horizonmersin

Durum: 5320 - 0 - 0 - 0 - 27.12.2024 01:17

Puan: 75928 - Sözlük Kevaşesi

12 yıl önce kayıt oldu. 4.Nesil Yazar.

nitimur in vetitum semper, cupimusque negata!
  • /
  • 266

7 eylül 2014 türkiye avustralya maçı

böyle heyecanlı ve böylesine inatla maça sarılan oyuncularımızın olduğu bir basketbol maçı izlememiştim epeydir..
helal olsun arslanlara!!

toma

topluma orantısız müdahale aracıdır.
biber gazı ile aynı soydan geldiği ve nadide çevik kuvvet in doğal uzantısı olduğu rivayet edilir...

çevik kuvvet

"ultra-ileri demokrasi" nin göz kamaştırdığı şu günlerde, halkımızın aşırı özgürleşmesini önlemek amacıyla, gezi direnişinden beri ayarsız, haksız, hukuksuz, orantısız ve vicdansız saldırılar yapan milis gücü.
bu nadide gücün son başarısı, istanbul torun center asansör faciasında kaydedilmiştir. ambulans ve kurtarma ekiplerinden önce tomasıyla hızır gibi yetişmiştir!!! işte halka hizmet budur! sağolsunlar ve her daim yanımızda olsunlar!

riyakar

riyakarlık, ikiyüzlülük ve samimiyetsizliktir.
riyakar, ikiyüzlü davranan kişidir.

bursalıların geleneksel oyunu

bu ne yahu? dedirten bir oyun(?!)...
kökeninin ve ait olduğu yörenin neresi olduğu önemli değil. türkiye 'de bir yöreye ait olması yeterli.. bu toplumun riyakar ve bastırılmış eğilimlerinin, bir açık bulup nasıl da pörtlediğini gayet güzelce anlatıyor... trajikomik bence...

türkiye'nin dünyaya kazandırdığı gerçek sanatçılar

piyanoda (bkz: güher ve süher pekinel) kardeşler ile idil biret gururumuz ve yüzakımızdır.
kemanda ise, (bkz: suna kan) apayrı bir yıldızımızdır.
tenörümüz hakan aysev ve pop müzik yorumcusu tarkan tevetoğlu da unutulmamalıdır.
resimde ise (bkz: bedri baykam) ile (bkz: bedri rahmi eyüboğlu) hatırlanmalı...

insan terbiyecisi

mesaj sağlam, ürkünç ve ibretlik...
doğal olarak faşizm ve george orwell'ın 1984 romanı geliyor akla...

ümraniye

kentleşme çalışırken hatmettiğimiz bir kitaptı aşağıdaki...
istanbul'a merakı olanlar için öneririm...

(bkz: istanbul'a bir kent kondu: ümraniye)

ceviz ağacı

--ceviz ağacı--

başım köpük köpük bulut,
içim dışım deniz,
ben bir ceviz ağacıyım gülhane parkında,
budak budak, serham serham ihtiyar bir ceviz.
ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.

ben bir ceviz ağacıyım gülhane parkında,
yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl.
yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril.
yapraklarım ellerimdir tam yüz bin elim var,
yüz bin elle dokunurum sana, ıstanbul'a.
yapraklarım gözlerimdir; şaşarak bakarım.
yüz bin gözle seyrederim seni, ıstanbul'u.
yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım.

ben bir ceviz ağacıyım gülhane parkında,
ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında…
-- nazım hikmet ran ---

trafik kazası

- bu ülkedeki karayollarında meydana gelen hiçbir olay, kaza değildir artık.
- 1950'lerden bu yana, petrole ve karayollarına bağımlı bir gelişme modeli izleyen, çarpık kentleşmeyi engelleyemeyen ve anadolu coğrafyasındaki su ve orman varlığını koruyamayan bir devlet anlayışının yol açtığı dolaylı cinayettir artık her bir kaza(?!)!
- her yıl onbinlerce insanın ölüm sebebi, "kaza" olarak adlandırılabilir mi hiç?
- sistemsizlik, ciddiyetsizlik, vicdansızlık ve kanıksanmışlıkla birlikte doğan ucuz ölüm nedeni.

