her yıl yurt dışından milyonlarca turistin akın ettiği çok ünlü bir turistik kentimizde yaşayan çocukluk arkadaşım bir transeksüel var. bundan yıllar önce bana 'günde bin tl kazanmadan yataga girmiyorum' demişti. geçen yıl yaz tatilinde yanına gittim. günlerce kaldım, ben salonda otururken o müşterisini eve alıp işi bitince de gönderiyordu. ayda en az 50 bin tl kazanıyor. hayretle söylemeliyim ki yıllardır bu işi yapmasına ragmen hiç bir müşterisi de arkadaşımın transeksüel oldugunu, gerçek bir kadın olmadıgını anlayamıyor. işte erkekler bu kadar zavallı yaratıklar aslında :d bir zamanlar erkek oldugunu bilmedigi bir kişiyi sikip üstüne de bir dünya para sökülüyorlar.
islam dininde günah olmasına rağmen islam ülkelerindeki ve türkiye'deki heteroseksüeller arasında oldukca yaygın yapılan bir seks türüdür anal seks. arap ülkelerinden pek çok (ama gerçekten pek çok) genç ile konuşuyorum, neredeyse tamamı sözü kızlarla yaptıkları anal sekse getiriyor. türkiye'de de öyle. bekaret konusu hâlâ önemli oldugundan genç kızlar sevgilileriyle anal seks yapıyor. sonra da ayrılınca başka bir gence telli duvaklı kız oğlan kız (!) gelin oluyor, oysa önü trafige kapalı arkası resmen otoban (!) (evlendiği gençte bakire kız aldıgını sanıyordur diyecem ama biliyordur bunun zor bir ihtimal oldugunu. cünkü aynı yollardan kendisi de başka bir genç kız ile geçmiştir muhtemelen) türkiye'de halkın çoğunlugunun müslüman (!?) olmasına rağmen anal seksin bu kadar rağbet görmesi, ancak eşcinseller söz konusu olunca duyulan nefret, işlenen cinayetler, yapılan haksızlıklar ne kadar iki yüzlü bir ülkede yaşadıgımızı çok güzel ispatlıyor.
.ben ne zaman bu vatan hainleri hakkında bir entry yazsam hemen birileri eksiliyor. bu birilerinin meseleye 'ırkçılık' açısından bakan malum ırkın mensupları oldugunu çok iyi biliyor ve onlara diyorum ki; suriyelileri ezelden beri bu topraklarda yaşayan kendi ırkınızla karıştırmayın. bu ülke hep sizin ve bizimdi, bundan sonra da bizlerin olsun ve kardeşçe yaşayalım isterim. ancak bu suriyeli alçakların türkiye'de bulunmaları, vatandaşlık almaları bambaşka nedenler yüzünden. lütfen bunu anlamaya çalışın. yok eger sizler de türkiye'nin bölünmesi için çalışan alçaklardansanız artık buna bir şey diyemem! 'türkiye'deki suriyeliler' başlıgı altına bugün girdigim entryi iznininle tekrar paylaşmak istiyorum:
bunlar mülteci falan değil, bunlar bop çerçevesinde türkiye'nin başına bela edilmiş sefiller sürüsü. bunlardan boşaltılan topraklarda yine bop kapsamında suriye kürdistan'ı oluşturuldu. abd, ab ve israil ortak projesinin bölgedeki uygulayıcısının da kim oldugu herkesin malumu. hani şööle uzun boylu, asabi, dindar geçinen ama gerçekte dini paravan olarak kullanıp her türlü hırsızlıgı yapan bir namussuz var ya hah işte o. her şey bu bop kapsamında ileride kurulacak olan büyük israil devleti için. yine bu 5 milyona yaklaşan suriyeli sefillerin ilerideki görevleri demografik dengesini bozdukları türkiye'nin kilis, gaziantep, hatay, urfa gibi illerinin bop kapsamında kurulacak olan büyük israil devleti'ne verilmesinin alt yapısını oluşturmak olacak. sen çok yaşa ey müslüman görünümlü uzun münafık!
bugün 24.05.2019 tarihi itibariyle yaşanmış olaydır. meclis genel sekreterinin verdigi talimat doğrultusunda cuma namazı kılmak icin tbbm'deki mescide gelen vatandaşlar memur olmadıkları gerekçesiyle mescide alınmamıştır. akepe iktidarında bu kulaklar daha neler duyacak bilemiyoruz. https://odatv.com/memur-olmayani-cuma-na...
