evrimparis

Durum: 466 - 0 - 0 - 0 - 15.10.2018 00:10

Puan: 6812 - Sözlük Kezbanı

9 yıl önce kayıt oldu. 7.Nesil Yazar.

Kırçıllı dünya bu ara şeytanların istilasına uğramış gibi herkes kötü bense başpiskopos
  • /
  • 24

sözlük yazarlarından yemek tarifleri

dondurma

kedi görünce miyavlamak

empati yeteneği gelişmiş insan . biranda karşısındaki varlığın diliyle ona hitab edebilme yetisi . köpek görünce havlayan , ari görünce vizlayan , ayı görünce boguren beni görünce " dur aşkım viegra alıp geliyorum " diyen bir sevgilim olmuştu o kadar empatikti ki yaz tatilinde bir baktım ki yediğimiz balıklara üzülmüş ve balık olmuş hem de kızartılmış yılan balığı... yilan balığı gibi adamdı. açtım yedim .pişmanım. çok özlüyorum seni yaaa , zor sindirdim midemde kurbağa ya dönüştü ve viraklamaya başladı hala içimde sanırım...

dark bear'ın yattığı yazarları editör yapması

ay ben çirkin miyim yanee ? diye beni bir anligina düşündüren entry ? ay cidden çirkin degilim ben yaa herkes benim peşimde dermişim.. demekki editör olursam biranda demekki herkes benim kraliçe olduğumu düşünecek (kahkaha )
yahu adamla whatsappta bile konuştum inanılmaz babacan , yardım sever , iyiniyetli , insanin dertlesebilecegi nitelikte bir insan . bence darkbear la sevişmek isteyipte darkbearin sevismedigi kafalardan çıkan sesler . ayrica öyle olsa ne olacak ? hayırdır ya ? milletin yatak odasından size ne ?

yaşanan paranormal olaylar

anlatıyımda korkun... bir varmış bir yokmuş develer telalken pireler berberken ben babamın besigini tıngır mıngır sallarken ... evrim ışte öyle bir akşam hafif hava yağmurlu ve gök gürlerken , nerden geldiği belirli olmayan bebek çığlıkları geceyi bölerken , tepede ay en parlak ve en kocaman halinde biraz alkollü evine gelmiş. üzerine hızlıca soyup biranda yatağına yatmak istiyormuş. gecenin çığlıklarını duymamak için televizyon kumandasini aramaya başlamış dağınık salonunda . kafasını pencereye çevirdiği an inanılmaz büyüklükte bir rüzgar pencerelere öyle çarpmış ki neredeyse duvar titremiş. birkac dakika sonra kumandayı bulup televizyonu açmış o da ne ! televizyonda tam da o an kendisini görmüş aa sanki evin içinde bir kamera var ve evin içine stüdyo kurulmuş . çok fazla içtiğini düşünmüş zapping yapıyor yok değişmiyor her kanalda o , o an ki hareketleri ve evi .cnn türk ekranlarinda şirin payzin son dakika geçerken elini yüzünü yıkamak için banyoya koşmuş
" evet sayın seyirciler marsli buyuk zepulasyoniusun oğlu bu kızla evlenmek için nasa yetkililerine bir demet gul ve cikolatyla marsdan dünyamıza gelmiştir ve marsta yayin yapan yüksek teknoloji televizyonlarindan e. p. isimli şahsın evindeyiz " evrim biranda anlamış " hayir bu olanlar rüya degil " diyerek ağlamaya başlamış bir yandan da televizyon ekranlarinda şirin payzinin sol tarafında kendi aglamasini izlereyek halbuki çevresinde ne bir kamera ne de bir mikrofon yokmuş. şirin payzin konuşmaya devam etmis ; seyirci bak marslilar tüm uydu erisimimize el koydu ve safeve bu kadının yayini yapıyoruz..... birandao da evrim in arkasında bir karalti belirmis televizyon ekranina baktığında o da ne bir marsli ellerinde çiçeğe benzeyen isiksal bir buketle önünde eğilmiş
" korkma benden gel marsımin prensesi olmuş. nasadan seni istedim ama karşılığında yüksek teknolojili bir şey vermemizi istediler . istersen onu yaparim ." evrim biranda irkilmis
" ama ben seni tanımıyorum ben insanim sen insan değilsin nasil olur demiş "
o an da donmuş tv ekranları sanli zaman durmuş ve marsli prens evrime dokunmasiyla sadiseler içerisinde zamansiz bir an da evrim farketmis ki gerçek aşkın cinsiyeti türü biçimi olsun nefes alsın yeter diye dusunmus2 ve marsliya sormuş:
" nefes alabiliyor musun ? "
" evet merak etme paranormal olduguma bak sen " demiş... yillaaar geçmiş hani marsta zaman baskaymis dünya da geçen 100 yilmarsta bir saniyeye denk geliyormuş... evrim bir dünya gezisinde bunu farketmiş sevdiği herkesin oöldügünu farkedince ama o kadar mutlu olmuşlar ki hiçbir engel kalmamış aralarında .. paranormal aşkının memleketinde mars kralı ölünce taht kocasına kalinca tum mars ahalisi bağrına basmış ve evrim cik marsin kralicesi olup zeus sikalana kadar paranormal aşkıyla mutku mesut yaşamış....

yalova üniversitesi rektörü

ingiltere de eğitim aldığını söyleyip , yalova universitesini yerin dibine sokmuş adam . neyin kafasıyla bu moda girip açıklama yapmıştır anlayamadim . odtü de bogazicinde hoca olamadım geldim burda oldum demiştir.

