smellycat

Durum: 1215 - 0 - 0 - 0 - 27.12.2022 23:18

Puan: 24066 - Sözlük Kaşarı

13 yıl önce kayıt oldu. 4.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 61

orospu eyşan

türkiye'den çıkıp da skyler white ile vs atabilecek tek dizi karakteri.

iamx

bugünkü performansları müthişti. gerek danslarıyla gerek enerjileriyle beni kendilerine hayran bıraktılar. chris sen benim bebeğimsin. vamp bir stilse sen bunun en güzel örneğisin.

getcontact

cia gibi insanların sizi rehberine nasıl kaydettiğini görebileceğiniz telefon uygulaması. kullanımı bence tehlikeli olabilir ama yine de yükleyip kullanmak isterseniz önereceğim adımları uygulamanızda fayda var. programı yükledikten sonra hesap oluşturmanız gerekiyor. bu adımlarda uygulama sizden rehberinize ulaşmak için izin isteyecek. buna hayır demeli ve sonra programı kullanmaya başlamalısınız. merakınızı giderdikten sonra getcontact hakkında veya about şeklindeki seçeneğe girip hesabınızı silin. sonrasında uygulamayı telefonunuzdan kaldırın. hesabınızı silseniz de insanlar sizi görmeye devam edecekler. son adımda numaranızın aranmasını engellemek için aşağıdaki linkten numaranızı silin. programı kullansanız da kullanmasanız da bu son adımı yapmanızda fayda var.

https://www.getcontact.com/unlist

ayıp şarkılar

aslında eğitici bir şarkı ama eline beline kısmı ayıp diye düşünüyorum*.

demet akalın'la küsünce hande yener'le barışmak

şaşırtıcı olmayan gelişme. hepimiz bu bermuda şeytan üçgeninde yer almışızdır zamanında. yalnız sanılanın aksine küçük düşen seren serengil değildir. çünkü seren serengil gibiler bu yaptıklarından ötürü kendileriyle gurur duyarlar. asıl küçük düşen her zaman hande yener ve onun pozisyonunda olan kişilerdir. insan düşmanını bile kalitesine göre seçmeli.

seksten daha güzel olan şeyler

biber dolması, kuru patlıcan dolması.

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

taylor swift - look what you made me do

çi

finalinden asla ama asla tatmin olmadığım dizidir. duru'nun sahnede yaşadığı olay çok black swan oldu. hiç gerek yoktu bence bunu yapmaya. alternatif ve daha vurucu bir son yapma fırsatları vardı. nasıl olsa kitaptan uzaklaştılar. mesela duru can'ı kuliste öldürüp öyle sahneye çıkabilirdi. duru'nun hırsına daha çok uyardı ve sahneye çıkabilmek için neler yapabileceğine çok güzel bir örnek olurdu bence. duru'nun vurulması falan beklediğimiz şeylerdi. hiç heyecanlandırmadı. ayrıca sadık murat kolhan'ın sonunun dexter'ı anımsatması* sinirlerimi bozdu*. yine de benim için bu dizideki en karizmatik karakter sadık. bu değişmeyecek.

salmak

ne yaparsanız yapın geçemediğiniz dersten hocanın sizi geçirmesi. dünya üzerindeki en büyük iyilik, en büyük erdem*.

(bkz: hocam beni bir salın artık ya)

ayı sözlük yazarlarının en sevdiği youtuber'lar

twitch'ten beri duygu köseoğlu'na karşı bir sadakatim var. saçları hariç çok doğal bir insan*. seviyorum kendisini. bunun dışında gaga bulut'u ve idil yazar'ı takip ediyorum. gaga bulut'un tespitlerini beğeniyorum ve komik buluyorum. kendisi çok ikonik bir insan bence*. idil yazar'a ise yemek yapmaktan hoşlandığım için sarmıştım ama her videosunu izler oldum. hem güzel, hem süper yemekler, tatlılar yapıyor. bunlara ek olarak çok kaliteli ve mütevazi bir insan bence. son olarak da selin kidil'i seviyorum. toplumsal konulara karşı son derece duyarlı ve komik biri ama herkesin sevebileceği bir tarzı yok. çok doğrucu ve youtube'da bu tutmuyor maalesef. bu yüzden abone sayısı 17 bin. fakat seven de tam seviyor benim gibi.

