nstrgt

Durum: 806 - 0 - 0 - 0 - 26.01.2024 12:57

Puan: 14576 - Sözlük Kaşarı

8 yıl önce kayıt oldu. 7.Nesil Yazar.

Instagram : cubby_boi
  • /
  • 41

cinsiyetin olmadığı bir dünya

kimsenin kimseyi sikmedigi bir distopyadir.

çocukken hayal edilen tanrı şekli

cami minaresi şeklinde düşünürdüm. hayalimde cami minaresine göz ağız falan ekler onla konuşurdum. ibadet edilen yerin başında cami kutsal bir yer olarak geldiği, tanrı da en yüksek kutsallık mertebesinde olduğu için, cami + camiden daha yüksek bir yere sahip olarak minare ( caminin en yüksek yeri olarak)=yani tanrı tasavvuruna uygun gibi bir denkleme sahiptim sanırım. sonra yaratici mefhumuna yer, zaman, şekil adledemeyecegimizi öğrenince baya bi kotu hissettim uzun süre onu minare siluetinde hayal ettiğim için.

hayatın aslında baştan kaybedilen bir oyun olması

melankonize attırayım demek istediğim önermedir. bölümü gecemeyince oturup ağlamak yerine size yeniden verilen şansı kullanarak ikinci, üçüncü canınızla devam edin. oyun ulan sonuçta bu! hiç olmazsa eğlenmenize bakın. ayrıca bölüm sonu canavarları her zaman olacak, onları geçtiğimizde de oyun bitirmiyor, yeni bölüme geçiyoruz ve başka bir bölüme, sonra başka bir bölüme ... ayrıca yalnız oynamak zorunda olmadığımızi da hatırlatmak isterim. ama o canavarlara galip gelmek için oynamayı istemek gerekiyor, o yüzden oynamak istemeyen çıksın, kasiyorsunuz.

sevişmeden önce selamün aleyküm diyen tip

sadakallahul azim dediğinde bosalacagini anlayacagimiz abidir.

sözlükçülerin 15 yaşındaki haline vereceği öğüt

hataların sayesinde şuan istediğin her şeye sahipsin. hayallerin bir bir gerçek oluyor küçük adam. bu yüzden daha az üzülmeye çalış. hatalarına bu kadar takılıp kendine yüklenerek yıpranma.

virgülü doğru yerde kullanmak

sen belli bir zeka kapasitesine sahip ol, bu zekayla diğer insanlarla iletişim kurabildiğin bir dil bil, o dili kullanarak dünyaya açılabileceğin bir platformda, bir sözlükte adı yazarlık olan bir icraatı gerçekleştir ama yazma eylemine gelince işin hukukunu görmezden gel. komikmiş.

seks yerine sex yazan insan

seks yazanla sex yazan insan aynı eyleme müdahil olduklarından haticeyi kenara bırakıp neticeye bakarak o insanı rahat bırakmak gerekir ki ister seksini yapsın ister sexini. ancak x ile yazıldığında türkçe'ye de zarar verdiğini unutmamak lazım.

cinsel hayatınızı bir şarkı ile anlatın

tanrım bana üç tane! üç de yetmez beş tane! beş de yetmez yedi tane! ver ver ver! ver allahım ver!

madonna'nın en iyi şarkısı

kesinlikle girl gone wild, çünkü dinlerken nstrgt gone wild.

ayı sözlük istanbul zirvesi

uzun zaman oldu gerçekten. detaylari yazın da gelelim. gelmeyeni catlatalim.

otogardan adam kaldırmak

sözlükçülerin bildiği veya öğrenmek istediği diller

ingilizce oldukça iyi, fransızca eh işte , ispanyolca ,almanca, arapça başlangıç seviyesinde ama devam eder miyim bilinmez. önümüzdeki aylarda asya kıtasına yerlesecek olursam japonca hata muhtemelen çince öğrenmek zorunda kalacağım, istemiyor da değilim . sans yüzüme guler de avrupa kıtasında bi yere gidersem onu o zaman düşünürüz. uluslararası ilişkilerci yazarınız onlayn.