(bkz: karayolları ve trafik trajedisi)
(bkz: batı ülkelerinde trafik planlaması)
(bkz: batı ülkelerinde kentleşme)

eşcinsel

- türkiye toplumunun evriminde kilit rol oynayabilecek potansiyeli olduğu halde, bunu değerlendiremeyen büyük kitlenin üyesidir.
- friedrich nietzsche 'nin "ey bugünün çekilenleri! yarın sizlerden büyük bir toplum ve insan modeli doğacak: üstinsan!" deyişini aklıma getiren özel kişidir.

3 eylül 2014 avcılarda üstgeçit kazası

- ne ilk ne de son olabilecek bir trajedi daha...
- göçebelikten yerleşikliğe geçememiş ve din ile devlet mekanizmasının ilişkisini hala netleştirememiş bir toplumda, tüm kentler iskambil kağıdından yapılmıştır.
- çünkü bilime, bilim adamına, mühendisliğe, meslek ahlakına, sistem anlayışına ve toplumsal çıkarları korumaya önem verilmez.
- bireysel hırslara, kendi toprağını talan etmeye ve sadece allah'a hizmet ettiğini öne sürerek tüm toplumu çiğnemeye eğilimli bir kültürde, daha kaybedilecek çok can vardır...
- bu bir "kaza" değildir. bir toplumun, kent kurmayı ve yaşatmayı bilmeyen eller tarafından yok edilişidir.

türkiye'de işçi ölümleri

- insan hayatının ucuzluğu karaborsaya düşseydi, herhalde vietnam veya surinam ile yarışırdık.
- soma faciasının üzerini bile kolayca örtebilen abdestli kapitalizm ve ileri demokrasi sayesinde, sonu gelmeyecek vakalar zinciridir.
- kentleşme, ekonomik gelişme, trafik güvenliği, meslek ahlakı, milli eğitim felsefesi,...vb. tüm kritik konularda çuvallayan bir toplumun zortladığı noktadır.
- en son facia, istanbul-torun center denilen inşaat alanında 10 işçinin ölümüyle sonuçlanmıştır.

kırk yaş sendromu

şimdi hatırlıyorum da, keşke 30 yaşıma girdiğimde o kadar üzülüp kafama takmasaymışım.
o zaman ders çıkarmalı ve yine çok üzülmemeli. çünkü, sırada 50 ve 60 yaş depresyonları var. şükretmeyi öğrenmeliyiz, ama nasıl, inanın bilmiyorum...

gülhane parkı

- ruhu şad olasıca cem karaca'yı hatırlatan park.
- güya en muhafazakar olduğunu öne süren ve osmanlıya sahip çıktığını iddia eden zihniyetin 60 yıldır talan ettiği şehr-i istanbul'un sembolü olarak elde kalabilmiş birkaç yeşil alandan biri.

(bkz: ben bir ceviz ağacıyım gülhane parkında)
(bkz: nazım hikmet ran)

ödediğimiz vergilerin her kuruşu zehir-zıkkım olsun

emperyalist batı'nın öğünmekte haklı olduğu konulardan birisi, "vergi demokrasisi"dir. vergi, üretip kazanan yurttaşın alın teridir; onun elinden zorla alınan bir değerdir.
bu değerin hesabını vermemek ve zikine göre harcamak, en büyük haksızlık ve ahlaksızlıklardan birisidir.
son yıllarda, akape hükümeti de, ne meclise ne de sayıştay'a hesap vermektedir. bakanlıklar ve ilgili taşra teşkilatı, müsteşarlıklar, genel müdürlükler,..vb. birimlerin bütçeleri artık kamunun, devletin veya halkın denetimi dışındadır. örtülü ödenek harcamaları son 3 yıldır rekorlar kırmaktadır.
bu durumda, ödediği vergileri devletine helal edebilen kişi ya bilgisizdir ya da hesap vermeyenler kadar hırsızdır!!

akp tarzı her şeye karışan başlıklar

güç sarhoşluğuyla ilintilidir.
elimde fırsat varken nalına da mıhına da, düşüncesiyle ortaya çıkar.
aklını ve mantığını kullanmayı bilenler için ibretlik ve trajikomiktir.