ruh hastalığına yol açan şarkılar

blonde redhead'in neredeyse bütün şarkıları. ama en çok misery is a butterfly ile falling man.



ayı sözlük yazarlarının depresyondan kurtulma taktikleri

gerçekten depresyonda olduğunuzu düşünüyorsanız psikiyatriste gitmelisiniz. depresyon ciddi bir hastalık ve bunu çok ağır yaşıyor olabilirsiniz. kaynağı okb, panik bozukluk veya kaygı bozukluğu olabilir. doktor gerek duyarsa size ilaç yazar zaten. ama bu ilacı 6 ay veya 1 sene saati saatine kullanmanız gerekecek. tedavi süreci bitmeden bırakacaksanız hiç başlamamanızı tavsiye ederim.

ayı sözlük yazarlarını mutlu eden şeyler

alışveriş yapmak, soğuk duş, çikolata ve gofret yemek, ailemle vakit geçirmek, görmediğim yerlere seyahat etmek, sevgilimle gezmek ve uyumak, güneşlenmek, yüzmek.

sevgiliyle yemek yapmak

saygı ve sevgi çerçevesinde çok güzel olan aktivite. mutfağıma ablam ve annem dışında birini sokmayı çok sevmiyorum aslında. mutfağımda bana karışılmasından hoşlanmıyorum. karışmak yerine karşınızdaki insanın işini kolaylaştırsanız tadından yenmeyecek bir şeye dönüşecek. bu tip olaylar yaşanabilir tabii. fakat "benim annem şöyle yapardı" gibi bir cümle asla kullanılmamalı. aksi takdirde kim olursa olsun minnoş bir ev kedisinden vahşi bir aslana geçiş yapmaktan asla çekinmem. yanlış anlaşılmaşın mutfak başka aşk başka*.

onca kız dururken neden bir erkek

bu soruya cevap vermek durumunda kalırsak yıllar önce benzer bir soruyla karşılaşan ozan güven'in verdiği cevaptan yürüyebiliriz.

(bkz: ne kadar salak salak sorular bunlar)
(bkz: ben sana soruyor muyum kimi sikiyorsun diye)

çevrimiçi üyelerden eksi oy vereni tespit etmek

benim de sinsi bir eksicim var. ama kim olduğunu bilmiyorum. saatine bakıyorum fakat kimseye konduramıyorum*. kesinlikle benim uyku saatimi bilen biri. zaten aramayı da bıraktım. kabullenme sürecine gireli epey oluyor. eksicimle bir alıp veremediğim yok gerçekten. yazdıklarım kötü olabilir, yazdıklarımı boş bulabilir, belki de bana gıcık oluyordur. olsun. ben yine de ona karşı nefret beslemiyorum. hatta onu sevmeye bile başladım*.

kördüğüm

sözleri şevket rado'nun kördüğüm ve ötekiler şiirinden alınan hümeyra parçası. bütün özlediklerim benden ayrı yaşıyor kısmı insanın ağzına sıçıyor. ölümün bir çaresi keşke olsa ama maalesef yok. özle, kafanı duvarlara vur, yırt kendini. ölen biri bir daha sana sarılamaz, seninle konuşamaz.