pisuvara işerken yanındakini kesmek

küçük tansiyon hoplatan minik fantezilerden. göz bu kayıyor yani, ya görürsem ihtimali gözlerinizin kontrolünü ele geçiriyor. ( ha çok mu önemli bişey, görünce ne oluyor hiç bir şey, ama ya olursa?) risk büyük, ödül de büyükse : {#%^*++!!!!!}. ay içim bi hoş oldu be.beni gidi muzur şey beni.

sürekli melankolik depresif negatif olan insan

sözlükte iki üç kişi bu pozisyonda kadrolu ise girmişcesine bir hayatla akıyordu başlıklara. üzüntüyle geçirdikleri hayatlarına bir eleştiri acısı eklemek istemediğimden tek bir yorum yapmadım elbette ama ajistasyon konusundaki israrli tavırlarina insanlar nasıl bu kadar uzun süre dayanabildi onu da anlamadım. neyseki dinlenmeye çekilmiş gibiler şuanda.

hornette mesajlara cevap vermemek

kişinin başka bir kişiyi ne derece insan yerine koyup, o kişiye ne denli saygı gosterebildiginin küçük bir göstergesidir. fotoğrafı olmayana, uymayana cevap vermek zorunda mıyım diye başlamayalim lütfen. iyilik, güzellik ve saygı gibi kavramlara zorundalik olmadan içten gelen duyguyla sahip olunuyor zaten. yazan kişiye teşekkür ederim ama uymuyoruz demek çok zor olmamalı.

kurye

dün 1 saat 20 dakikada gelen siparişimi iptal ettiğimden haberi olmadığı için kapıdan geri çevirdiğim arkadaştir. zahmetine saygimdan da olsa o yemeği alırdım normalde ama kabul edilemeyecek bir teslimat süresi olduğu ve restoran yorumlarında sürekli aynı süre zarflarinda bir gecikme olduğunu sonradan keşfettigim için böyle bir hizmete, servise ekmek yedirmek istemedim, üzgünüm.

uzun tırnaklı erkek

stres anında hunharca yediğim için asla olamadığım erkek türüdür.

istanbul hakkında tavsiyeler

istanbul tr'nin kalbidir, kalbe giden damarlarda yani istanbul sokaklarında kaybolun, bunu yaparken büyük zincir cafe,restoran ve avm denen yerlerden uzak durup küçük işletmelere, iletişim kuran insanların olduğu yerlere girip çıkın,bir sürü dünya kesfedeceginizin garantisini veririm.

aileye ve yakın çevreye eşcinsel olduğunu açıklayamama nedenleri

yalnız yaşayan gay

gelin de evimi şenlendirin ayıcıklar, gün yapalım.
arka plan müzik önerisi: misafir ol ve gel bana borekler açarım sana.
  • /
  • 41

cenazemde çalınmasını istediğim şarkılar

alizade - estafurla

"estağfirullah ne anlama gelir?
bu kelime, bağışlanma dilerim ve allah'ın merhametine sığınırım manasına gelir."

tam bir cenaze marşı.

amına koyayım

cinsiyetçi bir küfürdür.

illa küfretmek istiyorsanız götüne koyayım deyin bari.

kitap okumayan biriyle sevgili olmak

kitap okumak eyleminin sembolik bir şey olduğunu düşünecek olursak, kendisine hiç bir şey katmayacak birisiyle hayatını paylaşma çabası genelde büyük hüsran ile sonuçlanıyor.

biseksüel erkeklerin gayleri seks aracı olarak görüp kadınlara aşık olması

yalnız burda kendi aramızda bile birilerini genelliyor olmak ne kadar üzücü. lezbiyenler maskülen, gayler feminendir stereotypeından farksız bu genelleme.

çirkin gaylere tavsiyeler

çirkin erkek yoktur az efekt vardır.

homojen dergi 14. sayı

yazıları tamamiyle okudum. herkesin eline sağlık.

homojen dergi 14. sayı

iyi oldu okuyacak bir şey arıyordum artık var kaliteli bir. dergi.

homojen dergi 14. sayı

homojen dergi'nin 14. sayısı ile yeniden karşınızdayız. emeği geçen tüm yazar arkadaşlara teşekkür ederim. homojen dergi ekibine katılmak isteyen yeni arkadaşları da bekliyoruz. bir mesaj kadar uzağınızdayız.