her geçen gün daha da çirkinleşen, kini, öfkesi, sevgisizligi suratına vuran şahıs. bugün (24.05.2019) kendisine 'iki üniversite bitirdim, işsizim, mağdurum' diyen kadına yine kendine yakışan bir şekilde yanıt vermiştir. https://t24.com.tr/haber/erdogan-dan-iki...
hayata 3-0 geride başlayarak ilk taksitini ödediğimiz, yaşam boyunca da her türlü ayrımcılıga ve hakarete maruz kalıp ödemeye devam ettiğimiz vergi türü.
bunlar mülteci falan değil, bunlar bop çerçevesinde türkiye'nin başına bela edilmiş sefiller sürüsü. bunlardan boşaltılan topraklarda yine bop kapsamında suriye kürdistan'ı oluşturuldu. abd, ab ve israil ortak projesinin bölgedeki uygulayıcısının da kim oldugu herkesin malumu. hani şööle uzun boylu, asabi, dindar geçinen ama gerçekte dini paravan olarak kullanıp her türlü hırsızlıgı yapan bir namussuz var ya hah işte o. her şey bu bop kapsamında ileride kurulacak olan büyük israil devleti için. yine bu 5 milyona yaklaşan suriyeli sefillerin ilerideki görevleri demografik dengesini bozdukları türkiye'nin kilis, gaziantep, hatay, urfa gibi illerinin bop kapsamında kurulacak olan büyük israil devleti'ne verilmesinin alt yapısını oluşturmak olacak. sen çok yaşa ey müslüman görünümlü uzun münafık!
antalya'da yaşanmış ibretlik durumdur. antalyalı 55 yaşındaki c.h. adlı adam halı yıkamacısına olan 160 tl borcunu ödemedigi için borcunu istemeye gelen f.s. ve a.a. adlı kişiler tarafından kendi evinde tecavüze uğramıştır. olayın failleri iki kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştır! https://www.cnnturk.com/turkiye/160-tlli...
bir zamanlar suriye'nin, ırak'ın kontrolü altında tuttugu bölgelerinde kafa kesen, eşcinselleri yüksek binalardan atarak öldüren bu terör örgütü elemanları bu günlerde (24.05.2019) suriye sınırından türkiye'ye geçmek için kaçakçılara 4 bin dolar ödeyerek ülkeye geri dönüş yapıyorlar. https://t24.com.tr/yazarlar/tolga-sardan...
izmir büyük şehir belediye başkanı tunç soyer'in genç lgbt+ derneği üyelerini kabulünü haber yapan lgbt+ düşmanı ak it gazetesi yine kendisinden beklenileni yaparak lgbt+ bireylerine 'sapkın' diyerek hakaretler yağdırdı. https://www.yeniakit.com.tr/haber/imamog...
bugün (23.05.2019) beyaz saray'dan yapılan açıklamaya göre 10 bin askerini ortadogu'ya göndermeye hazırlanan abd savunma bakanlıgı. bu demek oluyor ki bölgeden elini asla çekmeyecek olan haydut devlet abd'nin sıradaki hedefi iran, peki ya iran'dan sonra!?
tekrar hoşgeldin sözlüğe. yazdıklarından görüyorum ki aldığın bu güzel karar seni oldukça memnun etmiş, mutlusun. güzel deneyimlerini ve süreci bizimle de paylaş lütfen.
ya maskeyle gezmek, ya gizlenmek, ya yok sayılmak, ya öldürülmek, ya intihara sürüklenmek, baskılar, hedef gösterilmeler, hasta olmakla itham edilmeler, erkek sandım kadın çıktılara yaslanmalarla örülü hayatımızda bir savaşın daha kaybedeni. gün ışığı görmeden halının altında kalsan bi dert, halının üstüne çıkıp gün ışığından mahrum edilsen ayrı; hangisi tercih, hangisi yönelim? kendimizle savaşmak, toplumla barışmak mı? kendimizle barışmak, toplumla savaşmak mı?
sözlükle ve yazılan binlerce kıymetli entry ile açık ara taşak geçmen senin kabahatin değil. bu ayıp başlığı hala burada tutan, mevzu bahis yazar ile ilgilenmeyen yönetici arkadaşlarımın ayıbı olsun bu enrty de yarrak-kürek muhanbetinizin nişanı olarak şurada dursun.