öyle uzak ki yerim
uzakları aşıyor
bütün özlediklerim
benden ayrı yaşıyor

ya her şeyim ya hiçim
sorma dünyam ne biçim
bir kördüğüm ki içim
çözdükçe dolaşıyor

ayı sözlük itiraf

nescafe 3ü1 aradayı çok seviyorum. herhalde bundan ala itiraf olamazdı. söyledim kurtuldum. bırakmaya çalışıyorum ama filtre kahve hazırlamak aşırı zor geliyor. sütsüz kahveyi de sevmiyorum. yok makineye kahveyi koy, bir yandan sütü ısıt, bir yandan şekerini hazırla çok üşeniyorum bütün bunları yapmaya. ama nescafe öyle mi? suyu ısıt. nescafeyi dök bitti. ortamlarda bunu elbette açık açık söyleyemiyorum. çünkü her gün 3ü1 arada içmek utanç verici. bu mereti bırakmam gerektiğinin farkındayım. geçen gün içeriğini okumamla dehşete düştüm. içinde olmayan şey yok. bırakmayı deneyeceğim ama söz veremiyorum. işte ben de kusursuz bir insan değilim. geçen gün kötü özelliklerimi düşünürken aklıma bu geldi. paylaşmak istedim.

(bkz: varoş olduğunu anlama yolları)

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

çocukluğuma geri dönmek istiyorum**.

çağan ırmak

daha önce yazılmış ama aynı şeyi ben de düşündüğüm için paylaşmak istiyorum. bu adam sinema sektörünün serdar ortaç'ı. çemberimde gül oya ve babam ve oğlum ile bu adamın kariyeri son buldu. çünkü en mükemmel işleri bu ikisiydi. kötü anlamda söylemiyorum bunu. herkes darren aronofsky gibi deneysel bir iş çıkartmak zorunda değil. adam romantik yani bu da onun tarzı. matematiğini kesinlikle yanlış buluyorum. bu neden kaynaklanıyor bilmiyorum ama anlatmak istediği şeyi dram üzerine inşa etmese daha da ileriye gidecek bir yönetmen bence. çemberimde gül oya mesela. komedi ve dram ögelerini gözümüze sokmadan bizi hem güldürdü hem ağlattı. gülizar mesela. abartılı bir hikayesi var ama çağan ırmak bunun üzerine bir şey koyamıyor. izlerken aaa bu çağan ırmak'ın diyemiyorum.
  • /
  • 61

genç eşcinsellere tavsiyeler

bu sene 40 yasini dolduracak geckin bir kardesiniz olarak, sizden farkli bir jenarasyondan geliyorum, maalesef trendlerinizi, hayata bakis acinizi anlamakta zorluk cekiyorum. muhtemelen sizler de beni anlamakta zorluk ceersiniz. size tavsiyede bulunmam gerekirse:

turkiye'yi terketmektek icin son derece saglam bir plan yapin. bakin ben liseyi 90'larin sonlarinda, universityi 2000'lerin basinda okudum. turkiye ben gencken de homofobikti, yobazdi ama kisitli da olsa size oranla daha ozgurduk. birkac basit ornek vermek gerekirse, universitede cok az negatif tepki gorerek out yasadim, yeri geldi okulun koridorlarinda erkek arkadasimi optum, sarildik, yeri geldi farkindalik yaratmak icin masalar actik. hepsini gec, huysuz virjin turkiye genelinde yayin yapan bir kanalda drag sov yapiyordu. neyse.

buna ragmen, turkiye'de gelecegimin olmadiginin bilincindeydim. yurt disina, daha medini bir ulkeye goc etmeye lise yillarinda karar verdim.

karar vermesine verdin de be salak, ne plan yaptin?

sanirim turkiye'den bir bok olmayacagi konusunda hem fikiriz. ancak ben yurt disina goc etmek istiyorum dediginiz anda elinizde yasamak istediginiz ulkenin gocmenlik karti belirmiyor.

plan yapin gencler. nereye gitmek istioyrsaniz arastirin. elinizin altinda internet vat, ben 17 yasinda tanistim kendisiyle. arastirin. gitmek istediginiz ulke beklentilerinizi karsilayacak mi, oraya uyum saglayacak misniz?