14. sayının tüm yazılarını bulabileceğiniz link aşağıda;

https://homojendergi.com/14-sayi/

tek tek yazılara bakacak olursak;

öteki mültecilerin haber yansımaları - lgbti mülteciler ve medya - pufidik
bora öztoprak röportajı - tunca tutkun
klasik arap edebiyatı'nda erkek erkek aşkı - muhammed furkan şahin
ayı sözlük itiraflar 10. bölüm - dark bear
bu hikaye kalbimin tek sahibine - vaveyla93
buzul çağı yeniden geliyor - panda
barış kömürcüoğlu röportajı - tunca tutkun
aslında anal seks gayler arasında sandığımız kadar yaygın değil .-. ürkek
cal ve thom'a karşı bir rüzgar var, ama onlara aşktan esiyorlar - eastsiders - hazineci
erkekler erkeklerden erkekliği öğreniyor - hazineci
fahişeliğin öbür yüzü ve iki film birden - hazineci
ütopyaların homojenliğine karşı foucault’nun heterotopyası .-. çıldırdım
bir zamanlar anadolu'da - imightbewrong
efza röportajı - hprs
küresel ısınma mı? dünyalıların atlattığı çok badireler var - yumuklusucurta
broadway’in dahi çocuğu harvey fierstein - merve gezen
çavdar tarlasında çocuklar ya da sahtekârlar - vaveyla93
son akşam yemeği - hprs
yapraklı deniz ejderi 2. bölüm sevgiliyle aynı evde yaşamak - nstrgt
tunca'nın müzik kutusu - 2019 yılının en'leri - tunca tutkun
alışveriş kültürü edinirken kazanılması gereken hassasiyetler - nstrgt
akne nedir "gençlerin korkulu rüyası acne vulgaris" - drmurti
sedef hastalığı nedir, ne değildir? (psoriasis) - drmurti

mutluluğun çaresinin okul bitirmemek ve evlilik olması

bilgili ve farkındalık sahibi biri olmazsan sorunların da olamaz hayattan isteyeceğin şey sınırlıdır ve bunu bilerek yaşarsın.elindekiyle yetinirsin.aç kalmadığında bile mutlusundur.düşününce gayet mantıklı.belkide olay sadece mutlu olmak değildir.hayata anlam katan tek kriter mutlulukmu.kesinlikle değil.bir tarafta halinden mutlu olmak zorunda olan elindekiyle yetinmek zorunda olan bir insan var bu sadece bir savunma mekanizması bile olabilir.öbür tarafta ise kendisini yetiştirmiş ,geliştirmiş daha fazlasını elde edebileceğini bilen seçenekleri olduğu için mutlu görünmek zorunda hissetmeyen ve bunu özgüvenli bir şekilde söyleyen bir insan var.fark burada bence.

ayı sözlük yazarlarının profilleri

Toplam entry sayısı: 806

pasif bir direnis

yukarıdakilerin tamamına ters düşecek ama ben yazar arkadaşımıza nedense kayıt olduğum günden beri en çok önyargı topladığım kişi diyerek başlayacağım. altını çiziyorum kendisini tanımadan bende oluşan önyargılar yığını var bunlar sadece teorik iddialar olarak sıralanacak. dolu dolu yazdığını düşünmüyorum bu yüzden fırtına öncesi sessizlik savının üzerini çizdim, çok aktif olduğu doğru ama sürekli kendi açtığı başlıklarda yazıyor gibi geliyor, başlıklara bakıyorum devamını getiren kimse yine çoğu zaman yok, getiren üç beş kişi de yine karşılıklı pohpohlaştığına inandığım sabit yazarlar. alternatif yazdığı çok şey göremedim çünkü yazdıkları hep aynı tonda ilerliyor ve çizgi olarak çoktan tekrara düşmüş gibi geliyor. girdisini görünce kesin yine okunacak bir şey yazdı demeyi çok istiyorum ama şimdilik bu sefer önyargılarım yıkılacak mi acaba diye okuyorum ki bu negatif bir yaklaşım dahi olsa sonuç olarak merakla takip ediyorum. bu kesinlikle karalama kampanyası değil dediğim gibi kim olduğuna dair hiçbir fikrim yok. iletişim dahi kurmadık, bu yazdıklarım belki çok eksi tepki alacak bilemiyorum ama dediğim gibi bende istemsiz oluşan önyargıları belirtmek istedim ki içimde kalmasın. nefret etmediğim ama sevmeyi çok istediğim bri yazar. başarılar diler saygılar sunarım.

aşık olmak

adam game of thrones dizisindeki night king gibi ölüyü diriltti be daha ne yapsın!

sevgi neydi? sevgi emmekti. aman emekti. bütün emeklerim feda olsun sana.

