siddhartha

Durum: 1335 - 0 - 0 - 0 - 29.04.2014 15:02

Puan: 19330 - Sözlük Kaşarı

12 yıl önce kayıt oldu. 3.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 67

johnny depp

jimmy kimmel'i öpmesiyle tekrar çok konuşulan kişi olmuştur. *
izlemek için :


(bkz: johnny depp'in jimmy kimmel'i öpmesi)

eşcinsellikle savaş derneği başkanının eşcinsel çıkması

homofobiklerin homoseksüel çıkması durumuna benzerdir.

evde bira içmek

işten çıkmış kişinin yorgunluğu karşısında dolaptan aldığı birayla hayata tekrar dönmektir.

fredie mercury'nin askerleriyiz

beşiktaş abbasağa parkı'nda yapılan forumlarda genç bir kızın söylemi çok güzeldi : birilerinin askeri olmaya karşıyız. bundan dolayıdır ki sevimli gibi görünse de doğru bulmadığım sloganlardan biridir.
diğer doğru bulmadığım gay pride sloganları:
(bkz: ay resmen devrim)
(bkz: devrim ne ayol)

ayı sözlük oturup konuşalım zirvesi

zirveye, yürüyüşe katılamadım ama nette dolanırken karşılaştığım : http://img15.imageshack.us/img15/3503/lcum.jpg ayıdır.

direnayol

"direnayol" da ne demek? neden ayol? diye sorgulamalarımın içinde tuhaf bulduğum "kendini ifade biçimi"dir.

yafta

" kedi uzanamadığı ciğer mundar der." ata sözüne benzettiğim kelime. kişi ya olmak istediği şeyi olamamıştır ya da olduğu şeyi gizlemeye çalışıyordur. ya da tamamen boş kümedir.

onur haftasında bütün partilere katılıp onur yürüyüşüne katılmayan insan

onur haftasında bütün partilere katılıp onur yürüyüşüne katılmayan insan

eşit hak ve özgürlük noktasında nutuk atan, kendini modern çağdaş ve özgürlükçü diye tanımlayan kişilerin kendilerini "koruma" amaçlı katılamayacaklarını açıklamaları ironidir. arkadaş olmaktan ve yanımda dolaştırmaktan rahatsız olduğum insan modeli. hatta insanımsı modellerdir.

araf

elif şafak ile yıllar önce üniversitede karşılaşmıştık. o zamanlar bu kadar popüler değildi. televizyonlarda da boy göstermiyordu. elif şafak'ı ben de özel kılan tarafı, romanlarındaki konularıyla birlikte yazdığı roman karakterlerini çok gerçekçi ve etkileyici bulmamdır.
en sevdiğim romanlarından biri de araf.
araf, bi kaç kere okuduğum, altını çizdiğim cümlelerin çokça olduğu , sayfalarını daha çok karaladığım nadir romanlardan. az önce tekrar elime alıp özlem giderirken şu satırlara denk geldim.

...
"alegre, gail’in zumlayamayacağı yeni bir konu açmak için müslümanların oruç tutma alışkanlıklarını sordu. sakıngan adımlarla usul usul açılarak farklı dinlerin yasakladığı yemekler ve yasakların mantığı üzerine konuşmaya başladılar. muhabbetten ziyade gözcülüğü andırıyordu, herkes vazife başındaki nöbetçi gibiydi, dışlayıcı olmasa da çekingen ve dikkatli. çünkü hepsi farklı kimliklere sahip insanlardan oluşan gruplarda, ilk kez karşılaşan ya da birbirlerini iyi tanımayan alakasız insanlar arasında, bir konuya girmek onun etrafında donarak önceden keşif yapmayı gerektirir. karşındakilerin seni kültürel arka planını ne kadar bildiğinin, ne kadar alıcı olacaklarının, önyargılarının nerede başlayacağının haritasını çıkarman gerekir. çünkü bir yerleri yapışmış bir ön yargı daima vardır. abed böylesi bir ihtiyatla, malumatı dinsel değil de, kültürel bir seviyede tutarak, ramazan ayından bahsetmeye başladı. onlara bu ay boyunca yapılan yemekleri, pidelerim mis gibi kokusunu, gün boyu oruç tuttuktan sonra en basit bir zeytin ya da hurmanın bile nasıl lezzetli geldiğini anlattı. sonunda da bütün bu işin temelde yemekten uzak durmak gibi görünebileceğini ama aslında bundan daha soyut olduğunu temel amacın hırsı ve arzuyu bastırma, sabretmeyi öğrenme olduğunu belirtti."