ayı sözlük'ten heteroseksüel kadınlara tavsiyeler

1- haklarınıza sahip çıkın!
2- daha çok örgütlenin!(parti, dernek, sendika üyelikleri)
3- mümkünse hepiniz feminist olun!
4- mor çatı ve kadın sığınma evi benzeri oluşumların her ilde yaygınlaşıp güçlenmesi için ömrünüzü adayın!
5- hetero-erkek egemen diktatörlüğe direnmeyi öğrenin ve öğretin!
6- erkeklerin namusunun sizin vücudunuzda değil, kendi götlerinde olduğunu öğretin!
7- duyduk duymadık demeyin!

türkiye'de halkın aydınları aşağılaması

18. yüzyıldan beri süregelen bir çatışmadır.
19. yüzyılda daha da ivmelenmiş ve hem osmanlı'nın hem de cumhuriyetin biçimlenmesinde etkili olmuştur.
hanedan dışından özgür bireylerin yetişmesini ve güçlenmesini sağlayan her siyasal görüşe düşman olan cahil kırsal kültür, kendi içerisinden çıkan aydınlarını hep elitizm ve sözde halk düşmanlığıyla suçlar. oysa, aydının görevidir halkının yanlışlarını ve eksiklerini gösterip sistemi düzeltmek. toplumların doğasında vardır. tıbbiye, mülkiye ve harbiyeden yetişen atalarımız hiçbirzaman elitist olmamıştır.
fakat, okumamış köylü kitle, kendi kompleksleri, yetersizlikleri ve geleneksel çıkarlarını koruma içgüdüsü nedenleriyle jön türkleri, ittihatçıları, meşrutiyetçileri, cumhuriyetçi kadroları, solcuları, sanatçıları,...vb. tüm öz ürünlerini lanetlemiştir!
nitekim, daha osmanlıyı tanıyamadan ve "padişah hayranlığına dayalı bir arkaik zavallılık"la cumhuriyetin kazanımlarının bile farkında olamayan bu cahil-gafil zihniyet, "karşı devrim" hırsının temelinde yatan ve günümüz " türkiye cehennemi"ni doğuran güçtür.

"filizkıran", "aydınboğan",..vb sıfatları hakeden bu zihniyet, sürekli olarak şakşakçı, tasvipçi ve yalaka nesiller istemektedir! oysa bir filizin görevi, köklerinin ve dallarının arkasından gitmek değil, doğrudan güneşe ulaştıracak farklı yönlere koşmaktır!

bilimi ve bilime dayalı gelişmeyi reddeden ve kendini eleştiren aydınlarını dinlemeyen tüm uyduruk toplumlar, 5 şiddetindeki depremlerde yok olan kentleriyle, erozyon ve ormansızlık kaynaklı susuzluklarla, her yıl onbinlerce can alan trafik terörüyle, yaygınlaşan kanser vakalarıyla, gelir dağılımındaki adaletsizlik nedeniyle kötü beslenerek büyüyen hastalıklı nesillerle, yetersiz hastaneler ve uyduruk okullarla,...vb. rezilliklerle, bunun bedelini eşek gibi ödemektedir ve ödeyecektir de!!!!!!

polise 5 bin yeni cop gönderilmesi

"ileri demokratik" atılımın ve sözde "milli irade"nin fildişi kulelerinin korunması içindir.
(bkz: ödediğimiz vergilerin her kuruşu zehir-zıkkım olsun)
(bkz: halkın polise 5 bin copla girmesi)
  • /
  • 266
  • /
  • 54

mavi vatan


zeynep dizdar


hiper enflasyon


izmir katliamı


edis'in poposu


kuş olup uçsam sevgilimin diyarına


ağaç budamak


ateş ölçer


ayaklar baş oldu


ne olacak bu memleketin hali


tarikat


çocuklara musallat olan şıhlar


only time


mea maxima culpa


obivan kenobi


şeriat ve kadın


böğürtlen


ab-ı hayat


çilek şarabı


tam rekabet piyasası


  • /
  • 54

murathan mungan

hani herkes arkadaş,
hani oyunlar sürerken.
kimse bize ihanet etmemiş,
biz kimseyi aldatmamışken.
hani biz kimseye küsmemiş,
hani hiç kimse ölmemişken.
eskidendi, çok eskiden...