1. gitmek istediginiz ulkeyi belirleyin.
2. gitmek istediginiz ulkeye uygun, avantajli bir kariyer planlayin.
3. gitmek istediginiz ulkenin talep ettigi tum sartlari saglayabileceginizden emin olun.
4. bunlara baslamak icin universote yillari cok gec, lise siralarinda baslayin.
5. kolay degil.
6. yilmayin.

bu satirlari toronto'dan yaziyorum. hayir, hic ama hic kolay olmadi. cok badire atlattim. yaptigim planlama, tabii planlama denilebilirse cok zayifti.
20'li yaslarimin ortasinda goc edecegimi zannederken aptalca kararlar, yanlis planlama, duygusal sebepler derken buraya gelmem 30'lu yaslarimin osunun buldu. inanin yaslandikca gocmenlik kavrami zorlasan bir olgu. gelismis ulkeler beyin gocune acik, ancak genc beyinler tercih siralamasinda geckin beyinlerin onunde yer aliyor.

kolay olmayacak, ancak akillica planlarsaniz, 20'li yaslarinizin ortasinda basarirsiniz, benim dustugum hataya lutfen dusmeyin.

son olarak, lise yillarinda intihara megilliydim. cok yaklastigim, umutsuzluga dustugum anlar oldu. keske 40 yasindaki aigai, 16 yasindaki aigai'a bugun yasadigi fazlasiyla basit, ancak mutlu hayati gosterebilseydi, o depresif ergenin icine biraz umut serpseydi. kisacasi guzel bir gelecek sizi bekliyor, ancak hepsinden once, ne istediginizi bilin, istediginize ulasmak icin kendinize duzgun bir yol haritasi cizin.

linkedin

değerli bir üyemiz olduğunuz için teşekkür ederiz şeklinde mesajlar atıyorlar sürekli. ne yalan söyleyeyim hoşuma gidiyor. üyelerini önemsiyorlar. mesela bir süredir bu sözlükte yazıyorum hiç bu tarz bir mesaj almadım. ayda bir otomatik de olsa iyi ki aramızdasın değerli bir üyesin tarzı mesajlar gelse ifitihar ederim.

tek eşlilik

dışarıda farklı lezzetler olduğu aşikardır fakat evde bir mutfağınızın olduğu ve gerekli malzemeleri kullanırsanız her lezzeti evdeki o mutfakta hazırlayabilirsiniz. birbirine mutfak olma durumudur tek eşlilik.

malzemeler:
✓ inanmak
✓ ne istediğini bilmek
✓ gayret etmek /çabalamak
✓ iki ayrı insan olduğunu unutmamak
✓ sorunları konuşmak
✓ kendine has bir dil geliştirmek
✓ ben buyum tuzağına düşmemek. gibi.

ayı sözlük yazarlarının favori dolmaları

xalo

kendisiyle konuşmaktan, dertleşmekten, goy goy yapmaktan çok keyif aldığım, sözlüğün bana kazandırdığı büyük insanlardan. tanıdığım ve belkide tanıyacağım en iyi insanlardan olabilir kendileri.
bir kere tanıştık artık yakasınıda bırakmam, benden kurtulamazsın efenim. iyi ki varsın xalocum

xalo

insan kurduğu ilişkilerde zaman geçtikçe “keşke daha önce tanısaydım” cümlesini çok nadir kurmaya başlıyor. belki de değerli hissettiği çok az insan için.
uzun zamandır bu cümleyi kurmamıştım birisini tanıdıktan sonra.
xalo bana bu cümleyi kurduran değerli bir insan oldu benim hayatımda.
fikirlerine, amacına, hayattaki duruşuna saygı duyduğum ve önemsediğim bir insan.
gitmesine çok çok üzüldüm.
neyse ki sözlük dışında da birbirimizin hayatında olacağımız gerçeği var.
yine de yazılarını çokça özleyeceğiz xalocuk.
seni iyi ki tanıdım*

ayı sözlük itiraf

ruh halim: herkes birbiriyle yiyişirken atölyeye gidip tahta çakan adnan ziyagil.

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

ayı sözlük yazarlarının en sevdiği filmler

röntgencilik

inek şaban şöyle tanımlıyor:

röntgen böyle insanın içini gösteren bi cihazdır. bir de röntgencilik vardır tabi, bu röntgencilik çok ayıp olmakla beraber bol miktarda röntgenci vardır.

teşekkürler inek şaban.

