gökçe bahadır
bayıldığım kadın oyunculardan, yüzünde hep hüzünlü bir ifade var, çok da yakışıyor oynadığı kadınların duygusuna, ama hep aynı ağlamaklı ve acı çeken kadın rolleri geliyor, hiç mi gülerken göremeyeceğiz bu güzelliği diye üzmüyor değil. güzelliği aldatılmasına engel olmamış ve okuduğum bir habere göre ali sunal'ı bir travestiyle basması neticesinde boşanmıştır.
porno videoda arkadan görünen kameraman
durumun hem zevkli hem acıklı olduğunu düşündüğüm kameraman türü. adamlar iş üstündeyken o bunu çekmekle yükümlüdür, gözlere seyran bir olaya tanık olsa da dahil olamaz, bakıp otuzbir de çekemez, odada herkes çıplakken o giyiniktir ve tam güzel bir pozisyonda şortlu kamera tutan bir adamın görünmesi yer yer etkiyi azaltmıyor değil, ama bi yandan adeta brechtyen bir şekilde izlediğinizin reel yaşam değil kurgu/oyun olduğunu da hissettiriyor. kameramanın durumu güzel bir konsere gidip kayıt yapmak zorunda olduğu için konseri izleyemeyen bir izleyici gibidir.
*
yıldız tilbe
istese yeniden aşkperest gibi bir albüm yapabileceğini manga ile düetinde gösteren, ama şu an piyasanın istediği abukluklar dizisinde albümlerini çıkaran, zehir gibi bir zekaya sahip doğal kadın. sezen aksu ve ibrahim tatlıses gibi piyasasnın ağzını açsa piyasayı yerinden oynatacağı iki insana bile eyvallah etmeden bugünlere kadar gerçekten tırnaklarıyla kazıyarak gelmesi yıldız'ı özel ve ayrıcalıklı bir yere koyuyor.
deliksiz uyku
seks partneri bulamamış "aktifin" çaresizce uyuyım bari diyerek geçirdiği uyku vakti.
*
doğaçlama düşünülerek ortaya çıkmış grup isimleri
"neyse" adlı bir grup var.
deniz seki
meksikalı uyuşturucu baronu pablo escobar'dan daha uzun süre hapis yatan pop müziğin kadife sesli sanatçısı. dönüşü muhteşem olacaktır.
balkon seksisi
şöyle de olabilir:
*
nihat doğan
"mini etek giyen taciz edilir" diyerek yeniden pörtleyen, ex-seda yavuklusu, magazin tontonu olan arabeksçi az buçuk ünlü. 2 lafından biri şerefli diğeri halkım olan 1 adam aynı halkı istisnasız mini etek giyeni taciz etmekle itham ediyor, yani sözleriyle o çok sevdiğini söylediği "halkını" tümden tacizci görüyor. çelişkiler yumağı. yazık! nihat doğan'ı başımıza saran ilk belanın mazhar fuat özkan'dan gelmesi ise ayrı bir yıkıcı. kırdın kalbimi albümüne prodüktör ve vokal olarak da imza atan grup o zamanlarda bilemezdi sanırım bu ülkeyi nasıl bir belaya bulaştırdıklarını.
sonuna kadar izlenemeyen videolar
her türlü canlıya, hayvana ve insana şiddet, öldürme, işkence videolarının başı çektiği kategori.
mersin ve civarında yaşayan gaylerin aşırı derecede paranoyak olması
buna benzer bi şey yaşadım. mersin'de bir adamla yazışıyordum güzel güzel, iş buluşma aşamasına gelince selam sabah kesildi, sonra bana "kusura bakma ben maneviyata yöneldim, bu işlerden elimi eteğimi çekiyorum, özür dilerim" dedi.