selam cam güzelleri kokulu kokulu öptüm varsayın. 17 günlük uzun bir yurtdışı tatili sonrası sahalara tam dönecekken misafir ağırlamak durumunda kaldım. ölmemle ilgili endişeleriniz olmuş "şükür durumumuz var" ben ölende gazetelere ilan verecek çevrem, ne bileyim manşetlere taşınacak bir haber değerim var mutlaka haberiniz olur(du) diye düşünüyorum.:) merak edip adıma bir şeylerin karalanmış olması mutlu etti; teşekkür ediyor, gıybete ay pardon oyna devam diyorum.
ben ibneyim, hem de kendimi bildim bileli. kızlardan cinsel anlamda hayatım boyunca hoşlanmadım hiç. içime kapanık, pısırık bir çocukluk geçirdim. kızlarla seksek oynar, ip atlardım, korkardım erkeklerle oyun oynamaya, futboldan anlamaz ve sevmezdim. konuşurken diğer erkek çocuklar gibi sin-kaflı sözler kullanmaktan nefret ederdim. akranım olan çocukların dünyası bana çok korkunç gelirdi. onlar gibi saldırgan, agresif bir çocukluk yaşamaz, kendimi onların sert ve kırıcı dünyalarından uzak tutardım.
ben ibneyim, henüz 10 yaşlarında ufacık bir çocukken bile biliyordum farklı oldugumu. biraz büyüyüp ergenlik dönemine girdiğimde çevremdeki genç erkeklerin kız sevgilisi varken ben benden yaş olarak büyük erkeklere aşık olurdum, ve korkardım bunu başkalarıyla paylaşmaya. 'neden böyleyim' diye düşünür yanıtını bulamazdım. sanırdım ki bu dünyada bir tek ben böyleyim, herkes 'normal' bir tek ben farklıyım sanırdım.
ben ibneyim, nedenini hatırlamadığım bir olaydan dolayı bir gün babamla kavga ettik, bana kız kardeşlerimin ve annemin yanında 'evin içinde zeki müren gibi dolaşıp durma lan' demişti. o an bütün dünya başıma yıkıldı sandım. aynı anda yüz kurşun yesem bu kadar acıtmazdı içimi. ben sanıyordum ki kimse ne oldugumun farkında değil, sanıyordum ki hareketlerimi kontrol altında tutabiliyorum. oysa babam hissediyormuş benim ne oldugumu.
ben ibneyim, günler, yıllar geçtikçe ailemin ve akrabalarımın 'artık evlen' baskısı nefes aldırmaz olmuştu bana. herkese bir yalan söylemekten, evlilik bahsi geçince sanki büyük bir suç işlemiş gibi utanarak yüzümün kızarmasından bıktım ve tüm akrabalarımla görüşmeyi kestim.
ben ibneyim, içimde tek ukde kalan şey bir çocugu sahiplenmek oldu. bir erkek çocugu evlatlık edinmek isterdim. onu sabahlara kadar göğsümde uyutup kokusunu içime çekmek, onun için canımı vermek isterdim.
ben ibneyim, telefonum kaç defa gasp edildi, kaç defa param çalındı hatırlamıyorum. kaç kere aşık oldum ama karşılıgında sevilmedim, kaç aktif genç benden seks karşılıgı para istedi, kaçı ne kadar paramı yedi hatırlamıyorum.
ben ibneyim, sevmiyorum sizin iğrenç erkeksi dünyanızı. sevmiyorum çoğunlukta olmanızı, sevmiyorum. alışamadım sizin borunuzun öttüğü bu dünyaya.
ben ibneyim anlıyor musun, ben ibneyim... (toz pemde değil hayat)
nedir bu yazarların üzerindeki rehavet diye sorgulatan gerçektir. sözlüğe girdigimde en az 20 yazarın online oldugunu görüyorum. herkes bir başlık açsa, iki entry girse ortam canlanacak. dışarıdan göz atanların ilgisini çekecek belki. ama biz susmaya devam ediyoruz.
bu şahıs bana günlerce özelden yazdı, iki yazarın da kendisi oldugunu söyledi ve her iki hesabından da yazışınca doğru söyledigini anladım. bana şanlıurfalı oldugunu, istersem gaziantep'e gelebilecegini söyledi. buluşmak için anlaştık. bugün ise bana "ben bir trollüm" diye yazdı. oysa ben kendisine deger vermiştim, yüzünü bile görmedigim bir adama sadece benimle konustugu icin deger vermiştim. o günler sonra cıkıp "seni trolledim" diyebiliyor. insanların duygularıyla oynamak, onları umutlandırıp sonra da dalga geçtigini söylemek bu kadar kolay mı? biz kendi sözlügümüzdeki insanlara bile güven duyamaycaksak, heteroseksüellerin çoğunlukta oldugu bu alemde kime güveneceğiz. hepimiz gayiz, birbirimize bunu yaparsak heteroseksüeller bize ne yapmaz? kime güveneceğiz bu boktan dünyada?