Toplam entry sayısı: 1215

feminenlere ilgi duymayan gay

ilgi duymamakta özgür olan gaydir. feminen gaylerin bunu anlayışla karşılaması gerekir ki zaten durum bu. bunu büyütmeye gerek yok. saygısızlık yapmanın hiç lüzumu yok. feminen gayler ve transeksüeller sayesinde bugün dünyada görünürüz, gay olduğumuzun bilincindeyiz. bu insanları yüceltmem gerekir ama günümüzde ayrımcılık yapmış olacağım için yüceltemem. kendi içimizde birbirimizi ötekileştirdiğimiz için bunları söylemek istedim sadece. belki düşünceniz biraz olsun değişir diye.

"gay değilim full aktifim" diyip erkeklerle birlikte olan, lgbti'ye asla katkısı olmayan insanlarla birlikte olabilirsiniz. ama saygı duyduğunuzu söyleyip genelleme yaparak feminen gaylere saygı duymuş olmuyorsunuz. lubunca konuşup gay olduğunu itiraf etmeyen kerimcan durmaz ve makyaj kanalında lgbti ile ilgili içerikler de üreten arda bektaş'ı* referans göstererek genelleme yapacaksanız sohbet kurmaya çalışmayın zaten kimseyle. kimse sizin sohbetinize muhtaç değil. ötekinin ötekisi yapmaya çalışsanız da kendini lgbti içinde gören hiçbir birey aciz değil.

ölmeden önce izlenmesi gereken filmler

(bkz:night on earth)

beş şehir, beş farklı hikaye ve hepsi aynı gecede. samimi ve değişik duygular hissettiren hikayeleri, anlatımın sadeliği ve yormayışı bu filmin artılarından. winona ryder ablamızı saymıyorum bile. daha önce jim jarmusch izlemediyseniz bu filmle başlamanızı şiddetle tavsiye ederim.

(bkz:fried green tomatoes)

sıcacık hissettiren bir dram filmi. farklı dönemlerde yaşayan dört kadını anlatan bu film gerçekten çok etkileyici. üstü kapalı bir şekilde anlatılsa da idgie ile ruth arasındaki aşk ve evelyn ile ninny'nin dostluğu başarılı bir şekilde izleyiciye geçiyor bence.

(bkz:beetlejuice)

aslında birçok insan tarafından bilinen, eğlenceli müzikleri ve benzersiz karakterleriyle akıllarda kalan bir tim burton filmi olsa da çevremde hala izlememiş insanlara rastladığım için açıkçası bu listeye eklemek istedim. bu filmi izlememek çok büyük kayıp ve ayıptır. performansından ötürü michael keaton'ı ve winona ablamızı da unutmamak lazım.

(bkz:suspiria)

kullanılan renkler sebebiyle sanat filmi kabul edilen bu korku filmi kanın bu denli fazla gösterilmesiyle döneminin öncü filmlerinden biri olmuş. dario argento imzalı bu filmin 2018 versiyonu call me by your name'den tanınan luca guadagnino tarafından "saygı duruşu" niteliğinde çekilmiş. yani anlayacağınız hala ilgi görmekte. müzikler, dekor ve renkler açısından bu film mutlaka izlenmeli.

(bkz:three billboards outside ebbing, missouri)

neden oscar alamaz böyle güzel bir film anlamak güç. müzikleri, oyunculukları, görselliği ve özgün hikayesiyle çok etkileyici bir filmdi benim için. "öfke, daha fazla öfke peydah eder" detayı için bile izlenmesi gerektiğini düşünüyorum.

(bkz:incendies)

ben ömrümde böyle vurucu bir film izlememiştim. olağanüstü hikayesi, mükemmel kurgusu ve nefis sinematografisi için izlenmesi gereken filmlerden. bu filmi izledikten sonra insanın ben niye insanım diye bas bas bağırası geliyor.

