her erkek türk vatandaşından zorunlu yapılması istenen hede.
ben geçtiğimiz pazar günü tezkereyi aldım henüz. zaten giderken de bununla ilgili bir entry yazmıştım. daha dün gibi hissettiriyor.
uzun bir entry olacak. bir yazar askerlik tecrübelerimi aktarmak için rica etti ve ben de entry olarak gireyim istedim.
neyse, giderken alınması gerekenler ve askeriye tarafından istenen şeyler neler, onlara değineceğim. ilk olarak iletişim için tuşlu telefon şart. zaten acemi birliğine akıllı telefon götüremezsiniz. benim birliğimde çocuğun teki sokmuştu ama o gün ana baba günüydü diye gözden kaçmış sanırım. o da sivil valizinden hiç çıkarmamış. yemin töreni sonrasında gördük. ama yine de risk almaya değmez. tabi bağlı olacağınız usta birliğine göre ilk iki haftadan sonra ortamı süzüp akıllı telefon kullanılabilirliğini ölçtükten sonra akıllı telefon sokabilirisiniz. ama acemide böyle bir atraksiyona gerek yok. sivil hattı mutlaka sokmaya çalışın. normalde yasak ama size askercell diye bir zırvayı diretecekler alın diye. bir şekilde almayın bence. kendileri 85 liraydı yaz ayında. şu an kaç para bilmem ama sadece seçeceğiniz 5 kişiyle konuşma fırsatı veriyor. o da saat 6dan sonra. almak zorunda kalırsanız da sonradan normal turkcell hattına çevirebilirsiniz. ama yine de kendi hattınızı bir şekilde sokun. ben ayakkabı keçesinin içine atmıştım. zaten üstümü de aramadılar.
mutlaka el kremi, güneş kremi, şampuan, yara bandı, pudra, merhem, iğne iplik, çorap, ayakkabı keçesi, ıslak mendil ve peçete götürün. yara bandı ve merhem bot ayağa vurduğunda elinizin altında olsun diye, güneş kremi güneş altında çok vakit geçireceksiniz diye, pudra o güzel taşaklarınız pişik olduğu takdirde, ıslak mendil ve peçete banyo yapmaya fırsat bulamadığınızda ve tuvaletlerde de sağolsunlar hiç peçete bulundurmadıklarından, ayakkabı keçesi de bot vurmalarını engellediğinden almanız gerekenler özetle. deodorant konusunda çanta aranırken benimkisini alıp bir kenara atmışlardı. herkesinkine öyle yapıyorlardı. artık neden bilmem ama. zaten gideceğiniz yerde kantin var. deodorantı da oradan alabilirsiniz.
mutlaka bot kilidi alın; şu ucuzluk pazarlarında bolca var. genelde eğitim alayında asker olan usta erler acemilerin botlarını çalıyorlar. bu olaya da yer değiştirme derler askeri dilde. dolaplar kilitlenmmesi yasak olduğu için ona özel bir kilit almayın. eğer ben çok hassas ve titizim derseniz; yastık kılıfı götürebilirsiniz. çünkü benim yattığım acemi birliğindeki yataklar leş gibiydi. tabi ertesi güne o yastık kılıfını oradan çıkartıp eskisi duracak şekilde bırakmak gerekiyor yatağı. sonuçta kontrol ediliyor. bu arada bir tane kitap da götürebilirsiniz. tabi okuyacak vaktiniz olur mu onu bilemem.