tanışma sürecinde sorulanlar

soru sormadan önce kutumu açmak isterim ben valla kutumda ne olduğunu bilmeden giremem onca zahmete .. postmodern ilişkiler tam benlik .. sondan başlayip ilk yapılması gerekenlere gelelim .
haticeye degil necatiye bakmak lazım

atancam ben

nereye atandıgini merak ettiğim yazar .ay inşaallah bu yılın sonunda ben de hayallerime ulaşırım .

eşcinsellerin yaşlanması

beni bunalıma sokan başlık. dur ya daha 22 yaşındayım hatta yeni oldum bir trans için çok genç bir yaş. ama aklima geldi tabi ölmez de yasarsak. . .
yercekimiyle savasamiyacagimiza göre kabullenmek en iyisi olmalı yaşlanmayı , yaşlıları her zaman sevmisimdir saygısızlık yapmam oturduğum binada bazılarının sokak işlerini falan da yaparim ama gel gor ki hayal ediyorum aynaya bakınca saçlarım beyazlamis , derim yere yaklaşmış ve kırışmış , tanrim sex neudi modumdaymis vajinamin yerini unutmuşum sadece ciş yaparken falan görüyormuşum...
farkındayım yaşlanmak korkunç ( bana göre ! ) yaşlılığa güzellik , çekicilik , seksilik bunlar da tasinamaz biliyorum insan yasliligina sadece ismini adını yaptıklarını tasiyabilir ondan gençlik yıllarında çalışmakla mümkün olabilir .
aklima banu alkan geldi bak bu başlık psikolojimi bozdu ...

35 ten sonra kendimi aşka açmaliyim sanirim . evlenmiş karısı ölmüş küçük çocuğuna anne ( doguramayacagima göre ) , kendisine prenses , yaslaninca da elimi tutabilecek koca ariyorum. ( kahkaha )ay bak ciddiyim bu kez hukukçu olacak kriterimi kaldırdım ekonomist , işletmeci ne biliyim be adam olsun yeter . tercihen çiftliği falan olsun genc yaşta yaşlandigimda tadini cikaramayacagim şeyler için çabalamak istemedim bir an . (bkz:koca istiyorum gel beni al )

yazarların yaptığı orospuluklar

kahkaha attıran başlık."deveye sormuşlar boynun neden eğri deve de cevap vermiş ayol nerem doğru ki " demiş aklıma geldi .

ayı sözlük yazarlarının kullandıkları parfümler

ateşli geceler için evet hala sıkılmadan : (bkz:dior)(bkz:hypnoticpoison)
gündüz ; (bkz:chanelno5)
sıradan bir gündüz: (bkz: yvesrocher ) (bkz: organik) (bkz : vanilya )
club geceleri: (bkz : tomford ) (bkz: blackorchid )

bir erkeğin en çekici olduğu an

benim orgazm olduğum an o suratındaki ben " erkeğim " ifadesini görünce biranda boşalan içim yeniden dolabilir ve biranda kucağına zıplaya bilirim .

eski yeni

tavsiye üzerine bir cumartesi günü ankara daki trans arkadaşlarımla gittiğim mekan . ciddi anlamda söylüyorum mekan iğrenç , pis , kirli , kokteyller rezil , gelenler ya 5 liralik deo kokuyor ya da ter !!!
alt katı gayfriendly gibi bir şey dediler indik . ya ciddi anlamda söylüyorum bir ankara li olarak ankara da az da olsa çok kaliteli mekanlar var bu tur yerlere neden haketmedikleri sıfatları veriyorsunuz anlamıyorum. siz düzgün giyimli , kibar ve efendiyseniz bir mekanın gay mekan ya da gayfriendly olmasına gerek yokki !
ilk gidişimde de bu mekana alt katıni bilmiyordum . ankaradan bir kolimle bir şeyler içelim diye uğramıştık ve kapıdaki kendini bilmez kustahlar yanimdaki erkek arkadaşımdan dayak yedikleri mekan ! arsizlar , kustahlar ve seviyesizler ! cok ciddi söylüyorum mekan pis . sandalyeler pis masalarin uzeri pis servis pis garsonlar gereksiz ilgili gereksiz samimiler ! hayırdır ya !
bilemem seveni de cokmuş bu mekanın ama ben o kafalara giremiyorum lise yillarimda da giremedim .

bistro savoy

konur sokakta kafe mi bar mi zevksiz bir insanin salonu mu anlayamadığım yer . hümanist bir gay arkadaşımın beni götürdüğü mekana girmemle şok geçirdiğim ve suratimdaki dehşete düşmüş ifadeyi gören ve 20. dk da çıktığımız ( sayemde ) mekan. mekanda ilginç giyimli insanlar ilginç derken ağır moda ultra fashion şeyleri kastetmiyorum ve oyun havasına kaşıkla oynayan burunları hızmalı , saçları balyajli ınsanlar. ınsana aman tanrım bu nasil bir çelişki dedirten mekan . tipi hippi ruhu ankara 'nin bağları. sanki oyun havası çalan bir düğüne gitmissiniz gibi . ayrıca mekanın aydinlatmalarini kafe pub vs açacak arkadaşlar gitsin görsün o kadar mi basit o kadar mi iğrenç. anlatamam .