murathan mungan

her ne kadar düştüğü söylense de, düştüğü yerin yüksekliği kolay kolay çıkılamayacak bir yerdir. mezopotamya üçlemesi adı verilen tiyatro oyunlarını yirmili yaşlarında yazdığı hatırlanırsa nasıl bir birikiminin ve hayal gücünün olduğu rahatlıkla görülebilir. özellikle geyikler lanetle oyunu roman, şiir, tiyatro, masal tadında okunur, seyredilir. böyle güzel bir şairi, yazarı kişesel zevkleri nedeniyle eleştirmek ve düştü, bitti, yok olmaya mahkum oldu demek bana göre insafsızlıktır.
şimdi ergen şiiri olarak nitelenen şiirlerini yaşı otuzun üzerinde olan hangimiz ezberlemedik ya da en azından okuyup ağlamadık. şairdir, yazardır, tükçeyi çok güzel kullanan ve konuşan bir entelektüeldir. türkiye'de yaşayan sanatçılardan kibrin en yakıştığı iki isimden biridir.(diğeri ismet özel) yazdığımı üç beş satırlık entryler de bile zilyon tane anlam bozukluğu, yazım hatası yaparken mungan'ı eleştirmek en azından benim haddim değil.

aşağıdaki dizeleri yazmış olan yazar, şair.

ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim
ben sende bütün aşklarımı temize çektim

imrendiğin, öfkelendiğin
kızdığın ya da kıskandığın diyelim
yani yaşamışlık sandığın
geçmişim
dile dökülmeyenin tenhalığında
kaçırılan bakışlarda
gündeliğin başıboş ayrıntılarında
zaman zaman geri tepip duruyordu. ve elbet üzerinde durulmuyordu.
sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun, biraz daha
fazla sevdiğim, biraz daha önem verdiğim.

başlangıçta doğruydu belki. sıradan bir serüven, rastgele bir ilişki
gibi başlayıp, gün günden hayatıma yayılan, büyüyüp kök salan ,
benliğimi kavrayıp, varlığımı ele geçiren bir aşka bedellendin.
ve hala bilmiyordun sevgilim
ben sende bütün aşklarımı temize çektim
anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana
bütün kazananlar gibi
terk ettin

türkiye'den siktir olup gitmek

sadece şu anda sol frame de olan dört başlık yüzünden bile normal bir ülkede normal bir vatandaş olarak yaşasam dahi düşüneceğim bir durumdur..

(bkz: karaman'da 45 erkek öğrenciye tecavüz edilmesi)

(bkz: 13 mart 2016 ankara patlaması)

(bkz: 13 mart 2016 sosyal medyaya erişim yasağı)

(bkz: recep tayyip erdoğan)

katlettiniz lan ülkeyi.. yaşanmaz bir yere çevirdiniz, nefes alırken bile insan yaşadığına sevinemiyor artık. söylenecek onca söz varken sadece susmak geliyor artık içimden. televizyonu her açtığımda, twitter'a her girişimde, whatsapp'a ta her bildirimde korkar oldum..yeni bir felaketin, bombanın, facianın, maden kazasının, tacizin, tecavüzün, faşizmin, insan haklarının hiçe sayılmasının, taksime her gittiğimde gördüğü her kıza laf atan, arkasından köpek gibi takip eden her bir insan evladından, birbirine küfreden futbol fanatiklerinden, milletin ahlakını kendi leş ağzına sakız eden her ahlak bekçisinden, hırsızından katilinden, adaletinden polisinden askerinden teröristinden siyasetçisinden milletin hakkını rüşvet için gasp eden her kamu personelinden ötürü lanet olsun lan bu ahlaksız ülkeye bu bencil dünyaya..

sahi gitsem nereye gidicem lan sanki? ekvator'da bir yağmur ormanında ya da çölde bedevilerle beraber mi yaşıyım? alaska'da penguenlerin arasına mı yerleşiyim? ya da boğaz köprüsünden insanların gözü önünde kendimi boşluğa mı bırakıyım? ne yapayım lan ben?

bilmem kaç bin yıllık dünya tarihinde doğa doğa bu zamanı mı buldum insan olmak için? ya da niye insan olarak geldim lan ben bu tükürdüğüm dünyasına? avının peşinde olan bir kartal olarak ya da avından kaçan bir ceylan olarak niye gelmedim lan bu canına yandığımın dünyasına?

aslında en iyisi ne biliyor musun.. aç tv8'i izle survivor'u ya da bilmem ne izdivaç programını. düşünme hiç bunları, düşününce ne oluyor? üzülünce, kahrolunca ne oluyor? ne değişiyor? hayatında 36 dan sonra bildiğin 37 rakamı artık sana ne ifade ediyor? ne ifade etmeli??
bilmiyorum, sadece saçmalıyorum belkide..

son olarak da klişe belki ama bi hakkım varsa hiçbirinize helal etmiyorum ulan!