9 şubat istanbul ayı sözlük zirvesi

bir kaç fire dışında herkes geldi hatta yazmayıp gelenler ayrıca sevindirdi. kalp kalp kalp. gelmeyenler kudursun.

18 mayıs 2019 ayı sözlük eurovision zirvesi

kızlaaaar yeni bir zirve ile yine karşınızdayım. kesin katılacağını bildirenlerin sayısına göre olur diyorum. kalabalık bir sayıya ulaşırsak bir mekan belirlenir şuan için neresi bilemiyorum ama halledilir. üç beş kişiyle kalırsak da birimizin evinde falan olur en kötü ihtimal. benim kapılar sonuna kadar açık. evin kapıları yani. bence bi düşünün ona göre hareket edelim derim.

(bkz:eurovision 2019)

kesinleşmiş mekan: rosso cafe ve karaoke bar
katip mustafa çelebi mahallesi, ayhan ışık sk. no:8, 34435 beyoğlu/istanbul

saat :19:00'da orada olalım, 20:00 da başlıyor diye biliyorum. netlesince yine guncellerim bakarak olun.

zirve düzenleme rehberi

herkes diyemesek de belli bir kitlemiz, bir şekilde bir zirve altında toplanmak, görüşmek ve tanışmak istiyor. ancak çoğu zaman kimsenin elini taşına altına koyduğunu göremiyoruz. bunun aslında ne kadar kolay olduğundan bahsetmek isterim.

zirve nedir, neden düzenlenir, nasıl olmalıdır, kimler düzenleyebilir? ( sözlük kuralları değildir, şahsi yorum içerir)

zirve nedir?
ayı sözlük bazında konuşacak olursak, isteğe bağlı bir tema çerçevesinde ayı sözlük yazarlarıyla bir araya gelmek için düzenlenen etkinliklerdir.

neden düzenlenir?
bir araya gelindiğinde, birbirini tanımayan yazarların tanışmasını, yeni yazarların sözlüğe daha hızlı aidiyet hissini kazanmasını, halihazırda tanışan yazarların birbiriyle daha yakın ve samimi arkadaşlıklar kurabilmesini sağlayacağına inanıyorum. zirvenin teması ve etkinliklerine göre de beraber eğlenebildiğimiz bir fırsat olduğunu düşünüyorum.

nasıl olmalıdır?
buna dair bir kural bence yoktur. beraber yapılmak istenen herhangi bir aktivite altında, birden fazla aktivite içeren bir etkinlik planı oluşturularak istendiği şekilde vakit geçirilebilir. yani kafanıza göre...

kimler düzenleyebilir?
zirve düzenlemek için sözlük sahibi, yöneticisi, editorü, moderatorü olmak gerekmiyor. sözlük yazarı olan herkes istediği şekilde, istediği zaman zirve düzenleyebilir. yapacağınız tek şey yer ve zaman belirleyip, ne için toplanacağınızı belirtmek geriye de konuyla ilgisi olan olmayan farketmez yazarların katılımı kalıyor.

uğraşacağınız şeyler mekana rezervasyon gerekiyorsa onu yapmak ve zirve içeriğine bağlı olarak düzenleyeceğiniz aktivite varsa organize etmek. düzenlenmiş eski zirvelere bakarak fikir edinebilirsiniz.

umarım zirve düzenleme konusunda biraz da olsa cesaret kazandırır bu yazı. sizin de bu sözlüğün bir parçası olan yazarlar olarak görüş ve yorumlarınız önemli olduğundan bu başlıkta paylaşmanızın katkısı olacaktır. beraber nice zirvelerde görüşmek dileğiyle...