(bkz:nunta muta)*

kara mizahın en güzel örneklerinden biri. bu kadar sert bir hikayeyi bu kadar komik anlatmak bence bir başarı. izlemiş olmaktan pişmanlık duymayacağınız, diyalogların düşündürdüğü, sessizliğin güldürdüğü bir film.

(bkz:howl's moving castle)**

pamuk prenses veya uyuyan güzel'deki gerçek aşkın öpücüğünün iyileştirici etkisinin farklı ve daha etkileyici bir versiyonunun yer aldığı film. bana kalırsa yönetmen'in bütün filmleri veya animeleri izlenmeli ama zaten bu filmi seçmemdeki en büyük neden miyazaki'nin en çıtır çerez animesi olması. yönetmen genelde çok gönderme yaptığı için disney animasyonları kadar kolay izlenilmiyor maalesef.

(bkz:battle royale)*

playerunknown's battlegrounds, fortnite gibi hayatta kalan son kişinin kazandığı oyunlara ilham kaynağı olan film. öyle ki bu oyun türüne adını vermiştir. hatta hunger games bile bu filmden sonra kaleme alınmıştır.

(bkz:pretty woman)

arada sırada hepimizin canı romantik komedi izlemek istiyor. böyle zamanlarda da maalesef karşımıza hep klişe senaryolara sahip filmler çıkıyor ve 2 saatimiz resmen çöpe gidiyor. bu film kesinlikle öyle filmlerden değil. hepimizin bildiği müziği, oyuncuları, dönemine göre cesur sayılabilecek konusu sebebiyle mutlaka izlenmesi gereken bir romantik komedi filmi. julia roberts'ı julia roberts yapmış olmasına girmeme gerek bile yok.

suriyeli mülteciler hakkında doğru bilinen yanlışlar

üstteki entrynin sahibi temsili*.


dün seda sayan'a bağlamamak için sustum. bölüneceğiz diyen yazara da katılmıyorum fakat "burası senin ülken ha?" lafı gerçekten canımı yaktı. en basitinden dilek tutarken, dua ederken es geçmediğim bir yer türkiye. kimi zaman yaşanılmaz olsa da benim ülkem. insan üzerinde yaşadığı topraklarda neler oluyor diye sorgulamaz mı? niye bunu sorgulayan insanlara ırkçı damgasını yapıştırıyorsunuz? toprağını sevmek ne zaman ırkçılık olmuş? sen evini sevmez misin? sen evinde huzurlu yaşamak istemez misin? neyse bunu geçmek istiyorum. anlamanızı beklemiyorum.

türkiye'ye kimler kimler gelmiş. kim bu kadar yaygara koparmış bu zamana kadar? kimse. çünkü adamlar adapte olmaya çalışmışlar. mülteci olarak geliyorsan uyum sağlamak zorundasın. tepemize çıkman kabul edilebilir bir şey değil. sen misafirliğe gittiğinde böyle mi davranıyorsun ev sahibine? ev sahibine tecavüz mü ediyorsun? ev sahibinin çocuğunu mu öldürüyorsun? kedisini mi boğazlıyorsun? ev sahibini huzursuz edersen o da seni istemez. bir şekilde seni göndermek ister.

kaç senedir bu ülkedeler ve memnun bile edememişiz. bırak adapte olmayı hepsi avrupa'ya kaçma niyetinde. ama avrupa'da onları alacak bir ülke yok. senin özendiğin hümanizmin fikir babaları manyak çünkü değil mi? ırkçılar, faşistler. vah vah. sorun hümanizmde değil ama. sorun hümanizmi bilmeyip hümanizm kasanlarda. kendiyle aynı fikirde olmadığı için çatır çutur insan öldüren yaratıklara hoşgörü göstermek hümanizm değildir. bunun uzun vadede ne gibi sonuçlara yol açacağını sorgulamak ırkçılık değildir.

kötü günlerden geçiyoruz. kendi kendimizi düzeltebilmiş değiliz. nasıl depresyondayken arkadaşımızın dertlerine yardımcı olamıyorsak aynı o şekilde suriyelilere de yardımcı olabileceğimizi düşünmüyorum.