28 mayıs 2023 cumhurbaşkanlığı 2. tur oylaması

malumunuz cb seçimi 2'inci tura kaldı. başlığımızı açıp siz değerli yazarlarımızın isabetli yorumlarını alalım derim.

ayrıca bugünün bir özelliği var sayın okuyucular. 28 mayıs 2013, gezi parkı direnişinin başlangıcıdır. şimdi tam 10 yıl sonra bizi bir sınav daha bekliyor. hadi bakalım!

otel odaları

bir murathan mungan şiiri. gülden karaböcek ise eşsiz yorumuyla bu şiiri taçlandırmıştır. şiirde/şarkıda geçen, öyle kredi kartına sayısız taksitle yerleşilen, servisin ayağa kadar yapıldığı, sahte gülümsemelerin havalarda uçuştuğu otel odaları konseptinin dışındadır. burada duvar köşelerinde dışarıdaki arayışlardan eli boş dönenlerin hayal kırıklıklarından ağlar örülmüştür. ve yalnızlığın en saf halinden sınırsızca yararlanılabilir. çarşaflar, havlular sık değişir mi bilinmez ama yaşanmışlıkları yıkasan arıtamazsın bu odalardan. yumuşak yataklarda gömülmeyi seçenlerin yerini sert yataklarda acıya gömülmek zorunda kalanlar alır. ve gülden karaböcekin nefis yorumuyla odalar dolusu acı çöker üzerinize. ama iyi gelir.

yabancı bir erkekle sevişmek

ne kadar evrensel bir insan olduğunuzu, din, dil, ırk gözetmeksizin herkesle iletişim halinde olabileceğinizi dünya aleme göstermek için süper bir fırsat. seks için beden dilini kullanmanın, sadece tanışana kadar anlaşabilecek düzeyde dil bilmenin yeterli olduğu söylenebilir. ayrıca çekilecek kapris sayısı ülke dışına çıktıkça birçok nedenle azalabilir.

arabasına kasko yaptırmayan insan

condomsuz anal seks yapan insandan daha fazla risk almaktadır.

ben ibne değilim

ben ibne değilim.
ben tanrının heybesinden yer yüzüne düşen bir cennet tohumuyum.
toprağına alışmaya çalışan mor bir menekşeyim.
kırılmaya yüz tutmuş, buzdan bir kalbim ben.
ben ibne değilim.
ben soluksuz bırakılan altından bir deniz atıyım.
gelinlerin belinden 3 kez geçirilen kırmızı kuşağın sonuncusuyum.
bereket getirsin diye yere atılan narım.
ben sizin geleneklerinizin altında ezilen incecik bir ruhum.
hey, ben ibne değilim.
ben bir insanım!

iyi bayramlar

çokça sevildiğinizi hissettiginiz, huzura doyduğunuz, sağlığınızdan hiç şüphe etmediğiniz, keyfini sınırsız çıkarabildiğiniz harika bir bayram olmasını dilerim.

not; sürü misali sürüklenen insanlarca, salt ete ulaşmak için canlılara kıyımadığı bir bayram olmasını canı gönülden dilerim.

izmir katliamı

yaklaşık 2 haftadır izmir'deyim. insanlar pırıl pırıl, hayat dolu. her sokağında sevgiye ve şefkate doymuş sokak hayvanlarına rastlayabilirsiniz. böyle bir şehirde bunun yaşanması çok üzücü. hem aklı başında biri, masum ve muhtaç olana şefkatle yaklaşan insanlara nasıl kıyabilir?anlamakta zorlanıyorum. hayatta ne gayesi olabilir ki senin gibi birisinin? yaşamanı anlamlandıran hangi değere tutunabilirsin ki? çok merak ediyorum. sık kafana gitsin bence.