araf'ı ilk önce 2005 yılında kütüphaneden alıp okumuştum. sonra çok beğendiğimi bilen bir arkadaşım kitabı bana hediye etti.
20.12.2006

ayı sözlük yazarlarının burçları

ilgi alanım değil ama yay

biseksüel

topluma kendini kabul ettirme sıfatı.

bird

unforgiven adlı film ile en iyi yönetmen oscar'ını kazanan yönetmen clint eastwood ile 1988 yılına gidiyoruz. o yıllarda caz müziğinin dünya çapındaki en ünlü ismi charlie parker. "müzik, sizin kişisel deneyiminiz, düşünceleriniz, aklınızdır. ne yaşıyorsanız çaldığınızdan o duyulur. müzikte sınırlar çizilmeye çalışılıyor. sanatta sınır olur mu?" söylemiyle hala etkisini koruyan düşüncesi akıllarda yer etmiştir. " bird" genç yaşlardaki kariyerinin ona kazandırdığı takma adıdır. yönetmenliğini clint eastwood, senaristliğini joel oliansky, bird karakteriyle forest whitaker, diane venora, michael zelniker, samuel e. wright, keith david ve morgan nagler oyuncu kadrosuyla müthiş bir performans sergileniyor filmde. caz sevenlerin izlemekten büyük keyif alacağı film akademi ödülleri'nde en iyi ses oscar ödülünü kazanmıştır. aynı zamanda 1988 cannes film festivali'nde forest whitaker en iyi erkek oyuncu ödülünü kazanmıştır.
fragman :

cenaze ağlayıcısı

kısa film çekilecek önemli bir konudur.

gabile.com

eğlenceli, kışkırtıcı, iç gıcıklayıcı. gençliğimde az tozu dumana katmadık orada. ne günlerdi , hey gidi günler diyebileceğim yaramazlık mekanı.

ölmeden önce söylenen son sözler

manzaraya karşı yapılabilecekler

resim, müzik vb vs.
en iyisi oturmaktır.

onur haftası

geçen yıl kısa film çekimi
bu yıl da en yakın arkadaşımın düğünü... bazen neden gay oldum ki diyorum *

120

yönetmenliğini murat saraçoğlu ve özhan eren’in yaptığı filmin senaryosu da yine özhan eren tarafından yazılmış. özge özberk, cansel elçin, burak sergen, emin olcay, demir karahan, oytun öztamur ve ahmet uz filmde oyunculuklarıyla takdiri hakediyorlar.
*
gezi parkı direnişi " href="/sayfa/arama.html?sorgu=+b%c3%b6yle+bir+zamanda+filmi+izlemi%c5%9f+olmam%c4%b1n+etkisinden+olacak+ki+%28gbkz%3a+gezi+park%c4%b1+direni%c5%9fi+">*ile bir yakınlık görüyorum. elbette şu an bir savaş içinde değiliz ama bir özgürlük savaşı içinde olduğumuzu söylemek yanlış olmaz. ve yine bu savaşın başında gençler var. ellerinde silah yok ama silahtan daha keskin yazıları, çizimleri, tweetleri, espirileri ve gönülleri var. bilmem bana böyle bir yakınlık varmış gibi geldi... gençleri ve onların söylediklerini önemsemek gerektiğini hatırlatıyor bu film. bu sefer sayı 120 değil ama 100 binlerce...
filmi izlemek için : http://ayisozluk.com/lnk/aeec55

hakan akkaya

biri kendisine türkiye'deki erkeklerin bu kadar açık giyinemeyeceğini söylemeli. insan üşütür ayol.
http://moda.milliyet.com.tr/istanbul-fas...
  • /
  • 67
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 1335

ellen degeneres

68 yaşındaki annemle her izleyişimizde değişmeyen "erkek gibi kadın, maşallah" övgüsünü alan ünlü kadın programcısı. george clooney ile olan bağından dolayı onu kıskandığım doğrudur.