yazarların karantinadayken yüzleştiği sıkıntılar

iş görüşmem olumlu sonuçlanmıştı. virüs sebebiyle kaynadı gitti. ayrıca son üç aydır evdeydim. askerden yeni gelmiştim. 80 kişilik koğuşlarda yattıktan ve o 80 kişinin problemleriyle komutanım diğer komutanlarla çay içip, muhabbet edebilsin diye ben bizzat kendim ilgilendiğim için* pek insanlarla görüşmek istemedim. erkek görmek hiç istemedim. sadece iş arıyor, iş görüşmelerine gidiyordum. zaten karantinada gibiydim. insanların daha 1 haftada benim yaşam stilime karantina demesi bana koymuyor değil*. eminim benden daha kötü durumda olan insanlar vardır. o yüzden bunları kafamda büyütüp de şımarıkça davranmak istemiyorum. sağlık çalışanlarının hala bizim için kendilerini tehlike atıyor olmaları bile bunu yapmamak için yeterli bir sebep. herkes için zor bir süreç bunu anlıyorum ama yine de bir şekilde kendimizi motive etmek zorundayız.

ayşen gruda

sanatçı gibi sanatçıdır. elini vicdanına koymaktan çekinmemiştir. diğerleri gibi düşüncelerini dile getirmekten korkmamıştır. sanatçı dediğin de ülke kötüye giderken susmamalıdır zaten. biz onun oyunculuğunu da güçlü kişiliğini de unutmayacağız.

feminenlere ilgi duymayan gay

ilgi duymamakta özgür olan gaydir. feminen gaylerin bunu anlayışla karşılaması gerekir ki zaten durum bu. bunu büyütmeye gerek yok. saygısızlık yapmanın hiç lüzumu yok. feminen gayler ve transeksüeller sayesinde bugün dünyada görünürüz, gay olduğumuzun bilincindeyiz. bu insanları yüceltmem gerekir ama günümüzde ayrımcılık yapmış olacağım için yüceltemem. kendi içimizde birbirimizi ötekileştirdiğimiz için bunları söylemek istedim sadece. belki düşünceniz biraz olsun değişir diye.

"gay değilim full aktifim" diyip erkeklerle birlikte olan, lgbti'ye asla katkısı olmayan insanlarla birlikte olabilirsiniz. ama saygı duyduğunuzu söyleyip genelleme yaparak feminen gaylere saygı duymuş olmuyorsunuz. lubunca konuşup gay olduğunu itiraf etmeyen kerimcan durmaz ve makyaj kanalında lgbti ile ilgili içerikler de üreten arda bektaş'ı* referans göstererek genelleme yapacaksanız sohbet kurmaya çalışmayın zaten kimseyle. kimse sizin sohbetinize muhtaç değil. ötekinin ötekisi yapmaya çalışsanız da kendini lgbti içinde gören hiçbir birey aciz değil.

ayı sözlük itiraf

bence kudurmuş alışmıştan beterdir. çünkü alışmış insan görgüsüzlük yapmaz, daha cool davranır. ne yaptığını bilir. ama kudurmuş insanın ne yapacağı belli olmaz ki. ben böyle düşünüyorum yani.

hastane mescidinde oral seks yaparken yakalanan eşcinseller

pek duyulmayan bir haber. ya gerçek değil ya da duyulmasını istemiyorlar. açıkçası ikinci düşünceye daha yakınım. öyle böyle bir yerde yakalanmamışlar çünkü. adamlar resmen sevişerek mevcut düzene isyan etmiş*.

onaylamasam da yaşanan şey eşcinsellerin ötekileştirilmesinin, aile ve toplum baskısının bir yansıması bence. sen insanların kimseye zarar vermeyen cinsel hayatlarına, yönelimine saygı duyma sonra kendi değerlerine saygı duyulmasını bekle. insanlara karışma ki evlerinde veya bir otel odasında rahat rahat sevişsinler.