cem davran
gün geçmiyor ki dilin kemiğini tutamayan başka bir ünlüsü saçmalamasın. sosyal medya insanları söylediklerini tartarak ifade etme özelliklerini ellerinden aldı. artık gelişine allah ne verdiyse çalakalam yazabiliyor ve bunun sonucunda lafımız nereye gider düşünmüyoruz bile. bir spell checklik zaman bile bırakmıyoruz kendimize gönder tuşuna basmadan önce, bunun sonucunda cem davran gibi bin tane özürle düzeltilemeyecek komik duruma düşebiliyoruz. işin kötüsü sadece tahammül sınırının altında yaşayan insanlar olarak bir zaman bayıldığımız övgüye boğduğumuz ünlü isimleri bu laflarından dolayı lince hazır yapımız devreye giriyor. ne kadar sevmiş olursak olalım bir lafıyla o kişi bizim için bir sonraki hoşumuza gidecek açıklamasına kadar bitmiş oluyor. sonra onu gene sevip bağrımıza basıyoruz, yapımız gereği içimizde çeşitli duygular barındırma yetisine sahip bir tür olarak programlanmış duygular yaşıyoruz. bir lafa kız, sonraki lafı sev, arkasını ötesini bağlamını düşünme, belli şeylere standartlaştırılmış tepkiler ver, sonra bas göndere gitsin... cem davran da modern hayatın bu tuzaklarından birine düşmüş. şimdi seyreyleyin gelsin küfürler gitsin özürler. bir sonraki kurbana kadar. eskiden şöyle derlerdi, ne yazarsan yaz bir şey yazdığında bir gece beklet ertesi gün okuyup göndermeyi hala istiyorsan gönder derlerdi. bu süre artık bir gece değil on saniye. aklımızdaki artık parmaklarımızın ucunda. bir yandan hayatlarımız iyice şeffaf olurken, diğer yandan bu şeffaflığın insani ve toplumsal ilişkilere vereceği zararı düşünmeden hareket ediyoruz. insanın en vahşi düşünceleri ve güdüleri ortaya çıkıyor ve siz beklemediğiniz birinde beklemediğiniz bi reaksiyon gördüğünüzde daha fazla afallıyorsunuz. çünkü sevimliliğiyle kalbinizi çelen ciciko ünlünün zihnini görüyorsunuz ve hoşunuza gitmiyor. bilhassa ünlü olduğunuzda ve topluma mal olduğunuzda sorumluluğunuz hepten artıyor. bunu bilip sosyal medyayı öyle kullanın ya da hiç kullanmayın bırakın zihniyetleriniz bize gizli kalsın. böyle çok daha güzelsiniz. sonra dersin ki içimde öyle güzelsin ki onu kirletmiycem seninle.
balkon seksisi
böyle eli balkon demirine dayanmış, derin derin havayı soluyor, altında bokserı var, hafifçe uzamış siyah saçları rüzgarda hafif hafif uçuşuyor, kirli sakallarını eliyle kaşıyor, üstü çıplak, on beş saniye sürüyor bu ve bu süre sizin içinizin erimesi ve tuvalete koşmanız için yetiyor, kafamdaki imge bu.
görüştükten sonra arayıp sormayan date'in her bayram ve kandillerde mesaj atması
her bayram, seyran ve cumada nurlu, mukaddesli, mübarekli mesajlar atıp ertesi günü penisli fotolu mesaj göndermesi olası koli türü.
*
nokia 3310
bir dönemin moda cep telefonu fenomeni, statü sembolü, zamanın samsung'u, efsane, yılan oyunu...
ceylan ertem
görünüş itibariyle soğuk canlı tanışma itibariyle sıcak ve neşeli insan. söyleşi yapmak istedim kabul etti sorularımı gönderdim bir daha ne ses ne haber... gene de iyidir müzikte.
türkan şoray söylüyor
yaklaşık 50 yıldır yılan hikayesine dönen efsanenin vücut bulması. türk sinemasının sultanı türkan şoray şimdi şartların hazır olmasıyla ve artık canının istediğini lüksüne sahip olmasıyla şimdi çıkarmak istemiş. bence çokg ereksiz bir baskı var üzerinde. sonuçta iddiası yok, yıllarca içinde kalan bir şeyi dışa vurmak ve bir anı bir evladiyelik bırakma isteği var. bu bile çok değerli kılıyor albümü. yok sesi yetersizmiş, yok tahammül edilmezmiş, bu kadın ses sanatçısı değil ki, bence türkan şoray'ı kendi yolunuza çekmek yerine bazen siz biraz beklentinizi düşürüp olduğu gibi karşılayın. bravo diyor alkışlıyorum. sonuçta bu yaşta cesarettir böyle ortaya çıkmak.
ara güler
şöyle bir diyaloga konu olacak önerme:
a: sen gittiğinden beri çok mutsuz, hep depresyonda, hep ağlıyor.
b: ne yapayım gülmesi için?
a: ara güler
*
vurur yüze ifadesi ..... bitanesi
tutmayan bir şarkının deli bir prla nasıl fenomen haline getirilebileceğinin artık kabak tadı vermiş ifadesi.
full house
ikoncan ikizler mary kate-ashley olsen ikizleri hayatımıza ilk kez sokan ve şubat ayında orijinal kadrosuyla 'fuller house' olarak yeniden gönül bahçemize yerleşecek olan 90ların kült komedi dizisi.
*
500t
cevizlibağ atatürk öğrenci yurdunda kaldığım 2 sene boyunca , metrobüsten önce kadıköy'e en yakın ulaşım aracımdı. sonra ordan ayrıldım zaten sonra metrobüs geldi.