boku çıkarılmış, hani marjinal olan bizdik a sözlük.
“one of your girls” son videosunda karşımıza drag içinde çıkıyor müthiş güzel olmuş. “face card, no cash no credit” gibi bir şarkı sözünün hakkını vermiş.
şarkı bizde çok bulunan eşcinsel olmayan aktiflerden birine aşık olan birisi hakkında yazılmış gibi, diyor ki canın sıkıldığında ara beni senin öteki kızların gibi olurum, aramızda kalır kimseye söylemem.
mesclise giren domuz bağlı katiller; kadınlarınızı sahiplendireceğiz diyen çağ dışı insanlar ve onların destekçileri çoğunluk durumunda. başımızdaki zat bakın beni seçmezseniz meclis çalışmaz yatırımlar yarım kalır, togg, iha,siha hepsi kalır, vatan gider, ezan diner, bayrak iner verin kardeşinize yetkiyi göstersin size etkiyi diyerek maalesef üzülerek istemeyerek %55 ile tekrar seçilir. müfredatta değişiklikle başyayıp (hüdapar isteği), lgbti derneklerin kapatılması (yeniden refah isteği) ile kötü günler geride kaldı şimdi daha kötü günler var aşamasına geçeriz. seçimden sonra kendi gruplarını kuranchp listesinden giren partiler de bunlara destek vererek sıçtık sıvıyoruz moduna geçerler. kısaca a dostlar biz bahar gelecek diye beklerken winter is coming. bu arada seçimlerde komiklik olsun diye ali koç istifa, tek yol devrim gibi komiklik yapan ya da alt tarafı bir mühür bile basmayan 1.300.000 kişi ile bana ne yaahhhh ben mi kurtarıcam ülkeyi diyen yaklaşık 8 milyon kişi... size ne desem az... tersi bir senaryoyu düşünelim. millet ittifakı kazandı. meclise taşıdıkları kendi grubunu kurdu. bunlar demokrasi amaç değil araçtır diyen grup oldukları için işi bitti. hadi hdp/ysp , tip destek verdi, belki iyi parti bir şekilde yetmiyor. meclis çalışamaz ve yeniden erken seçim olur ki 2024de bildiğiniz gibi yerel seçim var. genel erken seçim yerel seçim birleştirilir. bakın gördünüz mü gitmedi ülke gazlaması ile huuuooppp kim gelir başa. dik dur eğilme bu millet seninle... kısaca arkadaşlar dediğim gibi ortadoğu çukuruna döner ve barbaros şansalın dediği gibi bokumuzda boğuluruz.
debbie gibson'ı (çıktığı zamanlarda) daha şirin bulsam da bu kavgada tarafım tiffany. şaka bir yana, zamanında sıkı rakip/düşman gibi gösterilseler de (çünkü "everybody loves a good catfighting") aslında hiç öyle olmamışlar. not: felaket efektleri ve uyduruk dev hayvanların kapıştığı kötünün kötüsü syfy/asylum yapımı 2011 yapımı megapython vs. gatoroid'den alınma.
ya da tam ismiyle: 哀しみのベラドンナ (kanashimi no beradonna)
anime ile içli dışlı olmamakla beraber çok sevdiğim, hem hikayesiyle hem de tarzıyla etkileyici bulduğum bir filmdir. hele cazcı masahiko satoh'nun psychedelic ile folk arasında gezinen müziği müthiş. bayıldığım giriş parçasının zamanında bizde hümenyra'lı bir aranjmanının yapılmaması ilginç. belki film çok sonradan ünlü olduğu içindir.
modern anime izleyicilerinin çoğunlukla seveceğini sanmıyorum. aslında hak bile veriyorum. çünkü film/hikaye daha çok sabit görüntüler üzerinde gidiyor. henüz izlememiş maceracı seyircilere tavsiyemdir.
başlığı görüp ayı sözlük yazarları kendi fotolarını mı atacak acep diye düşünürken okudum aydınlandım evet yazarlar da kampanyaya dahil. zamanında bir yazar buraya sikini ve götünü attığı için bir kısım yazarlardan anlamsız linç yemişti. canı ufak süprizler yapıp ifşa çekiyorsa kime ne bundan.