fethullah gülen'e sorulacak tek soru

cemaatinizde cok gay var. gayler icin ne dusunuyorsunuz? bir fetva verebilir misiniz?

cenazemde çalınmasını istediğim şarkılar

aigai'nin bahsettiği bu olsa gerek.
izleyeceğiniz linkte gadjo dilo filminden bir sahne. cenaze törenidir. hem ağlarım, hem oynarım.

8 mart dünya emekçi kadınlar günü

kadın deyince akıllara anne, eş, kız kardeş, teyze hala vb vs gibi sıfatlar geliyorsa hala yanlış bir durumdayız diye düşünüyorum. kadın denildiğinde bir birey ve insan akıllara geliyorsa o zaman sorun ortadan kalkacaktır ve kadın-erkek ayrımı olmaksızın birlikte yaşamaya başlayacağız. çok didaktik yazdım ama durum bu....

refugee

ayı sözlük itiraf

-ilk okuldaki oğuz'a aşıktım. ama o inci'ye aşıktı. ben de onun inadına inci'yle oynardım. *

-ortaokulda burak'a aşıktım. sırf onun poposunu görmek için futbol maçlarına ben de katılırdım. oysa futboldan nefret edişim de ondandır. *

-ortaokulda bana aşık olan kızların mektuplarını ablama okuturdum, ondan cevap yazmasını isterdim, sanki ben beceremiyormuşum gibi. oysa sorun belli... *

-lisede mdr yardımcısının oğlu özgür'e aşıktım. başımı sıraya koyar onu izlerdim. beni bir gün yakaladığında, uyuyor numarası yaptım ama yemedi. bana gay misin dedi yok lan, siktir git sensin gay dedim. yıllar sonra ona aşık olduğumu söyledim. ne güzel dedi ama beni umursamadı...*

atatürk'ün gençliğe hitabesi

fazla militarist bulduğum sözler içermektedir.

edep ya hu

mehmet anıl'ın inanılmaz tarihi romanı. mehmet anıl’ın son kitabı edep ya hû’nun kahramanı; bosna eyaleti avliya nüfusundan kendi halinde bir ailenin çocuğu iken alınıp istanbul’a getirilen, önce bir paşanın, sonra bir yeniçeri ağasının kapatması olan, atmeydanı’ndaki gizli bir fuhuş yuvasında, askerlere ikram edilen, duygulu, zeki, esprili kız ferhad'ın hikayesidir.