perfetti sconosciuti

ingilizceyi (bkz:perfect strangers) olarak çevrilen film 7 arkadaşın akşam yemeği için buluşmalarıyla başlar. baştan sona tek mekanda geçen filmde telefonlar kara kutu olarak nitelndirilir . aralarından bir tanesinin teklifiyle telefonları masaya konulur ve gelen her arama , sms , email , herkes tarafından okunacaktır.
söz konusu 7 arkadaş birbirlerine oldukça yakındırlar fakat gösterir ki herbirinin gizli , gizledikleri sırları vardır. filmin sonu sürpriz bir şekilde biter .
benim çıkardığım ana fikirse gül koktugunu zannedenlerin aslında bok koktugudur.
esasında ben durağan film sevmem ama filmdeki diyaloglar ve oyuncuların oyunculuklari sayesinde sıkılmak mümkün değilken şaşırmak bolca .

alternatif ayrılık bahaneleri

pilajda bira içen kadın doktorların gözaltına alınması

o kadınlar plajda sözlü ya da fiziksel tacize uğramış olsalardı 4 5 tane polisin anında orda olması mümkün degildi .

dünya düzdür

hayir ya sizi akla davet ediyorum dünya dikdortgendir. ay da piramit seklindedir . yıllarca bize yalan söylediler , insanlık tarihini kandirdilar. dunya yuvarlak diyenler eşcinselliği yayiyor amaçları bu(!) illuminati yalanları inanmayin kardeşlerim...
dermisim ve binlerce insanı peşimden suruklermisim ay ne eglenirdim anlatamam.

ercan kızılateş

(bkz:radbruch formülü ) ne der ?pozitif hukuk kuralları adaleti sağlamaya yetkin olamıyorsa ; adaleti sağlaması gereken organların o pozitif hukuk kurallarına direnmesi ve adaletin yerine getirilmesinin sağlanması anlamina gelir .gustav lambert radbruch bak usenmemis aklı tutulmuş insanlar için vicdanı formüle etmiş .
askısı üzgünüm ama hukuk metod derslerinde biri sana bunu öğretmistir. tabiki bu bir kural degil ! ama adalet gereği yapılması gerekir ! vicdanınızdaki kara paraları nasıl akliyorsunuz merak ediyorum !
tck da nefrey suç lari diyelim ki duzenlenmemis olsun ne yapalım oturup onun duzenlenmesini mi bekleyeceğiz !

ercan kızılateş

ve beklenilen karar çıktı... minibüs saldırganı serbest bırakıldı ! neden şahıs zaten " vergi usül kanuna muhalefetten " hapisteydi. şort giydiği için darp ettiği kadına karşı işlediği suçtan denetimli serbestlikle serbest kaldı ! neden ? çünkü hakimlerimiz suçun tipolojisini belirleyemedikleri için.. bu belirleyememenin bir sürü sebebi var girmeyeceğim.
minibüste o kıza " hayat biçiminden , kılık kıyafetinden , yaşam tarzından " dolayı fiilin gerçekleştiği maddi delillerle kesin mi ? evet ! ( adam cinsel saldırı için kadını darp ediyor olsa fikri ictima , gerçek ictima tartışmaları ve çıkan sonuç fazla elestirilmeyebilir ya da adam hırsızlık suçu için darp fiilini gerceklestiriyor degil ki ) peki kararı veren hakim bu olayı neden basit darp suçuna göre karar verip , iyi halden indirim uygulayıp , bir de erteleme kararı veriyor ? ( iyi halden indirim için fiili işleyen şahsın hareketine bakmak lazim gelmez mi ? ceza muhakemesini siz mi doğru biliyorsunuz yani ) cevabi herkes biliyor . peki olay düşünüldüğünde maddi ve manevi vakialar biraraya getirildiğinde bu olayi basit bir darp , yaralama , suç tipine sokabilir miyiz ? sokarsak akil tutulması yasiyoruzdur ! bir karar verirken sonuca götüren olay sadece maddi unsurlar mıdır? degil diyorlar ! e peki bu olay örgüsunde manevi unsurlar ele alınırsa sen buna nasıl kasten yaralama ve bu suçun getirdiği sonuçlar yukleyebiliyorsun ! hatta onları da yuklemeyip sen bu şahsi koşulla serbest bırakıyorsun. rica ediyorum birinci sinifa dönün ve " hukuk sosyolojisi " ders notlariniza yeniden gozatin. hukuk neden var ? ceza neden var ? sizden filozof olmanızı beklemiyor kimse sadece hakkaniyet . bu eylem " nefret suçu " şartlarını taşır ! örgüt aramaya gerek yok ya da eylem islenirken herhangi bir slogan var mi yok mu ? bu tur kirtasiyecilik faaliyetleri adaleti sağlamaz ! tck da yazan nefret suçuna sokamiyorsaniz eylemin maddi ve manevi size akademide öğretilen şeyleri hatirlatmakta fayda var diye düşünüyorum.
  • /
  • 24

alttaki yazara soracaklarım var

çok düşündüm evrim. bildiğin gibi değil her bir saniyem seni düşünerek geçti. ama lütfen artık ısrar etme daha fazla düşünmek istemiyorum. olmaz bu iş. yani çıkarı yok malesef. ayrılmalıyız. adsfadafsa.
elinde şuan ne var?

transseksüel olmak neye benziyor

attığı adımlardan dolayı "cesur" sanılıp, bedenindeki tutukluluğa daha fazla devam edemeyeceğinin "korku"suna sahip olup;
cezasından devletin "şartlı tahliye"si ile kurtulup toplumun "müebbet" hapsine çarptırılmaktır.