ben ibneyim, hem de kendimi bildim bileli. kızlardan cinsel anlamda hayatım boyunca hoşlanmadım hiç. içime kapanık, pısırık bir çocukluk geçirdim. kızlarla seksek oynar, ip atlardım, korkardım erkeklerle oyun oynamaya, futboldan anlamaz ve sevmezdim. konuşurken diğer erkek çocuklar gibi sin-kaflı sözler kullanmaktan nefret ederdim. akranım olan çocukların dünyası bana çok korkunç gelirdi. onlar gibi saldırgan, agresif bir çocukluk yaşamaz, kendimi onların sert ve kırıcı dünyalarından uzak tutardım.
ben ibneyim, henüz 10 yaşlarında ufacık bir çocukken bile biliyordum farklı oldugumu. biraz büyüyüp ergenlik dönemine girdiğimde çevremdeki genç erkeklerin kız sevgilisi varken ben benden yaş olarak büyük erkeklere aşık olurdum, ve korkardım bunu başkalarıyla paylaşmaya. 'neden böyleyim' diye düşünür yanıtını bulamazdım. sanırdım ki bu dünyada bir tek ben böyleyim, herkes 'normal' bir tek ben farklıyım sanırdım.
ben ibneyim, nedenini hatırlamadığım bir olaydan dolayı bir gün babamla kavga ettik, bana kız kardeşlerimin ve annemin yanında 'evin içinde zeki müren gibi dolaşıp durma lan' demişti. o an bütün dünya başıma yıkıldı sandım. aynı anda yüz kurşun yesem bu kadar acıtmazdı içimi. ben sanıyordum ki kimse ne oldugumun farkında değil, sanıyordum ki hareketlerimi kontrol altında tutabiliyorum. oysa babam hissediyormuş benim ne oldugumu.
ben ibneyim, günler, yıllar geçtikçe ailemin ve akrabalarımın 'artık evlen' baskısı nefes aldırmaz olmuştu bana. herkese bir yalan söylemekten, evlilik bahsi geçince sanki büyük bir suç işlemiş gibi utanarak yüzümün kızarmasından bıktım ve tüm akrabalarımla görüşmeyi kestim.
ben ibneyim, içimde tek ukde kalan şey bir çocugu sahiplenmek oldu. bir erkek çocugu evlatlık edinmek isterdim. onu sabahlara kadar göğsümde uyutup kokusunu içime çekmek, onun için canımı vermek isterdim.
ben ibneyim, telefonum kaç defa gasp edildi, kaç defa param çalındı hatırlamıyorum. kaç kere aşık oldum ama karşılıgında sevilmedim, kaç aktif genç benden seks karşılıgı para istedi, kaçı ne kadar paramı yedi hatırlamıyorum.
ben ibneyim, sevmiyorum sizin iğrenç erkeksi dünyanızı. sevmiyorum çoğunlukta olmanızı, sevmiyorum. alışamadım sizin borunuzun öttüğü bu dünyaya.
ben ibneyim anlıyor musun, ben ibneyim... (toz pemde değil hayat)
ben oluyorum. iki haftadır sözlükten uzaktım. bu süreç içinde iltica başvurum için gereken hazırlıklarımı yapıp vize istemedigi için gidebileceğim en kolay ülke olan makedonya'ya uçtum. pasaport kontroldeki polislere evraklarımı teslim ettim. beni hemen soruşturma bürosuna aldılar, 4 polisten ikisi türkçe konuşuyordu. türkçe konuşan polislerden bir tanesi benden resmen rüşvet istedi. ben param olmadıgını amacımın makedonya kabul etmezse üçüncü bir ülkeye gitmek oldugunu söyledim. malesef beni tekrar türkiye'ye gönderdiler. hayatımın son 8 ayı cehennem azabı gibi, çekilmez halde. önce gay oldugum için darp edildim, işimden atıldım, ailem gay oldugumu ögrendi, intihar ettim, işsizim. bu kadar magdur ve mutsuz olmama ragmen beni anlamamakta ısrar eden, ülkede kalabilmem için benden rüşvet isteyen makedon polisleri bana ayrı bir darbe vurdu. intihara doğru ilerliyorum son hız.