ayı sözlük yazarlarının askerlik anıları

askerlik sayılmaz ama bir hafta gata'ya gidip gelerek, psikiyatr bölümünde sıramı beklerken, sorulan sorulara şaşkınlığımı gizleyememem, nerdeyse psikoloji bölümündeki tüm doktorlarla görüşmem, "eee sen gay'e benzemiyorsun nereden anlayacağız senin gay olduğunu" diyen doktora, " sizin de gay olduğunuz belli olmuyor, nereden bileyim sizin gay olmadığınızı" diye yanıtlamam, görüşmeyi bir hafta daha uzattı.
kadın olmak istemediğimi, hiç makyaj yapmadığımı ve kıllarımı çok sevdiğimi söylediğimde sanki bu yanıtları beklemeyen doktorun şapşal yüzünü hiç unutmayacağım.
tıp bölümünden mezun birinin, gay olmayı hala kadın olmakla alakalı-eş tutan bilim dersi almış ama hala evrimleşememiş -ki evrim teorisine inanmam- bu hayvanın nasıl da doktor olduğuna şaşırdığım...
bilmem kaç yıldızlı komutanın beni odasına çağırıp, sigarasını içerken, yanyan beni keserken sorduğu sorulara iştahla cevap verdiğim ve söylediğim her şeyde tutarlı olmama şaşıran -komutan mıdır nedir- kişinin alenen gay olduğunu hissetmem şaşılacak bir durum değildir.
hadi her şeyi anladım bir ritüel var ve herkes işini yapıyor ama -ulan ben gayim - buraya kadar gelmişim ve size anlatacağımı anlatmışım - beni askere alırsanız rahat durmam, sikerim koğuşu- dediğimde aktif misin diye soran doktora "neden sordunuz? siz pasif misiniz? diye cevaplamam "ahanda şimdi bittin olum sen" diye düşünürken doktorun sakin tavrı dikkatimden kaçmadı.
nihayetinde büyük gün 28 şubat'ta kurulun karşısına çıktığımda bir doktorun -çantanda makyaj takımı var mı? diye sormasına karşılık, bunu daha önce de söylemiştim. makyaj yapmıyorum. çantamda prezervatif var. malum, ateş almaya geldik, ne olur ne olmaz diye- şey ettim...
yok ya burası tamamen sallamasyon.
gerçeği şu : çantanda makyaj seti var mı dedi. ben de makyaj yapmadığımı. çantama bakabileceklerini söyledim. sadece kitap vardı. onlara göre bu da "gayce" bir hal tabi. sadece gayler kitap okur ya ...

ve ve ve sonuç:
hatırladığım kadarıyla 566 soruluk testi cevapladım. onaylandı.
ev,ağaç, insan kompozizyonlu bir resim yaptırdılar.yaptım. resmime bayıldılar. geçtim. onaylandım.
aile görüşmesine abim gelemediğinden, yengem geldi. olduğum gibi olanları söyledi. geçtim.

askerlik muaf oldum.
16 ocak'ta başladığım süreç. 28 şubat'ta son buldu.
gay olmasaydım da askere gitmezdim. bunu kullandım. kabul ediyorum.

eksici göt

ne adamlar gördük yatakta pasiftiler

sözüm ona sokakta, orada burada yani "dışarıda" erkekliğin kitabını yazan, bağıran, küfreden, maço takılan ya da ben " erkeğim ulaaannn!" tavırlarıyla kendini gösteren kişilerin dört duvar arasında nasıl miyavladıklarını * ifade eder.

atatürk'ün gençliğe hitabesi

fazla militarist bulduğum sözler içermektedir.

galatasaray

maçı aldıklarında taraftarlarının özellikle metroda aslan kesildikleri, küfürler yağdırıp metroyu salladıkları; yenildiklerinde de o aslanların süt dökmüş kediye döndükleri takımdır.

ayı sözlük ikinci yazarlar zirvesi

telefonuma kaydettiğimi sandığım "zirve notlarım" olmadığından olan biteni yeniden yazmak zor. ancak kısaca :
dark bear 'in kişisel sorunlarını zirveye yansıtmasını sitenin editörü olarak hoş karşılamadım ama nezaketen anlayışla karşılıyorum. bunun yanısıra kendisiyle tanışmaktan keyif aldım. gayet kibar bir beyfendiymiş. hakkında konuşulanları asparagas olarak değerlendiriyorum. *
arascan dönmez'in mutlu olanlar parmak kaldırsın sorusu yıkıldığım andı. beni ancak sergilediği performansı ayağa kaldırdı. ne konuştuğunu bilen biri olduğunu hissettiremedi. *. kendisinin de bir yazısı olduğu k. kitabını çekilişte kazanan şanslı kişilerden biri oldum. *
zirve damla demircioğlu'yla tanışmama vesile oldu ve belki de yakında kendisiyle kısa film çekimlerimiz başlayacak. kısa filmlerimi kendisiyle paylaşacağımı ilettim. çok başka bir enerjisi var ki çok sevdim. *
özün süzen hanıma olan saygımı ifade ederken utanırım çünkü ben o kadar anlayışlı biri olamazdım heralde. içtenliğine, sabrına ve nezaketine hayran kaldım.
dedikodu olarak da şunu yazabilirim; ayı sözlük yazarlarının böyle önemli bir zirveye değil de vur patlasın çal oynasın gibi boş bir şeye hücum etmesi beni gerçekten düşündürttü. naringergedan anlayacağın üzerine ayı sözlük birinci istanbul fasıl zirvesine katılmayacağım.