ben bir tutuklu mahkumum.
unutulmak istenen anıların izlerini taşıyan bir bedeni diğer mahkumla birlikte paylaşıyorum.
o benden daha güçlü(ydü).
insanlar ona güçlü olmasını söyledikleri için, benden çok yaşadığı için, yaşadığı kayıpları daha fazla olduğu için, erkek(!) olduğu için...
benim doğduğum zamanları hatırlıyor o; bedenine, onun bedenine hapsoluşumu hatırlıyor.
beni sevmiyordu.
varlığımı kabullenmiyordu, ikimizin de tutsak olduğunu, ikimizin de aynı cezaya çarptırıldığını farketmiyordu.
o beden ikimize aitti ama o bencildi, bana nefes alacak yer bırakmıyordu.
sessiz kalmamı, gitmemi, kendisini yalnız bırakmamı, ölmemi istedi.
sonra onun bedeni değişmeye başladı, yok olmama neden olabilecek şeyler oluyordu.
hiç bitmeyecekmişçesine süren acılar içinde çığlıklar attım.
yakarışlarım bitsin diye sadece bitsin diye gardiyanlara sorunlarımı belli etmeye çalışmış.
onun da güçsüz olduğunu o zaman anladım.
gardiyanlar bizden daha güçlüymüş.
onu da susturdular.
ikimiz de sessizlik yemini edip günlerin geçmesini bekledik.
belki bir gün...
tutsaklık devam ettikçe birbirimiz daha iyi tanıdık.
ben onu sevmiş olmama rağmen bana karşı soğuktu.
doğrusu o herkese karşı soğuktu; kendiyle barışık olmadığı için, ben orada olduğum için...
ben de yeterince dayanıklıymışım.
ondan üstün olduğum anlar oldu, istediklerimi yaptırabildiğim.
her defasında ikimize de zarar verdi ne yapacağını bilemediği için.
günün birinde gidiyoruz dedi, gariyanların haberi varmış.
salıverileceğim zaman geliyor heyecanıyla hazırlıklarımı planlıyordum.
o gün ne giyeceğime, nasıl davranacağıma, o olmadan nasıl görüneceğimi, insanların arasında ilk defa nasıl yer alacağımı...
gün çattı, ayrılık sözleri edildi, uğurlandık.
elimde umutlarımla beklerken gittiğim yerdeki gardiyanın da bizden güçlü olduğunu, hatta öncekilerden daha güçlü olduğunu gördük.
ve biz yine sessizlik içinde bekledik.
...
bir gün onun arkadaşı bir şeyleri farkettirdi, aslında bildiğimiz şeyi yüzümüze vurdu.
bu kez olacak derken ikimizin de beklediğini yapmadı, ona uygun olanı değil ona layık görülene karar verdi.
yine de sevindim.
istediklerimin bazıları oluyordu; ilk deneyimleri, ilk heyecanları onunla birlikte ben de yaşadım.
o mutluydu, nelerin eksik olduğunu bilmeden; ben mutluydum eksiklerin de tamamlanacağını bilerek.
artık birbirimize bağlanmıştık. heyecanlandırdığı her insana bağlılık hissettirse de o bana bağlıydı.
kabul etmek istemesem de ben de ona.
o olmadan ben hiç olmayacaktım.
varlığımı parazit gibi düşünürken onun eksiklerini tamamladığımı, onu ilginç kıldığımı farkettikçe kendimi önemli hissettim.
bu mutluluğumuzun üzerinden çok geçmeden ikimizi de yaralayan, belli etmese de onun daha çok zarar gördüğü bir olay yaşadık.
mutluluk bitti...
ikimiz de kabuğun içinde soğuktan ölmeyi bekleyen tırtıl gibi kıvrılıp uyuduk.
...
alkolün etkisiyle kontrolü ele aldığım bir gece, ne olduğunu bilmediğimiz ama o güne kadar beklediğimiz çağrı geldi.
bir davetti.
ikimiz de hemencecik kabullendik.
hazırlıklar, parıltılar, cıvıltılar, geri bırakılan utangaçlık ve ben ordaydım.
gerçek hayata doğmuştum.
ordaydım.
ve o benimle gurur duyuyordu, kendisinin yerine geçmemi istiyordu.
ben olarak kalmak istiyordu.
o heyecanı, o geceyi, o ilk olmayı, ilk doğmayı hiç unutmadık.
eskisi gibi değildik ikimiz de.
kazanmıştık.
gece bitince sessizliğe gömülsek de bağımlı olduğumuzu ve tekrar isteyeceğimizi biliyorduk.
istedik de...
ve yaptık da...
doyasıya, korkuyla, korkusuzlukla.
...
yine bir ayrılık vakti, yine köklü değişiklikler ve yeni bir dünyayı daha yaşamaya başladık.
ilk iş kendimizi göstermek, beğenenler olucak tabi ki.
kendimize güveniyoruz.
sonra bizim gibi olanları gördük, onlarla tanıştık, yaşadıklarını dinledik.
aynı gibi görünsek de biz birbirimizle anlaşmışken onlar hep mücadele halinde olmuş.
kendileriyle, aileleriyle, toplumla.
biz o kadar cesur değildik, sessiz kalmaya devam ettik.
...
tecrübeler oldu mutlu eden, tecrübeler oldu yaralayan, tecrübeler oldu bizi biz yapan.
ben olduğum...
bir yolculuk sırasında kendi yolcuğumu yaptırmaya ikna ettim onu.
artık gizlenmeyeceğimi, buna alışması gerektiğini.
ve başladık.
başladım...
...
ben olmaya başladım.
ama o hasta oldu, ben korktum geri çekildim.
iyileşmesini bekledim, tekrar konuşacağımız zamana kadar.
tekrar ikna edeceğim günü beklerken hiç beklemediği şeyi yaptı.
bana hediyesini verdi.
kendisi de ben olmak istiyordu.
dönüşüm tamamlanana kadar bana bakacağını söyledi.
...
ve tekrar başladık.
geri dönemeyeceğimiz kadar ilerledik.
hem vazgeçmek isteyen kim.
istediğim bedenin izleri oluştukça birlikte mutlu oluyoruz.
biliyoruz ki uzun yolumuz var.
ama mutluyuz.
ne demişler: "ama"dan önce söylenenlerin değeri yoktur diye.
ama mutluyuz...