(bkz: bırakınız öpüşsünler)
(bkz: bırakınız sevişsinler)

suriyeli mülteciler hakkında doğru bilinen yanlışlar

üstteki entrynin sahibi temsili*.


dün seda sayan'a bağlamamak için sustum. bölüneceğiz diyen yazara da katılmıyorum fakat "burası senin ülken ha?" lafı gerçekten canımı yaktı. en basitinden dilek tutarken, dua ederken es geçmediğim bir yer türkiye. kimi zaman yaşanılmaz olsa da benim ülkem. insan üzerinde yaşadığı topraklarda neler oluyor diye sorgulamaz mı? niye bunu sorgulayan insanlara ırkçı damgasını yapıştırıyorsunuz? toprağını sevmek ne zaman ırkçılık olmuş? sen evini sevmez misin? sen evinde huzurlu yaşamak istemez misin? neyse bunu geçmek istiyorum. anlamanızı beklemiyorum.

türkiye'ye kimler kimler gelmiş. kim bu kadar yaygara koparmış bu zamana kadar? kimse. çünkü adamlar adapte olmaya çalışmışlar. mülteci olarak geliyorsan uyum sağlamak zorundasın. tepemize çıkman kabul edilebilir bir şey değil. sen misafirliğe gittiğinde böyle mi davranıyorsun ev sahibine? ev sahibine tecavüz mü ediyorsun? ev sahibinin çocuğunu mu öldürüyorsun? kedisini mi boğazlıyorsun? ev sahibini huzursuz edersen o da seni istemez. bir şekilde seni göndermek ister.

kaç senedir bu ülkedeler ve memnun bile edememişiz. bırak adapte olmayı hepsi avrupa'ya kaçma niyetinde. ama avrupa'da onları alacak bir ülke yok. senin özendiğin hümanizmin fikir babaları manyak çünkü değil mi? ırkçılar, faşistler. vah vah. sorun hümanizmde değil ama. sorun hümanizmi bilmeyip hümanizm kasanlarda. kendiyle aynı fikirde olmadığı için çatır çutur insan öldüren yaratıklara hoşgörü göstermek hümanizm değildir. bunun uzun vadede ne gibi sonuçlara yol açacağını sorgulamak ırkçılık değildir.

kötü günlerden geçiyoruz. kendi kendimizi düzeltebilmiş değiliz. nasıl depresyondayken arkadaşımızın dertlerine yardımcı olamıyorsak aynı o şekilde suriyelilere de yardımcı olabileceğimizi düşünmüyorum.

ayı sözlük itiraf

hiç realist bir ibne değilim. hayallerde yaşıyorum.

onur yürüyüşünde iki kadının çırılçıplak soyunması

son derece şık bir eylem. toplum biz ne yaparsak yapalım bize hazır değil. biz zaten onlara göre ahlaksızız.

ayı sözlük itiraf

herkesten iğreniyorum. hepiniz yeterince iğrenç ve iticisiniz. teşekkürler.

ayı sözlük itiraf

victor hugo sizi görse sefilleri en baştan yazardı.

ahlakınız batsın

evrensel ahlak kurallarını bulmuş yazarlarımıza söylemek istediğim cümle. iki kadını yargılamak size düştü çünkü. süpersiniz ibneler.

(bkz: onur yürüyüşünde iki kadının çırılçıplak soyunması)

suriyeli mülteciler hakkında doğru bilinen yanlışlar

tartıştığınız insanlara hakaret etmeden tartışmayı öğrenin de yazılarınız okunsun.

tanım: şiddete şiddetle çözüm arayanların fikir beyan ettiği başlık. doğu perinçekmiş, demet akalınmış. hayatımda tanımadığım bir insana küfür etmedim ama hassiktir ordan. bu ülkenin tarihini senin saldırgan yorumlarını okuyarak öğrenecek değilim. ayrıca senin okumada bir problemin mi var acaba? kim demiş "bugün yaşadığımız yoksulluk suriyeli göçmenler yüzündendir" diye? manipüle ediyorsunuz diyorsunuz da bu manipülasyon değil mi? saldırganın, faşistin dik alasısın.