Toplam entry sayısı: 5320

tek kişilik şehir

her birimiz, kendi bedenimiz ve zihnimizle, evrenin birer minyatür kopyasıyız aslında...
kendinin farkında olmayı başaranlarımız, birer küçük şehir kurmuş olur kendi içinde.

(bkz: kendini bil)

ölüm

sevdiklerimizi bizden koparma gücüne sahip en amansız canavar.

alkol alınan gece yapılmaması gerekenler

- eski sevgililerinizden ve aşklarınızdan bahsetmeyiniz.
-- eski özlemlerinizden ve hayallerinizden konuşmayınız.
--- eski başarısızlıklarınızdan, kayıplarınızdan ve mutsuzluklarınızdan bahis açmayınız.
---- yahu, eskiye dair herşeyin üzerine sünger çekip, bugününüzden ve yarınlarınızdan muhabbet ediniz!

çarşema sor

ezidiler, "yılın gelini" olarak görülen nisan ayında düğün yapmazmış.
kutlu olsun ve baharın ve tüm güzelliklerin yeniden başladığı bu ayın kutsallığı tüm insanlığın üzerine olsun!

harry potter

emperyalist britanya halklarının yüksek düzeyde yaratıcılık becerisini kanıtladıkları bir edebi tür: masal. meraklısı bilir, ingiliz ve anglo-sakson kültüründeki büyücülük, periler, hayaletler gibi sözlü edebi geleneği.
önünde şapka çıkartılacak tolkien üstad gibi modern masalcıların güzel eserlerine tipik örnektir bu seri.
diğeri yüzüklerin efendisi tabi ki...
eşsiz bir türdür masal. dünyanın korkunçluğunu unutturmak, gerçeklerden uzaklaştırmak, umut dağıtmak, iyilerin hep güçlü olduğu bir boyutu tasarlamak için biçilmiş bir kaftan!!
nitekim, demiştir ki bizim büyük üstad murathan mungan: masal derler, inanmazlar oğul. masala inanmayan, gerçeğe inanır mı hiç???

entropi

termodinamik yasalarından ikincisidir.

"canlılar belli bir andan sonra ölür; bilgisayarlar eskir ve evrendeki düzensizlik sürekli olarak artma eğilimindedir. bilim adamları düzensizliği entropi adı verilen nicelik ile ölçerler. sistemlerdeki düzensizlik arttıkça, entropi de ona paralel olarak artar. bununla birlikte faydalı enerji miktarı sürekli azalır. faydasız enerji (entropi) ise artmaktadır."

http://ayisozluk.com/lnk/a61702

meni yutmak

içilebilir insan sıvılarından birisidir yahu. anne sütü bir numara ise erkek menisi ikincidir.
çok eşli değilseniz, uzun bir zamandır birlikte olduğunuz ve sağlıklı olduğuna güvendiğiniz sevgilinin sütünü tüketebilirsiniz. aroması ve kokusu, er kişinin beslenme alışkanlıklarına göre farklılık göstermektedir.

türkiye'de akademisyen olmak

" madagaskar sahillerinde kürk manto tanıtmak" kadar işlevsizleştirilmiştir.
çünkü, 12 eylül faşizminin ilk hedefi olan "özerk ve güçlü üniversite" varlığına son verilerek, tüm üniversiteler, toplumun ihtiyaçlarından ve demokratik siyasal ortamdan uzaklaştırılmış birer hizmet birimlerine dönüştürülmüştür.
hala birkaç köklü üniversite var olma mücadelesi verebilmektedir.
akademisyenlik mesleği de, bazı idealist emekçi akademisyenlerin fedakarlıkları sayesinde kısmen ve zorla yaşatılabilmektedir (bir yoğun bakım ünitesi gibi)...