8 mart dünya kadınlar günü

bu sözlükte yazarlar arasında etkileşim, iletişim zayıf gerçekten.

8 mart dünya emekçi kadınlar günü

yıl içinde en iyi hissettiğim gün. kadınlarla birlikte yürümek, bağırmak, birbirimizin varlığını hissetmek o kadar iyi geliyor ki. birbirimizden güç aldığımız, bilincimizde taşıdıklarımızı sorgulatan ve kadın olma bilincini kazandıran, kendi adımızı, adlarımızı koymaya cesaret ettiğimizi haykırdığımız gün. tek bir gün olmasından bir önemi yokmuş gibi görünebilir, kadınları metalaştıranların kullanmaya çalıştıkları bir gün olabilir ama gerçekten aylar sonra bile baktığında o güne dair fotoğraflara hissettirdiği güç ve dayanışma duygusu yeni dostluklara açılabiliyor, kadınlar arası ilişkiyi rekabetten birbirini anlamaya çevirebiliyor. umarım her sene gücümüz katlanarak artar. ayrıca kadınlar olarak şiddete karşı çıkan ve eşitliği savunan erkeklerin de 8 marta ortak olmak yerine ayrı yürüyüşler yapıp erkekliği sorgulamalarını bekliyoruz.

8 mart dünya emekçi kadınlar günü

"biz (kadın) sizin (erkek) için değiliz" dediğimiz gün. hayatımızı geri alana dek, hayatın her alanını dönüştürene dek mücadelemiz sürecek.

ex seri eksici ibnenin yerine vekaleten seri eksici ibne bırakması

zamanında bunu da gördük.

sözlüğü terk edip yazmayı bırakacağını söyleyen seri eksici ibne, tahtına başka bir seri eksici ibneyi varis olarak oturtmuş; sözlüğü terk ettikten sonra, vekaleten bu işlere bakan seri eksici ibne eksileme işine devam etmişti.

çok enretesandır, sözlüğü terk eden seri eksici ibne ile vekaleten görevi alan eksici ibne sonra kanlı bıçaklı oldular, şu an aynı ortamlara dahi girmiyorlar. umarım ben de görmem onları ya gözlerim falan kanar sonra, işallah orospu falan olmuşlardır hacı abi.*

survivor 2018 all star

sözlük hanımağası

hoş bir sözlük sıfatıdır.

işte bu sıfat da bana uygundur. sayın dark bear'ı, bu durumu eyleme dökmeye davet ediyorum. swh

sözlükçülerin 15 yaşındaki haline vereceği öğüt

neden rüyanda sürekli erkek öğretmenlerinle seviştiğini sorgulamayı bırak çünkü eşcinselsin.

Toplam entry sayısı: 466

ilham veren kadın söylemleri

"ben hiçbir zaman feministin ne olduğunu anlayamadım. ancak şunu biliyorum ki beni kapı paspasından ayıran duygularımı açıkladığımda insanlar bana feminist dediler." (bkz: rebecca west )

10 cm penis çok mu küçük sorunsalı

değil ya içinizde 10 cm işlevi iyiyse uzun süre kalabiliyorsa yeterli bence . sik buldunuzda cm 2 si kaldı . hahaha

eşcinsellerin yaşlanması

beni bunalıma sokan başlık. dur ya daha 22 yaşındayım hatta yeni oldum bir trans için çok genç bir yaş. ama aklima geldi tabi ölmez de yasarsak. . .
yercekimiyle savasamiyacagimiza göre kabullenmek en iyisi olmalı yaşlanmayı , yaşlıları her zaman sevmisimdir saygısızlık yapmam oturduğum binada bazılarının sokak işlerini falan da yaparim ama gel gor ki hayal ediyorum aynaya bakınca saçlarım beyazlamis , derim yere yaklaşmış ve kırışmış , tanrim sex neudi modumdaymis vajinamin yerini unutmuşum sadece ciş yaparken falan görüyormuşum...
farkındayım yaşlanmak korkunç ( bana göre ! ) yaşlılığa güzellik , çekicilik , seksilik bunlar da tasinamaz biliyorum insan yasliligina sadece ismini adını yaptıklarını tasiyabilir ondan gençlik yıllarında çalışmakla mümkün olabilir .
aklima banu alkan geldi bak bu başlık psikolojimi bozdu ...

35 ten sonra kendimi aşka açmaliyim sanirim . evlenmiş karısı ölmüş küçük çocuğuna anne ( doguramayacagima göre ) , kendisine prenses , yaslaninca da elimi tutabilecek koca ariyorum. ( kahkaha )ay bak ciddiyim bu kez hukukçu olacak kriterimi kaldırdım ekonomist , işletmeci ne biliyim be adam olsun yeter . tercihen çiftliği falan olsun genc yaşta yaşlandigimda tadini cikaramayacagim şeyler için çabalamak istemedim bir an . (bkz:koca istiyorum gel beni al )

hilal feza ve diğer gezegenler

trans kadını canlandırmak için kutluğ ataman keşke bir trans kullansaydı . yok mu yanı trans olup o rolü babalarca oynayacak trans kadın . bu ne perhiz bu ne lahana turşusu .
sinema anlayışınız bu kadar ! piyasa bir suratla sen gerçek hikayeyi nasıl vereceksin ? hande ataizini i de straight bir orospu rolü verseydin yine filminin popüler olma derdini bir şekilde sağlardın . neyse çöp olur kesin zaten .