temiz banyo havlusu, yüz ve el havlusu, 2-3 atlet, 2-3 don, spor ayakkabı, kirli ve temiz çamaşır torbası ve filesi, kamuflajlar, eşofman üstü ve altı, 2-3 çorap, 3 askı, onlar tarafından sizlere veriliyor. atlet don çorap rengi haki rengi olarak veriliyor. bunların yanında kendiniz don, atlet vs de alabilirsiniz. alacağınız renk herhangi bir yeşil tonu olsa farketmez. ama yine de haki rengi bulursanız ondan alın. tabi sivil boxer atlet vs de getirebilirsiniz. o kadar kişinin donuna bakacak halleri yoktu benim yaptığım yerde. çoğu kişinin boxerları sivildi.(güzel bacakları ve götleri çok kestim evet) bir de yıkamak gibi bir seçeneğiniz olmayacak acemi birliği boyunca. ben elde yıkıyordum her şeyimi kamuflajlar dahil. aslında büyük çamaşır makineleri vardı ama oraya herkes atmaya kalksa senin çamaşırlar kim bilir kiminkiyle akraba olur.
alışveriş kartla yapılır bu arada. nakite çok ihtiyacınız olmayacak. bu su için bile geçerli. 500 ml su 30 kuruş falansa onu bile kart ile ödüyorsun. bu da kantin kuyruklarını lady gaga'yı görmek isteyen little monsterların kuyruğuna çeviriyor.
acemide zaten 200 300 kişilik bir grup olacaksınız. o yüzden hiç ön planda olmaya gerek yok. gruba yöneltilen sorulara cevap vermeye çok da istekli olmayın. başınıza ne geleceği belli olmaz.
her şeyin paylaşıldığı, muhabbetlerin çok samimi olduğu bir ortam acemilik. sonuçta herkes aynı şekilde ve amaçta orada ve kimsenin birbirinden farkı, üstünlüğü yok. çok eğleneceksiniz arkadaşlarınızla, tabi bunun yanında askeriye de sizi bir o kadar da yoracak yürüyüşler, eğitimler vs derken. tavsiyem dış dünyayı dışarda bırakmanız olacak. ne kadar düşünmezseniz ve askeriyeye dalarsanız o kadar zaman çabuk geçer sizin için. her hazırlık yemin töreni içindir orada. illaki yürüyüş provalarında bazı beynamazlar üst üste hatalar yaparak komutanlardan azar yemenize sebep olacak ama o yemin töreni sonrasında da değişik bir duygu seline kapılacaksınız. bir de aileniz sizi izliyorsa. o andan sonra işler daha kolay olacak. usta birliğinize gittiğinizde daha rahat bir askerlik yapacak duruma gelirsiniz. tabi birliğinize ve yapacağınız işlere de bağlı bu.
velhasıl bu biz erkeklere dayatılan bir zorunluluk ve bunu bedelli, kısa veya uzun bir şekilde yapmak zorundayız. bizden çaldığı zamanda en yararlı ne yaparım diye düşünen insanlar daha çok kitap okuyordu ve çok da güzel zaman geçiriyorlardı. ben de bayağı kitap okudum ve kendimle çok zaman geçirdim. isyan modunda takılan bazı arkadaşlara hiç vakit geçmedi. ben genelde şarkı söyler, millete ilginç ilginç sorular sorar, enteresan muhabbetler açar, taklit yapar, ve oyunlar oynamak(tabu, sessiz sinema, tavla vs) için milleti ikna etmeye çalışırdım. böylece su gibi geçti gitti askerlik.
yazıma katlandığınız için teşekkür ederim, bütün sözlük ahalisine günaydınlarımı sunarım.
herkesin karşılıklı olarak yaşamak istediğidir fakat ne hikmetse genelde sadece bir tarafın yapıyor olduğudur. bu sebepledir ki ızdırap çektirir, mide bulandırır. özellikle de gay olmanın her türlü suçtan daha suç görüldüğü ülkemizde hemcinsine aşık olmak. ne kadar yürek parçalayıcı bir durum olduğunu, o yüreğini ağzında hissettiren heyecanlanmalarının boşuna olduğunu farkedince anlıyorsun; bir düzcinsele aşık olmaman gerektiğini. bu yüzdendir ki aşkı, aşık olmayı en çok yaşamak isteyen biz eşcinselleriz. ama karşılığını alamadığımız, bizi tüketen o aşkların cenaze törenini eninde sonunda yaptığımız için bu duygudan yoksun kalıyoruz. sadece birbirimizin tenlerinde gezintilerle yetiniyoruz. o yüzden de artık ne olduğunu bilmiyoruz.