gizli gay olma ihtimali yüksek olan çaycılardır. "abi çay içer misin" diye sorduklarında "yok ben senin sahlebini içmek istiyorum" diye yanıt verilince işler değişebilir.
sevgili çocuk, yine böyle soğuk bir ocak ayında, bundan tam 5 yıl önce henüz 20 yaşındayken intihar edip ayrıldın bu kirli dünyadan. geriye bıraktıgın veda mektubunda 'bu dünya benim renklerimi taşıyacak kadar renkli değil' diyordun. 5 koca yıl geçti ölümünün ardından ama değişen pek bir şey yok. eşcinseller yine homofobiklerin saldırılarına maruz kalıyorlar, yine öldürülüyorlar, yine işten kovuluyorlar, yine yok sayılıyorlar. ruhun şad olsun sevgili isa, rahat uyu.
bunlar mülteci falan değil, bunlar bop çerçevesinde türkiye'nin başına bela edilmiş sefiller sürüsü. bunlardan boşaltılan topraklarda yine bop kapsamında suriye kürdistan'ı oluşturuldu. abd, ab ve israil ortak projesinin bölgedeki uygulayıcısının da kim oldugu herkesin malumu. hani şööle uzun boylu, asabi, dindar geçinen ama gerçekte dini paravan olarak kullanıp her türlü hırsızlıgı yapan bir namussuz var ya hah işte o. her şey bu bop kapsamında ileride kurulacak olan büyük israil devleti için. yine bu 5 milyona yaklaşan suriyeli sefillerin ilerideki görevleri demografik dengesini bozdukları türkiye'nin kilis, gaziantep, hatay, urfa gibi illerinin bop kapsamında kurulacak olan büyük israil devleti'ne verilmesinin alt yapısını oluşturmak olacak. sen çok yaşa ey müslüman görünümlü uzun münafık!
herkese nasip olmayan bir duygudur. insana bir anlığına ayrıcalıklı ve üstün bir varlıkmış hissi verir ama geçicidir. çünkü siz vergisini ödeyen, işinde gücünde olan sıradan bir türk vatandaşısınızdır ve suriyeli olmak şerefine nail olmak gibi bir şansınız malesef yoktur.
ülkelerinde kalıp suriyeyi bölmek isteyenlere karşı erkekçe savaşmak yerine türkiye'de kancıklar gibi yaşamayı tercih eden sefiller sürüsünün birbirine satırlı bıçaklı saldırdıgı kavgadır, esenyurt'ta yaşanmıştır. türkiye'nin her yerinde hemen her gün olaysız geçmeyen bir günü olmayan bu vatan hainlerinden türk halkına artık gına gelmiştir. https://m.ensonhaber.com/esenyurtta-suri...
ben oluyorum. iki haftadır sözlükten uzaktım. bu süreç içinde iltica başvurum için gereken hazırlıklarımı yapıp vize istemedigi için gidebileceğim en kolay ülke olan makedonya'ya uçtum. pasaport kontroldeki polislere evraklarımı teslim ettim. beni hemen soruşturma bürosuna aldılar, 4 polisten ikisi türkçe konuşuyordu. türkçe konuşan polislerden bir tanesi benden resmen rüşvet istedi. ben param olmadıgını amacımın makedonya kabul etmezse üçüncü bir ülkeye gitmek oldugunu söyledim. malesef beni tekrar türkiye'ye gönderdiler. hayatımın son 8 ayı cehennem azabı gibi, çekilmez halde. önce gay oldugum için darp edildim, işimden atıldım, ailem gay oldugumu ögrendi, intihar ettim, işsizim. bu kadar magdur ve mutsuz olmama ragmen beni anlamamakta ısrar eden, ülkede kalabilmem için benden rüşvet isteyen makedon polisleri bana ayrı bir darbe vurdu. intihara doğru ilerliyorum son hız.
seks esnasında aktif partnerlerimin bana genelde sordukları soru. aslında tam olarak kurmak istedikleri cümle ise şu şekildedir 'içine mi yoksa agzına mı boşalmamı istersin.' direk 'agzına boşalmak istiyorum' diyemedikleri için soruyu böööyle dolaylı olarak sormayı tercih ederler.