en komik yemek davetleri

yemek davetinden insan ne bekler ? temiz , ferah , güzel kokan bir ortam ; özenle hazırlanılmış şık masa ;davette bulunan kişinin şık giyinmesi berber görmeyen yerlerinin berbere görünmesi falan . sen ne yaparsın sabahtan kahvaltını yapar duşunu alır yemek saatine göre işlerini hazırlarsın yemek saatine yakın kuaföre gidersin ayda yılda on yılda falan giyeceğin seksi bir o kadar usturuplu ama cüretkar kıyafetini giyersin ( tercihen ben etekli bir şeyler giyerim ki belki masada fantazi yapar ayağını falan gezdirir düşüncesi ( hayaller ve hayatlar ) ) erkeğe ne alınır ışte kırmızı gül olmaz beyaz gül ya da papatya alırsın, arabadan inmeden son kez özel akşamlarda sıktığın parfümü sıkıp aynadan rujunu kontrol edip rimelini bir kere daha geçip çıkarsın. ( söz konusu beldeli koli ama adam lacomtrak tavırlarda acaba aşk kadını mıyım ki diye denersin yani hani e belki ) zile basarsın ve şok gecesi başlar.

yemek dediği şey pizza , kapalı plastikte alınmış salata ve saçma market sosları ! insan bir çorba yapar ya falan diye düşünürsün e bu bana çiçek de almamış e ben bu pizzayı yersem tanrım vıcık vıcık ( hayır cok severim o ayrı ) rujum ağzıma gözüme bulaşır e ben bu oduna çiçek de aldım tanrım of ne aptallık neyse adam yalnız yoğun çalışıyor olur tamam sus . sen kırmızı pullu mullu elbise adam yanında koltukta şortla oturuyor ve bira içmeyi teklif ediyor ( ya hayır bira da içeriz ama ben bira konseptinde degilim ki )olmaz işte o an çıldırdığın an !
-hadi odan neredeydi ? dokunma sakın pizzalı ellinle elbiseme ! ( hatta o kadar kızmışsındır ki ) önce cash i alırsın.
ve bir aşk maceran daha iğrenç bir şekilde bitmiştir .. beklenti suya düşmüş romantik olacağını düşündüğün yemek maç izleyen adamlar modunda geçmiştir ! üzülecek bir şey yok işimize baktık der ve gidersin . evine gittiğinde telefonuna bir mesaj " evrim gerçekten seni anlayamıyorum " gel de bu adama cinsiyetçi küfür etme ! o kuaförde o kadar vakit ayır o elbiseyle çiçekçiye git çiçek al odun öküz sana mesaj atsın evrim seni anlayamiyorum .
" arama bir daha beni sana vermicem artık ! "

içinden bok çıkan bir deliği sikmek

içinden çocuk çıkan deliği sikebiliyorsunuz ama ! bok sikmek bu gibi ifadeler faşist ve homofobik söylemler ! ama mantiklari sıfır bunu düşünen kafaların içinden bebek çıkan , kan çıkan deliği de sikmemeleri lazim ! ne kafalar ya ! bok dediğin şeyi kötü yapan şey de benim için ve herkes için kabullenilmiş algı ! saçma popüler alginizi sanata bilime politikaya yoneltseydiniz azıcık insanı yaşardık bizde ! natgeo da yayınlanan orangutanlar gibisiniz evrim gecirememis kafalar !

1 ay boyunca yıkanmayan adamın taşak kokusu

kokudan taşşakları erir bence . açar bakar ki taşşak yok yerinde gaz bulutu .

hilal feza ve diğer gezegenler

trans kadını canlandırmak için kutluğ ataman keşke bir trans kullansaydı . yok mu yanı trans olup o rolü babalarca oynayacak trans kadın . bu ne perhiz bu ne lahana turşusu .
sinema anlayışınız bu kadar ! piyasa bir suratla sen gerçek hikayeyi nasıl vereceksin ? hande ataizini i de straight bir orospu rolü verseydin yine filminin popüler olma derdini bir şekilde sağlardın . neyse çöp olur kesin zaten .

ayı sözlük yazarlarının penis yatırma yönü

üçleme hahaha.. hayatim alicaksin bacak arana doğru egiceksin tasaklariniz büyükse ped falan koyun yoksa olmuyor .. napcan bszi kadınların vajinası dışarıya doğru çıkmış olabiliyor... sal gez ayol

sözlükçülerin 15 yaşındaki haline vereceği öğüt

asi ol , seviş , hata yap , hata yapmaktan korkma , evden kaç , hayatla yüzleş , düşmekten korkma , acı çekmekten korkma , git gizlice bira iç , sessiz olma ve o şakın platonik aşkının devam edeceğini düşünme . bitecek ve sen mükemmel bir kadın olacaksın tüm hatalarınla . sosyal statüleri boş ver önemli olan mutlu olmak . aileni dinleme nerde ne yapmak istiyorsan onu yap para bir şekilde kazanılıyormuş sakın korkma ! 21 yaşına geldiğinde bunları yapmazsan sorumlulukların seni 50 hissettirecek .
servisteki oğlanlardan korkma 20 ki yaşlarında dahi önünde eğilecek hepsi , erkeklerden çekinme sen kadın değilsin öyle yaşama transsın hadi bunu farket ve evril mutlu olmak istiyorsan evril . bırak toplumun ne dediğini , babanın laflarını annenin çığlıklarını . boş ver onlar seni sevecek sen kendini sevince herkes sevecek .
test çözme artık yeter son sınıfta gireceğin küçük bir depresyon seni ilk bine bile sokamayacak o yüzden kalk şimdi kızlarla sinemaya falan git yoksa son sınıfta fazla kaygıdan aklına bile gelmeyen bir şehirde öğrenci olacaksın .. ağlamaktan korkma , istiyorum demeyi öğren yoksa 20 li yaşlarının başında bir şey istediğin zaman agresif yapacak seni şu an ki bu halin .. öpüştüğün o çocuğa ver ver ki kurtul yoksa arada sırada aklına gelecek kimseyi sevemeyeceksin , gözünde erkekleri kutsallaştırma en babası 10 dk . ve şakın ama şakın bir şeylerden kaçma git ve yüzleş . seni seviyorum .