18 mayıs 2019 ayı sözlük eurovision zirvesi

kızlaaaar yeni bir zirve ile yine karşınızdayım. kesin katılacağını bildirenlerin sayısına göre olur diyorum. kalabalık bir sayıya ulaşırsak bir mekan belirlenir şuan için neresi bilemiyorum ama halledilir. üç beş kişiyle kalırsak da birimizin evinde falan olur en kötü ihtimal. benim kapılar sonuna kadar açık. evin kapıları yani. bence bi düşünün ona göre hareket edelim derim.

(bkz:eurovision 2019)

kesinleşmiş mekan: rosso cafe ve karaoke bar
katip mustafa çelebi mahallesi, ayhan ışık sk. no:8, 34435 beyoğlu/istanbul

saat :19:00'da orada olalım, 20:00 da başlıyor diye biliyorum. netlesince yine guncellerim bakarak olun.

pasif bir direnis

yukarıdakilerin tamamına ters düşecek ama ben yazar arkadaşımıza nedense kayıt olduğum günden beri en çok önyargı topladığım kişi diyerek başlayacağım. altını çiziyorum kendisini tanımadan bende oluşan önyargılar yığını var bunlar sadece teorik iddialar olarak sıralanacak. dolu dolu yazdığını düşünmüyorum bu yüzden fırtına öncesi sessizlik savının üzerini çizdim, çok aktif olduğu doğru ama sürekli kendi açtığı başlıklarda yazıyor gibi geliyor, başlıklara bakıyorum devamını getiren kimse yine çoğu zaman yok, getiren üç beş kişi de yine karşılıklı pohpohlaştığına inandığım sabit yazarlar. alternatif yazdığı çok şey göremedim çünkü yazdıkları hep aynı tonda ilerliyor ve çizgi olarak çoktan tekrara düşmüş gibi geliyor. girdisini görünce kesin yine okunacak bir şey yazdı demeyi çok istiyorum ama şimdilik bu sefer önyargılarım yıkılacak mi acaba diye okuyorum ki bu negatif bir yaklaşım dahi olsa sonuç olarak merakla takip ediyorum. bu kesinlikle karalama kampanyası değil dediğim gibi kim olduğuna dair hiçbir fikrim yok. iletişim dahi kurmadık, bu yazdıklarım belki çok eksi tepki alacak bilemiyorum ama dediğim gibi bende istemsiz oluşan önyargıları belirtmek istedim ki içimde kalmasın. nefret etmediğim ama sevmeyi çok istediğim bri yazar. başarılar diler saygılar sunarım.

13 nisan 2019 ayı sözlük ankara zirvesi

-keşke istanbul'da da yapılsa dediğim zirvedir.
-istanbulda olduğumdan katılamayacağım zirvedir.
-neden hiç istanbul'da zirve düzenlenmiyor?
-ankara'da olsam kesin katılırdım dediğim zirvedir.

(bkz: kullanmak için can atılan replikler)

hep ankaralılar istanbul zirve başlıklarına yazıyordu, özeniyordum. oohhh, rahatladım.

iki eksi yeyince zırıl zırıl ağlayan yazar

sorun bence eksi yemek değil. kimsenin eksi oy vermesinde bir yanlışlık yok. oy verme sistemi bunun için. beğenmediğin bir içeriği belli etmen için. ama insani rahatsız eden şey bunun suistimal edilmesi.

sırf sevmediği için sürekli eksi oy vererek karşı tarafı rahatsız etmeye çalışmak acizlikten başka bir şey degildir . sorununu iletişim kurup konuşarak çözmeyi beceremiyorsan görmezden gelirsin, ama yok illa it dalasina gireceğim diye elinden başka bir şey gelmedigi için eksi oy butonuna abaniyorsan da yazar kardeş kusura bakma ama sürekli eksileyen beyni gelişmemiş depresif bir mal değneği olmak dışında bir özelliğin yok demektir.