yönetim olarak yapılan açıklamayı aynen tekrarlıyorum: "burası +18 bir sözlük lütfen nude atanları linçlemeyelim."
evet kendi erotik fotolarımı atmayı çok isterdim ancak sosyal mecralarda iç organlarıma kadar paylaştığım için gizemli erotik bir yanım kalmadı. pazara düşen ucuzlarcağğ fotolarımla burayı kirletmek istemem. sizler paylaşın biz beyenelim beybiler namnamham ^^
edit: dm"den gelen talepler üzerine 2 adet fotomu ekliyorum hadi bismillah.
yakın zamanda soylarının tükendiği haberleri çıkan ancak bir kaç hafta önce sahra çölünde yeniden görüntülenerek soylarının tükenmemesi mutluluk yaratan kulakları ve benekleri ile dikkat çeken evcilleşmemiş kedi türü. kedigillerin en nadir rastlananı.
sadece geceleri dışarı çıktıkları için ve fotoğraflanamadıklarından uzun zamandır yaşam bulguları şüphede idi. orta asyada da yaşamakla birlikte asıl yaşam alanları kuzey afrika çölleri. miyokkk çok dadlu bu ^^
özellikle adli kayıtlara da geçen eçcinsellere karşı işlenen gasp hırsızlık ve yaralama suçlarında tavan yapan ruh hali.
ayrımcılık, mağdurun travesti olduğu durumlarda yargı makamları tarafından konuya getirilen bakış açısı, yerel mahkemenin görüşü bu konuda ön plana çıkmakta.
konuyu homojen derginin yeni sayısında cinsel yönelim kaynaklı hak ihlallerine dair avrupa insan hakları mahkemesi 2. dairesi'nin başvuru numarası 27607/11 olan karar tarihi 09.10.2018 olan çok güncel bir kararı ile izah etmeye çalıştım.
aylar önce her sene düzenli yapılan ama bu yıl yapılmayan zirve şeklinde başlık açmış idik.
gerçekten de bunda çoğu yazarın tatilde olması, zirve yapılan mahallerin artık arap-ortadoğu gazinosuna dönüşmesi ve tadın tuzun kaçması da etkili oldu tabi. malum taksim tamamen bitti istiklal caddesi diye bir şey kalmadı.
ama bunlar bizi yıldırır mı elbette hayır.
6. yaşımızı kutlamak için tekrar bir araya geliyoruz ve yeni yazarlarla da tanışma fırsatı sağlıyoruz. ayrıca bu zirve ile homojen dergi'nin 2. yaş gününü de kutlamış olacağız.
yer: dokuz pub adres:şehit muhtar mah. mis sokak, beyoğlu tarih:3 şubat 2018. saat:20:00 hediye: bir miktar okey kayganlaştırıcı* ve homojen dergi fanzin 1. sayı'dan vereceğiz.
mekana fiyat danıştık, uygun gibi geldi. vodka 25 tl, tuborg fıçı 50 cl 14 tl, carlsberg fıçı 50cl 15tl.
başlığı görüp ayı sözlük yazarları kendi fotolarını mı atacak acep diye düşünürken okudum aydınlandım evet yazarlar da kampanyaya dahil. zamanında bir yazar buraya sikini ve götünü attığı için bir kısım yazarlardan anlamsız linç yemişti. canı ufak süprizler yapıp ifşa çekiyorsa kime ne bundan.
yönetim olarak yapılan açıklamayı aynen tekrarlıyorum: "burası +18 bir sözlük lütfen nude atanları linçlemeyelim."
evet kendi erotik fotolarımı atmayı çok isterdim ancak sosyal mecralarda iç organlarıma kadar paylaştığım için gizemli erotik bir yanım kalmadı. pazara düşen ucuzlarcağğ fotolarımla burayı kirletmek istemem. sizler paylaşın biz beyenelim beybiler namnamham ^^
edit: dm"den gelen talepler üzerine 2 adet fotomu ekliyorum hadi bismillah.
açlık, aids; iç savaşlar ve sömürgenin tillahını yaşarken; kafayı eşcinselliğe takan gambiya devlet başkanının birleşmiş milletler kürsüsünde yaptığı beyanat.