hilal feza ve diğer gezegenler

trans kadını canlandırmak için kutluğ ataman keşke bir trans kullansaydı . yok mu yanı trans olup o rolü babalarca oynayacak trans kadın . bu ne perhiz bu ne lahana turşusu .
sinema anlayışınız bu kadar ! piyasa bir suratla sen gerçek hikayeyi nasıl vereceksin ? hande ataizini i de straight bir orospu rolü verseydin yine filminin popüler olma derdini bir şekilde sağlardın . neyse çöp olur kesin zaten .

yaşanan paranormal olaylar

anlatıyımda korkun... bir varmış bir yokmuş develer telalken pireler berberken ben babamın besigini tıngır mıngır sallarken ... evrim ışte öyle bir akşam hafif hava yağmurlu ve gök gürlerken , nerden geldiği belirli olmayan bebek çığlıkları geceyi bölerken , tepede ay en parlak ve en kocaman halinde biraz alkollü evine gelmiş. üzerine hızlıca soyup biranda yatağına yatmak istiyormuş. gecenin çığlıklarını duymamak için televizyon kumandasini aramaya başlamış dağınık salonunda . kafasını pencereye çevirdiği an inanılmaz büyüklükte bir rüzgar pencerelere öyle çarpmış ki neredeyse duvar titremiş. birkac dakika sonra kumandayı bulup televizyonu açmış o da ne ! televizyonda tam da o an kendisini görmüş aa sanki evin içinde bir kamera var ve evin içine stüdyo kurulmuş . çok fazla içtiğini düşünmüş zapping yapıyor yok değişmiyor her kanalda o , o an ki hareketleri ve evi .cnn türk ekranlarinda şirin payzin son dakika geçerken elini yüzünü yıkamak için banyoya koşmuş
" evet sayın seyirciler marsli buyuk zepulasyoniusun oğlu bu kızla evlenmek için nasa yetkililerine bir demet gul ve cikolatyla marsdan dünyamıza gelmiştir ve marsta yayin yapan yüksek teknoloji televizyonlarindan e. p. isimli şahsın evindeyiz " evrim biranda anlamış " hayir bu olanlar rüya degil " diyerek ağlamaya başlamış bir yandan da televizyon ekranlarinda şirin payzinin sol tarafında kendi aglamasini izlereyek halbuki çevresinde ne bir kamera ne de bir mikrofon yokmuş. şirin payzin konuşmaya devam etmis ; seyirci bak marslilar tüm uydu erisimimize el koydu ve safeve bu kadının yayini yapıyoruz..... birandao da evrim in arkasında bir karalti belirmis televizyon ekranina baktığında o da ne bir marsli ellerinde çiçeğe benzeyen isiksal bir buketle önünde eğilmiş
" korkma benden gel marsımin prensesi olmuş. nasadan seni istedim ama karşılığında yüksek teknolojili bir şey vermemizi istediler . istersen onu yaparim ." evrim biranda irkilmis
" ama ben seni tanımıyorum ben insanim sen insan değilsin nasil olur demiş "
o an da donmuş tv ekranları sanli zaman durmuş ve marsli prens evrime dokunmasiyla sadiseler içerisinde zamansiz bir an da evrim farketmis ki gerçek aşkın cinsiyeti türü biçimi olsun nefes alsın yeter diye dusunmus2 ve marsliya sormuş:
" nefes alabiliyor musun ? "
" evet merak etme paranormal olduguma bak sen " demiş... yillaaar geçmiş hani marsta zaman baskaymis dünya da geçen 100 yilmarsta bir saniyeye denk geliyormuş... evrim bir dünya gezisinde bunu farketmiş sevdiği herkesin oöldügünu farkedince ama o kadar mutlu olmuşlar ki hiçbir engel kalmamış aralarında .. paranormal aşkının memleketinde mars kralı ölünce taht kocasına kalinca tum mars ahalisi bağrına basmış ve evrim cik marsin kralicesi olup zeus sikalana kadar paranormal aşkıyla mutku mesut yaşamış....