sözlük yazarlarının çocuklukları

sürekli uğradığı zorbalıklardan dolayı yalnız kalmak için çok çabalayan bir çocuktum. içine kapanık ama yakın çevresine de bir o kadar da neşeli ve sevgi saçan, kibar, efendi, uysal ve azıcık çok bilmiş bir çocuktum. burnumun üzerinde belli olan bir damar vardı(sonrasında kayboldu), ve kaküllü saç kesimim olurdu hep. bu ikisinin birleşimiyle efemine bir görüntüm olmuş olmalı ki bazı oğlanlar sen kız mısın erkek mi diye sorardı. kırılırdım. o yüzden çocuklarla çok konuşmak istemezdim. kızlar böyle şeyleri umursamıyordu. bu yüzden onların yanında daha rahat hissediyor olduğum için daha önce de #398412 nolu entry'mde bahsettiğim sebeplerle belirttiğim gibi kızlarla oynardım. o aileleri tarafından kibarlık ve nezaket öğretilmemiş geleceğin budalalarının itiş kakışları da hiç bitmiyordu ve ben gücümün onlara yetmeyeceğini biliyordum.bir de şimdiki gibi 80 85 kiloluk bir ekmek hamuru değilim o zamanlar. cılız mı cılız bir çocuk. üflesen devrilecek yani. kaba kuvveti sıfırın altında bilmem kaç. bu yüzden daima sevilen kişi olmayı bir şekilde becerdim ve herkesi döven çocuklar bazen bana kızsa bile dokunmazlardı. ben yumruğumu değil aklımı kullanıyordum. bu da beni daha güçlü kılıyordu aslında. neyse onlardan uzak durup kızlarla oynuyorum diye oğlanlar burada da rahat vermeyip bu defa da "kız enes" ,"top enes" diyerek dalga geçip zorbalık ederlerdi. hal böyle olunca kızlarla da oynamayı bırakıp dışarı çıkmamaya başladım. neyse ki küçük olmama rağmen eve bilgisayar almıştık da ben evde sıkılmamı engelleyecek bilgisayar oyunları oynuyor ve dışarı çıkma ihtiyacı hissetmiyordum. en azından bu şekilde kimse benimle hiçbir şekilde dalga geçip canımı sıkamıyordu hiç kimse. canımı sıkan o zevzek ve gerzek çocuklarla okul dışında bir arada olmak ve onları görmek zorunda değildim artık. sonunda istediğim yalnız kalmaya sahiptim. ama içimde birikmiş bir sürü kırgınlık ve üzüntü vardı. bu kadar duyguyla ne yapacağımı bilemediğim için yazarak içimi dökmeye başladım ve yazılar yazma serüvenim. ayrıca iyi kötü bir şeyler de çizmeyi seviyordum. kompozisyonlar, hikayeler yazıyor, resim yapıyordum. yazdıkça, çizdikçe rahatlıyordum. bu konuda kendimi geliştirdim ve yarışmalara katılmaya başladım. katıldığım yarışmalarda hep birinci oldum ve ne ihtiyacım varsa ya da ne istiyorsam kazandığım ödül paralarıyla, altınlarla almaya başladım veyahut istediğim şeyi ödül olarak veren yarışmaları bulup onlara katılmaya başladım. kalemim hem öğretmenlerim hem müdürüm hem de arkadaşlarım tarafından çok beğeniliyordu ve bu başarıların verdiği gazla sinema yazarlığı okumak istiyordum ama ailemin memur kafasıyla düşünen zihniyetleri buna müsaade etmedi. yeteneğimi rafa kaldırmak zorunda kaldım. sonrası ise klasik şekilde gelişen türk gencinin hayat mücadelesi. ama öyle de ya da böyle, ben hep kendimce bazı şeyleri başarırken onlar erkek olmaya devam ettiler. şimdi onların bazısı uyuşturucu bataklığında kendini heba ediyor, bazıları ipsiz sapsız, bazıları hala işe yaramaz. erkeklikleri bir işe yaramadı yani. ben ise onların inandıklarının ve onların aksine erkek olarak gördükleri kişilerin sahip olduğu tüm sorumluluklara sahip mutlu bir hayata sahibim çok şükür. bu yüzden insanlar çocuklarına cinsiyet dayatmalarını erkek dediğin şöyledir kadın dediğin böyledir diye öncelikli göstermek yerine insan olmayı ve iyi kötü insan ayrımına dikkat etmeyi öğütlererse belki daha huzurlu bir geleceğin zemini atılmış olur. saygılar.