amerika; arjantin, fransa; japonya ve brezilya'nın tepkisi ile karşılaşan üşütük başgan; müslümanlık ve insanlık gereği eşcinsellik denen bulaşıcı hastalığı kurutacağım şeklinde sözlerine devam ediyor. fakirlik sıralamasında eksi değerlerin bile altında olan bir ülkenin batı devletleri kökünü kurutmuşken; bunu görmek yerine eşcinsel kökü ile uğraşması yapacak meşgale bulamamaktan kudurmanın kanıtı gibi. başgana önerim madem yapacak bir iş bulamamış havlu kenarı falan işlesin; elbise teyerlesin.
başlığı görüp ayı sözlük yazarları kendi fotolarını mı atacak acep diye düşünürken okudum aydınlandım evet yazarlar da kampanyaya dahil. zamanında bir yazar buraya sikini ve götünü attığı için bir kısım yazarlardan anlamsız linç yemişti. canı ufak süprizler yapıp ifşa çekiyorsa kime ne bundan.
yönetim olarak yapılan açıklamayı aynen tekrarlıyorum: "burası +18 bir sözlük lütfen nude atanları linçlemeyelim."
evet kendi erotik fotolarımı atmayı çok isterdim ancak sosyal mecralarda iç organlarıma kadar paylaştığım için gizemli erotik bir yanım kalmadı. pazara düşen ucuzlarcağğ fotolarımla burayı kirletmek istemem. sizler paylaşın biz beyenelim beybiler namnamham ^^
edit: dm"den gelen talepler üzerine 2 adet fotomu ekliyorum hadi bismillah.
sık sık "seri eksileniyorum ve yazma isteğim kayboluyor" şeklinde mesajlar alıyorum. ve maalesef bunu yapanları tespit etmek imkansız. seri eksiye takılmayın yazın gitsin.
ancak şu da var ileri derecede psikolojik rahatsızlıkları nedeniyle sinir hastalıkları alanında gerek yatarak gerekse ayakta tedavi görmesi gereken zati muhteremlerin insan içine karışıp sözlüğü seri eksiye boğarak mod düşürmeye çalışması baya ayıp tabi. her şeyin başı sağlık ve beyin güzelliği. keşke sözlüğün ruh hastalıkları izolasyon butonu olsa.
sevişirken -baldırları çok kalın olmak şartıyla- partnerin bacağını yalamaya koyulup dudak ucuyla bacak kıllarını hafifçe çekip ardından bacağı boydan boya yalamak. mmm enfes.
samimi olan bir söylemi 100 metreden tanırsınız çünkü kokusu vardır kesif tatlı bir koku. düşüncelerin bile kokusu vardır çoğu zaman. tam tersi ise kokusu 100 metreden hissedilen müphem tanımsız bir kokudur. nötr arada bir yerde askıda sallanmaya meyillidir.
bir dönem bu tür giriler zirve yapmıştı sözlükte zamanla azaltı sanırım sebebi 'ay hakkımda güzel bir şey yazmış ayıp olmasın ben de yazayım ama ne yazacagım yha' algısı. hiç yazma arkadaşım valla bak komik duruyor çünkü.
bir de bunun alt metinde hissizlik ya da soft nefret içeren, dışavurum amaçlı bir manevra ile yazılmış galiz versiyonu var ki amanın evlerden ırak.
laf olsun torba dolsun nick altı girileri de böyle işte. ama faydalı yanı da var: birini aslında yakın hissedersin ama aklında hep bir soru isareti vardir bir şeyin adını koyamazsın o biri hakkında hoop bir sey yazar ve onun hakkında yanılmadığını görmüş olursun. bu bildiğin bir şeyden emin olmak için kendinle olan muhasebedir. hepsi bu.
futurelavirs
yyggll
anna madrigal
actual proof
dark bear
bankacibear
birdy
operazionepaura
hermes
blondeonblonde
sekülergundi
jab
msnarin
invitisnubibus
eserekli
nstrgt
professorpanda
cartman2
gymvet
lethallegend
gozdesenem
perseus
whitebearry
blackout
justsin
monattan
muhafazakar muhafiz
dipteyim ben
senseisplinter
bear sikertir
sananda