selin ciğerci

namı diğer bebek okan ! transseksüel aslında ; parlak oglan tipi var ! nerden denk geldim ? arkadaşım bak bu ne güzel değişmiş dedi meraktan inceledim , fotoğraflarına baktım , snaplerini iki üç ay takio ettim ! yahu bu kadını nasıl begeniyorlar anlamıyorum. bunu begenenlerin bize tapınması lazim ( ki öyle ) yok mv sevgilisi varmış yok beşiktaşlı futbolcu sevgilisi e olabilir olaun da ama bununla neden hava atar ki bir insan ? duydum ki hem de sağlam kaynaktan kesinlikle sevgili değillermiş " koli " olayları.
gelelim snaplerine ya sen nasıl bir cahilsin , nasıl bir egitimsizsin ablamiz pembe kimliğini her an yerde salliyor "baaak ben kadınım " modunda . inanilmaz itici . gösteriş budalası olduğu gerçek ama gösterişi sahte kerim can durmaz sayesinde kazandığı ünün ekmegini yiyor kesinlikle devam etmeyeceğini düşünüyorum.
babası tekstilciymis ordan yani bu kızın bilmem kac liralık pirlantasi.
kendini ünlü zanneden , ama sadece aptal , eğitimsiz taşra ruhlu kadınlar tarafindan tanınan şahsiyet !
eğitimini merak ettim ! lutfen kahkaha atmayin çok trajik . lise terkimsi bir sey . tek kelime ingilizce dahi konuşamıyor ama sözde " very important person " yazık ya böyle insanları popüler yapıp , onları da kendilerini de kandiran akıl noksanlarina yazık !
röportajını okudum ! annesinden aldığı harcliklarla ameliyatını olmuş ! uzulelim mi buna selin teyze ( hani sen kadınsın ya teyze hala beklersin ) yoksa gulelim mi ? demagoji mi yaptın ailenin parasını mi vurguladin? ne trans lar var ne translar ! yürürken yollar titriyor , egitimleriyle kafalar dönüyor ! hadi güzellik göreceli de taşra ruhlu olmak , egitimli olmak kesinlijle göreceli degil ! ben senin yerinde olsam kerimxan durmaz a yatar kalkar dua ederim . allah başından eksik etmesin ! snaplerini izlerseniz neyi kastettifim anlaşılacak ! pembe kimlik almakta ne var ya ! dava - ameliyat - mahkeme - nüfus ! iki aylık süreç !
" kadın geldi " " ah kadın kadın " " kadınım ben " gibi cumleleri her yerde . hayırdır ya çok asagiladilar seni yoksa lakabın bebek okan degil miydi de neydi ?
azıcık aktivist olsa belki bu kadar sinir olmazdım ! kadınlar zaten kadın kadin ortadalar o senin ve senin gibilerin kurduğu zengin kariyerli adamlar var ya canısı onları ellerinin tersiyle bile itebikiyorlar ! ben ben daha estetiksiz ben istanbuldan........ larin yanina koliyr gidiyorsam bu övünmem gereken bir şey mi ? ( ki tam tersi değil ! üzücü bir durum , erkeği yucelestirmek ! kendini asagiliyorsun da farkindalik yok ! )
allah im akil versin , sağduyu versin ! ne kadar üzücü medya ( sosyal medyanin bir kesimi ) oyuncakligi

not : yaşın gelmiş 40 selin teyze ! bak sana çıtır bir kadından not : azıcık mantıklı ol , senin kadinliginin ölçüsü pembe kimlikse aşkım biz sana boyar verirdik ! valla su an bile 18 cm kalin damarli kadin kadin ! anlatabildim sanırım yazık olmuş. yürürken allah allah geçerken maşallah derler bazi kadinlara , sohbet esnasinda da mal gibi susr izlerler şekerim ! öyle kimlik sallamaya benzemez kadın olmak . benim sakallı pasif ama kadın olan senin gibi .... larin ibne dediği kadin arkadaşlarım var ! kendimi halka açacağım her seyimle valla az kaldı. kadin görün ayol (!)

her şeyi bırakıp istanbul'a gitmek

istanbul’a gelme git git diyenler sizi zorla oraya bağlıyorlar mı ? o nasıl istanbul a yerleşmek istiyorsa sen de malını mülkünü topla yerleş işte kırsala ev fiyatları ucuz kira ucuz oh mis . neyi bekliyorsun orda yer aç şekerim geleceklere .
ben de istanbul da yerleşmek istiyorum ama tavsiyem şu istanbul’un her yeri bence istanbul değil . istanbul’un nimetlerinden faydalanmak istiyorsan birazcık paran olacak cebinde . araştırdığım kadarıyla 1000 tl ye de kira var 5000 tl ye de 200 bin e de satılık ev var milyon dolarla ölçülen evlerde var vs . ben istanbul un bazı bölgelerinin daha beter olduğunu düşündüğüm için araştırma yapıyorum . mesleğimi de yapabileceğim bir yer , rahat oturabileceğim bir semt sana da tavsiyem araştır derim önce . kötü örnek çok olduğu gibi iyi örneklerde bir o kadar fazla . ( konunun uzmanı değilim ama uzmanı olanlar yazsa güzel olabilir )
küçük şehirlerde bir tane bile aktivite yok ! boktan tiyatrocular para kazanma derdiyle turne yapıyor , adam akıllı kültürel bir etkinlik yok olayın cinsel boyutuna gelmek dahi istemiyorum . kendi hayatımdan en basit orneklere devam edecek olursam kullandığım hormon ilacımı ben kadıköy’de bulunan bir eczaneden karşılıyorum gibi . küçük hayatlara özenen insanlar taşının ordan yer açın, yerleştiğimizde trafikle falan uğraşmayalım olur mu ?
ha amacın eğlenceyse de ne yapcan istanbul da ayda yılda bir git eğlen oh mis çekme o derdi ders . istanbul bir londra paris newyork tan daha mükemmel bir yere gelir gelmesine de ah neyse düşünce suçu işlemeyim normal bir zeka demek istediğimi anladı !

tokat gibi cevaplar

bir ingiliz lordu atatürk’ün daveti üzerine istanbul’a gelir. bu misafir şerefine verilen yemekte servis yapan türk elindeki tepsiyi devirir. herkes büyük bi şaşkınlık içinde kalır ve atatürk’ün ne tepki vereceği beklenirken, atatürk ingiliz lorduna dönerek “milletimiz herşeyi beceriyor da bir tek uşaklığı beceremiyor.” der.