edit: cinsel kimliğim ile alakalı olarak her zaman kendimin farkında idim. ilkokulda bile biliyordum. kızlarla iyi anlaşsam da onlardan hoşlanmıyordum. ama etrafımda hiç erkeklerden hoşlanan erkek yoktu bu yüzden söyleyemiyordum kimseye. sonrasında uğradığım hakaretler sebebiyle bu şekilde kimsenin beni sevmeyeceğini, nefret edeceğini ve dışlayacağını anladığım için erkeklerden uzak durdum biraz da aslına bakarsanız. ama hiç itiraz etmedim kendime. kızlardan hoşlanmak için zorlamadım kendimi. hep barışıktım kendimle. sadece dışlanmak kırıcıydı.

başlıklara ben benimdir o ben oluyorum diye yazıp duran yazar

bir özellik belirten her başlığa, kendi cümlelerini kullanarak özgün anlatımıyla tanım girmek veya konuyu yorumlamak yerine kendini dünyaya tanıtmaya ant içmişçesine o başlıkta bahsi geçen özelliğin onda da olduğunu herkes bilsin isteyen yazardır. üç girdisinden birisi içinde "ben de bu kişilerden biriyim, biliyor muydunuz?" anlamı taşıyan"ben","bkz:ben","ben oluyorum", "bu benim" benzeri bilumum örneklere denk geleceğiniz, dolayısıyla ben merkezli, muhtemelen de ilgi orospusu olan yazardır.

salaş meyhanedeki yorgo

açtığı başlıkların aşırı spesifik konular olmasının inanilmaz hoşuma gittiği yazardir. her gün yeni bir bilgi sayfaları gibidir adeta. yazdıkları da fena değil. okunur bu okunur.

evli bir erkekle ilişki yaşamak

kalede kaleci var diye gol atmayacak mıyız?

sözlük yazarlarının durum güncellemeleri

bu başlığı ortaya çıkarmak istedim çünkü sözlük içinde en görmeyi sevmediğim şey ; hayatlarındaki ve günlük yaşamlarındaki otu boku başlık halinde durum güncellemesi gibi buraya sıçan yazarlar. değerlendirme yapabilen yazarlardan ricam son zamanlarda girilen başlıklara içeriklerine ve girilen girdi sayısına baksınlar. adeta kişi veya kişilerin can sıkıntısını giderme, içini boşaltmak için kullandığı bir kap görevi gören,çoğunlukla bel altı olup anlam barındırmayan, kalabalık oluşturan adeta çöplük yerine dönmüş bir hali var başlıkların. editör olarak çalıştığım süre boyunca sadece başlıklar ve girdilerdeki yazım hatalarını düzeltmek,benzer başlıklar açıldıysa oraya yönlendirip tekrara düşmemizi önlemeye çalışmak, gelen şikayet mesajlarını kontrol etmek istemedim. sözlüğe ziyarete gelenlerin heteroseksüel ve homoseksüel bireyler olarak bir araya gelerek oluşturduğu bu platformda bel altı zırvaların çoğunlukta olup sadece bir iki girdi ile sayfa dolduran başlıklardan ibaret olduğunu düşünmelerini istemiyorum.bizi sadece cinsellikten ibaret detaylar olarak görmelerini istemedim. başlıkların bir iki girdi ile kalmayarak, herkesin bir şeyler yazmak isteyeceği,paylaşabilecek bir şeyler bulabildiği içerikler üretilsin istiyorum. kimse kimsenin özgürlüğünü kısıtlamak niyetinde değil,olamaz,olmamalı da. ama burası da beynimizin tuvalet alanı olmamalı, akıp başka beyinlerle karıştığı yer olmalı. her şeyin bir usulu vardır.yemenin,içmenin,oturup kalkmanın,gülmenin eğlenmenin hatta ağlamanın. her şeyin.... sözlüğün de sözlükte yazar olmanın da.... bunu bilmiyorsak önce bunu öğrenelim lütfen.

berber dayaması

oldukca hoş olan berberimin, traşı gereğinden fazla uzatarak elimin olduğu yeri hizalayarak alenen bastırarak yaptığı eylemdir. elim koltukla berberin bastırdığı yerinin arasında baya baya sıkıştığı için çekemediğim ama çekmeyi de beğenim doğrultusunda istemediğim için hoşuma giden küçük aksiyondur.