damla demircioğlu'nun dediği gibi konuşmak, çok bilmek, çok yazmak su götürmüyor. icraat arkadaşlar, icraat görelim.
ayrıca başak hülya dağdaş hanımın konuşmasını da beğendim ki en çarpıcı vurgusu "eşcinsel olarak kendinizi bir bok sanmayın" o zaman herkes olamazsınız. yoksa hep bağırırsınız "eşcinseller vardır". zaten varsınız, mühim olan hayattaki duruşunuz. *
bir de son gözlemim şu, eşcinseller en az herkes kadar iki yüzlü.

ayı sözlük yazarlarının askerlik anıları

askerlik sayılmaz ama bir hafta gata'ya gidip gelerek, psikiyatr bölümünde sıramı beklerken, sorulan sorulara şaşkınlığımı gizleyememem, nerdeyse psikoloji bölümündeki tüm doktorlarla görüşmem, "eee sen gay'e benzemiyorsun nereden anlayacağız senin gay olduğunu" diyen doktora, " sizin de gay olduğunuz belli olmuyor, nereden bileyim sizin gay olmadığınızı" diye yanıtlamam, görüşmeyi bir hafta daha uzattı.
kadın olmak istemediğimi, hiç makyaj yapmadığımı ve kıllarımı çok sevdiğimi söylediğimde sanki bu yanıtları beklemeyen doktorun şapşal yüzünü hiç unutmayacağım.
tıp bölümünden mezun birinin, gay olmayı hala kadın olmakla alakalı-eş tutan bilim dersi almış ama hala evrimleşememiş -ki evrim teorisine inanmam- bu hayvanın nasıl da doktor olduğuna şaşırdığım...
bilmem kaç yıldızlı komutanın beni odasına çağırıp, sigarasını içerken, yanyan beni keserken sorduğu sorulara iştahla cevap verdiğim ve söylediğim her şeyde tutarlı olmama şaşıran -komutan mıdır nedir- kişinin alenen gay olduğunu hissetmem şaşılacak bir durum değildir.
hadi her şeyi anladım bir ritüel var ve herkes işini yapıyor ama -ulan ben gayim - buraya kadar gelmişim ve size anlatacağımı anlatmışım - beni askere alırsanız rahat durmam, sikerim koğuşu- dediğimde aktif misin diye soran doktora "neden sordunuz? siz pasif misiniz? diye cevaplamam "ahanda şimdi bittin olum sen" diye düşünürken doktorun sakin tavrı dikkatimden kaçmadı.
nihayetinde büyük gün 28 şubat'ta kurulun karşısına çıktığımda bir doktorun -çantanda makyaj takımı var mı? diye sormasına karşılık, bunu daha önce de söylemiştim. makyaj yapmıyorum. çantamda prezervatif var. malum, ateş almaya geldik, ne olur ne olmaz diye- şey ettim...
yok ya burası tamamen sallamasyon.
gerçeği şu : çantanda makyaj seti var mı dedi. ben de makyaj yapmadığımı. çantama bakabileceklerini söyledim. sadece kitap vardı. onlara göre bu da "gayce" bir hal tabi. sadece gayler kitap okur ya ...

ve ve ve sonuç:
hatırladığım kadarıyla 566 soruluk testi cevapladım. onaylandı.
ev,ağaç, insan kompozizyonlu bir resim yaptırdılar.yaptım. resmime bayıldılar. geçtim. onaylandım.
aile görüşmesine abim gelemediğinden, yengem geldi. olduğum gibi olanları söyledi. geçtim.

askerlik muaf oldum.
16 ocak'ta başladığım süreç. 28 şubat'ta son buldu.
gay olmasaydım da askere gitmezdim. bunu kullandım. kabul ediyorum.