geç kabullenmenin verdiği saflık, daha öncesinde herhangi bir kadınla flört dışında bir şey yaşanmamışlık, ve bunun getirdiği tecrübesizlik ile hornette henüz bir haftadır ara ara konuştuğum bir insan. ve umumi bir tuvalet. aslında bu duruma sürüklendiğimin farkında bile değildim. çay içeceğiz diyerek buluşmuştuk. akşam iş çıkışıydı. çay içecek bir yerler ararken tuvaleti geldiğini söyledi ve umumi bir tuvaletin dışında bulduk kendimizi. ben onu dışarıda bekleme planları yaparken o 2 kişilik para ödemiş ve beni de içeriye çağırıyordu. neyse hala saf saf az sonra olacak şey aklımın ucundan bile geçmiyordu. tuvaletim de yoktu zaten. para verdi çocuk o kadar bari bir elimi yüzümü yıkayayım dedim. işimi bitirdim tam dışarı çıkacaktım ki baktım bu en köşedeki kabinden bana gel dercesine elini sallıyor. işte ancak o anda anlayabildim az sonra olacakları. o anda hazır hissetmedim kendimi açıkçası yalnız bunun eninde sonunda olacağını biliyorum, o halde kaçmamı gerektirecek bir şey kalmamıştı geriye, hala o saflıkla ve içimdeki özgüvenle kabine girdim. birden dudaklarıma yapıştı. öylesine kötü öpüşüyordu ki sanki beni yemeye çalışıyordu. pasif bir arkadaştı. orada bana ilk oral seks deneyimimi de yaşattı. o kısım öpüşmeden daha zevk verse de ilk olduğu için tuhaf hissettim. ardından ben boşalmaya yakınken yaptığı şeyi ondan sonra takıldığım hiç kimse yapmadı bana; spermlemi lıkır lıkır midesine indirdi. o anda bir şok yaşadım. ondan sonra da beni öpmeye kalktı. tabi ilk deneyim için bunu yapabilecek bir insan değildim ve onu bir daha öpmedim. çıktıktan sonra hadi görüşürüz deyip kendimi metroya attım. o an kendimi o kadar kirli hissettim ki; sürekli dalıp dalıp durdum. kabinden çıktıktan sonra ne kadar da sıvı sabunla dudaklarımı, bıyığımı ve sakallarımı yıkadıysam da o kirlilik hissi üstümden gitmemişti. eve gider gitmez ilk işim bol keseli bir duş almak oldu. ondan sonra rahatlayabildim. olayın sonrasında o kişi ile cinsel kimyamızın uymadığına kanaat getirdim. yoksa bu tiksinti başka bir şeyle açıklanamazdı. bunu da ona kibar bir dille söyledim zaten. biraz kem küm etti ama sonunda irtibatı kestik. sonrasında tam anlamıyla seksi bundan 2 ay sonrasında yaşadım. o ise "işte bahsettiğim şey budur be!, var ya tam anlamıyla bu lan!" idi. onu da sonra anlatırım çok yazmışım lan vay anasını.
sevişmeden sonra "bunu bir daha yapalım en kısa zamanda, çok zevk aldım, harikaydı, müthişti bla bla..." demiş hatta ayrılacağım zamanda en az 2-3 dakika boyunca sarılıp, bırakmak istememişti. 2 gün sonra ben yazdım; öyle havadan sudan sohbet, sonraki gün o yazdı sohbet yine tıkandı, sonra ben yazdım ama bu sefer cevapları kaçamaklı, en son yazdığımda her mesaja 3-4 saat sonra cevap vermeye başlamış en son mesajı görüldü bile yapmamıştı. bu kadar memnun olup da sonra siklememesi şey sanki biraz şey ne bileyim... o tarihten sonra(yaklaşık iki hafta önce) insan davranışları üzerine sorgulamalar yapmayı da bırakma kararı aldım.