hollow earth teorisi

ne çürütülebilmiş ne de doğrulanabilmiş, hep arafta asılı kalmış gizemli teorilerden birisidir. türkçe'ye "delik/oyuk dünya" teorisi olarak çevrilmiştir.
yerkürenin iç kısmında büyük bir boşluk veya oyuk olduğunu ileri süren bu görüşe göre, gezegenin merkezinde var olduğu düşünülen eriyik bir magma kütlesi değil, yerküre üzerindeki manyetik alanın oluşmasını sağlayan büyük bir boşluk bulunmaktadır. ayrıca, bu boşluk içerisinde, "iç güneş"(inner sun) adı verilen bir enerji kaynağı da vardır.
bu teorinin var olduğunu savunduğu boşluğa giriş için belli mağaralar veya tüneller var olup, en geniş giriş noktaları, dünyanın kuzey ve güney kutup bölgelerindedir.
bir iddiaya göre, nasa'nın kutuplar için uzun bir süredir uyguladığı fotoğraflama ve uçuş yapma yasağının nedeni budur.

bu teoriye destek olarak bazı efsanevi dayanaklar da gösterilebilmektedir. örneğin, amerikan yerli kabilelerinin efsaneleri ile yüksek tibet uygarlığı'nın eski dinsel metinlerinde, yerkürenin kabuğu altında yaşayan ileri uygarlıklardan ve bilge insanlardan söz edilmektedir.

(bkz: şambala)
(bkz: agarta)

cinsel tercihini git evinde yaşa

"git evinde içkini zıkkımlan", "git evinde konuş ve yaz", "git evinde siyaset yap", "git evinde ateist ol", "git evinde sevgilinin elini tut" gibi faşist vecizelerin bir başka örneğidir.
kamusal alanın tüm farklılıklara kapatılmasını ve herkesin riyakarca maskelenerek davranmasını hayal eden totaliter zihniyetin göstergesidir.
sokaklar, caddeler ve meydanlar halkındır, bizimdir; belli bir zihniyetin veya silahlı gücün değil...
güya, çocuklarını ve gençlerini bizden çok önemsediğini göstermek isteyen faşist zihniyet, bula bula onların cinselliğini ve aşk yaşamını odağına almaktadır. bu durum, hayatın, demokrasinin ve insanlığın bittiği noktadır.
gençlerini bu kadar önemsediğini ileri süren binbirsuratlı riyakar zihniyet, öncelikle onların temel fizyolojik ihtiyaçları olan "iyi beslenme", "iyi koşullarda yaşama" ve "spor yapma" haklarına saygı gösterip tüm hassasiyetlerini ve paralarını bir akıtsın bakalım yiyorsa!!!
tanrıdan dileğim, yetersiz beslenen, bedenen ve ruhen yetersizlikler içinde yaşayan milyonlarca gencin elleri, aklı fikri onların kıçını ve zikini dizginlemekte olan sahtekarların yakasında olsun!!

selahattin demirtaş

hdp içerisinde değerli bulduğum 2 isimden biridir.
türkiye siyasetçisi olma yolunda devam eder ve ülkenin başkanlık faşizminden kurtulmasına da katkı yaparsa, sivilleşmiş bir parlamenter demokrasi ortamında en kaliteli siyasetçilerden biri olacaktır.

suriyeliler

akp adlı örgütün, parlamentoda hesap bile vermeden 10 yıldır ülkemizde ağırlayıp yedirip içirdiği büyük göçmen topluluğu.
uluslararası hukukta veya mültecilik hukukunda yer almayan çok geniş haklarla donatılmış olup, ülkenin siyasal, ekonomik ve toplumsal yapısında geri dönülmez tahribata sebep olmuşlardır.
*)

meni yutmak

içilebilir insan sıvılarından birisidir yahu. anne sütü bir numara ise erkek menisi ikincidir.
çok eşli değilseniz, uzun bir zamandır birlikte olduğunuz ve sağlıklı olduğuna güvendiğiniz sevgilinin sütünü tüketebilirsiniz. aroması ve kokusu, er kişinin beslenme alışkanlıklarına göre farklılık göstermektedir.

ayı sözlük profiline çıplak fotoğraf koymak

ayı sözlük felsefesine ve yazarlarına yakıştırmadığımdır.
fotoğrafa müdahale yetkim olsa, mutlaka kaldırılmasını sağlarım.
burası, bilgilendirme, paylaşım ve örgütlenme sözlüğüdür....
diğer ihtiyaçlar için, başka mekanlar-alanlar-siteler kullanılmalıdır...

edit: *
*

sanat

buhran zamanlarında yönelmemiz gereken.
bireyin ve toplumun can simidi.
Henüz takip ettiği biri yok.